13 Mart 1955 tarihinde oynanan ve Fenerbahçe’nin 2-0 kazandığı maçtan sonra, müsabakanın yıldızları Lefter Küçükandonyadis ve Selahattin Ünlü o kadar çok tebrik edilmişler ki “Duşa hacet kalmadı” şakası yapılmış. Huzurlarınızda Necmi Tanyolaç’ın “Maçtan Notlar”ı… Keyifli okumalar…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Fotoğraflar: Sami Önemli, Memduh Yükman
Maçtan Notlar
Mithatpaşa Stadı’nda, seyirci ve alaka rekorunu gölgede bırakan dünkü Fenerbahçe-Galatasaray maçı, sportmence bir mücadele halinde geçti. Sarı-Lacivert ve Sarı-Kırmızılı ocağın çocukları 90 dakika müddetle ter döktükleri sahadan öpüşerek ayrıldılar. Tarihi maç, büyük heyecan öyle samimi ev sıcak bir “veda” jestiyle sona ermişti ki…
Mağlup Galatasaraylılar, sahayı başları önlerinde terk ederlerken, muzaffer Fenerbahçeliler, gökleri tırmalayan bir “tezahürat uğultusu” altında kaybolmak üzere olan prestijlerinin beratını tekrar ele geçiriyorlardı.
Galatasaray, Hakem ve Fenerbahçe Odaları!
Mithatpaşa Stadı’nın seferberlik sığınaklarını andıran soyunma odaları koridorunda sevinçle, kederin hudutları çizilmişti. Sıra ile dizilmiş odaların kapıları üzerinde Galatasaray – Hakem – Fenerbahçe isimleri yazılıydı, Galatasaraylıların soyunma odasındaki matem âdeta duvarları delmiş de, koridora fırlamıştı. Kapının aralığından başımızı uzatacak olduk. Asık ve üzgün çehreli şahıs mütehakkim bir eda ile “Yasak” dedi, “Giremezsiniz”. Bu kesin sözlerin ve mana ifade ettiğin anlayıp, çaresiz oradan ayrıldık. Mağluba, sual sorulmaz, derler. Doğrudur…
Dellow’un Sözleri
Maçın muvaffak hakemi Mr. Dellow, Britanya’lılara has soğukkanlılıkla şöyle konuştu:
“Sahanın anormal şartlarına ve ağırlığına rağmen, oyunun muazzam bir süratle cereyan etmesi, şayanı hay ret ve tebriktir. İyi bir futbol mücadelesi oldu, Tarafların enerji ve iman, maça kalite kazandırdı.”
Fenerbahçeliler arasında
Fenerbahçelilerin soyunma odası açık şehir, ilan edilmişti. Her gelen, geçen bir kere oraya giriyor ve tebriklerini arz ediyordu. İdareciler, futbolular, mütemadiyen öpüşüp, kucaklaşıyorlardı. Günün kahramanlarından Lefter ve Selâhattin, o kadar çok öpülmüşler ki “Duşa hacet kalmadı” diye şakalaştılar. Bir aralık Lefter, bir hayranı tarafından boydan – boya havaya kaldırıldı. Fenerbahçe kaptanı ”Kardeşim bu kaçıncı tebrik?” deyince, muhatap taraftar “Vallahi heyecanımdan kime sarıldığımı unuttum” cevabını verdi.
Mihailoviç’in büyük ideali tahakkuk etti
Anterenör Mihailoviç dedi ki:
“Fenerbahçe, beklenen oyunu çıkardı. Bütün futbolcular vazifelerini ifada kusur etmediler. Müdafaa ve hücumda, verilen talimata göre hareket edip, neticeyi lehlerine çevirdiler. Benim, bu kulübe antrenör olduğum günden beri, müdafaa ettiğim, bir tez vardı, Naci’yi santrhaf oynatmak. Melih, fiziki teşekkülatı ve ağır futbol stili ile santrhaf mevkiinde muvaffak olamıyordu. Bu hususu, aylarca ikaz ettim. İdareciler, nihayet arzumu yerine getirdiler. Fenerbahçe’nin santrhaf mevkii, ideal adamını Naci’nin şahsında bulmuştur, Başlıca arzularımdan biri Naci’yi santrhaf olarak görmekti. Artık memleketime müsterih dönebilirim.
Sarı-lacivertliler, soyunma odasında, idarecileri tarafından bir gazinoya dâvet edilirlerken, acı haber duyuldu. Bir cinayet olmuştu. Mesut galibiyetin sevinci bir anda kedere saplandı.
Galatasaray ve Fenerbahçeliler, stadın arka kapılarından selâmetlendiler. Stadın önünde toplanan, beş bine yakın meraklının bir taşkınlık yapması ihtimali, böyle bir tedbire lüzum gördürmüştü.
Necmi Tanyolaç – 14 Mart 1955 – Milliyet Gazetesi
Stadyum: Mithatpaşa Stadı
Seyirci: 26.305 kişi
Hakem: Mr. W.E. Dellow (İngiliz)
Fenerbahçe: Selahattin Ünlü, Müzdat Yetkiner, Basri Dirimlili, Nedim Günar, Naci Erdem, Mehmet Ali Has, Hüsamettin Poyrazoğlu, Burhan Sargın, Feridun Bugeker, Lefter Küçükandonyadis, Niyazi Tamakan.
Galatasaray: Turgay, Kamil, Tayyar, Coşkun, Ergun, Rober, Necdet, Suat, B.Ali, Kadri, K.Ali.
Goller: Lefter (47′), Hüsamettin (86′)
