Kategori: Şiir

  • Sen Her Şeyi Yenersin

    Sen Her Şeyi Yenersin

    Sene 1953… Öz Fenerbahçe dergisinde yıllar boyunca yayınlanan şiirleri okurken hem tebessüm ediyoruz, hem de sahiplerini yâd ediyoruz. Yaşıyorlarsa Allah sağlıklı bir ömür versin, kaybettiklerimiz nur içinde yatsın… Sen her şeyi yenersin!

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Öz Fenerbahçem

    İlk Pazartesini sabırsızlıkla beklerim
    30’un üzerine 20 daha eklerim.
    Değil seni 50’ye, 100 kuruş olsan alırım,
    Seni almadığım günler ruhen hasta kalırım.

    Seni aldığım hafta neşelenir coşarım.
    Seni okumak için hızla eve koşarım.
    16 nefis sahife içinde yazılar, maçlar,
    İyice tetkik et, oku, karar ver.

    50 kuruş çok mu vatandaşlar?
    Seni bütün yurt zevkle okuyor,
    Kalplerine Fenerin sevgisini sokuyor.
    Seni bütün yurt okuyor, hatta başka memleketler bile,

    O kadar çok kapışmayın alması sıra ile.
    Haberlerin doğrudur, sapmazsın hiç bir zaman yalana
    Her hafta Pazartesi
    Ne mutlu “ÖZ FENERBAHÇE” alana…

    Nuri Güren – İstanbul – Üsküdar


    Fenerbahçe’ye

    Duyarım şanını yurdun dört bucağında,
    Zafer, müjdeleriyle büyüdüm anne kucağında.
    Nice Arslanlar yetişmiş bu irfan ocağında.
    Gönüllerde yaşıyor ölmez adı FENERBAHÇE’NİN…

    Mağlubiyetinle gururlanmasın bir kaç rakibin.
    Meydandadır zaferlerle süslü altın tarihin.
    Yedisinden, yetmişinde yer etmiş sevgin.
    Gönüllerde yaşıyor ölmez adı FENERBAHÇE’NİN…

    Ne büyük sevgidir sana beslenen…
    Üzülme şansızlıktır sen hep yenen.
    Ebedidir sevgin sönmez asla rengin.
    Gönüllerde yaşıyor ölmez adı FENERBAHÇE’NİN…

    Mehmet Erkal – Mersin


    Yenersin (Fenerbahçe’me)

    Spor ufuklarında parlayan bir «Fener»din.
    Müstevlileri bozguna uğratır yenerdin!
    Eyvâh ki «Bahçe»mizde dikenler dolaşırdı,
    Fakat uğurlu elin onlara ulaşırdı.

    Tutar da sen birer birer, çalardın yerlere,
    Şanlı bir destan oldu ta o zaman dillere.
    Şimdi dikensiz “Bahçe”, parlayan bir «Fener»sin,
    Azminle, iradenle, sen her şeyi yenersin!.

    Ayhan Aksu – Adana

  • Türk’ün Kalbi Sende Atıyor

    Türk’ün Kalbi Sende Atıyor

    Öz Fenerbahçe dergisinin “Genç Kalemler Sayfası” başlıklı köşesinde yayınlanan şiirlere geri dönelim dedik ve bir de ne görelim! 1949 yılında Kumkapı Ortaokulu öğrencisi olan M.İpekkan “On sekiz milyon Türk’ün kalbi sende atıyor” diyerek Fenerbahçe marşının bir mısrasını seneler evvel kaleme almış. Yaşıyorlarsa Allah uzun ömür versin, vefat ettilerse Allah rahmet eylesin. Ne de güzel yazmışlar. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçem

    Zaferler kahramanı, sahaların çocuğu,
    Kalacaksın daima, mavi nazar boncuğu.
    Koşacaksın zaferden, zaferlere bir tek sen,
    Her sporun beşiği, sensindir Fenerbahçem.

    Avrupa illerine, duyurmuşsun adını,
    Elen’li dostlar bilir, Fenerbahçe tadını.
    İsmini bizler değil, bütün dünya biliyor.
    Yaşa, varol sesleri Avrupa’dan geliyor.

    En karanlık günlerde, bizleri aydınlatan,
    Yalnız bir tek sensin, şanlı Fenerbahçem.
    Saf ve temiz yuvanda, kahramanlar yatıyor,
    On sekiz milyon Türk’ün kalbi senle atıyor.

