Kategori: Kongre

  • Vicdan ve Kültür Meselesi

    Vicdan ve Kültür Meselesi

    Fenerbahçe Stadyumu’nun Şükrü Saracoğlu olan isminin “Atatürk” olarak değiştirilmesi gündemde iken merhum Saracoğlu’nun Türkçülük için “Bir Vicdan ve Kültür Meselesi” dediği konuşmanın tamanını yayınlamak istedik.

    Vesileyle konu hakkındaki fikrimizi de kayda geçelim:

    Fenerbahçe’nin gündeminde “Stadyuma Mustafa Kemal Atatürk ismi verilsin de Şükrü Saracoğlu tarihen silinsin” diye bir niyet yok. Mustafa Kemal Atatürk vatanın kurtarıcısı, Şükrü Saracoğlu da Fenerbahçe’de 16 sene görev yapan çok büyük bir başkanıdır. İkisi de bizim…

    Tekrar etmekte sonsuz fayda var: Eğer Şükrü Saracoğlu yaşasaydı, stadyuma Atatürk ismini veren kararı ilk kendisi alkışlardı… Atatürk’e “Fenerbahçe Stadı’na bir isim vereceğiz, kim olsun?” diye sorsalar hiç şüphesiz “Şükrü Bey’in adını verin” derdi. Mesele bundan ibarettir.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Başvekil Şükrü Saraçoğlu’nun Hükumetin iç ve dış politikasını izah eden nutukları

    Arkadaşlar,

    Bu, günlük ve geçici sıkıntılardan sonra biraz da daima artan, daima kuvvetlenen ve hiçbir vakit değişmeyecek olan imanlarımızdan ve varlıklarımızdan bahsedeceğim.

    Arkadaşlar, biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan ve azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz ve her vakit bu istikamette çalışacağız.

    Dünkü Türk gençleri müstakil ve hür bir vatana malik olmak, şuurlu ve mütecanis bir millete mensup olmak, memleketi müspet ilimlerle idare etmek ve vatanın bayat ve servet menbâlarını memleketin elinde görmek istiyorlardı. Bugün bütün bu idealler birer birer tahakkuk etti. Vaktiyle İzmir’in atlarla çekilen tenekeden tramvayları bile yabancı bir şirketin imtiyaz mevzuu sayılmıştı. Bugün vatanın dört bucağında muntazaman işleyen trenler, yer yer kurulan fabrikalar sadece Türk bilgisi tarafından yaratılmıştır.

    Bugünkü Türk vicdanı vatanın her gün biraz daha kuvvetlendiğini, Türk Milletinin her gün biraz daha refaha kavuştuğunu ve bilhassa Türk köylüsünün her gün biraz daha yükseldiğini anlamak ve köylü ile bilgi ve toprağı birleştiren bir ideale doğru yürüdüğümüzü görmek istiyor. Hepimiz bu idealin yolcularıyız ve muvaffak olacağımıza inanıyoruz.

    Son yılların gayretiyle dünyadaki arkadaşlarının safına çıkmış olan üniversitelerimiz, yüksek mekteplerimiz ve bunları dolduran gençlerimiz her gün ağırlaşan bilgileri ve artan adetleri ile ideale doğru hamleler yapmağa hazırlanıyor. Onun için bu gençlerdeki heyecanları beraber yaşamak ve onlarla daha çok çalışmak kararındayız. Bugün için henüz pek genç olmakla beraber köy enstitüleri köylerimizi ve köylülerimizi daha şimdiden yükseltmeğe başlamıştır.

    Bu iki uç arasındaki yüz binlerce Türk genci bir tek yoldan aynı hedefe yürümek için hazırlanıyor.

    Köylüyü topraksız, toprağı da köysüz bırakmayacağız ve yavaş yavaş toprağı, sanatı ve tekniği sadece bilginin emrine geçireceğiz.

    İktisadi ve siyasi sahalarda Devletçilik, fertçilik ve kooperatifçiliğe bırakılan sahalar o kadar geniştir ki bunlar arasında bir menfaat çarpışması asla olmayacak ve ilerde de olmaması için de daima dikkatli ve hesaplı yürüyeceğiz. Bizde imtiyazlar ve sınıflar asla mevcut olmadı. Demokratlık Türk tarihinin derinliklerinden yuvarlanıp gelen büyük bir hakikattir. Biz halkçı idik, halkçıyız ve daima da halkçı kalacağız. Tek partili bir Devlet kurmuş olmamız başlıca bu büyük hakikate dayanıyor.

    Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. İstediğimiz sadece Türk Milleti’nin hâkimiyetidir.

    Hep beraber bir tek yoldan ve bir tek hedefe doğru yürüyerek Türk köyünü ve Türk köylüsünü behemehâl yükselteceğiz. Böyle bir ideal için güvendiğimiz en büyük varlık inan birliği ve fedakârlıktır. Daha büyük bir varlık da bu işler konuşulurken, bu işler yazılırken, bu işler yapılırken Atatürk’ün daima aramızda yaşamakta olmasıdır.

    Arkadaşlar,

    Türkün bugünkü kudret ve hâkimiyetini yaratan Büyük Millet Meclisimizden ve o Meclisi teşkil eden siz Millet Vekillerinden itimat ve yardım isteyerek sözlerime nihayet veriyorum.

    Şükrü Saracoğlu – 5 Ağustos 1942

  • Fikir ve Prensip

    Fikir ve Prensip

    Fenerbahçe’nin 2022 Malî Genel Kurulu’nda yaşananlar, bir “Kongre Adabı” tartışması yarattı. Biz de 1967 yılına gidelim ve yıllık genel kurul önesinde yaşananlara bir bakalım istedik. Başlıktaki gibi ağız kavgası mı yoksa sonda iddia edildiği gibi fikir ve prensip mücadelesi mi? Her halükarda enteresan bir metin… Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe’de Ağız Kavgası

    Başkan Ilgaz’ın iddialarını muhalefet listesinde bulunan Müslim Bağcılar ve Talha Altınbaşak cevaplandırdılar. Eski başkan İsmet Uluğ aday değil.

    Fenerbahçe Kongresi’ne iki gün kala karşı gruplara mensup liderler arasındaki söz düellosu kızışmış, bu arada Başkan Faruk llgaz’la eski ikinci Başkanlardan ve muhalefet listesi adaylarından Müslim Bağcılar birbirini ağır şekilde itham etmişlerdir, Muhalefetin Başkan adayı Talha Altınbaşak da, Ilgaz’ın “Fenerbahçe namuslu ellerdedir” sözüne karşı bir demeç vermiştir.

    Eski Başkanlardan Dr. İsmet Uluğ ise, iki taraftan da kendisine teklif yapıldığını açıklamış, fakat hiçbir listede yer almayı arzulamadığını bildirerek, “Bu yıl kulübümde vazife almak istemiyorum. Fenerbahçe’ye idare heyeti dışında bulunarak da hizmet etmek mümkündür, İki gruptan da beni rahat bırakmalarını rica ediyorum” demiştir.

    Ilgaz: “Bağcılar Fenerbahçe’ye kilit vurmağa kalkmıştı”

    Fenerbahçe kulübünde bize söz söyleyecek ve dil uzatacak kimsenin, en az bizim kadar şahsiyet sahibi ve temiz mazisi olması iktiza eder.

