Etiket: Hayri Celal Atamer

  • Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Türk futbolunun 1959 öncesine dair belgeli dersler devam ediyor. King Santillana‘nın kaleminden yine yalın bir gerçeğin anlatımı… Tarihi görmezden gelebilirsiniz ama değiştiremezsiniz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türk Futbol Tarihi

    Bilenleriniz vardır. Türkiye Futbol Federasyonu’nun bizzat kendisinin yayını olan “Türk Futbol Tarihi” isimli, bir kaç ciltten oluşan bir kitap var. Bu kitaba şöyle bir göz gezdirelim istedik. Bazen fazla lâf kalabalığına, uzun analizlere gerek kalmaz. Hem “Türk Futbol Tarihi”ni yazıp, hem de o tarihin uzunca bir bölümünü görmezden gelenlere bizzat kendi yayınlarından örnekler sunmak, herhalde ârif olanın ziyadesiyle anlayabileceği hususlardır. Bakalım Türkiye Futbol Federasyonu’muz, Türk Futbol Tarihi’nin bazı kesitlerini nasıl sunmuş..

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Türkiye Futbol Federasyonu kendi kuruluşunu ve kronolojik olarak yönetiliş biçimlerini yukarıdaki şekilde aktarmış. Çok doğru ve doğal olarak 31 Temmuz 1922’de kurulduğunu aktarıyor. Yani 1959’dan önceki TFF’ler TFF, hatta taa 1922’den bu yana TFF. Ama onların düzenledikleri “Ulusal Futbol Şampiyonlukları”, bugün Ulusal değil! Peki, devam edelim..

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    1923 Nasıl 1959 Oldu?

    Türkiye Futbol Federasyonu, Fifa’ya üye oluşunu yukarıdaki şekilde aktarıyor. 1922’de kurulan, 1 yıl bile dolmadan 1923’te Fifa Üyesi olan bir kurum, 1959’dan (veya 1957’den) önceki futbola ve o dönemdeki ulusal şampiyonluklara bugün “Ulusal” payesi vermekten, bunları şampiyonluk sayısı hesabına dahil etmekten imtina ediyor!

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Türkiye Futbol Federasyonu, yukarıda da görüldüğü üzere Türk Milli Futbol Takımı’nın maçları hakkında, çok doğru ve doğal olarak 1923 yılından bu yana istatistik tutuyor, 1923’ten bu yana oynanan tüm Milli Maçları sayıyor. Ama Türkiye Ulusal Futbol Şampiyonlukları’nı ise 1959’dan (veya 1957’den) bu yana!

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Türkiye Futbol Federasyonu, Türk Milli Futbol Takımı Antrenörleri hakkında, olması gerektiği gibi 1923 yılından bu yana istatistik tutuyor, 1923 yılından bu yana sayıyor. Fakat Türkiye Ulusal Futbol Şampiyonlukları’nı ne hikmetse 1959’dan (veya 1957’den) bu yana!

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Herkes Var Ligler Yok

    Türkiye Futbol Federasyonu, bırakınız Federasyon Başkanları’mızı, Federasyon Kurullarında Görev Alan Üyeleri bile 1923 yılından bu yana sayıyor, istatistiğini tutuyor. Ama gelin görün ki, Federasyon Kurullarındaki Yöneticilere verdiği ehemmiyeti, 1959 öncesinde sahalarda ter döken, emek veren futbolculardan esirgiyor olmalı ki, Türkiye Ulusal Futbol Şampiyonlukları’nı 1959’dan (veya 1957’den) bu yana dikkate alıyor!

    Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

    Türkiye Futbol Federasyonu, 1959’dan (veya 1957’den) önceki Milli Maçları ve zaferleri çok doğru ve doğal olarak övüyor, yere göğe koyamıyor. Ama aynı futbolcuların, aynı dönemde kazandıkları Türkiye Ulusal Futbol Şampiyonlukları’nı ise bugün bir türlü görmüyor!

    Türkiye Futbol Federasyonu, Türk Futboluna büyük hizmetler vermiş 30’lu, 40’lı yılların futbol adamlarını, isimlerinin yanına çoğul takısı ekleyerek, çok doğru ve doğal olarak efsaneleştiriyor. Şeref Bey’ler, Muvaffak Menemencioğlu’lar, Hayri Celâl Bey’ler diyor. Ancak aynı insanların dönemindeki Ulusal Futbol Şampiyonlukları’na aynı muameleyi çok görüyor!

    Peki, Türkiye Futbol Federasyonu’muz, kendi yayınladığı bu kitapta Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme Organizasyonlarına yer veriyor mu? Veriyor tabi, vermez olur mu. Bakalım nasıl anlatıyor;

    Ulusal Lig Nedir? Budur!

    Görüldüğü üzere Milli Küme için; “TÜRKİYE LİGİ tesisi konusunda atılan ilk adım” diyor. “Deplasmanlı oynanacak olan bir LİG” ifadesini kullanıyor.

    Ayrıca Türkiye Futbol Birincilikleri’ne de şöyle atıfta bulunuyor; “O güne kadar TÜRKİYE ÇAPINDA BİR ORGANİZASYON OLARAK YALNIZ TÜRKİYE BİRİNCİLİKLERİ vardı” yazıyor.

    Pardon da, daha ne demesi gerekiyor?

    “Ulusal değildi, bölgeseldi” falan diye saçmalayanlar için sadece bu bile yeter de artar ama konumuz onlar değil. Konumuz Türkiye Futbol Federasyonu’muz. Hem kendi yayınında yukarıdakileri yazıp, hem de Ulusal Şampiyonlukları halen 1959’dan (veya 1957’den) bu yana dikkate almak nasıl bir tutarsızlık? Dünyanın hiç bir yerinde örneği olmayan, kendi futbol tarihinin 36 yılını kulüpsel bazda görmezden gelen böyle bir garabeti daha ne kadar içlerine sindirecek acaba Federasyonumuz..

    Yukarıda yazılanlar Türk Futbol Tarihi’nin kesitleridir. Yazan da bizzat Türkiye Futbol Federasyonu’dur. 1959 (veya 1957) öncesi için belli konularda methiyeler düzen, pâyeler veren ve o günleri öven, seven, tanıyan bakış açısı, Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme Şampiyonlukları söz konusu olunca yerini inanılmaz bir körlüğe ve inkârcılığa artık bırakmamalıdır.

    Türkiye Futbol Federasyonu, futbol tarihimizin uzunca bir dönemini belli açılardan sahiplenip, belli açılardan inkâr etmeye veya yokmuş gibi davranmaya artık bir son vermelidir.

    1959 (veya 1957) öncesinde Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme organizasyonlarında kazanılmış “Ulusal Şampiyonluklara” hak ettikleri pâye ivedilikle verilmeli ve bu şampiyonlukları kazanan, babalarımızı, dedelerimizi taraftar yapan o efsane futbolculara yapılan ayıbın, vefasızlığın, hâkir görmelerin artık bir son bulması gerekmektedir. Bu şampiyonlukların, şampiyonluk hesabında dikkate alınması ve bu garabetin Türk Futbolundan kaldırılması elzemdir ve doğrusudur.

    Hepsinden öte bir hak’tır ve tarihe saygıdır..

    King Santillana / Tarihi Görmezden Gelebilirsiniz ama Değiştiremezsiniz

  • Fenerbahçe Müessisleri

    Fenerbahçe Müessisleri

    1932 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yayınlanan bir kitapçıkta Fenerbahçe’nin müessisleri, yani kurucuları tanıtılmış. Farklı tarihlerde, farklı sayılarla yayınlanan bu liste, o yıllarda toplam 62 kişiden ibaretmiş. Bu isimler alfabetik sırayla yazılmış. Çok önemli bir belge…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    A-E Arası

    1) Ahmet Nuri Bey (İbnirefik)
    Kulübe ilk senelerinde intisap etmiş ve hizmetlerde bulunmuştur. Muharrir ve müelliftir.

    2) Alaattin Esat Bey
    Ankara’da Yün-İş muhasebesinde memurdur. Küçük takımlarda yetişmiş, birinci takımlarda yetişmiş, birinci takımda senelerce oynamıştır. “Futbol Artisti” olmakla maruftur. Buraya gelen ecnebi takımlarının ve Avrupa turnesinde kendisini seyreden bütün halkın derhal nazarı dikkatini celbeden bir avcı hakimiyetine maliktir. On dört defa beynelmileldir.

    3) Ali Muhiddin Bey (Hacı Bekir Zade)
    Müessis âzâdan olan Ali Muhiddin Bey kulübün mâlî işlerinde çok çalışan ve kulübe büyük yardımlarda bulunanlardandır.

    4) Ali Naci Bey;
    Senelerce Türk matbuatında gazete sahipliği, başmuharrir sıfatıyla hizmet etmiş, Fenerbahçe’nin lehinde yaptığı neşriyatla esasen halk kütleleri arasında çok sevilen Sarı-Lacivertlilerin muhabbetlerini kalplerde kökleştirmiştir. Şimdi Anadolu Ajansı’nın Balkan mümessilidir.

    5) Arif Rıza Bey
    Küçük takımlarda futbola başlamış, sırasıyla birinci takıma kadar geçmiştir. Geçirdiği bir hastalık yüzünden istifade edilecek bir yaşta futbolu terk etmiştir. Liman şirketinde memurdur.

