Etiket: Hasan Vezir

  • Süper Futbol

    Süper Futbol

    5 Mart 1989 tarihinde oynanan ve Fenerbahçe’nin Trabzonspor’u 5-1 yendiği maçtan sonra Lefter Küçükandonyadis (büyük bir keyifle kaleme alındığı belli olan) “Süper Futbol” başlıklı bir yazı yazmış. Siz de keyifle okuyacaksınız…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Fotoğraflar: Hüseyin Kırcalı & Turgay Örme


    Süper Futbol

    Bilmem “İstanbul’a gol, Trabzon’a yağmur yağıyor” diyen şakacı taraftar haklı mıydı?

    Yalnız bir gerçek varsa, uzun süreli kuraklıktan ötürü Anadolu’da köylülerin “yağmur duası”na çıktıklarıydı. Fenerbahçe, belki de ilk kez Bordo-Mavilileri böylesine farklı yeniyordu…

    1974’lü yıllardan sonra Türkiye liglerinde egemenliğini ilan eden “Karadeniz futbol ekolü”nün bitişi miydi bu? Kuşkusuz bu sorunun yanıtını Trabzonspor’un bundan sonraki maçları verecek…

    Yalnız bir gerçek varsa; Trabzonspor, o eski güçlü ekip, Fenerbahçe ise geçen yıl taraftarlarını her maçta üzen takım değil…

    Skor tavla oyunuyla karşılaştırılırsa, arabesk bir benzetişle “penç ü yek”…

    Şimdi benden bir soru: “Trabzonspor, bu kadar farklı yenilmesine karşın, kötü mü futbol oynadı?”

    Asla…

    “Fenerbahçe’ye 5-1’lik sonuç yeterli miydi?”

    Buna da hayır…

    Çünkü hakemin aspirin gibi yuttuğu iki penaltı ve kaçırılan golleri de hesaba katarsak, Trabzonspor, belki de tarihinin en ağır hezimetine uğrardı…

    Gelelim oyunun bir başka yönüne… Galatasaray maçından sonra ikinci kez futbolun tüm kurallarını uygulayan ve şahane bir oyun sergileyen Fenerbahçe’yi izledim…

    İşte benim farklı galibiyetlere rağmen Veselinoviç’ten arzuladığım oyun düzeni ve görüntüsü budur.

    Yugoslav hoca, bu maçta bence gerçek kimliği ile futbola dönmüş ve takımı golcülüğünün ötesinde, özlenen futbolu da seyirciye sunmuştur.

    Atılan altı golün hepsi de hazırlanış ve yapılış olarak mükemmeldi. İki takım da futbolun inceliklerini ve güzelliklerini çim sahaya döktü.

    Fakat tüm Sarı-Lacivertli takımın süper futbolu içinde güzelliklere ismini yazan bir Hakan vardı… “Şeytan” Rıdvan, “Bilimsel” Oğuz, “Fırsatçı Aykut” ve “Çok Güçlü” Hasan… Oyunun öyküsünü yazan usta ayaklardı.

    LefterKüçükandonyadis – 6 Mart 1989 – Milliyet


    Hakemler: İhsan Türe, İbrahim Yazıcı, İsmet Dikbaş

    Fenerbahçe: Toni Schumacher, İsmail Kartal, Nezihi Tosuncuk (Şenol Çorlu), Müjdat Yetkiner, Şenol Ustaömer, Hakan Tecimer, Oğuz Çetin, Turan Sofuoğlu, Rıdvan Dilmen, Hasan Vezir (Sedat Karaoğlu), Aykut Kocaman

    Teknik Direktör: Todor Veselinoviç

    Trabzonspor: Şevi, Aykut, Hamdi, Kemal, İsmail, Lukiç, Lemi, Turgut, Hasan (Murat), Hami, İskender

    Teknik Direktör: Şenol Güneş

    Goller: Aykut (2), Rıdvan (2), Turan


    Süper Futbol
    Süper Futbol
  • Şampiyonluğa Tapanlar

    Şampiyonluğa Tapanlar

    11 Temmuz 1988 tarihli Milliyet gazetesinde Fenerbahçe taraftarı (3 yıl uzak kaldıkları için gözlerinden ateş saçtıkları için olacak) “Şampiyonluğa Tapanlar” tabiriyle nitelendirilmiş. Huzurlarınızda 1988-1989 sezonu açılışı!

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Muhteşem Fenerbahçe

    Fenerbahçe, sevgi ve coşku seli içinde sezonu açtı…

    35 bine yakın taraftarın çılgınca tezahüratı altında yeni sezonu açan Sarı-Lacivertli takım sanki şampiyonmuşçasına alkış yağmuruna tutuldu…

    Fenerbahçe Stadı’nın tribünleri muhteşemdi. Sarı ve laciverte boyanmışçasına rengarenk, denizin dalgaları gibi hareketliydi. Dün sanki Fenerbahçe mabedinde 35 bin mürid vardı. 3 yıldır yakından bile geçmeyen şampiyonluğa tapıyorlardı…

    Geçmişe Ziyaret

    Fenerbahçeli futbolcu ve yöneticiler sabah saat 09.30’da toplanıp, kulübün kurucularından Galip Kulaksızoğlu ve Sait Selahattin Cihanoğlu’nun kabirlerini ziyaret ettiler. Daha sonra 2 yıl önce vefat eden futbolcu arkadaşları Hüseyin Çakıroğlu’nun da mezarını ziyaret eden Fenerbahçeli futbolcular, buradan Fikirtepe Tesisleri’nin devir-teslim törenine katıldılar.

