Etiket: Fikret Arıcan

  • Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları-VI

    Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları-VI

    “Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları” serisinde altıncı bölüme geldik. Türk futbolu profesyonelliğe doğru ilerlerken, bazı önemli portreler ile karşılaşıyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Birinci Bölüm
    İkinci Bölüm
    Üçüncü Bölüm
    Dördüncü Bölüm
    Beşinci Bölüm


    Takımdan Uzaklaşmak Zorunda Kalanlar

    1940-1941 sezonu Fenerbahçe için stadı bakımından büyük bir şans ve imkan yılı olmuştur. Çünkü Taksim’deki Taksim Stadı yıktırılmış ve yerine Taksim Gezisi ve parkı yapılmış olduğundan bütün maçlar Beşiktaş’taki Şeref Stadı ile Kadıköy’deki Fenerbahçe Stadı’nda oynanmıştır. Bu suretle de bizim maç seyretme şansımız artmıştır. Yalnız o sene başı şanssızlıklar da olmuştur. Mesela Melih Kotanca uzun bir müddet Atletizm Milli Kampına alınmıştır. Yok Balkan Atletizm şampiyonası yarışmaları idi derken Melih sadece 2 maçta oynayabildi. Fenerbahçe en mühim santrforundan mahrum kaldı.

    Ayrıca senelerce emek vererek formunun zirvesine getirdiğimiz Bek Yaşar mühendis mektebini bitirdi ve işi icabı Ankara’ya gitmeye mecbur kaldı ve bu suretle esasen Fazıl abi de sporu bıraktı ve zaten biraz da yaşlanmıştı. Dolayısıyla Lebib Elmas’ın yanına yeni transfer Taci geldiyse de müdafaa biraz zayıflamıştı. Buna rağmen ligin sonunda finale Başiktaş’la başa baş girdik. Ancak 1940 senesi Türkiye şampiyonluğu maçlarına ligin sekizinci haftasında 9 ay boykot alan Melih iştirak edememiştir.

    İkincilikler

    Ayrıca Türkiye şampiyonluğu final maçının Ankara’da oynanacağı tarihle İstanbul’da Beşiktaş’la oynayacağımız tarihle aynı güne rastladığından Fenerbahçe aynı günde iki maç için A ve B takımlarını ikiye bölerek Ankara’da Türkiye şampiyonluğu final maçını İstanbul’da da Beşiktaş’la lig maçını oynamış ve her iki karşılaşmayı da kaybetmiştir. İşte bu yıl Fenerbahçe 1 puan farkla şampiyonluğu da kaybetmiştir. Fakat gene de ikinci olması ve takımın çok iyi futbol oynaması taraftardaki Fenerbahçe sevgisine zerre kadar tesir etmedi. Hele lig maçlarının bitiminden sonra Milli Küme başladı ve Milli Küme İzmir, Anka şehirlerinin de iştirakiyle yapıldığı işçin daha da heyecanlı ve daha büyük bit organizasyon sayıldığından ilgi ve heyecan daha fazla idi.

    Aslen Fenerbahçe 1940 senesi milli küme’de bir yenildi ile Türkiye şampiyonu oldu. Güneş kulübünden gelen Cihat, Melih, Ömer, Rebii’nin katılımından başka sahaların yıldız futbolcusu Küçük Fikret Haydarpaşa Lisesini bitirmiş ve Fenerbahçe takımındaki sağ açık yerini almıştır.

    Fikret Kırcan

    Küçük Fikret’in nasıl futbol oynadığını izah etmek mümkün değildir.

    Uzun boyu o kadar zarifti ki topu sürdüğünün farkına varamazlardı. Orta yapacağını zannettiğimiz an bu namüsait durumda topa vurur ve gol olurdu. Herkesin tek ayak dediği Fikret’in sol ayakla attığı gollerin en meşhuru Atina’da Yunan Milli maçında attığı goldür. Herr Schveng Fikret’i çalıştırırken antrenmanlarda sağ ayağına ayakkabı giydirmez yün çorapla çalıştırırdı. Küçük Fikret de Büyük Fikret de bu unvanları aralarındaki yaş farkından dolayı almışlardır. Yoksa futbol tekniği olarak ikisi de eşit derecede büyük yetenek sahibi birer şaheserdi.

    Küçük Fikret’in gollerini anlatmaya benim değil hiçbir otoritenin gücü yetmez. Hele Dolmabahçe stadında Avusturya takımına aynı yerden attığı iki frikik golünü tarife imkan var mıdır?

    Amatörlük Giderken

    1941 ve 1942 yıllarında Milli Eğitim Kupası şampiyonu olamadık. Fakat takım fevkalade top oynuyor. Kulüp her gün biraz daha gelişiyordu. 1941’de İngilizlerin Ortadoğu karması ile yapılan ve 2-2 berabere biten maçta Fenerbahçe harika bir futbol oynamıştır. Bilhassa kaleci Cihat Arman sahayı İngilizlerin tebrikleri ve takdirleri ile terk etmiştir.

    1941 yılının en enteresan hadisesi Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünün hazırladığı “Amatörlük Talimatnamesi”dir. Amatörlük talimatnamesi, sporcunun alacağı maaşı, yolluğu vesaireyi belirliyor. Amatörlükte para kazanmak diye bir mefhum olur mu? Bu talimatnameye göre sporcu kulüpten ayda 30 liradan fazla maaş alamaz ve değeri 30 liradan fazla prim, ödül, hediye alamaz maddesi ile konan bu yasağa hiçbir kulüp uymadı. Beden terbiyesi de hiçbir şeye karışamadı. Fakat bu talimatnamenin en acı tarafı gizli profesyonelliği getirdi.

    İkinci Cihan Harbinden sonra nasıl milli koruma ticarette karaborsacılığı getirdi ise amatör yönetmelik de sporda gizli profesyonelliği getirdi. Hatta o senelerde (Cihat benden 4 yaş büyük olduğu halde arkadaşımdı) Cihatla Hacı Bekir’in Beyoğlu’ndaki mağazasına uğrar, bazen 10 bazen 20 lira alarak Abdülhak Hamit Caddesindeki dairesinde hayatını idame ettirmeye çalışırdı. Hacı Bekir o zamanlar kulüpte başkan alfan değildi fakat Cihat’ı çok severdi. Onun için Beyoğlu’ndaki mağazasına özel emir vermişti.

