Menü Kapat

Altan Erbulak

Altan Erbulak

Fenerbahçelilerin en çok sevdiği Galatasaraylı kimdir? Bu sorunun “en azından bir-iki kuşak için” en net cevabı; Altan Erbulak olsa gerek… Nur içinde yatsın, bu güzel insanı, bir başka güzel insanın, Fenerbahçeli Tekin Aral’ın kaleminden okuyalım.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Altan Erbulak’ın Ardından

Altan Erbulak’ı tanıdığımda on iki on üç yaşlarında bir çocuktum… Ama galiba o benden daha da çocuktu… Gerçi bıyıkları, ağzında piposu falan vardı ama ağabeyim Oğuz Aral’ı görmek için Vatan gazetesinde O’nu ilk kez gördüğüm o gün, başında kovboy şapkası, göğsünde yıldızı, belinde oyuncak tabancası, Amerikan şerifi kılığında masasında karikatür çiziyor, bir yandan da odaya girenlere “degav degav” diye ateş ediyordu.

Birkaç yıl sonra Altan abi ile daha sık görüşür olmuştuk… Onlar ağabeyimle birlikte Yeni Sabah gazetesinde çalışıyorlar, ben de okuldan fırsat bulduğum zamanlarda tatillerde soluğu onların yanında alıyordum… Saatlerce tepelerine dikiliyor, nasıl çizdiklerine bakıyor… Ayrıca çizdikleri karikatürlerin siyahlarını dolduruyor, son rötuşlarını ben yapıyordum. Altan abi’nin sağ elinin orta parmağı sakattı… Kalemi üç parmağı ile tutar karikatürlerini öyle çizerdi… Bu arada ben de orta parmağımı kullanmamaya başlamış, Altan abi gibi çizebilmek için kalemi üç parmakla tutup, karikatürlerimi öyle çizer olmuştum.

Sonra araya yıllar girdi görüşemedik… Ta ki, Fırt çıkana dek… Sonra da ayrılmadık zaten (halen de)…

Fırt’ı çıkarttığımız zaman çok sıkıntı çektim. Çok yalnızdım… Birlikte çalıştığım çevremdeki arkadaşların hepsi çok gençti… Ben de böylesine bir sorumluluğa yeterince hazırlıklı değildim…

Dergi’yi çıkaralı birkaç ay olmuştu sanırım… Bir gün ağabeyim Oğuz Aral, “Bugün bana Altan gelecek… Bir konuş istersen, belki birlikte çalışırsınız, sana yararı olur” dedi… O gün kucaklaştık, ertesi gün de birlikte çalışmaya başladık… Birden işler daha tıkırında gitmeye başlamış, hepimiz de garip bir coşku oluşmuştu. Keyifle çalışıyor, Altan abi’nin dergiye geleceği saatleri iple çekiyorduk… O geldiğinde, önce kendimiz için başka bir dergi çıkarıyorduk adeta… Çılgınlarcasına gülüyor, dünya güzeli günler yaşıyorduk Altan abi ile…

Önceleri onun deneyiminden yararlandığımızı sanırdım. Oysa asıl yararlandığımız onun gençliğiydi.

Ne mutlu cennettekilere! Artık bir gazeteleri, bir mizah dergileri, bir tiyatroları, bir de televizyonları olacak… Belki kompitürları bile…

Tekin Aral – 10 Mayıs 1988 – Fırt Dergisi

Bir Cevap Yazın