Türk boksunun efsane ismi, Fenerbahçeli merhum Enver Angün’ün torunu, kıymetli Bülent Angün beyefendi bizimle rahmetlinin fotoğraflarını paylaştı. “Devamını da bilgi-belge olarak biz buluruz inşallah…” dedik ve Enver Angün hakkında (yine Bülent Bey’in verdiği bir tarih bilgisi ışığında) aşağıdakilere ulaştık.
Her ne kadar rakibi gelmediği için ringe çıkamadığını öğrensek de Türkspor dergisindeki portre çalışmalarında kendisine rastladık. Keyifli okumalar diliyoruz… Enver Bey, nur içinde yatsın…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Türk – Yunan Boks Maçları
13 Eylül 1948 – Öz Fenerbahçe Dergisi
Fenerbahçe kulübü Yunanistan’dan gelen boksörlerle boksörlerimiz arasında çok enteresan müsabakalar tertip etmiştir. 16 ve 21 Eylül Perşembe ve Salı akşamları Açıkhava Tiyatrosu’nda yapılacak müsabakaların birincisinin programı şöyledir:
57 kilo: Abdi Özkutlu – Papayorgi (Yunan hafif siklet şampiyonu)
73 kilo: Cevdet Özçentep – Pavlidis (Yunan orta siklet şampiyonu)
79 kilo: Enver Angün – Çaldaris (Yunan yarı ağır şampiyonu)
Bu müsabakalar ikişer dakikadaan altışar raunddur. Bunların haricinde ayrıca şu dört mühim müsabaka da yapılacaktır.
51 kilo: Halit Ergönül – Takis
57 kilo: Salih Gökay – Aysel
61 kilo: Necip Gülbaşak – Yorgo İstavridis
66 Kilo: K.Garbis – Mustafa
Bu karşılaşmalar da üçer dakikadan üçer raunddur. Fenerbahçe kulübü halkımıza bir kolaylık olmak üzere, programdaki zenginliğe rağmen, fiyatları 100 ve 200 kuruş olarak tespit etmiştir. Numaralı yerler de 4 Liradır.
Uzun zamandan beri yabancı boks temasından mahrum kalmış olan boks meraklılarının bu müsabakalar dolayısıyla heyecanlı dakikalar geçirecekleri programa bir göz atınca derhal anlaşılır.
Filhakika Yunan boksörleri bu müsabakaları için uzun zamandan beri hazırlanmıştırlar. Buna mukabil bizim boksörlerimiz de ve bu arada Abdi, Cevdet ve Enver Olimpiyat kampını müteakip bir ay kadar süren bir ataletten sonra sıkı bir şekilde çalışmaya koyulmuş bulunuyorlardı. Bilhassa Avrupa muhtelitiyle Amerika’ya kadar gitmiş olan Halit için bu müsabakalar klasını göstermeye mükemmel bir fırsat olacaktır.
Gerçi rakibi Takis kendisinden bir kategori daha ağır ve sıkletinin en teknik boksörüdür. Bu bakımdan bu karşılaşma çok çetin olacak ve bize boks sporunun bütün inceliklerini göstermek imkanını verecektir.
Boksörlerimize başarılar dileriz.


Fenerbahçe – Elen Boks Maçları
Müsabakaları Fenerli Boksörler Kazandılar
20 Eylül 1948 – Öz Fenerbahçe Dergisi
Fenerbahçe ve Yunan boksörleri arasındaki ilk müsabaka Çarşamba akşamı saat 21’de Açıkhava Tiyatrosu’nda 2 bin kadar bir seyirci kütlesi önünde yapılmıştır. Fenerbahçe kulübü, Yunan kafile başkanı, eski İktisat Nazırı ve halen Pire mebusu Dr. Marselos’a bu müsabakaların hatırası olarak mavi beyaz ve sarı lacivert kordelalarla süslü güzel bir kupa hediye etmiştir.
Çok heyecanlı geçen müsabakaların neticeleri şunlardır.
51 kilo: Mustafa – Garo (Berabere)
53 kilo: Halit, Taki’ye galip.
57 kilo: Salih, Aysel’e galip.
61 kilo: Necip, Yorgo’ya galip.
61 kilo: Abdi, Papayorgi’ye galip.
73 kilo: Cevdet, Pavlidis’e galip.
Yunan yarı ağır şampiyonu Çaldaris ancak Salı günü geleceğinden Enver’le yapacağı müsabaka o güne tehir edilmiştir. Boksörlerden Papayorgi Yunanistan’ın en teknik elemanlarından biridir ve tam on yıldır namağluptur. Bu bakımdan Abdi’nin galibiyeti bilhassa takdirle karşıladık.
Cevdet’le dövüşen Pavlidis de 12 yıldan beri sıkletinin Yunanistan şampiyonluğunu muhafza eden yüksek tekniğe sahip bir boksördür. Kendisinden 7 kilo ağır Cevdet karşısındaki mukavemeti kayda değer.
Fenerbahçe-Elen boks maçlarının son karşılaşması 21 Eylül Salı akşamı yine Açıkhava Tiyatrosu’nda yapılacaktır. Bu müsabakaların programı daha cazip olduğundan büyük heyecanla takip olunacağı muhakkaktır.
Bilhassa 66 kiloda Pavlidis’in Galatasaray’lı Garpis’le apacağı maç çok enteresan olacaktır.
İsmet Berköz

Türkspor Boks Albümü
22 Kasım 1948 – Türkspor Dergisi
Açıkhava tiyatrosu maçları ile büsbütün ismi duyulan Enver, bizde iri insanların az olmasından pek gelişememiş olan yarı ağır kategorisi boksörlerindendir. O da Cevdet gibi, hemen hemen rakipsiz kalmıştır. Sert ve kuru vuran Muammer gibi güzide bir yarı-ağır da İran seyahatini müteakib boksu bıraktığından, Enver’in bugünkü formunu belirtecek bir maç yapmasına (İstanbul’da) imkân kalmamıştı. Nitekim gelen Yunanlılar arasında bir yarı-ağır da bulunmadığından, Enver’in bugün ne durumda olduğunu kestirmek mümkün olmamıştı.
Enver için teknik dövüşüyor demek imkânsızdır. Fakat biraz da düşünmeden savurduğu yumrukları isabet ettiğinde, rakibini dalima sarsacak kuvvette olduğundan, miktarı az olan yarı-ağırlar arasında o daima tehlikeli bir rakib olarak kalmaktadır.
Teknik bakımdan eksikliğine rağmen, kuvvetli yumruklarından başka Enver’in lehine not olarak kaydedilecek bir tarafı daha vardır. O da istediği zaman kendisini sıkabilmesi ve gayretle çalışmasıdır. Boksa çok meraklı olan ailesi de kendisini bu hususta desteklediklerinden, turnuvalar, kupa ve şampiyonluk maçları gibi iddialı karşılaşmalarda Enver her zamanki formunun üstünde dövüşebilmektedir.
Boksun tekniğine fazla ehemmiyet verdiği takdirde, Enver iyi bir boksör olabilecektir.