    6) Asaf Bey
    Deniz inşaat mühendislerinden olan bu zat kulübü ilk kuranlardan biridir.

    7) Bedri Hakkı Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda ve milli futbol ekibimizde oynamıştır. Kadıköyü’nde Altıyolağzı’nda diş doktoru.

    8) Cafer Ali Bey
    Senelerce birinci takım müdafaasında sarı lacivert forma için çok çalışmıştır. Milli takımda yer almış kıymetli futbolcularımızdandır. Eczacıdır.

    9) Celal Bey
    Kulübe bilahare intisap etmiş olmakla beraber çok hizmetleri görülmüştür. Elektrik şirketi memurin müdürüdür.

    10) Emin Ahmet Bey
    Seyrisefain sabık memurlarından

    11) Enver Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. Senelerce ecnebi mekteplerde Türkçe okutmuş, rüsumat müfettişliği yapmıştır.

    12) Enver Cemal Bey
    Büyükdere belediye muhasebecisidir.

    F-H Arası

    13) Fahir Bey
    Darülfünun kimya şubesinde asistandır. Üçüncü takımdan başlamış, birinci futbol takımında beş sene sol muavin oynamıştır.

    14) Fuat Hüsnü Bey
    Mütekait bahriye kaymakamı ve sabık üssübahri kumandanı. İlk Türk futbolcusu olmakla maruftur.

    15) Galip Bey
    Senelerce Fenerbahçe’de oynamış, emektar bir futbolcudur. Bütün gençler için numune olmaya layık bir spor adamıdır. Şimdi Fenerbahçe Stadı’nın müdürlüğü vazifesini kabul etmiştir.

    16) Hakkı Saffet Bey
    Kulübü ilk kuranlardan biridir. Emlak ve Eytam Bankası umumi müdürüdür.

    17) Hakkı Şinasi Paşa
    İstanbul mebusu. Kulübe çok hizmet etmiştir.

    18) Hamdi “Nebizade” Bey
    Kulübe değerli himmetleri dokunmuştur. Trabzon mebusudur.

    19) Hamit Hüsnü Bey
    Kulübün ilk inkişaf devrelerinde senelerce başta bulunmuştur. Doktordur.

    20) Hasan Kamil Bey
    Fenerbahçe’nin ilk takımlarında oynamıştır. Amerika’dan dönüşte uzun müddet Fenerbahçe’nin ve milli takımın kaptanlığını yapmış. “Dalgakıran” lakabıyla şöhret kazanmıştır. Standart Oil şirketinde memurdur.

    21) Hayri Celal Bey
    İdare heyetinde senelerce çalışmıştır ve umumi katiptir. Muhtelit mübadele komisyonunda memurdur.

    22) Hikmet Agah Bey
    İlk takımlarda sol açık oynamış ve bu mevkide senelerce rakipsiz kalmıştır. Rıhtım şirketinde memurdur.

    23) Hulki Bey
    Kulübün futbol ve hokey takımlarında uzun müddet çalışmış, denizcilikte himmeti görülmüştür. Emlak sahiplerindendir.

    24) Hulki Bey
    Ticaretle meşguldür.

    25) Hüseyin Hüsnü Bey
    Kulübe ilk intisap edenlerden olup şimdi Girit’tedir.

    26) Hüseyin Sami Bey
    Küçük takımları çalıştırmak suretiyle kulübün son yıldızlarını bizzat yetiştirenlerden ve kulübe büyük hizmetleri dokunanlardan biridir. İş bankası umumi müfettişidir.

    27) Hüsnü Bey
    Çok eski bir sporcu olan Hüsnü Bey kulübe cidden değerli hizmetler ifa etmiştir. Geyve kaymakamıdır.

    İ-N Arası

    28) İsmet Salih Bey
    Futbol, teniz, denizcilik ve boks şubelerinde çalışmıştır. Zamanının en iyi futbolcularındandı. Senelerce Fenerbahçe’de ve milli takımda merkez muavin oynamıştır. Adana askeri hastanesi göz mütehassisidir.

    29) Kadri Celal Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda senelerce muavin ve müdafi oynamıştır. On bir defa beynelmileldir. Tütün inhisarı memurlarındandır.

    30) Kemal Aşkı Bey
    Kulübe ilk senelerinde girmiştir. İlk kulüp binasını Fenerbahçelilere tahsis etmiştir. Mühendistir.

    31) Kemal Cenap Bey
    Yeni, fakat çok yardım etmiş müessislerdendir. Memleketin en kıymetli profesör ve doktorlarındandır.

    32) Kenan Hasan Bey
    Çok çalışkan bir Fenerbahçelidir. Mütehassis röntgencidir. Yalnız Fenerbahçelilere değil, bütün sporculara yaptığı tıbbi yardımlar minnetle kaydedilecek kadar büyüktür.

    33) Lütfü Cemal Bey
    Futbol ve hokey takımlarında uzun müddet muvaffakiyetle oynamıştır. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    34) Mahmut Celalettin Bey
    Kulübe hizmeti çok dokunanlardandır. Sigorta işleriyle meşguldür. Neşe verici sohbetleri maruftur.

    35) Mazhar Bey
    Eski Fenerbahçelilerdendir. Bankacıdır.

    36) Mehmet Reşat Bey
    Futbol ve teniste çok çalışmıştır. İdare heyetinde muhasebecidir. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    37) Muhsin Yeğen Bey
    Mısır prenslerindendir. Futbol ve tenis şubesinde çalışmış, her sporda muvaffakiyet gösterenlerdendir.

    38) Mustafa Bey (Elkatipzade)
    Kulübün ilk kuruluş devirlerinde en fazla çalışanlardan biridir. Yalnız Fener’in değil, belki bütün Türkiye’nin en maruf futbolcularını yetiştirmiştir. Zeki, Bekir, Alaattin, Cemil, Haydar ve daha yüzlerce futbolcu onun teşvik ve himmetiyle yükselmiştir.

    39) Muvaffak Rıfat Bey
    Kulübe bir çok değerli hizmetler yapmıştır. Senelerce futbol ve bisiklet federasyonlarının başında çalışmış, halis ve eski bir sporcudur. Anadolu Ajansı Umumi Müdürüdür.

    40) Müfit Şevket Bey
    Bursa’da Doç otomobil şirketi acentasıdır.

    N-Ş Arası

    41) Nasuhi Esat Bey
    Kulübü ilk kuranlar meyanındadır. Senelerce İstanbul mıntıkasının başında ve futbol federasyonunda çalışmıştır. Ankara’da Emlak Bankası umumi katip muavinidir.

    42) Necip Bey
    Kulübü ilk kuranlar arasındadır.

    43) Ömer Nazıma Bey
    Almanya’da ticaretle meşguldür.

    44) Ragıp Bey
    Fenerbahçe’nin üçüncü, ikinci ve birinci takımlarında uzun müddet oynamıştır. Adana’da Ziraat mektebi mütehassıslarındandır.

    45) Sabih Fani Bey
    Hokey, birinci futbol takımlarında ve tenis ekibinde çalışmış eski bir sporcudur. Teknik bilgisiyle maruftur. Dört defa beynelmileldir. Milas Osmanlı Bankası muhasebecisidir.

    46) Sabri Bey
    Sabık Ziraat Vekili. Mebus. Kulübe en çok hizmeti dokunanlardan biridir. İlk teşekkül devirlerinde ve en müşkül zamanlarında kulübe yardım etmiş. Fenerbahçe’nin bugünkü kuvvetli halinde fiilen en büyük amil olmuştur. Her Fenerbahçeli onu daima minnetle yad eder. Bunun içindir ki Sabri Bey daima kulübün umumi reisidir.

    47) Saip Şevket Bey
    Sporda nazari ihtisasıyla tanınmıştır. Selanik Bankası hukuk müşaviridir.

    48) Sadi Hayri Bey
    Birinci futbol takımının orta muavinliğinde senelerce çalışmıştır. Müteahhittir.

    49) Sait Selahattin Bey
    Kulübün ilk takımlarından itibaren senelerce sol iç ve orta muhacim oynamıştır. Tenis ve avcılıkta şöhreti vardır. Orta Afrika’da avlanan yegane Türk sporcusudur. Deniz Ticaret Mektebi idman muallimidir.

    50) Sait Tevfik Bey (Çelebizade)
    Kulübe büyük hizmetleri dokunan, umumi harp senelerinde herkesin ümitsizliğe düştüğü fena şerait içinde en çok çalışan bir idarecidir. Otomobil ve radyo komisyonculuk ve ticaretle meşguldür.

    51) Selahattin Manço Bey
    İzmir’de memuriyetle iştigal etmektedir.

    52) Servet Bey
    İstanbul belediye mühendislerindendir.

    53) Süreyya Salih Bey
    İş Bankası levazım şefidir.

    Ş-Z Arası

    54) Şakir Bey (Beşe Zade)
    Eski futbolculardandır. Kulübe fiilen hizmet edenlerdendir. Ticaretle meşguldür.

    55) Şefkati Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. İzmir’de emlak sahibidir.

    56) Şekip Mustafa Bey
    Kulübün küçük takımlarından yetişmiş bir futbolcusu ve birinci takımın eski kalecisidir. Zonguldak Madem Mühendis Mektebi muallimlerindendir.

    57) Tevfik Haccar Bey
    Eski ve kıymetli bir sporcudur. Tenis, futbol ve hokey şubelerinde, denizcilikte çalışmıştır. Atletizm federasyonu tenis komitesi reisidir. Kibrit şirketi emtia şefidir.

