1924 Derbi Kavgası II

1924 Derbi Kavgası

1924 yılında Türkiye’nin ilk “Ulusal” Futbol Şampiyonluğu düzenlendi. Ankara’daki müsabakalara giden yolda İstanbul Şampiyonluğu büyük tartışmalara sahne oldu. Bu ay sitemizde, yarı finaldeki Fenerbahçe-Galatasaray kavgası ile zirveye ulaşan büyük şampiyonayı (Galatasaraylılığı ile bilinen) Cumhuriyet gazetesinden aktarıyoruz… Huzurlarınızda 1924 Derbi Kavgası II

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


4 Ağustos 1924

İstanbul Futbol Birinciliği Müsabakaları

Dünkü müsabakaları Fenerbahçe ve Altınordu kulüpleri kazanarak nısf-ı nihâî devreye kaldılar.

Ankara’da yapılacak Türkiye şampiyonluk müsabakalarında ispat-ı vücut etmek üzere İstanbul futbol birincisinin tayini için Federasyon tarafından tertip edilen turnuvanın şimdiye kadarki safahatini dercetmekte idik. Dün de İstanbul birinciliğine namzet addedilen kulüplerden ikisi ilk defa olarak futbol meydanında görüldü. Bu iki kulüpten Altınordu birkaç gün evvel yazdığımız tahmin mucibince eski şöhretini ancak meraretle hatırlatabilecek kadar zayıf bir takımla ortaya çıktı. Beş sene aynı forma altında zaferden zafere uçan Altınordu’nun temeli mütareke senelerinde malum bir iki el tarafından yıkılmış ve o zamandan beri her gün bir parçası koparılıp başka bir kulübe yamana yamana nihayet bugün İstanbul turnuvasına ikinci takımla dâhil olmak mecburiyeti hâsıl olmuştur. İnsan bu kulüpten ayrılan azanın her birinin en kuvvetli kulüplerde gözbebeği derecesine yükseldiğini, hatta bir tanesinin, Bekir’in Almanya’da bile oyuncuların serfirazı olduğunu düşünüyor ve bugün de müsabakalara dâhil olmaktan ümit kesildiği halde bile yine derlenip toplanıp iyi kötü meydana çıktığını gördükçe ne yıkılmaz temeller üstünde kurulduğuna şaşıyor. Senelerce İstanbul şampiyonluğunu kazanan kırmızı-lacivert forma dün Taksim Stadyumu’nda görünürken bugün gözler sıra ile Nedim’i, İbrahim’i, Mutena’yı, Kemal’i, Fevzi’yi, Emin’i araştırdı. Cafer’lerden, Refik’lerden, Tevfik’lerden, Bekir’lerden her biri sıra ile birer birer bu kulüpten ayrıldığı gibi dün de bu kafile ortada görünmedi.

Kimisi Avrupa’ya gönderilmediğine darılmış çıkmış, götürülenler de maksadı artık hâsıl olmuş gibi Altınordu’dan ayrılıp başka müesseselere iltihak etmişlerdir. Nedim Bey ise bundan böyle sadece millî takımda oynayacağından bahisle hiçbir kulübe girmeye lüzum görmediğini söylüyormuş. Bizim bildiğimize göre millî takım kaleciliği her çalışanın vasıl olabileceği bir gayedir. Yoksa sadece bir gencin uhdesine verilmiş bir paye değildir. Nitekim antrenör Mister Hunter, Nedim Bey ile Süleymaniyeli Hamid Bey arasında hiçbirisini tercih edemeyeceğini söylüyordu. Hâlbuki son zamanlarda Hamid’in çok terakki ettiğini görüyor ve Avrupa’daki muvaffakiyetini de işitiyoruz. Onun için Nedim Bey de her kul gibi çalışmaya ve o surette rakiplerine tefevvuk etmeye mecburdur. Yürüyen kaplumbağa, uyuyan tavşanı geçmiş derler.