    Kumkapı Ortaokulu talebesinden M.İpekkan

    Ankara Kulüplerine

    Fenerbahçe geliyor, dediler bir gün yine
    Ağları dayanır mı, hiç onların şütüne
    Cihat Arman var iken kalesinde korkulmaz
    Fenerbahçe forveti, önünde hiç durulmaz.

    Kırk senelik maziye bir kere bakarsanız
    Sayfaları dolmuştur şanlarla, şereflerle
    Süslenmiştir her sayfa pek büyük bir zaferle
    Hangi takım boy ölçüşür, bizim şanlı Fenerle

    Oyuncuları desen teknik, nazik, eleman
    Karşısındaki takım diyor artık el’aman
    Dublüve me sistemi ile oynuyor Fener
    Çıkmayın karşısına aman sizi de yener.

    Ankara Yapı Enstitüsü Sınıf IV/B’den Hüseyin Demir

  • İki Şiir

    İki Şiir

    1948 yılında yayın hayatına başlayan Öz Fenerbahçe dergisinde çok uzun bir zaman boyunca Fenerbahçe şiirleri yayınlandı. Aşağıdaki iki şiir de bunların arasından çıktı. Fazla söze gerek yok. Tebessümle ve gururla okuyacaksınız.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe’ye İthaf

    Kalbim seninle yandı tutuştu,
    Renklerin ruhumda canlı bir kuştu;
    Fenerbahçe daima ileri koştu.
    Kalbim senin aşkınla yandı tutuştu.

    Ey aslan Fenerbahçe sana medyunuz;
    Arkanızda sizlerin bir tek kuluyuz,
    Takımların hepsinden kat kat uluyuz,
    Sana candan bağlıyım ey Fenerbahçe.

    Hiçbir yerde sönmüyor şanlı takımın,
    Rakibine yaratır korku, akının.
    Sana her bir kişiden daha yakınım,
    Hiçbir yerde sönmüyor, sönmez takımın.

    İzzettin Pesen


    Fenerbahçe

    Toplandığı takımsın mümtaz sporcuların,
    Mutlaka binbir zafer bekliyor seni yarın.

    Bilemezsin renklerin nasıl yakışır sana,
    Seni sahada görmek zevk veriyor insana.

    Alkışlarla ortaya çıkınca Fenerliler,
    Bütün taraftarları ondan zaferler diler.

    Yalnız futbolda değil senin yarattıkların,
    Altın sayfalardadır sporda yaptıkların.

    Sanma mağlubiyetin bizi senden ayırır,
    Senin taraftarların ne olsa sende kalır.

    Sarı – Lacivert takım sporumuza önder,
    Ebediyyen yaşasın mazisi şanlı FENER.

    Fahir Tüzün


    Not: Küçük bir Google araması bizi İzzettin Pesen beyefendiye ulaştırdı. Ne yazık ki rahmetli olmuş. Kendisi hakkında Bandırma Manşet web sitesinde şöyle bir vefat haberi mevcut. Nur içinde yatsın

  • Fenerbahçe Batamaz

    Fenerbahçe Batamaz

    Ragıp Ziya Mağden (yukarıdaki resimde soldan ikinci sırada) Fenerbahçe tarihinin önemli bir ismi… Mütareke ve işgal yıllarında esir şehrin moral kaynağı olan sarı-lacivert formayı giydi. Sonrasında 1961 yılında “Fenerbahçe Batamaz” isimli küçük bir kitap yazdı. Aşağıdaki şiir, Çelikcilt matbaasından basılan bu kitabın başındaki, kitaba ismini veren şiir. Özellikle son mısralar müthiş…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Batamaz

    Havalar sert, soğuk, acı, ortalıkta buhran var;
    İdareci şaşırmıştır, herkes suçlu arıyor;
    Bozgun, elbet kötü şeydir; bir düşense yanıyor;
    Durum fakat, bence normal, kavi, mesul aramaz;
    Açık mantık belirtir ki : Fenerbahçe batamaz!

    Halk dilinde şöyle denir, şereflidir bu Ocak.
    Milli Takım kaynağıdır, namı öyle kalacak;
    Yarınları hep revnaklı, dünden parlak olacak;
    Mesuliyet almamaksa Fenerliye yaraşmaz;
    Bu gür kaynak, meydandadır, bir tekmede batamaz!

    Yenilmekse normal şeyler; forvetler de kurnazdır;
    Hisse almak marifettir, övünenler hep batar;
    Arkasından pişman olur; feryadını tiz basar;
    Hayat budur, akıp geçer; hesaplılar aldanmaz;
    Bu yurt öyle sağlamdır ki, şirretlikle batamaz!