    58) Vasıf Bey
    Kulübe çok hizmeti görülen müessislerdendir. Roma sefirimizdir.

    59) Yahya Berki Bey
    İlk intisap edenlerden biridir. İdare işlerinde hizmeti görülmüştür. Ticaret ve zahire borsası memurudur.

    60) Zeki Rıza Bey
    Fenerbahçe’nin ve milli takımın senelerden beri kaptanıdır. En maruf futbolcularımızdandır. İyi bir tenisçidir. Milli Spor Mağazası’nın sahibidir.

    61) Zeki Mazlum Bey
    Sanayi Maden Bankası memuru.

    62) Ziya Bey
    Kulübün bir numaralı âzâsı ve ilk kuranların başında bulunan müessisidir. Böyle olduğu halde alfabe sırasıyla yazılan müessislerin en sonuna düşüyor.

  • Onları Tanımak Fenerbahçe Tarihini Bilmek Demek : Müessisler

    1932 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yayınlanan bir kitapçıkta Fenerbahçe’nin müessisleri, yani kurucuları tanıtılmış. O yıllarda toplam 62 kişi olan bu isimler alfabetik sırayla yazılmış. Çok önemli bir belge…

    * * * * * *

    1) Ahmet Nuri Bey (İbnirefik)
    Kulübe ilk senelerinde intisap etmiş ve hizmetlerde bulunmuştur. Muharrir ve müelliftir.

    2) Alaattin Esat Bey
    Ankara’da Yün-İş muhasebesinde memurdur. Küçük takımlarda yetişmiş, birinci takımlarda yetişmiş, birinci takımda senelerce oynamıştır. “Futbol Artisti” olmakla maruftur. Buraya gelen ecnebi takımlarının ve Avrupa turnesinde kendisini seyreden bütün halkın derhal nazarı dikkatini celbeden bir avcı hakimiyetine maliktir. On dört defa beynelmileldir.

    3) Ali Muhiddin Bey (Hacı Bekir Zade)
    Müessis âzâdan olan Ali Muhiddin Bey kulübün mâlî işlerinde çok çalışan ve kulübe büyük yardımlarda bulunanlardandır.

    4) Ali Naci Bey;
    Senelerce Türk matbuatında gazete sahipliği, başmuharrir sıfatıyla hizmet etmiş, Fenerbahçe’nin lehinde yaptığı neşriyatla esasen halk kütleleri arasında çok sevilen Sarı-Lacivertlilerin muhabbetlerini kalplerde kökleştirmiştir. Şimdi Anadolu Ajansı’nın Balkan mümessilidir.

    5) Arif Rıza Bey
    Küçük takımlarda futbola başlamış, sırasıyla birinci takıma kadar geçmiştir. Geçirdiği bir hastalık yüzünden istifade edilecek bir yaşta futbolu terk etmiştir. Liman şirketinde memurdur.

    6) Asaf Bey
    Deniz inşaat mühendislerinden olan bu zat kulübü ilk kuranlardan biridir.

    7) Bedri Hakkı Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda ve milli futbol ekibimizde oynamıştır. Kadıköyü’nde Altıyolağzı’nda diş doktoru.

    8) Cafer Ali Bey
    Senelerce birinci takım müdafaasında sarı lacivert forma için çok çalışmıştır. Milli takımda yer almış kıymetli futbolcularımızdandır. Eczacıdır.

    9) Celal Bey
    Kulübe bilahare intisap etmiş olmakla beraber çok hizmetleri görülmüştür. Elektrik şirketi memurin müdürüdür.

    10) Emin Ahmet Bey
    Seyrisefain sabık memurlarından

    11) Enver Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. Senelerce ecnebi mekteplerde Türkçe okutmuş, rüsumat müfettişliği yapmıştır.

    12) Enver Cemal Bey
    Büyükdere belediye muhasebecisidir.

    13) Fahir Bey
    Darülfünun kimya şubesinde asistandır. Üçüncü takımdan başlamış, birinci futbol takımında beş sene sol muavin oynamıştır.

    14) Fuat Hüsnü Bey
    Mütekait bahriye kaymakamı ve sabık üssübahri kumandanı. İlk Türk futbolcusu olmakla maruftur.

    15) Galip Bey
    Senelerce Fenerbahçe’de oynamış, emektar bir futbolcudur. Bütün gençler için numune olmaya layık bir spor adamıdır. Şimdi Fenerbahçe Stadı’nın müdürlüğü vazifesini kabul etmiştir.

    16) Hakkı Saffet Bey
    Kulübü ilk kuranlardan biridir. Emlak ve Eytam Bankası umumi müdürüdür.

    17) Hakkı Şinasi Paşa
    İstanbul mebusu. Kulübe çok hizmet etmiştir.

    18) Hamdi “Nebizade” Bey
    Kulübe değerli himmetleri dokunmuştur. Trabzon mebusudur.

    19) Hamit Hüsnü Bey
    Kulübün ilk inkişaf devrelerinde senelerce başta bulunmuştur. Doktordur.

    20) Hasan Kamil Bey
    Fenerbahçe’nin ilk takımlarında oynamıştır. Amerika’dan dönüşte uzun müddet Fenerbahçe’nin ve milli takımın kaptanlığını yapmış. “Dalgakıran” lakabıyla şöhret kazanmıştır. Standart Oil şirketinde memurdur.

    21) Hayri Celal Bey
    İdare heyetinde senelerce çalışmıştır ve umumi katiptir. Muhtelit mübadele komisyonunda memurdur.

    22) Hikmet Agah Bey
    İlk takımlarda sol açık oynamış ve bu mevkide senelerce rakipsiz kalmıştır. Rıhtım şirketinde memurdur.

    23) Hulki Bey
    Kulübün futbol ve hokey takımlarında uzun müddet çalışmış, denizcilikte himmeti görülmüştür. Emlak sahiplerindendir.

    24) Hulki Bey
    Ticaretle meşguldür.

    25) Hüseyin Hüsnü Bey
    Kulübe ilk intisap edenlerden olup şimdi Girit’tedir.

    26) Hüseyin Sami Bey
    Küçük takımları çalıştırmak suretiyle kulübün son yıldızlarını bizzat yetiştirenlerden ve kulübe büyük hizmetleri dokunanlardan biridir. İş bankası umumi müfettişidir.

    27) Hüsnü Bey
    Çok eski bir sporcu olan Hüsnü Bey kulübe cidden değerli hizmetler ifa etmiştir. Geyve kaymakamıdır.

    28) İsmet Salih Bey
    Futbol, teniz, denizcilik ve boks şubelerinde çalışmıştır. Zamanının en iyi futbolcularındandı. Senelerce Fenerbahçe’de ve milli takımda merkez muavin oynamıştır. Adana askeri hastanesi göz mütehassisidir.

    29) Kadri Celal Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda senelerce muavin ve müdafi oynamıştır. On bir defa beynelmileldir. Tütün inhisarı memurlarındandır.

    30) Kemal Aşkı Bey
    Kulübe ilk senelerinde girmiştir. İlk kulüp binasını Fenerbahçelilere tahsis etmiştir. Mühendistir.

    31) Kemal Cenap Bey
    Yeni, fakat çok yardım etmiş müessislerdendir. Memleketin en kıymetli profesör ve doktorlarındandır.

    32) Kenan Hasan Bey
    Çok çalışkan bir Fenerbahçelidir. Mütehassis röntgencidir. Yalnız Fenerbahçelilere değil, bütün sporculara yaptığı tıbbi yardımlar minnetle kaydedilecek kadar büyüktür.

    33) Lütfü Cemal Bey
    Futbol ve hokey takımlarında uzun müddet muvaffakiyetle oynamıştır. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    34) Mahmut Celalettin Bey
    Kulübe hizmeti çok dokunanlardandır. Sigorta işleriyle meşguldür. Neşe verici sohbetleri maruftur.

    35) Mazhar Bey
    Eski Fenerbahçelilerdendir. Bankacıdır.

    36) Mehmet Reşat Bey
    Futbol ve teniste çok çalışmıştır. İdare heyetinde muhasebecidir. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    37) Muhsin Yeğen Bey
    Mısır prenslerindendir. Futbol ve tenis şubesinde çalışmış, her sporda muvaffakiyet gösterenlerdendir.

    38) Mustafa Bey (Elkatipzade)
    Kulübün ilk kuruluş devirlerinde en fazla çalışanlardan biridir. Yalnız Fener’in değil, belki bütün Türkiye’nin en maruf futbolcularını yetiştirmiştir. Zeki, Bekir, Alaattin, Cemil, Haydar ve daha yüzlerce futbolcu onun teşvik ve himmetiyle yükselmiştir.

    39) Muvaffak Rıfat Bey
    Kulübe bir çok değerli hizmetler yapmıştır. Senelerce futbol ve bisiklet federasyonlarının başında çalışmış, halis ve eski bir sporcudur. Anadolu Ajansı Umumi Müdürüdür.

    40) Müfit Şevket Bey
    Bursa’da Doç otomobil şirketi acentasıdır.

    41) Nasuhi Esat Bey
    Kulübü ilk kuranlar meyanındadır. Senelerce İstanbul mıntıkasının başında ve futbol federasyonunda çalışmıştır. Ankara’da Emlak Bankası umumi katip muavinidir.

