Türk spor tarihi araştırmalarında biyografilerin önemi çok büyük… Yine çok büyük isimlerden biri olan Cem Atabeyoğlu’ndan Âlâ, yani Alaaddin Baydar’ı okuyalım… Nur içinde yatsınlar…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Âlâeddin Baydar
Türk futbolunun ilk “Çalım Kralı” idi Alâeddin Baydar.
Topu ayağına aldı mı Fenerbahçe tribünü “Kıvır Âlâ” sesleriyle adeta ayağa kalkardı. Ve Âlâeddin ayağına mıknatıs gibi yapışan topla karşısına çıkan rakipleri kıvıra kıvıra geçer, topu en elverişli anda ve yerde takım arkadaşı Zeki Rıza’nın önüne eliyle koymuşçasına bırakıverirdi. Üstad Zeki’ye bu güzel pasla gelen topu düzeltip rakip filelere yollamak düşerdi.
“Eskiden ferdi futbol varmış, bugün ise kollektif futbol oynanıyor!” diye düşünüp konuşanlara şunu hatırlatmak isterim ki, o zamanki deyimi ile «Zeki-Âlâ Kombinezonu”, kollektif futbolun ta kendisiydi. Hem de günümüzden en az yarım yüzyıl önce tatbik edilen şekliyle…
Alâeddin Baydar, Fenerbahçe’nin genç takımlarından yetişmiş ve henüz 15 yaşında iken takım arkadaşı Zeki Rıza ile birlikte birinci takım kadrosuna alınmışlar ve ondan sonra da birbirlerinden bir daha hiç ayrılmamışlardı. Futbol yaşamlarını bir arada Fenerbahçe’nin Sarı-Lacivert forması altında sürdürmüşler, yine aynı forma altında Türk futbolunun ölümsüz birer yıldızı olup çıkmışlardı. Milli Futbol Takımımızın Ay-Yıldızlı forması altında da Zeki ile Âlâ yan yana oynamışlardı hep.
Alâeddin Baydar, kelimenin tam anlamıyla bir futbol cambazıydı. Meşin topa onun kadar hâkim bir futbolcu daha sahÂlârımıza pek ender gelmiştir. İki ayağını da büyük bir ustalıkla kullanmasını becerir ve en zarif hareketlerle seyircilerin göz ve gönüllerini doldururken kendi için değil de takımı için en faydalı eleman olarak vazifesini görürdü Alâeddin.
“Sabih, Alâeddin. Zeki, Bekir, Bedri” şeklindeki o unutulmaz Fenerbahçe ve milli takım forveti Türk futbol tarihine allın harflerle geçmiştir. Önünde selam durulacak ve karşısında şapka çıkarılacak bir forvet hattıydı bu. Ve Alâeddin Baydar da bu unutulmaz forvet hattının en başarılı bir parçasıydı. Kolektif futbolun dik âlâsını bu forvet hattı sergilerdi. Bugün “Modern futbol” diye ağızlarda gevelenen futbolu bu forvet hattının günümüzden elli küsur yıl önce sergilediğini bilhassa dikkatlerinize sunarım.
Alâeddin (veya o zamanki seyircilerin deyimiyle kısaca Âlâ) mükemmel bir pasör olduğu kadar mükemmel bir golcü idi de. Herkesin topu Zeki Rıza’ya aktaracağını beklediği ve rakip defansın buna göre tedbir aldığı anlarda tapu noktÂlâma bir şutla rakip kalenin üst köşesinde ağlara yollayıverirdi Âlâ. Ünlü Yunan takımı Olimpiakos’a böyle bir golü vardır ki, aradan elli yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen bir türlü gözlerden ve hatıralardan silinmez…
Âlâ’nın Fenerbahçe birinci takımında 324 maçta 326 gol attığını söyleyecek olursak onun ne kadar yaman bir golcü olduğu daha iyi anlaşılır herhalde.
Fenerbahçe Spor Kulübü kurucularından Nasuhi Esat kardeşi olan Alâeddin Baydar Türk Milli Takımında da 16 Baydar’ın maç oynamış ve Ay-Yıldızlı formaya bir de gol kazandırmıştı. Ve ilk milli futbol takımımızda Ay-Yıldızlı formayı giyenlerden biridir. 26 Ekim 1823 günü Taksim Stadında Romanya ile 2-2 berabere kÂlân ilk milli futbol takımımızda yer Âlân 12 elamandan bugün hayatta kÂlân beş kişiden biridir Alâeddin Baydar
Aynı zamanda mükemmel bir de tenisçi olan bu kıymetli futbolcumuzun eşi de ilk bayan tenisçilerimizdendir.
Futbolu bıraktıktan sonra Fenerbahçe yönetim kurullarında çeşitli görevler de Âlân Alâeddin Baydar Türk futbolunda “Âlâ” Âlârak ölümsüz bir yer işgal etmektedir.
Neredeee Âlâ gibi büyük futbolcular, nerde böyle büyük golcüler…
Cem Atabeyoğlu

Yorum bırakın