Menü Kapat

Canlı Yapraklar – XXVI

Canlı Yapraklar - XXVI

Fenerbahçe tarihinin hâmisi Dr. Rüştü Dağlaroğlu‘nun 1954-1955 yıllarında Akşam gazetesinde yayınlanan ve 1957 kitabının öncülü olarak yazılarını kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu‘nun müsaadesiyle sitemizde yayınlıyoruz. Huzurlarınızda “Canlı Yapraklar – XXVI” : 1922 yılından geliyor.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Spor Tarihimizden Canlı Yapraklar – XXVI

İstiklâl harbi ve İstanbul’un işgali devrine rastlayan 1922 yılında, ilk defa olarak, futbolümüzde Milli Takım kurma fikirleri doğmuştu.

Aynı senenin Mart ayında, spora büyük önem veren gazetelerin başında gelen, (Akşam)ın: «Türk Milli Takımı kimlerden mürekkep olmalıdır?» başlıklı anketi çok alaka çekmiştir. Görülen ve gösterilen alaka Taksim stadyum idaresiyle kulüpler ileri gelenlerini harekete geçirmiş ve 1922 Haziran’ında tecrübe mahiyetinde Milli Takım kadroları teşkiline başlanmıştır.

Bu gayri resmi Milli Takımların birincisi 15 Haziran 1922’de Taksim stadında Anadolu kulübünden Burhan Felek üstadın hakemliğinde işgal kuvvetlerinden bir İngiliz muhtelitiyle karşılaşmak üzere kuruldu. Zeki ve Nihat’ın birer golüne İngiliz merkez muhacimi cevap verince stad (Zito) ve (Hurra) sesleriyle yerinden oynamış, fakat yine Zeki’nin bir üçüncü golü dâvayı halledip maç 3-1 kazanılmıştı.

Bu tecrübe maçları 19 Haziran’da yine İngilizler ve 22 Haziran’da Ermeni muhteliti karşısında tekrarlandı ve bunlar da 9-1 ve 5-0 kazanıldı. 9-1’lik maçta o zamanın meşhur Zeki – Alâeddin kombinezonu İngiliz ağlarını delik deşik etmişti.

Bu 3 tecrübe maçında Milli Takım, halkın büyük sevgisiyle kucaklanmıştır. Millet ve memleketin yaşamakta olduğu elim hadisat bu sevginin fevkaladeliğinde bilhassa müessirdi. Yalnız, takımın muayyen bir forması yoktu. Her maça türlü türlü kulüp formalarıyla çıkılıyordu. Bunun büyük noksanlık teşkil ettiği görüldüğünden 4 üncü tecrübe maçında takıma muayyen bir forma seçildi ve giydirildi. Bu, göğsü kırmızı bantlı beyaz formadır. Yâni, bugünkü Milli Takım forması şeklinde fakat Ay-Yıldız yok.

İlk defa olarak 2 Temmuz 1922 Pazar günü giyilen bu forma ile 4üncü tecrübe maçı yine İngiliz muhtelitine karşı oynandı. Bu maç, 4 müsabakanın en heyecanlısı oldu. Bilhassa yeni formaya karşı Türk seyircisinin gösterdiği sevgi tezahürleri stadı yerinden oynattı.

Milli Takım sahaya: Nedim (Altınordu), Cafer (Fenerbahçe), Hasan Kâmil (Fenerbahçe), Ekrem (Anadolu). İsmet (Fenerbahçe), Refik Osman (Fenerbahçe), Emin (Altınordu), Alâeddin (Fenerbahçe), Zeki (Fenerbahçe), Şükrü (Anadolu), Sabih (Fenerbahçe) tertibinde çıkmıştı.

Yusuf Ziya (Öniş) in idare ettiği bu maçta ilk golü frikikten Refik Osman atmış, Zeki’nin ikinci devredeki pek şiddetli şütlerle yaptığı 3 golden sonra maç 4-0 kazanılmıştı. Müsabakadan sonra muzaffer futbolcularımızın, sahaya dolan halkın omuzları üzerinde ve coşkun tezahürat arasında mükâfat masasına taşınmaları göz yaşartıcı bir heyecan ve sevinç tablosu teşkil etmiştir.

İşte, yukarıdaki resim o tarihi 2 Temmuz 1922 maçının pek kıymettar bir hâtırasıdır ve maçın iki devresi arasında alınmıştır. O nihayetsiz heyecan ve muazzam zafer gününün bu canlı hâtırası önünde bugün huşu ile eğilmemek kabil mi? Bunu, tam mânasiyle duymak ancak o acı işgal devrini yaşamış olmakla mümkündür.

İşte, 33 sene evvelki o muazzam günün 11 muzaffer Türk çocuğunu bilmeyenlere tanıtalım:

Sağ baştan: Alâeddin (Baydar), merhum Emin, Sabih (Arca), Nedim (Kaleci), takım kaptanı Hasan Kâmil (Sporel), Ekrem, Zeki (Sporel), Refik Osman (Top), Dr. İsmet (Uluğ), Cafer (Çağatay) ve nihayet merhum Badi Şükrü.

Fotoğrafta da görüldüğü üzere, o tarihlerde Taksim stadında henüz tribün yoktu. Seyirci ile futbol sahası arasında mânia da yoktu. Böyle sahada inzibatı ekseriya Darüleytam izcilerinin mükemmelen görür bulunmaları o zamanın seyircisindeki spor duygusu ve intizam mefhumunun bugünkünden daha ileri olduğu mânasına alınsa nasıl olur?!

(Gelecek resim ve yazı: 30 sene evvel İstanbul’da oynanan ilk Bulgar milli maçına aittir.)

Rüştü Dağlaroğlu – 18 Eylül 1954 – Akşam Gazetesi

Bir Cevap Yazın