Etiket: Mahmut Aydın

  • Şampiyonluk Yüzüğü

    Şampiyonluk Yüzüğü

    1959 öncesi şampiyonluklar konusu, resmi makamlar nezdinde adeta rafa kalktı. Türkiye Futbol Federasyonu, arada sırada “Yakında açıklayacağız” diyor, fakat o yakın nasıl bir yakınsa, bir türlü vakti gelmiyor. Başvuran ve karşı çıkan kulüplerden de ses yok. Bununla beraber, biz konu hakkında araştırmalar yapmaya devam ediyoruz… Bu yazıda 28 şampiyonluğu kazanan 347 futbolcumuzun adı ilk kez bir arada listeleniyor. Yazımızın başlığı “Şampiyonluk Yüzüğü” oldu, çünkü bu zaferleri kazanan insanlara veya ailelerine birer zafer hatırası armağan etmenin, yaşayanlara sonsuz mutluluk vereceğini, vefat edenlerin ise ruhunu şâd edeceğini düşünüyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    28 Şampiyonluk

    Fenerbahçe’nin 28 Türkiye Şampiyonluğu’nu sitemizde tek tek incelemiştik. Aşağıdaki listede okuyacağınız isimleri, kazanılan şampiyonluklara göre ayırdık.

    7 kere şampiyonluk kazanan 2,
    6 kere şampiyonluk kazanan 3,
    5 kere şampiyonluk kazanan 11,
    4 kere şampiyonluk kazanan 17,
    3 kere şampiyonluk kazanan 41,
    2 kere şampiyonluk kazanan 77,
    1 kere şampiyonluk kazanan 196 futbolcumuz var. Lafı fazla uzatmadan listemize geçelim…


