Etiket: Ali Muhittin Hacı Bekir

  • Çiftehavuzlar

    Çiftehavuzlar

    Kadıköy semtlerinin tarihçesi yazılırken Fenerbahçe tarihinde iz bırakan mekanlar ile birlikte Fenerbahçeliler de anılıyor. Sermet Muhtar Alus’un 19 Nisan 1950 tarihli yazısında anlattığı Çiftehavuzlar da “Papazın Bağı” ve “Ali Muhiddin Hacı Bekir” sayesinde Fenerbahçe Spor Kulübü ile yolu kesişen yerlerden biri… Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Bugünden, Dünden Çiftehavuzlar

    Semte niçin böyle denildiğini, şimdi orada oturanların, hele gençlerin çoğu bilmiyor.

    Kaç yıl önce Çiftehavuzlar’da bir köşk yaptırmış, yaz kış oraya yerleşmiş aziz bir ahbabın Çamlıca lisesine devam eden kızına tramvayda rastladım; yanında bir mektep arkadaşı da vardı. (Yeniköşk) durağından hareket etmiş, ilerliyoruz. Eski dostumun kızı sordu:

    — Bizim Çiftehavuzlar’a neden dolayı bu isim takılmış, siz bilirsiniz belki bey amca. Vaktiyle civarda iki havuz mu vardı?

    Arkadaşı da lafa karıştı:

    — Ben dokuz, on yaşındayken Çengelköyü’nde, Havuzbaşında otururduk. Mevkiin o adla anılmasına sebep, el’an yeri belli bir havuzdan ötürüydü. Burada harap olmuş havuz mavuz göremiyoruz!…

    Lazım gelen cevabı verip meraklarını hallettim. Kızlar teşekkür ederek durakta- indiler. Muhitin yabancısı, eski halini bilmeyen bazı okuyucularıma da bir yazı mevzuu çıkarmış oldum.

    Bağdat Caddesi’nden Kadıköyü’ne inilirken Çiftehavuzlar durağının önü 40 – 50 yıl evvel boydan boya duvarla çevrili, Papazın bağı denilen, çavuş üzümünün enfesini yetiştiren bir bağdı. Deniz cihetine sapan sokaktan gidilince sağde kagir, bir katlı, mandramsı bir bina, bitişiğinde ağaçlar vardı. Epeyce zamandır o taraflara yolum düşmediği için hala duruyorlar mı bilmem? Buraya Sallapat’ın Gazinosu denirdi; Çiftehavuzlar işte oradaydı.

    Set üstündeki büyük havuz dört köşe, yanları 8-10 metre, oldukça derin, içi kırmızı balıklarla dolu; seddin aşağısındaki küçük havuz yuvarlak, yosunlarla pıtraktı.

    Sallapat, zengin bir Rummuş. Gazinoyu pinpon bir barba işletir, iri yarı delikanlı oğlu sırtında avcı elbisesi, omuzunda çifte, arkasında zağar, sabahtan akşama kadar Kayışdağı, Alemdağı kırlarında av peşinde gezer, tek garson İspiro orta oyununda hallaç gibi mütemadiyen çene çalardı.

    Pazar günleri Kadıköy yakasının erkekli kadınlı Rumları gazinoya dolarlar, kafaları dumanlayıp laterna ile hora teperler; Ermeniler bir tarafa çekilip carmakcur çeke çeke şarkılara girişirler; vakti kerahetin hululünde efendiden kişiler dahi damlayarak geç vakte kadar bade çakarlardı.

    Gazinonun Erenköy tarafınındaki tarla zeytinlikti. İlerisinde, kendimi bildim bileli duvarları duran, içinden çıkan bir yangınla yanıp kül olan ispirto fabrikasının enkazı vardı; sıkışanlara memşalık ederdi. Çiftehavuzlar’ın az ötesi, Fenerbahçe mesiresine arabalarla giden beylerin, hanımların kısa bir mola yeri, oradan dönenlerin uzunca âramgâhı idi. Yana düşen kırık dökük tahta havaleli geniş arsa gene Sallapat’ındı. Bir tarihte bağmış; kütüklerini filoksera yeyip kemirmiş; bakımsızlıktan mezbele, alyandoz ormanı halini almıştı.

