Geçmişin hasta Fenerbahçelilerinden Cafer Zorlu’nun bir hatırasını Taylan Uygur anlatıyor. İşte Cafer’in ayakkabıları…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Cafer
Bizim Cafer Zorlu hasta Fenerbahçelidir. Bununla da iftihar eder. Cafer öylesine hastasıdır ki sarı-lacivertli renklerin; çocuk gibi yıllardır, sezon açılışlarından tutun da önemli oyuncu deneme antrenmanlarına, büyük maç arifelerindeki çalışmalara adeta abonedir.
İşte bugünkü İnci Cafer’in öyle bir hatırası. Yıllarca önceye dayanıyor hikâye.
Cafer’in mahalle arkadaşların yine koyu Fenerbahçeli biri o tarihte bir yaz sonu Cafer’e seslenmiş: “Aman Caferciğim hâlâ oturuyor musun? Bizimkilerin sezon açılışı var, gitmeyecek misin? Saat iki, açılış dörtte olacak. Taa Karagümrük’ten Yoğurtçu’ya kadar, dolmuş, vapur, otobüs, ancak gideriz.”
Cafer durur mu, öyle bir fırlamış ki evinden, tutana aşkolsun! Gitmişler Fenerbahçe antrenmanına, oradan dönmüş bir lokantaya girmiş, karnını doyurmuş, vapurda dönüşte yüksek sesle çalışmanın ve yeni oyuncuların kriterini yapmış. Ve de her yerde kendisini çevreleyen kalabalığın devamlı güldüğünü, birbirlerine bireyler fısıldadığını görmüş de pek üzerine alınmak (!) istememiş.
Nihayet akşam, çalışmakta olduğu magazin gazetesine uğramış. Tam Karagümrük’te kahvede bekleyen arkadaşlarına kavuşmak ümidiyle mecmuadan çıkarken müessese müdürünün sesi adeta patlamış kulaklarında: “Cafeeeer! Bu ne hal yahu!”
Cafer halinde ne olduğu merakı içinde. Adam almış bizim üstadı ışığın daha bol olduğu bir yere çekmiş: “Bak” demiş, “Şu ayakkabılarının haline!”
Gerçekte Cafer’in ayakları adeta karikatür gibi; birinde mokasen sarı renkte, bir diğerinde lâcivert bağlı birer ayakkabı var! Cafercik önce hiç bozmak istememiş, ama sonra yollarda, lokantada orada burada yüzlerce kişinin kendisine bakıp bakıp nasıl güldükleri hatırına gelince, şöyle bir soğuk soğuk terleyivermiş.
Biz, bu hikâyeyi naklettikten sonra bizzat kendisine sorduk “Sonra ne oldu? “ diye.
Omzunu silkti: “Hiç” dedi, “Önce bir sıkıldım, bir sıkıldım ki sormayın. Sonra ayakkabıların birinin sarı, diğerinin lâcivert olduğunu görünce Fenerbahçelilik damarlarım kabardı. Evden o aceleyle çıkarken tek tek giydiğim ayakkabılarımla adeta iftihar ettim.”
Ama Cafer’in iftiharı pek o kadar da uzun sürmemiş. Mecmuadan eski püskü de olsa aynı renk ve biçimde bir çift ayakkabıyı ayağına geçirmeden kapıdan dışarı çıkmamış.
Taylan Uygur