    Artık Görülmeyen İncelikler

    Hacı Bekir zade Ali Muhittin çok bonkördü fakat bu yardımları hiç kimseyi kırmadan hiç kimsenin onurunu zedelemeden tam bir beyefendice yapan bir kişiliği vardı.

    Bir gün Hacı Bekir tahta binanın stadı gören penceresinden maç seyrediyordu. Maç 0-0 bitmek üzere iken son dakikada Taka Naci bir gol attı. Futbolcular sevinç içinde soyunma odalarına koşarken Hacı Bekir de merdivenlerden inmişti. Taka Naci’yi görünce yanına çağırdı ve kendisini tebrik etti ve hiç çaktırmadan cebinden cüzdanı çıkardı ve olduğu gibi verdi. Orada cüzdandan para çıkarıp verse hiç yakışık almayacak bir manzara olacaktı. İşte Hacı Bekir hiçbir zaman böyle yakışıksız bir şey yapmadı.

    Velhasıl tam 10 sene Türkiye spor kulüpleri bu Amatörlük Talimatnamesi ile idare edildi ve hiçbir gün ne denetlendi ne karışan görüşen oldu. Hatta o devirde Beden Terbiyesi’nden görevli olan bazı kulüp mensupları taraftarı olduğu kulübü sporcularını devlet dairelerinde işe aldılar. Fakat onların işe gitmemelerine göz yumarak profesyonelliğe resmen devleti dahi alet ettiler.

    Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları / Devam Edecek

  • Fenerbahçe’nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 7 Ekim 1945 tarihinde başlayıp 27 Ocak 1946’da biten İstanbul Ligi’ni 14 maçta 8 galibiyet, 5 beraberlik ve sadece 1 yenilgiyle Beşiktaş’ın arkasında ikinci tamamladı. İlk kez yapılan Milli Küme seçmelerine İstanbul Ligi’ni ilk dörtte bitiren takımlar katıldı. Burada 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak, Milli Küme maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, burada da 10 maçta 9 galibiyet, tek yenilgi alarak sekizinci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, 20 maçta attığı 21 golle Melih Kotanca oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin sekizinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    07.10.1945 / Fenerbahçe 1 – 2 Beşiktaş

    14.10.1945 / Fenerbahçe 2 – 1 İstanbulspor

    28.10.1945 / Fenerbahçe 1 – 1 Beyoğluspor

    04.11.1945 / Fenerbahçe 6 – 0 Süleymaniye

    11.11.1945 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    18.11.1945 / Fenerbahçe 3 – 1 Vefa

    25.11.1945 / Fenerbahçe 3 – 1 Beykoz

    16.12.1945 / Fenerbahçe 1 – 1 Beşiktaş

    23.12.1945 / Fenerbahçe 3 – 1 İstanbulspor

    30.12.1945 / Fenerbahçe 1 – 0 Beyoğluspor

    06.01.1946 / Fenerbahçe 4 – 0 Süleymaniye

    13.01.1946 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    20.01.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Vefa

    27.01.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Beykoz


    Milli Küme Seçmeleri

    03.03.1946 / Fenerbahçe 2 – 0 Vefa

    09.03.1946 / Fenerbahçe 2 – 0 Galatasaray

    10.03.1946 / Fenerbahçe 0 – 1 Beşiktaş

    17.03.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Beşiktaş

    24.03.1946 / Fenerbahçe 1 – 0 Vefa

    31.03.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Galatasaray


    Millî Küme Maçları

    06.04.1946 / Fenerbahçe 5 – 1 Göztepe

    07.04.1946 / Fenerbahçe 4 – 1 İzmir Kayagücü

    13.04.1946 / Fenerbahçe 3 – 0 Gençlerbirliği

    14.04.1946 / Fenerbahçe 4 – 0 Muhafızgücü

    20.04.1946 / İzmir Kayagücü 0 – 2 Fenerbahçe

    21.04.1946 / Göztepe 1 – 2 Fenerbahçe

    28.04.1946 / Fenerbahçe 3 – 1 Beşiktaş

    05.05.1946 / Gençlerbirliği 1 – 2 Fenerbahçe

    06.05.1946 / Muhafızgücü 0 – 4 Fenerbahçe

    12.05.1946 / Fenerbahçe 1 – 2 Beşiktaş


    En Çok Forma Giyenler

    28 Maç : Naci Bastoncu

    27 Maç : Ahmet Erol, Selahattin Torkal

    26 Maç : Murat Alyüz, Ömer Boncuk

    22 Maç : Erol Keskin

    21 Maç : Halil Köksalan

    20 Maç : Melih Kotanca

    18 Maç : İbrahim İskeçe

    15 Maç : Halit Deringör

    13 Maç : Cihat Arman, Halil Özyazıcı

    11 Maç : Sabri Kiraz, Samim Var

    7 Maç : Esat Kaner, Müzdat Yekiner

    6 Maç : Numan Uzun, Nuri Pekesen

    5 Maç : Adnan Tuncay, Argun Nemli

    4 Maç : “Büyük” Fikret Arıcan

    3 Maç : “Küçük” Fikret Kırcan, Şevket Demirtepe

    2 Maç : Necdet Dalay, Rıfkı Pekşen

    1 Maç : Kemal Atakul, Konur Alp Mutlu


    En Çok Gol Atanlar

    21 Gol : Melih Kotanca

    7 Gol : Erol Keskin

    6 Gol : Müzdat Yetkiner

    5 Gol : Halil Köksalan, Naci Bastoncu

    4 Gol : İbrahim İskeçe

    3 Gol : Halit Deringör, Murat Alyüz

    2 Gol : Halil Özyazıcı, Ömer Boncuk

    1 Gol : Adnan Tuncay, Ahmet Erol, Argun Nemli, Esat Kaner “Küçük” Fikret Kırcan, Samim Var, Selahattin Torkal

    Fenerbahçe'nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

  • Fenerbahçe’nin Beşinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Beşinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 13 Eylül 1942 tarihinde başlayıp 7 Mart 1943’de biten İstanbul Ligi’ni 18 maçta (üç tanesi hükmen) 15 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 yenilgiyle Beşiktaş’ın arkasında ikinci tamamladı. Böylelikle Milli Küme maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, burada da 14 maçta 11 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak beşinci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, bir önceki şampiyonlukta olduğu gibi, yine Melih Kotanca oldu… Bu defa 18 maçta tam 19 gol attı… Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin beşinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    13.09.1942 / Fenerbahçe 4 – 0 Süleymaniye

