Menü Kapat

Gazi Büstü

Gazi Büstü

Türk spor tarihini yazarken en çok önemsediğimiz kaynaklar yazılan dönemin kendi belgeleri… Bu minvalde 1928 yılı Gazi Büstü organizasyonunu düzenleyen Türk Hava Mecmuası’nın bilgilerini derledik. Türkiye’de her kulübün geçmişi bellidir; hurafeye, mugalataya ve mübalağaya hiç gerek yok. Adı geçenlerin hepsi nur içinde yatsın. Birbirinden değerli insanlardı…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


15 Haziran 1928 – Türk Hava Mecmuası

Hasılatı Türkiye Tayyare Cemiyeti’ne Aid Olmak Üzere İstanbul’da Bir Galatasaray-Fenerbahçe Maçı İcrasını Teklif Ediyoruz.

Galip takıma Gazi Hazretleri’nin Mister Kanonika tarafından yapılan sekiz yüz lira kıymetinde ve tabîî cesamette gayet kıymetli bir bronz büstünü hediye edecektir.

Millî takımımız olimpiyatta Mısır takımına 1-7 gibi büyük bir farkla mağlup olduktan sonra avdet etti. Yevmî gazeteler bu feci netice ve inhizâm karşısında pek haklı olarak bu mağlubiyetin mesullerini aramak ve tetkik etmekle meşgul; en çok güvenip bir şeyler beklediğimiz bir şube olan futbolda Mısırlılar gibi kendilerini ve oyunlarını yakından bilip tanıdığımız bir takıma karşı alınan bu name’mûl netice herkesi müteessir etti. Futbolcularımızın bu mağlubiyeti müteakip avdetlerini tabii bir netice olarak kabul ettikten sonra zihinlerimize dehşetle tebarüz eden bir hakikat var. Oyuncularımız yorgundur. Ruhen hastadırlar. Layık olmadıkları bir sürü mağlubiyet ve inhizâmlar neticesinde bozulan maneviyatlarını yeniden takviye ile eski neşe ve itimadlarını yine kendilerine iade etmek lazım.

Türk Hava Mecmuası  Türk sporunu düştüğü bu feci devreden kurtararak eski şevk ve cesaretleri ile beraber muhitin geniş müzaheretini temin etmeyi düşünmektedir. Bu maksatla en yüksek ve en eski iki kulübümüz olan Galatasaray-Fenerbahçe takımlarımızı dostane bir müsabakaya davet ediyoruz. Türk millî takımının esas kadrosunu teşkil eden bu iki kulübümüzün güzide ve münevver gençleri samimi ve kardeşçe bir rekabet havası içinde yad ellerde çoktan beri mahrum kaldıkları teşvik ve takdir nidaları ile muazzam ve kıymettar hediyemizi kulüplerine mâl etmeye çalışacaklardır. Böyle bir müsabakanın çoktan beri mütehassiri olan halkımız Türkiye’nin gözbebeği olan kıymetli futbolcularımızın kuvvet ve kudretini göstermek için tertip ve teklif ettiğimiz maç aynı zamanda Tayyare Cemiyeti’ne yardım gibi kutsî ve çok vatanperverane bir maksada da hizmet etmektedir. Mütevali mükerrer çok feci bir mağlubiyet silsilelerinden sonra gençleri teşcî’ ve teşvik maksadıyla Türkiye spor tarihinde şimdiye kadar görülmemiş derecede bu kadar kıymetli bir hediye vaz’ eden Tayyare Cemiyeti ve bu teklif ve teşebbüsü ilk defa düşünmek suretiyle Türk futbolculuğuna taze ve yeni bir hayat bahşetmek isteyen cemiyet reis-i muhteremi Fuad Beyefendiyi hararetle tebriki bir vazife addediyoruz.

