Menü Kapat

Kaptan

Kaptan

Fenerbahçe’nin efsane golcüsü Zeki Rıza Sporel‘in vefatından sonra Burhan Felek‘in kaleme aldığı “Kaptan” yazısıyla sizleri baş başa bırakıyoruz. Burhan Felek merhumun, Türk spor tarihinin en kıdemli isimlerinden biri olduğu (ve Fenerbahçe’ye pek de sempatiyle bakmadığı) gerçeğiyle birlikte okununca daha da anlamlı hale gelen bir yazı…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Kaptan

Zeki Rıza’yı kaybettik. Bu kaybettik sözü bir teşrifat sözü değildir; çünkü Zeki Rıza gerçekten yeri doldurulmaz, bir amatör sporcu idi.

Zeki Rıza için bir yakınma yazısı yazacaklar çok olabilir… Ama bu çocuğu benim kadar yakından tanımış spor idarecilerinden pek azı hayatta olduğu için bu satırları yazmak benim için kaçınılmaz kutsal bir vazife oldu.

Zeki Rıza her şeyden evvel temiz ve şuurlu bir sporcu idi. Gün geldi ki Zeki Rıza, Fenerbahçe’nin sembolü oldu ve sembol olarak öldü. Çünkü Zeki Rıza gibi emsalsiz amatör bir futbolcunun başladığı kulüpte ölmesi iki taraf için de nadir bir mazhariyettir.

Fenerbahçe’nin bu olayı sahalarda veya timlerini hülasa bir tesis veya zümresine onun adını vererek ebedileştirmesi, onun ruhunu olduğu kadar Türk sporculuğunu da şad edecektir.

Ben Zeki’yi Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’ndan evvel tanırım. Cumhuriyet’ten de evvel tanırım. Kuleli Mektebi’nden sonra Askeri Baytar Mektebi’ne girdi. Bu mektep Türk futboluna Zeki’den başka Bekir’i, K.Mahmut’u ve daha şimdi adlarını toparlayamayacağım kıymetleri yetiştirdi.

Zeki’nin futbol hayatı bir zafernamedir. Onu bizim gibi yıllarca seyretmiş olanlar sol ayağına iyi gelmiş bir topun kaleye girmemesine imkan olmadığına göre göre inanmışlardır.

Ben Zeki’yi 1924’de Paris Olimpiyatı’na götürdüm. Dünya çapında ilk beynelmilel futbol maçımızı burada yaptık. Çeklerle yaptığımız bu maçın birinci devresinde üç gol yedik. Perişan olduk. İkinci devrede Zeki’nin verdiği bir pası Bekir gole çevirdi. Maçın bitmesine yarım dakika kala kazandığımız bir penaltıyı da yine Bekir filelere gönderince sahadan 5-2 ayrılmıştık. Bu neticede Zeki’nin payı büyüktü.

Zeki’nin her maçta bir golü mutlaka vardı. Zeki futbolu yorulmadan oynayan nadir teknik oyunculardan idi. Zeki’nin ayağından top almak pek güçtü. Türkiye’de Zeki’den üstün oyuncular görülmüştü. Fakat takım kaptanlığı ve oyun idaresi bakımından Zeki emsalsiz idi.

Klasik oyunu ile Zeki, Türk futbolunda ekol yapmış bir numaralı kaptandı. Zaten sağlığında dostları ve arkadaşları onu “Kaptan” diye çağırırlardı. Biz de bu yazımızda onu öyle andık.

Zeki, spor hayatının olduğu kadar iş ve aile hayatını da başarı ile tanzim etmesini bilmişti. Acı ve amansız ve fakat yegane şaşmaz hakikat olan ölüm bu hayatı durdurdu. Ve onu sarılı olduğu sevgi ve saygılarla tarihe aktardı.

Türk sporları için Zeki bir numunedir. Allah rahmet eyleye…

Burhan Felek | 4 Kasım 1969 – Milliyet Gazetesi

Bir Cevap Yazın