    20.09.1942 / Fenerbahçe 8 – 0 Taksim

    27.09.1942 / Fenerbahçe – Galatasaray (Hükmen)

    18.10.1942 / Fenerbahçe 3 – 0 Kasımpaşa

    25.10.1942 / Fenerbahçe 3 – 3 Vefa

    08.11.1942 / Fenerbahçe 3 – 0 İstanbulspor

    15.11.1942 / Fenerbahçe 13 – 1 Davutpaşa

    22.11.1942 / Fenerbahçe 1 – 2 Beşiktaş

    06.12.1942 / Fenerbahçe 3 – 2 Beykoz

    21.12.1942 / Fenerbahçe 3 – 1 Süleymaniye

    27.12.1942 / Fenerbahçe 2 – 0 Taksim

    03.01.1943 / Fenerbahçe – Galatasaray (Hükmen)

    17.01.1943 / Fenerbahçe 5 – 1 Beykoz

    24.01.1943 / Fenerbahçe 6 – 1 Kasımpaşa

    14.02.1943 / Fenerbahçe 3 – 1 İstanbulspor

    21.02.1943 / Fenerbahçe – Davutpaşa (Hükmen)

    28.02.1943 / Fenerbahçe 0 – 1 Beşiktaş

    07.03.1943 / Fenerbahçe 3 – 2 Vefa


    Milli Küme Maçları

    14.03.1943 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    20.03.1943 / Gençlerbirliği 0 – 1 Fenerbahçe

    21.03.1943 / Ankara Demirspor 2 – 2 Fenerbahçe

    04.04.1943 / Fenerbahçe 2 – 0 Vefa

    11.04.1943 / Fenerbahçe 1 – 0 Beşiktaş

    17.04.1943 / Fenerbahçe 3 – 0 Gençlerbirliği

    18.04.1943 / Fenerbahçe 2 – 0 Ankara Demirspor

    24.04.1943 / Fenerbahçe 5 – 0 Altınordu

    25.04.1943 / Fenerbahçe 2 – 0 Göztepe

    01.05.1943 / Altınordu 1 – 2 Fenerbahçe

    02.05.1943 / Göztepe 2 – 1 Fenerbahçe

    09.05.1943 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    16.05.1943 / Fenerbahçe 4 – 0 Vefa

    19.05.1943 / Fenerbahçe 4 – 1 Beşiktaş


    En Çok Forma Giyenler

    29 Maç : Cihat Arman

    28 Maç : Ömer Boncuk

    25 Maç : Aydın Bakanoğlu, Esat Kaner, “Küçük” Fikret Kırcan, Murat Alyüz, Naci Bastoncu

    23 Maç : Halit Deringör

    20 Maç : Ali Rıza Tansı

    18 Maç : Melih Kotanca, Müzdat Yetkiner

    16 Maç : Rebii Erkal

    15 Maç : Lebip Elmas

    9 Maç : İbrahim İskeçe

    7 Maç : Muammer Oraman

    3 Maç : Halil Köksalan

    2 Maç : “Büyük” Fikret Arıcan, Orhan Menemencioğlu

    1 Maç : Muzaffer Ateşçi, Naim Şukal, Orhan Canpolat, Recep Nurcan


    En Çok Gol Atanlar

    19 Gol : Melih Kotanca

    18 Gol : Naci Bastoncu

    12 Gol : Müzdat Yetkiner

    9 Gol : “Küçük” Fikret Kırcan

    8 Gol : İbrahim İskeçe

    7 Gol : Halit Deringör

    4 Gol : Ömer Boncuk, Rebii Erkal

    3 Gol : Ali Rıza Tansı, Esat Kaner

    1 Gol : Aydın Bakanoğlu, “Büyük” Fikret Arıcan, Orhan Canpolat

    Fenerbahçe'nin Beşinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Beşinci Türkiye Şampiyonluğu maçlarından…

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

  • Fenerbahçe’nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 1 Ekim 1939 tarihinde başlayıp 24 Mart 1940’da biten İstanbul Ligi’ni 18 maçta (biri hükmen) 14 galibiyet, 2 beraberlik ve iki yenilgiyle Beşiktaş’ın arkasında ikinci tamamladı. Böylelikle Milli Küme maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, burada da 14 maçta 11 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak dördüncü Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, kırılması güç bir rekora imza atan Melih Kotanca oldu… 25 maçta tam 51 gol buldu… Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin dördüncü Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    01.10.1939 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    08.10.1939 / Fenerbahçe 4 – 1 Topkapı

    15.10.1939 / Fenerbahçe 3 – 4 Beşiktaş

    22.10.1939 / Fenerbahçe 5 – 0 Süleymaniye

    29.10.1939 / Fenerbahçe 1 – 1 Beykoz

    05.11.1939 / Fenerbahçe 1 – 0 Vefa

    12.11.1939 / Fenerbahçe 1 – 0 Kasımpaşa

    19.11.1939 / Fenerbahçe 3 – 0 İstanbulspor

    26.11.1939 / Fenerbahçe 10 – 0 Hilal

    24.12.1939 / Fenerbahçe 1 – 3 Galatasaray

    14.01.1940 / Fenerbahçe 4 – 0 Süleymaniye

    28.01.1940 / Fenerbahçe 4 – 0 Vefa

    04.02.1940 / Fenerbahçe 8 – 2 Kasımpaşa

    18.02.1940 / Fenerbahçe 8 – 0 Hilal

    25.02.1940 / Fenerbahçe 14 – 0 Topkapı

    10.03.1940 / Fenerbahçe 1 – 1 Beykoz

    17.03.1940 / Fenerbahçe – İstanbulspor (Hükmen)

