Fenerbahçe tarihinin hâmisi Dr. Rüştü Dağlaroğlu‘nun 1954-1955 yıllarında Akşam gazetesinde yayınlanan ve 1957 kitabının öncülü olan yazılarını kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu‘nun müsaadesiyle sitemizde yayınlıyoruz. Huzurlarınızda “Canlı Yapraklar – XXX” : 1923 yılından geliyor.
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Spor Tarihimizden Canlı Yapraklar – XXX
Slavya’nın İlk İstanbul Ziyareti
İstanbul’un işgali ve onu takip eden senelerde futbolumuzda Anton Kratky adlı bir hakemin mevcudiyetini dünkü nesil pekiyi hatırlar. Çekoslovakya istiklalini kazanmadan önce, yani Avusturya – Macaristan hudutları içinde iken aslen Praglı bir Çek olan Kratky, Avusturya milli takımında müteaddit defalar enternasyonal olmuş çok kıymetli bir futbolcu idi. Bu zat, Birinci Cihan harbinde müttefikimiz Avusturya ordusunda vazifeli olarak İstanbul’a gelmiş, harp sona erince de memleketimizde yerleşmiştir.
1923 senesi merkezi Avrupa kupası şampiyonluğunu kazanan meşhur Slavya’yı kulüplerimiz İstanbul’a davet hususunda Kratky’nin tavassutunu rica ettiler. Kratky o yılın Temmuz iptidalarında bu işe girişti. Esasen 7’si Slavya ve 4’ü de Spartalı futbolculardan mürekkep Çek milli takımının o tarihlerde Bükreş’te Romanya ile maçı vardı ve dolayısıyla masraf nispeten az olacaktı. Buna rağmen, Slavya’nın 4 maç için yalnız masraf tutarı olarak istediği 4 bin lirayı kulüplerimiz ödemek cesaretini gösteremediler ve 1500 liralık mukabil bir teklif ileri sürdüler. Kratky, Çekoslovak Propaganda Nezaretine başvurdu ve aradaki farkın Nezaretçe ödenmesi tavsiyesinde bulundu.
Filhakika, Çekoslovakya istiklâline yeni kavuşmuş 2 – 3 senelik bir memleketti. Kendini her sahada tanıtmak istiyordu. Slavya’nın Türkiye’de bırakacağı müspet intiba ve yapacağı büyük propagandayı küçümsemedi ve 2500 liraya tekabül eden 40 bin kron devletçe ödendi… İşte meşhur Slavya’nın o pek meşhur ilk İstanbul ziyareti böylece mümkün olmuştur.
İstanbul’un hemen hemen bütün futbol meraklıları 12 Temmuz 1923 Perşembe akşamı Galata rıhtımında buluşmağa sözleştiler. Çünkü o meşhur Slavya, Karnaro vapuriyle burada karaya ayak basacaktı ve nitekim de öyle oldu. Bir kaç gün önce Romanya’yı 6-0 hezimete uğratan o namdar kaleci Hanyalar, müdafi Radsalar, muavin Burge ve Zayfertler, muhacim Vanek, Çapek ve Ştapeller, başlarında Federasyon reisi profesör Doktor Pelikan olduğu halde, binlerce karşılayıcının coşkun alkışları arasında geç vakit vapurdan indiler. Çekoslovakya Propaganda Nezareti değil 2500 lira, iki buçuk milyon lira harcasa ilk adımdaki bu muazzam propagandayı başka hiç bir yoldan başaramazdı.
Slavya takımı İstanbul’a varışından 16 saat sonra, 13 Temmuz Cuma günü İstanbul üçüncüsü Galatasaray’ı 7-0, 15 Temmuz Pazar günü de ikincisi Altınordu’yu 7-0 yendi. 17 Temmuz Salı günü şampiyon Fenerbahçe’yi de 7-0 yenmekle iktifa edecekken soliç Ömer’in beklemedikleri bir atağıyla bir gol yemeleri ve durumun 7-1 olması üzerine, sinirlenip, maçı 10 – 1 bitirdi.
Filhakika; ikinci maçtan sonra gazetecilere (Türkiye’den gol yemeden ayrılmak niyetine olduklarını) söyleyen Slavyalılara 21 golden sonra atılan bu ilk Türk golü o gün tarihinin en kalabalık gününü yaşamış olan Taksim stadyumunda muazzam tezahürata vesile olmuş, binlerce fes havalarda uçmuştu. Dakikalarca süren bu cüşü huruş Slavyalı hakemi bile heyecanladırmış, Çek futbolcularını da sanki milli duyguları zedelenmiş gibi asabiyete sevk etmişti. Slavyalılar, Gerti, (Vanek) ve (Çapek) in 3 golü ile Fenerbahçe golünün intikamını almışlar, fakat dâvayı da kaybetmişlerdi. Halk artık müsterihti.
Memleketin 3 en kuvvetli takımının Slavya karşısındaki açık farklı mağlubiyetleri, hemen bir gün sonra, 18 Temmuz 1923 Çarşamba günü yapılacak muhtelit takım maçına da alâka toplanmasına vesile oldu. Yine Slavya kafilesinden bir Çekin hakemliğinde yapılan bu maça Fenerbahçe, Galatasaray ve Altınordu muhteliti şu tertipte çıktı:
Nedim (Altınordu), Cafer (Fenerbahçe), Balıkçı Tevfik (Altınordu), Kelle İbrahim (Altınordu), Nihat (Galatasaray), Baron Feyzi merhum (Altınordu), Merhum Emin (Altınordu), Alâaddin (Fenerbahçe), Zeki (Fenerbahçe), Sabih (Fenerbahçe), Bedri (Fenerbahçe)
Bu maçı da, yine 7’ye karşı 2’si Zeki’den ve biri de Alâaddin’den yedikleri 3 golle Slavyalılar kazandılar ve ertesi 19 Temmuz Perşembe günü Graç vapuruyla gittiler. Teşyie gelenlerden rastgeldiklerinin feslerini rica eden ve hâtıra olarak alıp götüren Slavyalılar 31 senedir, memleketimizde başka hiçbir yabancı kulübün bırakmadığı fevkalâde bir sempati uyandırmış olarak ayrılmışlardır.
İşte, yukarıdaki fotoğraf 18 Temmuz 1923’deki muhtelit takım – Slavya maçının kıymettar hâtırasıdır. Fenerbahçe, Altınordu ve Galatasaray muhtelitini o tarihi maçtan bir iki dakika önce Taksim stadyumunda gösteriyor.
Sağ baştan itibaren futbolcuları tanımayanlara takdim edelim:
Süleymaniyeli müdafi Udi Ahmet (ki o günlerde Altınordu’ya geçmişti), Balıkçı Tevfik, Sabih, Alâaddin, Zeki, merhum Emin, merhum Baron Feyzi, Nihat, Kelle İbrahim, Nedim ve Cafer.
Yerdekiler de Altınordu’dan Seyfi, Fenerbahçe’den Kadri ve Doktor Bedri’dirler.
(Gelecek resim ve yazı bugüne kadar hiç neşrolunmamış çok kıymettar bir hâtıradır. Fenerbahçe’nin futbolda ilk İstanbul şampiyonluğunu kazanan 44 sene evvelki kadrosu İngiltere’den getirilmiş o tarihi şampiyonluk şildiyle beraber Resne fotoğrafhanesinde…)
Rüştü Dağlaroğlu – 16 Ekim 1954 – Akşam Gazetesi