“Türk futbol tarihinde golden çok ne olmuştur?” diye sorsak alacağımız cevap muhtemelen “Bir Müessif Hadise” olacaktır. İşte onlardan biri… Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki rekabeti sadece saha içi boyutuyla değerlendirmek hatasına düşenler için, 70 yıl önceden bir olay… Detayları Milliyet gazetesinden okuyalım…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Kulüpçü Bir Gümrük Müdürünün Çıkarttığı Hadise
Gümrük Vekili Dün Hadiseye El Koydu Sayın Emin Kalafat diyor ki:
“Memleketimizi spor sahasında temsil etmek üzere harice giden millî kafilemizin daha ilk hareket anında bu şekilde müşkül bir vaziyete düşmüş veya düşürülmüş bulunmasından müteessir olmuş bulunuyorum.”
Milli futbol takımımızın evvelki gün İsviçre’ye hareketinden evvel Yeşilköy Hava Meydan Gümrük Dairesinde vuku bulan müessif hadisenin uyandırdığı teessür, basının hâdiseyi ehemmiyetle ele alması üzerine, dün de şehrimizde ve umumiyetle bütün spor çevrelerinde devam etmiştir.
Malum olduğu üzere, Galatasaray Kulübü umumi kaptanı ve aynı zamanda gümrük müfettişi olduğu anlaşılan Kadri Dağ adında bir şahsın, kulüpçülük haleti ruhiyesiyle ve bu haleti ruhiyeden doğan taraftarlık, garazkârlık hisleriyle, kanunun kendisine verdiği salahiyeti kötüye kullanmış, yabancı ülkelere, milletimizi temsil etmeğe giden milli bir kafileyi kasten bir kaçakçı şebekesi vaziyetine sokmuş ve bu hal, bilhassa gençlik arasında derin bir infial uyandırmış bulunmaktadır.
Bu vaziyet karşısında ne düşündüğünü öğrenmek istediğimiz ve esasen kendisine müracaat ettiğimiz zaman dahi, hâdiseden teessür duymuş olacağından hiç şüphe etmediğimiz Gümrük ve Tekel Vekili Sayın Emin Kalafat’la bir muharririmiz arasında geçen bir konuşmayı aşağıya naklediyoruz:
“Hadiseyi gazetenizi okumakla öğrendim. Gerek Gümrük Teftiş Heyeti’nden ve gerek Yeşilköy Hava Meydanı’ndaki Gümrük Müdürlüğü’nden aldığım malumata göre; milli futbol takımı İsviçre’ye 18 kişilik kolektif bir pasaportla gitmiştir.
Takım kaptanı Fenerbahçeli Fikret Kırcan’mış. Kafileye, tayyareye binecekleri sırada yapılması mutat olan gümrük muayenesinde, beraberlerindeki Türk parası ile döviz miktar, soruldukta, beraberlerinde hiçbir para bulunmadığını ifade etmişler. Hâlbuki yapılan muayenede, beyan harici olarak Fikret Kırcan’ın bavulunda 100 dolar bulunmuş.
Bu vaziyet karşısında Fikret Kırcan, bu paranın 18 arkadaşına ait olduğunu ve bu dolarları Yunanistan’a yaptıkları seyahatten dönerlerken beraberlerinde getirdiklerini, fakat Türkiye’ye girerlerken bunlar, deklare etmeyi unuttuklarını söylemiş. Hadise bu şekilde zapta geçmiş ve zabıt gümrük müfettiş muavini Burhanettin Başsaraç, muayene memuru Hasan Tüzen ve Fikret Kırcan tarafından imza edilmiş.
Verilen malumata bakılırsa, gazetenizde ismi geçen müfettiş Kadri Dağ da, spor kafilesini uğurlamak üzere orada bulunuyormuş ve muayene sırasında müşahit olarak kalmakla iktifa etmiş. Ancak, Ankara’dan teftiş heyeti riyasetinden bizzat telefonla yaptığım tahkikat neticesinde Kadri Dağ’ın, talebine binaen 15-5-953 tarihinden itibaren 10 gün müddetle mezun olduğunu öğrenmiş bulunuyorum.