    24.03.1940 / Fenerbahçe 5 – 1 Beşiktaş


    Milli Küme Maçları

    31.03.1940 / Fenerbahçe 1 – 1 Galatasaray

    06.04.1940 / Altay 0 – 2 Fenerbahçe

    07.04.1940 / Altınordu 1 – 2 Fenerbahçe

    20.04.1940 / Gençlerbirliği 2 – 1 Fenerbahçe

    21.04.1940 / Muhafızgücü 2 – 2 Fenerbahçe

    27.04.1940 / Fenerbahçe 3 – 1 Gençlerbirliği

    28.04.1940 / Fenerbahçe 3 – 1 Muhafızgücü

    25.05.1940 / Fenerbahçe 9 – 2 Altay

    26.05.1940 / Fenerbahçe 7 – 0 Altınordu

    09.06.1940 / Fenerbahçe 3 – 2 Galatasaray

    16.06.1940 / Fenerbahçe 5 – 2 Vefa

    23.06.1940 / Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş

    30.06.1940 / Fenerbahçe 4 – 0 Vefa

    07.07.1940 / Fenerbahçe 5 – 2 Beşiktaş


    En Çok Forma Giyenler

    28 Maç : Cihat Arman

    27 Maç : “Küçük” Fikret Kırcan

    26 Maç : Esat Kaner

    25 Maç : Basri Taşkavak, Melih Kotanca

    23 Maç : “Büyük” Fikret Arıcan

    22 Maç : Lebip Elmas, Rebii Erkal, Yaşar Yalçınpınar

    19 Maç : Ömer Boncuk

    15 Maç : Ali Rıza Tansı, Orhan Menemencioğlu

    14 Maç : Faruk Hızer, Mehmet Reşat Nayır

    12 Maç : Naci Bastoncu

    10 Maç : Hayati Öney

    4 Maç : Bülent Büyükyüksel, Yorgo Angelidis

    3 Maç : Muzaffer Ateşçi

    2 Maç : Fazıl Arzık, İrfan Denever, Orhan Canpolat, Semih Arıcan

    1 Maç : Nazım Kayar, Nuri Pekesen, Taci Ece


    En Çok Gol Atanlar

    51 Gol : Melih Kotanca

    15 Gol : “Küçük” Fikret Kırcan

    14 Gol : Basri Taşkavak

    11 Gol : Yaşar Yalçınpınar

    8 Gol : Rebii Erkal

    7 Gol : “Büyük” Fikret Arıcan, Naci Bastoncu

    5 Gol : Esat Kaner

    1 Gol : Ali Rıza Tansı, Faruk Hızer, Nazım Kayar, Yorgo Angelidis

    Fenerbahçe'nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

  • Fenerbahçe’nin Üçüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Üçüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 25 Ekim 1936 tarihinde başlayıp 28 Şubat 1937’de biten İstanbul Ligi’ni 11 maçta 11 galibiyet ile sadece tek gol yiyerek şampiyon tamamladı. Böylelikle ilk defa düzenlenen Milli Küme maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, burada da 14 maçta 10 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 mağlubiyet alarak üçüncü Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı ise 22 maçta attığı 19 gol ile Esat Kaner’di… Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin üçüncü Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    25.10.1936 / Fenerbahçe 8 – 0 Vefa

    08.11.1936 / Fenerbahçe 3 – 0 Eyüp

    15.11.1936 / Fenerbahçe 5 – 0 Beykoz

    22.11.1936 / Fenerbahçe 2 – 0 Beşiktaş

    29.11.1936 / Fenerbahçe 2 – 0 Süleymaniye

    20.12.1936 / Fenerbahçe 7 – 0 Hilal

    27.12.1936 / Fenerbahçe 2 – 0 İstanbulspor

    03.01.1937 / Fenerbahçe 1 – 0 Güneş

    07.02.1937 / Fenerbahçe 4 – 1 Galatasaray

    14.02.1937 / Fenerbahçe 10 – 0 Anadolu

    28.02.1937 / Fenerbahçe 3 – 0 Topkapı


    Milli Küme Maçları

    21.03.1937 / Fenerbahçe 1 – 2 Beşiktaş

    27.03.1937 / Ankaragücü 1 – 4 Fenerbahçe

    28.03.1937 / Gençlerbirliği 1 – 2 Fenerbahçe

    03.04.1937 / Fenerbahçe 1 – 0 Üçok

    18.04.1937 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    02.05.1937 / Fenerbahçe 2 – 1 Gençlerbirliği

    09.05.1937 / Fenerbahçe 6 – 0 Doğanspor

    15.05.1937 / Doğanspor 4 – 3 Fenerbahçe

    16.05.1937 / Üçok 3 – 3 Fenerbahçe

    30.05.1937 / Fenerbahçe 4 – 2 Güneş

    13.06.1937 / Fenerbahçe 2 – 0 Ankaragücü

    27.06.1937 / Fenerbahçe 2 – 1 Galatasaray

    04.07.1937 / Fenerbahçe 1 – 0 Beşiktaş

    11.07.1937 / Fenerbahçe 3 – 1 Güneş


    En Çok Forma Giyenler

    25 Maç : Mehmet Reşat Nayır, Yorgo Angelidis

    24 Maç : Fikret Arıcan, Naci Bastoncu

    22 Maç : Esat Kaner

    21 Maç : Hüsamettin Böke, Lebip Elmas

    19 Maç : Ali Rıza Tansı

    18 Maç : Niyazi Sel

    16 Maç : Yaşar Alpaslan

    11 Maç : Fazıl Arzık

    8 Maç : Şaban Topkanlı

    7 Maç : Bülent Büyükyüksel

    5 Maç : Orhan Canpolat

    4 Maç : Namık Erbay, Necdet Erdem

    1 Maç : Sedat Bayur


    En Çok Gol Atanlar

    19 Gol : Esat Kaner

    15 Gol : Ali Rıza Tansı

    14 Gol : Naci Bastoncu

    8 Gol : Bülent Büyükyüksel

    6 Gol : Niyazi Sel

    5 Gol : Fikret Arıcan, Namık Erbay

    3 Gol : Orhan Canpolat, Şaban Topkanlı

    1 Gol : Muzaffer Çizer, Yorgo Angelidis

    Fenerbahçe'nin Üçüncü Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Üçüncü Türkiye Şampiyonluğu Kadrosu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

