Etiket: Milliyet Gazetesi

  • Yılmaz Şen’in Yumruğu

    Yılmaz Şen’in Yumruğu

    10 Haziran 1973 tarihli Milliyet gazetesinden, Yavuz Bayraktar’ın anlatımıyla, Fenerbahçe’nin 1973 yılı Cumhurbaşkanlığı Kupası zaferi! Yılmaz Şen‘in yumruğu, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu kutlayan tribünlere bambaşka bir coşku vermişti. Keyifle okuyoruz…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fener… Fener…

    Fenerbahçe, belki de hayatının en mutlu haftalarından birini yaşadı. Üç gün ara ile önce Başbakanlık, sonra da Türkiye’nin en büyük kupası olan Cumhurbaşkanlığı Kupasını aldı götürdü müzesine, Sarı-Lacivertliler…

    Saat 19:05’de Şeref Tribününde Fenerbahçe Kulübü Başkanı Faruk Ilgaz göründü. Taraftarlar “Fener… Fener…” diye bağırmaya başladılar. Ilgaz ise, bu sevgi tezahüratına karşı gülücükler saçıyordu.

    Büyük maçın başlama saati 20:00 idi. Stad saat 12:00’den itibaren dolmuş, kapılar biletlilere dahi kapanmıştı. 40.000’e yakın seyircinin çoğunluğu da Fenerbahçeli idi.

    Cumhurbaşkanlığı Muhafızgücü Spor Kulübü’nün 50. kuruluş yılı sebebiyle düzenlenen spor şölenini Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk açtı ve Muhafız Alayı bandosunun marşı, merasim bölüğü ile sporcularının geçit töreninden sonra bisiklet yarışları yapıldı.

    19 Mayıs Stadı’nda dün gece karakucakçılardan tutun, bisikletçisine, atletine, hatta hata bir kolayını bulup sahaya çıkanlara kadar herkese rastlamak mümkündü. Ama gerek ışık, gerekse saha emniyeti bakımından bir hayli yoksundu. Hele o Şeref tribününün merasimindeki haline ana-baba günü denebilir.

    Maçın bitişi, Fenerbahçelileri bir anda havaya fırlattı. 19 Mayıs Stadı bayram yerine döndü. Şeref tribününde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, kaptan Nedim’e en büyük kupayı verdi. Faruk Ilgaz’a da bir şilt armağan edince seyirciler bir ağızdan “Tur… Tur…” diye tezahürat yaptılar.

    Maç sonrası tablolar oldukça ilginçti. Mesela Tarık ile Cemil’in forma değiştirmeleri ve Turgan Ece’nin Fenerbahçeli futbolcuları teker teker tebrik edip Faruk Ilgaz’la sarmaş dolaş olmaları güzeldi.

    Maçtan sonra seyirciler, Galatasaray antrenörünün her zaman havada gördükleri yumruğunu boşuna aradılar. Bu defa sağ yumruğunu havaya kaldıran ise Fenerbahçeli Yılmaz’dı. Hem de Galatasaray antrenörünün önünde…

    Yavuz Bayraktar / Milliyet Gazetesi – 10 Haziran 1973 / Yılmaz Şen’in Yumruğu


    Fenerbahçe : Datcu, Timuçin, Yılmaz, Niyazi, Serkan, Ziya, Fuat, Ersoy, Nedim (Yaşar), Cemil, Cevher

    Galatasaray : Yasin, Ekrem, Muzaffer, Tuncay, Aydın, Bülent, Korhan (Tarık), Olcay, Metin, K.Mehmet, B.Mehmet

    Hakemler : Doğan Babacan, Cumhur Demir, Celal Çerezci

    Fenerbahçe’nin Golleri : Cemil Turan ve Fuat Saner

  • Slavya Zaferi Manşetlerde

    Slavya Zaferi Manşetlerde

    Hatırladıkça gülümsemekten kendimizi alamıyoruz. Kimseye yakışmayacak bir biçimde tarihi tahrif etmek isteyen birileri, Fenerbahçe’nin Türk futbol tarihinin ilk yıllarını yazan gazete manşetlerinde neredeyse yalnız başına olduğunu itiraf etmemek için, araya Galatasaray’ı da katarak “İlk biz manşet olduk” demeye getirmişlerdi. Başka emsallerle de kendilerini çürüttük ama bugün yıldönümünü idrak ettiğimiz çok özel bir maçla, bu gerçeği bir kez daha vurguluyoruz. Gördüğünüz gibi Fenerbahçe’nin Slavya zaferi manşetlerde…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Gazetelerden

    Fenerbahçe’nin menendsiz arslanı “Bekir” yüzümüzü güldürdü, meşhur-u âlem Slavya takımı bire karşı sıfırla mağlup oldu.
    (Cumhuriyet Gazetesi)

    Bu neticeyi iftiharla alkışlayarak sporcularımızı bihakkın tebrik edebiliriz.
    Fenerbahçe : 1 – Slavya 0… Fenerbahçe harikulade bir oyunla yüzümüzü güldürdü.
    (Milliyet Gazetesi)

    Fener’i tebrik her Türk için bir vazifedir.
    (Son Saat Gazetesi)

    Yukarıdaki başlıklar dönemin günlük gazetelerinden.

