Etiket: Asım Turgut

  • Rüzgar ve Dalga

    Rüzgar ve Dalga

    Seyhun Binzet ağabeyimiz, içinde Fenerbahçe kurucularından Asaf Beşpınar’ın da adının geçtiği bir yazı ve tabii yine muhteşem görsellerle bizi, rüzgar ve dalga eşliğinde bir tarih yolculuğuna daha çıkarıyor. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Su Sporları ve Halk

    Modalı büyükelçi ve Osmanlı Dışişleri Bakanı Asım Turgut’un coçukları Demir ağabey ve Leyla ablanın modern yelken ve yüzme sporlarını Cumhuriyet Türkiyesine getirdiklerini ve olimpik düzeye ulaştırdıklarını daha önce yazmıştım.

    1930’ların başında bu iki kardeşe, Asım Bey’in arkadaşı Recep Peker “Su sporlarını artık Halk Evleri’ndeki cumhuriyet çocuklarına götürün ve yalnızca elit bir tabakanın sporu olmaktan kurtarıp bütün Türk gençliğinin sporu yapın” talimatını vermişti.

    Bugün bu öykünün sonrasını anlatacağım.

    Yüzme sporu daha kolayca yapılabilirdi. Gerekli olan bir havuz ya da deniz, bir mayo ve bunu taşıyacak bir atletti.

    Yelkende ise çözülmesi gereken bir tekne sorunu vardı. Bunu mümkün olduğu kadar az bir harcama ile yapıp coçukların denize çıkmaları sağlanmalıydı.

    Rüzgar ve Dalga

    İki kardeş 1936 Berlin Olimpiyatları sonrası Fransa’ya gittiler ve La Rochelle şehrinin aşağısındaki Rabeau gemi inşa tersanesinden iki küçük antreman teknesi ile bir de yelkenli getirdiler.

    Demir ve Leyla kardeşlerin bu atölyedeki resmini ve 1940’ların ada vapurunun önünde bu tekneler ile antreman yapan iki genç Türk coçuğunun fotoğrafını paylaşıyorum. Büyük ihtimalle bu iki tekne zamanın 8-10 yaş gençlerini denizle ve yarışla buluşturdu, rüzgar ve dalga ile tanıştırdı.

    Bir de bugün Fransa’nın en güzel istridyelerinin ve çeşitli nostaljik yarışların yapıldığı Rabeau tersanesinin güncel resmini de “Tarihe nasıl sahip çıkılır?” sorusunun yanıtını göstermek için ilave ettim.

    Rüzgar ve Dalga

    Kalamış Yelken Kulübü’nü yok ederek bu iş olmuyor! Amaç yaşatıp sonraki kuşaklara göstermek olmalı.

    Rabeau’nun kuruluş tarihi 1921 senesidir. Sanırım Asaf ve Athar Beşpınar ile Harun Ülman ağabeylerimiz bu atölyeden çok faydalanmışlardır.

    İki adet de seveceğinize inandığım, bence yelken sporunun hiç görmediğiniz, kült resimlerini ilave ettim.

    İlkinde Optimistin atası sayılan Rabeau’nun eseri “Petit Talion” teknesi 1930 senesinde. Kim bilir kimler yetişti bu basit ve ucuz teknede…

    İkincisi ise yine 1930’lardan… Yelkende modern Cumhuriyetin üç gülen yüzü, Modalı üç genç kız sporcu. Kimler mi? First Lady’miz Emel Cimcoz (sonradan Korutürk), yüzme sporunu Türkiye getiren Leyla Asım Turgut ve o senelerin geçilmez yüzücüsü Gizela Hanım.

    Seyhun Binzet

    Rüzgar ve Dalga
  • Leyla Asım Turgut

    Leyla Asım Turgut

    20 Temmuz 1933 tarihli Milliyet gazetesinde Fenerbahçe’nin ve Türk deniz sporları tarihinin önemli ismi Leyla Asım Turgut hakkında bir yazı yayınlanmış. Keyifli okumalar.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Leyla Asım Bu Sene Yüzme Yarışlarına Girecek

    Bu sene su sporunun yüzme şubesi meraklıları, bize yeni ve kadınlar arasında çok güzel rekorlar tesis edecek bir Türk kızını göreceklerdir: Leyla Asım.

    Karilerimize bir parça bu yeni yüzgecimizden bahsetmeyi faydalı buluyoruz. Leyla, yelken komitesi reisi doktor Demir Turgut‘un kardeşi ve Asım Bey’in kızıdır.

    Tahsilini Avrupa’da yaparken spora karşı duyduğu büyük aşk dolayısıyla bununla da uğraşmaya başlamıştır.

    Esasen bu spor merakının Leyla’ya arız olması bir veraset işidir. Çünkü Leyla’nın babası ve anası gayet iyi birer avcu olduğu gibi, su sporlarına da çok ehemmiyet veren şahsiyetlerdir. Zaten bundan dolayıdır ki oğulları Demir’i su sporcusu olarak yetiştirmişlerdir. Geçen sene doktor Demir Avrupa’dan geldiği zaman bu gencin orada da kazanmış oılduğu büyük muvaffakıyetlerden tarih sırasıyla ve kendimizden hiçbir şey ilave etmeyerek spor sayfamızda bahsetmiştik.

    İşte Leyla Asım böyle bir ailenin yaş itibariyle en küçük uzvudur. Bu Türk kızı spordaki kabiliyetini Avrupa’da ve bilhassa Viyana’da tanıtmaya muvaffak olmuş ve Viyana buz üzerinde patenli hokey kadın takımı kaptanı olmuştur. Yalnız bu spor ile iktifa etmeyen Leyla atletizm ve yüzme sporları ile de meşgul olmuş ve irtifa atlamada 1.43 atlayarak Viyana rekortmenine korkulu rüyalar geçirtmiştir. Yüzmede ihtisasını kurbağalama yüzmede iktisap etmiş ve çok iyi derece almıştır. Müteaddit şehir müsabakalarına iştirak ettiği gibi, patenli hokeyde de birçok defalar Viyana şehrini takımıyla beraber temsil ederek şampiyonalara iştirak etmiştir.

    Ağabeysi kadar olmamakla beraber Leyla, mükemmel bir yelkencidir. Bizde hiç taammüm etmemiş olan buz üzerinde yelken yarışlarından kazanılmış birçok mükafatları vardır. Hemen şurasını da ilave edeyim ki buz üzerinde yapılan herhangi bir spor, spor şubelerinin en güç olanıdır. Çünkü vücut ile kafa arasında çok sıkı bir irtibatın mevcut bulunmasını icap ettiren bu spor ayrıca da bir muvazene meselesidir.

    İlkbaharda buraya gelmiş olan atlet komple Türk kızı, bu sene Fenerbahçe kulübüne dahil olmu ve yüzme yarışlarında sarı-lacivert formayı müdafaa etmeye karar vermiştir. Yüzme antrenörü Her Teketof ile konuştuğumuz zaman Leyla’nın stili hakkında sorduğumuz suale antrenör kısaca şu cevabı vermiştir:

    – Yüzmek budur. Yüzücülerimizin hepsi böyle olmalıdır. Bu cümle Leyla’nın su sporunda fennî kıymetini meydana koyuyor. Bakalım bu Türk kızı diğer hanımlarımız için bir misal olabilecek mi?

    20 Temmuz 1933 – Milliyet (Leyla Asım Turgut)