    Günün birinde bir de baktık ki bu viran bağda faaliyet deme gitsin. Yabani ağaçlar, otlar sökülüp atılıyor; araba doluları tuğla, kum, kireç, kalas, kereste taşınıyor; kulaktan kulağa türlü rivayetler fısıldanıyor:

    — Arsayı Musahip Lütfi ağa zade Mabeyinci Faik Bey ele geçirmiş; artık Bebek’ten bıktığı için Marmaraya nazır bir yalı inşa ettirecekmiş!…

    — Saliha Sultanla kocası Ahmet Zülkifil Paşa, Çiftehavuzlar’ı pek sever, Fenerbahçe’ye bile tercih ederlermiş; bir köşk yaptıracaklarmış!…

    — Fehim Paşa, gayet ucuzuna kapatmış; cihannümalı, şeddadî bir sayfiye kurduracakmış!…

    Ağız tamburalarının hepsi boşuna çıktı. Operatör Cemil Paşa, o güzelim köşkü bina ettirdi; harabezan mamureye, mükemmel bir parka çevirdi; gene çeneler işlediydi:

    — Köşkün planları, şekli 1900 Paris sergisindeki Osmanlı pavyonunun örneği imiş!…

    — Köşk, doğrusu pek kullanışlı. Ne baştan başa upuzun, ne de yangın kulesi gibi göklere yükseliyor!..

    — Bahçenin mermer heykellerini Avrupadan getirtmiş. Malûm a, heykel put sayılır, günahtır. Hiç çekinmemiş mi acaba?

    Cemil Paşa Meşrutiyetten önce bu bahçede birkaç cülûs şehrâyini yaptırdı, görenlerin parmağı ağzında kaldı. Bir yaz da İstanbul’un yerli, ecnebi doktorlarına bir gardenparti verdi; herkes parmaklıklara üşüşüp davetlilere sunulan gatoları, şekerlemeleri, kalıp dondurmalarını, likörleri dudaklarını yalıya yalıya omuz omuza seyrettiler; orkestranın çaldığı opera parçalarını, senfonileri, valsleri dinledilerdi.

    Bu malikane şimdi, halk arasında Şeker kıralı lakabıyla maruf Bay Hayri İpar’ın malıdır.

    Dediğim yerin soluna, sahilin yakınma, Mabeyin başkatibi Kara Tahsin Paşa, ailesi namına, Feneryolu’nda bulunandan gayrı ayrıca bir villa yaptırmıştı. Hareminin, kızının hususi deniz hamamında banyo etmeleri, sandalla da tenezzühleri için. Fakat köşk damadı Fuad’a yaradı. Delikanlı oradan ayrılmaz, etrafında kafadarları, dalkavukları, çal oynasın, vur patlasınla keyif sürer, binlikleri devirirlerdi. Sultan Hamid’in son cülus şenliğinde damat bey çalgılı çağanalı bir donanma tertip etmişti. O gece içip içip kör kütük oluşunu, karga tulumba ile arabaya konup Feneryolu’ndaki kaşaneye götürülüşünü gözümüzle gördük.

    Meşrutiyetten sonra burasını Ali Muhiddin Hacıbekir Bey biraderimiz aldı. Bir müddet geçince eski mebuslardan avukat Kocabaş Arif Beye sattı. Daha sonra Refi Bayar satın alarak garaj ve bazı müştemilat ilavesiyle binayı büyüttü. Merhumun vefatı üzerine refikası sezonluğunu beş-altı bin liraya kiraya vermeye başlamış; bazı zenginlerimiz, nitekim Nemlizade Bay Mithat orada oturmuşlardır.