Hadise ile yakından alakadar oluyorum. Elde edeceğim neticeye göre hareket edeceğim tabiidir.
Memleketimizi, spor sahasında temsil etmek üzere harice giden milli kafilemizin daha ilk hareket anında bu şekilde müşkül ve arzu edilmez bir duruma düşmüş olmasından veya düşürülmüş bulunmasından ben de müteessir olmuş bulunuyorum.
Memleketimizi temsil edecek olan bir milli kafileye isnat edilmek istenen kaçakçılık vaziyeti karşısında gazetemizin gösterdiği hassasiyet, gençlik arasında büyük bir memnuniyet uyandırmış olduğunu, dün muhtelif teşekkül ve talebe derneklerinden aldığımız telefonlarla müşahede etmiş bulunuyoruz.”
24 Mayıs 1953 – Milliyet Gazetesi
Fenerbahçe-Galatasaray Münasebetleri Kesildi
Kendileriyle Görüştüğümüz Kulüp Başkanları Birer Beyanatta Bulundular
İsviçre milli maçı münasebetiyle Bern’e giden milli takımımızın Cuma günü Yeşilköy’den hareketinden evvel cereyan eden müessif hadise yüzünden Fenerbahçe Kulübü idare heyeti yaptığı bir toplantıda, bundan böyle Fenerbahçe’nin, Galatasaray Kulübüyle hiçbir münasebatta bulunmamasına karar verilmiştir.
Dün bu hususta, her iki kulüp başkanları gazetemize aşağıdaki beyanatları vermişlerdir:
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Rüştü Dağlaroğlu;
“Biz bu güne kadar Galatasaray Kulübü ile daima dostça münasebetler tesisine çalıştık. Fakat maalesef bir iki zat, düştükleri her hatanın müsebbibi olarak bizi gördüler, Aleyhimizde yazdılar, söylediler. Şurası bilinmelidir ki Fenerbahçe Kulübü, Galatasaray Kulübü için şimdiye kadar asla bir fena niyet taşımamıştır. Hataya düşen Galatasaraylı idareciler, kendi umumi efkârlarını avutmayı daima bize isnatlarda bulunmak yolunda aramışlardır. Bunun sonu gelmediğini ve maalesef yarattıkları soğukluğu Türk spor tarihinde eşi görülmemiş bir düşmanlık derecesine çıkarmaları karşısında herhalde kulüplerimizin selameti adına şimdilik onlarla münasebeti kesmeği lüzumlu görüyoruz. İnşallah karşımızdakiler de bir gün gelir de aklıselimlerine hâkim olur ve bu müessif durumu biran evvel bertaraf ederiz.”
Diğer taraftan Galatasaray Kulübü Başkanı Ulvi Yenal şunları söylemiştir:
“Fenerbahçe Kulübünün böyle bir kararına resmen muttali olmamakla beraber, ortada bu kararı almaya sebep olabilecek bir hadisenin mevcut bulunduğuna da kani değilim. Fenerbahçe ile sahada mevcut rekabetimizin devam ve hatta şiddetlenmesi tabiidir. Saha dışında ise, öteden beri olduğu gibi, dostane münasebetlerimizi devam ettirmeği arzu ederiz. Galatasaray’ın ananesi, sporu kendi çerçevesi içinde mütalaa etmeği icap ettirir. Kanaatimce bazı müfrit kulüpçüler iki kulüp arasında suni bir gerginlik yaratmayı, kendi menfaatlerine uygun görmektedirler. Bizce hadise bu kadar basit bir manzara arz etmektedir. Milli takımın hareketi sırasında futbolcularımızdan Fikret Kırcan’ın başına gelenden biz de çok müteessiriz. Adnan Akın arkadaşımızın ise bu hadise ile hiçbir alakası yoktur.”
25 Mayıs 1953 – Milliyet Gazetesi