Tayyare Cemiyeti reisi ve Rize mebusu Fuad Beyefendi Türk Hava Mecmuası’nın teklif ettiği bu müsabakayı himayelerine alarak Galatasaray-Fenerbahçe kulüplerinin salâhiyetdâr murahhasları ile temas ve müzakereye İstanbul Tayyare Şubesi müdürü Hasan Fehmi Bey’i memur buyurmuşlardır. Fuad Beyefendinin bu münasebetle İstanbul Tayyare Şubesi’ne gönderdikleri mektubun bir suretini aynen derc ediyoruz:

“Türk milli takımının olimpiyatlarda aldığı derecenin Türk efkâr-ı umumiyesini derin bir surette müteessir ettiği malumdur. Bu netice karşısında gençlerimizin teşcî’ ve teşviki maksadıyla bir Galatasaray-Fenerbahçe maçının tertibi düşünülmektedir. Türk semalarının emr-i müdafaa vazife ve mesuliyetini deruhte etmiş olan Türk Tayyare Cemiyeti Galatasaray-Fenerbahçe’nin amatör ruhlu, sportmen ve centilmen gençlerinin bu vatanî davet ve teklifi büyük bir iştiyak ve memnuniyetle kabul edeceklerine şüphe etmemektedir. Türkiye’nin bu en eski ve güzide kıymetli iki kulübü arasında yapılacak müsabakanın galibine Türkiye’de ilk defa olmak üzere gayet kıymetli muazzam bir hediye vadediyoruz. Bu hediyemiz, Gazi hazretlerinin Sinyor Canonica tarafından imal edilen (80000) lira kıymetindeki ve tabiî cesamette bir bronz büstü olacaktır. Bütün Türkiye’de derin akisler uyandıracak ve büyük bir memnuniyet ve iştiyakla karşılanacak olan bu müsabakaya hasılatı Türk Tayyare Cemiyeti menfaatine aid olmak üzere “Türk Hava Mecmuası Hediyesi” ismini vermeyi düşünmekteyiz.

Türkiye birincilikleri esnasında şampiyon Muhafızgücü takımına verilen gümüş kupa Türk Hava Mecmuası’nın Galatasaray-Fenerbahçe maçının galibine müsabaka akabininde vereceği hediyeye nispetle pek küçük ve sönük kalmaktadır. Sporu spor olduğu için seven ve oynayan bu iki güzide Türk kulübünün müzelerinde sayısız zafer ve galibiyetlere nişane olan hesapsız kupaların fevkinde Türk gençliğinin en büyük hamisinin bu muazzam eseri manevî bir şeref ve kuvvet menbaı olacaktır.”

Türk Tayyare Cemiyeti Reisi ve Rize Mebusu Ahmet Fuad

30 Haziran 1928 – Türk Hava Mecmuası

Galatasaray-Fenerbahçe Maçı Günü 100 Karîmize Serbest Olarak Müsabakayı Seyretmek İmkanını Bahşediyoruz.

Tayyare Cemiyeti menfaatine Galatasaray-Fenerbahçe kulüplerimiz arasında icrasını teklif ettiğimiz maç her iki güzide kulübümüz tarafından büyük bir memnuniyet ve şükranla kabul edilmiştir. Bu tarihî maçın Temmuz’un son haftalarına doğru oynanması için cereyan eden müzakerat hitam bulmak üzeredir. Maç ağleb ihtimal rövanşlı olacak ve bu suretle iki büyük kulübümüze de muazzam ve kıymetli hediyemizi kazanmak üzere daha vasi bir zaman ve imkan bahşedilmiş olacaktır.

Türk Hava Mecmuası Hediyesini Kim Kazanacak?

Spor mehafilimizi ve memleketin her köşesini şiddetle alakadar eden bu sualin cevabını herkes kendi kendine sormaktadır. Birçok meraklı karilerimiz memleketin her noktasından gönderdikleri mektup ve telgraflarla bu maçın icra edileceği tarihi sormaktadırlar. Türk Hava Mecmuası Türk sporunu teşcî’ ve teşvik maksadıyla tertip ettiği bu müsabakanın memleketin her tarafında uyandırdığı kıymetli alakayı şükranla karşılamaktadır. Karîlerimizden her gün maç hakkında idarehanemize kadar gönderilen mektup ve telgrafların hepsine ayrı ayrı cevap vermekteki imkansızlığı nazar-ı dikkate alarak en mevsuk ve en kati’ malumatı mecmuamızdan takip etmelerini rica ediyoruz: Bu suretle birçok karilerimizin Anadolu’nun her noktasından bu tarihî ve muazzam maçı görmek üzere İstanbul’a muayyen vakitte gelmeleri temin edilmiş olacaktır. Türk Hava Mecmuası hediyesinin her yerde uyandırdığı bu alakaya naçiz bir mukabele olmak üzere (100) karîine sırf bu maça ait olmak üzere serbest duhuliyeler hazırlamaktadır. Bu karilerimiz o gün Galatasaray-Fenerbahçe müsabakasını tertip eden mecmuamızın vereceği davetiye kartlarıyla tribünlerden maçı serbestçe seyretmek imkanına nail olacaklardır.