  • Fenerbahçe’nin İkinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin İkinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 19 Ekim 1934 tarihinde başlayıp 15 Mart 1935’de biten İstanbul Ligi’ni 14 maçta 10 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 mağlubiyetle şampiyon olarak tamamladı. Böylelikle Türkiye Futbol Şampiyonluğu maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, Balıkesir’de oynanan grup birinciliklerinden sonra İstanbul’da finalleri oynadı ve ilk şampiyonluğunda olduğu gibi, yine bir İzmir takımını, Altınordu’yu 3-1 yenerek Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun Fenerbahçe adına gol kralı ise bir değil, üç kişiydi. Sonraki yıllarda isminin başına “Büyük” lakabı gelecek olan Fikret Arıcan, Muzaffer Çizer ve Namık Erbay 13’er golle Fenerbahçe’nin en çok gol bulan oyuncuları oldular… Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin ikinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    19.10.1934 / Fenerbahçe 9 – 0 Süleymaniye

    26.10.1934 / Fenerbahçe 10 – 2 Beykoz

    09.11.1934 / Fenerbahçe 4 – 2 İstanbulspor

    16.11.1934 / Fenerbahçe 1 – 2 Vefa

    30.11.1934 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    14.12.1934 / Fenerbahçe 1 – 0 Beşiktaş

    11.01.1935 / Fenerbahçe 4 – 2 Beşiktaş

    18.01.1935 / Fenerbahçe – Süleymaniye (Hükmen)

    25.01.1935 / Fenerbahçe 9 – 1 Beykoz

    08.02.1935 / Fenerbahçe 5 – 1 İstanbulspor

    15.02.1935 / Fenerbahçe 4 – 1 Vefa

    01.03.1935 / Fenerbahçe 0 – 4 Galatasaray

    08.03.1935 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    15.03.1935 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray


    Türkiye Futbol Birinciliği Maçları

    25.08.1935 / Fenerbahçe 8 – 0 Çanakkale Türkgücü

    29.08.1935 / Fenerbahçe 5 – 1 Balıkesir İdman Yurdu

    04.09.1935 / Fenerbahçe 9 – 0 Adana Torosspor

    08.09.1935 / Fenerbahçe 3 – 1 Altınordu


    En Çok Forma Giyenler

    17 Maç : Ali Rıza Tansı, Esat Kaner, Fikret Arıcan, Niyazi Sel, Yaşar Alpaslan

    16 Maç : Fazıl Arzık

    15 Maç : Şaban Topkanlı

    13 Maç : Muzaffer Çizer

    11 Maç : Hüsamettin Böke, Mehmet Reşat Nayır, Namık Erbay

    9 Maç : Cevat Sayit

    6 Maç : Bedii Yazıcı, Naci Bastoncu

    3 Maç : Lebip Elmas

    1 Maç : Süleyman Tekil


    En Çok Gol Atanlar

    13 Gol : Fikret Arıcan, Muzaffer Çizer, Namık Erbay

    8 Gol : Ali Rıza Tansı

    7 Gol : Naci Bastoncu, Niyazi Sel

    6 Gol : Şaban Topkanlı

    4 Gol : Esat Kaner

    1 Gol : Süleyman Tekil, Yaşar Alpaslan

    Fenerbahçe'nin İkinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin İkinci Türkiye Şampiyonluğu
  • Sadri Alışık

    Sadri Alışık

    1975 tarihli “Sarı Kanaryalar” gazetesinde, hemen her sayıda bir Fenerbahçeli ünlü yer almış. Tabii o zamanlar denizde kum, Yeşilçam’da ve tiyatroda Fenerbahçeliler! İşte onlardan biri, “Turist Ömer” Sadri Alışık ve oğlu Kerem Alışık… Kazım Kanat’ın röportajı ve Cem Etabek’in fotoğraflarıyla; keyifli okumalar… Hazır gelmişken ve Yeşilçam da demişken, “Aslan Fenerbahçe” yazısını bir kez daha okumadan geçmemenizi öneririz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Sadri Alışık ve Turist Ömer

    Abilerim, ablalarım, kardeşlerim,bacılarım ve bilumum gariban arkadaşlarım. Şampiyon Fenerbahçe’mize selam, kupaları toplamaya devam…

    Sadri Alışık söylüyordu bu sözleri. Bir başka deyişle beyaz perdemizin ünlü Turist Ömer’i, Sadri Alışık’ın Fenerbahçe’miz için söyledikleri hep şampiyonluk ve kupalar üstüne. Bu sezonki başarının mutluluğun bir başka yorumluyor Alışık.

    “Zira 3 yılın özlemi var ve bu hırsla en büyük biz olduğumuzu ispat ettik” diyor.

    Alışık’ın bir başka yönü daha var. Hani şaka ile karışık, Sadri Alışık’ın söyledikleri. Biz sözü uzatmadan yazımızın başına dönelim ve şampiyonluğu Turist Ömer’imizden dinleyelim:

    “Abilerim, ablalarım, kardeşlerim, bacılarım ve bilumum gariban kardeşlerim şampiyonluğumuz kutlu olsun. Böylesine güzel bir yılda göğsümüzü gere gere sokakta yürüyoruz. Bunda Allah’ı var Didi’nin hakkı büyük. Hele bizim çocuklar bu sezon çok iyi top oynadılar. Ve en yücesi karda kışta tribünlerimizi destekleyen tüm gariban Sarı Kanaryalar var ya onların hakkı ödenmez. Altın yılımızın gelecek sezonlarda da devam edeceğine inanıyorum. Her şey Fenerbahçe’miz için.