    Fikirtepe, Fenerbahçe’nin

    Kadıköy Belediye Başkanı Osman Hızlan tarafından yaptırılan Fikirtepe Tesisleri dün bir törenle 30 yıllığına Fenerbahçe’ye verildi. Tahsin Kaya’nın rahatsızlığını bahane ederek katılmadığı törende kulüp ikinci başkanı Kemal Baytaş ve Osman Hızlan, ortak protokole imza koydular.

    Kadıköy Aden Oteli’nde öğle yemeği yiyen Fenerbahçeli futbolcular, daha sonra taraftarlarıyla tanıştılar.

    Muhteşem bir tezahürat altında sahaya çıkan Sarı-Lacivertli takımın oyuncuları omuzlardan inmedi. Tüm amatör şubelerin sporcularının da katıldığı sezon açılışında ilginin odak noktasını toplayan oyuncu Schumacher’di…

    Tahsin Kaya ise “Büyük başkan” tezahüratı altında 35 bin seyircinin övgüsünü topladı. Bir ara gözlerindeki yaşları tutamayan Kaya, daha sonra fenalaştı ve bir süre sahadaki yedek kulübesinde dinlendi.

    Fenerbahçe yönetim kurulu, divan kurulu üyeleri ve eski başkanlar takım sahaya çıkmadan önce sahanın çevresinde bir tur atarak seyirciyle selamlaştılar. Tahsin Kaya, eski başkanlardan Osman Kavrakoğlu ve Ali Şen’in arasında bu turu tamamladı.

    Futbolcu Ordusu

    Fenerbahçe, açılışı 32 futbolcuyla yaptı. Oğuz ve Turan Ordu Milli Takımı ile Kıbrıs’ta olduğundan, Hakan ise birliğinden izin alınamadığı için açılışa katılamadı.

    Sahaya çıkan futbolcuların isimleri şöyle:

    Kaleciler: Schumacher, Can, Murat, Hikmet, Bülent

    Defans: İsmail, Taygun, Sedat, K.Şenol, Birol, Abdülkerim, Nezihi, Oğuz, Necdet, Bilal, Ergin, İskender, Ayhan, Kemal, Şener

    Orta Saha: Serdar, Şenol, Müjdat, Önder, Bilal, Durmuş

    Forvet: Rıdvan, Erdi, Aykut, Orhan, Hüseyin, Zafer

    Mustafa Yücedağ ile Mustafa Kurt forma giymediler. Yücedağ’ın transferi için ise yöneticiler “Tamam” dedi. Macar libero Arpat ile Yugoslav libero Zavko da açılışı kenardan izlediler. İki futbolcu için karar bugünkü antrenmandan sonra verilecek.

    En Yaşlılardan Topbaşı

    Fenerbahçe’nin gösteri maçı için başlama vuruşunu en eski iki futbolcusu Alaaddin Baydar (78) ve Cafer Çağatay (77) yaptı.

    40 dakika süren karşılaşmayı Schumacher’in takımı Şenol ve Birol’un golleriuyle 2-0 kazandı.

    Günde Çift İdman

    Fenerbahçe 15 Temmuz’a kadar günde iki antrenman ile hazırlıklarını sürdürecek 15 Temmuz’da Almanya’ya gidecek olan Sarı-Lacivertli takım, 28 Temmuz’da İstanbul’a dönecek.

    Milliyet Gazetesi | 11 Temmuz 1988

  • Şampiyonluk Yüzüğü

    Şampiyonluk Yüzüğü

    1959 öncesi şampiyonluklar konusu, resmi makamlar nezdinde adeta rafa kalktı. Türkiye Futbol Federasyonu, arada sırada “Yakında açıklayacağız” diyor, fakat o yakın nasıl bir yakınsa, bir türlü vakti gelmiyor. Başvuran ve karşı çıkan kulüplerden de ses yok. Bununla beraber, biz konu hakkında araştırmalar yapmaya devam ediyoruz… Bu yazıda 28 şampiyonluğu kazanan 347 futbolcumuzun adı ilk kez bir arada listeleniyor. Yazımızın başlığı “Şampiyonluk Yüzüğü” oldu, çünkü bu zaferleri kazanan insanlara veya ailelerine birer zafer hatırası armağan etmenin, yaşayanlara sonsuz mutluluk vereceğini, vefat edenlerin ise ruhunu şâd edeceğini düşünüyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    28 Şampiyonluk

    Fenerbahçe’nin 28 Türkiye Şampiyonluğu’nu sitemizde tek tek incelemiştik. Aşağıdaki listede okuyacağınız isimleri, kazanılan şampiyonluklara göre ayırdık.