Binaenaleyh Karîlarimizden Soruyoruz.

Bu Tarihi ve Muazzam Maçı Kim Kazanacak?

Galatasaray mı? Fenerbahçe mi?

Cevaplarını müsabaka sütunumuzdaki Galatasaray-Fenerbahçe müsabakası kuponuna isim ve adresinizle yazarak idarehanemize gönderiniz. Bilhassa bir yanlışlığa mahal bırakmamak üzere isim ve adreslerin okunaklı olarak yazılmasını rica ederiz.

Neticede Galatasaray ve Fenerbahçe reyleri tasnif edilerek en fazla reyi alanlar arasında çekilecek kurada;

100 karîmize Galatasaray-Fenerbahçe maçına ait tribün bileti

10 karîmize mecmuamızın bir senelik abonesi

20 karîmize mecmuamızın altı aylık abonesi

20 karîmize mecmuamızın üç aylık abonesi verilecektir.

Cevapların müsabaa kuponları ile birlikte nihayet Temmuz’un yirminci günü akşamına kadar idarehanemize gönderilmesi lazımdır. Neticeyi Temmuz’un yirmi altıncı Perşembe günü intişar edecek (53) numaralı nüshamızda ilan edeceğiz. Maç davetiyelerimiz aynı günde İstanbul Tayyare Şubesi vasıtası ile müsabakada kazanan karilerimize tevzi edilmiş bulunacaktır.

Galatasaray-Fenerbahçe maçına ait davetiyelerimiz, maç rövanşlı olduğu takdirde de muteber olacaktır.

Mecmuamızın yalnız bir kuponu mukabilinde size iki ve belki de üç maçı bedava seyretmek imkanını temin eden bu müsabakamıza hemen iştirak ediniz.

31 Temmuz 1928 – Türk Hava Mecmuası

Bu Müsabakayı Niçin Tertip Ettik?

Galatasaray-Fenerbahçe Maçı Hakkında Birkaç Söz

Türk topraklarının saadet ve selameti fertlerinin sıhhat ve kuvvetiyle kaimdir. Memleket müdafaasına karalarda ve havalarda her nerelerde olursa olsun hizmet etmeyi mukaddes bir vazife edinen Türk Tayyare Cemiyeti memleket gençlerinin sıhhat ve kudreti ile de alakadardır. Son günlerin tayyarecilik faaliyetleri de bir defa daha ispat etmiştir ki en güç yapılan sporların en başında tayyarecilik gelmektedir. Geceli gündüzlü havalarda makine başında asab ve irade kuvvetinin derecesini eserleriyle gösteren tayyareciler, beden ve fikir kuvvetinin kemaline vasıl olmuş gençler arasından çıkmaktadır. Galatasaray ve Fenerbahçe şüphesiz memleket sporunu temsil eden iki kuvvetli takımdır. Spor sahalarında galip gelmek azmiyle dökülen ter yaşları muharebe meydanlarında vatan için dökülen kan damlaları kadar temiz ve asildir. Türk’ün adına erler meydanı ismini verdiği spor sahaları içinde kuvvetlerinin derecesiyle iştihar ederek vatan için çalışmış ve bu uğurda ölmüş binlerce genç yaşıyor. Spor sahasında belki bir Galatasaray, bir Fenerbahçe, Muhafızgücü ilâh.. var. Memleket hudutları bu ferdler müttehid bir orduyu temsil ederler. Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin muvaffakiyeti ve herhangi bir ecnebi takımına karşı aldığı muvaffakiyetli ve muvaffakiyetsiz bir netice karşısında aynı bedenin, aynı kanın mahsulü olan gençlik sürur veya ızdırap duyar. Kulüpçülük sahasındaki dar fikirleri bir tarafa bırakarak bedenimiz olan vatan bünyesini kuvvetlendirmeye bütün mevcudiyetimizle çalışacağız. Bu zaman ve devre hülul etmiş ve fikrimizce geçmiştir bile.

