1970’li yıllarda yayınlanan Sarı Kanaryalar gazetesinde “Bir Eski Şöhret, Bir Unutulmaz Anı” isimli bir seri yayınlandı. Bu yazıda, 1941 yılında İngilizlerle yapılan maçta, “Sarı Kanarya” Cihat‘ın uçuşu, Fenerbahçe’nin sembol isminin ağzından aktarılıyor. Keyifli okumalar…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Fenton Penaltıyı Çekti, Ben Uçtum
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük kalecilerinden Cihat Arman’ın Fenerbahçeli olması bütün Sarı-Lacivertliler için bir iftihar vesilesidir. Biz bu büyük sporcumuza, bu unutulmaz kalecimize en önemli anılarından birini sorduk:
“Futbol hayatınızda daima hatırladığınız bir olayı bize anlatır mısınız?”
“Elbette” diye cevap verdi ve sonra gözleri daldı ve o anları yeniden yaşayarak şunları anlattı :
“1941 yılında bazı nedenlerden ötürü bir-iki ay takımda oynayamamıştım. Bu sebepten ortalıkta, çeşitli söylentiler oluyor ve kimi hasta olduğumu, kimi kulüple aramın açık bulunduğunu, kimi ise daha ileri giderek vereme yakalandığımı öne sürüyordu.
Bütün bu söylentileri yalanlamak için sahaya çıkmak lazımdı. O sıralarda Mısır’dan gelmiş olan ve içlerinde profesyonel futbolcular bulunan İngiliz Orta Şark takımına karşı oynamak en uygun hareket olacaktı.
Maç günü vapurlar adam almıyor, bütün İstanbul halkı Kadıköy’e İngilizleri seyretmeye gidiyordu. Günlerce düşündükten sonra, uzun zamandır antrenman yapmadığım halde bu kuvvetli takıma karşı oynamaya karar verdim. Soyunmaya başladığımız zaman heyecanım artıyor ve antrenmansız olarak bu maça nasıl çıkıyorum diye düşündükçe içime giren korku fazlalaşıyordu. Sahaya, Cihat, Muammer, Murat, Ömer, Zeynel, Aydın, “Küçük” Fikret, İbrahim, Melih, Naci, Halit şeklinde çıkmıştık.
İngiliz hakemin düdüğü ile oyuna başladığımız zaman hamlaşmış vücudumu biraz olsun harekete getirmek için sağa sola koşarak ufak tefek hareketler yapıyordum. İngilizler devamlı hücumdaydılar.
Gene bir hücum yapmışlardı ki İngiliz hakemin düdüğü öttü ve penaltı noktasını gösterdi. Meşhur profesyonel futbolcuları santrfor Fenton, yeri düzelttikten sonra topu penaltı noktasına koyarken ben de onun hareketlerini takip ediyor ve yüzde doksan gol demek olan penaltının yüzde on kurtulma ihtimallerini araştırıyordum. Fakat, Fenton da topa nasıl vuracağına ve ne taraftan atacağına dair hiçbir belirti yoktu.
Kısa bir süre içinde geçen bu yoklama ve karardan sonra hakemin düdüğü öttü ve Fenton gerilerek bütün kuvveti ile topa vurdu. Bu ana kadar hiçbir hareketini belli etmeyen bu oyuncunun topa vururken ayak istikametinin sağ tarafıma olduğunu görebilmiş ve o tarafa doğru uçmuştum. Bir metre yükseklikten ve kalenin sağ köşesinden bütün hızı ile içeri girmekte olan top, çıkardığım yumrukla istikametini değiştirdi ve havalanarak kornere çıktı.
Penaltıyı kurtarışım, bütün stadı coşturmuştu. Bu kurtarışı İngiliz hakemi de takdir etmiş olacak ki yanıma gelerek elini uzattı ve büyük bir centilmenlikle tebrik etti.
Bu hareket diğer İngiliz oyuncular tarafından da tekrarlandı ve başta Fenton olmak üzere hepsi teker teker gelip elimi sıktı..
İkinci yarının sonlarına doğru 2-0 mağlup durumda idik. Takımımız birdenbire parladı ve üst üste hücumlara geçti. İşte bu arada santrfor Melih Kotanca’nın attığı iki golle, beraberliğe ulaştık ve maçı bu sonuçla bitirdik : 2-2
Oyundan sonra duşta yıkanırken Fenton penaltıyı nasıl atamadım diye üzülüyor ve “Hayatımda bu penaltı yüzüncü penaltı idi. 99’unu da gole çevirmiştim. Fakat yüzüncüyü sen kurtardın” diyordu…
Cihat Arman @ Sarı Kanaryalar

