Kategori: Kadıköy

  • Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye Geçen Başkan : Hamit Hüsnü Kayacan

    Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ilk şampiyonluklarında çok büyük katkısı olan, ilk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü Kayacan’ın ağabeyi, büyük Fenerbahçeli Dr. Hamit Hüsnü Kayacan’ın Galatasaray’dan istifa edip Fenerbahçe Kulübü’ne girişinin hikayesi… Nur içinde yatsın.

    * * * * * *

    O zamanki âdet gereğince Union Kulüp sahası, her sene bir gün o yılın şampiyonuna parasız olarak verilirdi. Fenerbahçeliler bu fırsattan istifade ederek; sandalye parası olarak toplanılan 4-5 Lira ile 1911 senesi yazında büyük bir çiçek bayramı tertip ettiler. Yüksek zevat arasında ve bilhassa muhitte çok büyük alaka uyandırdı. Bayram neticesinde Fenerbahçe Kulübü 61 Lira kâr elde etti. İşte bu para da lokal ihtiyacını karşılamaya kâfi geldi.

    Kadıköy’de, Altıyol ağzından Kuşdili’ne giden iki yolun birleştiği noktadaki müselles şeklindeki bina kiralandı. Ayda üç lira üzerinden 6 aylık kontrat imza edilip; masalar, koltuklar, iskemleler de içeriye yerleştirildikten sonra bütün işler olup bitmişti. Fenerbahçe, artık bir lokale de sahipti. Burası tatlı günlerin samimi havası içinden yıkanıyordu.

    Bir gün bu mütevazi yuvaya kıymetli bir misafir geldi. Galatasaray Kulübü’nün reisi Dr. Hamit Hüsnü Bey (İlk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü’nün ağabeyi). Şimdi sözü muhterem Hamit Hüsnü Bey’e bırakalım, biraz da o anlatsın :

    “Galatasaray’ın yurt dışına yaptığı ilk Macaristan seyahatinin kafile reisi idim. Macaristan’dan döndükten sonra bir gün halen zahire borsasında bulunan sevgili ahbabım Yahya Berki muayenehaneme geldi. Dereden tepeden konuşurken bana :

    – Bugün gel seni bir yere götüreyim, dedi.

    Ve beraberce çıkarak Kadıköy’e geçtik. Yahya beni Altıyol ağzında iki sokağı birleştiren müselles şeklindeki bir evin tavan arasına çıkardı. Burası Fenerbahçe Kulübü idi.

    Genç Fenerbahçeliler beni büyük bir samimiyet ve hürmetle karşıladılar. O gün geç vakte kadar beraberce oturduk, çay içip sohbet ettik. Bu yuvanın sıcak havası üzerimde silinmez bir intiba bırakmıştı.

    Evim Erenköy’de olduğu için her akşam muayenehaneden eve dönerken bu tavan arasına uğruyor ve Fenerbahçelilerin arasında tatlı saatler geçiriyordum.

    Bir gün Fenerbahçeliler bana, bu samimi yuvanın reisliğini teklif ettiler. Bu vazifenin daha imtiyazlı bir şahsa verilmesi icap ettiğini söyleyerek bu samimi teklifi reddettim ve Fenerbahçe Kulübü’nün riyasetine gelmesi için Erenköy’deki evimin komşusu Nafia Nazırı Hulusi Bey’den ricada bulundum. Hulusi Bey bu ricamı kabul ederek, Fenerbahçe’nin fahri reisliğini üzerine aldı. Bu arada ben de Galatasaray’dan istifa ederek Fenerbahçelilerin arasına katıldım.”

  • Devlet Arşivleri’nde Kuşdili Yangını

    6 Haziran 1932 tarihinde, sabaha karşı Fenerbahçe’nin Kuşdili Lokali’nde yaşanan yangın felaketinin Fenerbahçe’ye yaşattığı maddi kayıpları biraz olsun yerine koymak için, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün halk benzeri görülmemiş bir bağış kampanyasına katılmıştı. Manevi kayıpları bin yıl geçse bile yerine konamayacak olan bu trajediye dair T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri‘nde şöyle bir belge var. Sizlerle de paylaşmak istedik.

    Arşiv Yeri : 30-10-0-0 / Muamelat Genel Müdürlüğü / 120 – 852 – 8

  • Fenerbahçe’yi Onlar Kurdu

    1913 yılında yazılan “Fenerbahçe’nin İlk Tarihçesi” şöyle başlıyordu:

    “1323 senesinde Frerler (Saint Joseph) mektebi Türkçe muallimi ve elyevm rüsumat müfettişi bulunan Enver (Yetiker) Bey, talebe-i kadimesinden beş altı futbolcu genci bir araya toplayarak bir kulüp tesis etmek arzusunda bulunduğunu bildirmişti. Bu fikre bütün arkadaşları iştirak ederek akşamları Moda çayırında idman yapmaya başlamışlardı.”

    Bu fotoğraflar, kıymetli büyüğümüz, Fenerbahçeli koleksiyoner Seyhun Binzet’in arşivinden…

    1907 yılında “Neden biz de yabancılar gibi futbol oynamayalım? Burası bizim vatanımız!” diyerek Fenerbahçe’yi kuranlardan biri, belki de birincisi olan Frerler (St. Joseph) Mektebi Türkçe Hocası Enver Yetiker ve (birkaçı kesin ilk kadrolarımızda oynamış) öğrencileri.

    Fenerbahçe, 1907 yılında bir futbol kulübü olarak kurulduğunda, futbolcuların hemen hepsi St. Joseph Lisesi’ndeki Türk öğrencilerdi. Sait Selahattin Cihanoğlu ve Nasuhi Esat Baydar gibi dönemin tanıkları, Fenerbahçe isminin de Enver Bey’in fikri olduğunu söylerler.

    Sonraki yıllarda (aşağıdaki belgelerde göreceğiniz üzere) Kurtuluş Savaşı’nda verdiği hizmetler dolayısıyla İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen, Fenerbahçe’nin kurucusu ve isim babası Enver Yetiker’in ve öğrencilerinin hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Nur içinde yatsınlar.