    42) Necip Bey
    Kulübü ilk kuranlar arasındadır.

    43) Ömer Nazıma Bey
    Almanya’da ticaretle meşguldür.

    44) Ragıp Bey
    Fenerbahçe’nin üçüncü, ikinci ve birinci takımlarında uzun müddet oynamıştır. Adana’da Ziraat mektebi mütehassıslarındandır.

    45) Sabih Fani Bey
    Hokey, birinci futbol takımlarında ve tenis ekibinde çalışmış eski bir sporcudur. Teknik bilgisiyle maruftur. Dört defa beynelmileldir. Milas Osmanlı Bankası muhasebecisidir.

    46) Sabri Bey
    Sabık Ziraat Vekili. Mebus. Kulübe en çok hizmeti dokunanlardan biridir. İlk teşekkül devirlerinde ve en müşkül zamanlarında kulübe yardım etmiş. Fenerbahçe’nin bugünkü kuvvetli halinde fiilen en büyük amil olmuştur. Her Fenerbahçeli onu daima minnetle yad eder. Bunun içindir ki Sabri Bey daima kulübün umumi reisidir.

    47) Saip Şevket Bey
    Sporda nazari ihtisasıyla tanınmıştır. Selanik Bankası hukuk müşaviridir.

    48) Sadi Hayri Bey
    Birinci futbol takımının orta muavinliğinde senelerce çalışmıştır. Müteahhittir.

    49) Sait Selahattin Bey
    Kulübün ilk takımlarından itibaren senelerce sol iç ve orta muhacim oynamıştır. Tenis ve avcılıkta şöhreti vardır. Orta Afrika’da avlanan yegane Türk sporcusudur. Deniz Ticaret Mektebi idman muallimidir.

    50) Sait Tevfik Bey (Çelebizade)
    Kulübe büyük hizmetleri dokunan, umumi harp senelerinde herkesin ümitsizliğe düştüğü fena şerait içinde en çok çalışan bir idarecidir. Otomobil ve radyo komisyonculuk ve ticaretle meşguldür.

    51) Selahattin Manço Bey
    İzmir’de memuriyetle iştigal etmektedir.

    52) Servet Bey
    İstanbul belediye mühendislerindendir.

    53) Süreyya Salih Bey
    İş Bankası levazım şefidir.

    54) Şakir Bey (Beşe Zade)
    Eski futbolculardandır. Kulübe fiilen hizmet edenlerdendir. Ticaretle meşguldür.

    55) Şefkati Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. İzmir’de emlak sahibidir.

    56) Şekip Mustafa Bey
    Kulübün küçük takımlarından yetişmiş bir futbolcusu ve birinci takımın eski kalecisidir. Zonguldak Madem Mühendis Mektebi muallimlerindendir.

    57) Tevfik Haccar Bey
    Eski ve kıymetli bir sporcudur. Tenis, futbol ve hokey şubelerinde, denizcilikte çalışmıştır. Atletizm federasyonu tenis komitesi reisidir. Kibrit şirketi emtia şefidir.

    58) Vasıf Bey
    Kulübe çok hizmeti görülen müessislerdendir. Roma sefirimizdir.

    59) Yahya Berki Bey
    İlk intisap edenlerden biridir. İdare işlerinde hizmeti görülmüştür. Ticaret ve zahire borsası memurudur.

    60) Zeki Rıza Bey
    Fenerbahçe’nin ve milli takımın senelerden beri kaptanıdır. En maruf futbolcularımızdandır. İyi bir tenisçidir. Milli Spor Mağazası’nın sahibidir.

    61) Zeki Mazlum Bey
    Sanayi Maden Bankası memuru.

    62) Ziya Bey
    Kulübün bir numaralı âzâsı ve ilk kuranların başında bulunan müessisidir. Böyle olduğu halde alfabe sırasıyla yazılan müessislerin en sonuna düşüyor.

  • Yüzük Kardeşliği

    Yüzük Kardeşliği

    Geçende yayınladığımız “Şakir Beşe ve Fenerbahçe Hazinesi” başlıklı yazıdaki hazine bir yüzüktü. Daha başka kimlerde bulunduğunu merak ettiğimiz, bu kıymetine paha biçilemeyecek hatıranın bu detayına 24 Ağustos 1957 tarihli Milliyet gazetesinin “Yüzüklüler Vaziyete Hakim” haberinde rastladık. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin yüzük kardeşliği…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Yüzük Sahipleri Kimlerdi?

    “Anlayış içinde başlayan toplantılar ihtilaf ortadan kalkıncaya kadar devam edecek” şeklinde devam eden haberin tam metni aşağıda. Yakın zamanda yapılan kongre sonrasında belli ki ortalık karışmış, kulübün büyükleri işe el atmak durumunda kalmış. Bizim için önemli olan ise Fenerbahçe’deki Yüzük Kardeşliği’nin isim listesi…

    Alaaddin Baydar, Bedri Gürsoy, Cafer Çağatay, Fikret Arıcan (yüzüğü Ali Naci Karacan’dan almış) Hasan Kamil Sporel, Hayri Celal Atamer, İsmet Uluğ, Kadri Göktulga, Kemal Onan, Mahmut Baler, Muvaffak Menemencioğlu, Mümtaz Kavalcıoğlu, Niyazi Sel, Nurettin Otmar Savcı, Ragıp Ziya Mağden, Sabih Arca, Şakir Beşe, Tevfik Taşçı, Zeki Rıza Sporel

    İlgili Haber

    Cemiyet mensupları ile idare heyetini ellerinde tutan grup arasındaki gerginlik geride bıraktığımız hafta içinde had bir safhaya gelmişti. Her an bir hadisenin patlak vermesi bekleniyordu. Cemiyet mensupları siyaset yapmadıklarını söylüyorlar ve bu sebeple Fenerbahçeliler Cemiyeti’ni kapatmayacaklarını ileri sürüyorlardı. Fakat idare heyetinin iddiası tamamıyla aksi idi. Onlara göre Cemiyet siyaset yapıyordu. Hatta kulübün icraatini baltalayacak, tesanüdünü bozacak kadar. Nihayet mütareke takımı harekete geçti. Yüzüklüler artık işe müdahale etmenin sırası geldiğine kâni oldular. Doğrusunu söylemek icap ederse geç bile kalmışlardı.

    Dünün şöhretleri uzun seneler bu işlerden elini eteğini çekmiş olanlar, pürüzleri halletmek için dün akşam kulüp lokalinde toplandılar. Ekserisinin saçları kırlaşmış ve seyrekleşmişti. Aradan geçen zaman mütareke takımının yıldızlarına pek çok şey kaybettirmiş gözüküyordu. Ama kaybolanlar içerisinde saygı, hizmetlere hürmet ve tesanüt yoktu. Oturdular. Bir masa etrafında toplandılar ve anlaştılar. Esasen onların arasında bir anlaşmamazlık yoktu. Kararları şu idi. Artık vaziyete hakim olacaklar, ikiliği kaldıracaklardır.

    Yüzüklülerin teşebbüsleri bilhassa mutedil çevrelere memnuniyet uyandırdı. Bir kısmı Nurenberg mahkemesi diye anılan Haysiyet Divanı’nın bir ihraç makinesi haline işleyemeyeceğini söylerken diğerleri de Cemiyet artık idare heyetini yıkmak için bir yığınak merkezi olmayacak; diyorlardı. Yüzüklüler önümüzdeki günler içerisinde sık sık toplanacaklardır.

  • Fenerbahçe’de Yüzük Kardeşliği

    Geçende yayınladığımız “Şakir Beşe ve Fenerbahçe Hazinesi” başlıklı yazıdaki hazine bir yüzüktü. Daha başka kimlerde bulunduğunu merak ettiğimiz, bu kıymetine paha biçilemeyecek hatıranın bu detayına 24 Ağustos 1957 tarihli Milliyet gazetesinin “Yüzüklüler Vaziyete Hakim” haberinde rastladık. “Anlayış içinde başlayan toplantılar ihtilaf ortadan kalkıncaya kadar devam edecek” şeklinde devam eden haberin tam metni aşağıda. Yakın zamanda yapılan kongre sonrasında belli ki ortalık karışmış, kulübün büyükleri işe el atmak durumunda kalmış. Bizim için önemli olan ise Fenerbahçe’deki Yüzük Kardeşliği’nin isim listesi…

    Alaaddin Baydar, Bedri Gürsoy, Cafer Çağatay, Fikret Arıcan (yüzüğü Ali Naci Karacan’dan almış) Hasan Kamil Sporel, Hayri Celal Atamer, İsmet Uluğ, Kadri Göktulga, Kemal Onan, Mahmut Baler, Muvaffak Menemencioğlu, Mümtaz Kavalcıoğlu, Niyazi Sel, Nurettin Otmar Savcı, Ragıp Ziya Mağden, Sabih Arca, Şakir Beşe, Tevfik Taşçı, Zeki Rıza Sporel

    * * * * * *

    Cemiyet mensupları ile idare heyetini ellerinde tutan grup arasındaki gerginlik geride bıraktığımız hafta içinde had bir safhaya gelmişti. Her an bir hadisenin patlak vermesi bekleniyordu. Cemiyet mensupları siyaset yapmadıklarını söylüyorlar ve bu sebeple Fenerbahçeliler Cemiyeti’ni kapatmayacaklarını ileri sürüyorlardı. Fakat idare heyetinin iddiası tamamıyla aksi idi. Onlara göre Cemiyet siyaset yapıyordu. Hatta kulübün icraatini baltalayacak, tesanüdünü bozacak kadar. Nihayet mütareke takımı harekete geçti. Yüzüklüler artık işe müdahale etmenin sırası geldiğine kâni oldular. Doğrusunu söylemek icap ederse geç bile kalmışlardı.