    7 kere şampiyonluk kazanan 2,
    6 kere şampiyonluk kazanan 3,
    5 kere şampiyonluk kazanan 11,
    4 kere şampiyonluk kazanan 17,
    3 kere şampiyonluk kazanan 41,
    2 kere şampiyonluk kazanan 77,
    1 kere şampiyonluk kazanan 196 futbolcumuz var. Lafı fazla uzatmadan listemize geçelim…


    7 Şampiyonluk Kazananlar

    Esat Kaner

    Naci Bastoncu


    6 Şampiyonluk Kazananlar

    Cihat Arman

    Fikret Arıcan

    Fikret Kırcan


    5 Şampiyonluk Kazananlar

    Halit Deringör

    Lebip Elmas

    Melih Kotanca

    Murat Alyüz

    Müzdat Yetkiner

    Ömer Boncuk

    Selçuk Şahin

    Semih Şentürk

    Şeref Has

    Volkan Demirel

    Ziya Şengül


    4 Şampiyonluk Kazananlar

    Ali Rıza Tansı

    Alpaslan Eratlı

    Can Bartu

    Fazıl Arzık

    Hüseyin Yazıcı

    İbrahim İskeçe

    Lefter Küçükandonyadis

    Mehmet Reşat Nayır

    Ogün Altıparmak

    Osman Göktan

    Rüştü Reçber

    Selahattin Torkal

    Serkan Acar

    Şükrü Birand

    Yavuz Şimşek

    Yılmaz Şen

    Yüksel Gündüz


    3 Şampiyonluk Kazananlar

    Alex de Souza

    Ali Filibeli

    Atilla Altaş

    Birol Pekel

    Cem Pamiroğlu

    Cemil Turan

    Cevat Sayit

    Ercan Aktuna

    Ergun Öztuna

    Erol Keskin

    Fuat Saner

    Halil Köksalan

    Hazım Canıtez

    Hüsamettin Böke

    İsmail Kurt

    Kemal Aslan

    Marco Aurelio

    Mehmet Yozgatlı

    Mustafa Güven

    Muzaffer Çizer

    Müjdat Yetkiner

    Nedim Doğan

    Niyazi Gülseven

    Niyazi Sel

    Nuri Pekesen

    Onur Kayador

    Orhan Canpolat

    Önder Çakar

    Özcan Köksoy

    Özer Kanra

    Rebii Erkal

    Samim Var

    Sedat Karaoğlu

    Selim Soydan

    Serhat Akın

    Şaban Topkanlı

    Şevket Demirtepe

    Tuncay Şanlı

    Ümit Özat

    Yaşar Alpaslan

    Yorgo Angelidis


    2 Şampiyonluk Kazananlar

    Abdullah Çevrim

    Adil Eriç

    Adnan Tuncay

    Ahmet Erol

    Akgün Kaçmaz

    Ali Güneş

    Ali İhsan Okçuoğlu

    Arif Kocabıyık

    Avni Kalkavan

    Aydın Bakanoğlu

    Aydın Çelik

    Aydın Yelken

    Aykut Kocaman

    Basri Dirimlili

    Bekir İrtegün

    Bülent Büyükyüksel

    Caner Erkin

    Cristian Baroni

    Deniz Barış

    Diego Lugano

    Emin İlhan

    Emre Belözoğlu

    Ender Konca

    Engin Verel

    Erdoğan Arıca

    Ersoy Sandalcı

    Fabio Luciano

    Fatih Akyel

    Gökhan Gönül

    Halil Özyazıcı

    Hasan Özdemir

    Hayati Öney

    Ilie Datcu

    İsmail Alemdaroğlu

    İsmail Kartal

    Joseph Yobo

    Kemal Atakul

    Levent Engineri

    Mahmut Hanefi Erdoğdu

    Marcio Nobre

    Mehmet Topuz

    Mert Günok

    Murat Hacıoğlu

    Mustafa Kaplakaslan

    Muzaffer Ateşçi

    Naci Erdem

    Namık Erbay

    Necdet Çoruh

    Necdet Dalay

    Nedim Günar

    Numan Okumuş

    Numan Uzun

    Nurettin Yıldız

    Oğuz Çetin

    Olcan Adın

    Orhan Menemencioğlu

    Osman Arpacıoğlu

    Önder Mustafaoğlu

    Önder Turacı

    Özcan Arkoç

    Pierre Van Hooijdonk

    Rıfkı Pekşen

    Sabri Kiraz

    Selahattin Karasu

    Selçuk Yula

    Serkan Balcı

    Servet Çetin

    Süleyman Tekil

    Şenol Birol

    Şenol Çorlu

    Şeref Benibol

    Şükrü Ersoy

    Uche Okechukwu

    Yaşar Duran

    Yaşar Mumcuoğlu

    Yusuf Şimşek

    Zafer Göncüler


    1 Şampiyonluk Kazananlar

    Abdullah Ercan

    Abdullah Sakallı

    Abdülkerim Durmaz

    Ahmet Habiboğlu

    Ali Elgin

    Ali Nail Durmuş

    Alper Akıcı

    Alper Potuk

    Andre Santos

    Argun Nemli

    Aygün Taşkıran

    Bahri Kaya

    Bahtiyar Yorulmaz

    Basri Taşkavak

    Bedii Yazıcı

    Bilal Şar

    Birol Altın

    Bruno Alves

    Burhan Sargın

    Bülent Tanyeri

    Bülent Uygun

    Cahit Zeren

    Can Arat

    Celil Sağır

    Cemal Şıkak

    Cemal Uludağ

    Cemal Uzkes

    Colin Kazım Richards

    Coşkun Demirbakan

    Çetin Aktulgalı

    Dalian Atkinson

    Daniel Guiza

    Deivid de Souza

    Dirk Kuyt