    En alta da gazetelerin yüksek çözünürlüklü halini koyduk. Belki utanıp “Hata etmişiz” derler :)

    Yıllar Sonra Maçın Hatırası


    Sarı lacivertliler Türk futbol tarihinde altın yaldızlarla kaydedilen parlak bir sahife açtılar. O Avrupa’nın sayılı futbolcularını arasında bulunduran ve ilk İstanbul’a gelişinde karşısında bulunan Galatasaray’a yedi, Fenerbahçe’ye on, Altınordu’ya yedi gol atan Slavyalılar İstanbul’a ikinci gelişlerinde Fenerbahçe ile karşılaşacaklardı. Saha lebalep dolu, herkes bu meşhur takımın Fenerbahçe’yi tekrar büyük bir farkla yeneceğine kâni bulunuyor. Sarı lacivertliler Almanya’da bulunan meşhur futbolcusu Bekir’i İstanbul’a getirtmiş bulunuyordu.

    Herkeste bir sabırsızlık var. Evvela kırmızı-beyaz parçalı formalarıyla Slavyalılar sahaya çıktılar. Futbolda ilk hocamız olan bu üstatlar alkışlandı. Bunu Fenerbahçeliler takip etti. Bir alkış tufanıdır koptu. Oyunu Burhanettin Bey idare ediyordu. Takımlar karşı karşıya geldiği vakit Fenerbahçeliler şu şekilde idi.

    Fehmi, Füruzan, Kadri, İsmet, Sadi, Cevat, Nevzat, Bekir, Zeki, Alaaddin, Sabih

    Oyun başladı. Sarı lacivertliler canla başla oynuyorlardı. Karşılarındaki takımın üstatlığına rağmen kazanmak azmini taşıdıkları belli, herkeste bir ümit… Fener’in o meşhur muhacimleri hep Slavya kalesi önünde.. Slavyalılar da hasımlarının bu oyununa şaşırmış kalmışlardı.

    Gene bir hücumda idi. Slavya aleyhine bir korner oldu. Nevzat’ın çok güzel bir korner atışını Bekir şahane bir kafa darbesiyle gole tahvil etti. Top ağlara takılmıştı. Halk coşkun tezahürat yapıyor, sarı ve lacivertli gençleri candan alkışlıyordu. Seyirciler arasında bu golden sonra sevinç yaşı döken birçok kimseler de vardı. Bu gol Slavyalıları hayli şaşırtmıştı. Artık sarı lacivertliler bu sayının verdiği neş’e ile daha düzgün oynamaya başlamışlardı. Bu sırada, Bekir’in ikinci bir golünü daha alkışlayacaktık. Fakat direk buna mani oldu. Slavyalılar bu mağlubiyetten kurtulmak için çok çalıştılar. Fakat sarı lacivertlilerin ateşli gençleri karşısında bu mağlubiyete boyun eğmeye mecbur oldular. Hakemin düdüğü oyunun bittiğini haber verdiği zaman Türk futbol tarihinde de bu şerefli galibiyet unutulmaz bir gün olarak kaldı.

    M. Kemal


    Slavya Zaferi Manşetlerde

    6 Haziran 1923 tarihli Cumhuriyet Gazetesi

    6 Haziran 1923 tarihli Milliyet Gazetesi

    7 Haziran 1923 tarihli Son Saat Gazetesi

  • Lefter’in Jübilesi

    Lefter’in Jübilesi

    Fenerbahçe’nin Ordinaryüs futbolcusu Lefter Küçükandonyadis, bundan tam 56 yıl önce, 3 Haziran 1964 tarihinde jübilesini yaptı.

    Bir gün evvel şöyle diyordu Lefter :

    Evet artık, topa veda ediyorum. Şartların beni bir kere daha topa döndürmemesini arzu ediyorum. Fakat top bana veda edecek mi? Bunu merak ediyorum. Belki bir gün ekmek paramı çıkarmak için Afrika’da futbol oynarım. Bugün için bildiğin bir şey varsa, sırma saçlı yârimden ayrılıyorum.

    3 Haziran 1964 – Milliyet Gazetesi

    Fenerbahçe sezonu şampiyon bitirmişti. Bu coşkun sevinç sürerken, İsmet İnönü’ye bir telgraf çekip “Bu mutlu günüme katılmanızı rica eder, milletimin başında size uzun ömür ve başarılar diler, hürmetle ellerinizden öperim” diyen Lefter, 22.181 seyircinin önünde Beşiktaş ile veda maçına çıktı.

    Maç 1-1 berabere bitti. Fenerbahçe Kulübü idare heyeti aldığı bir kararla maçın bütün hasılatını Lefter’e bırakmıştı. Beşiktaş Kulübü de hissesine düşen meblağdan yüzde onunu Lefter’e vereceğini bildirmişti. Sonuçta jübile maçından Lefter’e 46.816 Lira kaldı, Beşiktaş ise 38.304 Lira aldı.

    Namık Sevik, Milliyet’teki köşesinde “Aslında Lefter defteri değil, ciltlere sığmayan futbol kitabını kapadı” diye yazdı.

