Menü Kapat

Canlı Yapraklar – II

Canlı Yapraklar - II

Fenerbahçe tarihinin hâmisi Dr. Rüştü Dağlaroğlu‘nun 1954-1955 yıllarında Akşam gazetesinde yayınlanan ve 1957 kitabının öncülü olarak yazılarını kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu‘nun müsaadesiyle sitemizde yayınlıyoruz. Huzurlarınızda “Canlı Yapraklar – II” : 1923 yılından geliyor

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Spor Tarihimizden Canlı Yapraklar – II

Yukarıdaki fotoğraf 31 yıl önce, mütareke ve işgal senelerindeki bir futbol turnuvasının şampiyonluğunu kazanan Fenerbahçe takımına altın madalyalar takılışını gösteriyor.

“Futbol maçından sonra 11 oyuncuya merasimle madalya? Bu da nasıl iş?” diyorsunuz, değil mi? İşte, pekâlâ oluyormuş… Hem de ne tantanalı merasimle ve ne muazzam bir cuşühuruş için de! Eğer, o karanlık yılları siz de yaşamış, onun acılarını siz de çekmiş olsaydınız millete, o en buhranlı zamanda, ümit ve iman aşılamış futbol takımına yapılan bu merasimi bugün hatta çok az bile bulurdunuz!

Mayıs 1923’de zamanın iki spor gazetesi (Türkiye İdman Mecmuası), ile (Spor Âlemi) Taksim stadında muazzam bir futbol turnuvası tertiplemişlerdi. Bu turnuvaya katılanlar:

Fenerbahçe, Galatasaray, Anadolu, Süleymaniye, Ermeni muhteliti, Makabi, İngiliz kara muhteliti ve yine meşhur İngiliz Yıldırım takımıdır.

Turnuvanın şampiyonuna 90 santim boyunda gümüşle işlemeli pek muhteşem bir kupa verilecek, ayrıca, takımı teşkil eden 11 futbolcuya da birer altın madalya talik olunacaktı. Tesadüf bu ya, kurada İngiliz takımları Fenerbahçe’nin bulunduğu gruba düştüler.

İngiliz takımları ve Fenerbahçe… Bu iki mefhum Türk futbol tarihinin unutulmaz, şanlı bir faslını teşkil ederler… İngiliz takımlarının Fenerbahçe’den çektiklerini, yedikleri silleleri Taksim meydanı bugün dile gelse de anlatsa!

Bu turnuva maçlarına Ramazan Bayramının ikinci gününe rastlayan 18 Mayıs 1923 cuma günü Fenerbahçe – İngiliz kara muhteliti karşılaşmasıyla başlandı. Sarı – Lacivertli takım hasmını, hem de bir İngiliz hakem idaresinde, 5 – 0 mağlûp edip tasfiyeye uğrattı.

Turnuvanın dömifinal maçlarından biri 25 Mayısta Fenerbahçe ile İngilizlerin meşhur Yıldırım takımı arasında yapıldı. Fenerbahçe bu kuvvetli hasmını da, Çekoslovakyalı Kratki’nin hakemliğinde 4 – 0 hezimete uğratıp finale kaldı. Diğer taraftan, yerli takımlarla çarpışan Galatasaray da finale kaldığından şampiyonluk iki ezeli rakip arasında paylaşılacaktı.

İşte, bu tarihi final maçı 15 Haziran 1923 cuma günü Taksim stadında muazzam bir kalabalık önünde oynanmıştır.

Nüzhet, Salâhaddin, Ali, Hayri, Nihat, Edip, Arif, Firuz, Necip, Fehmi ve Muslih’ten mürekkep Galatasaray takımına karşı çıkan:

Şekip, Hasan Kâmil, Cafer, Kadri, İsmet, Fahir, Sabih, Alâ, Zeki, Ömer ve Bedri’den müteşekkil o tarihi ve namağlúp Fenerbahçe kadrosu çok üstün bir oyun çıkarmış ve 63 üncü dakikada Bedri’nin korner atışından Ömer kafa ile ilk golü yapmıştır.

İşte, bu gol ihtilâf mevzuu oldu. Galatasaray, faullü atıldı diye itiraz ediyor, hakem Çekoslovakyalı Kratki de golün nizami olduğunda ısrar eyliyordu. Maçta hazır bulunan Selâhaddin Adil paşa işe müdahale edip takım kaptanları Zeki (Sporel) ve Nihat (Bekdik) ile temasa geçti. Fenerbahçe kaptanının:

“Maça devam edelim, eğer müsabaka bu tek gole ile nihayetlenirse biz kupayı rakibimize veririz. Fakat başka sayı veya sayılar yaparsak kupa bizim olur” suretindeki makul ve aynı zamanda da celadetli teklifi kabul olunmadı ve Galatasaray sahayı terk etti.

O tarihlerde Fenerbahçe Galatasaray’ı üst üste yeniyor ve 5 maçta tek bir gol yemeden ezeli rakibine tam 15 gol atmış bulunuyordu… Kratki’nin 3 defa çaldığı düdük neticesiz kalınca, muhteşem kupa Selâhaddin Adil Paşa tarafından turnuvanın hiç gol yemeden şampiyonluğu kazanan Fenerbahçe takımı kaptanı Zeki’ye verilmiş ve ayrıca da 11 Fenerli futbolcuya altın madalyaları yine devrin o muhterem paşası tarafından talik olunmuştur.

Oldukça uzun süren bu merasim esnasında, Taksim stadyumunu dolduran muazzam kalabalık mütareke ve işgal senelerinin o muzaffer çocuklarının bu çok mutlu taltiflerini içleri açıla açıla seyrediyor, alkış ve tezahürattan yer yerinden oynuyordu.

İşte, yukarıdaki resim bu tarihî merasimde Selâhaddin Adil Paşa’nın, turnuvanın şampiyonu Fenerbahçe takımının kıymettar uzuvlarından devrin meşhur sağaçığı ve sonraları 7 defa enternasyonal Sabih (Arca)nın göğsüne altın madalya takışını göstermektedir.

(Gelecek fotoğraf ve yazı, 39 yıl önceye ait çok enteresan bir hâtıradır: “Hilâliahmer kupası” için, Galatasaray – Altınordu hokey muhteliti İstanbul hokey şampiyonu Fenerbahçe’ye karşı…)

Rüştü Dağlaroğlu – 3 Nisan 1954 – Akşam Gazetesi

Bir Cevap Yazın