    Durmuş Çolak

    Dusan Pesic

    Edu Dracena

    Egemen Korkmaz

    Elvir Baljic

    Elvir Boliç

    Emmanuel Emenike

    Emre Aşık

    Engin İpekoğlu

    Erdal Kocaçimen

    Erdi Demir

    Erdinç Sandalcı

    Ergin Parlar

    Erhan Albayrak

    Erhan Uyaroğlu

    Erol Bulut

    Eyüp Odabaşı

    Fabiano Lima

    Fabio Bilica

    Fahruddin Zeynelovic

    Faruk Hızer

    Feyyaz Uçar

    Fuat Güngör

    Füruzan Şansal

    Gökay İravul

    Gökhan Ünal

    Günaydın Özyurt

    Güngör Tekin

    Güray Erdener

    Hadi Tarlan

    Haim Revivo

    Hakan Bayraktar

    Hakan Tecimer

    Hakkı Pavli

    Halil İbrahim Kara

    Halil İbrahim Poçar

    Hasan Ali Kaldırım

    Hasan Vezir

    Hasan Yıldızeli

    Hilmi Ardağ

    Hilmi Atakul

    Hilmi Kiremitçi

    Hüseyin Çakıroğlu

    Ion Nunweiller

    Issiar Dia

    Ivailo Petkov

    İbrahim Aydın

    İbrahim Ejder

    İhsan Kavak

    İlhan Eker

    İlker Yağcıoğlu

    İlyas Tüfekçi

    İrfan Denever

    İsmail Güldüren

    İsmail Kurşun

    İsmet Saral

    Jes Högh

    John Moshoeu

    Kadri Aytaç

    Kamil Ekin

    Kamil Güvenal

    Kemalettin Şentürk

    Kennet Andersson

    Kerim Zengin

    Konur Alp Mutlu

    Lütfi Boyer

    Mahmut Aydın

    Mamadou Niang

    Mateja Kezman

    Mehmet Ali Has

    Mehmet Hacıoğlu

    Mehmet Topal

    Mert Meriç

    Michal Kadlec

    Milan Rapajic

    Miroslav Stoch

    Moussa Sow

    Muammer Oraman

    Muhammed Akarslan

    Muhammed İbrahimbegoviç

    Mustafa Arabacıbaşı

    Mustafa Doğan

    Mustafa Özer

    Naci Sarıtaş

    Naim Şukal

    Naki Kinezoğlu

    Nazım Kayar

    Necdet Erdem

    Nezihi Tosuncuk

    Nikola Lazetic

    Nikolas Anelka

    Niyazi Tamakan

    Nusret Özmengü

    Nüzhet

    Ogün Temizkanoğlu

    Oğuz Dağlaroğlu

    Okan Alkan

    Orhan Kapucu

    Osman Denizci

    Ömer Karabacak

    Özcan Kızıltan

    Özer Hurmacı

    Pierre Webo

    Radmilo Ivancevic

    Radomir Antic

    Rafet Atamer

    Rasih Minkari

    Raşit Karasu

    Raul Meireles

    Recep Biler

    Recep Nurcan

    Recep Ölmez

    Rıdvan Dilmen

    Robert Enke

    Sadi Çoban

    Safa Özyurt

    Saffet Akbaş

    Salih Uçan

    Samuel Holmen

    Samuel Johnson

    Sedat Bayur

    Selçuk Hergül

    Semih Arıcan

    Seracettin Kırklar

    Serdar Kesimal

    Serdar Kulbilge

    Serdar Şenkaya

    Sergiy Rebrov

    Serkan Özsoy

    Serkan Reçber

    Sertaç Olcayto

    Srebrenko Repçiç

    Stephen Appiah

    Stjepan Tomas

    Süleyman Köprülü

    Şenol Ustaömer

    Şevki Şenlen

    Tacettin Ergürsel

    Taci Ece

    Tarık Daşgün

    Tayfun Korkut

    Taygun Erdem

    Timuçin Çuğ

    Toni Schumacher

    Tuğrul Duru

    Tuna Güneysu

    Tuncay Becedek

    Turan Akra

    Turan Sofuoğlu

    Turgay Aksu

    Tümer Metin

    Uğur Boral

    Yakup Kordal

    Yaşar Yalçınpınar

    Yenal Kaçıra

    Yıldırım İper

    Zafer Dinçer

    Zeki Rıza Sporel

    Zeki Temizler

    Zihni Kanmaz

    Ziya Atamer

    Zoran Mirkoviç

  • Fenerbahçe’nin Yirmi Birinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Yirmi Birinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 21 Ağustos 1988 tarihinde başlayıp 11 Haziran 1989’da biten Türkiye Ligi’nde, 36 maçta 29 galibiyet, 6 beraberlik ve 1 yenilgi alarak yirmi birinci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Fenerbahçe adına sezonun gol kralı 34 maçta attığı 28 golle Aykut Kocaman oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin yirmi birinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye Ligi Maçları

    21.08.1988 / Rizespor 0 – 5 Fenerbahçe

    28.08.1988 / Fenerbahçe 4 – 0 Altay

    04.09.1988 / Kahramanmaraşspor 0 – 0 Fenerbahçe

    10.09.1988 / Fenerbahçe 0 – 0 Samsunspor

    17.09.1988 / Adana Demirspor 1 – 3 Fenerbahçe

    24.09.1988 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    02.10.1988 / Trabzonspor 0 – 0 Fenerbahçe

