Menü Kapat

Sabite Tur

Sabite Tur

Türkiye’nin sanat hayatına damga vuran Fenerbahçeliler de Fenerbahçe tarihinin önemli birer parçası… 1950’li yıllarda “Sarı Kanarya” Cihat Arman‘ın yönetiminde çıkan Öz Fenerbahçe dergisinde, Çeşm-i Yeşil imzasıyla yayınlanan bir seri vardı. “Şayet Sporcu Olsalardı” isimli bu serinin konuklarından biri de Sabite Tur (Gülerman) olmuştu. “Hakem olmak işime gelmez. Çünkü istemeyerek de olsa Fenerbahçe’yi tutardım” diyen unutulmaz musiki üstadını aşağıdaki röportajlarıyla analım istedik.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Sabite Tur

Daha seansına epey var. Çünkü sahnede Müzeyyen Senar okuyor. Ondan sonra Perihan Altındağ Sözeri, daha sonra da Sabite Tur. Elimdeki kağıda eğilmiş, sualleri gözden geçiriyor. Eski Türkçe notlar olduğu için doğrularak yüzüme bakıyor.

Ne güzelmiş şu yazı. Okurken ve yazarken gayet kolay oluyormuş. Bilenlerin ağzından işittiğimiz bu.

  • Bilmem, belki ben alıştığım için olacak, hakikaten gerek okunuşunda, gerekse yazılışında hem bir çabukluk var, hem de rahatlık. Nihayet bu yazının müdafaasını yapacak değilim. Şimdiki yazı yazanlarda alışkanlık sebebiyle olacak, aynı surette yazıp okuyanlar çok. Dönelim esas mevzuumuza : Sporla alakadar olur musunuz?
  • Ziyadesiyle…
  • Hangi sporu daha çok seversiniz ve neden?
  • Yüzmeyi… Çünkü layıkıyla meşgul olduğum spor bu. Onun için daima yazı iple çekerim.
  • Peki hangi kulübe karşı sempatiniz vardır? Nerelisiniz? dedikleri zaman ne cevap verirsiniz?
  • Hiç tereddütsüz “Fenerbahçeliyim” derim.
  • Yeniden dünyaya gelseniz ne olmak isterdiniz?
  • Bunu bana bir başka sefer de sormuşlardı. Sincap olmak isterdim. Nedense o mahlukata karşı yakın bir alakam vardır. Walt Disney’in çizgilerinde onu o kadar sempatik bulurum ki isterim ki bütün film devamında yalnız o oynasın.
  • Belki mübasebetli değil ama merak bu. Kadınlar arasında bir futbol takımı yapılsa, hangi mevkide oynamak isterdiniz?
  • Santrfor… Şöyle, sahaya takımın dizilişini gözümün önüne getiriyorum da gol atma avantajını daha ziyade o mevkideki oyuncuya yakıştırıyorum.
  • Mesela güreşçi olmanız icap etse, hangi siklete çıkardınız?
  • Kendi kilom (70) olduğu için zayıflama zahmetine katlanmadan (73)e çıkardım.
  • Bakıyorum, Celal’in kilosuna rakip çoğalıyor.
  • Doğrusunu söylemek lazım gelirse, güreşçi olacak herhangi bir kimsenin de en az Celal kadar güreş bilmesi icap etmektedir. Bizde bir iki siklet var ki onlar daha mindere çıkarken bile bir gönül rahatlığı hissederiz.

Hakem Olsam Fenerbahçe’yi Tutardım

  • Hakem olmak ister miydiniz?
  • Katiyen. Bir kere kendi kulübümü iltizam ederdim. Ve bu bir nevi tesir altında kalmak olduğuna göre, bugünkülerden hiç farkım olmazdı. Bugünkülerin durumuna düşmektense, yaşımı bile sormalarına razıyım. Düşünün fedakarlığımı.
  • Boksu sever misiniz?
  • Tahammülüm yoktur. Ağzı burnu, bir tarafa çarpılmış bir adamın arz edeceği manzarayı hoş karşılayacak babayiğite rastgelmek pek enderdir zannederim. Bak, yalancı olduğunu bildiğim için filmlerdeki dövüşlere bayılırım. Hele Mickey Rooney’in “Şöhret ve Para”daki boksör rolü öyle hoşuma gitti ki deyme gitsin.
  • At yarışlarına gider misiniz?
  • Aman, aman! Kumarbaz olmadığım için at yarışlarına da gitmem…
  • Peki horoz dövüşü seyrettiniz mi? Yahut da böyle bir şeyi merak eder misiniz?
  • Meraka değer bir şey bulacağımı zannetmediğimden, alaka da göstermem. Esasen hayvanların birbirlerini yemelerine tahammül edemem doğrusu.
  • Ya kış sporlarını?
  • Kış sporlarından, iyice giyindikten sonra, karda yürümeye bayılırım. Yerlerde buz olmamak şartıyla ama… Allah muhafaza, yerler don tuttu mu, yürürken benim de dizlerimin bağı çözülür. Onun için pamuk gibi yumuşak karda gezmeyi severim.

Heyecan Tutkusu

  • İki meslek arasında bir tercih yapmak icap etseydi, pilot mu, yoksa denizaltıcı mı olmak isterdiniz?
  • Pilot olmayı tercih ederdim. Tayyareyi çok seviyorum. İnsan bir tayyareyi uçarken, kendisi yerden seyretti mi hiçbir fevkaladelik görmüyor ama bizzat kendisi uçtu mu bambaşka bir alemde yaşıyormuş gibi bir hal oluyor. Hele bulutlar arasına girdiniz mi, insana biraz da korku ve heyecan veriyor, onun için de ayrı bir zevk duyuyorsunuz…
  • Otomobil kullanmayı…
  • Öğrendiğim zaman seveceğimi de tahmin ediyorum.
  • Peki, madem ki heyecanlanmak size ayrı bir zevk veriyor, radyoda bir milli maç dinlerken ne hissediyorsunuz?
  • Aman, müthiş heyecanlanırım. Ve o zaman katiyen etrafımda konuşulmasını istemem… Ben tabii bilmiyorum, daha doğrusu farkında değilim, heyecanımdan yumruklarımı falan sıkarmışım…
  • Tamam… Bir gün bu kapıdan girip de, sizinle mecmua hakkında bir röportaj yapacağımı söyleyecektim. Odada kimse olmadığı halde ayakta, kapıya doğru yüzünüz dönük ve yumruklarınızı sıkmış, yüzünüzdeki ifadeden birine kızmış gibi durduğumuzu görünce bir şeye sinirlendiğinizi zannederek, o gün bu niyeti açığa vurmamıştım.
  • Evet hatırlıyorum. Gazino sahibinden ricada bulunmuş ve odamıza bir hoparlör koydurarak maçları takip edeceğimizi söylemiştik. İhtimal bizden birisinin yenilmek üzere olduğu bir andı o.

Çeşm-i Yeşil / Öz Fenerbahçe – Sabite Tur


Sadun Aksüt’ün Sabite Tur Gülerman ile Yaptığı Söyleşi

Bir Cevap Yazın