Menü Kapat

Cehennem Kapısı

1935 yılı İstanbul Futbol Şampiyonu’nu belirlemek için yapılan maçta Fenerbahçe ve Galatasaray 0-0 berabere kaldılar. Stadyumda çıkan büyük izdihamı “Haber: Akşam Postası” gazetesi “Cehennem Kapısı” başlıklı bir metinle anlatmış. Aynı gazetede Ömer Besim Koşalay’ın da bir yazısı var. Bu ikisini sitemize aldık. Keyifli okumalar…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

Fotoğraflar: Cumhuriyet, Haber, Kurun, Milliyet ve Son Posta gazetelerinden.


Cehennem Kapısı

Dünkü stadyomun kapısı mahşeri andırıyordu.

Zaman zaman açılan ve zaman zaman kapanan demir kapıdan içeri girebilmek için binlerce kişi, bir balık istifinden daha beter vaziyetlerde ezilmiş, sıkılmış, harap olmuştur.

Bayılan, ağlıyan, bağıran kadınların, kapıdan içeri girinciye kadar geçirdikleri haller hakikaten acınacak bir manzara teşkil
ediyordu.

Hattâ oyunu idare edecek hakem bile bu cehennem kapısından bin bir eziyetle geçti. Eğer Galatasaray – Fenerin gelecek haftaki karşılaşması tekrar burada yapılacaksa, parasiyle puliyle halkın böyle eziyet çekmesinin derhal önünü almak lazımdır. Bu şekilde stadyoma giriş, dünyanın başka hiçbir yerinde görülmemiştir.

9 Mart 1935 – Haber: Akşam Postası Gazetesi


Nizamname Var mı Yok mu?

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakının yedi renkli nizamnamesini ben mecelle kanununa benzetirim…

Bizim nizamnamenin ayrıca zaman, zaman yerine göre tatbik edilen hususiyetleri de vardır.

Yedi renkli kitabı haseki eksiri gibi elinde çevire çevire kullanan ulemaların sayısını ancak Allah bilir!

Bu nizamnamenin harfiyen tatbik edildiği mühim birkaç nokta vardır. Bunların en mühimi futbol oynayanların bir kulüpten diğer kulübe mal olurken ellerine verilen Lisans bu işlerin başında gelir. Buna ilâve edilecek daha bir kaç madde saymak kolaydır.

Bazılarının karakaplı kitap ismini verdikleri nizamnamenin bilmem hangi maddesidir ki Türkiye şampiyonları, ulusal sporcular, rekortmenler spor alanlarına serbest girerler.

Bu kaydın kitapta olduğunu herkes bilir. Tatbikine yanaşılmadığını da gene herkes bilir!

Kulüplerimiz kendi işlerine gelmeyen oyuncuları oynatmamak için nizamnamenin bilmem hangi noktasına kadar işi elekten geçirirler. Ayni şeyi oyuncuyu müsabakaya koyabilmek için de yapmakta tereddüt etmezler. Çünkü bunda menfaatleri aşikârdır.

Amma falan sporcu bir stada, bir güreş mahalline, hatta reklâm kaygısıyla davet edilen bir sinemaya bile giremiyormuş; o işte sporcudan gayri kimsenin zararı olmadığı da aşikâr!

imdi öyle bir nizamname tasavvur edin ki yerine göre tatbiki caiz, yerine göre de tatbikinde kimse kılını bile oynatmaz!

Acaba bu da Acayibi Seb’i âlemden biri midir?

Benim gibi her gemisini kurtaran kaptan ise işi tevekküle bırakır, nizamnamenin sağlığına dua edebiliriz!

Ömer Besim Koşalay – 9 Mart 1935 – Haber: Akşam Postası Gazetesi


Bir Cevap Yazın