    08.10.1988 / Fenerbahçe 5 – 1 Ankaragücü

    16.10.1988 / Beşiktaş 2 – 0 Fenerbahçe

    22.10.1988 / Fenerbahçe 3 – 1 Eskişehirspor

    29.10.1988 / Karşıyaka 1 – 2 Fenerbahçe

    05.11.1988 / Fenerbahçe 2 – 0 Sakaryaspor

    13.11.1988 / Malatyaspor 1 – 1 Fenerbahçe

    20.11.1988 / Fenerbahçe 4 – 2 Boluspor

    26.11.1988 / Adanaspor 1 – 3 Fenerbahçe

    11.12.1988 / Fenerbahçe 3 – 1 Bursaspor

    18.12.1988 / Konyaspor 1 – 5 Fenerbahçe

    25.12.1988 / Fenerbahçe 3 – 2 Sarıyer

    21.01.1989 / Fenerbahçe 3 – 0 Rizespor

    29.01.1989 / Altay 0 – 3 Fenerbahçe

    05.02.1989 / Fenerbahçe 4 – 1 Kahramanmaraşspor

    12.02.1989 / Samsunspor – Fenerbahçe (Hükmen)

    19.02.1989 / Fenerbahçe 6 – 0 Adana Demirspor

    05.03.1989 / Fenerbahçe 5 – 1 Trabzonspor

    12.03.1989 / Ankaragücü 1 – 1 Fenerbahçe

    18.03.1989 / Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş

    25.03.1989 / Eskişehirspor 2 – 7 Fenerbahçe

    02.04.1989 / Fenerbahçe 2 – 0 Karşıyaka

    16.04.1989 / Sakaryaspor 1 – 4 Fenerbahçe

    23.04.1989 / Fenerbahçe 6 – 1 Malatyaspor

    30.04.1989 / Boluspor 0 – 2 Fenerbahçe

    13.05.1989 / Fenerbahçe 1 – 0 Adanaspor

    17.05.1989 / Galatasaray 1 – 1 Fenerbahçe

    28.05.1989 / Bursaspor 0 – 1 Fenerbahçe

    03.06.1989 / Fenerbahçe 4 – 1 Konyaspor

    11.06.1989 / Sarıyer 3 – 4 Fenerbahçe


    En Çok Forma Giyenler

    35 Maç : Şenol Ustaömer, Toni Schumacher

    34 Maç : Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen

    32 Maç : Oğuz Çetin

    30 Maç : Müjdat Yetkiner

    29 Maç : Hakan Tecimer

    27 Maç : Nezihi Tosuncuk

    26 Maç : Turan Sofuoğlu

    24 Maç : İsmail Kartal, Serdar Şenkaya

    23 Maç : Hasan Vezir

    20 Maç : Ergin Parlar

    17 Maç : Erdi Demir, Şenol Çorlu

    15 Maç : Taygun Erdem

    10 Maç : Durmuş Çolak

    7 Maç : Bilal Şar

    6 Maç : Orhan Kapucu

    5 Maç : Sedat Karaoğlu

    2 Maç : Önder Çakar


    En Çok Gol Atanlar

    28 Gol : Aykut Kocaman

    19 Gol : Rıdvan Dilmen

    14 Gol : Hasan Vezir

    10 Gol : Oğuz Çetin, Turan Sofuoğlu

    7 Gol : Şenol Ustaömer

    5 Gol : Hakan Tecimer

    2 Gol : Erdi Demir, Ergin Parlar

    1 Gol : İsmail Kartal, Orhan Kapucu, Serdar Şenkaya

    Fenerbahçe'nin Yirmi Birinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Yirmi Birinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1961)

    Fenerbahçe’nin 12. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

    Fenerbahçe’nin 13. Türkiye Şampiyonluğu (1965)

    Fenerbahçe’nin 14. Türkiye Şampiyonluğu (1968)

    Fenerbahçe’nin 15. Türkiye Şampiyonluğu (1970)

    Fenerbahçe’nin 16. Türkiye Şampiyonluğu (1974)

    Fenerbahçe’nin 17. Türkiye Şampiyonluğu (1975)

    Fenerbahçe’nin 18. Türkiye Şampiyonluğu (1978)

    Fenerbahçe’nin 19. Türkiye Şampiyonluğu (1983)

    Fenerbahçe’nin 20. Türkiye Şampiyonluğu (1985)

  • Fenerbahçe Yenilmez. Bu Formayla Dalga Geçilmez

    4 Mayıs 1989 tarihli Milliyet gazetesinden…

    Sahalarda ender görülen hareketlerdi: Galatasaray kalecisi Zoran Simoviç üzerine yumuşak gelen topu göğsüyle istop etmiş ve ayağıyla sağ kanada doğru uzaklaştırmış, gelen topu Cevad Prekazi göğsüyle yumuşatıp röveşatayla uzaklaştırmış, ondan gelen topu da Mirsad Kovaçeviç (Türk vatandaşı adıyla Mirsad Güneş) yine göğsüyle yumuşatıp röveşatayla Fenerbahçe yarı sahasına göndermişti.

    Zaten skor da ender görülen cinstendi: O sezon Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı finale çıkan Galatasaray Türkiye Kupası (o sezonki adıyla Federasyon Kupası) çeyrek finalinin 3 Mayıs 1989’daki rövanşında ilk yarı 3-0 öndeydi. Galatasaray, Fenerbahçe’yi 1960’tan beri bir kez (26 Ağustos 1970’te sezon başı Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası’nda) 3-0 yenmişti. Fenerbahçe ise bu dönemde rakibini defalarca üçlemiş, dörtlemiş, beşlemiş ve altılamıştı.

    İki yabancılı ligimizin üç yabancılı Galatasaray’ı o sezon Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki şampiyonluk yarışına havlu atmış, ancak Avrupa Kupalarında rövanşları çok iyi oynadığını göstermiş. Bu eşleşmenin ilk maçında da Fenerbahçe’nin 2-0’lık üstünlüğünü maç sonunda 2-2’yle bertaraf etmiş, ikinci maçta da 3-0’dan sonra röveşatalarla topu Fenerbahçe yarı sahasına göndererek “al biraz da sen oyna” demişti.