    Durum henüz askıdadır; rakip biraz ilerde;
    Meşin topa güvenmekse bence gülünç, beyhude;
    Ondan mıdır bu yaygara, bu tafralar her yerde;
    İmanımız sağlam ise, bir tekmede yıkılmaz;
    Anadolu yakasında, kulüp birden batamaz!

    Fenerliler unutmayın, sizler Galip, Arifi;
    Zeki, Ala ve İsmet’i, Cevat, Şekip, Bekir’i;
    Sabih, Sedat, Kadri, Bedri, Fazıl, Yaşar, Cafer’i;
    Ya, Şaban’la Hüsam’ına kadar kimseler yan bakamaz;
    Cihatların kalesini iki sert şut yıkamaz!

    Ne yapmışsa o Esat’lar, Sel Niyazi, Fikret’ler;
    Yapacaktır Basri-Kadri, İsmail, Şeref, Lefter;
    Naci-Avni, Yüksel-Şükrü, Mikro-Osman, Hilmi’ler;
    Büyük Can’ı, Atilla’yı, Selçuk’ları bırakaz;
    Spor yurdu Fenerbahçe çamurlara yatamaz!

    Zamanıdır arkadaşlar işe sıkı sarılın;
    Mücadele amansızdır, neticeye asılın;
    Son ravnttır, durum çetin, silkinin ve kalkının;
    İman tamsa, yerindeyse, kimse çalım satamaz;
    Halkımız kadir bilir, bizi silkip atamaz!

    İrkilmeyip toplann, siz! Hızla öne atılın;
    Zafer, cesur adamındır! Sözlerime inanın;
    50 yıllık bir ocağa emek verip, anılın;
    Ve deyin ki; bu kaleyi hiç kimseler sarsamaz;
    Fenerbahçe, hile ile, fesat ile batamaz!

    Ragıp Ziya Mağden / 1961

  • Sevgiliye

    Sevgiliye

    Sitemizde daha önce de birkaç Fenerbahçe şiirine yer vermiştik. Öz Fenerbahçe dergisi, bu alanda müthiş bir külliyat meydana gelmesini sağlamış. Biz de söz konusu derginin 14 Mayıs 1950 tarihli sayısından üç ilginç örneği daha buraya alalım istedik. Eminiz ki siz de keyifle okuyacaksınız… Ankara Cebeci’den İhsan Tunçeli, Amasya’dan Mesut Tutkun ve Rize Gündoğdu’dan Eyüp Kazım Kopuz… İnşallah sevgiliye, Fenerbahçe’ye doyduğunuz bir ömür yaşamışsınızdır. Var olun.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Sevgiliye

    Bir seher gibi kalbimde nazlı esen bir yelsin,
    Menekşe renkli kanaryam gönüllerde Fenersin.
    Azmetmesin o gönlün cihanı da yenersin,
    Sana hercai derler her gönülü seversin.

    Baharda çiçek açar rüzgarı saftır onun,
    Kelebekler gibi uçan zaferdir bütün sonun.
    Uçuşun ey kanaryam gönül dalına konun,
    Sana hercai derler her gönülü seversin.

    Adınız andınızdır sarı-lacivert sizlerin,
    Gönüllerde tahtın var neş’elidir sözlerin.
    Ahdımız andımızdır seni sevmek bizlerin,
    Sana hercai derler her gönülü seversin.

    Ocağınız nur dolsun sizi kuran ellerle,
    Selamınızı gönder bize nazlı esen yellerle.
    Akın hep zafer için coşkun akan sellerle,
    Sana hercai derler her gönülü seversin.

    İhsan Tunçeli (Shh. Gd. ve Teknisyen Okulu Son sınıf No. 78 Cebeci-Ankara)


    Fenerbahçe’me

    İsmini duyduğum zaman, çarpıyor kalbim bir an
    Nerden geliyor bu sevgi bilmiyorum her zaman
    Zaferlerini işittikçe bana oluyor derman
    Sıkıntımı kaybediyor ismini duydukça her an.

    Fenerbahçe sözü bir zafer nişanesidir.
    Eğer bir haksızlığa uğramazsa galibiyet elindedir.
    Seviyorum Fenerbahçemi ta! doğuşumdan
    Üzüntümü kaybediyor ismini duyduğum zaman

    Mesut Tutkun (Amasya)


    Sarı-Lacivet Onbiri

    Bütün gençler can verir, o sihirli rengine.
    Biz değil bütün dünya rastlamamış dengine.
    Avrupa takdir etmiş oyununu ey Fener.
    Sunderland olsa dahi yine karşında titrer.