    7 Şampiyonluk Kazananlar

    Esat Kaner

    Naci Bastoncu


    6 Şampiyonluk Kazananlar

    Cihat Arman

    Fikret Arıcan

    Fikret Kırcan


    5 Şampiyonluk Kazananlar

    Halit Deringör

    Lebip Elmas

    Melih Kotanca

    Murat Alyüz

    Müzdat Yetkiner

    Ömer Boncuk

    Selçuk Şahin

    Semih Şentürk

    Şeref Has

    Volkan Demirel

    Ziya Şengül


    4 Şampiyonluk Kazananlar

    Ali Rıza Tansı

    Alpaslan Eratlı

    Can Bartu

    Fazıl Arzık

    Hüseyin Yazıcı

    İbrahim İskeçe

    Lefter Küçükandonyadis

    Mehmet Reşat Nayır

    Ogün Altıparmak

    Osman Göktan

    Rüştü Reçber

    Selahattin Torkal

    Serkan Acar

    Şükrü Birand

    Yavuz Şimşek

    Yılmaz Şen

    Yüksel Gündüz


    3 Şampiyonluk Kazananlar

    Alex de Souza

    Ali Filibeli

    Atilla Altaş

    Birol Pekel

    Cem Pamiroğlu

    Cemil Turan

    Cevat Sayit

    Ercan Aktuna

    Ergun Öztuna

    Erol Keskin

    Fuat Saner

    Halil Köksalan

    Hazım Canıtez

    Hüsamettin Böke

    İsmail Kurt

    Kemal Aslan

    Marco Aurelio

    Mehmet Yozgatlı

    Mustafa Güven

    Muzaffer Çizer

    Müjdat Yetkiner

    Nedim Doğan

    Niyazi Gülseven

    Niyazi Sel

    Nuri Pekesen

    Onur Kayador

    Orhan Canpolat

    Önder Çakar

    Özcan Köksoy

    Özer Kanra

    Rebii Erkal

    Samim Var

    Sedat Karaoğlu

    Selim Soydan

    Serhat Akın

    Şaban Topkanlı

    Şevket Demirtepe

    Tuncay Şanlı

    Ümit Özat

    Yaşar Alpaslan

    Yorgo Angelidis


    2 Şampiyonluk Kazananlar

    Abdullah Çevrim

    Adil Eriç

    Adnan Tuncay

    Ahmet Erol

    Akgün Kaçmaz

    Ali Güneş

    Ali İhsan Okçuoğlu

    Arif Kocabıyık

    Avni Kalkavan

    Aydın Bakanoğlu

    Aydın Çelik

    Aydın Yelken

    Aykut Kocaman

    Basri Dirimlili

    Bekir İrtegün

    Bülent Büyükyüksel

    Caner Erkin

    Cristian Baroni

    Deniz Barış

    Diego Lugano

    Emin İlhan

    Emre Belözoğlu

    Ender Konca

    Engin Verel

    Erdoğan Arıca

    Ersoy Sandalcı

    Fabio Luciano

    Fatih Akyel

    Gökhan Gönül

    Halil Özyazıcı

    Hasan Özdemir

    Hayati Öney

    Ilie Datcu

    İsmail Alemdaroğlu

    İsmail Kartal

    Joseph Yobo

    Kemal Atakul

    Levent Engineri

    Mahmut Hanefi Erdoğdu

    Marcio Nobre

    Mehmet Topuz

    Mert Günok

    Murat Hacıoğlu

    Mustafa Kaplakaslan

    Muzaffer Ateşçi

    Naci Erdem

    Namık Erbay

    Necdet Çoruh

    Necdet Dalay

    Nedim Günar

    Numan Okumuş

    Numan Uzun

    Nurettin Yıldız

    Oğuz Çetin

    Olcan Adın

    Orhan Menemencioğlu

    Osman Arpacıoğlu

    Önder Mustafaoğlu

    Önder Turacı

    Özcan Arkoç

    Pierre Van Hooijdonk

    Rıfkı Pekşen

    Sabri Kiraz

    Selahattin Karasu

    Selçuk Yula

    Serkan Balcı

    Servet Çetin

    Süleyman Tekil

    Şenol Birol

    Şenol Çorlu

    Şeref Benibol

    Şükrü Ersoy

    Uche Okechukwu

    Yaşar Duran

    Yaşar Mumcuoğlu

    Yusuf Şimşek

    Zafer Göncüler


    1 Şampiyonluk Kazananlar

    Abdullah Ercan

    Abdullah Sakallı

    Abdülkerim Durmaz

    Ahmet Habiboğlu

    Ali Elgin

    Ali Nail Durmuş

    Alper Akıcı

    Alper Potuk

    Andre Santos

    Argun Nemli

    Aygün Taşkıran

    Bahri Kaya

    Bahtiyar Yorulmaz

    Basri Taşkavak

    Bedii Yazıcı

    Bilal Şar

    Birol Altın

    Bruno Alves

    Burhan Sargın

    Bülent Tanyeri

    Bülent Uygun

    Cahit Zeren

    Can Arat

    Celil Sağır

    Cemal Şıkak

    Cemal Uludağ

    Cemal Uzkes

    Colin Kazım Richards

    Coşkun Demirbakan

    Çetin Aktulgalı

    Dalian Atkinson

    Daniel Guiza

    Deivid de Souza

    Dirk Kuyt

    Durmuş Çolak

    Dusan Pesic

    Edu Dracena

    Egemen Korkmaz

    Elvir Baljic

    Elvir Boliç

    Emmanuel Emenike

    Emre Aşık

    Engin İpekoğlu

    Erdal Kocaçimen

    Erdi Demir

    Erdinç Sandalcı

    Ergin Parlar

    Erhan Albayrak

    Erhan Uyaroğlu

    Erol Bulut

    Eyüp Odabaşı

