Etiket: Fadıl Vokri

  • Kaptanın Seyir Defteri IV

    Kaptanın Seyir Defteri IV

    Başından beri Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu ekibinde desteğini esirgemeyen kıymetli büyüğümüz Alp Eralp “el emeği göz nuru” bir arşivi, sezon sezon tuttuğu defterleri paylaşmamız için bize teslim etmişti… “Kaptanın Seyir Defteri I” 1980’li yıllarında sonunda tutulan müthiş bir imza defteriydi. Serinin dördüncü defteri Fenerbahçe’nin 1990-1991 sezonuna ait. Huzurlarınızda: Kaptanın Seyir Defteri IV

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Kaptanın Seyir Defteri I

    Kaptanın Seyir Defteri II

    Kaptanın Seyir Defteri III


    Fenerbahçe’nin Kadrosu: Ahmet Suphi Evke, Aykut Kocaman, Bilal Şar, Czeslaw Jakolcewicz, Ercan Koloğlu, Erdi Demir, Ergin Parlar, Fadıl Vokri, Gökhan Gedikali, Hakan Tecimer, Hasan Kemal Özdemir, Hayrettin Aksoy, İsmail Kartal, Müjdat Yetkiner, Neşet Muharremoğlu, Oğuz Çetin, Rıdvan Dilmen, Semih Yuvakuran, Sercan Görgülü, Serdar Şenkaya, Şenol Çorlu, Şenol Ulusavaş, Şenol Ustaömer, Toni Schumacher, Turhan Sofuoğlu, Yaşar Duran, Guus Hiddink

    Lige Katılan Takımlar: Adanaspor, Ankaragücü, Aydınspor, Bakırköyspor, Beşiktaş, Boluspor, Bursaspor, Fenerbahçe, Galatasaray, Gaziantepspor, Gençlerbirliği, Karşıyaka, Konyaspor, Sarıyer, Trabzonspor, Zeytinburnu

    Köşe Yazarları ve Fotoğrafçılar: Alaattin Metin, Atalay Gülen, Atılay Kayaoğlu, Attila Gökçe, Bedri Koraman, Bekir Boran, Birol Pekel, Bilal Meşe, Bülent Tuncay, Can Bartu, Cüneyt Şengül, Deniz Gökçe, Doğan Koloğlu, Doğan Yıldız, Engin Biçer, Ercan Aktuna, Erdoğan Şenay, Ergun Hiçyılmaz, Fuat Ercan, Güray Soysal, Gürcan Bilgiç, Haldun Domaç, Hasan Elidemir, Hüseyin Yangır, İlhan Söyler, İslam Çupi, Kahraman Bapçum, Lefter Küçükandonyadis, Mehmet Çakıroğlu, Mehmet Önal, Meriç Müldür, Metin Oktay, Mümin Özkasap, Necati Bilgiç, Orhan Aldinç, Ömer Üründül, Rıdvan Yelekçi, Selahattin Gökhan, Selçuk Mumcu, Serdar Uluer, Togay Bayatlı, Turgay Demir, Turgay Esmer, Turgay Örme, Yalçın Türk, Yılmaz Canel, Yusuf Dursun, Yusuf Yalkın, Zeki Çol, Ziya Şengül


    Kaptanın Seyir Defteri IV

  • Aydın

    Aydın

    Tarih 26 Ağustos 1990… Fenerbahçe, 1990-1991 sezonunun ilk maçına çıkıyor. Sonuç bir felaket. Aydın karşısında alınan 6-1’lik mağlubiyet Kadıköy’de yeri yerinden oynatıyor. Aradan tam 31 sene geçmiş. Bir yandan pandemi, bir yandan uzun şampiyonluk arası derken Fenerbahçeliler, haklı olarak üzüntülü ve karamsar. “Her gecenin bir sabahı vardır” demekten vazgeçmeden, en karanlık gecelerden birine gidelim. İşte o Aydın maçından sonra sıcağı sıcağına gazetelerde yazılanlar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    6-1

    Fenerbahçe tarihinde ilk kez bir lig maçında kalesinde 6 gol birden görüyor. 1960-61 sezonunda Galatasaray’dan 5 gol yiyen sarı-lacivertliler şimdi de ligin yenisi Aydınspor’dan yarım düzine gol yiyerek rekor kırdılar. Oysa maç öncesinde aynı rekoru kendi hanelerine yazdırmak isteyenler de Fenerbahçelilerdi. Fakat ne yazık ki silah ters tepti. Bilindiği gibi Fenerbahçe yine 1987-88 sezonunda Beşiktaş, Sarıyer ve Eskişehir’den de 4 gol yemişti.