    Müslim Bağcılar, Fenerbahçe kulübünde idareci iken Erol, Hilmi, Samim, Halil, M. Ali gibi güzide futbolcularımızı Adalet kulübüne götürüp, o kulübün idarecisi olduktan sonra da “Fenerbahçe’ye kilit vurduracağım” diyen kimsedir.

    Müslim Bağcılar, Fenerbahçe’nin Kıbrıs seyahatinde Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Osman Örek ve Türk erkânının hazır bulunduğu Türkiye Büyükelçiliği’nde Fenerbahçe şerefine verilen kokteylde kafile başkanı olarak “Benim iki hanımım var; biri Türk, biri Rum. Gül gibi geçinip gidiyorlar. Siz de burada öyle yapın” seklinde beyanat vererek Hariciye Vekâletimize şikâyet edilen kimsedir.

    Müslim Bağcılar, Fenerbahçe’nin her nezih toplantısında göbek atarak nezahetini bozan kimsedir,

    Müslim Bağcılar, Fenerbahçe balosunda arttırmaya çıkan imzalı topa yüz lira vermeyerek çıplak dansözün göğsüne bin lira sıkıştıran kimsedir.

    Müslim Bağcılar, Fenerbahçe kulübünde kendi reklamı için transferi dejenere eden kimsedir.

    Müslim Bağcılar, futbolculara kulübün binliklerini sayarak ve el öptürerek fotoğraf çektirmeğe meraklı kimsedir.

    İşte Fenerbahçe’yi kurtarmağa (!) koşan ve şahsımıza dil uzatmağa çalışan vatanperverin (!) içyüzü. Takdir, sayın kongre azalarımızındır.

    Bağcılar: “Ilgaz başkanlığı parayla satın alan adamdır”

    Faruk Bey isterse başkan olur, çünkü bu iş parayla satın alınıyor. Elimde ve vesikalar var, beni bunları açıklamak zorunda bırakmasınlar.

    İki gün önce bana Ali Aladar ve Suphi Ergür vasıtasıyla kendi listesine girmesi için haber gönderdi.

    Faruk Bey maalesef çok kötü bir çığır açtı ve işi şahsiyata döktü. Şimdi ben de konuşacağım.

    Kıbrıs’taki sözlerimi bir ihanet vesikası gibi yüzüme vurduğunu sanıyor. O zamanki hükümetin Kıbrıs politikası onu gerektiriyordu. Lefter’in Kıbrıs kesimine geçtiği dedikoduları yayılmış, ben de “Ne olur geçmişse, ben de geçerim, başkası da geçer” demiştim. Bize Kıbrıs’a giderken “İyi geçinin” diye tenbihatta bulunmuşlardı. “Vize kalkacak” diyorlardı.

    Transfer işlerine gelince; futbolcu elimi öpmek istemiş, tekme mi atacaktım ya? Ben Fenerbahçe’ye hayatımı verdim. Ve bunun karşılığında 1 kuruş almadım, bir bardak suyunu içmedim kulübümün. Bir vakitler 50.000 liralık alacağımın altına çizgi çektiğimi kongre halkı bilir. Faruk Bey ne vermiştir kulübe? Benim Kıbrıs’taki konuşmalarımı tahrif edeceğine, yurda İngiliz Lirası yerine Türk parası getirdiğinin sebeplerini açıklasın. Osman Kavrakoğlu’nun bu usulsüzlüğü düzeltinceye kadar canı çıkmıştı.

    Bazı futbolcuları Adalet kulübüne götürdüğüm iddiası ise gülünçtür. O futbolcular Fenerbahçe’den kovulmuştur. Adalet idarecileri de bana telefon edip, bunların itimada şayan olup olmadığını sordular. Hepsinin dürüst olduğunu söyledim. Sokak ortasında mi kalsınlardı?

    Faruk Bey göbeğimle ç çok uğraşıyor. Para da yapıştırırım, gezerim de, Faruk bey göbeğimin kahyası mı?

    Sonuca geliyorum; bu tartışmalardan ben bir şey kaybetmem, Fenerbahçe kaybeder. Ben Fenerbahçeli futbolculara yıllarca babalık yaptım, hâlâ da yapıyorum, Selâhattin’i aldım, okuttum. Cihat’ı da öyle. Cihat, Melih, Murat’ın maaşlarını ben verdim, Faruk Ilgaz bugüne kadar kaç futbolcuyu okutmuş, kaçına yardım etmiş, kulübe kaç kuruş vermiş? Bunlardan bahsetsin.

    Yine söylüyorum, iktidarda bulundukları bir yıl içerisinde muvaffak olamamışlar, kulübü kötüye götürmüşlerdir.

    Fenerbahçe’yi kurtarmak için çalışan arkadaşların ricalarını kıramadım ve “Evet” dedim. Sevgi, saygı, para ile satın alınan bir şey değildir.

    Altınbaşak: “Fenerbahçe eskiden namussuz ellerde miydi?”

    Kurtarma faaliyeti yalnız namussuz ellere karşı yapılmaz. Sayını Ilgaz hafızalarını yoklarlar veya eski gazete koleksiyonlarını karıştırmak külfetine katlanırlarsa, kendilerinin de 1957’de kulübü kurtarmak amacıyla muhalif olarak mücadele ettiklerini hatırlarlar.

    O tarihlerde idare heyetinde Sayın Sporel, Sayın İsmet Uluğ, Küçük Fikret, Niyazi Sel, Müslim Bağcılar ve bendeniz gibi insanlar mevcuttu. Acaba Sayın Ilgaz o sırada kulübün namussuz ellerde olduğuna mı kâni idiler?

    Sayın Ilgaz, Fenerbahçe kulübünün bir lokali bulunduğuna işaret ederek; “Muhalifler toplantılarını orada yapmalıydılar” demektedirler. Bu zarureti kendileri için de düşünseydiler, bir müddet evvel bir sinemayı kiralamak suretiyle toplantılarını orada yapmazdılar. Ve o toplantıya münhasıran kendileriyle hemfikir olanları davetiyelerle çağırıp davetsiz gelen Fenerbahçelileri toplantıdan kovdurmazdılar.

    Sayın llgaz, bizleri zayıf olanların telaşı içinde buluyorlar. Telaş, kaybedecek şeyi olanlarda olur. Bizim kaybedecek hiçbir şeyimiz yoktur. İktidarda değiliz ki; onu kaybedecek olalım. Seçimde yenilirsek bunun şahıslarımız için bir nakise teşkil edeceğine de inanan insanlar değiliz. Kaldı ki, kulübümüzdeki seçim sonuçlarının hangi nevi gayretlerin mahsulü olduğu cümlenin malumudur. 800’ü aşkın kongre üyesi içinde sadece 400 kadarının iştirak hakkına sahip sayıldığı bir toplulukta, münhasıran seçim sonuçları haklıyı ve haksızı ortaya koyan kesin bir ölçü olamaz. Aksi düşünülseydi geçmişte müteaddit seçim kayıplarına uğrayan Sayın Ilgaz’ın, “Karşı taraf haklıymış” diyerek mücadeleyi terk etmeleri gerekirdi. Kendileri öyle yapmadıklarına göre bugün karşılarında yer alanların da aynı şekilde hareket etmekte haklı olduklarını kabul etmeleri gerekir. Yapılan fikir ve prensip mücadelesidir.

