Menü Kapat

Devletin Şampiyonlukları

1959 öncesi şampiyonluklar konusunda, dönemin “resmî” belgelerini yayınlamaya devam ediyoruz. Nizamettin Kırşan’ın, “Beden Terbiyesi ve Spor” isimli dergisinin, Ocak 1939 tarihli 1. sayısında yer alan yazısı, Türkiye İdman Cemiyetleri İttikfakı ile başlayan, Türk Spor Kurumu ile devam eden ve sonunda Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü’ne ulaşan “resmî ve ulusal spor yolunu” bizlere anlatıyor. Aslında, bugün Galatasaraylı bir başkan adayının yöresel yarışmalara benzeterek tarihi çarpıttığı organizasyonları anlatan derginin iç kısmındaki tanıtım yazısı bile Fenerbahçe’nin karşısındaki iddiaları çürütmeye yeter… Ne diyor orada? Başvekalet Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünce neşrolunur aylık mecmuadır! Türkiye Cumhuriyeti devletinden büyük değilsiniz! Evet, 1959 öncesini inkar, cumhuriyeti inkardır! Ve evet, bunlar devletin şampiyonlukları!

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Beden Terbiyesi Kanunundan Önceki Spor Teşkilatımıza Umumi Bir Bakış

Memleketimizde sporun teşkilatlanma işi “Cumhuriyet devri” ile başlar… Ondan evvelki spor hareketleri, hususi teşebbüslerle meydana gelmiş ve ancak büyük şehirlerimizdeki birkaç kulübün aralarında yaptıkları veya ara sıra Avrupa’dan getirttikleri ekiplerle oynadıkları futbol maçları ile pek dar bir çerçeve içindeki güreş, tenis, eskrim, yüzme ve boks faaliyetlerine münhasır gibi idi.

Sporun merkezi bir teşkilata bağlanması ve muhtelif spor nevilerinin federasyonları kurularak teknik şartlarının tespiti ve beynelmilel temas ve münasebetler için bunların merci gösterilmesi, memleket dahilinde bazı spor mıntakaları teşkili gibi işler 1923’de “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” ile başlamıştır.

Bu teşekkülün nizamnamesinin birinci maddesinde, kuruluş maksadı hülasa olarak şöyle ifade edilmekte idi:

“Türkiye’de idmancılığın (beden terbiyesi ve sporun) fenni esaslar dahilinde taammüm ve tekamülüne çalışmak ve Türk idmancılığını dahil ve harice karşı temsilde salahiyetli olmak üzere (Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı) namile bir cemiyet kurulmuştur.”

İşte bu cemiyet, 1923 yılından 1936 Nisan’ına kadar, nizamnamesindeki esaslar dahilinde ve gittikçe genişleyen bir mesai ile, memleket sporuna faydalı olmaya çalışmıştır. Başlangıçtaki mesai merkezi sikletini, hemen hemen yalnız futbol çekmekte olmasına rağmen diğer şubelerde de faal olmaya büyük gayretler sarfedilmiş ve hiçbir spor faaliyeti olmayan yurt köşelerinde spor muhitleri tesisi yolunda tedbirler alınması da düşünülmüştür.

Cumhuriyet hükümeti, bu teşekküle maddi ve manevi alaka ve yardımlarını kurulduğu günden itibaren esirgememiştir. Hükümetin her yıl, aşağıda gösterilen miktarlarla yaptığı para yardımı buna misaldir:

1926’da 40.000
1927’de 33.000
1928’de 30.000
1929’da —
1930’da 100.000
1931’de 40.000
1932’de 50.000
1933’de 70.000
1934’de 80.000
1935’de 203.000
1936’da 239.000
1937’de 239.000
1938’de 239.000
Toplam 1.363.000 Lira

Hükümetin bu yardımlarından başka vilayetler hususi münasebetleriyle, belediyeler bütçelerinden ve parti teşkilatından, mıntakalardaki kulüpler yardım görmüşlerdir. Hatta, Cumhuriyet Halk Partisi kendi teşkilatına gönderdiği bir tamimde vilayetleri sekiz dereceye ayırarak hususi idarelerin her yıl spora yardımlarının teminini sağlamıştı. (Birinci derecedeki vilayetlere 5.000 Lira, sekizinci derecedekiler 500 Lira olarak)