    Çolpan İlhan ve Kerem

    Turist Ömer’imizin bu denli ateşli Fenerbahçeliliğine karşılık, hanımı Çolpan İlhan ve oğlu Kerem Alışık bir başka Fenerbahçeli. Evet Kerem için baba Alışık’ın bir çift sözü var :

    “Bizim kaptan, hasta Fenerbahçeli. Evelallah iyi de futbolcu hani. Kendisini Fenerbahçe Genç Takımı’na yazdıracağım. Böylece Fenerbahçe’ye olan aşkımızı oğlum devam ettirecektir…”

    Sadri Alışık’ın “kaptanım” dediği Kerem, Sarı Kanaryalar’a olan aşırı tutkusu yüzünden derslerini ihmal ediyor. Bunu makul mazeret olarak kabul eden Alışık, “Ne yapalım Fenerbahçe’mizin sevgisinden olur böyle şeyler” diyor. Küçük Alışık’ın Mithatpaşa tünelinden sahaya çıkarken babasına fısıldadığı bir sözü de hemen söyleyelim. “Babacığım sana söz veriyorum. Gelecekte bu tünelden gerçek Fenerbahçe forması ile çıkacağım”

    Seyrine Doyamadıkları

    Turist Ömer’imizin Sarı Lacivertli renklere olan bağlılığı ta 40 sene öncesine dayanıyor. O zamanlarda gönlünde taht kuran Büyük ve Küçük Fikret’ler, Cihat’lar, Mehmet Reşat’lar, Lefter’ler, Can’lar ve günümüzde Cemil, Ziya ve Osman’lar hep Fenerbahçe’ye olan aşkını körükleyen futbolcular. Geçmişteki ünlü kramponlar için seyrine doyamadığım futbolcular diyen Alışık’ın bir başka tutkusu bahse girmesi. Fenerbahçe ile ilgili olan bir bahsini bakın nasıl anlatıyor :

    “1959 yılları idi. Takımımız çok kötü idi. Galatasaray ile lig maçı yapacaktık. Galatasaray beraberlikte bile şampiyon olacaktı. Arkadaşımla 500 Lira bahse girdim. Ne yazık ki Galatasaray kazanır diyordum. Sonucunda 4-0 galip geldik. Ben de bir kez daha kulübümüzün en büyük olduğunu anladım.

    Sadri Alışık ve oğlu Kerem Alışık
  • Fenerbahçe’nin İlk Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin İlk Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 2 Aralık 1932 tarihinde başlayıp 16 Haziran 1933’de biten İstanbul Ligi’ni 12 maçta 10 galibiyet ve 2 beraberlikle şampiyon olarak tamamladı. Böylelikle Türkiye Futbol Şampiyonluğu maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, Bursa’da oynanan grup birinciliklerinden sonra Ankara’da finalleri oynadı ve (ilk maç yarıda kaldığı için) 10 Kasım’da İzmir Alsancak Stadı’nda İzmirspor’u 8-0 yenerek Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu. Fenerbahçe tarihinin en büyük golcüsü Zeki Rıza Sporel de kadrodaydı. Sezonu gol kralı olarak bitirdi… Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin ilk Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    02.12.1932 / Fenerbahçe 5 – 1 Beykoz

    23.12.1932 / Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş

    06.01.1933 / Fenerbahçe 4 – 0 Süleymaniye

    20.01.1933 / Fenerbahçe 4 – 1 Vefa

    03.02.1933 / Fenerbahçe 1 – 1 İstanbulspor

    10.02.1933 / Fenerbahçe 5 – 1 Galatasaray

    10.03.1933 / Fenerbahçe 2 – 1 Beykoz

    21.04.1933 / Fenerbahçe 3 – 1 Süleymaniye

    12.05.1933 / Fenerbahçe 2 – 1 Vefa

    19.05.1933 / Fenerbahçe 2 – 0 İstanbulspor

    02.06.1933 / Fenerbahçe 2 – 0 Galatasaray

    16.06.1933 / Fenerbahçe 0 – 0 Beşiktaş


    Türkiye Futbol Birinciliği Maçları

    20.10.1933 / Fenerbahçe 12 – 0 Adapazarı Gençlerbirliği

    22.10.1933 / Fenerbahçe – Bursa Sanatkaran Gücü (Hükmen)

    24.10.1933 / Fenerbahçe 4 – 1 Gençlerbirliği

    27.10. 1933 / Fenerbahçe 3 – 0 Trabzon İdman Ocağı

    29.10.1933 / Fenerbahçe 0 – 1 İzmirspor (Tatil Edildi)

    10.11.1933 / Fenerbahçe 8 – 0 İzmirspor


    En Çok Forma Giyenler

    17 Maç : Fikret Arıcan, Muzaffer Çizer, Niyazi Sel, Şaban Topkanlı, Zeki Rıza Sporel

    16 Maç : Cevat Sayit, Hüsamettin Böke

    15 Maç : Esat Kaner, Yaşar Alpaslan

    14 Maç : Mehmet Reşat Nayır

    9 Maç : Fazıl Arzık

    5 Maç : Füruzan Şansal

    4 Maç : Hadi Tarlan

    3 Maç : Ziya Atamer

    1 Maç : Lütfi Boyer, Sadi Çoban, Safa Özyurt, Süleyman Tekil, Yorgo Angelidis


    En Çok Gol Atanlar

    17 Gol : Zeki Rıza Sporel

    9 Gol : Fikret Arıcan, Muzaffer Çizer

    8 Gol : Niyazi Sel, Şaban Topkanlı

    6 Gol : Mehmet Reşat Nayır

    1 Gol : Esat Kaner


    Fenerbahçe'nin İlk Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin İlk Türkiye Şampiyonluğu Kadrosu
  • Kadıköy’de Tarih Canlandı

    Kadıköy’de Tarih Canlandı

    25 Ocak 1996 tarihli Milliyet gazetesinde, Cüneyt Şengül’ün imzasıyla “Kadıköy’de Tarih Canlandı” başlıklı bir haber yayınlandı. Bugün ne yazık ki (aynı sezon açılışları gibi) terk ettiğimiz bir gelenek gerçekleşmiş, Fenerbahçe’nin en yaşlı sporcuları bir araya gelmişti.