    Sahanın solunda, Amiral Hasan Rami Paşa’nın bahçesine, Şirin’in kasrını andıran yalısına kadar ev mev yoktu.

    Cemil Paşa köşkünün sağından denize doğru inilince, kıyıya her yaz Şehremini Rıdvan Paşa bir deniz hamamı kurdurur, haremdekiler banyoya gelirler, sıkı fıkı ahbapları hatunlar da boyuna taşınırlar, neşeli neşeli bağırtılar, çığlıklar ortalığa yayılırdı.

    Hamamın iskelesine manifaturacı Şişman Yanko’nun balık kayığı Tanrı’nın günü bağlı durur. Yanko, Selamiçeşmesi’nde yazı geçirir, kendine mahsus iki balıkçısına sabah sabah nadide balıklar tutturur, taze taze gövdeye atardı. Ayıp değil a, boğazına düşkün, o göbek kolay kolay şişmez.

    Yolun berisinde, solda Balıkhane Nazırı beyin kızı Seniye Hanımın köşkü vardı ki akıbet yandı. Meşrutiyet senelerinde (13üncü asrı hicride İstanbul hayatı) başlığıyla makaleler yazmış olan Ali Rıza Bey piri fanilerden. Ara sıra kızını yoklar, başında takke, arkasında beyyum kürk, pencere önüne geçip hakiki piyanistleri cebinden çıkaran kerimesinin piyanosunu dinlerdi.

    Aynı sırada mühürdar bilmem ne beyin evindeki gayet dilber, son derece sıcacık kanlı, afacan taze -mumaileyhin torunu- bahçeden hiç ayrılmaz, gelen geçen gençleri çileden çıkarırdı.

    Sermet Muhtar Alus / Çiftehavuzlar

  • Baklava

    Baklava

    Milliyet gazetesi, 19 Aralık 1954 tarihinde oynanacak olan Fenerbahçe-Galatasaray maçı için bir kampanya başlatmış. “Konya Lezzet Lokantası Galatasaray’ın atacağı her gole 1 tepsi baklava verecek” başlığıyla duyurulan haberde, Aralık 1950-Aralık 1952 tarihleri arasında Fenerbahçe Başkanlığı yapan Ali Muhiddin Hacı Bekir‘in “Ben artık bu kabil işlerle uğraşmaktan çoktan vazgeçtim. Orijinal olan bu teklifinize maalesef iştirak edemeyeceğim” dediği yazılı…

    “Acaba Hacı Bekir’in renklerine olan bu küskünlüğü’ne sebep nedir?… Bir türlü anlayamadık…” diyen Milliyet, bu defa soluğu bir başka meşhur Fenerbahçeli Yağcı Ali’nin dükkanında almış.

    Onlara stoktaki yağ fıçılarını gösterip “Bunlar çocukları ilgilendirmez ki. Bu işi en iyi Hacıbekir halledebilirdi” diyen Yağcı Ali’den de bir sonuç çıkmayınca bizim taraf için gazetede “Fener taraftarlarından, Sarı-Lacivertlilerin galibiyetini mükafatlandırmayı vaad eden şimdilik kimse çıkmadı” denmiş…

    Ama sonra ne olmuş? Milliyet’in de tahmin ettiği gibi; Fenerbahçe’nin muhteşem taraftarı devreye girmiş.

    Söz Milliyet gazetesinin…


    Besi

    Pazar günkü Galatasaray-Fenerbahçe maçında Fenerliler kazanırsa, bir şirket, kazananların hepsine birer ampul, başka bir mağaza hangi taraftan olursa olsun gol atanlara birer gömlek ütüsü, bir lokanta Galatasaray kazanırsa oyunculara bir tepsi baklava, berabere kalırlarsa iki tarafa da iki tepsi baklava, Kandıra’da bir Milliyet okuyucusu da kazanan takıma on dört hindi hediye etmeyi vaad etmişler. Galiba lokum vermeye hazırlananlar da varmış.

