Burada sık sık anı-biyografi paylaşıyoruz. Sırada 7 Nisan 1947 tarihli Türkspor dergisinde Fenerbahçe’nin ünlü teknik direktörü Ignac Molnar ile yapılan röportaj var. Yaklaşık onar senelik aralarla 3 kez Fenerbahçe’nin başına geçen ve her defasında şampiyonluklar yaşayan bu efsane ismin Türkiye’deki ilk röportajını Gündüz Aktuğ yapmış. Keyifli okumalar…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Ignac Molnar Neler Anlatıyor?
Sabah saat on… Mano Palas otelindeyim… Moda’nın en güzel yerinde yükselen otelin salonunda antrenörün kahvaltıya inmesini bekliyorum… Biraz sonra antrenör Molnar aşağıya indi… Sarışın orta boylu bir adam… Beni görünce selam verdi. Arkasından karısı ve kızı da geldiler.. Onlar kahvaltı ederlerken ben antrenöre dönerek Türkspor mecmuasından geldiğimi ve kendisiyle bir röportaj yapmak istediğimi söyleyerek ilk sualimi soruyorum :
- Hangi kulüplerde futbol oynadınız?
Sevimli muhatabım gülerek:
- Mektepten çıktığımdan beri hep futbol oynadım. Hayatımı yalnız bu sayede kazandım. Oynadığım kulüpler sırasıyla : Macaristan, Budapest Atletic Club, Bockai, F.Ç. Futbol Club; Çekoslovakya Bruno, Makabi kulüpleri ve nihayet İtalya F.Ç. di Roma… 25 yaşında futbolu, yani oynamayı bıraktım ve antrenörlüğe başladım.
Mister Molnar şimdi 46 yaşında olduğuna göre 25 yaşında antrenörlüğe başlaması oldukça cazip bir şeydi..
Benim şaşırdığımı görünce:
- Oyuncu yetiştirmek bence oynamaktan daha mühimdir dedi.
- Bundan evvel nerelerde antrenörlük yaptınız?
- Almanya’da, Hollanda’da, Belçika’da, Fransa’da antrenörlük yaptım. Fransa’da 6 ay dolaştım ve bu müddet zarfında yeni modern antrenman sistemi anlattım. Sonra İtalya ve 1943’de de Bulgaristan’da bulundum. Bulgaristan’da milli takımı çalıştırdım. Hakem ve antrenör kurslarında hocalık yaptım.
Molnar o kadar çok yerde bulunmuştu ki bu onun ne kadar fazla kıymeti olduğunun başlıca delilini teşkil ediyordu.
- Kaç defa milli oldunuz?
- Macaristan, Çekoslovakya ve İtalya milli takımlarında oynadım.
Önümde bulunan mecmualara göz attım. Hepsinin üzerinde Molnar’ın resimleri var. Bir tanesinde kızının da resmini görünce, hemen kızına dönerek “Sporla uğraşır mısınız?” dedim. O tebessümle :
- Yüzmeyi çok severim. Macaristan’da sırt üstü şampiyonuydum, diye sualimi cevaplandırdı.
Bütün ailenin sporcu olması ne iyi bir şey…
Antrenöre:
- Fenerbahçe’yi nasıl buldunuz? dediğim zaman,
- Oyuncuları fert olarak çok iyi buldum. Fakat şimdiye kadar sizde oynanan futbol her şeydir lâkin W değil, dedi. Ben antrenmanlarda üç şey nazarı itibare alıyorum : Çift kale, kültür fizik ve top kontrolü… Bundan başka her oyuncuyu da kendi yeri için ayrı ayrı çalıştırmak lazım.
Antrenörle uzun zaman konuştuk. Bu arada onun dünyada eşine nadir tesadüf edilen futbol filmlerine de sahip olduğunu öğrendim ve biraz daha oturarak daha fazla rahatsız etmemek için kendisine teşekkür ve veda ederek ayrıldım.
Gündüz Aktuğ / 7 Nisan 1947 – Türkspor Dergisi