    Milliyet Gazetesi

  • 1980 Fenerbahçe Kongresi

    1980 Fenerbahçe Kongresi

    Geçende yayınladığımız 1979 yılı faaliyet raporunun okunduğu Fenerbahçe kongresi 10 Şubat 1980 tarihinde yapıldı. İlginç hikayelerle dolu 1980 Fenerbahçe Kongresi haberini Milliyet gazetesinden okuyalım.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Başkanlığı’na Razi Trak Seçildi

    Başkanlık seçiminde Razi Trak 435, Firuzan Tekil 153 oy alırken, Yönetim Kurulu seçimini büyük bir farkla Kadıköy grubunun listesi kazandı…

    Eski Başkan Ilgaz, üyelere yaptığı veda konuşmasında, “Fenerbahçe’ye hizmetim geçtiyse helal olsun” dedi… Yeni Başkan Trak, işi nedeniyle kongreden erken ayrıldı…

    Kongre Başkanı Erdemir, üyelerin 10’ar bin lira teberru vermesini isleyen önerge için, “Bana Humeyni de deseniz, bu önergeyi oylamaya koymam” dedi…

    Fenerbahçe Kulübü’nün olağan genel kurulu dün yapılmış ve başkanlığa Razi Trak seçilmiştir.

    Avukat Sadun Erdemir’in başkanlığını yaptığı kongreye 679 üye katılırken, eski başkanlardan Emin Cankurtaran ile bir ara başkanlığı söz konusu olan Cevher Özden’in gelmeyişi dikkati çekmiştir.

    Kongrenin başlangıcında konuşmaların 10’ar dakika ile sınırlandırılması için iki önerge verilmiştir.

    Bu önergelerin verilmesinden sonra Avukat Orhan Ergüder bir konuşma yapmış ve “İki yıldır sabırla beklediğimiz kongrede meseleleri 10 dakikaya sığdıramayız. Sorunların üstüne gitmek için bizi 72 gün daha bekletmeye kimsenin hakkı yok” demiştir.

    Ergüder, yerine otururken de, “Bu önergeleri ücretle tutulmuş kişilerin verdiğini biliyorum” demiştir. Ergüder’in bu sözleri ortalığı karıştırmış, kongre başkanı Sadun Erdemir, “Disiplini bozanı zabıta kuvveti ile dışarı attırırım” diyerek üyeleri uyarmıştır.

    Daha sonra Yüksel Günay önergenin lehinde bir konuşma yapmıştır. Ergüder ve Günay’ın konuşmalarından sonra önerge oylamaya konulmuş ve konuşmaların 10’ar dakika ile sınırlandırılması kabul edilmiştir.

    Gündem gereğince kürsüye yönetim kurulu adına Altan Ayanoğlu gelmiş ve iki yıllık çalışmalarını kapsayan çalışma raporunu okumuştur.

    Gündemin dilek ve temenniler bölümünde Altan Dinçer söz almış ve yönetim kurulunu suçlayarak şunları söylemiştir:

    “Ben bakkala kapıcımı gönderirken 7 kelimeden fazla konuşuyorum. Ama faaliyet raporunda voleybol ve basketbola 7 kelime bile yer verilmiyor. Rezil oluyoruz…”

    Dinçer’in konuşmasından sonra Yeni Kadıköy Grubu’nun başkan adayı Firuzan Tekil kürsüye gelmiş ve “Fenerbahçe’nin yönetiminde ipler başkasının elindeyse ve kukla yönetim varsa, bundan daha vahim durum olamaz” demiştir.

    Yeni Kadıköy Grubu’nun liderlerinden Orhan Ergüder de bir konuşma yapmış ve “Fenerbahçe’yi mutluluğa götürme gayreti değil, sömürme gayreti vardır” demiştir.

    Ergüder, yıllar sonra ilk kez haysiyet divanına da çatacağını belirtmiş ve şunları söylemiştir:

    “Sosyal Tesislerde insanlar havuza atılıyor, kafalarında bira şişeleri kırılıyor. Bana ‘Niçin tesislere gelmiyorsun?’ diyorlar… Gelmiyorum, güvencem yok… Gelmiyorum, param yok… En önemlisi de, bunların hesabını soracak haysiyet divanı yok… Fenerbahçe Türkmen çadırlarına benzetilmiştir.”

    Ergüder, konuşma süresinin kısıtlı olması nedeniyle kürsüden ayrılacağını da söylemiş “Allah sizi inandırsın, bu ve mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim” demiştir.

    Bu konuşmalardan sonra eski yönetimin başkanı Faruk Ilgaz kürsüye gelmiş ve “1956 yılından beri sürekli görev aldım. 12 yıl başkanlık yaptım. Eğer bir hizmetim olduysa bunu helal ediyorum” diyerek üyelere veda etmiştir. Ilgaz yerine otururken uzun süre alkışlanmıştır.

    Fenerbahçe kongresi devam ederken Razi Trak, İzmir’e gideceğini söyleyerek salondan ayrılmıştır. Trak salondan ayrılırken, “Nasıl olsa başkan seçileceksiniz, ne diyorsunuz” seklinde soru soran gazetecilere, “Fenerbahçe’de önce bu gruplaşmaları kaldırmak gerekiyor. Amatör şubelere gereken önemi verecek ve futbol şubemiz için kendi öz kaynaklarımıza döneceğiz” yanıtını vermiştir.

    Daha sonra, artan yaşam koşulları göz önüne alınarak, yeni yönetim kurulunun bütçesinin yüzde elli oranında artışla kabul edilmesine karar verilmiştir.

    Ayrıca Ali Şen’in yeniden üyeliğe alınması kabul edilmiştir. Bazı konuşmacılar da yönetim kurulundaki titiz çalışması nedeniyle Başaran Ulusoy’u teşekkür etmişlerdir.

    Bu sırada Recai Aslan ve Hanefi Ulutekin, kongre başkanlığına bir önerge vererek, salonda bulunan üyelerin kulübe 10’nr bin lira teberruda bulunmalarını istemişlerdir. Kongre başkanı Sadun Erdemir, “Önergeyi veren arkadaşlarımı biliyorum. Onlar milyon da verse dokunmaz. Bu önergeyi oylamaya koyamam” diyerek reddetmiştir.

    Aidatların yıllık 1200 liraya çıkarılması da tüzüğe uygun olmadığı için kabul edilmemiştir.

    Konuşmaların tamamlanmasından sonra oylama işlemine geçilmiştir. Sadun Erdemir’in oylamanın harf sırasına göre yapılacağını söylemesinden sonra bir üye ayağa kalkmış ve “Yıllardır hep (A) harfinden başlanıyor ve biz saatlerce bekliyoruz. Bir de (Z) harfinden başlansın” demiştir. Bunun üzerine salon karışmış ve eline zarfı alan sandığın başına gelmiştir.

    Kongre başkanı Erdemir’in üstün gayreti ile düzen yeniden sağlanmış ve oylama yapılmıştır.

    Oylama sonunda yönetim kuruluna şu üyeler girmiştir.

    Talha Altınbaşak (428), Yüksel Günay (426), Muhittin Bulgurlu (429), Semih Bayülken (423), Melih Ilgaz (434), Güven Sazak (429), Kazım Bayülken (410), İlkin Okan (130), Osman Karatop (429), Aziz Yılmaz (428)

    Başkanlık seçiminde ise Razi Trak 435 oy alırken, Firuzan Tekil 153 oy toplamıştır.