    Ertesi gün gazetelerde “Fenerbahçeli futbolcular bu akşam Dormen’de temsil edilen ‘Keşanlı Ali Destanı’ piyesini seyredeceklerdir. Tiyatro idaresi Türkiye Şampiyonu olan Fenerbahçeli futbolcuları davet etmiştir” haberi vardı.

    Fakat Fenerbahçe taraftarı için perde inmiş, tarihin en büyük futbolcularından biri, onu canlı izleyenlere bir daha dinmeyecek bir özlem bırakarak yeşil sahalardan gitmişti…

    4 Haziran 1964 tarihli Cumhuriyet gazetesinden
  • Küllenmeyen Sevdanın Kahramanları

    Küllenmeyen Sevdanın Kahramanları

    Fenerbahçe’nin 25 yıllık tarihinin anıları, evrakı ve hatıratı 6 Haziran 1932’de Kuşdili Kulüp Binamız ile beraber yanarak yok oldu. Bugün o yangın nedeniyle karanlıkta kalmış ilk yıllarımızın sadece bir sayfasını aydınlatmak için günlerce emek harcayan bizler; yangından sonra açılan bağış kampanyalarına isimlerini yazdıranlara minnetarız.

    Hiçbir kulüpte olmayan bu dostluğu, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde gösteren, “Fenerbahçe’nin yuvası için elbirliği” yapan, bugünkü stadımızın temelini atan binlerce Fenerbahçeli’ye saygıyla ve bir gün bu stadyumun duvarlarında isimlerini görmek dileğiyle…

    Gazi Mustafa Kemal Paşa, Öğrenci Mustafa Zeki, Fabrika İşçisi Osman, Esnaf Vasil, Tekel Müdürlüğü Muhasebecileri, Tirebolulu Terzi Ali, Profesör Trayani, Beyoğlu’ndan İki Fenerbahçeli, Sanatkar Münir Nurettin ve diğerleri…”

