Olimpiyat dergisinin 1933 yılında yayınladığı “Fenerbahçe’nin 25. Yılı Özel Sayısı”nda Muvaffak Menemencioğlu da bir makale yazmış. Henüz yazılar tamamlanmadı ama sayının diğer yazılarına “şuradan” ulaşabilirsiniz. Bitene kadar müstakil sayfaları yazıların arasına da koyacağız. İşte onlardan biri… Fenerbahçe’nin ilk 25 yılı… Keyifli okumalar…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Çeyrek Asır
Bugün Fenerbahçe 25 senelik gayretlerinin yıldönümünü yaşıyor. Birkaç arkadaşın hiç yoktan, vasıtasız, yardımsız fakat ümitlerle dolu bir surette esasını kurdukları o günler ile şimdiki vaziyet arasında ne azim farklar var! Fakat bu fark kendi kendine doğmamıştır. Fenerbahçe’nin bugün büyük bir spor müessesesi haline gelmesinde tesadüfün, tarihin bir hissesi varsa azmin, gayretin, bilginin şüphesiz on hissesi vardır. Bu yıldönümünü kutlarken kulübümüzün artık kurtulmuş, artık şan ve şeref içinde istikbale emin gözlerle bakabilecek bir hale gelmiş olmasını gören bizler, kendimizi ne kadar bahtiyar addetsek yeridir.
Bu vaziyeti tahlil etmeyeceğim. Yalnız düne kadar diğer kulüplerden farkı belki biraz daha ziyade sevilmesinden ibaret olan Fenerbahçe’nin bu yeni şekli almasında âmil olan bir toplantıyı burada kaydetmeyi faydalı buluyorum.
Dört sene evvel bir gün Fener müessisleri bir içtima yapmışlardı; kulübün hali, hariçten görüldüğü kadar, emniyet verici değildi, futbol bir takımı bütün emeklere rağmen beklenilen son galebeleri temin edemiyordu, masrafımız daimi surette artıyor, fakat buna mukabil tediye çareleri gün geçtikçe daralıyordu.
O gün uzun tetkiklerden sonra müessisler Fenerbahçe’yi tamamı ile asrî bir kulüp haline getirmek için bir program çizdiler, ve o günden itibaren sistematik bir surette bu kararlarını tatbike başladılar.
Geleceğe Dair
İlk madde takımın, sarı lacivert renklerin şerefi ile mütenasip bir hale getirilmesi idi, idmanlara Temmuz’da başlandı. Haftada üç gün egzersiz ve maç yapan bir takım o sene bir tek mağlubiyetsiz İstanbul şampiyonluğunu kazandı.
İkinci karar saha teminine mütedairdi, kulüp bu işi başa çıkarabilmek için sfütur getirmeyen bir azimle tam üç sene uğraştı, bugün görülen Fenerbahçe Stadı bu gayretlerin güzel bir mahsulüdür. İki futbol sahası, bir atletizm pisti, güzel bir kulüp binası Fenerbahçe’ye Avrupa’da bulunan en yüksek emsali ile boy ölçüşebilecek bir mevki temin etmiştir.
Üçüncü madde olarak da kulübün en büyük istinadı olan futbol takımlarını kuvvetlendirmek için muktedir bir antrenör bir karar altına alınmıştı. Bir senedir çalışan Her Şveng’in elde ettiği neticeler meydandadır. Lig maçlarında Fenerbahçe 3 takımı ile en başta gidiyor. Bilhassa istikbal için kendisine güvenebilecek birçok değerli oyuncular yetiştirmiştir ki kulübün asıl kuvveti buradadır.
Bu programın tabii ki henüz bitmemiştir. Saha daha büyütülecek, ve tedricen 20.000 kişi istiap edebilecek bir dereceye çıkarılacaktır. Takımlar bahsinde de Fener’in takip ettiği gaye yalnız dahilde lig maçlarını muzafferiyetle bitirmek değil, Avrupa’da da Türk renklerini parlak bir surette müdafaa edebilecek bir teşekkül vücuda getirmektir. Mesai bu şekilde devam edecek olursa bir iki seneye kadar bu hususta da iyi neticeler alınacağı ümit olunabilir.
Bu güzel eserler bütün kulüp mensuplarının fakat hassaten başında çalışan bir gencin daimi ve müspet bir gayreti mahsulüdür. Rubu asırlık bir mesai devresini muvaffakıyetler içinde bitiren kulübümü kutlularken bu mesai arkadaşlarıma da en samimi tebriklerimi arz etmeyi bir vicdan borcu telakki ediyorum.
Menemenlizade Ahmet Muvaffak / Fenerbahçe’nin İlk 25 Yılı
(DEVAM EDECEK)