    Fenerbahçe kongresine sadece bir çiçek ve bir telgraf geldi… Telgrafı çeken ve kongreye başarılar dileyen, kulübün üyesi, eski Deniz Kuvvetleri komutanı Hilmi Fırat’tı… Tek çiçeği yollayan da Türkiye Spor Yazarları Derneği… Ne gariptir ki, yönetim kurulu raporu okunurken “Basının maksatlı tutumu bizi yıpratmıştır” görüşüne yer verildi… Belli ki, yönetim kurulu bazı şeylere kılıf arıyordu…

    * Kongre başlamış, her şey istenildiği biçimde gidiyordu… Bu sırada Kadıköy grubunun lideri Semih Bayülken’in kongrenin yapıldığı sinemanın balkonundan çalışmaları tek başına kuşbakışı izlediği görüldü… Bayülken, bu sırada kaleyi fethetmeye hazırlanan birliklerin komutanına benziyordu…

    * Fenerbahçe kongresinde gerçekten ilginç konuşmalar oldu. Kulübün eski üyelerinden Dr. Memduh Eren, “Artık bilimsel çalışmaya girmeliyiz” dedi, “Sonra Fenerbahçe ikinci kümeye düşer, biz de sosyal tesislerde bol bol pişti oynarız…”

    * Kongrede eski başkan Cankurtaran ile kongre öncesi başkanlığından söz edilen Cevher Özden yoktu… Ancak kongrenin yapıldığı sinemanın kapısında ilginç bir pankart vardı:

    “Büyük Başkan Cankurtaran, yuvaya…”

    * Fenerbahçe kongresinde en çok eleştirilen konulardan biri de sosyal tesisler oldu… “Pahalı” denildi, “Üyelerin rahat giremediği” söylendi… Bu konuşmalar yapılırken bir üye şöyle bağırdı: “Adını değiştirelim… Hanefi’nin yeri olsun…”

    * Kongrenin başlangıcında konuşmaların 10 dakikayla sınırlandırılması ile ilgili önerge büyük tartışmalara neden oldu… Bu sırada Fenerbahçe’nin ve Milli Takım’ın eski oyuncusu Ogün Altıparmak’ın, kongre başkanı Sadun Erdemir’e “Taraflı yönetiyorsun” diye bağırdığı duyuldu…

    * Kongre Başkanı Sadun Erdemir’i en çok, salonda bulunan üyelerin 10’ar bin lira teberruda bulunmasını isteyen önerge kızdırdı… Erdemir hiddetle ayağa kalktı ve “İsterseniz bana Humeyni deyin arkadaş, bu önergeyi oylamaya koymam” dedi…

    * Razi Trak, hafta içinde yapılan Kadıköy grubunun toplantısından işi olduğunu ileri sürerek çabuk ayrılmıştı… Dün yapılan kongrede de İzmir’e gideceğini ileri sürerek salondan erken çıktı… Bunu gören bir üye “Eyvah” dedi, “Bizim başkan daha başlangıçta su koyverdi…”

    * Başkanlık oylaması yapılırken Razi Trak ve Firuzan Tekil’in dışında Ajda Pekkan’a 2, Aysel Tanju’ya 1 ve Cevher Özden’e de 1 oy çıktı…

    Şansal Büyüka – 11 Şubat 1980 – Milliyet

  • 1990 Kongresi

    1990 Kongresi

    Metin Aşık’ın bir kez daha başkan seçildiği Fenerbahçe’nin 1990 kongresi birbirinden renkli görüntülere sahne oldu. İlerleyen yıllarda Fenerbahçe tarihine damga vuracak isimlerin ilk kez sahneye çıktığı bu iki günü dönemin Fenerbahçe Spor Dergisi‘nden okuyalım istedik.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Kongresinde Sürpriz Olmadı

    Fenerbahçe kongresi sert ve tartışmalı bir havada başladı. Üyelerin birbirine “Yuh” çektiği, zaman zaman da birbirlerinin üzerine yürüdüğü kongrenin ilk günü, divan başkanlığı seçimini kazanan Birleşik Cephe’nin, daha doğrusu Metin Aşık’ın zaferiyle sonuçlandı.

    Başkan Metin Aşık’ı destekleyen Birleşik Cephe, divan başkanlığına Firuzan Tekil’i, Kadıköy Grubu ise Adnan Alptekin’i aday gösterdi. 723 kişinin katıldığı kongreyi açan Genel Sekreter Hasan Özaydın’ın yaptığı oylamada Firuzan Tekil’in kazandığını açıklaması üzerine “Oylamanın tek tek sayarak yapılmadığını” öne süren Kadıköy Grubu üyeleri, seçim şekline itiraz ederek “Yuh” çektiler. Protestoların uzun sürmesi üzerine olaya müdahale eden hükümet komiserinin “Seçim geçerlidir. Usülsüzlük yoktur” sözleri havayı iyice gerginleştirdi. Kadıköy Grubu üyelerinin ayağa kalkarak protestolarına alkışla devam etmeleri üzerine Başkan Tekil, “Herkes ayağa kalkarsa, burası kongre olmaktan çıkar” diye ikaz etti. Bu arada İbrahim İskeçe ise, liste kuramadığı için başkan adaylığından çekildiğini açıkladı. Profesör Nejat Çıplak’ın başkan adaylığı ise üyelikte 5 yılı doldurmadığı için genel kurulda yapılan oylamada kabul edilmedi. Çıplak, mahkemeye başvuracağın söyledi. Aşık’ın listesinde bulunan ve bir hafta önce kulübe üye yapılan Vefa Küçük, Aziz Yıldırım ve Osman Yalçın’ın, tüzük gereği ve yönetimde görev almaları için kongrede oylama yapıldı ve kabul edildi. Daha sonra Naci Barlas’ın listesinde bulunan Zeki Çakmak, Mehmet Gazioğlu, Çınar Kılıç ve Güngör Çuhadaroğlu’nun yönetim kuruluna girmeleri ise üyeler tarafından reddedildi. Fenerbahçe’de başkan ve yönetim kurulu seçimi bugün yapılacak.

    Metin Aşık Yeniden Başkan

    Ve, Fenerbahçe’nin iki gün süren tartışmalı kongresinde Metin Aşık tekrar başkanlığa seçildi.

    1246 üyenin oy kullandığı ve 12 oyun geçersiz sayıldığı kongrede, Birleşik Grup’un desteklediği Metin Aşık 725, Kadıköy Grubu’nun son anda aday gösterdiği Naci Barlas ise 509 oy aldı.

    Aşık’ın yeni yönetim kurulu ve aldıkları oylar şöyle:

    Aziz Yılmaz (640), Yusuf Duru (642), Mehmet Özbek (642), Mesut Dizdar (639), Muhsin Divan (646), Eral Pars (643), Vefa Küçük (645), Osman Yalçın (646), Aziz Yıldırım (646), Nuri Yönver (647), Köksal Özbek (646), Bülent Öztürkmen (608), Seyfettin Solmaz (654), Sait Tandoğan (584).

    Aşık’ın listesinden son anda Hasan Özaydın ile Ayhan Bermek’i çıkararak yerlerine Bülent Öztürkmen ve Sait Tandoğan’ı alması, üyeler tarafından büyük tepki ile karşılandı. Cumartesi gecesi 02.30’a adar yapılan pazarlıkta Birleşik Cephe Tandoğan’a kulübe borcunu ödemediği için, Öztürkmen’e “ismi şaibeli” olduğu gerekçesi ile karşı çıktılar. Ancak, Metin Aşık “Sait Tandoğan’ın borcunu ben ödüyorum. Bu iki isim girmezse, başkanlıktan çekilirim” diyerek rest çekmesi üzerine Ayhan Bermek ve Hasan Özaydın’lı liste iptal edilerek acele yenisi basıldı.