    21 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet gazetesinden

    KampanyaTarihBağış YapanBağış
    Cumhuriyet08.06.1932Cumhuriyet Gazetesi25 Lira
    Cumhuriyet08.06.1932Zeki Rıza Milli Spor Mağazası25 Lira
    Cumhuriyet08.06.1932Müteahhit Hüseyin Bey5 Lira
    Cumhuriyet08.06.1932Mavnacılar Şirketi Muhasebecisi İsmail Bey5 Lira
    Cumhuriyet08.06.1932Bakteriyolog İhsan Sami Bey5 Lira
    Milliyet08.06.1932Milliyet Mensubini40 Lira
    Milliyet08.06.1932Eski Sporcu İhsan Sabit Bey10 Lira
    Milliyet08.06.1932Tütün İnhisar Memurlarından Kazım Bey1 Lira
    Cumhuriyet09.06.1932Miralay Müteaidi Şevket Bey5 Lira
    Cumhuriyet09.06.1932Sanatkar Münir Nurettin Bey5 Lira
    Cumhuriyet09.06.1932İsmini Vermeyen Fenerbahçeli Bir Hanım5 Lira
    Cumhuriyet09.06.1932Olimpiyat Mecmuası10 Lira
    Cumhuriyet09.06.1932Talebe Adnan Bey1 Lira
    Milliyet09.06.1932Fenerbahçe’den Mükerrem Bey5 Lira
    Milliyet09.06.1932Milliyet Kağıtçılık Kısmından M. Vayisberg1 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Türkspor Mecmuası15 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Eski Fenerlilerden S.B.30 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Fenerli Razi Bey10 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Kadıköy Hamal Esnafı10 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Kadıköy Kayıkçı Esnafı5 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Kadıköy Yük Arabacı Esnafı5 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Tüccardan Ali Bey ve biraderi Bey5 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Tüccardan İstepan Efendi5 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Tüccardan Rüştü Bey2 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Tüccardan Avram ve Lombo Efendiler2 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Mühendis Mektebi’nden Hami Bey1 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Fener İdare Memuru Kasım Bey1 Lira
    Cumhuriyet10.06.1932Muhtar Rauf Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Eczacı Sotiraki Efendi1 Lira
    Milliyet10.06.1932Galip Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Kabzımal Şevket ve İhsan Beyler1 Lira
    Milliyet10.06.1932Ruayal Çikolata Fabrikası10 Lira
    Milliyet10.06.1932İskeçeli Ömer Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932İş Bankası Hukuk Müşaviri Fethi Tahsin Bey5 Lira
    Milliyet10.06.1932Grafik Mağazası Sahibi Herant Lemonjiyan Efendi5 Lira
    Milliyet10.06.1932Ekmekçiler Cemiyeti Reisi Rıza Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Ekmekçiler Cemiyeti Katibi Ziya Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Müdürü Yakup Bey5 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Azasından Mustafa Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Veznedarı Ömer Bey3 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Muhasibi Nevzat Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Depo Amiri Cemal Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Memurlarından Halil Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Mavnacılar Şirketi Memurlarından Osman Bey1 Lira
    Milliyet10.06.1932Sigortacı Raif Bey3 Lira
    Milliyet10.06.1932Bahçekapısında Olimpiyat Spor Tuhafiye Mağazası Nedim Bey2 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Müteahhit Kemal Bey50 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Emniyet Sandığı Memurları25 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Mehmet Reşat Bey10 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Hayri Celal Bey10 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli ve Elektrik Şirketi Memurlarından Selahattin Bey10 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Tüccardan Muammer Bey10 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Süreyya Bey2 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Nusret Bey2 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Hüsnü Bey1 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932İsmini Vermek İstemeyen Bir Fenerbahçeli1 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Fenerbahçeli Cezmi Bey1 Lira
    Cumhuriyet11.06.1932Osmanlı Bankası Memurlarından Sami Bey1 Lira
    Milliyet11.06.1932İş Bankası Memurlarından Fenerbahçeli Fahri Bey5 Lira
    Milliyet11.06.1932Fenerbahçeli Kemal Bey3 Lira
    Milliyet11.06.1932Sıhhiye Memuru Cavit Bey50 Kuruş
    Milliyet11.06.1932Fenerbahçeli Mümtaz Bey3 Lira
    Milliyet11.06.1932Reassürans Memurlarından Şükrü Bey3 Lira
    Milliyet11.06.1932Koyun Tüccarından Hasan Ömer Bey25 Lira
    Milliyet11.06.1932Feysal Bey5 Lira
    Milliyet11.06.1932İstanbul Vilayeti Nafia Fen Memuru Sezai Bey2 Lira
    Cumhuriyet12.06.1932Kızıltoprak’ta Melek Hulusi Hanımefendi25 Lira
    Milliyet12.06.1932Demir Yolları Memurlarından Kemal Bey2 Lira
    Milliyet12.06.1932Diyonisos Efendi1 Lira
    Milliyet12.06.1932Aram Sarbiyan Efendi1 Lira
    Milliyet12.06.1932İsmini Vermeyen Bir Zat4 Lira
    Milliyet12.06.1932Süleymaniye Kulübü10 Lira
    Milliyet12.06.1932Feyziati Lisesi’nden 3. Sınıf Talebesinden Emil Galip Bey5 Lira
    Milliyet12.06.1932Feyziati Lisesi’nden 3. Sınıf Talebesinden Metin Galip Bey5 Lira
    Cumhuriyet13.06.1932Kızıltoprak’ta Hulusi Bey25 Lira
    Cumhuriyet13.06.1932Gümüşhane mebusu Edip Servet Bey5 Lira
    Cumhuriyet13.06.1932Galatasaraylı Necip Şahin Bey5 Lira
    Cumhuriyet13.06.1932Bir Fenerbahçeli1 Lira
    Cumhuriyet13.06.1932Galatasaraylı Mütevelli Mehmet Bey1 Lira
    Cumhuriyet13.06.1932Galatasaraylı Küçük Necdet Bey1 Lira
    Milliyet13.06.1932Komisyoncu Nuri Bey50 Kuruş
    Milliyet13.06.1932Kazım Bey50 Kuruş
    Milliyet13.06.1932Kadıköyü’nde İstavro Efendi1 Lira
    Milliyet13.06.1932Hüseyin Bey1 Lira
    Milliyet13.06.1932Lokantacı Yorgi Efendi1 Lira
    Milliyet13.06.1932Foti Kanaki Efendi1 Lira
    Milliyet13.06.1932Tip Top Mağazasından Süleyman Bey5 Lira
    Milliyet13.06.1932Avukat Yusuf Kenan Bey5 Lira
    Milliyet13.06.1932Foto Süreyya5 Lira
    Milliyet13.06.1932Aptullah Efendi Lokantası10 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Kasaplar Cemiyeti Umumi Katibi Hafız Ömer Bey3 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Sabri ve Ömer Beyler1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Ketenciler’de Kasap Hakkı Bey3 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Kasap Adem Bey1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Ligor Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Hüseyin Avni Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Büyükada’da Ali Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet14.06.1932Büyükada’da Sava Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Mehmet Hayri Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Hafız Süleyman Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Papa Yorgi Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Tatar İzzet Ağa50 Kuruş
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Kasap Küçük Artin1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Arapcamii’nde Kasap Ali Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Küçük Ahmet Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Hasan Fehmi Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Kirkor Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Hüsnü Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Sakatçı Kemal Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Hasan Halil Bey1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Avram Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı İhsan Bey1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Toptancı Süleyman Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet14.06.1932Mezbahada Sığır Toptancısı Halit Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Tophane’de Kasap Koço1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Koyun Komisyoncusu Bandırmalı Mustafa Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Koyun Komisyoncusu Mustafa Luş Efendi1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Pangaltı’da Kasap Agop Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet14.06.1932Komisyoncu Asaf Bey1 Lira