    Şu ampuller ve ütüler bir yana ama, futbolcularımızı tepsi tepsi baklava, semiz hindiler ve lokumlarla şişirip kilolarını artırmak onlara dostluk mu olur, düşmanlık mı? Hele bütün büyük lokantalarla baklavacılar ve şekerciler bu ikram yarışına girerlerse, oyuncularımızda futbol değil, köşe kapmaca oynamaya hal kalmaz!


    Fenerbahçe Taraftarları Harekete Geçtiler

    Konya Lezzet Lokantası’nın, bu karşılaşmada galip geldikleri takdirde Galatasaray futbol takımına hediye edeceği baklavalara dair dünkü haberimiz, Fenerbahçe taraftarları arasında büyük bir reaksiyona sebep olmuştur.

    Konya Lezzet Lokantası, dün de bildirdiğimiz gibi, Galatasaray galip geldiği takdirde, her gol başına bir tepsi baklava ortaya koymuştur.

    İstanbul’da patlak veren bu tatlı (!) hediye rekabetine Fenerbahçe taraftarları da iştirak etmektedirler.

    İzmitli Bir Okuyucu Fenerbahçelilere Hindilerini Verecek

    Fenerbahçe-Galatasaray maçı, İzmit spor çevrelerinde bir hayli iddialara yol açmıştır. İzmitli okuyucularımızdan Kandıralı Kemal Saner, Fenerbahçe galip geldiği takdirde, kendi beslediği hindilerden, her oyuncuya birer, antrenöre ise iki tane vereceğini dün gazetemize bildirmiştir. Kandıralı okuyucumuz (13) adet besili hindiyi, İzmir bayiimiz Tayyar Kobak’a teslim etmiştir.

    Helios Şirketi Fenerbahçelilere Ampul Dağıtıyor

    Helios Elektrik Makina T.A.Ş. Satış Amiri Mucip Denizel, Galatasaray-Fenerbahçe maçında, Fenerbahçe’nin her golüne (galip gelsin veya mağlup olsun) 25 adet Philips ampul verecektir.

    Vat Elektrik Evi de Fenerbahçe’den Gol Atacak Oyuncuya Ütü Hediye Ediyor

    Karaköy Palas karşısındaki Vat Elektrik Evi, Fenerbahçe’nin galibiyet golünü atacak oyuncuya gömlek ütüsü hediye edeceğini dün gazetemize bildirmiştir.

    Fenerbahçe Taraftarlarının Hediye Yağmuru

    Gazetemize telefonla, telgrafla ve bizzat gelerek Pazar günkü maç için hediye vermek isteyen Fenerbahçe taraftarlarının adedi, gittikçe artmaktadır.

    Baklavaya Karşı Baklava

    Bu arada Göztepe’de “Öz Bolu” Lokantasının sahibi Muhittin Kansu, “Konya Lezzet” Lokantasının Galatasaraylılara vermeyi taahhüt ettiği hediyeleri, aynı şartlar altında Fenerbahçeliler için ortaya koymuştur. Lokantacılar Cemiyeti’nin emektar hocası Muhittin Usta’nın baklavaları, tepsi hesabıyla Fenerbahçeli futbolculara verilecektir.

    Tarihi Bursa Kebapçısı İsmail Atalay’ın Enteresan Teklifi

    Sirkeci’de “Tarihi Bursa Kebapçısı” İsmail Atalay, bu maç üzerine enteresan bir teklifte bulunmuştur.

    İsmail Atalay, Fenerbahçe bu maçta Galatasaray’ı yendiği takdirde kendi lokantasında istedikleri gün büyük bir ziyafet verecektir. Ayrıca bir tepsi baklava ile tarihi kıymeti haiz bir çini vazoyu da Fenerli futbolculara hediye edecektir.

    İsmail Atalay, aynı hediyeleri ve ziyafeti, bir dahaki hafta yapılacak Beşiktaş-Galatasaray maçında, galip geldiği takdirde Beşiktaşlılar için de taahhüt etmektedir.