    Dünün şöhretleri uzun seneler bu işlerden elini eteğini çekmiş olanlar, pürüzleri halletmek için dün akşam kulüp lokalinde toplandılar. Ekserisinin saçları kırlaşmış ve seyrekleşmişti. Aradan geçen zaman mütareke takımının yıldızlarına pek çok şey kaybettirmiş gözüküyordu. Ama kaybolanlar içerisinde saygı, hizmetlere hürmet ve tesanüt yoktu. Oturdular. Bir masa etrafında toplandılar ve anlaştılar. Esasen onların arasında bir anlaşmamazlık yoktu. Kararları şu idi. Artık vaziyete hakim olacaklar, ikiliği kaldıracaklardır.

    Yüzüklülerin teşebbüsleri bilhassa mutedil çevrelere memnuniyet uyandırdı. Bir kısmı Nurenberg mahkemesi diye anılan Haysiyet Divanı’nın bir ihraç makinesi haline işleyemeyeceğini söylerken diğerleri de Cemiyet artık idare heyetini yıkmak için bir yığınak merkezi olmayacak; diyorlardı. Yüzüklüler önümüzdeki günler içerisinde sık sık toplanacaklardır.

  • Halkın En Sevdiği Kulüp

    Halkın En Sevdiği Kulüp

    Aşağıda okuyacağınız satırları kaleme alan kişi, Galatasaray’ın kulüp binasına adını verdiği Şehit Hasnun Galip Bey’in kardeşi, kendisi de muazzam bir Galatasaraylı olan Sadun Galip Savcı… Özellikle en başta yazdıklarına dikkat edin lütfen. Halkın en sevdiği kulüp kimmiş, göreceksiniz… Sonrasında bugünlerde Fenerbahçe’nin geçmişi hakkında atıp tutanların dikkatine sunabilirsiniz. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Gerçeği

    Türkiye’nin en popüler kulübü, halkın en tuttuğu, en sevdiği kulüp : Fenerbahçe… Ben Fenerbahçeli değilim ama ne yapayım ki işin doğrusu bu!…

    Fenerbahçe şöhretinin en fazlasını işgal kuvvetlerinin ve hele İngiliz askerlerinin boy boy, çeşit çeşit, renk renk takımlarını yendiği mütareke seneleriyle ondan sonra ecnebi takımlarının memlekete ilk geldiği zamanlarda, yani çok golcü hücum hattını Zeki, Alâ, Bekir, Sabih, Bedri kombinezonlarının sürüklediği ve eski Umumi Katipleri Ali Naci’nin bu kombinezonlarla gollerin propagandasını yaptığı günlerde kazandı.

    Fakat… Bu şöhret ve bu sevgi Fenerbahçe’nin hakkı değil midir? Kurulduğu günden beri, Türk sporunda büyük bir varlık gösteren ve bugün her türlü teşkilatıyla göğsümüzü kabartacak bir kurum haline gelen Fenerbahçe, elbette ki, bu şöhrete ve bu sevgiye layıktır.

    Bugün tesisat ve teşkilatı itibariyle de en zengin kulüplerimizden biri olan Fenerbahçe, 1907 yılında kurulmuştur. Bu itibarla en eski kulüplerimizden biridir. O zamanlar memleketimizde kurulan her kulüp gibi, kuranları ve üyeleri herhangi bir evde toplanan “Fenerbahçe Spor Kulübü”, daha sonraları bir odaya sığındı. O zamandan bugüne kadar da durmadan çalışmasıyla nihayet lokalli, stadlı, bol vesaitli, çok üyeli bir kulüp haline geldi. Aşağı yukarı otuz senelik yaşayışında sporun değişik kollarındaki muvaffakiyetleri, galibiyetleri, şampiyonlukları ile Türk spor tarihinde sahifeler dolduran bir varlık oldu.

    Kulüp İdaresi

    Bugün Fenerbahçe Kulübü’nü idare eden, yedi kişilik bir heyettir. Bu idarecileri tanıtmak lazımdır :

    Kulübün başkanı bakan Şükrü Saraç’tır. İkinci başkanlık Doktor Hayri Celal’dedir. Umumi Katip Anadolu Ajansı Genel Direktörü Muvaffak Menemencioğlu, muhasibi Devlet Demiryolları müfettişlerinden Mehmet Reşat, Genel Kaptanı Zeki Rıza Sporel’dir. İdare heyetini iki üye: Deniz Ticaret Lisesi Spor Öğreticisi Sait Selahattin’le, Eczacı ve Kimyager Cafer Ali tamamlamaktadır.

    Bununla beraber, çok çalışan bu idare heyeti, icap ettiği zaman sayısı yetmişe varan kurucuların da manevi yardımlarına ve sevgilerine dayanmaktadır.

    Zaman zaman, Türkiye’ye giren her sporla uğraşmış ve muvaffakiyetler göstermiş olan Fenerbahçe’nin bugün en fazla meşgul olduğu spor kolları şunlardır:

    Futbol, atletizm, tenis, denizcilik, avcılık, voleybol ve basketbol.

    Sarı-Lacivert renk altında faal sporcu olarak üç yüz elliye yakın Fenerbahçeli vardır. Bunların hangi kollarda çalıştıklarını aşağıda sırasıyla göreceğiz.

    Şubeler

    Futbol : Fenerbahçe’nin en fazla önem verdiği spor futboldur. Kulübün bugün on tane takımı vardır. Kulüp, ilerisinin parlaklığını gençlerin yetişmesinde gördüğü için küçük futbolculara büyük bir alaka göstermektedir. Bunun için on takımdan yedisini küçük futbolcular teşkil etmektedir. Bir gençler takımı, bir B takımı ve bir de birinci takım futbolcular kadrosunu tamamlamaktadır. Şu halde, kulübün yeni getirttiği İngiliz antrenör Elliot’un yetiştirmesine ve çalıştırılmasına bırakılan Fenerbahçeli futbolcular aşağı yukarı yüz yirmi kişidir.

    Atletizm : Bu kol, önemine rağmen, fazla gelişememiştir. Kulüp ancak son senelerde atletizmle uğraşmaya başlamıştır. Bugün bu kolda kırk kadar genç çalışmakta ve bunların arasında Cihat, Tevfik, Mufahham, Hilmi, Füruzan gibi az çok tanınmış atletler bulunmaktadır.

    Tenis : Memleketimizde ilk defa bu sporla uğraşan Türk kulübü Fenerbahçe’dir. Kulüp, bu sporda memleket şampiyonlarını yetiştirmiş ve bugüne kadar da rakipsiz kalmıştır. On beşi kadın olmak üzere, altmış kadar üye bu kolda çalışmaktadır. Memnuniyetle kaydedelim ki, bunlardan kırk kadarı bu sporda yeni yetişen ve ilerisi için çok vadeden gençlerdir. Fenerbahçe’nin tanınmış tenisçileri Sedat, Suat, Şirinyan, Zeki Rıza, Sait Selahattin, Galip, Tevfik, Ohanesyan’ı sayabiliriz.

    Denizcilik : Ona yakın kürek vasıtaları olan bu kolda, Ortaköy şubesi de dahil olmak üzere altmış, yetmiş sporcu çalışmaktadır.

    Avcılık : İki sene evvel kurulan bu kol az zamanda çok gelişmiştir. Bu kolda göze çarpanlar arasında Afrika’da aslan avcılığı yapmış olan Sait Selahattin’le, Galip, Turhan gibi bu işte usta kimseler vardır. Kulüpte bu kolun av eşyalarıyla süslenmiş hususi odaları güzel bir köşe teşkil etmektedir. Avcılık kolu sürek avları yapmakta ve çok rağbet gören bu partilere kırk elli avcı iştirak etmektedir.

    Voleybol-Basketbol : Bu kolu yüksek mekteplerdeki Fenerbahçelilerle taraftarları teşkil etmekte ve müsabakalarda iyi muvaffakiyetler almaktadır.

    Fenerbahçe birinci futbol takımı 934-935 mevsimi İstanbul şampiyonu olmuştur. Devam etmekte olan İstanbul Şildi maçlarında da en tehlikeli rakibi Galatasaray’ı 1-2 yenerek yolunda yürümektedir. Fenerbahçe, ecnebi temaslarında da büyük bir hareket göstermektedir. Mesela bir yıl içinde, bir kısmı Güneş Kulübü ile birlikte olarak, ikisi Avusturya, biri Çek, biri Yugoslav ve biri Yunan olmak üzere beş takım getirtmiştir. En son getirttiği takım, 1-3 kazandığı Olympiakos Yunan takımıdır.

    Teniste de Yugoslavların, Romanyalıların milli tenisçileriyle şehrimizde muhtelif temaslar yapmıştır.

    Kulübün Varlıkları

    Bundan başka bütün spor kollarında mıntıkanın tertip ettiği resmi ve gerek teşvik müsabakalarına, hususi karşılaşmalara girmiş, bazı muvaffakiyetler almıştır.