    Sarı-Lacivert on bir sahalarda görünür,
    Taraftarların coşar, rakipleri susturur.
    Seninle gelmek ister, bütün gezdiğin yerler,
    Yoktur dünyada eşin, inan buna ey Fener.

    Bütün gençlik kalbini çektin kendine aldın,
    Senden ayrılmak olmaz, dünyayı tuttu yâdın.
    Arkandan geliyoruz, korkma açıl her yana.
    Ne zaferler getirdin bizin Ana vatana.

    Eyüp Kazım Kopuz (Gündoğdu-Rize)

  • Sarı Lâcivert Bayrağa

    Sarı Lâcivert Bayrağa

    Fenerbahçe süreli yayınlarında şiir hiç eksik olmadı. 1952 yılında, Refik Çetinalp imzasıyla Öz Fenerbahçe dergisinde yayınlanan Sarı Lâcivert Bayrağa “Fenerbahçeme” şiiri de bunlardan yalnızca biri.

    İzmirli olmasından hareketle kısa bir arama yaptığımızda, İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası‘nda 1937 doğumlu bir Refik Çetinalp’e rastladık. Kendisi 25 Ekim 2013’de aramızdan ayrılmış. Eğer aynı insandan bahsediyorsak, merhum Refik Bey’in bu şiiri 15 yaşında yazdığını söyleyebiliriz.

    1970’li yıllarda taraftar anketlerinde Fenerbahçe’nin neredeyse % 70’lerde çıkmasının sebeplerini “Sarı Kanarya” Cihat Arman’ın ve takım arkadaşlarının performansında aramak, herhalde oldukça hakkaniyetli bir tavır olacaktır. 1959 öncesindeki son şampiyonluk olan 1950’nin de aynı kadro tarafından kazanıldığını düşünecek olursak, bu şiirler daha anlamlı hale geliyor. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Sarı Lâcivert Bayrağa “Fenerbahçeme”

    Dolaşırım her yerde,
    Senin ismini andıkça, göğsüm kabararak.
    Girerim toprağa,
    Hiç düşünmeden seni vücuduma sararak.

    Yoluna kurban olsun şu bigâne canım,
    Ne mesudum ki, bize bahşetmişin bu sevgiyi Allahım.
    Söyle rengini nerden aldınsa, ben de alayım,
    Kalbimi yarıp kanımı Sarı-Lâciverte boyayım.

    Seni parçalamak istiyenlerin boğazını sıkarım,
    Seni seven, seni yükseltmek isteyenlere taparım.
    Yetiştirdin senin sıcak kucağında birçok aslar,
    Kaleciler, bekler, forlar ve haflar.

    Onlara coşkun şefkatini gösterdin,
    Yetişemeyecekleri en yüksek mevkiye yükselttin.
    Bütün muvaffakiyetlerini önlerine serdin,
    Ben sizin, hepinizin ananız ve babanızım derdin.

    Sana taparım ey Sarı-Lâcivert bayrak
    Çünkü sevgin vücudumun en kutsal yerindedir.
    Kimsenin söküp atamayacağı kadar derindedir.
    Övünürüm senin bütün muvaffakiyetlerini sayarak.

    Neden seni bu kadar çok seviyorlar bilmiyorum,
    Ben de seni çok ama çok olarak seviyorum.
    Seni nerede anarsam kalbim gururla titrer,
    Ruhum sanki engin denizlerdeki dalgalar arasına girer.

    Kahrolsun seni kötülemek isteyen herkes,
    Ta! uzaktan ruhuma geliyor meçhul bir ses.
    Sarı-Lâcivert bayrağa uzanan elleri kökünden kes,
    Duyacak bu sesi seni benim gibi seven herkes.

    Sen ölme, ölmiyeceksin hiçbir zaman,
    Bütün rakiplerini yen, hiçbirisine verme aman.
    Yoluna kurban olsun şu bigâne canım.
    Öyle mesudum ki kalbime soktun bu sevgiyi Allahım.

    Refik Çetinalp – İzmir

  • Yazık Oldu Galatasaray’a

    Yazık Oldu Galatasaray’a

    Halit Kıvanç‘ı hepimiz biliriz, hepimiz severiz. Bu büyük ustanın ne kadar iyi bir Fenerbahçeli olduğunu da bilen bilir. Fakat şair tarafını bilmiyorduk, öğrendik. 5 Nisan 1948 tarihli “Fener” dergisinde, “Fener Alayı” kölesinde, “Yeni Şair Diliyle” diyerek “Yazık Oldu Galatasaray’a” başlıklı bir şiir yazmış. Muhteşem!

