Fenerbahçe tarihinin hâmisi Dr. Rüştü Dağlaroğlu‘nun 1954-1955 yıllarında Akşam gazetesinde yayınlanan ve 1957 kitabının öncülü olarak yazılarını kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu‘nun müsaadesiyle sitemizde yayınlıyoruz. Huzurlarınızda “Canlı Yapraklar – XXIII” : 1926 yılından geliyor.
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Spor Tarihimizden Canlı Yapraklar – XXIII
1925 te Slâvya’ya karşı muzaffer olan Türk futbolu Mısır’da da hayranlık uyandırmış ve bir futbol takımımızın Mısırı ziyareti çok istenmişti.
İstiklâl savaşımızı takip eden senelerde Mısır zengini ve fakiriyle memleketimize karşı derin sevgiler beslemekte idi. Elçimiz, İstiklâl harbi kolordu kumandanlarından Muhiddin Paşa merhumun da bu sahadaki müspet rolü büyüktü.
Fenerbahçe – Galatasaray muhteliti Kahire’nin Kürretülkadem kulübüyle mutabık kalıp Şubat 1926’da Fezara vapuruyla Mısır’a gitti. 4 hafta süren bu seyahatte 6 maç yaptı… İskenderun muhteliti ile (1-1) berabere kalan Kahire muhtelitine 3-0 ve rövanşta İskenderun muhtelitine 2-1 mağlup olan takımımız Kahire muhtelitiyle yaptığı rövanş maçında 2-2 berabere kalmış, son Portsait ve Mısır muhteliti maçlarını da 5-1 ve 2-1 kazanmıştı.
Görülüyor ki netice iki taraf için müsavidir. Ancak Mısırlılar gençlerimizi üstat birer futbolcu olarak değil, fakat bir husumet cihadını alt etmiş kahraman- bir İslâm milletinin mümessilleri olarak gördüklerinden bağırlarına basmışlardı. Sayısı mahdut olan zengin tabaka hususi otomobillerini gençlerimizin emirlerine tahsis etmeği bir şeref sayar ve bunun için birbirleriyle yarış ederlerken, yüzde 99’u teşkil eden fakir tabaka da onları birer kahraman mücahit gibi elleri üstünde taşımış, her birini “Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Kâzım Paşa!…” gibi isimlerle anmış ve alkışlamışlardı Hele 2 Mart 1926 akşamı Mısır futbol federasyonunun verdiği muazzam ziyafette yaşanan o candan sahneleri tasvir güçtür. Birçok Mısırlı hatipler Türk inkılâbı ve Gazi Mustafa Kemal için takdir ve hayranlıklarını pek coşkun şekillerde izhar etmişler, memleketimizin refah ve kudretine dualar ve sporcularımıza da altın madalyalar hediye eylemişlerdi.
Kahire’deki Rejina Palace otelinin önü günlerce, sabah akşam ve geceleri tezahürat içinde inlemişti. 15 Türk futbolcusu Mısır’ı sanki içeriden fethetmişlerdi.
Fenerbahçe – Galatasaray muhteliti bu seyahate yeknesak kıyafetle çıkmıştı. Sarı parlak düğmeli lâcivert renkte ceket ve gri pantolon giymişlerdi. Formaları ise beyazdı. Fakat solda, kalp üzerinde kırmızı yuvarlak içinde beyaz ay – yıldız vardı. Bu kıyafetleriyle de halk üzerinde fevkalâde intiba bırakmışlardı Takım sahalara çıkarken ay – yıldızı gören seyircilerdeki heyecan zapt olunmaz bir hal alırdı.
Mısırlılarla bu ilk teması diğerleri takip ettiler. Fakat temaslar ilerledikçe esefle göze çarpan nokta Mısır halkında memleketimize olan sevginin yavaş yavaş zeval buluşudur. Bunun ilk sebeplerini Mısır’ın sabık devlet adamlarındaki memleketimize karşı duyulan kıskançlık hisleriyle, meydanı boş bulan Komünizmin fakir halk kitlelerine süratle nüfuz edişinde aramak gerekir. Temennimiz, durumun bugünkü inkılâpçılar elinde salâh bulması ve iki millet arasındaki tarihi ve manevi bunca rabıtaların basit hislere feda edilişine artık son verilmesidir.
İşte; yukarıdaki resim Mısır’la ilk futbol temasımıza ait olup 19 Şubat 1926 Cuma günü Kahire’de Kahire muhteliti ile karşılaşan Fenerbahçe – Galatasaray muhtelitini maçtan önce gösteriyor.
Sağdaki 4 fesliden 3’u Mısırlıdır. Öndeki pardösülü fesli ise Mısırlı değildir. Bilâkis, bu seyahatin organizatörü Türk ve Galatasaraylı Vamık (Gezen)dir. Mumaileyh, Mısır ve Mısırlılarla yakın alâkası dolayısıyla, orada fesle gezmeyi ahbaplarına karşı cemile sayıp tercih etmişti.
Şapkalılardan birincisi sol açık Bedri, ikincisi Fenerbahçeli gazeteci Çelebizade Sait merhum, kasketli de kafile ve Galatasaray antrenörü Billi Hanter’dir. Sonra futbolcuları görüyorsunuz.
Sıra ile: (Ye Mehmet) lakabıyla maruf Galatasaray müdafii Mehmet Nazif, kaleci Ulvi, müdafi Kadri, kaleci Nedim ve Kemal Faruki. Ortadakiler Hayri, Nihat, Kemal Rıfat. Oturanlar da bu maçtaki forvet hattıdır: Muslih, Sabih, Zeki, Alâeddin; Mehmet…
Resimde kafileden 3 kişi noksandır. Bunlar futbolcu Cevat’la Fenerbahçeli idareci umumi kâtip Ali Naci (Karacan) ve Galatasaraylı idareci Sedat Rıza merhumdur.
(Gelecek resim ve yazı; 28 sene evvel Sofya’da oynanan bir Türkiye – Bulgaristan milli maçına aittir.)
Rüştü Dağlaroğlu – 21 Ağustos 1954 – Akşam Gazetesi
Nezih bir toplumdan ne hale geldik