    Cumhuriyet14.06.1932Resmî İlanlar Türk Limited Şirketi15 Lira
    Milliyet14.06.1932İsmini Bildirmeyen Bir Avukat1 Lira
    Milliyet14.06.1932Kemal Efendi1 Lira
    Milliyet14.06.1932Amerikan Lokantası2 Lira
    Milliyet14.06.1932Niko Efendi1 Lira
    Milliyet14.06.1932Galatasaraylı Vedat Bey1 Lira
    Milliyet14.06.1932Galatasaraylı Dr. Münif Bey2 Lira
    Milliyet14.06.1932Müteahhit Sudi Bey2 Lira
    Milliyet14.06.1932Mösyö Artaki5 Lira
    Milliyet14.06.1932Hoffer İlanat Acentesi15 Lira
    Milliyet14.06.1932Resmî İlanlar Türk Limited Şirketi15 Lira
    Cumhuriyet15.06.1932Tüccardan ve Fenerbahçe Kulübü Azasından Nurullah Sami Bey100 Lira
    Cumhuriyet15.06.1932Aksaray’da Hafız Yaşar Bey2 Lira
    Cumhuriyet15.06.1932Kadıköy St. Joseph  Mektebinde Fenerbahçeli Samih Sami Bey2 Lira
    Milliyet15.06.1932Yeni Şark Berber Salonu Sahibi Ahmet Bey5 Lira
    Milliyet15.06.1932Yeni Şark Berber Salonu Kalfalarından Recep Efendi1 Lira
    Milliyet15.06.1932Yeni Şark Berber Salonu Kalfalarından Hafız Efendi1 Lira
    Milliyet15.06.1932Yeni Şark Berber Salonu Kalfalarından Mehmet Efendi1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Besim Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından M. Niyego1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Sami Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Cevat Bey2 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Ragıp Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından M. Vukonoviteh2 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından M. Kasayan50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından M. Delarange1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Fehmi Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Hüsnü Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Eşref Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Yuzufes Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından M. Yorjidios1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Seyfi Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Celal Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Şerafettin Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Fikret Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Şevket Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Şark Demiryolları’ndan Müdür Bey5 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Gençosmanzade İbrahim Bey1 Lira
    Cumhuriyet16.06.1932Vakit Gazetesinden İsmini Bildirmeyen Bir Zat1 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Sakatçı Seyfi Efendi1 Lira
    Milliyet16.06.1932Komisyoncu Şükrü Bey3 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Sakatçı Yunus Efendi2 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Toptancı Kamil Efendi2 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Sakatçı Adil Efendi2 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Sakatçı Tosun Efendi1 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Deri Tüccarı Lambo Efendi1 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Köse Oğlu Yorgi Efendi1 Lira
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Sakatçı Mustafa Efendi50 Kuruş
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Zabih Nazmi Efendi50 Kuruş
    Milliyet16.06.1932Pangaltı’da Kasap Foti Efendi50 Kuruş
    Milliyet16.06.1932Mezbahada Kasap Yani50 Kuruş
    Cumhuriyet17.06.1932Kadıköy Kız Orta Mektebi Talebeleri Tarafından12 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tâli Mübadele Komisyonu Yunan Başkatibi M. K. Zaharyadis5 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Mühendis Osman Fıtri Bey7 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Bursa Mıntıkası Futbol Heyeti Reisi2,5 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Şükrü Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Burhanettin Bey1,5 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Basri Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Lütfi Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Feyzi Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Cemil Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Nihat Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Süreyya Bey1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Fahrünnisa Hanım1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Sacide Hanım1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından İğnas Dokatik Efendi1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Yakoi Efendi1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Tramvay Şirketi Memurlarından Yuanidis Efendi1 Lira
    Cumhuriyet17.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Karakaş Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet17.06.1932Elektrik Şirketi Memurlarından Erip Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet17.06.1932Fenerli Juyyev Hanım2 Lira
    Cumhuriyet18.06.1932Fenerbahçeli Bülent Bey5 Lira
    Cumhuriyet18.06.1932Fenerbahçeli Vecih Bey5 Lira
    Cumhuriyet18.06.1932Fenerbahçeli Beliğ Bey5 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Anadolu Hisarı’nda Yasincizade Fadıl Bey50 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Paşabahçe’den Mehmet Tevfik Recep Bey25 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Eski Fenerlilerden Hüseyin Hayati Bey10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Mister Allen10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Elektrik Şirketi Memurin Müdürü Celalettin Bey10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Mimar Servet Bey10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Darülfünun Muallim Muavinlerinden Tahir Bey10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Kemal Aşki Bey10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Ticaret ve Sanayi Bankasından Mazhar Bey10 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Seyrisefain İşletme Müdürü Burhanettin Bey6 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Müderris Dr. Kemal Cenap Bey5 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Muharrir Burhan Asaf Bey5 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932İstanbul Lisesi’nden Tevfik Fikret Bey3 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Sporcu Hanımlarımızdan Calibe Mahmut Hanım5 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Fener’de M. Louis1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Profesör Trayani1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Milli Reasürans Şirketinden Bedia Hanım1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Milli Reasürans Şirketinden Münir Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Milli Reasürans Şirketinden Suphi Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Milli Reasürans Şirketinden Reşat Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Milli Reasürans Şirketinden Adnan Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.06.1932Üsküdar’da Kevser Mahmut Hanım50 Kuruş
    Cumhuriyet19.06.1932Taibe Abdufahman Hanım50 Kuruş
    Cumhuriyet21.06.1932Mister Allen (İkinci Defa)10 Lira
    Cumhuriyet21.06.1932Beyoğlu’nda iki Fenerbahçeli2 Lira
