Dört Futbolcu

Dört Futbolcu

1962 yılı arşivlerinde gezerken İslam Çupi yazılarına denk geldik ve sitemizde yayınlayalım istedik. İşte “Dört Futbolcu” başlıklı üçüncüsü… Keyifli okumalar…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Dört Futbolcu

Şükrü dedi ki: “Bırakın bana Fenerbahçemi,,

Basri konuşma yerini ağlayarak terk etti…

Fenerbahçe Kulübü, kongreden kongreye iskemleleri sahip değiştiren “İdare Heyeti Odası” değildi. Üstelik o “İdare Heyeti Odası” iki gün önce bırakın diğerlerini, 17 yıllık bir Fenerbahçeli için bu derece hain bir “Darağacı” olmamalı idi.

Ne demişti, Şükrü Ersoy?

“Bırakın bana Fenerbahçe’mi… Para istemiyorum. Gerekirse, forma ve top ayakkabılarımı da cebimden alayım. Sadece hayatımın en güzel yıllarını dolduran o çimenlerden beni mahrum etmeyin. İdmana çıkayım Bu sevgiyi İsmet Abi (İsmet Uluğ) çok iyi bilir. Onu koparıp almaya hakkınız yok. Futbolcu olarak belki takıma yaramayabilirim, ama üye Şükrü Ersoy olarak Fenerbahçe’ye hizmet etmek kararındayım.”

Ve cevap yeryüzünün ilk cinayetini işleyen o malûm “çene kemiği”nden bile çirkindir:

“Tespit edilen 22 kişilik kadroda yoksun. Antrenmanlara çıkamazsın.”

Şimdi bir soru:

“Acaba yasak, sadece Fenerbahçe’nin idman yapacağı saatlere mi, yoksa bütün günlere mi teşmil edilecek?”

“Ebedi yasak” ise yaşadık. Demek Fenerbahçe’de farkında olmadığımız bir toprak reformu (!) yapılmış. Koca stada yeni bir isim bulunmuş: “Mehmet Ağa”nın bağı…

Şükrü bir kenara çekilip kendisine şöyle denemez mi idi?

“Evlât! Bu yuvaya 17 yıllık bir hizmetin var. Ama artık Fenerbahçe ve futbol için çok yaşlandın. Gel senin önümüzdeki futbol mevsimi başında jübileni yapalım.”

Her halde Fenerbahçe’de 17 yıllık bir emeğe verilecek paslı bir kupanın faturasını ödeyecek cüzdan bulunurdu.

Fenerbahçe İdare Heyetinin iki gün önce satış listesindekilerle yaptığı konuşmada Artin ve Basri’ye de aynı şey söylenmişti. Artin boynunu bükmüş, Basri ise kapıyı açarak gözyaşları arasında dışarıya fırlamıştı.

İslam Çupi – 1962 – Akşam Gazetesi

Yorumlar

Yorum bırakın