Menü Kapat

Amerikan Başkanı Dahil

1935 yılında oynanan İstanbul Ligi’nin son haftasında Fenerbahçe, Galatasaray’a 4-0 yenilince puanlar eşitlendi. Bunun üzerine iki takım bir maç daha yaptılar ama o da iki saatin sonunda 0-0 sona erdi. En nihayet 15 Mart 1935 tarihinde iki takım o sezon için son kez karşı karşıya geldiler. Maçı 1-0 kazanan Fenerbahçe şampiyon oldu ama Galatasaray tarafı bir bahaneyle (tabiri caizse) “Amerikan Başkanı dahil” herkesi devreye sokarak işi çıkmaza sürüklemeye çalıştı.

Neticede Fenerbahçe, İstanbul şampiyonluğu kazandı. Türkiye Futbol Birinciliği’ne katıldı ve orada da birinci olarak, ikinci kez Türkiye Şampiyonu oldu.

Aslında Galatasaraylıların (detayda değil ama temelde) haklı oldukları bir yer vardı : Bu tip işler, kişilerin ve kulüplerin keyfine göre değişmez. Bunlar yasa ve tüzük meselesidir. Dolayısıyla 1959 öncesi şampiyonluklar da yasal, resmî ve ulusal organizasyonlardır. Bunların bu şekilde kabulü mecburidir. Fenerbahçe tarafı tezini ve belgelerini sunmuş, tarihen bunu ispatlamıştır. Gerisi boş laf…

Aşağıda dönemin Cumhuriyet gazetesi tarafından yazılan ilgili makaleyi okuyacaksınız. Evet, tarafından…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Şampiyonluk Maçı

Tek Yan Hakemile Oynandığı için İhtilaf Çıktı

Galatasaray’ın bir sıfır yenilmesi ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kazanmasile neticelenen maçtan sonra ortaya bir ihtilaf çıkmıştır. Bu maç yapılırken yan hakemlerinden birisi, vazifesini terkederek çekilmiş, oyuna tek bir yan hakemile devam edilmiştir. Galatasaraylılar, bir yan hakemile müsabakaya devam etmenin nizami olamıyacağını orta hakemine bildirmişlerse de, bu itirazları kabul edilmemiştir.

Galatasaraylılar, bu vaziyet dahilinde oynanan bir müsabakanın nizami olup olmadığını, Futbol Federasyonu Reisinden sormuşlardır. Federasyon reisi, bu suale müsbet veya menfi kat’i bir cevab vermemiş, bunun üzerine alâkadarlar keyfiyeti sureti hususiyede Avusturya, İtalya ve İngiltere Federasyonlarından sormuşlardır.

Öyle yazıldığı gibi, yan hakemliği vazifesini gören sporcu, soğuktan fazla müteessir olduğundan değil, Fenerbahçeli bir oyuncu tarafından kendisine fena muamele edildiğini ve orta hakemine şikayet ettiği halde hakemin bu oyuncuyu cezalandırmadığını söyleyerek sahayı terketmiştir.

Sonra gene iddia edildiği gibi Galatasaray kulübü, Türkiye Futbol Federasyonu’nu hiçe sayarak Beynelmilel Futbol Federasyonu’a müracaat etmemiş, Federasyon Reisi’nin bu mesele hakkında sorulan suale müsbet veya menfi bir cevab vermemesi üzerine hususî olarak diğer Federasyonlardan sormuştur. Galatasaray, ayni zamanda, hem maç esnasında hakeme hem de maçtan sonra tahriren alâkadar heyete itirazını bildirmiştir.

Sonra şunu da ilave etmek lâzımdır ki, şimdiye kadar Türkiye’de yapılan futbol maçlarının yüzde sekseninin yan hakemsiz oynandığı hakkındaki iddia doğru olmadığı gibi doğru olsa da bir şampiyona maçı finalinin yan hakemsiz oynanmasını haklı ve nizami gösteremez. Mesele bir nizamname meselesidir ki, bu işte şahısların kulüblere ve keyiflere göre değişen fikir ve kanaatleri değil, ancak karakablı kitabın hükümleri caridir.

Bununla beraber şunu da ilâve edelim ki tek yan hakemile oynanmış olması maçın Fenerbahçe tarafından kazanılmasında ve Galatasaray tarafından kaybedilmesinde müessir olmuş bir şey değildir. Sert havada oynanan bu çetin maçların ikincisinde Fenerbahçe rakibinde biraz daha iyi oynamış ve Galatasaray da kalecisinin hatalı duruşu yüzünden yediği bir tek golle mağlûb olmuştur.

20 Mart 1935 / Cumhuriyet Gazetesi

16 Mart 1935 tarihli Haber gazetesinden

Bir Cevap Yazın