Yine Haluk Kılıç ağabeyin arşivinden çıkan 1958 tarihli Adam dergisinden, bu defa da bir “Kaybedilen Şampiyonluk” yazısı… Dertli ve “dersli” bir metin…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Kaybedilen Şampiyonluk
Stadyumun içinde en az 20 bin, Radyo başında yüz binlerce Fenerbahçeli, zonklayan şakaklarını ovuştururlarken, on bir Sarı – Lacivertli oyuncu başları önlerine eğik, tribünlere bakmaktan kaçınarak bir an evvel kendilerini atmak istedikleri soyunma odasının yolunu tutuyorlardı.
Fenerbahçeli idareciler bütün sene denedikleri ve hiçbir fayda elde edemedikleri kampı İstanbulspor maçından evvel de devam ettirmişler ve takımlarından ümitli görünmüşlerdi.
Adeta Fenerbahçe için, İstanbulspor’u yenememek diye bir mesele yoktu da sadece, bu takıma mümkün olduğu kadar fazla gol atmak meselesi vardı. Onlara göre asıl mesele bu idi. İşte Sarı – Lacivertli takım bu türlü telkin altında sahaya pek fazla iyimser duygularla çıkmıştı.
Nitekim oyunun ilk devresinde, bu haleti ruhiye ile oynayan takım 14üncü dakikada bir gol yiyince, gafil avlandığını anlamıştı amma iş işten geçmiş, “Atı Alan Üsküdar’ı” bulmuştu. Fenerbahçe ligin sonlarında, İstanbulspor’a 2-0 mağlup olarak yalnız maçı kaybetmekle kalmıyor, şampiyonluğa da veda ediyordu.
Fenerbahçe’ye ne olmuştu?
Cumartesi günü Mithatpaşa Stadı’nda saat 15’de başlayarak 16.452de biten maçın akisleri hâlâ sona ermemişti. Herkes birbirine ayni suali sormakta kendisini haklı bulmakta idi. Evet bugün oyuncularına en fazla maç ücreti ve primi ödemekte olan ve futbol şubesine yarım milyona yakın para harcayan bu kulübün oyuncularından elbette ki daha ciddi oynamaları ve kulüplerini daha büyük bir azimle temsil etmeleri beklenirdi. Fakat işte başka hiçbir kulübümüzün bu derece yüksek ücret tediyesini göze alamamasına rağmen Fenerbahçe takımı randıman vermekten uzak kalmıştır. Oyunu birbirini tutmuyor, takım hemen her hafta başka bir telden çalıyordu. Antrenör Molnar, oyuncularla çok uğraşmış ve bunların bir kısmını kifayetsiz bulmuştu.
Hakikaten Fenerbahçe kulübü transfer ve mukavele yenilenmesi için daha dün denebilecek kısa bir zaman içinde 100.000 lira harcamıştı. Yarın öbür gün Lefter’in mukavelesi yenilenecekti. Ve bu anlayışla Lefter’e asgari bir 30.000 lira verilecekti. Onun arkasından daha kimler çıkacaktı? İşte para meselelerinde ipin ucunu ellerinden kaçıran Fenerbahçeli idareciler taraftarlarına bu yüzden teessür duyurtmakta idiler. Harcanan sadece bir şampiyonluk unvanı değil, fakat onunla beraber savrulan binlerce lira idi.
Şimdi taraftarlar tamamen dikkat kesilmişler, “Kulüp ne gibi tedbirler alacaktır?” diye birbirlerine sormaktadırlar.
Bu suallerin cevabını şüphesiz zaman verecektir. Şimdilik mühim olan bir şampiyonluğun bozuk para gibi harcanmasıdır. Fenerbahçeli bu acı hakikatin önünde müteessir ve mütevekkildir. Tatlı başlayan bir hikâyenin hazin sonudur bu…
6 Mart 1958 – Adam (Haftalık Aktüalite Dergisi)

Yorum bırakın