Türk Tayyare Cemiyeti’nin Galatasaray-Fenerbahçe maçının galibine bilakaydüşart teslim edeceği muazzez ve kıymetli hediyesi de yalnız bu iki kulübe münhasır değildir. Türk Tayyare Cemiyeti her gün fertlerinin muavenet ve yardımı ile vatanın havalarını çelik kanatlarla süslerken rakiplerine de büyük bir kiyaset ve durbni göstermek suretiyle spor sahalarının çelik vücutlu arslanları arasından intihap etmek istiyor. Türk spor dünyasının bu çelikten vücutlu ve kahir gençleri yalnız bir zümrenin ve falan kulübün malı değildir.

Hediyemizi kendilerine de teşmil edemediğimiz için ıstırap duymuş gençler varsa hemen ilave edelim ki teşebbüsümüzün daha henüz başlangıcındayız. Büyük Gazi’yi bütün memleket gençlerinin kalbinde yer eden coşkun sevgisini bir defa daha göstermeye vasıta olan Türk Hava Mecmuası hediyesi gelecek sene daha vasi mikyasta tekrar edilecektir. Türk Tayyare Cemiyeti’nin kıymetli reisinin bidayette bu iki kulübümüzü dostane müsabaya davet vesilesiyle İstanbul matbuatında ve mecmuamızda intişar eden mektubunda da pek güzel işaret ettiği veçhile Tayyare Cemiyeti kıymetli müzahirleri addettiği sporcular arasında asil bir rekabet ve galebe arzusunun uyanmasını arzu etmektedir. Bu maksatla sporculara hitap ederken evvela Türk sporunun gözbebeği olan bu iki kıymetli ve güzide kulübümüze teveccüh ettik. Avrupa’da mükerrer mağlubiyetlerin elem ve ra’şelerini pek yakından ve bütün acılıklarıyla hisseden bu gençler kuvvetlenmenin manasını da o nispette anlamışlardır. Eski zamanın dayak ve silleye dayanan bu rekabeti Türk Tayyare Cemiyeti’nin yerinde daveti ve ikazıyla asıl maksadına rücu etmiştir.

Müsabakamıza iştirak edemedikleri için deruni teessürlerini izhar eden Galatasaray Fenerbahçe manzumesi haricindeki güzide gençler gelecek defaki müsabakalarımızı kazanmak için şimdiden bütün mevcudiyetleriyle çalışmalıdırlar. Bu sözlerimiz aynı zamanda şimdiye kadar bütün imaları ile bize bu hakikati ifade etmek isteyen bazı rüfekamıza da cevap mahiyetindedir. İşte bu büyük maçın tertibinde düşündüğümüz noktalar…

31 Temmuz 1928 – Türk Hava Mecmuası

Hediyemizi Kim Kazanacak, Galatasaray mı Fenerbahçe mi?

