Menü Kapat

Cihat Arman’ın Gidişi

“Sarı Kanarya” ve “Uçan Kaleci” lakaplarıyla maruf sembol ismin vefatından sonra, Üstün Akmen Cumhuriyet gazetesinde “Cihat Arman‘ın Gidişi” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Sizleri bu yazı ile sizleri baş başa bırakıyoruz.

Bırakıyoruz ama bu olağanüstü güzellikteki duygu seli yazının üzerinden neredeyse 30 sene geçtiği halde, Fenerbahçe’de sevgi, saygı ve tarihe özen konusunda pek de fazla yol alınamadığının hüznünü buraya not etmeden geçemiyoruz.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Omuzlarda…

Cihat Arman gene eller üzerinde ve gene omuzlardaydı. Sanki sıradan olmayan bir galibiyet sonrası soyunma odasına gider gibi…

Cihat Arman’ın bu gidişi, kendisinden ayrı düşmekten ibaret olsaydı, bu törene bir son perde prova eder gibi hazırlanabilirdik.

Cihat Arman’ın bu gidişi sadece gerçek bir “beyefendi”den ayrılış anlamını taşısaydı, eski çağ korusu gibi ilkel gerçeklerin tartışıldığı şu spor kamuoyundan bile güç alabilirdik.

Ve ölüm, Cihat Arman’ın hastanedeki yatağında çarşafların çizgileri arasında “degaj” yapacakmışcasına dikleşen ayaklarına bakarken, sekiz yaş anılarına dönmemek olarak tanımlansaydı, Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu’nun “sosyal üyesi” Sema Hanımefendi’nin, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün en sosyal üyelerinden birinin cenazesine gelmeyişini, töreni organize etmeyişini görmezlikten gelebilirdik. Kimbilir…

Esasında Cihat Arman’ın gidişi bunlarla ilgili değil. Cihat Arman’ın gidişi hayale sığmaz başka bir ayrılışla ilgili. Fenerbahçe Spor Kulübü bünyesindeki sevgisizlik ortamından bir “sevgi” fidanı kopartıldı gibi geldi bana.

Ben, bir Yüksek Divan Kurulu toplantısında kişisel hakların, iyiliklerin, düşüncelerin, duyguların ve hatta hareketlerin ayırt edilmesi öylesine zorlaştığı halde, Cihat Arman’ın hiç sorun çıkarmadığını gözlemledim. Gözlerinden birkaç damla yaş dökülüvermişti o gün. “Kavaklar”da balıklı bir akşamüstü sohbetinde ise Fenerbahçe’nin bugünlerinin bencillik yerine özgecilik, paylaşma ve dikkat ile kurulduğunu öğrendim.

Fenerbahçeliliğin bir seçenek ortaklığı olduğunu, Fenerbahçe’de kusurların bile olasılık olarak görünmesi gereken bir ortam yaratılması gerekliliğini duydum da şaşırdım. Fenerbahçeliliği buluşların, kongrelerin, yüksek divan kurullarının, yönetimlerin ve benimsemelerinin sürekli gelişme, hatta şaşırtıcılık gösterdiği güzel bir olay olarak yarınlara taşınacağı öğüdü karşısında boynumu büktüm.

Cihat Arman’ı kalbime gömdüm.

Üstün Akmen – 19 Mayıs 1994 – Cumhuriyet Gazetesi

Bir Cevap Yazın