    Karşılaşmanın başından bitiş düdüğüne kadar rezaletler dizisini oynayan ve adeta hepsi birer “Acemiler mangasını” andıran Fenerbahçeli futbolcular, sahada gezinmekten başka bir şey yapmadılar. Henüz karşılaşmanın ilk dakikalarında birbirlerini deneyen iki takımdan Aydınspor beklenmedik bir anda golüne kavuştu. Soldan derinlemesine çıkartılan çapraz pasta Fenerbahçe defansı ofsayt gerekçesiyle duraklayınca İlker topla buluştu. İleri çıkan Yaşar’ın üzerinden aşırdı : (Dk. 0-1)

    Golden sonra Fenerbahçe’nin eşitlik için saldırması beklenirken bunun tam tersi yaşandı. Devamlı top dolaştıran ve boşlukları gören Aydınspor çıktı ortaya. Genelde bütün ikili mücadeleleri kazanan Aydınlı futbolculardı. Talip yine aynı golde olduğu gibi geriden gönderilen uzun bir topla buluşup ortaladı. Mustafa yetişemedi. (Dk. 14)

    Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki önemsenecek tek atağı 31’inci dakikada geldi. Hakan’ın pasına Vokri sert vurdu, kaleciden dönen topu Şenol III tamamlamak istedi, fakat defans daha atik davrandı.

    Vokri’nin ara pasıyla buluşan Hakan soldan girip korner çzigisine geldiği anda ortaladı. Şenol III vurdu fakat yine defans topu çelmeyi başardı. (Dk. 40)

    Karşılaşmanın ikinci yarısında yine Aydınspor ön plandaydı. Fenerbahçe’den gol beklenirken Aydın golleri 50’inci dakikada ikiliyordu. Bu dakikada Faruk’un pasıyla buluşan İlker, kaleye sokuldu. Yaşar’ı yatırıp üzerinden topu ağlara bıraktı : 0-2

    En az 3 metre ofsayt pozisyonunda olan Hakan topla buluştuğu anda sert bir şut çıkardı. Kaleciden dönen topa Şenol III ıska geçti. Tekrar yetişen Hakan topu kafayla ağlara bıraktı : 1-2 (Dk. 54)

    Fenerbahçe defansının acizliğini gören her Aydınlı futbolcu ayağına geçirdiği topla Fenerbahçe ceza sahasına girmeye başladı. Yine böyle bir anda Hikmet içeriye girip durumu 1-3 yaptı. (Dk. 81)

    Fenerbahçe defansının arkasına sarkan İlker topla biraz daha dokulduktan sonra Yaşar’ın yanından plasesini yaptı : 1-4 (Dk. 84)

    Yaklaşık 25 metreden Hikmet’in bekletmeden attığı sert şutta top Yaşar’ın bakışları arasında Fenerbahçe ağlarına takıldı : 1-5 (Dk. 88)

    Karşılaşmanın son golü Mustafa’dan geldi. Ercan’ın ortasına Gökhan ıska geçince Mustafa skoru ilan etti : 1-6 (Dk. 90)

    Fenerbahçe, tarihinde ilk kez bir lig maçında bu kadar gol yerken bir başka rekoru da son 9 dakikada yediği 4 gol ile kırıyordu.

    Kadıköy’de Köşe Kapmaca

    Aydın karşısında 6 gollü hezimetten sonra sarı-lacivertli futbolcular, Kadıköy yakasında taraftarlardan köşe bucak kaçtılar.

    Maçın hemen bitiminden sonra Fenerbahçeli yüzlerce taraftar, soyunma odası çıkışında toplanarak, protestolara başladı.

    Bu arada güvenlik güçleri de yoğun kalabalığı coplarla dağıtmaya çalıştı. Ancak kızgın kalabalık bir türlü stadın çevresinden ayrılmadı.

    Kalabalık polis topluluğuna rağmen futbolcuların can güvenliği bir türlü sağlanamayınca, bu kez Fenerbahçe’nin otobüsü yerine çevik kuvvet otobüsü çağrıldı.

    Peşisıra polisler adeta bir duvar örerek, yaklaşık 1.5 saat süreyle soyunma odasında mahsur kalan futbolcuları otobüse bindirdiler. Aynı otobüse 30 kadar da polis bindi ve adeta futbolcular görünmez kılındı.

    Otobüs, stadtan ayrılırken, taş ve sopa yağmuru başladı. Hemen büfelerin önünde durmak zorunda kalan otobüsten inen polisler, taş yağdıran taraftarları aynı şekilde savurmaya çalıştılar.

    Ve otobüs yola çıktı yeniden… Ancak karşı kol yine taraftarlarca tutulduğundan bu kez “kurnaz” bir plan yapılarak, yol güzergahı değiştirildi.

    Bu durumun farkına varan “arabalı” taraftarlar da otobüsü takibe koyuldular.

    Ancak çevresine polis otoları bulunan otobüs, Göztepe civarında ara sokaklara girerek, yeni bir şaşırtmacaya başladı. Ve futbolcular birer, ikişer yoldan çevrilen taksilere bindirilerek bilinmeyen yerlere yollandı. Bu durumda hezimete son derece kızmış olan taraftarlar da ne yapacağını şaşırdı.