Mecmuamızın hasılatı Tayyare Cemiyeti menfaatine tertip ve galibine Gazi Hazretlerinin Sinyor Canonica tarafından imal edilen sekiz yüz lira kıyetinde bir büstü hediye ettiği Galatasaray-Fenerbahçe müsabakası Ağustos’un son haftasında Cuma günü Taksim Stadyumu’nda saat beşte icra edilecektir. Her iki takım hediyemizi kazanmak için şimdiye kadar birçok hazırlıklar yapmıştır. Galatasaraylılar son senelerde kuvvetli rakiplerine karşı temin ettikleri galebeyi muazzam hediyemizi kazanmak suretiyle de idame ettirmek için bir müddet Kilyos’taki kampta çalışmışlardır. Fenerbahçeliler ise takımlarının Gazi Büstü’nü kazanmak için tamamen formda olduğunu söylemektedirler. Her iki takımın müsabaka günü hangi takımlarla sahaya çıkacağını tabiatıyla bilmemekle beraber Galatasaray, Fenerbahçe’nin bu maçı senelerden beri değişmeyen maruf kadrolarıyla yapması katiyetle muhtemeldir. Bu takdirde Galatasaraylılar Ulvi, Mehmet Nazif, Burhan, Suphi, Nihat, Mithat, Leblebi, Muslih, Kemal Faruki, Latif ve Rebii Beylerle; Fenerbahçeliler ise Fehmi, Kadri, Firüzan, İsmet, Sadi, Cevat, Fikret, Alaaddin, Zeki, Bedri ve Nevzat Beylerle sahaya çıkacaklardır. Galatasaraylıların uzun zamandan beri antrenmansız olan Ercüment Bey’in yerine tamamen idmanlı bir halde olan Muslih Bey’i ikame etmeleri muhtemeldir. Bu takdirde Galatasaray muhacim hattı Fenerbahçe’nin İsmet, Sadi ve Cevat’tan mürekkep muavin hattı karşısına seri, fırsatçı ve şutör oyuncularla çıkmaktadır. Bu oyuncular muallim Hunter’ın mesaisiyle yekdiğerine kuvvetli bir surette alışmış ve aralarında seri ve ahenkdar bir anlaşma tesis etmiştir. Latif gibi şutlarının kuvveti, Muslih gibi fırsatçı içlere malik olan Galatasaray takımı merkez muhacim Kemal Faruki Bey inzimamı ile bugün mühim bir kuvvet arz etmektedir. Bu seri ve genç hattın açıklarında mahareti şüphe götürmeyen Leblebi ve Rebii gibi ince oyuncular vardır. Fenerbahçe forvet hattı yakın zamanlara kadar millî takımımızın maruf kadrosunu teşkil eden güzide gençlerden mürekkep bulunmaktadır. Bu hatta Zeki, Alaaddin, Bedri gibi birçok maçlarda muvaffak olmuş oyuncular Galatasaray kalesi için de tehlikeler yaratacak bir kuvvet kudretindedirler. Son zamanlarda Fikret ve Nevzat gibi genç oyuncuların iltihakı Fenerbahçe’nin senelerden beri değişmeyen maruf takımını daha efektif bir hale getirmiştir. Her iki takımın muavin, müdafaa hatları arasında büyük bir fark göze çarpmaktadır. Netice itibariyle Galatasaray-Fenerbahçe oyunun netice-i katiyesini tayin edecek ilk devrede müessir bir netice alabilmek için fevkalade sarf-ı mesai edeceklerdir. Bu takdirde Fenerbahçe muhacimlerinin zarif ve ahenkdar oyunları karşı tarafın kuvvetli müdafaası önünde eriyerek dönecek, Galatasaraylıların sert ve seri oyunları da Leblebi gibi üstat muhacimlerin idaresiyle karşı tarafın açık noktalarını bulup yarmak isteyen hücumlarla geçecektir. Kuvvet ve şiddetin, maharet ve tecrübenin yekdiğeriyle karşılaşması olan bu maç futbol hayatımızın tarihi ve en güzel hadiselerinden biri olacaktır. Uzun ve elemli vakalardan sonra bu iki güzide kulübümüzün tekrar karşılaşması imkanını temin ederek spor hayatımızı ölmekten kurtaran ve memleket gençlerine taze bir şevk ve heyecan yaratan Türk Tayyare Cemiyeti ve memleket müdafaasına hizmet gibi bir maksada memnuniyetle şitab eden gençlerimizi tebrik eylemeyi bir vazife addederiz. Türk Hava Mecmuası Galatasaray-Fenerbahçe’nin güzide gençlerine aynı derecede muvaffakiyetler temenni ederiz.

15 Ağustos 1928 – Türk Hava Mecmuası

Galatasaray-Fenerbahçe Takımlarımız Berabere Kaldılar

Dördüncü takımlar sıfır sıfıra berabere, üçüncü takımlarda üçe karşı beş sayı ile Galatasaray küçükleri galip gelerek Gazi Kupası’nı kazanmışlardır.