    6 saat süren oylama sırasında Aşık’ın kendi kontenjanından grubun tepkisine rağmen Bülent Öztürkmen ve Sait Tandoğan’ı listesine aldı. Grup üyelerinin tavır koyarak Öztürkmen ve Tandoğan’ı listelerden silme yapmaları üzerine listenin delinmesi tehlikesi baş gösterince grup liderleri Aziz Yılmaz ve Muhittin Bulgurlu üyelerle konuşarak eylemi durdurdular.

    Sait Tandoğan Nasıl Aday Oldu?

    Birleşik Grup ile Metin Aşık arasında önceki gece liste konusunda tartışmalar çıkarken, gece 00.15’te grubun tepkisi üzerine Sait Tandoğan’ın çıkarılarak yerine Ayhan Bermek’in alındığı liste Aşık tarafından açıklandı. Grubun tepkisi karşısında alınan karardan sonra görüşmeler sürdü. Aşık’ın önce Bülent Öztürkmen’de ardından da Sait Tandoğan’da ısrar etmesi problem yarattı. Gece 02.30’da Aşık evinde yapılan toplantıda Aziz Yılmaz, Yusuf Duru ve Ziya Bayatlı’ya “Ne istedinizse yaptım. 6 milyar verdim. Sait’i almazsanız şevkimi kırarsınız” diyerek tavır koydu. Ancak grup yöneticilerinin “Biz istediğiniz arkadaşı taahhütlerini yerine getirmediği için haysiyet divanına verdik, noterden ihtar çektik. Bunu nasıl listemize koyarız” şeklinde itirazları üzerine Aşık, Tandoğan’ın taahhüt borcu olan 90 milyon liralık çek kesti. Kongrede oylama sürerken bu çek Aşık’a geri verilerek nakit istendi.

    Tandoğan’ın listeden çıkarıldığını bile grup üyeleri sabah seçimlere geldiklerinde listeyi görünce tartışma çıktı. Ogün Altıparmak ve Hulusi Remok, listede Öztürkmen ve Tandoğan’ı silmeye başladılar. Ancak Muhittin Bulgurlu ve Aziz Yılmaz olaya müdahale ederek listenin delinmesini önlediler.

    Oylama ve Tartışmalar

    Saat 10.00’da başlayan oylama izdihamı saat 13.30’a kadar sürdü. Başkan adayı Metin Aşık saat 12.30’da oyunu kullandıktan sonra salondan ayrıldı ve sayım sırasında geri geldi.

    Bu arada, taahhüt borcu olan eski yöneticilerden Fazıl Tokatlı’ya oy kullandırılmadı.

    Bu arada, başkan adaylığı ve üyeliği kabul edilmeyen Nejat Çıplak, “Bu faşist bir kongredir. Hakkımı hukuk önünde arayacağım” dedi.

    Sandıklar seçime kapandıktan sonra sayım heyecanı başladığında radyodan Fenerbahçe’nin galibiyet golü yayınlanınca ortalık bir anda karıştı ve kongre havası unutuldu.

    Sayım Sonuçları

    6 sandıktaki oyların sayımı sonunda kullanılan 1246 oyun 12’si geçersiz sayıldı. Geçerli olan 1234 oyun 725’ini Metin Aşık, 509’unu Naci Barlas aldı.

    Yeni yönetim listesinde silmelere rağmen delinme olmazken üyeler şu oyları aldılar:

    Seyfettin Solmaz (654), Nuri Yönver (647), Muhsin Divan (646), Osman Yalçın (646), Aziz Yıldırım (646), Derviş Köksal Özbek (646), A. Vefa Küçük (645), Eral Pars (643), Yusuf Duru (642), Mehmet Özbek (642), Aziz Yılmaz (640), Mesut Dizdar (639), Bülent Öztürkmen (608), Sait Tandoğan (584)

    Hasan Özaydın Çekildiğini Açıkladı

    Listeye alınmadığı için tepki gösterilen, ismi listelere yazılan Hasan Özaydın divana dilekçe vererek adaylıktan çekildiğini açıkladı. Özaydın, Aşık listesinde yer almama kararını daha önce verdiğini ancak bu kararını grubun selameti için açıklamadığını ifade etti.

    Yönetim Kurulu

    Aziz Yılmaz
    Yusuf Duru
    Mehmet Özbek
    Mesut Dizdar
    Muhsin Divan
    Eral Pars
    A. Vefa Küçük
    Osman Yalçın
    Aziz Yıldırım
    Nuri Yönver
    D. Köksal Özbek
    Bülent Öztürkmen
    Seyfettin Solmaz
    Sait Tandoğan
    Ziya Bayatlı (Yedek)
    Aytuğ Tamer (Yedek)
    İlker İmer (Yedek)
    Cem Pehlivan (Yedek)
    Birol Oskay (Yedek)
    Behçet Sönmez (Yedek)
    Muhsin Efendiler (Yedek)

    Denetleme Kurulu

    Mustafa Onbaşlı
    Seval Atasagun
    M. Kemal Yandık
    Ali Eröztürk
    Kerim Turan Kerimoğlu
    Yılmaz Aytekin (Yedek)
    Volkan Sönmez (Yedek)
    Kemal Turan (Yedek)

    Haysiyet Divanı

    Talat Ataman
    Sedat Bayur
    Tuncer Erdoğan
    Mithat Hoşcanlar
    Muammer Serdar
    Haluk Güre
    N. Kemal Erhan
    Saffet Olgun (Yedek)
    L. Yaşar Akser (Yedek)
    M. Naim Dağlı (Yedek)
    Bülent Yavuzer (Yedek)

    Sicil Heyeti

    Nazım Sakaroğlu
    Semih Keskiner
    Atila Lakay
    M. Gürbüz Köksalan
    Nejat Dalay
    Zeki Dedeoğlu (Yedek)
    Nazım Kurtoğlu (Yedek)
    Necdet Dümen (Yedek)

    Balotaj Heyeti

    Kemalettin Ererdağ
    Adnan Tuncay
    Hüseyin Özdenbilgin
    Naci Ateşer
    Enver Ören
    Mecdi Himmetoğlu
    Selahattin Torkal
    İlhan Ulus
    Saim Büyükçamlıca
    Talat Apa (Yedek)
    Bülent Sümer (Yedek)
    M. Namık Seyhan (Yedek)

    Müze Kurulu

    Engin Aksoley
    Celil Göksel
    İrfan Apa
    Metin Evirgen
    Kenan Akansu
    Şadıman Öztemel (Yedek)

  • Bir Divan Toplantısı

    Bir Divan Toplantısı

    Neriman Tekil‘in Fenerbahçe Dergisi, seneler boyunca Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Yüksek Divan Kurulu toplantılarını yayınladı. Eli bihakkın kalem tutan büyüklerimiz sayesinde muhteşem metinler halinde tarihe geçen o günlerden birini , bir divan toplantısı özetini sizlere aktaralım istedik. Kimler, kimler ne konular! Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Osman Kavrakoğlu’nun Konuşması

    Fenerbahçe Spor Kulübü’nün son dönem divan toplantısı 21 Ekim 1988 Cumartesi günü yapıldı. Saat 10.30’da başlayan toplantı Mart 1988’den itibaren vefat edenlere saygı duruşuyla başladı.