    İkinci yarı da Fenerbahçe aldı topu ve oynadı..

    4-3 biten maçta devre arasında olup bitenleri, Veselinoviç’in takımla konuşmasını muhtelif belgesellerde maçın kahramanları Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman ve Hasan Vezir’den dinledik.. Buradan sonrasını ise, (sakatlığından dolayı ilk yarıda aksayan Oğuz Çetin’in yerine) ikinci yarıda 14 numaralı formayla oyuna girerek Galatasaray kontra-ataklarına set çeken ve sinirlenen Prekazi’yi de kırmızı kartla oyundan attıran maçın “gizli kahraman”larından Taygun Erdem’in, İzzet Benyakar’ın yönettiği “Fenerbahçe Tarihi Kadroları” sayfasındaki anılarından okuyalım:

    Ömer Abi (Kaner) devre bitmeden “hazırlan, oyuna giriyorsun” dedi ve ben sahada ısınmaya başladım. Kimin çıkacağını, nereye gireceğimi düşünürken, bir anda maç başlamak üzere iken, Ömer Abi bir kez daha geldi ve ‘Ön libero oynuyorsun, yükleneceğimiz dakikalarda kontralarda orta sahada dikkatli ol, kuş uçurtma’ dediği anda Sadık Deda düdüğü çaldı ve 2. yarı başladı.

    Fenerbahçe’nin, Veselinoviç’in sahaya çıkan oyuncularına son anda dediği gibi, “ilk golü ilk beş dakikada atarsanız, beş olur”  cümlesinin (bir eksikle) hayata geçişi.. 47. dakika ve Taygun Erdem’le devam:

    Uzun bir top attım bizim sahadan sol kanada doğru. Döndü dolaştı, Aykut Hoca (Kocaman) harmanlayıp, Erhan Önal Abi’mi çalımlayıp, sol ayağıyla iğne deliğinden topu ağlara bıraktı. O goldeki taraftarın uğultusu bizi ateşledi. İnanın, ben [devre arasında] kimin çıktığını golden sonra anladım. Baktım herkes var, Ergin Abi’ye (Parlar) ‘kim çıktı ya’ diye sorduğumda, ‘Oğuz Abi (Çetin)’ cevabını alınca, ben ‘Ne, Oğuz Abi mi?’ dediğimi dün gibi hatırlıyorum (adalesi çekmiş ve çıkmış).

    Sonrasında ise İslam Çupi’nin tabiriyle “ikinci devre boyunca Galatasaray yarı sahasında şeytanın bolerosundan figürler yapan” Rıdvan Dilmen’in ve (Aykut Kocaman’ın gol kralı olduğu sezon) “Vezir” makamına Fenerbahçe formasıyla ulaşan Hasan Vezir başroldeler. Bu dakikaları ve Vezir’in skoru 3-3’e getiren (dikkatli izleyicilerin şimdiki Youtube görüntülerinde yakalayabilecekleri) golündeki an’a dikkat çeken Taygun Erdem’den devam:

    Daha sonra Rıdvan Abi sahne aldı. Soldan topu fulelerle ve çalımlarla getirip Hasan Abi’ye aktardı. O da Simoviç’in altından yuvarlayıverdi: 3-2.. Ben de orta sahada Prakazi’nin sarı kartlı olduğunu bildiğimden yakaladığım bir pozisyonda onu sinirlendirerek bana kafa atmasını sağladım.. İkinci sarıdan dışarı.. Sağ kanatta Hakan Tecimer-Ben-Rıdvan Abi bir üçgen yaptık. Daha sonra Rıdvan Abi’nin penaltı noktasına yaptığı ortaya Hasan Vezir Abi voleyi patlattı, şutun şiddetinden Cüneyt Abi (Tanman), Yusuf Abi (Altıntaş) korkudan sırtlarını dönmek zorunda kaldılar topa. Simoviç’in kafasının üstünden tavana: 3-3… ‘Allahım’ dedim, ‘bunu ne olur sonuçlandır, 1 gol daha atalım’ derken, 2. golün kopyası: 4-3. Rıdvan Abi-Hasan Vezir… Tarih itinayla yazılmıştı.

    Evet tarih itinayla yazılıyordu gerçekten. Ama hiçbir zafer, yüreği ağza getiren anlar olmadan lezzet kazanmaz. Skor 4-3 iken, Aykut Kocaman Veselinoviç’in kehanetini az daha yerine getiriyordu. Ancak, dördüncü golden sonra ekranlara ağlama görüntüsü gelen Simoviç klasını konuşturarak beşinci golü önlemiş, takımına son bir “can” daha vermişti. 10 kişi kalmış Galatasaray da “can havliyle” yüklendi. (Galatasaray’a göre) sağ kanattan akan Savaş Koç topu çaprazdan Fenerbahçe kalesine gönderdi. Topa son anda ayak koyan Müjdat Yetkiner’in müdahalesi Kaleci Schumacher’i kontrpiyede (ters ayakta) bıraktı. Dakika 90’dı. Ama Schumacher de iki Dünya Kupası finali apoletliydi. Dönemin renkli spor dergisi Gelişim Spor’un tabiriyle “sanki uzadı”. İlk yarının sonunda topu röveşatayla Fenerbahçe yarı sahasında gönderen Mirsad Güneş’in önünde kaptı. Kaptan, sadece golü değil, arkadaşlarının tüm emeğini kurtarmıştı. Kendisini tebrik etmek isteyen Taygun Erdem’e de “Çık, çık, maç devam, devam” demişti.

