Menü Kapat

Milyonların Sevgilisi Fenerbahçe Neden Çöküyor?

Milyonların Sevgilisi Fenerbahçe Neden Çöküyor?

Sene 1965… Tam 55 sene önce, Milliyet gazetesinde 11 gün üste üste yayınlanan bir yazı dizisinin başlığı böyle idi: “Milyonların Sevgilisi Fenerbahçe Neden Çöküyor?”

İmzasız çıkan bu dizinin yazarı, büyük bir ihtimalle (o dönem gazetenin kadrosunda yer alan) Fenerbahçe efsanesi “Sarı Kanarya” Cihat Arman‘dı. Son derece sansasyonel olan bu yazılar, 30 maddelik bir liste ile bitiyor, sembol kalecimiz Fenerbahçe’nin gelecekte ne yapması gerektiğini anlatıyordu. Müthiş bir öngörüyle yazılan bu maddeleri sizlerle paylaşmak istedik. Keyifli okumalar.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Ve Şimdi Fenerbahçe Ne Yapmalı?

Fenerbahçe’de hizipçiliğe son verilmelidir.

Kongreye gelen her üye, 24 Lirasını kendi cebinden ödemeli, bu kadarcık para için şunun, bunun kuyruğu haline düşmemelidir.

Olayların tesiriyle küsmüş, kenara çekilmiş ya da kasdi hareketlerle kaçırılmış bütün üyeler, yapılacak ilk kongrede muhakkak hazır bulunmalı, kulübün kaderinde söz sahibi olmalıdırlar.

Kongrede seçim, alışılagelen emrivaki şeklinde yapılmamalı, seçilmek isteyen veya seçilmesi faydalı olan bütün isimler tahtaya yazılıp, üyelerin vicdani oylarını vermesine imkan bırakılmalıdır.

Hizipçilerin tahriklerine rağmen, geçmişteki hata ve kinler unutulmalı, her şeye adeta yeniden başlanırcasına prensipler kurulmalıdır. Fenerbahçe “prensiplerin hakim olduğu” bir kulüp hüviyetine kavuşmalıdır.

Kulubün bağımsız ve makul bir malî politikası bulunmalıdır. Bu imkanları teminde zengin üyelerinden yardımından istifade edilmeli ama asla bunların kulübün sahipleri haline gelmesine fırsat verilmemelidir.

Kulübün bir transfer politikası olmalı, ihtiyaç hissedilen futbolcular makul ve meşru yollarla alınmalıdır. Oyuncu kaçırmak gibi Ortaçağ metodları terk edilmelidir.

Kulüpte vazife alanların, günün icaplarına göre konuşmaktan vazgeçmeleri sağlanmalıdır. Hele yetkililerin, birbirlerini itham ederek oyuncu yanındaki hürmetlerini kaybetmeleri önlenmelidir.

Yöneticiler, Teknik Adamlar ve Menajerler

İdareciler idari işlerle uğraşmalı, teknik konuları teknik adamlara bırakmalıdırlar. Neticeler istendiği gibi olmasa bile, teknik insanlara kendilerini gösterecek zaman ve fırsat verilmeli, kulis faaliyetiyle bu şahıslar geldikleri gün yıpratılmaya başlanmamalıdır.

Yurt içinden veya dışından alınacak bir antrenör veya menajerin özellikleri, önceden incelenmeli, oldu bittilere yer verilmemelidir.

Mukavelelere, verilen sözlere sadakat, Fenerbahçe’nin en büyük prensibi olmalı; antrenör, menajer veya oyuncuların kontratları hiçe sayılıp Fenerbahçe’ye hafiflik veren davranışlardan kaçınılmalıdır.

Kulübün bir lokali olmalı, sosyal hüviyeti ağır basmalı, oyuncu ve idareci münasebeti saygı-sevgi havasında sağlanmalı, üyelerle dostça konuşulmalı, bir kongrenin bitiminde yenisi için kulise girişilmekten vazgeçilmelidir.

Fenerbahçe’de muhalefet, bir koltuk kapma mücadelesinden değil, kulübe hizmet arzusundan doğmalıdır. Muhalefet, İngiltere’nin siyasi bünyesindeki gibi, iktidara yardımcı hüviyet taşımalıdır.

Kulübü kendilerine basamak yapmak isteyenlere, bilhassa politikacılara bu fırsat verilmemelidir.

