Menü Kapat

Bahtsız Fakat Mesut

Bahtsız Fakat Mesut

Fenerbahçe tarihinin hâmisi Rüştü Dağlaroğlu, 23 Mayıs 1949 tarihli Öz Fenerbahçe dergisi için kaleme aldığı yazıda Fenerbahçe’nin Kuşdili Lokali yangın felaketinden sonra oynanan bir maçı anlatıyor. Fenerbahçe için “Bahtsız Fakat Mesut” derken ne kadar da isabetli bir tabir kullanmış…

Bu sene 6 Haziran’da büyük acımızın 90. yıl dönümü olacak. Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde açılan bağış kampanyasında bağışta bulunanların ismini “Küllenmeyen Sevdanın Kahramanları” yazısında paylaşmıştık. Keşke bu liste stadyumda bir yere asılsa… Zira emsalsiz bir sevginin nişanesi…

Keyifli okumalar.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Yaşayacak Bir Millî Tesabüd Hatırası

Varşova’da iken Polonia kulübünü ziyaret etmek istemiştim. Fenerbahçe’nin 25 yıl önce İstanbul’da yendiği bu takıma hatıra olarak verdiği sarı lâcivert bayrağı da görmek arzusunu besliyordum.

Dostum Polonyalı, mütereddit olduğum noktayı hemen söyledi:

  • Eski güzel lokalleri harpte bütün eşyasile beraber yandı. Şimdi ancak tek bir odada yerleşmiş bulunuyorlar!…

Artık gitmek istemedim. Polonia kulübünün, bütün Varşova gibi uğradığı bir talihsizlik bana kulübümü hatırlattı. Onun da uğradığı yangın felaketini ve onu müteakip geçen fazla sıkıntılı günleri gözlerimde canlandırdı. Bu arada unutulmaz bir millî tesanüd- hatırası zihnimde tazelendi. Onu, bilmiyen, duymıyan gençlere bildirmeyi bir vazife saydım. Şimdi yerine getiriyorum:

5 Haziran 1932 Pazar akşamı idi. Fenerbahçe kulübü Herr Schveng isimli bir Macarı antrenör olarak tutmuş ve şerefine bir tanışma çayı tertip etmişti. Meşhur Fenerbahçe futbolunun ilk defa olarak bir ecnebi antrenöre kavuşması mes’ut bir hadise idi. Bütün Fenerliler böyle mutlu bir gecenin sabahında pek elim bir havadisle karşılaştılar:

Kulüp yanmıştı! Hem de herşeyile beraber! Kalanlar yalnız ismi, şerefli hatıraları ve yarattığı sevgi idiler.

Aradan iki hafta geçmişti. Selanik muhteliti İstanbul’da idi. Fenerbahçe bu takıma karşı Taksim Stadı’nda maça çıkıyordu. Millet bahtsız Sarı-Lâcivert çocukları gözyaşlarile teselliye koşmuştu. Mutadı aşan coşkun tezahüratla karşılandılar. Herşeyleri yeni idi. Eskileri yanmış, bunlar da borçla yaptırılmıştı.

Fenerbahçe 4-0 kazandı. Staddan yine coşkunlukla uğurlandılar. Caddelerde de eller üstünde taşındılar. Milletinin bu derin sevgisine ulaşmış bahtsız fakat mes’ut Fenerbahçe kulübü buna liyakatini yüksek bir jestle ispattan geri kalmadı. Ne yaptı biliyor musunuz?

Pek acı bir şekilde duyduğu ve yaşamakta olduğu yoksulluğun yarattığı bir hisle, o maçın bütün hasılatını, yoksul milletdaşlarına dağıtılmak üzere, Hilal-i Ahmer’e bağışladı. Gerçi biraz daha sıkıldı. Fakat eşsiz şereflerle dolu tarihine bu yolda da eşsiz ve ebedî bir millî tesanüd ve olgunluk hatırası da eklemiş oldu.

Rüştü Dağlaroğlu | 23 Mayıs 1949 – Öz Fenerbahçe (Bahtsız Fakat Mesut)

Bir Cevap Yazın