    Fabiano Lima

    Fabio Bilica

    Fahruddin Zeynelovic

    Faruk Hızer

    Feyyaz Uçar

    Fuat Güngör

    Füruzan Şansal

    Gökay İravul

    Gökhan Ünal

    Günaydın Özyurt

    Güngör Tekin

    Güray Erdener

    Hadi Tarlan

    Haim Revivo

    Hakan Bayraktar

    Hakan Tecimer

    Hakkı Pavli

    Halil İbrahim Kara

    Halil İbrahim Poçar

    Hasan Ali Kaldırım

    Hasan Vezir

    Hasan Yıldızeli

    Hilmi Ardağ

    Hilmi Atakul

    Hilmi Kiremitçi

    Hüseyin Çakıroğlu

    Ion Nunweiller

    Issiar Dia

    Ivailo Petkov

    İbrahim Aydın

    İbrahim Ejder

    İhsan Kavak

    İlhan Eker

    İlker Yağcıoğlu

    İlyas Tüfekçi

    İrfan Denever

    İsmail Güldüren

    İsmail Kurşun

    İsmet Saral

    Jes Högh

    John Moshoeu

    Kadri Aytaç

    Kamil Ekin

    Kamil Güvenal

    Kemalettin Şentürk

    Kennet Andersson

    Kerim Zengin

    Konur Alp Mutlu

    Lütfi Boyer

    Mahmut Aydın

    Mamadou Niang

    Mateja Kezman

    Mehmet Ali Has

    Mehmet Hacıoğlu

    Mehmet Topal

    Mert Meriç

    Michal Kadlec

    Milan Rapajic

    Miroslav Stoch

    Moussa Sow

    Muammer Oraman

    Muhammed Akarslan

    Muhammed İbrahimbegoviç

    Mustafa Arabacıbaşı

    Mustafa Doğan

    Mustafa Özer

    Naci Sarıtaş

    Naim Şukal

    Naki Kinezoğlu

    Nazım Kayar

    Necdet Erdem

    Nezihi Tosuncuk

    Nikola Lazetic

    Nikolas Anelka

    Niyazi Tamakan

    Nusret Özmengü

    Nüzhet

    Ogün Temizkanoğlu

    Oğuz Dağlaroğlu

    Okan Alkan

    Orhan Kapucu

    Osman Denizci

    Ömer Karabacak

    Özcan Kızıltan

    Özer Hurmacı

    Pierre Webo

    Radmilo Ivancevic

    Radomir Antic

    Rafet Atamer

    Rasih Minkari

    Raşit Karasu

    Raul Meireles

    Recep Biler

    Recep Nurcan

    Recep Ölmez

    Rıdvan Dilmen

    Robert Enke

    Sadi Çoban

    Safa Özyurt

    Saffet Akbaş

    Salih Uçan

    Samuel Holmen

    Samuel Johnson

    Sedat Bayur

    Selçuk Hergül

    Semih Arıcan

    Seracettin Kırklar

    Serdar Kesimal

    Serdar Kulbilge

    Serdar Şenkaya

    Sergiy Rebrov

    Serkan Özsoy

    Serkan Reçber

    Sertaç Olcayto

    Srebrenko Repçiç

    Stephen Appiah

    Stjepan Tomas

    Süleyman Köprülü

    Şenol Ustaömer

    Şevki Şenlen

    Tacettin Ergürsel

    Taci Ece

    Tarık Daşgün

    Tayfun Korkut

    Taygun Erdem

    Timuçin Çuğ

    Toni Schumacher

    Tuğrul Duru

    Tuna Güneysu

    Tuncay Becedek

    Turan Akra

    Turan Sofuoğlu

    Turgay Aksu

    Tümer Metin

    Uğur Boral

    Yakup Kordal

    Yaşar Yalçınpınar

    Yenal Kaçıra

    Yıldırım İper

    Zafer Dinçer

    Zeki Rıza Sporel

    Zeki Temizler

    Zihni Kanmaz

    Ziya Atamer

    Zoran Mirkoviç

  • Fenerbahçe’nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 29 Ağustos 1982 tarihinde başlayıp 18 Haziran 1983’de biten Türkiye Ligi’nde, 34 maçta 18 galibiyet, 13 beraberlik ve 3 yenilgi alarak on dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Fenerbahçe adına sezonun gol kralı 30 maçta attığı 19 golle Selçuk Yula oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin on dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye Ligi Maçları

    29.08.1982 / Fenerbahçe 1 – 1 Antalyaspor

    12.09.1982 / Fenerbahçe 0 – 1 Adanaspor

    19.09.1982 / Fenerbahçe 2 – 0 Altay

    26.09.1982 / Samsunspor 1 – 2 Fenerbahçe

    03.10.1982 / Fenerbahçe 2 – 0 Kocaelispor

    10.10.1982 / Beşiktaş 0 – 1 Fenerbahçe

    17.10.1982 / Ankaragücü 0 – 1 Fenerbahçe

    23.10.1982 / Fenerbahçe 1 – 0 Gaziantepspor

    31.10.1982 / Fenerbahçe 2 – 1 Sarıyer

    21.11.1982 / Adana Demirspor 0 – 1 Fenerbahçe

    27.11.1982 / Fenerbahçe 4 – 2 Trabzonspor

    05.12.1982 / Sakaryaspor 1 – 1 Fenerbahçe

    11.12.1982 / Fenerbahçe 2 – 1 Zonguldakspor

    19.12.1982 / Mersin İdman Yurdu 0 – 0 Fenerbahçe

    26.12.1982 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    05.01.1983 / Fenerbahçe 1 – 1 Bursaspor