    Toplantının açış konuşmasını yapan Divan Başkanı Osman Kavrakoğlu kulübün mali imkanlarının yetersizliğine değinirken, özellikle son zamanlarda devletin ve özel teşebbüsün Naim Süleymanoğlu’na yaptığı yardımı eleştirdi. Kavrakoğlu sözlerine şöyle devam etti:

    “Maç hasılatı dolayısıyla yapılan kesintiler % 40’ı aşmıştır. Türkiye’de bir tutarsızlığın üzerine parmak basmaya mecburuz. Bunu basından rica ediyoruz. Şüphesiz bir Türk çocuğunun dünya şampiyonluğunu kazanması gurur vericidir. Ama işi çığırından çıkartıp, milyarları döküp, bu arada Fenerbahçe gibi, Galatasaray gibi, Beşiktaş gibi artık asrı dolduran hizmetleri yapanlara üç kuruş vermeye sıra geldi mi, % 42 keseriz demek, sporu teşvik etme iddiasında olan idarecilere, bilhassa devlet erkânına yakışmıyor. Biz Süleymanoğlu’na her şeyi verebiliriz. Ama bakıyoruz hesaplar öyle şaşırılmış ki, Bulgar Radyosu 75 milyon aldık, diyor. Başvekilimiz 1 milyon dolar verdik, diyor. Bu toplam, 1.5 milyarı geçer. Eğer Süleymanoğlu’na yardım etmek istiyorsak ki, hepimizin milli vazifesidir. 120 bin kişi yetiştirir, adını da Süleymanoğlu koyarız.  Bu olaya Fenerbahçe önder olarak ilk itiraz bayrağını açmıştır. Öyle bir kanun çıkmıştır ki, Fenerbahçe kendi üyelerine bir taahhütlü mektup göndermek için 4-5 bin TL harcamaya mecburdur. Böyle spor himayesi olmaz. Biz ricamızı basına intikal ettiriyoruz ve diğer kulüpleri de elbirliğiyle bu kampanyaya çağırıyoruz, bu anormal duruma, hükümete rica ederiz buna bir çare bulsun, ayıptır beyler…” diyerek sözlerine son verdi.

    Bir Divan Toplantısı

    Hasan Özaydın Konuşuyor

    Daha sonra Yönetim Kurulu adına Hasan Özaydın söz alarak çalışmaları hakkında bilgi verdi. (Bu arada 15 Yönetim Kurulu üyesinden 4’ünün bulunması dikkati çekti).

    Özaydın “Tüm dallarımızda kaliteli ve verimli sporcu temini için transferlerle, başarısız olan futbolcuların eski hale dönmesi için çalışmalarımız olmuştur. Maddi, manevi hiçbir sorundan kaçınılmamıştır. Ve bunun sonucu bir Ergin, bir B.Bilal çıkarılmıştır. Bu arada ara transferlerle mevcut oyuncular değerlendirilmiştir. Bunlar: Abdülkerim Durmaz Ankaragücü’ne, Hasan Öztürk, Dusan Pesiç Sakaryaspor’a, Hüseyin Sarıca, Müslüm Gülhan, Birol Altın, Ayvalıkspor’a Necdet Zengin ve Gülhan Kuşadasıspor’a Oğuz Karakaya Çorluspor’a, Zafer Tüzün Adana Demirspor’a, Bülent Yenidoğan Erzurumspor’a, Osman Giresunspor’a kiraya verilmiştir. Bu arada altyapı tesislerine önem verilmiştir. Kasım ayında altyapı Fikirtepe tesislerine taşınacaktır. Transfer giderleri yaklaşık 2 milyardır. Mevcut kadronun Fenerbahçe’ye maliyeti 3.2 milyardır. Bu rakamları belirtmemdeki amaç altyapıya dönmenin buraya önem vermenin ne kadar önemli olduğunu belirtmektir. Sezon hazırlıkları konusunda çalışmalarımız olmuştur. Basketbolda gerekli para tahsis edilmiş, ancak 88-89 sezonunda maliyeti artmıştır. Voleybolda başarılıyız. Boks da amatör spor dallarında en başarılı olan şubedir. Seul Olimpiyatları’na 2 boksör göndermiştir. Kürekte ise genç ve kızlar da başarılı olduk. Atletizmde ise Türkiye ikincisiyiz. Kulübümüze yapılan teberrular: Sait Tandoğan 48 milyon, Kayalar A.Ş. 120 milyon, Metin Aşık 40 milyon, Mehmet Özbek 70 milyon, Hasan Özaydın 40 milyondur”

    Özaydın daha sonra Kayışdağı’nda 250 dönümlük arsanın Fenerbahçe’ye tahsis edileceğini ve bütün ünitelerin Dereağzı’nda bir binada toplanacağını söyleyerek sözlerine son verdi.

    Bir Divan Toplantısı

    Üyelik Ücreti Tartışması

    Fenerbahçe Kulübü’ne üye olma şartları ve yeni teklifler, üyeler arasında karşılıklı eleştirilere neden oldu. Bu en çok tartışılan konu üyenin eş ve çocuklarından alınacak miktar ile amatör sporculardan alınacak miktar oldu. Özellikle amatör sporculardan oylama sonucu üyelik için 100 bin TL alınmasının kararlaştırılması Yönetim Kurulu üyelerini sinirlendirdi.

    Daha sonra söz alan Özaydın “Hiç alınmasın daha iyi” diyerek sitem etti.

    Bu arada üyelik için düşünülen yeni şartlar  ise şöyle sıralandı:

    Dışarıdan gelenler için üyelik şartı 5 milyon TL

    Üyenin eş ve çocuklarının üyelik için şartı 2 milyon TL.

    Amatör sporcular için üyelik şartı 500 bin TL.

    Bu konuda görüşlerini belirtmek üzere ilk sözü alan Turan Akra oldu.

    Akra: ”Türkiye’deki bu ekonomik çıkmazda 3 milyon 5 milyona çıkarmakla ne kazanılır? Bunlar kendi ölçülerine göre yapılmış rakamlardır. Fenerbahçe bu rakamlarla bir yere gelmez. Amatör sporcular hâlâ ebeveynlerinin eline bakıyor. 500 bini nasıl versin?’ diyerek daha evvelki rakamların sabit tutulmasını istedi.

    Akra’dan sonra söz alan Altan Ayanoğlu bu konudaki düşünce ve eleştirilerini şöyle sıraladı:

    “Öncelikle teklif noksan. Amatör sporcu kulüpten ücret almayan kişidir, profesyonel sporcular ise maddiyat için oynar, kulüp sevgisi sonra gelir. Örneğin Oğuz 300 milyonu, 2 yıl için aldı. Üyenin eş ve çocukları zaten kulüpten yararlanıyordu. Ama bunların tek tek kulüp üyesi olması düşüncesindeyim. Kısaca amatör sporcu ile üyenin eş ve çocukları için düşünülen yeni ücret çok fazladır.”

    Daha sonra söz alan Reşat Göz yeni üye şartları ve kulüp hakkındaki düşüncelerini ise kısaca şöyle sıraladı:

    “Sayın Başkan’ın nasıl olsa geliri yerinde ancak kendi ailesini bile zor geçindirebilecek kişi 4-5 milyonu nereden bulacak? Büyük harcamalarla bu cemiyet ayakta durmaz. Ben futbol antrenörümüzü Beşiktaş maçında ayıpladım. Bazı arkadaşları yerinde oynatmadı. Daha önceleri B.Fikret olmadan da takım galip geliyordu. Beşiktaş maçında rıdvan olmayınca başarısızlık oldu. son olarak amatör şube den gelecek arkadaşları az para ile almalıyız”

    Bu konuda Necdet Kuba ve Turgut Sevenler, Semih Gölpınar görüşlerini belirttiler.