Oyuncular arasında farklılık doğuracak tutumlardan kaçınılmalı, futbolculara karşı eşit davranılmalıdır.

Futbol ve Diğer Şubeler

Kulübün hakiki manasında çeşitli spor şubeleri olmalı, futbol dışı branşlarda Sarı-Lacivert formayı taşıyanlar üvey evlat muamelesinden kurtulmalıdır.

Futbol dışındaki şubelerin başına, sırf kongrede oy verecekleri için bazı kişiler değil, hakikaten ehliyetli insanlar getirilmelidir.

Basının ikazları iyi niyetle karşılanmalı, tenkitler sövme ile değil, aksine üzerine eğilmekle bunlardan faydalanma yoluna gidilmelidir.

Teşkilatla hemen çatışmaya gidilmemeli, kaybedilen maçların bütün sorumluluğunu Federasyon veya hakemlerde görmekten sıyrılınmalıdır.

Kulübün bir basın bürosu ve bir yetkili Basın Sözcüsü olmalı, gazeteciler de Fenerbahçe’nin resmî ağzını bilmeli, sadece ona inanmalı, ama vazifelerini yapmakta kulüpten yardım görmelidirler.

Kadroda bulunan bütün futbolcularla, hatta istidatlı gençlerle yakından ilgilenilmeli, el altındaki bu oyuncuları başka kulüplere kaçırıp da ertesi yıllarda büyük paralarla geri almak hatasına düşülmemelidir. Fenerbahçe, kendi yetiştirdiği kıymetlerden faydalanmayı bilen bir kulüp olmalıdır.

Genç ve B takım antrenörlüklerine hiziplerin adamları değil, ehliyetli, bilgili insanlar getirilmelidir.

Futbol işlerinin başına hem yetkili, hem kudretli bir futbol adamı Teknik Direktör olarak getirilmeli, kendisine tatmin edici para verilmeli, takımın günlük çalışmasını sağlayan antrenör ve irtibatını temin eden menajer de bu teknik direktörün emrinde olmalıdır. Futbolcular, her hususta Teknik Direktörün elinde olduğunu bilmeli, şu veya bu idareciye sokulmanın fayda etmeyeceğini anlamalı ve sahada hakikaten terlemelidirler. İdareciler ise, teknik işlere asla karışmamalıdır.

Futbolcular, profesyonel olduklarını unutmamalı, aldıkları parayı hak etmelidirler.

Yöneticilik ve Kurullar

Oyunculara iyi hareketlerinde verilecek prim yüksek olmalı, ama kötü, lakayt davranışlarında da cezadan kaçınılmamalıdır. Bu cezaların, idareciler tarafından el altından yok hale getirilmesi de önlenmelidir.

Fenerbahçe gibi bir büyük kulübün yetkilileri, önlerine gelen yerde ağızlarına geleni söylemekten çekinmeli, idare heyeti bir “beyanat makinesi” halinde işlenmemelidir.

Haysiyet Divanı, gerçek manada kulübün haysiyetini temine çalışan bir kurul olarak teşkil edilmelidir.

Divan toplantılara, daha olumlu ve layık üyelerden kurulu bir havada yapılmalı, kongre hüviyetine bürünmesi önlenmelidir.

Seyahatlere gidilecek kafilelere faydasız bir sürü adamı sırf kongre ve politika düşünceleriyle sokmaktan sıyrılınmalıdır.

Ve bütün bu yazdıklarımızın Merih’ten gelecek insanlar tarafından değil, pek âlâ Fenerbahçe’de bulunan pek çok kişinin yapabileceğine inanılmalıdır. Ama vicdanlarının sesini dinleyebilen, iyi niyetten ışık alan, hakikaten ehliyetli, hizipçilere pabuç bırakmayacak kadar dürüst, vazife ve mesuliyet namusuna sahip, istifa müessesesinin varlığını unutmayacak, haddini bilen, elinden gelen gayretle çalışan, yardımlarını, hizmetlerini her yerde afiş gibi yaymayan, Fenerbahçe’nin sadece 200-300 kongre âzâsından ibaret değil, milyonların kalbine girmiş bir kulüp olduğunu anlayan insanlar, Fenerbahçe’yi gerçek mertebesine çıkarabilirler. İnanıyor ve memleket sporu adına bekliyoruz.

Milliyet Gazetesi / 07.12.1965 – 18.12.1965 / Milyonların Sevgilisi Fenerbahçe Neden Çöküyor?

1 Comments

Bir Cevap Yazın