    Cumhuriyet21.06.1932Fenerbahçe Dördüncü Takımı2,5 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Ankara Muhafızgücü tarafından100 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından M. Kilkus1 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından M. Çerutti1 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından M. Nöttiğ50 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Mehmet Ali Bey1 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Sait Bey1 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Şerif Naci Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Gıyasettin Bey40 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Nazif Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Kemal Ziya Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Mehmet Naci Bey1 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Kemal Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından M. Umil25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Nedim Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Safa Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Muharrem Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından M. Dokides1 Lira
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Niyazi Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Hamdi Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından M.P. Konstantin25 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Namık Bey20 Kuruş
    Cumhuriyet22.06.1932Elektrik Şirketi Ayaspaşa Şebekesi Memurlarından Halit Bey10 Kuruş
    Cumhuriyet23.06.1932Uzunköprü’de Ergene Spor Kulübü10 Lira
    Cumhuriyet23.06.1932Kadıköy Su Şirketi Müracaat Şefi Muammer Bey10 Lira
    Cumhuriyet23.06.1932Kadıköy Naci Bey5 Lira
    Cumhuriyet23.06.1932Kadıköy Su Şirketi Müracaat Memuru Arif Bey1 Lira
    Cumhuriyet24.06.1932Sen Jozef Mektebi 11. Sınıf Talebeleri Tarafından7 Lira
    Cumhuriyet26.06.1932Küçük Fenerli Selahattin Bey50 Lira
    Cumhuriyet28.06.1932Kemalpaşa Seydişehir’de Mustantik Mehmet Ali Bey1 Lira
    Cumhuriyet29.06.1932Dr. Ömer Seyfettin Bey5 Lira
    Cumhuriyet29.06.1932Dr. Ekrem Emin Bey5 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Anavi ve Mahdumları5 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Müskirat İnhisarı İstanbul Başmüdüriyeti İmalathanesi Memurları7,5 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Gümrükçü Miyati Efendi5 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Gümrükçü Nevzat Bey3 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Elektrik Şirketi Mühendislerinden Haşim Bey3 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Talebe Mustafa Zeki Bey1 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Ali Kemal Sabun Fabrikasındaki Amele ve Ustalardan Osman Bey, Katip Niko Efendi1 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Usta İspiro1 Lira
    Cumhuriyet03.07.1932Hasan Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet03.07.1932Rıfat Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet03.07.1932Vasil Dimitriyadis Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet03.07.1932Cevat Efendi25 Kuruş
    Cumhuriyet03.07.1932Kadri Efendi25 Kuruş
    Cumhuriyet03.07.1932Elektrik Şirketinden Sıtkı Bey20 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Çakallızade Mahmut Bey5 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Başmühendis Bedri Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Bahri Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Mazlum Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Nedim Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Cemal Zühtü Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Nevzat Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Tüccar Fikri Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Maden Muamelat Müdürü Niyazi Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Rauf Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Maden Müdürü Sabıkı Hüseyin Fehmi Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Dernekten Bedri Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Muhasip Avni Âgah Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Sulh Hakimi Naşir Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Adnan Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Demiryolu Muhasibi İbrahim Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Avukat Ömer Lütfi Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Avukat Tevfik Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Madenci İbrahim Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Doktor Kemal Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Doktor Reşat Lütfi Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Eczacı Cemal Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Mühendis Tevfik Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Zonguldak’tan Doktor Mustafa Bey Kerimesi Perihan Hanım1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Dokuzuncu Tali Mübadele Komisyonundan İhsan Bey5 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Gümrükçü Nevzat Bey2 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Suat Bey3 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Şükrü Bey2 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Nazım Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Agah Bey1 Lira
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Hüseyin Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Mehmet Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Yani Efendi50 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Mehmet Ali Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Nafiz Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Ziya Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet05.07.1932Su Şirketi Memurlarından Abbas Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet06.07.1932Tüccardan A.B.100 Lira
    Cumhuriyet06.07.1932Standart Oil Gaz Kumpanyası Memurları50,2 Lira
    Cumhuriyet06.07.1932Kadıköylü Enver Niyazi Bey1 Lira
    Cumhuriyet06.07.1932Kadıköyü’nde Terzi Tirebolulu Ali Efendi25 Kuruş
    Cumhuriyet08.07.1932Muallim Faruk Bey5 Lira
    Cumhuriyet08.07.1932İsmini Bildirmeyen Bir Zat7 Lira
    Cumhuriyet10.07.1932İsminin Neşrini Arzu Etmeyen Bir Tacir500 Lira
    Cumhuriyet10.07.1932Feridun Paşa50 Lira
    Cumhuriyet27.07.1932Samsun Tütün Fabrikası Spor Kulübü Tarafından6 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Demiryolu İnşaat Şirketi’nde Ressam Refet Demi Bey5 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Jandarma İdman Yurdu5 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Demiryolu İnşaat Şirketi’nde Affan Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Demiryolu İnşaat Şirketi’nde Ressam Arif Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Demiryolu İnşaat Şirketi’nde Fen Memuru Sıtkı Bey’in Kızı Süreyya ve Zeliha Hanımlar1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Binbaşı Sait Bey Kerimesi Semahat Hanım2 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Eczacı Selahattin Cemal Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Tüccar Eyüp Sabri Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Diş Tabibi Necdet Kadri Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Tütün İnhisarı Memuru Hüseyin Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Osmanlı Bankası Memurlarından Fikret Faruk Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Osmanlı Bankası Memurlarından Kemal Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Manifaturacı Hamdi Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Muallim Ekrem Bey1 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Diş Tabibi Nail Bey Refikası Düriye Hanım3 Lira
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Muallim Süreyya Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Berber Salih Zeki Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Mazlum oğlu Osman Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Fehmi Bey50 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Safder Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan Ali Ekrem Bey25 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan İsmini Yazdırmayan Bir Kişi10 Kuruş
    Cumhuriyet19.08.1932Kütahya’dan İsmini Yazdırmayan Bir Kişi10 Kuruş

    Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri, bağış listelerini aynı gün, 8 Haziran 1932’de yayınlamaya başladılar.

    Milliyet’te 16 Haziran 1932 tarihine kadar 273 Lira 50 Kuruş toplanırken, Cumhuriyet gazetesinin kampanyası 19 Ağustos 1932’de bitti ve 1817 Lira 50 Kuruş toplandı. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı 500 Liralık bağış, bu rakama dahil değildi.

    Ayrıca 10 Temmuz 1932 tarihinde Milliyet gazetesinde şöyle bir haber göze çarpıyordu :

    “Cuma günü oynanan maçı teşrif eden Beyazıt meb’usu Halit ve Cevdet Kerim beylerin delâletiyle memleketimizin en güzide tüccarlarından iki zat Fenerbahçe kulübüne biri 500 Lira, diğeri de 200 Lira teberru etmişlerdir”

    Bu haberdeki 500 Lira veren kişi, Cumhuriyet gazetesinin aynı tarihli bağış haberinde yer alan “İsminin Neşrini Arzu Etmeyen Bir Tacir” olsa gerek… Fakat diğer tüccarımız herhangi bir listede yer almıyor.

    Listede yer almayan diğer isimler ise, bağışlarını Fenerbahçe Kulübü’ne ya da Zeki Rıza Sporel’in mağazasına elden teslim edenler…

    Onlar Fenerbahçe’yi elbirliğiyle küllerinden doğuranlar!

  • 7 Mayıs 1950… Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu

    Yukarıda dönemin görselleri eşliğinde dinleyeceğiniz ses kaydı, bundan tam 70 sene önce, biri tribünde, diğeri sahada Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için çarpışan iki kişinin, geçtiğimiz yıllarda kayıt altına alınan bir telefon konuşması.

    Kadim ve eşine gerçekten az rastlanacak kadar tutkulu bir Fenerbahçe taraftarı olan Talat Sarıtaş, Fenerbahçe tarihinin en entelektüel sporcularından biri, hatta büyük ihtimalle birincisi olmakla birlikte, ömrü boyunca haksızlık karşısında bir milim büküldüğü görülmeyen rahmetli Halit Deringör ile Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu’nu konuşuyor.

    Ne olur, ne olmaz, YouTube linkini de “şöylebırakalım.


    Fenerbahçe , 1950’nin Mayıs ayında, o sezonki Milli Eğitim Kupası’nın (yani Milli Küme’nin) final niteliğindeki iki maçını oynamak üzere İzmir’e gitti.

    6 Mayıs 1950 tarihinde oynanan Göztepe maçını Ahmet Erol’un (3) ve Lefter Küçükandonyadis’in golleriyle kazanan Fenerbahçe, ertesi gün Altay’ın karşısına çıktı. Belirlenmiş averaj sistemine göre Fenerbahçe’nin şampiyon olmak için maçı 4-0 kazanması gerekiyordu. Bir gol yemesi halindeyse şampiyonluk için gereken skor 8-1 olacaktı.

    Son dakikada gelen golle şampiyonluğu kazandığımız maçın detaylarını (son satırlardan anlaşıldığı kadarıyla yazısını otelin telefonundan yazdıran muhabirin kalemiyle) Milliyet gazetesinden okuyalım.

    Milli Eğitim Müsabakalarına bugün Alsancak stadında devam olundu. Birinci maçta Vefa, Göztepe’yi 4-0 yendi.

    İkinci maça Fener şu kadro ile çıktı :
    Cihat, Müzdat, Hilmi, Samim, Kamil, Nusret, Erol, Lefter, Ahmet, Cemal, Halit

    Oyuna Fenerbahçe rüzgara karşı başladı.

    Sinirli bir hava içinde devam eden oyunda Fenerbahçe nisbî bir hakimiyet tesis etti ise de 40. dakikaya kadar gol olmadı.

    Bu arada Cihat iki tane çok mühim kurtarış yaptı.

    40. dakikada derinliğine bir pas alan Ahmet sol bir şutla ilk golü yaptı, devre de böylece 1-0 Fenerbahçe’nin galibiyetiyle sona erdi.

    İkinci devrede rüzgarı arkasına alan Fenerbahçe gol adedini 4’e çıkartmak gayesiyle oyuna hızlı başladı.

    4. dakikada Samim, Altay kalesinin karışmasından istifadeederek, köşeden ikinci golü yaptı.

    8. dakikada da Ahmet üçüncü golü kaydetti.

    Bundan sonra da oyun çığrından çıktı

    Altay kalecisi yaralandı, yerine santrfor Bayram geçti.