Hükümet ve partinin spor işlerine gösterdiği maddi ve manevi alaka ile yardım, gittikçe çoğalmış muhtelif şekil ve suretlerde görülen bu müzaheretin eserleri kulüp ve sporcu sayılarının artmasıyla da kendini göstermiştir. Mesela : 1923 yılında, ittifak kurulduğu vakit kulüplerin sayısı 14 iken 1933’de 230 ve 1938 başında 442 olmuştur. Kulüplerdeki müseccel sporcu sayıları da buna göre artmıştır:

1923’de 827
1928’de 6.380
1933’de 10.450
1938’de 27.631 müseccel üye

Kulüp ve sporcu adetlerine muvazi olarak mıntakalar sayısında da bir çoğalma müşahede edilmiştir.

1925’de 13
1926’da 16
1927’de 19
1933’de 22
1938’de 62 mıntaka.

Son beş sene içindeki bölge sayısının da üç misline yakın bir fark göstermesi teşkilatın “Türk Spor Kurumu” devresine tesadüf eder.

1936 yılında Ankara’da toplanan T.İ.C.İ. sekizinci umumi kongresi, umumi reisinin takriri ve heyeti umumiyenin kabulü ile mevcut nizamnamesini yeni icaplara göre tadil etti; bu arada teşkilatın adı “Türk Spor Kurumu”, merkezi de “Ankara” oldu.

Aynı kongre heyeti umumiyesinin ittifakla verdiği diğer mühim bir karar da, kurumun doğrudan doğruya Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlanmasının Parti Başkanlığı’ndan istirhamı idi. Kongresinin bu dileği Parti Genbaşkurunca onaylanan “Türk Spor Kurumu” o tarihten itibaren resmen bir parti teşekkülü olmuştur. Bundan sonradır ki Kurumun yıllık varidat ve masraf bütçeleri ve çalışma programları gibi esaslı işleri Parti Genel Sekreterliği’nin tensip ve tasvibine sunuluyor, ehemmiyetli görülen meseleler hakkında partiden direktif alınıyordu.

Yurtta spor sahaları vücuda getirmek ve bunu bir plana bağlamak, bütün vilayetlerde kulüp ve bölgeler, umumi müfettişliklerde mümessillikler kurmak suretiyle sporu, memleketin her tarafında teşkilatlandırmak ve yurda yaymak, sporun teknik esaslarına göre inkişafını sağlayacak öğretici meslesine ehemmiyet vermek, iç ve dış spor teması ve müsabakalarını daha geniş ölçüde ele almak vs. spor faaliyetlerine hız vermek ve teşkilat içinde, ahenkli bir disiplin tesisine çalışmak gibi prensipler bu devredeki mesainin mütebariz hususiyetlerini teşkil eder.

Vali ve parti başkanlarının spor bölgeleri başkanlıklarını deruhte etmeleri ve Kurum bütçesinden her yıl 100.000 lirasının saha tesislerine tahsisi ile bu paranın mahalli belediye ve hususi idarelerince stad ve spor sahası inşası için tahsisat ayıran bölgelere tevzii ve Genel Merkez’de kurulan mimari bürosunun başına getirilen mütehassıs bir mimarın nezaret ve murakabesi altında bütün spor sahalarının inşaat planlarının yaptırılması işi Spor Kurumu devresine tesadüf eder.

Böylece, 21 vilayet merkezinde teknik icaplarına uygun ve mahalli ihtiyaçlara cevap verebilecek evsafta stad ve sahalar yapılmasına girişilmiştir. Bunlar:

1-Afyon
2-Aydın
3-Bursa
4-Edirne
5-Erzurum
6-Eskişehir
7-Isparta
8-İzmir (Karşıyaka)
9-Kastamonu
10-Kırklareli
11-Kocaeli
12-Konya
13-Kütahya
14-Manisa
15-Muğla
16-Samsun
17-Seyhan (Adana)
18-Sivas
19-Tekirdağ
20-Trabzon
21-Zonguldaktadır.

Kazalarımızdan 6 tanesinde de tali derecede sahalar yapılmaktadır:

1-Uşak (Yapılmış bitmiştir)
2-Edremit (Yapılmış bitmiştir)
3-Ayvalık (Yapılmış bitmiştir)
4-Bandırma (Yapılmaktadır)
5-Eyüp (İstimlak edilmiştir)
6-Mecidiye (İstimlak edilmiştir)

3-5 yıllık bir yapı programı ile yakın amanda memleketimizde futbol alanı, atletizm pisti ve tesisleri, yüzme havuzu ve birer atış poligonu ile tribünleri ihtiva eden asri mahiyette 30 kadar spor sahsının kurulmuş olduğu görülecektir.