    Adapazarı Hacı Baba Lokantası İşçilerinin Telgrafı

    Dün gece geç vakit Spor Servisimize gelen bir telgraf, aynen şu cümleleri ihtiva etmekteydi:

    Fener-Galatasaray maçında, Fener galip geldiği takdirde bir tepsi hindi dolması, bir tepsi kabak tatlısı göndereceğizHacı Baba Lokantası İşçileri

    İki ezeli rakibin Pazar günkü karşılaşmasından şimdiden heyecanlanan taraftarlar arasında başlayan bu saha dışı mücadelenin maç gününe kadar devam edeceği tahmin edilmektedir.

    Dünkü bilançoya nazaran Fenerbahçe taraftarları, bu mevzuda öne geçmişlerdir. Galatasaraylıların da ezeki rakiplerinden aşağı kalmayarak bazı teşebbüslere girişecekleri bildirilmektedir.


    Sadık Oğulları Firması Fenerbahçe’nin En İyi Oyuncusuna Elektrikli Süpürge Verecek

    Beyoğlu’nda Sadık Oğulları Firması sahipleri Refik-Müfit Sadıkoğulları kardeşler, Pazar günkümaçta Fenerbahçe galip geldiği takdirde takımın en iyi oyuncusuna 200 Lira kıymetinde bir elektrik süpürgesi hediye edecektir. Bu hususta adı geçen firma sahipleriyle, spor yazarlarımızdan teşkil edilecek bir jüri Fener’in en iyi oyuncusunu tespit edecek, hediyesini vereceklerdir.

    Hasanpaşa Fırını Gündüz’ün Boyu Kadar Kandil Simidi Hediye Edecek

    Hasanpaşa fırını sahibi Yılmaz Altınışık, Galatasaray takımı bu maçta galip gelirse, antrenör Gündüz Kılıç’a boyu kadar kandil simidi hediye edecektir. Koyu Galatasaraylı olan Yılmaz Altınışık, Galatasaray için 20 kilo ağırlığında bir pasta hazırlamaktadır. Bu “Zafer Pastası”nın kreması sarı-kırmızı renkleri ihtiva edecek ve üzerinde “Kalbimizdeki Galatasaray’a” ibareci yazılacaktır.

    Fenerbahçe Futbolcular Altı Ay Boya Parası Vermeyecek

    Beyoğlu’nda Ağa Camii karşısındaki Olimpiyat Lostra Salonu sahibi İbrahim Bengisu enteresan bir vaadde bulunmuştur. İbrahim Bengisi, Fenerbahçe, Galatasaray’ı yendiği takdirde Fenerli futbolcuların (antrenör dahil) altı ay müddetle ayakkabılarını bedava boyayacaktır.

    Garson Koço Galatasaray’a Baklava Dağıtacak

    Degüstasyon Lokantası garsonlarından Koço, Galatasaray, Fener’i yendiği takdirde gol atacak oyunculara birer tepsi baklava dağıtacağını bildirmiştir.

    Fenerbahçelilere Verilecek Gömlekler

    Fenerbahçe-Galatasaray maçının neticesi gömlekçiler arasında da iddia mevzuu olmuştur.

    Sultanhamam Balcı Han 31 numarada gömlekçi Kemal Almızrak, Marpuççular Abud Efendi Han 34 numarada gömlekçi Bensiyon Kastiel, aynı handa 35 numarada gömlekçi Jozef Kunya, Fenerbahçe galip geldiği takdirde 11 oyuncuya birer gömlek, ayrıca her gol atan oyuncuya da birer ipekli gömlek hediye edeceklerdir.

    Çeşitli Hediyeler Verecek Diğer Mağazalar

    Mahmutpaşa Attarbaşı Han 20 numarada Çantacı Lefter Portakalidis, Fenerbahçe kazandığı takdirde her gol atan oyuncuya birer kadın çantası verecektir.

    Galata Şair Ziya Caddesi 20 numarada “Barokas Basımevi” Fenerbahçe galip geldiği takdirde bütün oyunculara Nylon kartvizit hediye edecektir.