Aylardan beri beklenen bu tarihi maç nihayet Ağustos’un onuncu Cuma günü Taksim Stadyumu’nda on binlerce kişi huzurunda icra edildi. Galatasaray ve Fenerbahçe takımları Tayyare Cemiyeti menfaatine oynayacakları bu oyunu iyi bir netice ile tetvic ettirerek Gazi Hazretlerinin kıymettar büstünü kazanmak için en son hazırlıklarını da ikmal etmişlerdi. Bununla beraber bu heyecanlı oyunun safahatı da göstermiştir ki henüz bu iki güzide kulübümüz tamamen idmanlı bir halde değildirler. Fenerbahçeliler birinci haftaymda bire karşı üç sayı ile gayet güzel ve faik bir vaziyet temin etmişken ikinci haftaymda bilhassa oyunun devrelerine doğru nefessizlik yüzünden kuvvetli rakiplerine karşı muhakkak olan bir galebe fırsatını kaçırmışlardır. Galatasaraylılara gelince sarı-kırmızılılar bu oyuna her nedense muhakkak bir talihsizlikle başlamışlardır. Galatasaray gibi kuvvetli bir takımın her nede olursa birinci devrede 1-3 gibi mağlup biz vaziyete düşmesi de bu talihsizliği kafi derecede ispat etmektedir. Galatasaraylılar için bu talihsizlik oyunun en son devrelerine kadar devam etmiştir. Böyle olmasaydı 1-3 gibi bir vaziyetten sonra beraberliği temine muvaffak olan İstanbul Şampiyonu2nun oyunu muhakkak kendi lehine olarak bitirmesi beklenebilirdi.

Oyundan sonra tarafeyn kaptanları maç ve iki hafta sonra icra edilecek rövanş hakkında şunları söylemişlerdir.

Fenerbahçe Kaptanı Zeki Bey:

“Roma’ya kadar gittik, fakat papayı göremeden döndük. Mamafih şuna memnumum ki takımımız eskisine nispetle çok düzelmiştir. Oyun tarzı itibariyle Galatasaray’a faik olduğumuz, nefes itibariyle de onların bize faik oldukları muhakkak idi. On beş gün zarfında nefes kabiliyetimizi arttıracağız. Buna muvaffak olursak Galatasaray’ı mağlup etmemek için sebep yoktur.”

Galatasaray Kaptanı Nihat Bey:

“Bidayette en fena bir oyunumuzu oynadık. Mağlup vaziyete düştük. Buna rağmen azmimiz, nefesimiz sayesinde oyunu tamamıyla hakim ve beraber bir vaziyette bitirdik. Şüphesizdir ki gelecek maçta idmansız olanlar daha iyi çalışmış, aksayan taraflarımız ıslah edilmiş olacaktır. Fenerbahçe’nin bir daha bizi bu vaziyette bulabilmesi çok müşküldür. Biz bidayette Fener’in elde ettiği hakim vaziyeti temin edebilseydik mesele yoktu. Fener çok muhtemel bir tehlike, biz tamamıyla gayrimelhuz bir badire atlattık. İkimize de geçmiş olsun, gelecek sefer netice büsbütün başka olacaktır.”

Her iki takım kaptanının beyanatına göre Galatasaray-Fenerbahçe rövanş maçını behemehâl kazanmak azmiyle oynayacakları için oyun pek heyecanlı olacaktır. Türk Hava Mecmuası her iki takıma da aynı derecede muvaffakiyetler temenni ederken Gazi Hediyesi kazanan Galatasaray küçüklerini tebrik etmeyi vazife addeder.

