Menü Kapat

Stadyomdan Röportaj

Stadyomdan Röportaj

4 Kasım 1945 tarihinde Son Posta gazetesinde yayınlanan Kemal Deniz imzalı “Stadyomdan Röportaj”, tribünlerin meşhur bestesi Bir Baba Hindi’nin çıkışını da gözler önüne seriyor. Keyifli okumalar…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Fenerbahçe Tribününden Maç Seyrediyoruz

Sarışın Müvezziin Sesi – Uçan Kaleci – Arjantina Tangosu – Fenerliler Coşunca – Bir Baba Hindi, Olsa da Şimdi – Ve Maçın Bitişi

Bu hafta Fenerbahçe tribününden beraber maç seyredecektik.

Stadyumdan içeri girdik. Daha doğrusu girebildik. Ve bilmiyorsanız söyleyeyim, kapalı tribünün sağ tarafını Fenerbahçe taraftarları işgal ederler.

O tarafa doğru yürüyoruz.

İşte bakın bir Fenerbahçe hastası. Barbar bağırıyor. Süleyman, gazete müvezzii Süleyman deyince muhakkak tanırsınız. Sarışın, peltek konuşan bir genç. Konuşmasını duyar gibi oluyoruz.

  • Azizim Ahmet oynuyor bugün müdafaada. Atıciz, bugün atıciz Beşiktaş’a.

Ve peşinden elindeki kasketi havaya fırlatıyor.

Maç başlamak üzere…

İleriden oyuncular (tabii sarı lacivertliler) gözüktü. Fenerbahçe taraftarları coştu. Geri sıralardan birinde oturan orta yaşlı bir adam elindeki “kaynana zırıltısı”nı çevirmeye başladı… Ve sesler:

  • Ahmet oynamıyor be!
  • Uçan kaleci Cihat!
  • Bacaksız Erol bugün bir gol atmazsa ben de burada neyim.

Ve devamlı alkışlar arasında sahada takımlar seromoni yaparlarken…

“Arjantina” tangosunu bilmem biliyor musunuz? Biliyorsanız işte onun bestesiyle şunları işitiyoruz:

Sarı – Lacivert rengin,

Yoktur dünyada dengin,

Fenerbahçe…

Bu tango esnasında oyun başlıyor. Ve Fener yan hatlarında birinin sert bir çıkışı faulle kesiliyor.

Mukabil tribünden gelen sesler:

  • Çingene, çingene, çingene, çingene!

Sarı – Lacivert tribünü durur mu? Faul yapılan oyuncu “yuha”lanıyor.

Oyun gayet seri vereyan ediyor ve “Sakarya” marşı temposuyla bir marş:

Uğrunda takımın her yılmaz ferdi.
Sarı-Laciverde candan söz verdi.
Bütün akınlar sükûn bulacak.
Etem Naci’ye, Etem Erol’a selam duracak.

Yılmazsın Fenerli Bekir atandır,
Etem’e atan senin “Taka”ndır…
Bütün akınlar sükûn bulacak
Etem Naci’ye, Etem Erol’a selam duracak.

Hakkı’sıyla Şeref’iyle gelse dahi,
Murat’ta kırılır Kemal’in payi
Bütün akınlar sükûn bulacak,
Etem Naci’ye, Etem Erol’a selam duracak.

İşte bu coşturucu hareket esnasında Fenerbahçe iki gol yiyince ne olur?

Taraftarların ağızlarını kilit açmaz.

Yook, onlar konuşmuyor, değiller. Fakat eskisi gibi oyunun bidayetindeki coşkunluklarından eser yok…

Ah’ların vah’ların bini bir para. Kendi oyuncularına küfür ediyorlar adeta…

Ve bu arada güzel bir pozisyon… Kaleye çekilen bir şut ve gol…

Vaziyet 2-1.

Beraberlik ümidi olduğu gibi, galibiyet de yok değil.

Fenerbahçe taraftarları coştu.

İşte genç olmasına rağmen eski “hasta”lardan Süha’nın sesi:
Bir baba hindi!

Bütün tribün:
Hey Allah!

Ve böyle bir satırı korobaşı tarafından, diğer satırı cemaat tarafından söylenilen aşağıdaki satırlar:

Olsa da şimdi
Hey Allah!
Pilavla zerde,
Hey Allah!
Kaşık da nerde,
Hey Allah!
Yallah, yallah, hey Allah!
Yeniyoruz vallah.
Hey Allah!
Beşiktaş’ı billah!
Hey Allah!
Yallah, yallah, hey Allah!

Fakat nafile… Sarı Lacivert forvetlerin hiç de gol atmaya niyetleri yok gibi…

Yalnız işin fiyakasındalar… Ve yaptıkları numaraları taraftarlar şöyle şiirlendiriyor:
Fenerbahçe derler bize,
Oyun öğretelim size,
Gel! Gel! Gel!

Bütün bunlara rağmen 90ıncı dakikanın sonu… Keskin bir düdük sesi.

Oyun bitti!

Ne olur, ne olmaz tribünden uzaklaşalım artık… Eziliriz, bir yerimize bir şey olur belki, Allah saklasın…

Gelecek hafta “Siyah Kartal”ları sevenlerin tribününden maç seyretmek ümidiyle stadyumdan çıkıyorum.

Kemal Deniz | 4 Kasım 1945 – Son Posta Gazetesi (Stadyomdan Röportaj)

Bir Cevap Yazın