Ankara’daki 19 Mayıs Stadyomu ise Ankara vilayetinin ve belediyesinin gençliğe hediye ettiği mümtaz bir eserdir. Bu stad bütün müştemilatiyle birlikte yurdumuzda kurulan ilk modern spor alanı olarak üstün değerlerini daima muhafaza edecektir.

Geçen on beş yıl içinde beden terbiyesi ve spor alemimizdeki ehemmiyetli hadiselerden biri de Kültür Bakanlığı’nın, Ankara’da 1932 yılında açtığı Gazi Terbiye Enstitüsü’nün beden terbiyesi şubesi olmuştur. Ondan evvel, 1926 yılında da İstanbul’da, Çapa’da, Kız Muallim Mektebi yanında yaptırılan jimnastik salonunda dokuz ay süreli muallim kursları açılmıştı. Dört ders senesi zarfında lise ve orta mekteplerin bütün jimnastik öğretmenleri Çapa kurslarından geçirilmiş, ve yeni bilgilerle kendileri takviye edilmişti. Fakat günden güne artan, bilgili beden terbiyesi muallim ihtiyacı karşısında kurs tedbirini kafi görmeyen Vekalet, Gazi Enstitüsü’nde üç yıl tahsil süreli ve yüksek dereceli şubeyi kurdu. Artık mekteplerin -spor bilgileriyle mücehhez- jimnastik öğretmenlerini bu müessese yetiştiriyor. Daha yüksek ihtisas yapmak üzere garp memleketlerine de öğretmenler ve enstitü mezunları gönderilmiştir.

Kız mekteplerini mütehassıs jimnastik ve spor öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere Gazi Enstitüsü’nün beden terbiyesi şubesine 936 ders yılından itibaren kız talebe alınmasına başlandı.

Yeni yapılan mektep binalarından bir çoğunda jimnastik salonları da düşünüldü. Mekteplerimizin beden terbiyesi, spor ve izcilik işlerini tanzim ve kontrol etmek üzere Bakanlıkta ayrı bir daire teşkil ve izcilik işleri bir talimatname ile tensik edildi.

Diğer taraftan spor kulüplerinin ve bölgelerinin öğretici eleman noksanını kısmen olsun karşılamak lazımdı. Türk Spor Kurumu da Ankara’da 19 Mayıs Stadı’nda 938 ilkbaharında bir eğitmen kursu açtı. Buraya muhtelif antrenör ve öğretmenlerle muntazam bir program dahilinde çalışan bu kursu ikmal edenler 19 vilayet merkezine gönderildiler; çalışıyorlar…

Modern garp sporlarının yanında eski ve milli sporlarımızın ihyası için de çalışmalar yapılmış, İstanbul’da “Okspor” kulübü kurularak ok müsabakaları tertip edilmiş, diğer bölgelerde de atlı cirit oyunları teşvik ve himaye görmüştür.

Yurt müdafaasında dağcılık ve kayakçılığın ehemmiyeti aşikardır. Teşkilat, bu sporun federasyonunu kurmuştur. Bursa’da, Uludağ’daki kış sporları istasyonundan başka Erzurum’da Kopdağı eteklerinde, Kastamonu’da Ilgaz’da dağ evleri yapılmasına girişilmiştir.

Buz üstünde patinaj için Ankara’da Sergi evi arkasında geçen yıl tesis edilen saha büyük rağbet görmüştür.

Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs tarihi “Gençlik ve Spor Bayramı” günü oldu.

İşte, memlekette günden güne artan spor alakası ve bütün medeni cihan gençliği gibi Türk gençliğinin de spora karşı gösterdiği heves ve rağbet ile beden faaliyetlerinin yurt müdafaasındaki yüksek değerini ve milli fikir terbiyesinin yanında milli beden terbiyesi meselesinin de bir devlet işi olarak lüzumunu derpiş eden Cumhuriyet hükümeti ve Büyük Millet Meclisi 1938 Haziranının 27 inci günü çıkan kanunla Başvekalete bağlı Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü’nü kurdu; bu milli meseleyi halle koyuldu.

Nizamettin Kırşan / Ocak 1939 – Beden Terbiyesi ve Spor Dergisi

Bir Cevap Yazın