    09.01.1983 / Boluspor 0 – 0 Fenerbahçe

    20.02.1983 / Antalyaspor 1 – 1 Fenerbahçe

    06.03.1983 / Altay 1 – 0 Fenerbahçe

    13.03.1983 / Fenerbahçe 1 – 0 Samsunspor

    20.03.1983 / Kocaelispor 1 – 1 Fenerbahçe

    26.03.1983 / Fenerbahçe 1 – 1 Beşiktaş

    03.04.1983 / Fenerbahçe 0 – 1 Ankaragücü

    10.04.1983 / Gaziantepspor 0 – 1 Fenerbahçe

    16.04.1983 / Sarıyer 0 – 0 Fenerbahçe

    27.04.1983 / Fenerbahçe 2 – 0 Adana Demirspor

    01.05.1983 / Adanaspor 0 – 0 Fenerbahçe

    07.05.1983 / Trabzonspor 0 – 1 Fenerbahçe

    15.05.1983 / Fenerbahçe 3 – 0 Sakaryaspor

    22.05.1983 / Zonguldakspor 0 – 0 Fenerbahçe

    29.05.1983 / Fenerbahçe 3 – 0 Mersin İdman Yurdu

    05.06.1983 / Galatasaray 4 – 4 Fenerbahçe

    12.06.1983 / Bursaspor 1 – 2 Fenerbahçe

    18.06.1983 / Fenerbahçe 1 – 1 Boluspor


    En Çok Forma Giyenler

    34 Maç : Cem Pamiroğlu

    32 Maç : Alpaslan Eratlı, Arif Kocabıyık, Mehmet Hacıoğlu

    31 Maç : Erdoğan Arıca

    30 Maç : Selçuk Yula

    29 Maç : Müjdat Yetkiner, Özcan Kızıltan

    28 Maç : Osman Denizci

    27 Maç : Yaşar Duran

    25 Maç : Onur Kayador

    22 Maç : Mustafa Arabacıbaşı

    14 Maç : Muhammed İbrahimbegovic

    13 Maç : Sedat Karaoğlu

    10 Maç : Bahtiyar Yorulmaz

    8 Maç : Nurettin Yıldız

    5 Maç : Zafer Dinçer

    4 Maç : Hasan Yıldızeli

    3 Maç : Hasan Özdemir

    2 Maç : Fahruddin Zeynelovic, Mahmut Aydın

    1 Maç : Güngör Tekin, Sertaç Olcayto


    En Çok Gol Atanlar

    19 Gol : Selçuk Yula

    4 Gol : Mehmet Hacıoğlu, Osman Denizci, Özcan Kızıltan

    3 Gol : Cem Pamiroğlu

    2 Gol : Muhammed İbrahimbegovic, Müjdat Yetkiner

    1 Gol : Alpaslan Eratlı, Arif Kocabıyık, Onur Kayador, Zafer Dinçer

    Fenerbahçe'nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1961)

    Fenerbahçe’nin 12. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

    Fenerbahçe’nin 13. Türkiye Şampiyonluğu (1965)

    Fenerbahçe’nin 14. Türkiye Şampiyonluğu (1968)

    Fenerbahçe’nin 15. Türkiye Şampiyonluğu (1970)

    Fenerbahçe’nin 16. Türkiye Şampiyonluğu (1974)

    Fenerbahçe’nin 17. Türkiye Şampiyonluğu (1975)

    Fenerbahçe’nin 18. Türkiye Şampiyonluğu (1978)

  • Duvara Asmalık Yazı

    Duvara Asmalık Yazı

    Arşivde dolanırken, 1983 şampiyonluğundan sonra İslam Çupi tarafından kaleme alınan bir yazıya denk geldik. Kısacık, muazzam bir keyif anında yazıldığı belli olan ve onlarca benzeri gibi sizi alıp göklere çıkartacak bir Fenerbahçe yazısı. Tam duvara asmalık yazı…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Kenti mi, Fenerbahçe Şehri mi?

    İstanbul, İstanbul şehri değil de, sanki şehr-i Fenerbahçe…

    Kanaryalar Fenerbahçe diye ötüyor.

    Semtlerde, sayfiyede adada, Moda’da, mevsim sanki Sarı-Lacivert…

    Meyhanelerde kadehler Fenerbahçe’ye kalkıyor.

    Fenerbahçe Oktay Rıfat’ın;

    “Bu ne biçim meyhane.
    Apostol…
    Tabağımda gökyüzü,
    Kadehimde de bulut.”
    dizelerine sizlere ömür demiş. Yenisine mürekkep açmış…

    Bu ne biçim Fenerbahçe.
    Ali Şen…
    Tabağımda lig…
    Kadehimde
    Federasyon Kupası var…

    Fenerbahçe mi İstanbul’un, İstanbul mu Fenerbahçe’nin? Karışmış belli değil…

    İstanbul Fenerliliğini, Fenerbahçeliliğini yaşıyor, kime ne…

    Kanaryalar Fenerbahçe’ye ötüyor… Ona ne?… Saksağan ve sakaları sorarsanız haber fena… Göç ettiler?…

    İslam Çupi / Milliyet Gazetesi – 20 Haziran 1983 – Duvara Asmalık Yazı


    Notlar :

    1982-1983 sezonu şampiyonluğunu 34 maçta 18 galibiyet, 13 beraberlik ve 3 yenilgiyle, Trabzonspor’un iki puan önünde şampiyon tamamladık. Tam 24 oyuncunun forma giydiği yıl boyunca bütün maçlara çıkan tek isim Cem Pamiroğlu oldu. Selçuk Yula ise, diğer takım arkadaşlarının uzak ara önünde (30 maçta) 19 gol atarak Fenerbahçe’nin gol kralıydı.