    Türk sporunun en büyük rekabetinin futboldaki 111 yılını ikiye bölsek, ilk yarısının (1909-1965) yıllarca konuşulan ve en sembolik değerdeki maçı, (herhalde) 14 Haziran 1959’da Fenerbahçe’nin ezeli rakibini 4-0 yenerek (şimdiki) Türkiye Ligi’ndeki ilk şampiyonluğu kazandığı karşılaşma olur. İkinci yarının en sembolik maçı da belki bu 4-3’lük karşılaşmadır. Bu maç bir kuşağa ümit vermiş, maç bitmeden Fenerbahçe’nin yenilmeyeceğini göstermiştir. Onun içindir ki Fenerbahçe bu zaferi 12 yıl sonra Gaziantepspor’a karşı tekrarlayabilmiştir. Onun içindir ki, “4-3’lük maç” dendiğinde “Hangisi?” diye sormak sadece Fenerbahçelilere ait bir ayrıcalıktır.

    Maçın sonunu yine Erdem’in anlatımıyla bağlayalım:

    Mesut Dizdar Baba (O dönemde Vali Özel Kalemiydi ve [Fenerbahçe] Yönetim Kurulu üyesiydi) bana ‘Sen gerçek Fenerbahçelisin oğlum, herkese nasip olmayacak bir maçta gizli kahramansın’ deyip, beni alnımdan öpmüştü. Ne para ne pul. Hayatımda ilk defa anlatıyor ve yazıyorum bu anları. O an benim en büyük mirasım.

  • Fenerbahçe Yenilmez

    Fenerbahçe Yenilmez

    Tarihe damgasını vuran cümleler vardır. İşte bu da onlardan biri… “Fenerbahçe yenilmez. Bu formayla dalga geçilmez”. Tapfereritter, 3 Mayıs 1989’u yazıyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Unutulmaz Bir Gün

    Sahalarda ender görülen hareketlerdi: Galatasaray kalecisi Zoran Simoviç üzerine yumuşak gelen topu göğsüyle istop etmiş ve ayağıyla sağ kanada doğru uzaklaştırmış, gelen topu Cevad Prekazi göğsüyle yumuşatıp röveşatayla uzaklaştırmış, ondan gelen topu da Mirsad Kovaçeviç (Türk vatandaşı adıyla Mirsad Güneş) yine göğsüyle yumuşatıp röveşatayla Fenerbahçe yarı sahasına göndermişti.

    Zaten skor da ender görülen cinstendi: O sezon Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı finale çıkan Galatasaray Türkiye Kupası (o sezonki adıyla Federasyon Kupası) çeyrek finalinin 3 Mayıs 1989’daki rövanşında ilk yarı 3-0 öndeydi. Galatasaray, Fenerbahçe’yi 1960’tan beri bir kez (26 Ağustos 1970’te sezon başı Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası’nda) 3-0 yenmişti. Fenerbahçe ise bu dönemde rakibini defalarca üçlemiş, dörtlemiş, beşlemiş ve altılamıştı.

    İki yabancılı ligimizin üç yabancılı Galatasaray’ı o sezon Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki şampiyonluk yarışına havlu atmış, ancak Avrupa Kupalarında rövanşları çok iyi oynadığını göstermiş. Bu eşleşmenin ilk maçında da Fenerbahçe’nin 2-0’lık üstünlüğünü maç sonunda 2-2’yle bertaraf etmiş, ikinci maçta da 3-0’dan sonra röveşatalarla topu Fenerbahçe yarı sahasına göndererek “al biraz da sen oyna” demişti.

    İkinci yarı da Fenerbahçe aldı topu ve oynadı..

    Taygun Erdem Anlatıyor

    4-3 biten maçta devre arasında olup bitenleri, Veselinoviç’in takımla konuşmasını muhtelif belgesellerde maçın kahramanları Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman ve Hasan Vezir’den dinledik.. Buradan sonrasını ise, (sakatlığından dolayı ilk yarıda aksayan Oğuz Çetin’in yerine) ikinci yarıda 14 numaralı formayla oyuna girerek Galatasaray kontra-ataklarına set çeken ve sinirlenen Prekazi’yi de kırmızı kartla oyundan attıran maçın “gizli kahraman”larından Taygun Erdem’in, İzzet Benyakar’ın yönettiği “Fenerbahçe Tarihi Kadroları” sayfasındaki anılarından okuyalım:

    Ömer Abi (Kaner) devre bitmeden “hazırlan, oyuna giriyorsun” dedi ve ben sahada ısınmaya başladım. Kimin çıkacağını, nereye gireceğimi düşünürken, bir anda maç başlamak üzere iken, Ömer Abi bir kez daha geldi ve ‘Ön libero oynuyorsun, yükleneceğimiz dakikalarda kontralarda orta sahada dikkatli ol, kuş uçurtma’ dediği anda Sadık Deda düdüğü çaldı ve 2. yarı başladı.