    Fenerbahçe, Ankara’da yapılmakta olan stadı şimdilik saymazsak, Türkiye’nin en güzel ve en muntazam stadına sahip bulunmaktadır. Kulübün lokali de bu stadın içindedir. Kulüp, Kuşdili’ndeki eski lokal yandıktan sonra, stadı ve yeni lokali bugünkü haline getirmek için çok çalışmıştır.

    Statta büyük sahadan başka bir idman sahası, beş bin kişilik kapalı ve açık tribünler, güzel bir atletizm pisti, stadın yanı başında iki tane toprak tenis kordu vardır.

    Kulübün lokali güzel döşenmiş büyük bir salon, bir sigara odası, bir idare odası, soyunma, masaj, sıcak duş odalarından ibarettir.

    Bundan başka kapalı tribünlerin altında da misafir ve ecnebi takımlar için soyunma odaları ve duş yerleri vardır.

    Kulübün Kuşdili’ndeki yanan eski lokali yanında da deniz vasıtalarını muhafaza eden bir kayıkhanesi, güzel bir bahçesi ve acemiler için çimento bir tenis kordu bulunmaktadır.

    Fakat bence kulübün en güzel varlığı, üç yüz ellisi faal sporcu olmak üzere 1700 üyesi ve binlerce taraftarının sevgisidir.

    Sadun Galip Savcı (24 Mayıs 1935 – Tan Gazetesi – Halkın En Sevdiği Kulüp)

  • Halkın En Tuttuğu, En Sevdiği Kulüp : Fenerbahçe

    Aşağıda okuyacağınız satırları kaleme alan kişi, Galatasaray’ın kulüp binasına adını verdiği Şehit Hasnun Galip Bey’in kardeşi, kendisi de muazzam bir Galatasaraylı olan Sadun Galip Savcı… Özellikle en başta yazdıklarına dikkat edin lütfen. Sonra bugünlerde Fenerbahçe’nin geçmişi hakkında atıp tutanların dikkatine sunabilirsiniz. Keyifli okumalar…

    * * * * * *

    Türkiye’nin en popüler kulübü, halkın en tuttuğu, en sevdiği kulüp : Fenerbahçe… Ben Fenerbahçeli değilim ama ne yapayım ki işin doğrusu bu!…

    Fenerbahçe şöhretinin en fazlasını işgal kuvvetlerinin ve hele İngiliz askerlerinin boy boy, çeşit çeşit, renk renk takımlarını yendiği mütareke seneleriyle ondan sonra ecnebi takımlarının memlekete ilk geldiği zamanlarda, yani çok golcü hücum hattını Zeki, Alâ, Bekir, Sabih, Bedri kombinezonlarının sürüklediği ve eski Umumi Katipleri Ali Naci’nin bu kombinezonlarla gollerin propagandasını yaptığı günlerde kazandı.

    Fakat… Bu şöhret ve bu sevgi Fenerbahçe’nin hakkı değil midir? Kurulduğu günden beri, Türk sporunda büyük bir varlık gösteren ve bugün her türlü teşkilatıyla göğsümüzü kabartacak bir kurum haline gelen Fenerbahçe, elbette ki, bu şöhrete ve bu sevgiye layıktır.

    Bugün tesisat ve teşkilatı itibariyle de en zengin kulüplerimizden biri olan Fenerbahçe, 1907 yılında kurulmuştur. Bu itibarla en eski kulüplerimizden biridir. O zamanlar memleketimizde kurulan her kulüp gibi, kuranları ve üyeleri herhangi bir evde toplanan “Fenerbahçe Spor Kulübü”, daha sonraları bir odaya sığındı. O zamandan bugüne kadar da durmadan çalışmasıyla nihayet lokalli, stadlı, bol vesaitli, çok üyeli bir kulüp haline geldi. Aşağı yukarı otuz senelik yaşayışında sporun değişik kollarındaki muvaffakiyetleri, galibiyetleri, şampiyonlukları ile Türk spor tarihinde sahifeler dolduran bir varlık oldu.

    Bugün Fenerbahçe Kulübü’nü idare eden, yedi kişilik bir heyettir. Bu idarecileri tanıtmak lazımdır :

    Kulübün başkanı bakan Şükrü Saraç’tır. İkinci başkanlık Doktor Hayri Celal’dedir. Umumi Katip Anadolu Ajansı Genel Direktörü Muvaffak Menemencioğlu, muhasibi Devlet Demiryolları müfettişlerinden Mehmet Reşat, Genel Kaptanı Zeki Rıza Sporel’dir. İdare heyetini iki üye: Deniz Ticaret Lisesi Spor Öğreticisi Sait Selahattin’le, Eczacı ve Kimyager Cafer Ali tamamlamaktadır.

    Bununla beraber, çok çalışan bu idare heyeti, icap ettiği zaman sayısı yetmişe varan kurucuların da manevi yardımlarına ve sevgilerine dayanmaktadır.

    Zaman zaman, Türkiye’ye giren her sporla uğraşmış ve muvaffakiyetler göstermiş olan Fenerbahçe’nin bugün en fazla meşgul olduğu spor kolları şunlardır:

    Futbol, atletizm, tenis, denizcilik, avcılık, voleybol ve basketbol.

    Sarı-Lacivert renk altında faal sporcu olarak üç yüz elliye yakın Fenerbahçeli vardır. Bunların hangi kollarda çalıştıklarını aşağıda sırasıyla göreceğiz.

    Futbol : Fenerbahçe’nin en fazla önem verdiği spor futboldur. Kulübün bugün on tane takımı vardır. Kulüp, ilerisinin parlaklığını gençlerin yetişmesinde gördüğü için küçük futbolculara büyük bir alaka göstermektedir. Bunun için on takımdan yedisini küçük futbolcular teşkil etmektedir. Bir gençler takımı, bir B takımı ve bir de birinci takım futbolcular kadrosunu tamamlamaktadır. Şu halde, kulübün yeni getirttiği İngiliz antrenör Elliot’un yetiştirmesine ve çalıştırılmasına bırakılan Fenerbahçeli futbolcular aşağı yukarı yüz yirmi kişidir.

    Atletizm : Bu kol, önemine rağmen, fazla gelişememiştir. Kulüp ancak son senelerde atletizmle uğraşmaya başlamıştır. Bugün bu kolda kırk kadar genç çalışmakta ve bunların arasında Cihat, Tevfik, Mufahham, Hilmi, Füruzan gibi az çok tanınmış atletler bulunmaktadır.

    Tenis : Memleketimizde ilk defa bu sporla uğraşan Türk kulübü Fenerbahçe’dir. Kulüp, bu sporda memleket şampiyonlarını yetiştirmiş ve bugüne kadar da rakipsiz kalmıştır. On beşi kadın olmak üzere, altmış kadar üye bu kolda çalışmaktadır. Memnuniyetle kaydedelim ki, bunlardan kırk kadarı bu sporda yeni yetişen ve ilerisi için çok vadeden gençlerdir. Fenerbahçe’nin tanınmış tenisçileri Sedat, Suat, Şirinyan, Zeki Rıza, Sait Selahattin, Galip, Tevfik, Ohanesyan’ı sayabiliriz.

    Denizcilik : Ona yakın kürek vasıtaları olan bu kolda, Ortaköy şubesi de dahil olmak üzere altmış, yetmiş sporcu çalışmaktadır.

    Avcılık : İki sene evvel kurulan bu kol az zamanda çok gelişmiştir. Bu kolda göze çarpanlar arasında Afrika’da aslan avcılığı yapmış olan Sait Selahattin’le, Galip, Turhan gibi bu işte usta kimseler vardır. Kulüpte bu kolun av eşyalarıyla süslenmiş hususi odaları güzel bir köşe teşkil etmektedir. Avcılık kolu sürek avları yapmakta ve çok rağbet gören bu partilere kırk elli avcı iştirak etmektedir.

    Voleybol-Basketbol : Bu kolu yüksek mekteplerdeki Fenerbahçelilerle taraftarları teşkil etmekte ve müsabakalarda iyi muvaffakiyetler almaktadır.

    Fenerbahçe birinci futbol takımı 934-935 mevsimi İstanbul şampiyonu olmuştur. Devam etmekte olan İstanbul Şildi maçlarında da en tehlikeli rakibi Galatasaray’ı 1-2 yenerek yolunda yürümektedir. Fenerbahçe, ecnebi temaslarında da büyük bir hareket göstermektedir. Mesela bir yıl içinde, bir kısmı Güneş Kulübü ile birlikte olarak, ikisi Avusturya, biri Çek, biri Yugoslav ve biri Yunan olmak üzere beş takım getirtmiştir. En son getirttiği takım, 1-3 kazandığı Olympiakos Yunan takımıdır.

    Teniste de Yugoslavların, Romanyalıların milli tenisçileriyle şehrimizde muhtelif temaslar yapmıştır.

    Bundan başka bütün spor kollarında mıntıkanın tertip ettiği resmi ve gerek teşvik müsabakalarına, hususi karşılaşmalara girmiş, bazı muvaffakiyetler almıştır.

    Fenerbahçe, Ankara’da yapılmakta olan stadı şimdilik saymazsak, Türkiye’nin en güzel ve en muntazam stadına sahip bulunmaktadır. Kulübün lokali de bu stadın içindedir. Kulüp, Kuşdili’ndeki eski lokal yandıktan sonra, stadı ve yeni lokali bugünkü haline getirmek için çok çalışmıştır.

