Menü Kapat

Süha ve Mübeccel

Süha ve Mübeccel

15 Mayıs 1929 tarihli Türk Hava Mecmuası’nda, biri Galatasaraylı, diğeri Fenerbahçeli olan Süha ve Mübeccel hakkında, Server Ziya imzalı çok şirin bir hikaye var. Keyifle okuyacaksınız. Belki biraz Süha’ya sinirlenebilirsiniz :)

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Hikaye: Galatasaray ve Fenerbahçe

Her sabah aynı yolda birleşiyorlar, konuşa konuşa mektebin önüne kadar geliyorlar, orada istemiyerek ayrılıyorlardı, her şeyden konuşuyorlar, yalnız kalplerinden geçen tatlı rüzgârı bir sır gibi saklıyorlardı.

Süha, bazı sabah genç kıza yetişmek için adımlarını açarken kendi kendine sorardı:

— Mübeccel’in içinde acaba benim için nasıl hisler var?

Bazan onu, yürüyüşünü yavaşlatarak, takip eder, genç kızın en ufak hareketlerini bile gözden kaçırmamağa çalışırdı. Mübeccel, her sabah buluştukları noktada onu göremeyince gizlice arkasına bakar, onun siluetine gözleri ilişince yüzü pembeleşir, beyaz beresinin kenarlarından taşan bukleleri düzeltmeğe başlardı.

Bir gün spordan konuşuyorlardı, Mübeccel, sordu :

— Siz Galatasaraylı mısınız, Fenerli mi ?

— Fenerli.

— Ya… Ben Galatasaraylıyım.

— Demek ki birbirimizin rakibiyiz.

Süha, ne Galatasaraylı, ne de Fenerli idi, sporla ve spor haberleri ile pek meşgul olmazdı, yalnız Fenerin solaçığı kuzeni idi, bunun için Fenerli sayılması icap ederdi.

Spor bahsi iki genci sık sık münakaşaya sürüklüyor, Süha genç kızın yanakları ateşlenerek kulübünü müdafaa etmesinde hususî bir zevk duyuyordu

Süha artık bir sporcu gibi maç haberlerini takip ediyor, spor tenkitlerini günü gününe okuyordu, aksi gibi Fenerbahçe en zayıf günlerini yaşıyordu.

Bir sabah Mübeccel uzaktan beresin sallayarak:

— Geçmiş olsun efendim, dedi, bire karşı iki… Fenerlilere acıyorum doğrusu…

Süha, bir Fenerli olduğu halde Galatasaray’ın kazanmasından bu kadar sevinç duyacağını hiç zannetmiyordu, genç kızı bugünkü kadar şuh ve neşeli hiç görmemişti fakat rolüne inadına devam etti, Fenerlilerin kaybettikleri zaman bile kıymetlerini muhafaza edeceklerinden bahsetti, koyu bir kulüpçü gibi Fenerlileri göklere çıkardı.

Günler geçtikçe birbirlerine daha düşkün oluyorlar, fakat ikisi de gönüllerindeki zâfı hissettirmeği kulüpleri namına bir suç görüyorlardı, ara sıra mağazaların önünden geçerken camlardaki gölgelerinde çarpışan gözlerini inadına birbirlerinden kaçırıyorlardı.

Mücadele çok uzun sürmedi, Süha yavaş yavaş yorulmağa başlamıştı, rolünü daha fazla uzatabilmeğe kendisinde kuvvet görmeyordu .

Yedi sekiz kişilik bir grup, bir gece sinemada buluştular, iki genç yan yana idiler, filmin en okşayan bir yerinde Süha parmaklarını yavaşça genç kızın kalbine uzattı, oradaki yumuşak ve ılık çarpıntıyı sessiz dinledi. Mübeccel hiç hırçınlık göstermiyor, rakibinin mağlûbiyetine hürmet ediyordu. Süha bunu anlamış gibi yavaşça:

— Galatasaray, Fenerbahçe’yi bir defa daha yendi, Mübeccel Hanım dedi.

Server Ziya | 15 Mayıs 1929 – Türk Hava Mecmuası (Süha ve Mübeccel)

Bir Cevap Yazın