    Daha sonra üyelik sonuçta şu karara bağlandı:

    Yeni üye olacaklar 5 milyon TL.

    Üyenin eş ve çocukları 250 bin TL.

    Amatör sporcular 100 bin TL. ödeyerek Fenerbahçe Kulübü’ne üye olabilecekler.

    Bir Divan Toplantısı

    Madalyalar ve Gerilen Ortam

    Bu konu karara bağlandıktan sonra Fenerbahçe Kulübü’de 40 yılını tamamlamış üyelere rozetler dağıtıldı. Bunlar Naip Akbay, Bartan Abakyan, Nihat Başgöze, Adnan Çekmece, Nejat Duysak, Nejat Diyarbakırlı, Kamil Ekin, Kamuran Ekin, Hüsnü Göker, Vecdi Himmetoğlu, Süleyman Koyuncu, Refik Konuk, Şefik Konuk, Esin Kent, Abdurrahman Mısırlı, Leon Russo, Recai Soydaner, Haldun Sürer, Sacit Seldüz, Burhan Şener, Erdoğan Türetgen, Kemalettin Ererdağ

    Toplantının son kısmında Fenerbahçe ve Denetleme Kurulu adına Üstün Akmen 3 aylık denetim raporunu sundu. Akmen Fenerbahçe Kulübü’nün para girişi ile para çıkışı arasında hem zamanlık olmadığını vurgularken heyetlerinin hiçbir zaman Yönetim Kurulu ile görüş ayrılığında olmadığını, amaçlarının yardımcı olmaktan ileri gitmemekle birlikte, teftişlerini yapacaklarını, defter ve kayıtları inceleyeceklerini, kısaca görevleri neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarını söyledi.

    Divan üyelerinden Alparslan söz aldı. Sosyal lokalin üyeleri tatminden uzak olduğunu söyledi.

    Fakat Akmen’in söz almasıyla birlikte divan toplantısı gergin bir havaya girdi. Yönetimden hiçbir yakınlık görmediklerini belirten Akmen, “Her türlü denememiz sonuçsuz kaldı. Bir türlü yönetim kurulu bizimle çalışmadı. Son olarak yönetim kuruluna katılmak istedik, sonuçta kovulduk” dedi.

    Bu konuşma üzerine söz alan Hasan Özaydın, “Denetleme kurulu elemanları kendi başlarına hareket ediyorlar. Toplantı başlamak üzereyken gelip oturdular. Sorunları olup olmadığını sorduk bize sadece ‘Toplantıya katılacağız’ dediler. Olay bundan ibarettir” dedi.

    Daha sonra söz alan Hulusi Altınok’un Denetleme Kurulu üyelerinin bu hareketini eşkiyalık olarak nitelendirmesinden sonra karşılıklı bağrışmalar başladı. Denetleme Kurulu Başkanı Umur Türe tartışma sırasında Hulusi Altınok’a “Eşkıya senin sülalen” diye bağırdı.

    Altan Ayanoğlu taraflara uzlaşma teklif etti. Böyle bir havada kendisinin de birçok görüşlerini dile getirmekten kaçındığını söyledi.

    Osman Kavrakoğlu’nun da ortalığı biraz olsun yatıştırmasının ardından kürsüye gelen Denetleme Kurulu Başkanı Umur Türe, “Fenerbahçe’de kimse denetlenmek istemiyor. Her ay rapor yazıyoruz cevap veren yok. Denetleme Kurulu görev yapacaktır, burası köşe başı değil. 600 milyon liralık ansüsman fatura var. Bunun ne olduğunu bilen yok. Bize yöneltilen her türlü suçlamaları ispata davet ediyorum. İspat ederler yoksa yalancılıkla itham ediyorum. Eğer gerekirse genel kurulu toplarız” dedi.

    Toplantıda zaman zaman bazı konuşmacıların konuşmaları eleştirildi ve oldukça elektrikli bir hava estiyse de bazı konularda birlik ve beraberlik içinde karar alındı.

    Toplantıya katılan üyelerin azlığı dikkati çekerken, 40 yılını doldurmuş üyelere rastgele bir şekilde rozetlerinin verilmesi eleştirildi. Toplantı, Divan Başkanı Osman Kavrakoğlu’nun sonuç konuşmasıyla son buldu.

    Fenerbahçe Spor Dergisi Kasım 1988 – Bir Divan Toplantısı

  • Başkan Metin Aşık

    Başkan Metin Aşık

    10 Eylül 1989 ile 23 Mayıs 1993 tarihleri arasında Fenerbahçe’de görev alan Başkan Metin Aşık, belki şampiyonluk yaşayamadı ama kulübün zor günlerde ayakta kalmasını sağladı.

    Aşağıdaki yazı ve resimler Ekim 1989 tarihli Fenerbahçe dergisinden kongre detayları… Bazen keyif, bazen de hüzünle okuyacaksınız.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Başkan Metin Aşık

    Fenerbahçe’de Genel Kurul, Birleşik Grup’un Zaferiyle Sonuçlandı

    Altı ay için Başkanlığa seçilen Metin Aşık 438, Osman Kavrakoğlu 385 oy aldı.

    Metin Aşık, Fenerbahçe tarihine en genç başkan unvanı ile geçti. Şubat ayına kadar bu görevi yürütecek olan Aşık, kongre sonrasında yaptığı konuşmada “Kulübümüzün birçok sorunları var. Bunları bilerek görev aldım. Beni destekleyenlere teşekkür ederim” dedi.

    Fenerbahçe yönetimi seçim sonuçlarını sevinçle karşıladı. Yönetici Hasan Özaydın, “Eğer Kavrakoğlu kazansaydı kader arkadaşımız Metin Aşık ile birlikte toptan istifa ederdik. Allah’a şükür kulübümüz kaosa sürüklenmedi” şeklinde konuştu.

    İrfan Eralp’in toplantının başladığını anons etmesinden sonra mikrofona gelen Mesut Dizdar, Divan Başkanlığı için Firüzan Tekil ve Talat Ataman’ın önerildiğini açıkladı. Kadıköy grubunun desteklediği Firüzan Tekil ile Birleşik grubun desteklediği Talat Ataman’ın listeleri açıklandıktan sonra oylamaya geçildi. Ancak hınca hınç dolu salonda sağlıklı bir sayım yapılamayınca tartışmalar başladı.

    Kürsüye kadar yürüyen her iki grup üyeleri burada bağrışmaya başladılar. Kürsü başındaki pazarlıklar sonuç vermeyince ortalık iyice karıştı. Bunun üzerine Mesut Dizdar, “Bu durumda devam ederse güvenlik kuvvetlerini salona çağırmak zorunda kalacağım” diyerek üyeleri uyardı. Karmaşanın sürmesi üzerine bir uzlaşmaya varmak için toplantıya bir süre ara verildi.

