Etiket: Eribe Hürkuş

  • Eribe Hürkuş

    Eribe Hürkuş

    Ağustos ayında Seyhun Binzet ağabey, yazdığı Vecihi Hürkuş yazısında şehit Eribe Hanım’dan da bahsediyordu. Eribe Hürkuş, Vecihi Bey’in kızıydı. Şehadetinden sonra yapılan anmada Fuat Bulca’nın yaptığı konuşmayla sizleri baş başa bırakıyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Not: Kaan Sidar beyefendinin bir notu olmuş. Aynen aktarıyoruz:

    “Eribe Hanım, Vecihi Hürkuş’un kızı değil yeğenidir. Anne ve babası arka arkaya vefat ettikleri için Eribe’yi dayısı Vecihi Hürkuş büyütmüştür.”


    Şehit Eribe

    Cumhuriyet bayramından bir gün evvel, Türk Kuşu paraşütçüleri, talim atlayışı yaparken paraşütçü talebeden Bayan Eribe, heyecana kapılıp paraşütünü geç açması yüzünden yere sert inmiş ve dahilî bir sarsıntı neticesinde kaldırıldığı hastanede ölmüştür.

    Ölümü büyük bir tessür uyandıran Bayan Eribe için İstanbul ve Ankarada hazin ihtifaller yapılmış Ankara ve İstanbul kız liseleri talebeleri ilk Türk kadın tayyare şehidinin adını hürmetle anarak Türk kadınlığının kanatlanma yolundaki büyük ve sarsılmaz azmine işaret etmişlerdir.

    İstanbul kız lisesi talebeleri Vechi hangarına bir çelenk koymuşlardır. Türk Hava Kurumu Başkanı B. Fuad Bulca’nın Eribenin mezarı başındaki şu söylevi, bu değerli genç kızın ölümünün Türk Kuşu için ne büyük bir kayıb olduğunu anlatmaktadır.

    “Türkkuşu’nun genç, azimkâr, kahraman talebeleri, Türk gençleri, Türk askerleri, bugün, buraya, vatanın hayat ve istiklâli uğrunda can veren şehitlerin ruhlarını taziz için toplanmışken, ne hazin bir tesadüf ki, ilk hava şehidi Türk kadınını da toprağa bırakıyoruz. Türkkuşunun yılmaz çocukları, sizin nasıl yürekten, bir baba muhabbetiyle sevdiğimi bildiğiniz için Eribe’nin ölümü karşısında ne kadar ıstırap duyduğumu tahmin edebilirsiniz. Bizi teselli eden bir nokta varsa, o da hayatın her sahasında Türk erkeğiyle yanyana çarpışan, icab ettiği zaman kan dökmekten de çekinmiyen Türk kadınının kahramanlığını bir kere daha görmüş olmaktır. Atatürkün, uzun bir kötü idareden kurtarıp meziyetlerini bir pır anta gibi meydana çıkardığı Türk kadını, görüyorsunuz ki, karada ve denizde olduğu gibi, havada da, Sakarya kıyılarında vuruşan analarından geri kalmamak için, yılmadan, korkmadan, ölümü istihkar ederek çalışıyor. Türkkuşu çocukları, Eribe gibi Bayan arkadaşlara malik olduğunuz için sizi tebrik ederim.

    Ulu ve mukaddes bir günümüzde Türkkuşunun böyle bir acı ile karşılaşmasını hiç istemezdim. Fakat tabiat kanunları değiştirilemiyor. Doğmak gibi ölmek de hepimiz için mukadderdir. Ne mutlu arkadaşınıza ki, bu kadar genç yaşta iken büyük hava davamız uğrunda hayatını vermiştir. Her gün otomobil, otobüs, şimendifer kazalarında yüzlerce insan ölüyor. Bu ölümlerle Eribe’nin şanlı ölümü arasındaki farkı Türk gençleri çok iyi takdir ederler. Türkkuşu üyeleri, sizin bu elemli gününüzde ordunun yüksek hava kahramanları da aranızda bulunuyor, mateminize iştirâk ediyorlar. Onlar da her gün vazife başında ölüm tehlikesiyle çarpışmaktadırlar. Fakat bu tehlike, yiğit havacılarımızı bir an bile yıldırmıyor. Siz de onları örnek tutarak havacılık için kıymetli birer unsur olmaya çalışmalısınız. Türk evlâdları, Eribe Türkkuşunun ikinci şehididir. Geçenlerde hocanız Kâmil’i, bu fedakâr arkadaşı gömmüştük. Bu gün de uçman Vecihi’nin evlâdını toprağa veriyoruz. Vecihi’yi bu şerefli babayı, hem taziye eder, hem de böyle bir genç yetiştirdiği için tebrik ederim. Hepinize acılarımı bir kerre daha tekrarlar, ve bütün Türk şehidlerinin ruhlarını saygı ile anarken mateminize iştirâk etmek için buraya kadar gelmek lütfunda bu lunan Ossoviyahim başkanı General Eidemanla değerli arkadaşlarına, teşekkür etmeyi vecibe bilirim.”