15 Eylül 1928 – Türk Hava Mecmuası

Galatasaray Büyük Bir Farkla Fenerbahçe’yi Yenerek Gazi Büstü’nü Kazandı

Tayyare Cemiyeti’nin galibine Gazi Hazretleri’nin Sinyor Canonica tarafından imal olunan büstlerinden birini vadettiği Galatasaray-Fenerbahçe maçı bundan üç hafta evvel bu iki takımımızın üç üçe berabre kalması yüzünden neticelenememişti, bu defa her iki takım da kıymettar hediyeyi kazanmak gayretiyle iyice çalışmış oldukları için maç çok güzel olmuş ve sahayı dolduran binlerce seyirciye heyecanlı saatler yaşatmıştır. Sahaya evvela Fenerbahçeliler ve biraz sonra da Galatasaraylılar dahil olmuşlardı. Hakem bermutat Şeref Bey idi. Rüzgar altında oynamalarına rağmen oyun Galatasaraylıların hücumlarıyla başladı, ilk on dakikaya kadar Galatasaraylılar kuvvetli bir kulübe karşı şerefli bir netice almak azmiyle oynuyorlardı. Oyunun bundan sonraki safhası Galatasaray’ın bir sayı yapmasına rağmen oldukça mütevazin bir surette cereyan ediyordu. Haftaymda Galatasaray’ın faikiyeti ve Fenerbahçe oyuncularının muvaffakiyetsizliği mahsus surette görünüyordu. Galatasaray umumi kaptanının yüksek bir cesaretle takımına ithal ettiği üçüncü takımın en mahir iki oyuncusu Necdet ve Şadan sanki karşılarında cüsse ve oyun itibariyle kendileriyle bile hem ayar oyuncular bulunuyormuş gibi büyük bir soğukkanlılıkla karşı tarafın en maruf simalarını birer birer atlatarak sayılarını yapıyorlardı. Galatasaraylılarda gollerin takibinden yüksek bir kuvve-i maneviye ve Fenerlilerde ise büyük bir bitabii görünüyordu.

Oyun Nasıl Oldu?

Her iki takım ilk dakikadan itibaren mutlaka kazanmak gayesiyle oynuyordu, Galatasaraylılar ananevî itiyadları olan seri ve sürat, Fenerliler ise daha kombine, mamafih İstanbul şampiyonunun bu sert oyunu fer’î değildi, bilakis zaman zaman rakiplerinin bozulan maneviyatı yüzünden ve bir kasd-ı mahsusa ile olmadığı şüphesiz bulunan bazı cezayı müstelzim hareketler karşı tarafın şayan takdir soğukkanlılıkları neticesi olarak müessif bir hadisenin hudûsuna mani olmuştu. Galatasaraylılarda bilhassa oyunun ikinci devresinden sonra kendisini göstermeye başlayan nefes fazlalığı yerine Fenerbahçelilerde yorucu bir takatsizlik göze çarpıyordu. Diyebiliriz ki Fenerbahçe’nin herhangi rakip karşısında mutlaka gol yapmak fırsat ve kabiliyeti gösteren kombine oyunu mukabil tarafın golü, Mehmet Nazif, Mithat ve Nihat’tan mürekkep kuvvetli müdafaası önünde kendisinden beklenilen bu vazifeyi ifaya zaman ve imkan bile bulamamıştı. Galatasaray bu defa oyunun icap ettirdiği bir tarzda şayan-ı takdir bir teknikle hareket ederek zaman zaman açıklarla uzun ve bazı müessir anlarda da içlerle ve eşape suretiyle oyunun neticesini dört sıfır gibi büyük bir farkla neticelendirmişlerdir.

Hakemin oyunun hitamını işaret eden düdüğü zaman Galatasaraylılar bir çevre halinde Gazi Hazretleri’nin büstlerinin mevzii bulunduğu masa etrafında toplanarak evvela halkı ve taraftarlarını selamlamışlardır. Tayyare Cemiyeti namına Hakkı Şinasi Paşa hazretleri Galatasaraylıları kazandıkları muvaffakiyetten dolayı tebrik ettikten sonra Galatasaray kaptanı Nihat Bey’e doğru ilerleyerek bir hazine değer kıymette olan hediyeyi Galatasaray oyuncularına vermekle büyük bir sürur hissettiğini söylemiştir. Bu esnada sahada bütün hazirunun da iştirak ettiği tiz ve keskin ve sert sesler duyuldu.

Gazi Hazretleri şerefine, Şa, Şa, Şa!

Tayyare Cemiyeti şerefine, Şa, Şa, Şa!

Fenerbahçe şerefine, Şa, Şa, Şa!

Galatasaraylılar müteakiben maçı lütfen teşrif etmek suretiyle oyuncuları teşvik etmek lütfunda bulunan Tayyare Cemiyeti Reis-i muhteremi ve Rize mebusu Fuat Beyefendi şerefine bağırdıktan sonra cihandeğer hediyelerini başları üstüne alarak sahadan çekilmişlerdir. Galatasaraylıları kazandıkları bu büyük zaferden dolayı samimiyetle tebrik ederiz.

Bir Cevap Yazın