    Sohbeti başlatan Faruk Ilgaz sadece tek gol yiyerek şampiyon olduğumuz sezonu doğru hatırlıyordu, fakat sezon 1939 değil, 1937 olacaktı.

    4 Şubat 1937 tarihinde Fenerbahçe, Galatasaray’ı Bülent Büyükyüksel’in hat-trickine eklenen, “Büyük” Fikret Arıcan’ın golüyle 4-1 yenmiş ve o sezon hem İstanbul Ligi, hem de Milli Küme Şampiyonluğu’nu kazanmıştı.

    Günün en ilginç olayı ise Necdet Erdem-Tarık Özerengin karşılaşmasıydı. Galatasaray’ın ilk ve tek 1959 öncesi Türkiye şampiyonluğunu kazandığı 1939 Milli Küme finalinde Necdet Erdem, takımı 1-0 öndeyken ve durduk yere kavga çıkarmış, hakem Tarık Özerengin’e saldırmıştı. Her ne kadar haberde “Tarık Özerengin de yumruk attı” diyorsa da Tarık Bey merhum, yalnızca kendini müdafaa etmeye çalışmıştı. Bununla beraber, haber bizi olay sonrası hakkında aydınlatıyor.

    Keyifli okumalar diliyor, kulübümüzün buna benzer organizasyonları sıklıkla yapmasını temenni ediyoruz. Maalesef, gidenlerin yeri dolmuyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Kadıköy’de Tarih Canlandı

    Fenerbahçe’nin yaşayan en eski futbolcuları ve yöneticileri ilk kez bir araya gelerek anılarını tazelediler. Eski başkanlardan Faruk Ilgaz’ın öncülüğünde toplanan 1930-40 senelerinin Sarı-Lacivertli futbolcuları, o zamanların ünlü hakemlerinden Tarık Özerengin’i karşılarında görünce adeta eski günleri yeniden yaşadılar. Bir araya gelen eski şöhretler şu isimlerden oluşuyordu :

    Necdet Erdem, İrfan Denever, Sedat Bayur, Faruk Hızer, Fazıl Arzık, Bülent Büyükyüksel, Zeynel Üner, Yaşar Yalçınpınar, Naim Şukal, Fikret Kırcan ve yöneticiler Rüştü Dağlaroğlu, Melih Ilgaz.

    Faruk Ilgaz bu kadronun 1939 yılında ligde bir gol yiyerek şampiyon olan kadro olduğuna değinerek, “O zaman tek golü Galatasaray’dan yemiştik. Fakat maçı 4-1 alarak şampiyon olduk” diyerek sohbeti başlattı.

    Hakem Tarık Özerengin’in ilginç bir anısı ise hayli ilgi topladı. İstanbul’da oynanan Galatasaray-Ankara Demirspor maçında, Demirspor’un kalesini koruyan Necdet Erdem, Galatasaray’ın forveti Katır Cemil ile yumruklaşıyor ve bu yumruktan o maçta hakem olan Tarık Özerengin de nasibini alıyor. Özerengin de yumruğa karşılık verince olay karakolda bitiyor, kaleci Necdet Erdem de soluğu hapishanede alıyor. Daha sonra Özerengin bir dilekçe ile Erdem’i hapisten kurtarıyor.

    Seneler önce bu olaydan sonra dostluklarının bozulmadığını söyleyen Özerengin, Necdet Erdem’le neşe içinde kucaklaştı. Eski şöhretler, yenilere mesaj yollamadan da kendilerini alamadılar:

    “Her şey para değil. Biraz da yüreğinizle oynayın”

    Cüneyt Şengül / Milliyet – Kadıköy’de Bir Tarih Canlandı

  • Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları-IV

    Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları-IV

    “Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları” serisinde dördüncü bölümdeyiz. Süreç 1938’e doğru ilerliyor. O sene Fenerbahçe, Türkiye Futbol Federasyonu ile büyük bir anlaşmazlığa düşüyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Naci Barlas’ın Hatıraları-I
    Naci Barlas’ın Hatıraları-II
    Naci Barlas’ın Hatıraları-III


    Kulübe Üye Oluyorum

    Nihayet Fenerbahçe’de top oynama çağına gelmiştim. Eminönü’nde bir mağazadan top ayakkabısı satın aldım ve aile dostumuz olan Arif Sporel’in yardımı ile Fenerbahçe yıldız takımına alındım. Antrenörümüz o tarihte Fenerbahçe takımında sağ iç oynayan Esat Kaner’di. Haftada bir de Herr Schveng gelir ve antrenmanı durdurur bize çift kale yaptırırdı.

    Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bir gün gene Herr Schveng’in gelip çift kale yaptırdığı bir antrenmanda maçı durdurdu beni yanına çağırarak “Yok çocuğum top oynamak. Var sen dans yapmak” dedi. Ve beni takımdan çıkarıp soyunma odasına gönderdi. O zaman malzemeci Cemil efendiyi bularak soyunma odasını açtırdım. O zamanlarda antrenmanlarda formaları kulüp verirdi. Ben o formayı Cemil efendiye vermeyip aldım, eve getirdim.

    Birkaç gün sonra mahalle arkadaşım olan Melih’le (Galatasaray Sultani’sinde okuyordu fakat Fenerbahçeli idi. Sonraları Fenerbahçe kulübünde tenis şampiyonu oldu) kulübe gittik. O tarihte kulüpte 2 adet tenis kortu vardı. Zaten Melih tenis meraklısı idi. Ben de bizim yıldızlar takımını seyretmedim. Tenis oynayanları seyrettim. O sırada Arif Sporel tenis oynuyordu. Beni gördü ve niçin burada olduğumu sordu. Ben de durumu söyledim. İsmi Lambo olan stad bakıcısına, şimdi ismini hatırlayamadığım, zannederim ismi Suat olan ağabeyimizi çağırdı ve kulübe kaydımın yapılmasını söyledi. Zaten yıldız takıma kaydolurken Resim ve Nüfus Kağıdı ve ikamet teskeresi vermiştik. Ben bu suretle 1938 senesinde Fenerbahçe Kulübü üyesi oldum.