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Ben garip bir yazarım,
    İğneyle kuyu kazarım…
    Oooo saat üç olmuş
    Hemen bir dolmuş,
    Doğru maça!.
    Hep saç saça,
    Sorma kaça,
    Girdik içeri…
    Bir sürü çeri,
    Sahanın ortasında…
    Gireceğim,
    Giriyorum,
    Girdim derken,
    Buldum kendimi tribünde,
    Beyaz donlular gol yerken…
    Sıkışıverdim bir yere,
    Milleti yıka sere
    Ama eyvah
    Fakat eyvah,
    Arif şaşırdı hah, hah, hah…
    Kemal’de top,
    Yürek hop hop,
    Pas hazırlop,
    Sıkı bir şut,
    Kaleci tut,
    Hakem be, penaltıyı yut!
    İlerledi biraz zaman,
    Galatasaray’ın hali duman,
    Kalmadı Naci’de derman,
    Ver ahbap ordan bir Yeni Harman!
    Hikmet çekti
    Bekten sekti,
    Demin tekti,
    Şimdi ikileşti goller…
    Doğan yere düştü,
    Çırpınıyor…
    Ne biçim topçu bu?
    Madem yüzmek bilmezdin,
    Neden çıktın sahaya?
    Verince Fazıl topu,
    Saydılar soyu sopu,
    Yuttu müdafaa hapı,
    Üçüncü gole,
    Açıldı kapı…
    Çek bir sol,
    Ne güzel gol,
    Deydi kol,
    Ver entbol,
    Ama fol
    Yok yumurta yokken,
    Ofsayt dediler buna…
    Hiçbir şeyden çekmedi bunca sene,
    Fenerle Beşiktaştan çektiği kadar..
    Hatta üçüncü olduğundan bile,
    Asla şikayetçi değildi…
    Beş tane yemedikçe
    Anmazdı amma hakemin adını…
    Pek günahkar da sayılmazdı…
    Yazık oldu Galatasaray’a!..

    Halit Kıvanç

  • Şanlı Fenerbahçe Şiirleri

    Şanlı Fenerbahçe Şiirleri

    Öz Fenerbahçe dergisi, 1948 yılında bir sayfasını taraftardan gelen şiirlere ayırmış. İlk kez 23 Ağustos 1948’de yayınlanmaya başlanan şiirler, uzunca bir süre devam etmiş. Aşağıdaki örnekler ilk yayından. İzmir Karşıyaka’dan Mesut Özbiltekin ve Zonguldak’tan İsmail Kızılkan, iki başlığı bir potada eritmek gerekirse, şanlı Fenerbahçe şiirleri kaleme almışlar. İkisi de birbirinden güzel fakat özellikle İsmail Kızılkan’ın şiirinde, son satır insanı gerçekten duygulandırıyor. Dönemin şartları gereği İstanbul-Zonguldak arasında fazla gidip gelme imkanı olmaması ve Fenerbahçe’yi uzaktan sevmek, bu güzel satırı yazdırmış kendisine. Huzurlarınızda, şanlı Fenerbahçe şiirleri…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Şanlı Fenerbahçe

    Rüzgarlar gibi eser, seller gibi coşarsın,
    Kalplerde yaşar, zafer peşinde koşarsın.
    Engelleri devirir, manileri aşarsın,
    Ey kudretin kaynağı, Şanlı Fenerbahçe.

    Gökyüzünde parlayan sayısız yıldız kadar
    Her Türk gencinin gönlünde, hep senin sevgin var.
    Senin önünde durur, çağlayıp akan sular
    Ey kahramanlar yuvası, Namlı Fenerbahçe..

    Güneş gibi, daima hiç sönmeden parladın,
    Saygıyla anıldı, göklere yükseldi adın.
    Seni gördüğü yerde, binlerce erkek, kadın
    Alkışladı derinden, ey Aslan Fenerbahçe.

    Mesut Özbiltekin / İzmir – Karşıyaka


    Fenerbahçe’ye

    İftiharla söylenir bulunmaz bir tek eşin
    Spor sahalarında sönmez senin güneşin
    Mehtapta ay gibisin, baharın sünbülüsün,
    Açık stadyumlarda milletin bülbülüsün.
    İnandı bütün millet, bu varlığa bedelsin,
    Lâkin kalplerimizde unutulmaz emelsin.
    Kuvvet ve kudretin, bellidir her pahada,
    Işığını saçarsın beynelmilel sahada.
    Zevk alıyor, seninle iftihar ediyoruz.
    Iraktasın ne çare, sesini alıyoruz.

    İsmail Kızılkan / Zonguldak