    Statta büyük sahadan başka bir idman sahası, beş bin kişilik kapalı ve açık tribünler, güzel bir atletizm pisti, stadın yanı başında iki tane toprak tenis kordu vardır.

    Kulübün lokali güzel döşenmiş büyük bir salon, bir sigara odası, bir idare odası, soyunma, masaj, sıcak duş odalarından ibarettir.

    Bundan başka kapalı tribünlerin altında da misafir ve ecnebi takımlar için soyunma odaları ve duş yerleri vardır.

    Kulübün Kuşdili’ndeki yanan eski lokali yanında da deniz vasıtalarını muhafaza eden bir kayıkhanesi, güzel bir bahçesi ve acemiler için çimento bir tenis kordu bulunmaktadır.

    Fakat bence kulübün en güzel varlığı, üç yüz ellisi faal sporcu olmak üzere 1700 üyesi ve binlerce taraftarının sevgisidir.

    Sadun Galip Savcı (24 Mayıs 1935 – Tan Gazetesi)

  • En Büyük Türk Sporcusu

    En Büyük Türk Sporcusu

    Yine mi Galip, demeyin lütfen. Onu okudukça hak vereceksiniz. Ragıp Ziya Mağden, 1961 yılında yayınladığı “Fenerbahçe Batamaz” isimli kitabının sonunda Fenerbahçe’den portreler verir. Bunlardan ilki Fenerbahçe’nin kurucusu, futbolcusu, kaptanı ve başkanı, yani her şeyi olan Galip Kulaksızoğlu’na dair. Evet, hatta en büyük Türk sporcusu… Keyifle okumanız dileğiyle…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçeli Galip

    Bana, “En büyük Türk sporcusu kimdir?” diye sorulsa tereddütsüz “Galip Beydir” cevabını verebilirim. Hakikaten onu yakinen tanıyıp da bu hükme varmayacak kimse pek bulunamaz.

    Uzun boylu, sağlam yapılı, kemikli, zayıfça yüzlü, enerji ve irade sahibi, çok iyi ve temiz kalpli, şövalye ruhlu bir insan olan Kulaksızzade  Galip Bey merhumu, bizler, bundan 30-40 sene evvel tanımış ve tartmıştık.

    Arı gibi çalışkan, dikkatli, yüksek seciyeli, kulübün menfaatleri bahis mevzuu olduğu zaman da onun uğruna dünyayı kırıp geçirmekte tereddüt etmeyen; vefakâr, doğru sözlü ve özlü; hepimize kanat germiş; âdil, ölçüsüz derecede büyük ruhlu bir Türk sporcusu idi O…

    Ve yine o zamanların “1” numaralı futbolcusu, hokeycisi, denizcisi, yelkencisi, kotracısı, kürekçisi de yine Galip Bey’di. İstanbul ve Fenerbahçe’nin o zamanki takımlarında daima yer alır; birinci sınıf oyunlar çıkarır; büyük takdirler toplardı. Zeki ve Alâ dahi onun kanadı altında yetişmişlerdi.

    O; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurucu ve koruyucularından idi. Temeli, direği, bel kemiği, umumi kaptanı, idarecisi, sporcusu, mutemedi, menajeri, her şeyi, her şeyi; sanki ruhu mesabesinde idi.

    Fenerbahçe topluluğundan yetişip de O’na imrenmeyen; onu takdir etmeyen; hatırasına karşı bağlılık göstermeyen bir tek kişi mevcut değildir.

    Sürekli Parlayan Bir Yıldız

    Hem düşünmeli ki Fenerbahçe Spor Kulübü, Sabri Toprak, Şükrü Saracoğlu, Vasıf Çınar, Hamit Hüsnü Kayacan, Ali Naci Karacan, Tevfik Taşçı, Mustafa Elkâtip, Sait Çelebi, Sait Selahattin Cihanoğlu, Hayri Celal Atamer, Hasan Kamil ve Zeki Rıza Sporel, Ali Muhiddin Hacı Bekir, Rüştü Dağlaroğlu, Kemal Onan (bizim Con Kemal), Fikret Kırcan vs. gibi müstesna kabiliyet ve liyakatte idareciler görmüş bir teşekküldür.

    Bunların arasında bu derece temayüz etmek, bu derecede kalp kazanmak; saygı ve sevgi toplamak her cemiyet adamının kârı olmasa gerek… Onun için, bu kadarını kısaca belirtmek yerinde olacaktır ki : Merhum Galip Kulaksızoğlu derecesinde bir kulübe fikren, hissen, ruhen, bedenen ve cismen bağlanmış insanların sayısı hakikaten çok azdır.

    Sosyal ve sportif sahalarda daima temayüz eden; yaşlı-genç herkesin derdi ile bizzat meşgul olan; herkese karşı mutlak bir ahlak, adalet ve dürüstlük içinde muamele eden; herkesin yardımına koşmaktan zevk duyan, böyle yaman bir spor büyüğünün her kulübe nasip olmasını candan dilemeliyiz.

    Zaten o; Ali Sami Yen, Beşiktaşlı Şeref merhum, Vefalı Saim ve Altınordulu Mahmut ağabeyler, Sait Çelebiler, Hamdi Emin Çaplar, Fethi Tahsinler, Yusuf Ziyalar ekolüne mensup bir insan-ı kâmildi. Hiçbir hasis menfaat O’na yaklaşamaz; onu sarsamaz; hak yolundan O’nu ayıramazdı. Son nefesine kadar Türk cemiyetine, Türk sporuna hizmet etmiş; büyük bir ahlak, fazilet ve feragat örneği halinde çalışmış olduğu içindir ki bugün bütün sporcular (yaşlı, genç, eski ve yeni) O’nu büyük takdir ve muhabbetle anmakta ve hatırasını taziz eylemektedir.

    Bir Kabristan Ziyareti

    Fenerbahçe Spor Kulübü; 50. yıl dönümü merasimine, Galip Kulaksızoğlu’nun makberesini ziyaretle başladı. Çok yerinde bir iş yapmış oldu. Ancak bu işin Büyük Galip’in hatırasına lâyık bir şekilde yapıldığı iddia edilemez. Şunun için iddia edilemez ki Galip Kulaksızoğlu’nun mezarını ziyaret faslı oldukça sönük geçmiş; kulüp namına özlü ve manalı bir konuşma dahi yapılamamış; ve Galip’i tanımayan kimselere de, O’ndan bahsetmek vazifesi verildiği için tören hayli tatsız geçmiştir. Bundan maada, 50. yıl töreninde Galip ağabeye ait hatıraların ve yazıların neşri bahislerine gereken önem de verilmemiş; Fenerbahçe’nin vaktiyle her şeyi olan, bir numaralı azası, en büyük Türk sporcusu Galip’in hatırası katiyen O’na lâyık bir şekilde anılamamış; Nasuhi Baydar, Tevfik Taşçı, Sait Selahattin, Hayri Celal Atamer, Kemal Onan vs. gibi O’nun en yakın mesai arkadaşlarından veya üstat kalem sahiplerinden istifade cihetine gidilmemiştir.

    Bizim halisâne temennimiz odur ki; bundan 50 veya 150 sene sonra Fenerbahçe Spor Kulübü’nün idaresini ele alacak olan kimseler bir daha böyle hatalara düşmesinler. Ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 50. yıl dönümündeki falsoları ve ihmâlkar hareketleri göz önünde tutarak; Fenerbahçe’ye emek vermiş; Fenerbahçe için canla başla çalışmış büyükleri anmak hususunda daha ihtiyatlı ve dikkatli hareket ederek, bizler gibi, hacîl ve mahcup bir mevkiye düşmekten yakalarını kurtarabilsinler. Galip Kulaksızoğlu ayarındaki büyüklerini, O’nun hatırasına hakikaten lâyık olacak şekilde ansınlar…

    Büyük ve vefakâr Türk sporcusu, Fenerbahçe’nin çok değerli ve mümtaz evlâdı Galip Kulaksızoğlu’nun hatırasına, eksilmeyip daima artan bağlılıklarımızın ifadesi içinde, binlerce selam, ihtiram ve imtinan…

    Ragıp Ziya Mağden – 1961

  • En Büyük Türk Sporcusu Fenerbahçeli Galip

    Yine mi Galip, demeyin lütfen. Onu okudukça hak vereceksiniz. Ragıp Ziya Mağden, 1961 yılında yayınladığı “Fenerbahçe Batamaz” isimli kitabının sonunda Fenerbahçe’den portreler verir. Bunlardan ilki Fenerbahçe’nin kurucusu, futbolcusu, kaptanı ve başkanı, yani her şeyi olan Galip Kulaksızoğlu’na dair. Keyifle okumanız dileğiyle…

    * * * * * *

    Bana, “En büyük Türk sporcusu kimdir?” diye sorulsa tereddütsüz “Galip Beydir” cevabını verebilirim. Hakikaten onu yakinen tanıyıp da bu hükme varmayacak kimse pek bulunamaz.

    Uzun boylu, sağlam yapılı, kemikli, zayıfça yüzlü, enerji ve irade sahibi, çok iyi ve temiz kalpli, şövalye ruhlu bir insan olan Kulaksızzade  Galip Bey merhumu, bizler, bundan 30-40 sene evvel tanımış ve tartmıştık.