    Fenerbahçe’nin, Veselinoviç’in sahaya çıkan oyuncularına son anda dediği gibi, “ilk golü ilk beş dakikada atarsanız, beş olur”  cümlesinin (bir eksikle) hayata geçişi.. 47. dakika ve Taygun Erdem’le devam:

    Uzun bir top attım bizim sahadan sol kanada doğru. Döndü dolaştı, Aykut Hoca (Kocaman) harmanlayıp, Erhan Önal Abi’mi çalımlayıp, sol ayağıyla iğne deliğinden topu ağlara bıraktı. O goldeki taraftarın uğultusu bizi ateşledi. İnanın, ben [devre arasında] kimin çıktığını golden sonra anladım. Baktım herkes var, Ergin Abi’ye (Parlar) ‘kim çıktı ya’ diye sorduğumda, ‘Oğuz Abi (Çetin)’ cevabını alınca, ben ‘Ne, Oğuz Abi mi?’ dediğimi dün gibi hatırlıyorum (adalesi çekmiş ve çıkmış).

    Şeytanın Bolerosu

    Sonrasında ise İslam Çupi’nin tabiriyle “ikinci devre boyunca Galatasaray yarı sahasında şeytanın bolerosundan figürler yapan” Rıdvan Dilmen’in ve (Aykut Kocaman’ın gol kralı olduğu sezon) “Vezir” makamına Fenerbahçe formasıyla ulaşan Hasan Vezir başroldeler. Bu dakikaları ve Vezir’in skoru 3-3’e getiren (dikkatli izleyicilerin şimdiki Youtube görüntülerinde yakalayabilecekleri) golündeki an’a dikkat çeken Taygun Erdem’den devam:

    Daha sonra Rıdvan Abi sahne aldı. Soldan topu fulelerle ve çalımlarla getirip Hasan Abi’ye aktardı. O da Simoviç’in altından yuvarlayıverdi: 3-2.. Ben de orta sahada Prakazi’nin sarı kartlı olduğunu bildiğimden yakaladığım bir pozisyonda onu sinirlendirerek bana kafa atmasını sağladım.. İkinci sarıdan dışarı.. Sağ kanatta Hakan Tecimer-Ben-Rıdvan Abi bir üçgen yaptık. Daha sonra Rıdvan Abi’nin penaltı noktasına yaptığı ortaya Hasan Vezir Abi voleyi patlattı, şutun şiddetinden Cüneyt Abi (Tanman), Yusuf Abi (Altıntaş) korkudan sırtlarını dönmek zorunda kaldılar topa. Simoviç’in kafasının üstünden tavana: 3-3… ‘Allahım’ dedim, ‘bunu ne olur sonuçlandır, 1 gol daha atalım’ derken, 2. golün kopyası: 4-3. Rıdvan Abi-Hasan Vezir… Tarih itinayla yazılmıştı.

    Bir Tarih Yazılıyor

    Evet tarih itinayla yazılıyordu gerçekten. Ama hiçbir zafer, yüreği ağza getiren anlar olmadan lezzet kazanmaz. Skor 4-3 iken, Aykut Kocaman Veselinoviç’in kehanetini az daha yerine getiriyordu. Ancak, dördüncü golden sonra ekranlara ağlama görüntüsü gelen Simoviç klasını konuşturarak beşinci golü önlemiş, takımına son bir “can” daha vermişti. 10 kişi kalmış Galatasaray da “can havliyle” yüklendi. (Galatasaray’a göre) sağ kanattan akan Savaş Koç topu çaprazdan Fenerbahçe kalesine gönderdi. Topa son anda ayak koyan Müjdat Yetkiner’in müdahalesi Kaleci Schumacher’i kontrpiyede (ters ayakta) bıraktı. Dakika 90’dı. Ama Schumacher de iki Dünya Kupası finali apoletliydi. Dönemin renkli spor dergisi Gelişim Spor’un tabiriyle “sanki uzadı”. İlk yarının sonunda topu röveşatayla Fenerbahçe yarı sahasında gönderen Mirsad Güneş’in önünde kaptı. Kaptan, sadece golü değil, arkadaşlarının tüm emeğini kurtarmıştı. Kendisini tebrik etmek isteyen Taygun Erdem’e de “Çık, çık, maç devam, devam” demişti.

    Türk sporunun en büyük rekabetinin futboldaki 111 yılını ikiye bölsek, ilk yarısının (1909-1965) yıllarca konuşulan ve en sembolik değerdeki maçı, (herhalde) 14 Haziran 1959’da Fenerbahçe’nin ezeli rakibini 4-0 yenerek (şimdiki) Türkiye Ligi’ndeki ilk şampiyonluğu kazandığı karşılaşma olur. İkinci yarının en sembolik maçı da belki bu 4-3’lük karşılaşmadır. Bu maç bir kuşağa ümit vermiş, maç bitmeden Fenerbahçe’nin yenilmeyeceğini göstermiştir. Onun içindir ki Fenerbahçe bu zaferi 12 yıl sonra Gaziantepspor’a karşı tekrarlayabilmiştir. Onun içindir ki, “4-3’lük maç” dendiğinde “Hangisi?” diye sormak sadece Fenerbahçelilere ait bir ayrıcalıktır.

    Maçın sonunu yine Erdem’in anlatımıyla bağlayalım:

    Mesut Dizdar Baba (O dönemde Vali Özel Kalemiydi ve [Fenerbahçe] Yönetim Kurulu üyesiydi) bana ‘Sen gerçek Fenerbahçelisin oğlum, herkese nasip olmayacak bir maçta gizli kahramansın’ deyip, beni alnımdan öpmüştü. Ne para ne pul. Hayatımda ilk defa anlatıyor ve yazıyorum bu anları. O an benim en büyük mirasım.