    Bunları şunun için söylüyorum. Bu anıları anlatan kimsenin nasıl ve ne zaman Fenerbahçeli olduğunu bilmenizi istediğim içindir. Düşünün 17 yaşında kulüp üyesi oluyorum ve 18 yaşında kongreye girme hakkı kazanıyorum ve 18 yaşında ilk defa kulüp başkanı ile bir salonda (salon dediğimiz yer en çok 40 kişi alan kulübün altındaki yerdi) arkalarda bir yerde Abdülhamit Şinasi ve ağabeyi Haldunla oturuyorduk.

    Kongreler

    Kongredeki bütün dikkatimle ve hayranlığımla Fenerbahçelileri seyrediyordum. Evde “Kongrede ne oldu” diye soranlara çok büyük adamlar geldi. Hepsi çok şık ve gravatlı idi. Fenerbahçe’yi konuştular ama ben onları seyretmek ne konuştuklarını anlamadım. Yalnız bir defasında Haldun elini kaldır diye dürttü. Sonra da bir defa daha ellerimizi kaldırılmasını istediler ( o zaman bu oylamanın adı iş’ari rey idi) sonunda Atatürk Mustafa Kemal Paşamızın da adı geçti ve kongre bitti. Dışarıda (sonra adı Saatçi Melih olarak bilinen) Melih ne oldu dedi. Ben de Şükrü Saracoğlu başkan oldu dedim.

    1938 senesi Fenerbahçe için en enteresan hadiselerle geçen bir yıldır. Şöyle ki o yıl adı Milli Küme olan bir organizasyon kuruldu. Milli Küme kurulunca maçlar daha enteresan hale geldi. Çünkü Milli Küme Ankara ve İzmir takımlarının da iştirakiyle oynanıyordu. Fenerbahçe her hafta cumartesi ve Pazar gününe rastlayan Fenerbahçe maçlarını kendi sahasında oynamak istedi. Zira Kadıköy’de hiç maç oynanmıyor ve Fenerbahçe hep deplasmanda oynuyordu. Biz bir Pazar günü stada gittik. Takım sahada bekliyordu. Karşı takımdan hiç kimse gelmeyince maç tatil edildi zannettik. Meğerse maç Taksim’de imiş ve biz hükmen mağlup sayılmışız. Müteakip haftalarda da bu şekilde bir takım karışıklıklar oldu. Yani sizin anlayacağınız biz maç seyredemez olduk. Daha sonra daha fecisi oldu. Fenerbahçe milli kümeden ihraç edildi. Hatta Fenerbahçe’nin hiçbir kulüple özel maçlar yapması da yasaklanmıştı.

    Büyük Anlaşmazlık

    Bunun üzerine Fenerbahçe kulübü futbol şubesini kapattı. Komşunuz olan Bek Fazıl kulübe küstü. Bir gün Niyazi Sel ağabeyimiz gelip Fazıl’ı evden götürdü. Niyazi Sel’e itiraz edilemezdi çünkü hem takımın en yaşlısı hem de çok ciddi hali olan birisiydi. Meğerse Federasyon (o zamanki adını bilmiyorum) bizi tekrar kümeye almış ve maçların Fenerbahçe Stadı’nda oynanmasını kabul etmiş. Ancak yönetim kurulu futbol şubesini kaptığı için takımın lisanslarını vermiyormuş.

    Biz ilk maçımızın bizim sahada Vefa ile oynanacağını malzemecimiz Cemil Efendinden öğrenince hemen Altıyol ağzında meskenimiz olan Gülüm’ün Kahvesi’ne koştuk. Orada Kamalı Nazif, Şinasi, Bodur Ahmet, Kafa Kemal pişpirik oynuyorlardı. Maç bizim sahada Vefa ile oynanacak diyince o zaman Fenerbahçe Genç veya ikinci takımında oynayan Şinasi ve Kamalı Nazif itiraz ettiler. Lisanslar yok ve kulüp futbolu kaldırdı dediler. Aradan bir müddet geçti. Fatin Soydaner kahveye geldi “Ne oturuyorsunuz aptallar sahada maç var. Herkes maça gidiyor” dedi. Nazif hemen karşıdaki Eczacı Namık’a koştu ve öğrendi ki Necdet maçı oynuyoruz demiş ve maça gitmiş. İşin garibi bize bu haberi veren Fatin hariç hepimiz dünya sürat rekoru kırarak stada koştuk. Maça nasıl girdiğimizi bile hatırlamıyorum.

    Maça girdik fakat maç bir türlü başlamıyordu. Bir aralık Büyük Fikret gitti geldi. Vefalılar kendi aralarında antrenman yapıyorlardı. Bizim futbolular bir köşede toplu olarak oturmuşlar bekliyordu. Nihayet maç başladı ve yüreklerimiz ağzımızda zar zor güç bela maçı 1-0 kazandık. Akşam Naci Bostancı kahveye geldi. Meğerse maçı lisanssız oynamışız ve Ankara kabul etmiş. Ertesi gün daha feci bir durum oldu. Necdet abi Vefa maçına çıkan futbolcuların kulüpten ihraç edildiklerini söyledi. Kulüp dağılıyor zannettik. Zaten Pazartesi mektep başladı. Ben o zaman Haydarpaşa Lisesi 1. sınıfta idim. Küçük Fikret benden bir yaş büyüktü ve 11-C’de oynuyordu. Fikret aynı zamanda Haydarpaşa Lise Takımı’nda oynuyordu. O devrin futbol tarihine geçen bir Işık Lisesi maçını hatırlayan pek az insan kalmıştır.

    Naci Barlas’ın Fenerbahçe Hatıraları / Devam Edecek