    Mahmutpaşa Manastır Han’da 11 numarada tuhafiyeci İlya Eskenazi, Fenerbahçe galip gelirse, bütün oyunculara birer çift eldiven hediye edecektir.

    Bir Ay Bedava Traş ve Bedava Elbise

    Galata Arap Camii Nafe Sokak 7 numarada berber Bahattin Küçük, Fenerbahçe galip geldiği takdirde antrenör dahil 11 oyuncuyu bir ay müddetle bedava (saç sakal) traş edecektir.

    Kadıköy Söğütlü Çeşme 22 numarada terzi Ahmet Üçer, Fenerbahçe’nin galibiyet golünü atacak futbolcuya, bedavadan bir kat elbise dikecektir.

    Cihat Arman Bir Kupa Verecek

    Cihat Arman Spor Mağazası, Fenerbahçe-Galatasaray maçının galibine verilmek üzere büyük bir kupa koymuştur.

    Galata’da Kuledibi’nde Marmara Gazoz Fabrikası sahibi Fevzi Uzgören Galatasaray kazandığı takdirde 11 oyuncuya birer ve takım antrenörü Gündüz Kılıç’a da dört kasa gazoz gönderecektir.


    Galatasaray-Fenerbahçe Maçı için Hediye Verecek Okuyucuların En Son Hediye Listesi

    Fenerbahçe Galip Geldiği Takdirde Verilecek Hediyeler :

    • Nejat Özdemir (Samatya Yokuşçeşme Tramvay Durağı – Sarı Kanarya Bakkaliyesi 133/1 : 12 tane “Atatürk Portresi”)
    • İzmit Muzaffer ve Sedat Patır Kardeşler Pişmaniye İmalathanesi (Antrenör dahil 12 kutu pişmaniye)
    • Bursalı okuyucularımızdan Basri Okyar, galip geldikleri takdirde Fenerbahçelilere 12 kutu şeftali kompostosu vereceğini bildirmektedir. Diğer Bursalı okuyucumuz Şemsettin Özerel de Fenerbahçe’den gol atacak her oyuncuya bir kilo kestane şekeri verecektir.
    • Bursa Turan Şekerleme Fabrikası (gol atacak her Fenerbahçe oyuncusuna birer kutu ambalajlı kestane şekeri)
    • Mehmet Altınbaş (Sıhhiye vekaleti önünde gazete bayii (antrenör ve Fenerli futbolculara birer adet cep takvimi)

    Galip Takıma Verilecek Hediyeler

    Sabri Turgut : Kasımpaşa Bahariye Kışlası karşısı Berber Salonu (galip takım antrenörüne bir kol saati. Gol atan oyunculara birer Parker dolma kalem)

    Karaca Matbaa ve Zarf Fabrikası galip gelecek takıma 15 kutu zarf.

    Bir Fenerbahçeli gol başına 100 Lira koydu. (Fenerbahçe Kulübü azalarından Mustafa Angın yarınki maçta Fenerbahçe galip geldiği takdirde gol atacak her oyuncuya 100 lira mükafat verecektir.

    Fenerbahçelilere bir sandık portakal (Haydarpaşa Gar Büfecileri Fenerbahçe galip geldiği takdirde bir sandık portakal göndereceklerdir.)

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Not : Gerçi maçın sonucu bizim için iyi olmadı; 1-3 kaybettik fakat bu süreç tarihe “En Organik Hediye/Bağış Kampanyası” olarak geçti.