    Polislerin bu şaşırtmacası yaklaşık bir saat sürdü. Ve Hiddink de dahil olmak üzere tüm takım, değişim semtlerden polis arabaları ve taksilerle dağıtıldı.

    Bunun üzerine hırsını alamayan taraftarlar da “Biz Dereağzı’nda onları buluruz. Olmazsa Bolu maçı var. Hele orada da böyle bir şey tekrar etsin, görecekler” dediler.

    Bu arada Fenerbahçeli Ercan ise “En uyanık Fenerli olarak” ifade edildi.

    Çünkü Ercan, diğer takım arkadaşlarının aksine, Aydınspor otobüsüne binerek stadı terk etti.



    Kadrolar

    Fenerbahçe : Yaşar Duran, Ercan Koloğlu (Hayrettin Aksoy), Müjdat Yetkiner (Turhan Sofuoğlu), Gökhan Gedikali, Şenol Ulusavaş, Hakan Tecimer, Hasan Kemal Özdemir, Oğuz Çetin, Fadıl Vokri, Şenol Çorlu, Erdi Demir

    Aydınspor : Eser Kardeşler, İlker Yağcıoğlu, İsmail Taviş, Mustafa Gölpınar, Zeki Erguvan (Cengiz İğneci), Talip İkikardeşler (Hikmet Şıktaşlılar), Faruk Korkmaz, Ercan Kılıç, Khelifa Belaouchet, Önder Kon, Djamel Amani

  • Toni Schumacher’in İlk Jübilesi

    Toni Schumacher’in İlk Jübilesi

    29 sene önce bugün, 4 Haziran 1991 tarihinde Toni Schumacher, İnönü Stadı’nda oynanan Fenerbahçe-Atletico Madrid maçında “ilk” jübilesini yaptı

    Dieter Pauly, Lale Orta ve Binali Kartal hakem üçlüsünün yöneteceği maçta kadrolar şu şekildeydi :

    Fenerbahçe :

    Schumacher (Yaşar), B.Şenol, Müjdat, Semih, İsmail, Serdar, Oğuz, K.Şenol, Hakan (Sercan), Aykut, Vokri

    Atletico Madrid :

    Mejias, Lopez, Solozobal, Donato, Pedro (Koldo), Fereira, Manola (Julio Prieto), Schuster, Viscanio (Sabas), Futre, Orejuela

    Maçın başlamasına kısa bir süre kala elektrikler gidince, ilk yarı sadece hava kararıncaya kadar 16 dakika oynandı. Bu arada Atletico Madrid, Orejuela’nın ayağından bir gol buldu.

    Aşağı yukarı bir saatlik bir gecikmeden sonra, ikinci yarı başladı.

    Vokri’nin 65. dakikada, Aykut’un 77’de ve Müjdat’ın 82. dakikada attığı gollere, 84’de Koldo ve 88’de Sabas karşılık verince, maç 3-3 berabere bitti. Schumacher omuzlara alındı, tribünleri selamladı ve İstanbul’daki Fenerbahçe taraftarlarına veda etti. Yaklaşık iki ay kadar sonra bu kez İzmir’de, Bayern Münih maçında ikinci jübilesini yapacaktı.

    Halit Deringör, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde bu jübile maçı için şunları yazdı :

    Tanrılar da Ağlarmış

    Schumacher, ülkemizde öğrenmesini bilenlere çok şeyler öğretti. Hatta Türk, Alman elçilerinin iki ülke arasında yıllarca kuramadığı sıcak ilişkiyi Schumacher kurdu. Büyük futbolculuğu ile beraber bu kişiliği yüzünden Türk spor tarihinde önemli bir köşeye sahip oldu.

    Schumacher, isyankar, kavgacı, reaksiyoner, haksızlığa tahammül edemeyen, ruhsal yapısı ile duygusal, insancıl bir yapıya da sahip. Onu insan yapan da bu duyguları. Yağmurlu ve boş tribünler önünde oynanan Gaziantep maçından sonra Schumacher bir arkadaşımıza, “Tanrı, sevdiği insanların arkasından gözyaşı dökermiş. Beni de seviyor olmalı ki arkamdan yağmur yağdırıyor ve gözyaşı döküyor” demişti. Dün Schumacher’in jübile maçı yıllarca dillerden düşmeyecek bir sevgi gösterisi içinde cereyan etti. Schumacher, omuzlara alındı. Gözlerinden yaşlar ip gibi akıyordu. Tanrıların ağlayıp ağlamadıklarını bilmiyoruz ama bu defa stadyumu dolduran insanların çoğu gözyaşlarını tutamamıştı. Hem de karanlıkta için için ağlayarak.

    Halit Deringör – 5 Haziran 1991 – Cumhuriyet Gazetesi