    O sezon oynayan futbolcularımız şunlardı :

    Alpaslan Eratlı
    Arif Kocabıyık
    Bahtiyar Yorulmaz
    Cem Pamiroğlu
    Erdoğan Arıca
    Fahruddin Zeynelovic
    Güngör Tekin
    Hasan Özdemir
    Hasan Yıldızeli
    Mahmut Aydın
    Mehmet Hacıoğlu
    Muhammed İbrahimbegoviç
    Mustafa Arabacıbaşı
    Müjdat Yetkiner
    Nurettin Yıldız
    Onur Kayador
    Osman Denizci
    Önder Çakar
    Özcan Kızıltan
    Sedat Karaoğlu
    Selçuk Yula
    Sertaç Olcayto
    Yaşar Duran
    Zafer Dinçer

  • Sarmaşık

    Sarmaşık

    Yazılarını okumayanın çok şey kaybedeceği Alican Küçükcan, Fenerbahçe’nin 19. Türkiye şampiyonluğunu, 1982-1983 sezonunu anlatıyor. Sarmaşık kelimesi ancak bu kadar güzel hisler uyandırabilir.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe’nin 1982-1983 Sezonu

    Salkım saçak futbolsever dolu Avni Aker tribünlerinden çıt çıkmayacaktı saniyeler sonra.  Sağ açıktan akan Osman Denizci ortalayacak, deplasmanlardaki tabelacımız Selçuk Yula ayağının içiyle topu Şenol Güneş’in koruduğu kaleye yerden, iki yan direğinin tam ortasına gönderecekti. Ancak, o da ne! Kale içinde olması gereken meşin yuvarlak, fileyle onu tutan demir profil arasından bir delik bulmuş, zıplaya zıplaya açık tribünlere doğru yol alırken, top toplayıcılar da şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı.

    Topun kale içine girdiğini adı gibi bilen, kendisini, hakemi, acaba herkesi kandırabilir miyim diye düşünen ve bu kandırma içgüdüsünü geliştirip yıllar sonra Şükrü Saracoğlu Stadı’nda nirvanaya ulaştıracak Şenol Güneş, tartan pistten gelen topu aut çizgisine koymaya çalışırken Fenerbahçeli futbolcular çoktan sevinç yumağı olmuşlardı bile. Puan sıralamasının en tepesinde boncuk gibi dizili olan Fenerbahçe-Trabzonspor- Galatasaray triosunun assolisti Fenerbahçe, ikinci yarının en kritik döneminde direkt rakibini, evinden uzakta 1-0 yenerek, sezon boyunun kısalmaya başladığı günlerde psikolojik üstünlüğü ele geçiriyordu. (7 Mayıs 1983)

    Ali Şen’in Yaratıcılığı

    Başkan Ali Şen’in önümüzdeki yıllarda da şahit olacağımız cin fikirleri, futbolcuların maç sabahına dinç kalkmalarını sağlamıştı. Senelerdir Trabzon’da meydana bakan Özgür ya da Usta Otel’de kalan Fenerbahçe kafilesi, sabaha kadar süren tezahürat, bağırış/çağırıştan uyuyamaz, güne pestil gibi uyanırdı. Ali Şen’in devreye girmesiyle lokasyonu daha bilinmezde kalan bir otel ayarlanmıştı. Uzun yıllar sonra futbolcular, ara sokaktaki Horon Otel’de bebekler gibi uyumuş, sabah zımba gibi kalkmışlardı yataklarından.

    Avni Aker Stadı’nın deplasman takımı soyunma odasında Fenerbahçe A takım formasını o sezon giymeye başlayan bir futbolcu oturuyordu: Önder Çakar. O gün maça yedek başlayan Önder, şampiyonluğumuzla sonlanacak sezonda takımın çok önemli dişlilerinden biri oluyordu.

    1981-82 sezonunun transfer hovardası, her bölgeyi neredeyse 3 futbolcuyla şişiren Fenerbahçe’nin yeni hocası Branko Stankoviç, bir sene önce doldurulmuş futbolcu havuzunu yeterli görmüştü. Hatta iki sene önce büyük umutlarla Zonguldakspor’dan transfer edilen, sarı lacivertli forma adına Dünya Karması’nda yer almış İsa Ertürk takımdan ayrılmıştı.

    Stankoviç, kabul edelim ki, sonu temmuz ayına dayanacak maratonda, futbolcuları fizik ve mental olarak hep hazır tutarak, mutlu sonla bitecek filmin yönetmeni koltuğunda en büyük övgüyü hakediyordu. Stankoviç, orta sahadaki dinamizmi arttırmak, sol kanadı daha işler hale getirmek için,  Osman Denizci, Arif Kocabıyık, Özcan Kızıltan gibi hücumseven orta saha oyuncuları arasında Müjdat Yetkiner ve Bulgar Mehmet’le birlikte oyunun iki yönünde de başarılı olması nedeniyle, genç takım menşeili Önder Çakar’ı takıma korkusuzca monte etmişti. Ve Yugoslav Hoca, bu genç sol ayağı ilk kez yine bir Trabzonspor maçında, 27 Kasım 1982’de oynanan ligin ilk yarısındaki müsabakada takımla beraber seremoniye çıkartmıştı…