    Arı gibi çalışkan, dikkatli, yüksek seciyeli, kulübün menfaatleri bahis mevzuu olduğu zaman da onun uğruna dünyayı kırıp geçirmekte tereddüt etmeyen; vefakâr, doğru sözlü ve özlü; hepimize kanat germiş; âdil, ölçüsüz derecede büyük ruhlu bir Türk sporcusu idi O…

    Ve yine o zamanların “1” numaralı futbolcusu, hokeycisi, denizcisi, yelkencisi, kotracısı, kürekçisi de yine Galip Bey’di. İstanbul ve Fenerbahçe’nin o zamanki takımlarında daima yer alır; birinci sınıf oyunlar çıkarır; büyük takdirler toplardı. Zeki ve Alâ dahi onun kanadı altında yetişmişlerdi.

    O; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurucu ve koruyucularından idi. Temeli, direği, bel kemiği, umumi kaptanı, idarecisi, sporcusu, mutemedi, menajeri, her şeyi, her şeyi; sanki ruhu mesabesinde idi.

    Fenerbahçe topluluğundan yetişip de O’na imrenmeyen; onu takdir etmeyen; hatırasına karşı bağlılık göstermeyen bir tek kişi mevcut değildir.

    Hem düşünmeli ki Fenerbahçe Spor Kulübü, Sabri Toprak, Şükrü Saracoğlu, Vasıf Çınar, Hamit Hüsnü Kayacan, Ali Naci Karacan, Tevfik Taşçı, Mustafa Elkâtip, Sait Çelebi, Sait Selahattin Cihanoğlu, Hayri Celal Atamer, Hasan Kamil ve Zeki Rıza Sporel, Ali Muhiddin Hacı Bekir, Rüştü Dağlaroğlu, Kemal Onan (bizim Con Kemal), Fikret Kırcan vs. gibi müstesna kabiliyet ve liyakatte idareciler görmüş bir teşekküldür.

    Bunların arasında bu derece temayüz etmek, bu derecede kalp kazanmak; saygı ve sevgi toplamak her cemiyet adamının kârı olmasa gerek… Onun için, bu kadarını kısaca belirtmek yerinde olacaktır ki : Merhum Galip Kulaksızoğlu derecesinde bir kulübe fikren, hissen, ruhen, bedenen ve cismen bağlanmış insanların sayısı hakikaten çok azdır.

    Sosyal ve sportif sahalarda daima temayüz eden; yaşlı-genç herkesin derdi ile bizzat meşgul olan; herkese karşı mutlak bir ahlak, adalet ve dürüstlük içinde muamele eden; herkesin yardımına koşmaktan zevk duyan, böyle yaman bir spor büyüğünün her kulübe nasip olmasını candan dilemeliyiz.

    Zaten o; Ali Sami Yen, Beşiktaşlı Şeref merhum, Vefalı Saim ve Altınordulu Mahmut ağabeyler, Sait Çelebiler, Hamdi Emin Çaplar, Fethi Tahsinler, Yusuf Ziyalar ekolüne mensup bir insan-ı kâmildi. Hiçbir hasis menfaat O’na yaklaşamaz; onu sarsamaz; hak yolundan O’nu ayıramazdı. Son nefesine kadar Türk cemiyetine, Türk sporuna hizmet etmiş; büyük bir ahlak, fazilet ve feragat örneği halinde çalışmış olduğu içindir ki bugün bütün sporcular (yaşlı, genç, eski ve yeni) O’nu büyük takdir ve muhabbetle anmakta ve hatırasını taziz eylemektedir.

    Fenerbahçe Spor Kulübü; 50. yıl dönümü merasimine, Galip Kulaksızoğlu’nun makberesini ziyaretle başladı. Çok yerinde bir iş yapmış oldu. Ancak bu işin Büyük Galip’in hatırasına lâyık bir şekilde yapıldığı iddia edilemez. Şunun için iddia edilemez ki Galip Kulaksızoğlu’nun mezarını ziyaret faslı oldukça sönük geçmiş; kulüp namına özlü ve manalı bir konuşma dahi yapılamamış; ve Galip’i tanımayan kimselere de, O’ndan bahsetmek vazifesi verildiği için tören hayli tatsız geçmiştir. Bundan maada, 50. yıl töreninde Galip ağabeye ait hatıraların ve yazıların neşri bahislerine gereken önem de verilmemiş; Fenerbahçe’nin vaktiyle her şeyi olan, bir numaralı azası, en büyük Türk sporcusu Galip’in hatırası katiyen O’na lâyık bir şekilde anılamamış; Nasuhi Baydar, Tevfik Taşçı, Sait Selahattin, Hayri Celal Atamer, Kemal Onan vs. gibi O’nun en yakın mesai arkadaşlarından veya üstat kalem sahiplerinden istifade cihetine gidilmemiştir.

    Bizim halisâne temennimiz odur ki; bundan 50 veya 150 sene sonra Fenerbahçe Spor Kulübü’nün idaresini ele alacak olan kimseler bir daha böyle hatalara düşmesinler. Ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 50. yıl dönümündeki falsoları ve ihmâlkar hareketleri göz önünde tutarak; Fenerbahçe’ye emek vermiş; Fenerbahçe için canla başla çalışmış büyükleri anmak hususunda daha ihtiyatlı ve dikkatli hareket ederek, bizler gibi, hacîl ve mahcup bir mevkiye düşmekten yakalarını kurtarabilsinler. Galip Kulaksızoğlu ayarındaki büyüklerini, O’nun hatırasına hakikaten lâyık olacak şekilde ansınlar…

    Büyük ve vefakâr Türk sporcusu, Fenerbahçe’nin çok değerli ve mümtaz evlâdı Galip Kulaksızoğlu’nun hatırasına, eksilmeyip daima artan bağlılıklarımızın ifadesi içinde, binlerce selam, ihtiram ve imtinan…

    Ragıp Ziya Mağden – 1961

  • Kurucular Heyeti

    Kurucular Heyeti

    1937 yılında “Fenerbahçe’de yolsuzluk yapılıyor” iddiaları ortaya atılınca, müessisan (kurucular) heyeti bir toplantı düzenliyor. Önemli Fenerbahçelilerin katıldığı toplantıyı o sene yayın hayatına başlayan Sarı-Lacivert dergisi aşağıdaki şekilde anlatmış. Haberin içinde çok kıymetli bir de fotoğraf var. Dikkat çekici nokta, orada mevcut olan bir sürü isimden ziyade, olmayanlar… Enver Bey, Ziya Bey, Necip Bey, Galip Bey, Mustafa Bey, Nasuhi Bey gibi isimler yok. Klikler o zaman da çalışıyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Kurucular Heyeti Toplantısı

    Son teftişler ve bu teftişleri takip eden müddetler esnasına gazetelerde intişar eden ve halkın ağzında dolaşan dedikodulara bir cevap vermek ve idare heyetine itimat ve müzaheretlerine teyit eylemek maksadile Fenerbahçe müessisleri dün saat 10’da Kadıköyündeki klüp merkezinde toplanmışlardır.

    İçtimaa eski Ziraat vekili Manisa mebusu Sabri Toprak riyaset etmiştir. Celse açıldıktan sonra İdare heyet namına klübün ikinci reisi ve gazetemiz başmuharriri Hayri Celal Atamer bütün hadisatı olduğu gibi ve mufassalan anlatmış, klübün şahsiyeti maneviyesine yapılan çirkin isnatları ve İdare Heyetinin bunlara karşı aldığı tedbirleri izahtan sonra kendilerine itimat edilip edilmeyeceğini sormuştur. Bundan sonra hesap müfettişi raporu okunmuş ve bir çok müessisler söz almışlar, çıkarılan dedikoduları şiddetle reddetmişlerdir. Neticede 15 Eylül 937 tarihine kadar olan hesaplardan İdare Heyeti ibra edilmiş ve itimat beyanından sonra müessisler heyeti umumiyesi namına aşağıda yazılı kararın bütün gazetelerle neşrine karar vermişlerdir. Kararın sureti şudur:

    “Fenerbahçe spor klübünün bu Eylülün 26 ıncı pazar günü sabahı saat onda klüp merkezinde fevkalade olarak toplanan müessisler heyeti, klüp idaresini ve hesaplarını mevzuu müzakere ederek bu idarenin ve hesapların tamamen usüle muvafık ve muntazam olduğunu memnuniyetle görüp idare heyetine teşekkürle müzaheretini teyide karar vermiştir”

    Toplantıda şu zevat hazır bulunmuşlardır:
    Ragıp Ziya
    Saip Şevket Korhasan
    Hayri Celal Atamer
    Hasan Kamil Sporel
    Hüsamettin
    Celal Zülüflü
    Mehmet Reşat Pekelman
    Fikret Arıcan
    İbrahim Hakkı Turgay
    Arif Rıza Sporel
    Bedri Gürsoy
    Sabih Arca
    Nizamettin
    Said Selahaddin Cihanoğlu
    Niyazi Sel
    Cafer Ali Çağatay
    Doktor Hamit Hüsnü Kayacan
    Süreyya Salih
    Ferhat
    Zeki Rıza Sporel
    Şakir Beşe
    Yaşar
    Kadri Celal Atamer
    Ali Muhiddin Hacı Bekir
    Muzaffer
    Nedim Kaleci
    Sabri Toprak

    Bu satırlar harici bu mesele ile alakadar hiç bir havadisin aslı olmadığını selahiyetle beyan eyleriz.