Etiket: Brigitte Bardot

  • Nice Maçından Önce

    Nice Maçından Önce

    Geçenlerde İslam Çupi’nin Nice maçından sonra yazdığı yazıyı yayınlamıştık. Şimdi de Nice maçından önce yazdığını paylaşıyoruz. Öfkenin sebebi büyük bir umutmuş… Ama evet, o mağlubiyet bir yana, Fenerbahçe böyle günleri sever.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Böyle Günleri Sever

    Böyle günlerde oynar Fenerbahçe… Böyle günlerin üstüne kendi adını asmak merakındadır Fenerbahçe… Böyle günleri “Şerefli Tarih” yapmak haysiyeti içindedir Fenerbahçe…

    Bir tek gün için yaşıyor Fenerbahçe… Bir avuç taraftar gırtlaklarına beraberlik provası yaptırıyor. Milletin sesi Orhan Ayhan Türkiye’ye ulaşacak bir zafer bandı için, üç gün çığlık antrenmanı yaptı. Bütün yurt, Nice’e uzanan bir kulak olmuş… Birlikte sesleniyor… “Fenerbahçe bize üçüncü turu getir…”

    Nice’e aristokrat bir sonbahar oturmuş… İnsanlar sevişiyorlar, insanlar hayatları ile birlikte paralarını da bitiriyorlar… Milyonerler, kaçan gençliklerinin son zamparalığı için akıl çıkaran çılgınlıklar yapıyor.

    İçimde güneş gibi ılık bir ümit var… Bedbin değilim.

    Nice’le berabere kalmak, Brigitte Bardot ile Saint Tropez’de bir kıyı meyhanesinde oturup, iki kadeh şarap içmekten zor değil…

    İlk şaşkınlık vardır. Sahanın sabur olduğu ilk yarım saat vardır… Fenerbahçe bu zaman, parçasını kişilikli ve sakin öldürmeli… Oyunu yavaşlatmalı, rakibi sıkıştırmalı… Savunacağı alanı daraltırken, kontratak alanını alabildiğine açmalı…

    Nice’de yavaş yavaş akşam olacak… Fransa’nın güneyindeki turist darphanesi bir dev gibi siyah pardesüsünü giyecek…

    Fenerbahçe Çarşamba pazarına değil, büyük Çarşamba için havalı uyandı… Kafalar ve ayaklar iddialı bir futbol için bilendi.

    Fransa şimdi Avrupa’da adı kaybolmuş bir futbolun, samanla doldurulmuş maketinde sahte büyüklük parendeleri atıp durmaktadır.

    Ne Nice Bonifaci’lerin, Gonzales ve Courteaux’ların, ne Fransa Fentaine’lerin, Kopa ve Janquet’lerin Fransa’sıdır.

    Fenerbahçe karar vermiştir… Fenerbahçe inançlı, kenetli ve sıhhatlidir…

    O sürpriz denen bay kalleş, bu geceki maçı çomaklamazsa, Fenerbahçe Nice’te külah giymeyecektir.

    İslam Çupi – Tercüman Gazetesi

  • Güvercin

    Güvercin

    17 Şubat 1964 tarihinde Fenerbahçe’nin 1-0 kazandığı Beşiktaş maçından önce Fenerbahçeliler bir güvercin uçurmuş. Halit Kıvanç da bu güvercini alıp yazısına kondurmuş… Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Uçtu, Uçtu

    Bir kuş uçtu tribünden… Bacağında Sarı – Lacivert kurdeleli bir güvercin…

    Uçtu… Uçtu… Geldi, yeni tribünler tarafındaki kaleye kondu. Tam direğin üstüne… Hemen foto muhabirleri toplandılar. Kaçmıyordu güvercin… Sağa, sola salınıp poz veriyordu onlara…

    Basın toplantısında objektiflerin karsısına çıkmış Brigitte Bardot’dan ya da Sophia Loren’den farksızdı. Aslında masum kuşun maçla ilgisi de Brigitte’den yahut Loren’den farklı değildi. Fenerbahçe taraftarları, kendi renklerini taşıyan güvercini alkışlarken, Beşiktaşlılar “Uçamaz, uçamaz” diye bağırıyorlardı.

    Taraftarlar bahtsız sayılırdı dün… … Kırk yıllık yerlerinden uzaklaştırılmış, açık tribüne göçmek zorunda bırakılmışlardı. Ama orayı da paylaşmış, bayraklarını, dövizlerini asmışlardı, “Bornova Amigoları”nın flaması yanında “Tarihi Beşiktaş’tan zafer bekliyoruz. Bayramınız kutlu olsun” yazıları okunuyor, hemen karşısında “Fenerbahçelilerin çifte bayram beklediğini” belirten döviz göze çarpıyordu. İşte bu taraftarlar maçtan önce kuşla meşguldüler.

    Uçamadı, uçtu, uçamadı, uçtu, uçamadı derken… Kuş uçtu… Fakat kaleyi tılsımlamıştı sanki. İlk yarıda Şenol’un kafasında, ikincide Ahmet’in bombasında top direkten dönmüştü. Hızlıydı Beşiktaş… Fenerbahçe’yi kurdeleli güvercin de kurtaramayacak gibi görünüyordu. Ama Siyah – Beyazlı forvet de, yan hakem Baha Korel’in ofsayttan uzattığı pası bile gole çeviremeyecek kadar beceriksizdi, Oysa, Beşiktaş hâkim oyunuyla dağınık Fenerbahçe müdafaasını kurdeleli güvercinin rahatlığıyla asmalıydı Evet, ne olduysa o güvercinden oldu, Bir kaleye kondu, onu gollerden korudu, öteki kaleye dokunmadı, ona da Şenol’un golü kondu işte…

    Maçın başında Beşiktaşlılar, Fenerbahçelilere ellerindeki şekeri vermişlerdi;

    “Tribüne atın” diye…

    Maçın sonunda da, aynı Beşiktaşlılar, aynı Fenerbahçelilere ayaklarındaki topu verdiler;

    “Kaleye atın” diye…

    Kısacası, uçtu uçtu… Ve yalnız kuş değil, Beşiktaş’ın iki puanı da uçtu…

    Halit Kıvanç – 18 Şubat 1964 – Milliyet Gazetesi