    Verilen arada her iki grup üyeleri bir araya gelerek ortak liste çıkarmak için kolları sıvadılar. Yaklaşık yarım saat süren bu aradan sonra Divan Başkanlığı’na Firüzan Tekil, ikinci başkanlığa Adnan Alptekin ve Tuncer Erdoğan, katipliklere ise İlkin Oktan, Erciyes Sipahi, Yılmaz Yıldız ve İsmet Aybek getirildi.

    Tartışmalar sebebiyle 1 saat 20 dakika geç başlayan genel kurulda sıra başkan adaylarının konuşmalarına geldi.

    İlk olarak kürsüye gelen Osman Kavrakoğlu, yönetim kurulunu devirmek için bu göreve soyunmadığını birlik ve beraberliği sağlamak için aday olduğunu belirterek şöyle konuştu :

    “Bugüne kadar bazı kişiler yanlış dilde konuşarak kulübe iç savaş tohumlarını attılar. Bunun sonucunda da kulüp bugünkü duruma geldi. Ben ihtiraslı bir insan değilim. Hepimizin amacı ölünceye kadar Fenerbahçe’yi güzel bir ortamda götürmektir. Bu yaştan sonra benim tek isteğim öldükten sonra tabutumu Fenerbahçe bayrağının süslemesi olacaktır. Biz yönetimi alaşağı etmek içi bu işe soyunmadık. Sadece bu kötü günleri atlatmasına yardımcı olmak için buradayız.”

    Daha sonra kürsüye gelen Metin Aşık da tıpkı Kavrakoğlu gibi birlik ve beraberlik temennisinde bulunarak “Beni yönetici arkadaşlarım aday gösterdiler. Bu seçimin gruplar arası savaşı olmaması en büyük dileğim. Tekel kurmak amacında değilim. Çalıştığım iki yıl süresince yararlı olduğum kanaatindeyim. Fenerbahçe’ye zor günlerinde yardımcı olduk” dedi.

    Osman Kavrakoğlu ve Metin Aşık’ın birlik ve beraberliğe çağıran konuşmalarından sonra diğer başkan adayı Muhsin Divan’a söz gelmesiyle ortalık yeniden karıştı. Tüzük kongresinde çıkardığı olayla kendini gösteren Muhsin Divan’ın konuşması yine havayı gerginleştirdi. Üyelerin “kukla başkan” sataşmalarıyla kürsüye gelen Muhsin Divan “Benim için uyduruk başkan deniliyor. Bu sözler beni çok üzdü. Ne yani, Fenerbahçe’de birinci sınıf insanlar başkan olur da 2. sınıf insanlar başkan olamaz mı?” dedi.

    Bu sözleri sonrasında Divan Başkanı Firüzan Tekil araya girerek, “Sizi uyarıyorum. Fenerbahçe’de sınıf ayrımı yoktur. Herkes birinci sınıf insandır” dedi. Muhsin Divan konuşmasını, “Ben Osman ağabeyi çok severim Ama onu destekleyeceğim. Tek oyum var o da Metin Aşık’a. Başkanlıktan feragat ediyorum” şeklinde sürdürünce tartışmalar daha da arttı. Bazı üyeler kürsüye kadar yürüyerek Muhsin Divan’ın konuşmasını engellemek istediler. Bu arada Altan Dinçer kürsü önündeki mikrofon tesisatını kaldırdı. Tartışmalar hakaretlere, itişmelere yol açtı. Bunun üzerine güvenlik kuvvetleri salona girerek olaya müdahale etmek zorunda kaldılar. Muhsin Divan salonu terk ederken Melih Ilgaz’ın “Sen başkan olsan ne olur, olmasan ne olur” lafı üzerine bu defa kapı önünde tartışmalar başladı. Böylece bir kısım üye salon ortasında laf yarışına girerken, diğerleri de kapı önünde tartışıyordu.

    Son olarak söz alan başkan adayı Suat Müftüoğlu da üyeleri uyaran ılımlı bir konuşma yaptıktan sonra adaylıktan feragat ettiğini açıkladı ve toplantı kapanırken, tartışmalar da sona erdi.

    Ara Başkan Metin Aşık

    Fenerbahçe’de Birleşik Grup’un desteklediği Metin Aşık rakibi Kadıköy Grubu’nun desteklediği Osman Kavrakoğlu’na 53 oy fark yaparak başkan seçildi.

    Fenerbahçe’de Metin Aşık’ın 6 aylık başkanlık dönemi dün başlarken gruplar son ana kadar kesin konuşmaktan kaçındılar.

    Sabah saat 10:00’da başlayan oy verme işleminde 1768 üyeden 827 üye oy kullandı. Oy verme işlemi oldukça düzenli ve sakin geçerken, Birleşik Grup minibüs ve otomobillerde kurduğu seçim bürosuyla faaliyet gösterdi. Evlerden telefonla taraftar getiren gruplar bu kongreye hazırlıksız girdiklerini, güçlerinin % 60’ını ortaya koyabildiklerini belirttiler. Oy verme işlemini adaylardan Metin Aşık, Serkan Acar’ın odasında, Kavrakoğlu ise bahçede takip etti.

    Oy Adedi : 823 / Kavrakoğlu : 385 – Aşık : 438

    Kongrede günün tek olayı sonuçların belli olması üzerine çıktı. Bir gün önce olaylara sebebiyet veren Muhsin Divan’ın “kazandık” şeklindeki bağırışları Kadıköy Grubu tarafından tepkiyle karşılandı. Büyüyen tartışma kulüp dışına kadar taşarken yumruklaşmalara varan olay güvenlik kuvvetleri tarafından önlendi.

    Sayım sonunda Metin Aşık 438, Osman Kavrakoğlu ise 385 oy aldı. Rakibine 53 oy fark atan Metin Aşık geçici dönem için Fenerbahçe başkanlığına seçildi.

    Sonuçların açıklanması üzerine bir konuşma yapan Osman Kavrakoğlu, rakibine başarılar dileyerek kendisine yardımcı olacağını açıkladı.

    Osman Kavrakoğlu’nun Konuşması

    “Bugünkü başkanlık seçimi büyük bir olgunluk içinde geçti ve tecelli eden oylarla başkanlığa Metin Aşık’ı layık gördünüz. Vazifemiz seçim sonuna kadar bu anlayışı, bu kardeşliği, bu beraberliği devam ettirmek ve yönetimin önünde bulunan ağır yükleri rahatlıkla kaldırması ve bizi rahat bir kongreye götürmesi temennisinden ibarettir. Zahmetleriniz için hepinize teşekkürler ederim.”

    Metin Aşık’ın Konuşması

    “Benim başkanlığım için hepinize teşekkür ediyorum. Fenerbahçelilik ve Fenerbahçe hepimizindir. Fenerbahçe’yi bu zor günlerde burada grup düşünmeden hep bir arada el ele Mart ayına kadar hep beraber yürüteceğiz. Ben büyüklerimin önümüzdeki Çarşamba günü oynayacağı Avrupa kupası maçı öncesinde sessiz, sakin, sağduyulu bir kongreden sonra genel kurul uygun gördüğü için kendilerine teşekkür ediyorum.

    Bundan sonra hep beraber olacağız. İnşallah bizleri yalnız bırakmazsınız. Fenerbahçe’nin çok zor günleri var. Ama bunu hep beraber çözeceğimize inanıyorum.

    Burada lütfen grup düşünmeden karşıt grup düşünmeden Mart ayına kadar desteklerseniz, hepinize minnettar kalırım.

    Fenerbahçe’ye hayırlı, uğurlu olsun diyor, hepinize saygılar sunuyorum.