İstanbul’un en çok ismi geçen kulüplerinden Altınordu dün böyle ikinci takımla ortaya çıktığı halde Fenerbahçe en mükemmel bir heyet arz ediyordu: Şekip, Kadri, Cafer, Ragıp, İsmet, Fahir, Sabih, Alaaddin, Zeki, Ömer ve Bedri.

Fenerbahçe’nin karşısında Altıntuğ daha genç ve tecrübesiz oyunculardı. Buna rağmen çok çalıştılar ve oyuncular arasında mesela santrhafın mukabil futbolcuyu çok defa tuttuğu görüldü. Kalecileri de çok fedakârane oynadı. Fakat Ömer’in başladığı gol silsilesi ona kadar uzayarak müsabaka Fenerbahçe’nin kati galebesi ile neticelendi.

İkinci takım olmak üzere kaydettiğimiz Altınordu takımı ise şu surette tertip edilmişti: Mükerrem, Zühtü, Adnan, Hakim, Sedat, Fikri, Müslim, Osman, Celal, Sami, Hüseyin idi. Fenerbahçe ile Altıntuğ arasında müsabaka ne kadar tatlı cereyan ettiyse Hilal-Altınordu maçı da o kadar ahenksiz oldu. Birçok çarpışmalar, tekmeler görüldü.

Altınordu’dan kaleci Mükerrem Bey çok mükemmel oynadı. Birinci haftaymda tuttuğu (penaltı) şâyan-ı takdirdi. İkinci defa atılan (frikik) gol ile neticelendi ki bu vaziyet dahilinde en mükemmel kalecinin bile daha fazla muvaffakiyet göstermesi kabil olamaz. Zühtü ve Adnan Beylerle sol açıkta oynayan genç, istikbal için büyük bir inkişaf vadediyor. Altınordu’ya düşen, bu genç takımı çalıştırıp bir iki sene sonra için şimdiden hazırlamaktır.

İkinci devrede Altınordu, Hilal’e karşı tamamıyla hâkim bir oyun oynadı ve birinci devrede gösteremediği ahengi bu devrede üç sayı yapmak ve hasım tarafa sayı yaptırmamak suretiyle ibraz etti. Bilhassa muhacim hattı muavinlerden layıkıyla yardım göremediği halde bile kendisinden ümit edilmeyen bir oyun oynadı. Ve ikisi penaltıdan birisi de frikikten olmak üzere bire karşı üç sayı yaparak galip geldi. Hilal oyuncuları bu devre çok asabi ve sert oynadılar. Ve birçok da faullere sebebiyet verdiler.

Dünkü müsabakalar neticesinde Hilal ve Altıntuğ takımları müsabaka harici olmuşlardır.

Dün çekilen kurada 5 Ağustos Salı günü Altınordu ile Vefa takımlarının karşılaşmaları tespit edilmiştir. Müsabakaya saat 6.30’da başlanacaktır.

5 Ağustos 1924

Dünkü Müsabakalar

Birincilik tasfiye müsabakalarının sonuncusu dün Taksim Stadyumu’nda (Galatasaray) ile (Yeni Şafak) takımları arasında icra edilmiş ve Galatasaray sıfıra karşı altı sayı ile galip gelmiştir.

6 Ağustos 1924

Dünkü Birincilik Müsabakaları

Dün Taksim Stadyumu’nda futbol birincilik müsabakalarına devam edilmiş ve Altınordu ile Vefa takımları karşılaşmışlardır. Yusuf Ziya Bey’in idaresinde cereyan eden müsabaka tarafeynin hücum ve müdafaasıyla devam etmiş ve Altınordu’nun birinci devrenin üçüncü dakikasında yaptığı bir sayı üzerine Altınordu’nun galibiyeti ile neticelenmiştir.

(DEVAM EDECEK)

Yorumlar

Yorum bırakın