Fenerbahçe kulübünün müzesinde yer alan bir kupa, spor tarihine dair muazzam bir öykünün gün yüzüne çıkmasına vesile oldu. Fenerbahçe’nin 1959 öncesinde kazandığı iki Türkiye şampiyonluğu (1937 ve 1940) için, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından sarı kanaryalara verilen muhteşem bir kupa hikayesi ile Tuncay Yavuz karşınızda…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Regatta’dan Milli Küme’ye
Bir gazete fotoğrafı… Beden Terbiyesi Genel Direktörü Feridun Dirimtekin’i elindeki ilginç kupayı büyük kaptan Fikret Arıcan’a verirken görüyoruz. Altındaki nottan anladığımız kadarıyla kupa, Fenerbahçe’nin 1937 ve 1940 Milli Küme şampiyonlukları şerefine veriliyor.
Diyoruz ya kupa ilginç. Fenerbahçe müzesinin en değerli parçalarından biri olan bu kupanın üzerine “1937 ve 1940 seneleri TÜRKİYE MİLLİ KÜME BİRİNCİSİ Fener Bahçe Spor Kulübüne” işlenmiş. Rivayete göre bu kupa Britanya Kralı VIII. Edward’ın 1936’daki Türkiye ziyareti sırasında Atatürk’e hediye edilmiş ve sonrasında Milli Küme şampiyonuna verilmesi kararlaştırılmış.
Yıllarca bu şekilde ve bu bilgiyle müzede kalmış kupanın üzerinde yakın dönemdeki düzenlemeler sırasında, daha önce pek de dikkati çekmemiş başka bir yazı fark ediliyor:
“The Citt of Her Majesty TO THE Royal Southern Yacht Club – Regatta – 1857”
Tabii ki üzerimize düşeni yapıyor ve bu yazıdan başlayarak kupanın izini sürmeye başlıyoruz.

Kırım’da Savaşan Müttefik Komodor
Her zaman söylediğimiz gibi, dönemin şartlarını, bugün oturduğumuz yerden değerlendirmek sağlıklı olmayacaktır. Ancak dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Büyük Britanya’nın kralının Atatürk’e hediye olarak bir yat kulübü kupası getirmesi de garibimize gitmiyor değil. Hikayede bir eksiklik olduğunu düşünüyor ve kurcalıyoruz.
Elbette hedef belli : Royal Southern Yat Kulübü.
1837’de İngiltere’nin güneyinde Southampton’da kurulan ve ilk yıllarından itibaren kraliyetin himayesinde büyüyen, neredeyse 200 yıllık tarihe sahip olan bu kulüp, uzun yıllar içerisinde zirveyi de dibi de görmüş
Kraliçe Victoria’nın hüküm sürdüğü yıllarda tek aktivite olarak yıllık tekne yarışlarını düzenleyen, sonrasında kulüp evini açan Royal Southern Yat Kulübünün komodorluğunu 1847’den 1868’e kadar 7. Earl of Cardigan James Brudenell yapmış.
Kupanın kazanıldığı yılları da kapsayan bu komodorluk üzerinden, James Brudenell ismini biraz daha incelemek istedik. 19. Yüzyıl Türk tarihinin dönüm noktalarından birisi olan Kırım Savaşı’nda aktif bir rol alan Brudenell, savaşta Türk ordusuyla birlikte cephede yer almış, hatta savaşın önemli aşamalarından birisi olan Balaklava Muharabesi’deki Hafif Süvari Alayının Hücumu’nu yönetmiş.
Bu Türk kontağı kupanın Türkiye’ye ulaşmasına dair bize bir ipucu verebilir. Çünkü bu yazının sonunda göreceğiniz bir yazışmadan edindiğimiz bilgiye göre, o yıllarda tekne yarışlarında kazanılan kupalar kulüplerde değil tekne sahiplerinin kendilerinde kalırmış. Bu yüzden 1857’de kazanılan bu kupanın Royal Southern Yat Kulübü müzesine hiç gidip gitmediğini bilemiyoruz.

Kupanın Akıl Almaz Yolculuğu
Yine kulübün tarihinden ilerlediğimizde gözümüze birkaç önemli nokta daha çarpıyor. Kupanın kazanıldığı yılın hemen sonrasında Royal Southern Yat Kulübü’nün bir sıkıntı yaşadığını ve küçülmeye gittiğini görüyoruz. Bu dönemde kulübün bazı eşyalarının el değiştirdiğini, yok olduğunu okuyoruz. Kulüp, adresini değiştirmek zorunda kalıyor ve bir süre oradan oraya taşınarak yıllarını geçiriyor.
İkinci nokta ise kupanın Türkiye’de tekrar göründüğü tarihe yakın dönemde gelişen olaylar. Dünyadaki büyük buhranın etkisi kulüpte de görülüyor. Southampton’daki kulüp evi satılıyor, çeşitli önlemler alınıyor. Yine bu dönemde kulübün giderek küçüldüğü ve elindeki pek çok şeyi kaybettiğini not ediyoruz.
Bugün hala varlığını sürdüren kulübe de bu süreçte ulaşmayı başardık. Kendileri de konuyla fazlasıyla ilgilendiler ve hem bizim merak ettiklerimizi cevaplamaya çalıştılar, hem de kendi yayınları için konuyu derinlemesine incelemek istediler. Hatta işler normale döndüğünde İstanbul’a gelip kupayı yakından incelemeye de can atıyorlar.