    Cenaze törenine iştirâk eden M. M. Vekâleti Hava Müsteşarı Yarbay Celâl bu günkü kahramanlık telâkkisinin hava kahramanlığında toplanmış olduğunu tebarüz ettirerek çok yakında ordunun bütün vazifelerinde de türk kadını ile türk erkeğ’ni omuz omuza göreceğimizden bahsetmiş ve Türkkuşu üyeleri kaybettikleri arkadaşlarının bıraktığı boşluğu hazin bir nutuklarla anlatmışlardır. Ossoaviyahim başkanı General Eideman ve maiyetleri de bu merasimde hazır bulunmuştur.

  • Vecihi Hürkuş

    Vecihi Hürkuş

    Adını duyunca, resmini görünce ve hayat hikayesini okuyunca “Kesin Fenerbahçelidir” dediğiniz insanlar olur ya; işte Vecihi Hürkuş da onlardan biri… Hoş, başka takımı tutsa ne olur? O bir kahraman! Kıymetli ağabeyimiz Seyhun Binzet, Vecihi Hürkuş’u ve talihsiz evladı Eribe Hanım’ı yazmış. İkisi de nur içinde yatsın…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Kalamış Koyunun Kahramanları

    Bana ne zaman sorsalar, ne “İstanbulluyum” derim, ne de Kadıköylü. Ben “Kalamış koyluyum” demeyi çok severim.

    Şimdi size bu koyun sembollerinden bir ağabeyimizi anlatacağım. Kızıltoprak THY bürosu önüne heykeli dikilen Vecihi Hürkuş’u…

    6 Ocak 1896 Arnavutköy doğumludur. Birinci Dünya Savaşı’na katılmış, yaralanmış, İstanbul’a dönmüş ve Yeşilköy’deki Tayyare mektebine katılarak pilot olmuştur.

    Osmanlı pilotu olarak Kafkas cephesine yollanmış ve burada bir Rus uçağını düşürerek ilk düşman uçağı düşüren pilotumuz olmuştur. Uçağı yara almış , paraşütle atlamış ve atlamadan uçağı yakarak Rusların eline geçmesini önlemiştir. Esir alınmış; Hazar denizinde bir adaya hapis edilmiş ama kaçarak İran’a geçmiş, oradan dağ yolları ile Erzuruma ulaşmış ve İstanbula dönmüştür.

    Vecihi Hürkuş

    Mütareke ve Zafer

    İstanbul artık eskisi gibi değildir. Mondros mütarekesi imzalanmış ve İstanbul işgal altındadır. Her vatansever gibi hemen bir yolunu bulmuş ve Ankara’ya gidip Kuvayı Milliye’ye katılmıştır. Ankara ordusunun ilk hava kuvvetleri subayıdır. Havadan büyük istihbarat işleri yapmış ve bir Yunan uçağını düşürmüştür. 30 Ağustos zaferinden sonra kaçmakta olan Yunan kuvvetlerinin geride bıraktığı uçakları almak için Gaziemir hava alanına inmiş ve oradaki Yunan uçaklarına el koymuştur.

    Vecihi ağabeyimiz kırmızı şeritli İstiklal madalyası sahibi ve T.B.M.M. tarafından üç defa takdirname verilmiş tek Kurtuluş Savaşı kahramanımızdır. Soyadı kanunu çıkınca da hep sevgiyle baktığı boşlukta uçan hür kuşlardan esinlenip, Hürkuş soyadını almıştır.