    Baklava
  • Bu Formayla Dalga Geçilmez

    Bu Formayla Dalga Geçilmez

    Meşhur futbolcumuz, rahmetli Lebip Elmas, 11 Ekim 1955 tarihli “Fenerbahçe Spor Gazetesi”nde bir derbi klasiğini yazmış… Galatasaraylıların alayları ve Fenerbahçe’nin verdiği ders… Bu formayla dalga geçilmez! Keyifli okumalar.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Kara Kaplan Lebip Elmas

    Lebip Elmas 1932’den 1945 yılına kadar bazı fasılalarla Fenerbahçe takımında sol açık, sol iç, sol haf ve daha ziyade sol bek mevkilerinde yer almış eski bir şöhretimizdir. Futbol oynadığı sıralarda milli maç yapılmadığı için -Esat ve Taka Naci gibi- milli olamayan Lebip, müteaddit defalar muhtelit takımlarda yer almıştı.

    Arkadaşları arasında “Lehet” diye çağrılan Lebip’e seyirciler canlı ve girgin oyunu yüzünden “karakaplan” ismini takmışlardı. Halen 44 yaşında olan Elmas, Denizcilik Bankası Liman İşletmesi Haydarpaşa Kara Baş Puantörü bulunmakta, kulübün de uzun zamandan beri stad amirliğini yapmaktadır.

    Galatasaraylılar Bizimle Alay Ediyordu

    Uzun spor hayatımda bir çok mühim maçlarım oldu. Fakat bunların içinde bir tanesi var ki hâlâ aynı kuvvetle üzerimde tesir icra etmektedir.

    Zannedersem 1943 senesi Mayıs ayındaydı. Maarif Kupası deplasman maçları için İzmir’e gitmiştik. Gene Galatasaray’la beraber seyahat ediyorduk. Ben o esnada kadronun yedeği bile bulunmuyordum ve yolculuğa Ali Muhittin Hacı Bekir’in parasıyla, mahzun olmamam için alınmıştım.

    Galatasaraylılar İzmir’de iki galibiyet almışlar, bizim takıma fena bir talih; bir beraberlik ve bir mağlubiyet nasip olmuştu. İzmir’de son gece üzgün bir şekilde Deniz Gazinosu’na gitmiştik. Hepimiz yaşlı gözlerle üzüntümüzü azaltmaya çalışıyor, birbirimizi teselli ediyorduk. Gazinonun müzisyenleri bir hafta sonra Caddebostan’a geleceklerdi. Aynı gazinoda bulunan Galatasaraylılar –onlar fena netice aldığı zaman bizlerin sessiz sedasız kalmasına mukabil bizimle alay ediyorlar- haftaya yapılacak maçta Fenerbahçe’yi rahat yeneceklerini ve Caddebostan’da da eğleneceklerini söylüyorlardı. Bu hepimizi hırslandırmış, İstanbul’daki maçın saatini sabırsızlıkla beklememize yol açmıştı.

    Bu Formayla Dalga Geçilmez

    Bandırma’da idareciler bana, Galatasaray’a karşı oynayacağımı, ona göre hazırlanmamı söylediler.

    Maçtan önce Hacı Bekir bizleri topladı ve “Vaziyeti gördünüz. Namusumuzu temizlemeliyiz, söz veriyor musunuz?” dedi. Hep bir ağızdan “Söz veriyoruz” cevabını verdik. İşte o anda maçı kazanmıştık. Zira aynı his ve imanla dolmuştuk.

    Oyun pek çetin geçti.

    Cihat, Murat, Lebip, Boncuk Ömer, K.Halil, Esat, Fikret, Naci, Melih, Müzdat, Halit tertibindeki kadromuz maçın üçüncü dakikasında Naci’nin attığı nefis golle sahadan 1-0 galip ayrıldı. Maçtan sonra Cihat’la kucaklaşırken futbol sahasında üçüncü defa kırılan burnumdan akan kanlar kaptanın yüzünü kıpkırmızı yapmıştı. Bu defa da ağlıyorduk, amma sebep sevinçti.

    Bu suretle Maarif Kupası şampiyonu olmuştuk. Fakat esas mühim olan takım arkadaşlarının birbirine bağlılığı ve sahada elimizden geldiği kadar yardımlaşmamızdı. O günkü renk aşkını, o maçtaki şahlanmamızı el’an unutamam.

    Lebip Elmas