    Hat-Trick

    İlk yarıdaki Trabzonspor maçı, ölümü göze alıp tribüne korkusuzca tırmanan, binlerle telaffuz edilen taraftarın, ‘sarmaşıklar arasında Maraton tribünü’  tablosu yarattıkları gündü. O gün, 1975 yılından beri süregelen, bir sene önce ofsayttan yediğimiz golle biraz ertelenen bir seri sonuydu. O gün, Rize’de oynarken Fenerbahçe’nin teklifini duyunca ‘’ya ben ya İstanbul’’  diye rest çeken nişanlısına, ‘’tabii ki Fenerbahçe’’ diyen ve kramponlarındaki hünerlerin hepsini Özcan’a attırdığı golden önce gösteren Arif Kocabıyık’ın, o gün, bir seri duvarını attığı üç golle yıkan Selçuk Yula’nın günüydü: 4-2

    Arif Kocabıyık futbol sahnesinin gördüğü en ince, en yapılamaz denilen çalım figürlerini kolayca çimene dökebilen bir ayak topu sanatçısıdır. Arif, belkıran çalımlarını dünya gözüyle görmek isteyen binlere  becerilerini mütevazılık yapmadan sundu. Taraflı tarafsız tüm futbolseverlerin imrenerek izlediği çim saha baletiydi Arif. AKM Büyük Salonundan fırlama gösterilerinden birini İnönü Stadı’nda Beşiktaş karşısında sergilemiş ve 6 saniyelik sanat kokan dönüş, ayak içi plase hareketiyle takımının başından aşağı iki puanlık altın yaldız dökmüştü. Sahanın herhangi bir noktasından, yüksek şiddetle gelen topu, meşin yuvarlak yerde oynanır dercesine göğsünde yumuşatır, zemine indirir ve arkadaşlarının hizmetine sunardı. 1983 Şampiyonluğunda neşrettiğimiz sanat dergisinin baş editörü Arif Kocabıyık’tı. Arif gündüzlere sığmayan yaşantısının o yıl düzen içinde seyretmesini ilk bölgede oynayan abilerine borçluydu. Başta da Alparslan Eradlı’ya…

    Son Bir Kez Alpaslan

    Formasını asmaya, kolundaki şerefli pazubantı sezon sonunda çıkartmaya karar veren Alparslan Eradlı’nın penaltı noktası aboneliği ligin henüz başındaki Adanaspor maçıyla son buluyordu. Keşke o penaltıda top dağlara taşlara gitmeseydi de, kaptan devam etseydi sol ayağının içiyle yaptığı vuruşlara. Alparslan, İstanbulspor’dan şehrin karşı yakasına 1973 yılında, 25 yaşındayken geçti. Futbol formasyonu Didi’yle iyice şekillenen Alparslan, Fenerbahçe’nin unutulmazları arasına girmeyi başardı. 1977 yılındaki diz sakatlığı sonrası, ‘’artık futbola dönemez’’ sesleri arasında menisküs illetini yenmiş, mola verdiği yeşil sahalara dizliğiyle beraber 1980 yılında net olarak dönmüştü . Bu beyefendi, kalbimizde sızı, dimağmızda hoş bir tat bırakarak çekildi sahalardan. Alparslan’ın, sarı lacivertli formayla attığı son golü Sakaryaspor ağları tatmıştı. Büyük isim, takım arkadaşlarıyla yumak olmuşken, yıllar sonra bu şanlı formanın kaptanı olacak Oğuz Çetin, imrenilesi sevinç görüntüsünü rakip yedek kulübesinden takip ediyor, ilerde Fenerbahçe tribünlerine böyle mutluluklar yaşatmanın hayallerini kuruyordu.

    Selçuk Yula

    Yeni stadımızdaki yeni penaltı imparatoru Altay maçıyla beraber Selçuk Yula’ydı artık. Baygol, penaltı noktasında kireçlenmiş topa yavaş yavaş gelir, kalecinin yaptığı hamleden sonra atacağı köşeyi belirlerdi. Topa hoyrat davranmazdı Selçuk. Derisine, dikişlerine zarar vermeden yapardı vuruşlarını. Foto muhabirleri, Selçuk’un penaltılarında kalecileri hep ters tarafa meyletmiş olarak dondururlardı. Köşe seçmeyip de son ana kadar sabit duran kalecilerle Selçuk arasındaki saniye savaşlarını hep atan kazanmıştır. Özellikle Fenerbahçe Stadı’nın kale çizgileri uzun seneler, üzerinde umutsuzca bekleyen kalecilerin, çubuklu formanın penaltıcısı karşısındaki çaresizliğine şahit olmuştur. Bir sezon önce olduğu gibi, Selçuk Yula o sezonu da gol kralı olarak ama bu kez şampiyon takımın gol kralı olarak kapattı.

