1962 yılı arşivlerinde gezerken İslam Çupi yazılarına denk geldik ve sitemizde yayınlayalım istedik. İşte “Amatör Ruh Takımı” başlıklı ikincisi… Keyifli okumalar…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Amatör Ruh Takımı: Fenerbahçe
Başkana göre “Otuz yıl önceki ruhla şahlanan bir Fenerbahçe” seyredeceğiz. Bunun müjdesini “Amatör isimler”, parasız yapılan transferler veriyor…
Fenerbahçe’de şöhretin karşılığı; para canlısı, kulis yaparak takımda oynayan her lâfı para isteyip form tutmamak olan bir grafiğin ressamı olmuş… Bıkmışlar. Kaprissiz bir takım yaratmak idealine koşuyorlar.
Kendi zaviyelerinden hakları var. Ağızları yanık. Ama bir de bugünkü feza devrinde futbolun bile mücadelesinde “paraya ihtiyaç” yok mu?
Para vereceksin.
Otuz yıl evvelki ruhu değil, meslek aşkını arayacaksın.
Para kazanmak için futbolcu oynayacak.
Futbolu sevdiği ve bu imkânı en iyi şartlarla ona Fenerbahçe temin ettiği için o formayı giyecek.
Yoksa bugünkü amatörler yarın “Popüler Fenerbahçe’nin formasını giydiği için” şımarmayacak mı?
Şöhretler istenmiyor… Kabul. Fenerbahçe’nin adı “şöhret” değil mi? Galatasaray’ın tam ters açısından liglere katılıyor Fenerbahçe. Yalnız unutmamalı ki bir takımı kaliteli yapan şöhretlerdir. Bugün Brezilya bile isimleriyle Şili’de şampiyon olduğunu itiraf ediyor. Otorite iyi şey… Ama yıldızsız bir otoritenin takımı Rappa’nın İsviçresi gibi turistik seyahat yapar.
Hâlbuki Fenerbahçe camiası “şampiyonluk iddiasının kaybolduğu” an daima sarsıntı geçirmiştir. Sahada isim olarak sadece “Fenerbahçe formasını” göreceğiz. Rakiplerin büyük bir kısmı için bu kâfi ise de şampiyonluk sarhoşluğunu yaratacak iksir değildir. Şöhretlerin satılması gerekirdi. Hakları var, çünkü randıman vermiyorlardı. Fakat yeni şöhretler veya hiç olmazsa hazır istidatlar alınsaydı. Yordan (Beykoz), A. İhsan (Kasımpaşa) gibi… Bunlara teşebbüs edildi. Ama bir 60 bin Yordan’a uzatılamadı. Biz böyle düşünüyoruz. Ama arzularız ki sezon Fenerbahçe’ye hak versin.
Teknik yönden yeni bir antrenör, havasında olmayan bir on bir Sarı-lacivertlileri terleten nokta… Ama rakiplerinin isimsiz Fenerbahçe’yi yakaladık diye yenmek için oynamaları belki de yıllardan beri “Kapalı takıma karşı ne yapılır?” istihfamından teknik adamları kurtarıp puan dağarcıklarını doldururlar. Beşiktaş’ın üç yıl evvel yaptığı gibi isimsiz on bir bir mucize yaratır. Şampiyon olur. Ama takımını “ideal” olarak Fenerbahçelilerin gözüne biraz zor takdim eder.
Not: Bu yazı dizildiği sırada Galatasaraylı Ergun’un transferi için çalışılıyordu. Son dakikada olan bu transfer Sarı-lacivertli camiada da bizim gibi düşünenlerin bulunduğunu ve zaman zaman harekete geçtiğini göstermektedir.
İslam Çupi – 1962 – Akşam Gazetesi

Yorum bırakın