Mütareke-İşgal devrinin gazetelerinde spor tarihinin izlerini sürmeye devam ediyoruz. 1 Haziran 1920’de İleri gazetesinde yayınlanan “Türklerle Fransızlar” haberi dönem araştırmacıları için güzel bir kılavuz olmuş.
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Spor
Türklerle Fransızlar
Taksim’de devam eden ecnebi maçlarının arasına evvelki gün Türkler de karıştı.
Saat altıya doğru kırmızı, beyaz formalarıyla sahayı işgale çalışan Türk oyuncularının etrafını halk doldurmuştu. Namık Bey hakem tayin edilmişti. Fransızlar İstanbul ve Makriköyü’ndeki idmancılarından muntazam bir takım çıkarmışlar, buna mukabil Türkler de kaleci Nedim, Altınordu’dan müdafi Nazmi, Nişantaşı’ndan Cafer, Altınordu’dan muavin Kamil, Fenerbahçe’den İsmet, Fenerbahçe’den Refik, Altınordu’dan muhacim Rüştü, Nişantaşı’ndan Münam, Altınordu’dan Mahmud, Darüşşafaka’dan İzzet, Nişantaşı’ndan Sabit Beylerden teşekkül etmişti.
Rüzgar ilk partide Fransızlara müsait değildi. Fakat bundan Türkler istifade edemedi. Müdafaanın gayretle sevk ettikleri topu muhacim hattı pek yanlış olarak istimal ediyordu. Yarım saat kadar aynı hal etrafında çarpışıldı. Bu sıralarda Münam Bey tarafından hasımlarına bir sayı yapıldı, bundan sonra Fransızlar daha ziyade müdafaaya çalıştılar. Muvaffak da oldular.
İkinci partinin başlangıcında rüzgar Türklere müsait bulunmuyordu. Müdafaanın ve bilhassa muavin hattının pek kuvvetli olması, hücumları pek kolaylıkla iade etmeye sebep oluyordu. Rüzgarın ziyade çarpıntıları oyuncuları topu muntazam sevk etmemelerini intaç etmişti. Oyunun nihayetlerine doğru Fransız müdafilerinin hatası yüzünden yapılan (penaltı) dolayısıyla Cafer Bey tarafından ikinci sayı da yapıldı. Bundan sonra oyun daha ziyade şiddetlendi ise de hakemin hitam düdüğü iki yabancı kulübü ayrı sedalarıyla Taksim meydanından uzaklaştırdı ve neticede de sıfıra karşı iki sayı ile Türkler kazandı.
Gençlerimizin böyle ecnebi kalmış bir mahalde faaliyet göstermelerini tebrik ederiz.
Şimdi oyuncuları tetkik edelim: Evvela Fransızlar gayet muntazam oynadı. Bilhassa kaleci, sol müdafi, orta muavin ve sağ açık gayet iyi oynadı, umumiyet itibariyle muntazamdı.
Türklerin muhacim hattı gayet fena oynadı. Yegan yegan iyi oyuncu olmakla beraber ortada bir (sentr)leri bulunmadığından topu istimal etmekte biraz acemilik ediyorlardı.
Orta muhacim Mahmud Bey topu arkadaşlarına fena vaziyetlerde terk ediyordu. Münam Bey biraz şahsi oynuyor birçok kere gelen topa vurmak için biraz bekliyordu. Rüştü Bey maçlara yeni dahil olmakla beraber iyi oynadı. İzzet Bey de çok çalıştı, sağ açık Sabit Bey topu gayet iyi ortalamakla beraber kendisini hiç yormuyordu. Muavin hattı fevkalade idi. En iyi oynayan Kamil Bey’di. Yaptığı hareketler ile Türklerden maada bütün ecnebi temaşakarları bile alkışlattırmaya mecbur etti.
İsmet Bey de ilk sıralarda iyi oynadı. Fakat ayağına tesadüf eden tekme dolayısıyla hasıl olan sakatlık biraz sonra müdafi durmaya mecbur etti. Mahaza Cafer Bey de çok güzel vazifesini ifa etti. Refik Bey de karşısındaki muhacimi müşkül mevkilerde bırakıyor ve daima muhacimleri besliyordu. Müdafilerden Nazmi Bey biraz acele ediyordu. Gerçi topu hasımdan almak için iyi bir kabiliyet gösteriyorsa da daima ortaya atamıyordu.
İhtimal ki bu havanın rüzgarlı bulunmasının tesiratındandır. Kaleci Nedim Bey bilhassa rüzgar altında bulunduğu zaman mühim akınları kurtararak takımının meftuniyetini yükseltti.
Oyun gayet sıkı cereyan etti; halk pek çoktu, yalnız saha biraz arızalı olmakla beraber, toz da pek çoktu.
Çelebi zade Said Tevfik – 1 Haziran 1336 (1920) – İleri Gazetesi