    Ligin ortaları zor geçti bizim için. Kış geldi. Zeminler ağırlaştı, sakatlıklar bel bükmeye başladı. Begoviçli, kiralık Zeyneloviçli, Mahmutlu, Sertaçlı ilk dem kadromuz değişmiş, rengini bulan takım rayına tam oturmuşken, ligin ikinci yarısı üst üste gelen puan kayıplarıyla başladı. Selçuk’un sesi, Altay ve Milli maçta gördüğü iki kırmızı kartla kesildi. Bahtiyar hep, aksi bile aynaya zor vuran, silik futbol figürü olarak dolaştı sahada, hiç hayrı yoktu takıma. Takım silkinmeliydi.

    Baba-Oğul

    13 yaşında bir çocuk, yani ben tam da o günlerde babamla birlikte dikildim stat gişenin önünde. Babam, hiçbir gücün beni denizden çıkartamayacağını düşündüğüm çok sıcak bir yaz gününde, balkondan gösterdiği gıcır gıcır Fenerbahçe forması, konç ve bembeyaz bir şortla 5 yaşını süren Can’ı sudan çıkartmış, bu renklere bağlamış, uslanmaz, uslanmasını da istemediğim bir Fenerbahçelidir.

    O öğlen ise hava buz gibiydi. Ali Esin, 6 Mart 1983 tarihli gazetenin meteoroloji köşesinde kar ihtimalinden bahsetmişti. Merhum Esin’in haklılığı hakemin ilk düdüğüyle tescillendi, Fenerbahçe-Samsunspor maç biletine kar taneleri iniyordu. Ara ara hırslanan tipi, zeminin yeşiliyle öyle güzel kontrast oluşturuyordu ki, Fenerbahçeli futbolcuları sahada görmenin mutluluğuyla daha da anlamlanan bu manzaraya şahit olduğum andaki heyecanımı, yıllar sonra aynı tazeliğini koruyan duygularla yazabileceğim hiç aklıma gelmezdi. Şampiyonluk yolu defans oyuncularının dizdiği taşlarla örülüdür. Cem Pamiroğlu, bu formanın içindeki en genç kaptanlardan biri oldu. Hayata gözlerini Dereağzı’nda açmıştı Cem Sultan. Dereağzı’na çok da uzak olmayan bir noktadan frikik kazandığımız anda zaman adeta yeniden başlayan tipiyle donmuştu. Cem, benim de hayran olduğum, topa vurduktan sonra diğer ayağın da yerden kaldırılarak vuruşa estetik kazandırma hareketini yapmış, Tango markalı topu alt doksana göndermişti: 1-0

    Onur Kayador

    Takımın sol bek/sol stoperinin iki gole katkı vermesi, sezonda atılan toplam golün 40/50 arasında seyrettiği o zamanların ligi için artı ötesi puan olarak görülüyordu. Cem o sezon görevini her yönüyle layıkıyla yapmış bir Fenerbahçeliydi. Defans bloğunun içinde hatta tam göbeğinde, askerlik celbi sezon sonunda gelecek bir efendilik abidesi daha vardı: Onur Kayador.

    Onur, bugün dahi Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin müstesna yerinde duran, penaltısız 4-4 lük maçın kahramanlarından biridir. O maç Türk futbol tarihinin unutulmaz geri dönüşler şarkısının en çok mırıldanılan kuplesi olmuştur. Bu şarkıya en gür sesiyle eşlik eden Onur’un 59.dakikada attığı gol, soyunma odasında, ‘’Galatasaray forvetleriyle adam adama oynayın’’  komutu veren Stankoviç’in taktiğini kırkbeş dakikalığına rafa kaldıran Alparslan’ın ‘’ Adam markajını bırakalım, bildiğimiz gibi oynayalım;  biz Fenerbahçeyiz, ’’ düsturunun ürünüdür. Onur’un rakip kaleye 25 metre uzaktan gönderdiği füze, sadece sağ direk içine vurup kaleye girmemiş, aynı zamanda dirilişin meşalesini yakmıştır. Özcan Kızıltan ve Bulgar Mehmet’in çerçevelenip duvara asılacak güzellikteki golleri, Bursa deplasmanı öncesi camiayı iyice şampiyonluk havasına sokuyordu.

    Özcan Kızıltan

    Özcan, Kocamustafapaşa’da futbol topuyla tanıştı. Çukurbostan’ın tozu toprağı içinde bu spora âşık oldu. İstanbulspor, Mersinidmanyurdu derken, 1981 yılında sarı lacivert formayı sırtına geçirdi. Özcan, güzel goller sergisi açacak kadar spektaküler gole imza attı bu forma altında. Ama bu usta ayak, sadece golleriyle değil, kulübe bağlılığı, kalbinde ve röportajlarında duran ‘’Fenerbahçe benim her şeyim’’ cümlesiyle de taraftarın çok sevdiği futbolculardan biri olmuştur.