    1925 senesinde ilk uçağı olan K 6 tipi uçakla İzmir Sayi Köy havaalanından uçarak ilk yaptığı uçakla uçan Cumhuriyet pilotumuz olmuştur.

    Dünyanın değişimini görmüş; Mussolini’nin uçak sanayisine verdiği desteği kıskanmış, savaşı kaybeden Almanya’da kurulan bir çok Uçuş okulu gibi, bir okul yapmak için Kalamış koyunu seçmiştir.

    İlk iş olarak Kadiköy Keresteciler sokakta bir marangozhane kiralamış; 3 ay gece gündüz çalışarak V 14 tipi 110 beygirlik ilk motorlu uçağını inşa etmiştir. Bu uçak iki paralel kanatlıdır ve Vecihi ağabey Kadıköy halkının ve gençlerinin kendine verdiği desteği hep anlatmıştır. Kurbağalıdere’nin ağzından havalandığı zaman bütün Kuşdili çayırı seyirci dolar ve onu alkışlarla uğurlarmış.

    Vecihi Hürkuş

    Mücadele

    Birde kötü anısı vardır. Ülkesinde bu tip uçağı kontrol edip, uçuş izni verecek bir yetkili yoktur. Belgesiz uçtuğu için bir de hapis cezası alır. Son çare Genelkurmay’a başvurur ve yaptığı uçağı demonte edip Çekoslavakya’ya yollama izni alır. Hemen yapar ve trenle yollar. Orada Prag şehrinde tekrar monte eder. İlk önce laboratuvar testlerinden, dayanıklılık ve yangına karşı dirençli olarak geçer, sonra da uçuş tecrübeleri yapmak için uçağını uçurur. 15 Kasım 1930 senesinde Çekoslovak devleti kendisine aşağıdaki bröveyi bir törenle verir.

    “Tayyareniz tam evsaflı bir okul tayyaresidir. Dünyanın her tarafında uçabilir ve öğrenciler yetiştirebilirsiniz.”

    Bundan sonra artık trenle değil, 25. Nisan 1931 de tayyaresi ile uçarak Türkiye’ye döner ve iki defa 10.000 km Anadolu turları yapıp çeşitli şehirlerde halka uçağın ne olduğunu anlatır. Sonra tekrar Kalamış Dereağzı’na dönerek “Vecihi Sivil Tayyare Mektebi”ni“ 27 Eylül 1932 tarihinde açar. Çok müracaat arasında tercihte zorlanır ama 2 bayan ve 11 erkek talebe ile işe başlar. Talebeler yatılı olacaklar ve gece gündüz uçak yapacaklardır. İki bayan talebeden biri, kızı Eribe hanımdır.

    1933 senesine kadar 5 adet uçak yapılmış ve devamlı uçuşlar olmuştur. Temmuz ayındaki Naviga dergisinde bu uçmaların birinde Kemal Niyazi Seyhun üstadın Horoz teknesinin direğine çarpıp nasıl düştüklerini anlattım.

    Trajedi ve Sonrası

    Artık Cumhuriyet bayramlarımızda göklerimizde uçaklarımız vardır. Ama 29 Ekim 1936 da kızı Eribe uçaktan atlayan ilk paraşütlü Türk kızı olmak için atlama yapar ve paraşüt yere sadece 30 metre kala açılınca babasının gözleri önünde şehit olur. Son sözü “Baba açılmadı, ne yapabilirdim?” olmuş.

    Sonra okulu kapattı ve Almanya’ya gitti. Alman hükümeti 1937 yılında 2 senelik bir eğitimle bu tecrübeli pilota “Uçak Mühendisi” diploması verdi.

    Vecihi ağabeyimiz Kalamış koyunun göklerdeki temsilcisiydi. Marangoz atölyesinde yaptığı uçak, ilk uçuş izni alan Türk uçağı idi. Kızı Eribe Hanım o dönemde paraşütle atlayacak yürekte bir Cumhuriyet kızıydı. Ve ne mutlu bize ki bu olayların dekoru hep Kalamış koyumuzdu.

    Öbür sonsuzluğa giden ağabeylerimi denizlerde ararken başımı göğe kaldırdığımda da Vecihi ağabeyimizi ararım. Cesur kızımız Eribe’yi hatırlamak ise hep gözlerimi yaşartır.

    Seyhun Binzet

    Vecihi Hürkuş