Menü Kapat

Büyük Acı

Fenerbahçe’nin kurulduğu günlerde kulübe giren ve bir araya getirildiğinde muazzam bir tarih anlatısı haline gelen yazıları bize armağan eden Nasuhi Baydar, 11 Kasım 1938’de Ulus gazetesinde Atatürk’ün ardından yazdığı yazıyla yürekleri dağlıyor. Gerçekten çok büyük acı…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Büyük Acı

Avare bir çocuktum; etrafımda her şey pembe idi. Bir gün babamı rengi uçmuş, yorgun getirdiler. Altı gün başı ucundan ayrılmadım. Altıncı gün -kışın yaza döndüğü ılık ve aydınlık bir gündü- donar gibi, karanlıklara gömülür gibi, cihanı simsiyah, güneşi söner, yıldızları düşer gibi gördüm. Babamın ölüm acısı – Allahım, ne tükenmez acı idi o- birden yüreğime çöktü.

Sonra aylar ve yıllar geçti.

Babamın adını da, sevgisini de çocuğuma verdim. Neşesi neşemdi. Dudağı bükülse ruhumu bir çelik pençe kavrardı. Sesini hiçbir nağmeye değiştiremez, bakışlarını hep öyle saf, gölgesiz isterdim. Bir sabah onu yatağında dalgın ve ateşli buldum. Akşam, çırpınıyordu. Onun mini mini vücudunu kemiren amansız hastalık, tam on beş gün, beynimi damla damla akıttı; şaşkınlara döndüm. Her inleyişi içime gök gürültüsü hışmıyla aksetti. Evlat acısını -o acıyı kimseler tatmasın!- gözlerimde, damarlarımda, kalbimde duyduğum zaman mevcudiyetim yıkılıyor sandım. Ve onun kederini ayrılmak imkansız bir yük gibi hep taşıdım.

İnsan babasını ve çocuğunu niçin sever? O nadide duygunun sebebini kalbinize sorunuz.

Babamın ve oğlumun sevgisini hepimizin babamıza vermiştim. Her karşılaşışta ona çocuğun babasına, babanın çocuğa atfettiği nazarlarla baktım. Sesini o hislerle dinledim. Teneffüs ettiğim havada, içtiğim suda, bütün mevcudiyetimde onun hakkını teslim ede ede sevdim. Babam, yavrum, vatanım gibi duya duya, bile bile sevdim. Onun sayesinde avare çocukluk günlerimin neşesini, ilk çocuğumu zevkle bağrıma bastığım günlerin sonsuz saadetini tekrar tanıdım.

Ve onun da tıpkı babam, ve tıpkı oğlum gibi, affetmeyen bir hastalıkla hasta olduğunu öğrendiğim gün eski acılarım tazelendi, eski yaralarım deşildi. Onun acısını da mı tadacaktım, onun acısını da mı tadacaktık?

Ah, Atatürk! Sen bize sevgilerin en kıymetlisini öğrettin. Vatan sevgisi nedir, millet sevgisi nedir, onu seninle bildik.

O sevgileri hatıranla idame edeceğiz; o sevgilerle birbirimize daha fazla sokulacak, daha ziyade yaklaşacağız. Biliyoruz ki senin dünyalara sığmayan büyük ruhun ancak bizi yolunda yürür, sevginle sevişir görmekle müsterih olacaktır. Sen daima gözlerimizde, dudaklarımızda, kalplerimizde ve dimağlarımızda yaşayacaksın. Gözlerinle görece, sözlerinle söyleyecek, hislerinle duyacak, fikirlerinle düşüneceğiz. Ve her şeyden fazla sevmiş olduğun vatanını ve milletini duyguların ve düşüncelerinle yoğurarak istemiş olduğun vatan ve millet halinde ebediyen yaşatmak için el ele verip çalışacağız. Atatürk! Sen, hepimizin vicdanına yaşayacaksın.

Nasuhi Baydar / Ulus – 11 Kasım 1938 / Büyük Acı

Bir Cevap Yazın