Bize Göre Ne Oldu?
Şimdi gelelim bütün öğrendiklerimiz ışığında bizim “şimdilik” tezimize.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu kupanın kral Edward tarafından Atatürk’e hediye edilmesi ve onun da bir lig kupasına dönüşmesi hikayesi bize çok tatmin edici gelmiyor.
Biz kupanın bir şekilde İstanbul’a ulaşıp Beden Terbiyesi’nin eline geçtiğini ve onların da üzerinde küçük bir eklemeyle lig şampiyonuna takdim ettiklerini düşünüyoruz.
Kupa bizzat eski komodor James Brudenell tarafından da getirilmiş olabilir, 1857’de kupayı kazanan teknenin sahibinin mirasçıları tarafından ya da kulübün elindeki malların satışı sırasında kulübün yöneticileri tarafından bir tüccara satılmış ve bu tüccar tarafından Türkiye’ye pazarlanmış da olabilir. Dediğimiz gibi, şimdilik hikayenin bu kısmında soru işaretleri var.
Neticede elimizde, Güney İngiltere’nin soğuk denizlerinde kazanılan ve 80 yıl sonra ise binlerce kilometre uzaktaki bir futbol takımına ulaşan muhteşem bir kupa var. Bizce spor tarihi, bu ilginç tesadüfleri içinde barındırdığı için bir başka güzel.
Tuncay Yavuz

Royal Southern Yacht Club ile Yazışmamız
Sevgili Barış,
3 Mart 2021’de Royal Southern Yat Kulübü’ne gönderdiğiniz e-posta, kulübün kupalarıyla ilgili bilgim sebebiyle bana iletildi.
Sizden bu haberi aldığımıza kesinlikle çok sevindik, ancak maalesef o kupanın 1940 yılında nasıl Türkiye Futbol Federasyonu’nun eline geçtiğine dair bir bilgi veremiyoruz. 1937-40 arası Türkiye Futbol şampiyonluğunuzu tebrik ederiz. Ben İstanbul’da epey vakit geçirdim ve hatta Bodrum-Kuşadası civarlarında 1960’larda yelken de yaptım. O günlerden bugüne çok şey değişti. O zamanlar İstanbul’a uçakla gider, sonra İzmir’e aktarma ile geçip Bodrum’a 8 saat otobüs yolculuğu yapardık! Buna rağmen itiraf etmeliyim ki Bodrum’daki arkadaş çevrem çoğunlukla Galatasaray’ı tutardı. Bir keresinde iki kulübün karşılaştığı maça denk gelmiştim, nasıl bir atmosferdi o öyle, Bodrum uğulduyordu!
Kırım Savaşı’daki Balaklava Muharebesi’nde Hafif Süvari Alayının Hücumu’nu yöneten The Earl of Cardigan (İngiliz asilzadeler sınıfında bir başlık), 1847 – 1868 yılları arasında bizim komodorumuzdu. Eski bir komodorumuz, onun Kırım’dan ülkesine dönerken İstanbul’a uğrayıp kupayı bırakmış olabileceği yorumunu yaptı.
Ancak, ben 4 Haziran 1857’de yapılan toplantının notlarını buldum, o dönem biz Kraliçe Victoria’nın himayesindeydik.
“Majesteleri (Kraliçe Victoria) tarafından Royal Yacht Squadron (Kraliyet Yat Filosu)’a sunulan kupanın 6 Ağustos’ta denize indirilmesi gerektiğinden ve Majesteleri tarafından Majesteleri adına yapılan kupa yarışı için belirlenen günün de bu olması sebebiyle, Majestleri’ne bir mektup yazılarak tarihin 25 Temmuz olarak değiştirilmesinden memnun olmalarını rica eden bir mektıp yazılması”
Bundan başka ilgili bir toplantı notu bulamadım. Bahsedilen yarış kesinlikle Cowes Week ve bence o zamanlar Kraliçe Victoria himayesinde olduğumuz için kendisi kupayı bizzat filoya Southern Yacht Club adına yarış günlerinde sunulmak üzere verdi. Cowes Week, geleneksel olarak Kraliyet Yat Filosu tarafından yönetilir ve The Solent bölgesindeki her yat kulübü kendi günlerinin sorumluluğunu alır. Kupanın filo tarafından verildiğine eminim. O günlerde, kupalar yatın sahibine verilirdi, bu yüzden Royal Southern Yacht’ın ona erişimi olmazdı. Maalesef covid sebebiyle Kraliyet Yat Filosu arşivlerinde o yılın notlarına ulaşamıyorum, ama işler düzelir düzelmez o güne dair bir kayıt var mı diye soracağım.
Şu anki komodorumuz Robert Vose, bu kupayı Royal Southern’in gündemine getirmenizle çok ilgilendi, hatta yakından incelemek için İstanbul’a bir seyahat yapmayı bile düşünüyor. Belki ben de gelirsem hep beraber buluşabiliriz.
Elbette başka bir bilgiye rastlarsam size ileteceğim. Bize gönderdiğiniz fotoğraflar da çok ilginç, tahmin edeceğiniz üzere burada çok ilgi gördü ve spekülasyona sebep oldu.
Umarım Fenerbahçe iyi bir sezon geçiriyordur, tabii ki eğer futbol bu zor zamanlarda oynanabiliyor ve güvenli kalabiliyorsa.
Saygılarımla
Shira Robinson
Dr. Rüştü Dağlaroğlu’nun büyük bir emekle tek tek fotoğraflarını çektirdiği Fenerbahçe Müzesi’ndeki kupaların biri de bu muhteşem kupa imiş. Aşağıdaki fotoğraflar öncesini ve sonrasını gösteriyor. Ne yazık ki sağdaki figür, kopmuş, koparılmış.