    Ancak, Uludağ’ın eteklerinde kurulu şehre yapılacak yolculuk öncesi kulübün halletmesi gereken iç transfer sorunu bırakın erimeyi, daha da buzlanmıştı. Dev bir iç transfer aysbergi Dereağzı’nın kapısında durmaktaydı. Federasyon iç transfer sürecini 4-10 Haziran aralığı olarak belirlemişti. 8 Haziran gününe gazetelerin son sayfalarıyla başlayanlar gözlerine inanamadılar. Haftalardır Trabzonspor’un, ‘’Selçuk ve Osman’a açık çek veriyoruz’’ teklifi demoklesin kılıcı gibi kulübün üzerinde sallanmış. Ama kimse Osman Denizci’nin rekor bir ücret de teklif edilse Kadıköy’den ayrılacağına ihtimal vermemişti. Korkulan oluyor;  Osman, tam da Bursa deplasmanı öncesi, Fenerbahçe’nin ensesinde şampiyonluk kovalayan takıma satılıyordu.

    Osman Denizci

    Osman Denizci, Rize’nin ligin tozunu attığı bir sezonun sonunda Zafer ve Arif’le beraber Fenerbahçe Burnu’yla tanıştı. Yumuşak bilekleri, defansı çaresiz bırakan ara pasları. Forvet oyuncularını üçüncü bölgede yalnız bırakmayan ofansif kafa yapısıyla hemen sivrildi. Kritik gollerin ayağı olarak hatırladığım Osman’ın ilk yarıdaki Sarıyer maçı biterken attığı gol liderliği getirmişti:2-1

    Osman’ın, 1982-83 sezonunun en güzel frikik golü yarışmasında kürsünün tepesine çıkabilecek vuruşunu Gaziantep maçında tribünden an be an takip etmiştim:

    Top, kıyıya paralel uzanan dağ sırası gören bulut gibi yükselmiş, barajı geçtikten sonra, sonbaharın son günlerini hisseden yaprak misali kalenin içine düşmüştü.  Antep kalecisinin çaresizliği, beni olduğu gibi, güz mevsiminin kımıltısız bir saatinde toplanmış 30 bin kişiyi de sarmış olmalıydı: 1-0

    Osman Denizci kariyerinin en anlamlı golünü Bursa Atatürk Stadı’nda kaydetti. 1-1 devam eden maçın 86.dakikasında attığı gol, Fenerbahçe’ye şampiyonluk kupasını getirdi. Sağ kanattan Selçuk’un getirip, ortaladığı topa arka direkte yaptığı vuruş, ‘’aklı karışık, oynamasın Bursa’da’’ tereddütlerine verilmiş en güzel cevaptı: 2-1

    Sarmaşığa Tırmananlar

    1965 yılında temeline harç konulduktan aşağı/yukarı 17 yıl sonra tamamlanan ‘Yeni’ Fenerbahçe Stadı 18 Haziran 1983 günü gelin gibi süslendi. Fenerbahçe’nin adına yakışır bu törende Şampiyonluk kupası, onu en çok hakedenlerin ellerinde yükseldi. Ezeli rakipleri ve Trabzonspor ile yaptığı 6 maçta 3 galibiyet 3 beraberlik alan Fenerbahçe’nin istikrar abidesi, bütün müsabakalarda oynayan Cem Pamiroğlu oldu. Yaz sıcağında kan ter içinde kazanılan TSYD Kupası, 18 Haziran’da Mersin’de kavuşulan Federasyon Kupası, kısa ama yorucu bir kış döneminde kulbundan tutulan Donanma Kupası ve tartışmasız en emek verileni Lig Kupası olmak üzere, 1982-83 yılı almanağına not düşülen, sonrasında da müzedeki yerlerini alan bu 4 kupa, Fenerbahçe Tarihindeki sayfalara futbolcuların kramponlarıyla yazılmış uzun bir güzelleme olarak geçmiştir…

    Kar ne kadar da çok yağsa, yaza kalmaz denir; doğrudur belki ama;

    Dereağzı’ndaki sezon açılışında, ‘otoritelerin’ şans vermediği takımlarını desteklemeye gelen beş bin kişinin, ölümle alay edercesine maraton tribününe tırmanıp, Fenerbahçe aşkının neler yaptırabileceğini sporseverlerinin aklına çizen binlerin, gidemedikleri deplasmanları radyonun içindeki spikerin sesinde hayal eden on binlerin, kalbi sarı lacivert çarpan milyonların üzerine lapa lapa kupa yağıyordu haziran ayında, hiç erimemecesine…

    Alican Küçükcan