    Altay gol yememeye uğraşıyor, Fenerbahçeliler ise bir gol daha atarak şampiyonluğu kazanmak için uğraşıyor. Her iki takım aynı durumda çalışıyor, Fenerbahçe mütemadiyen bastırıyor fakat netice alamıyor.. Bu arada Fener iki gol yaptıysa da ofsayttan durduruldu. Oyun sonlarına doğru Bayram da sakatlandığından yerine Mehmet geçti. Bu arada bir korner oldu. Halit’in çok güzel attığı kornere bütün oyuncular birden çıktı. Kamil’le Samim kaleye yüklendiler ve top Samim’in kafasıyla içeri girdi.

    Altaylılar bu gole itiraz ettilerse de hakem kararında ısrar etti ve Altaylılar da sahayı terk ettiler. Oyun da zaten bitmişti.

    Tribünlerde ve sahada bir hercümerçtir gidiyordu. Fenerbahçeliler yarım saat kadar soyunma odasında kaldılar. Oyuncular polis ve jandarma kordonu altında otobüse gidildiği sırada, bazı taşkın seyircilerin taarruzuna uğradılar; güçlükle otobüse binildi. Otobüs mütemadiyen taşlanıyordu. Otobüste bütün oyuncular yere yatmış bir haldeydi. Otobüsün kırılmadık camı kalmadı. Futbolcularla biz bu şekilde otele geldik. Otelin etrafını da halk sarmıştı. Polis ve jandarmanın müdahelesiyle zorla içeri girildi.

    Bu arbedede Halit kulağına isabet eden bir taşla yaralandı ve tedavi altına alındı. Otel sabaha kadar inzibat kuvvetlerinin muhafazası altında kalacak.

    Sporcular odalarında kapıları kilitli olarak oturmaktadırlar.

    8 Mayıs 1950 tarihli Milliyet gazetesinden
  • 7 Mayıs 1950

    7 Mayıs 1950

    Yukarıda dönemin görselleri eşliğinde dinleyeceğiniz ses kaydı, bundan tam 70 sene önce, biri tribünde, diğeri sahada Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için çarpışan iki kişinin, geçtiğimiz yıllarda kayıt altına alınan bir telefon konuşması. Konu 7 Mayıs 1950.

    Kadim ve eşine gerçekten az rastlanacak kadar tutkulu bir Fenerbahçe taraftarı olan Talat Sarıtaş, Fenerbahçe tarihinin en entelektüel sporcularından biri, hatta büyük ihtimalle birincisi olmakla birlikte, ömrü boyunca haksızlık karşısında bir milim büküldüğü görülmeyen rahmetli Halit Deringör ile Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu’nu konuşuyor.

    Ne olur, ne olmaz, YouTube linkini de “şöylebırakalım.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    7 Mayıs 1950

    Fenerbahçe , 1950’nin Mayıs ayında, o sezonki Milli Eğitim Kupası’nın (yani Milli Küme’nin) final niteliğindeki iki maçını oynamak üzere İzmir’e gitti.

    6 Mayıs 1950 tarihinde oynanan Göztepe maçını Ahmet Erol’un (3) ve Lefter Küçükandonyadis’in golleriyle kazanan Fenerbahçe, ertesi gün Altay’ın karşısına çıktı. Belirlenmiş averaj sistemine göre Fenerbahçe’nin şampiyon olmak için maçı 4-0 kazanması gerekiyordu. Bir gol yemesi halindeyse şampiyonluk için gereken skor 8-1 olacaktı.

    Son dakikada gelen golle şampiyonluğu kazandığımız maçın detaylarını (son satırlardan anlaşıldığı kadarıyla yazısını otelin telefonundan yazdıran muhabirin kalemiyle) Milliyet gazetesinden okuyalım.

    Fenerbahçe Şampiyon

    Milli Eğitim Müsabakalarına bugün Alsancak stadında devam olundu. Birinci maçta Vefa, Göztepe’yi 4-0 yendi.

    İkinci maça Fener şu kadro ile çıktı :
    Cihat, Müzdat, Hilmi, Samim, Kamil, Nusret, Erol, Lefter, Ahmet, Cemal, Halit

    Oyuna Fenerbahçe rüzgara karşı başladı.

    Sinirli bir hava içinde devam eden oyunda Fenerbahçe nisbî bir hakimiyet tesis etti ise de 40. dakikaya kadar gol olmadı.

    Bu arada Cihat iki tane çok mühim kurtarış yaptı.

    40. dakikada derinliğine bir pas alan Ahmet sol bir şutla ilk golü yaptı, devre de böylece 1-0 Fenerbahçe’nin galibiyetiyle sona erdi.

    İkinci devrede rüzgarı arkasına alan Fenerbahçe gol adedini 4’e çıkartmak gayesiyle oyuna hızlı başladı.

    4. dakikada Samim, Altay kalesinin karışmasından istifadeederek, köşeden ikinci golü yaptı.

    8. dakikada da Ahmet üçüncü golü kaydetti.

    Bundan sonra da oyun çığrından çıktı

    Altay kalecisi yaralandı, yerine santrfor Bayram geçti.

    Altay gol yememeye uğraşıyor, Fenerbahçeliler ise bir gol daha atarak şampiyonluğu kazanmak için uğraşıyor. Her iki takım aynı durumda çalışıyor, Fenerbahçe mütemadiyen bastırıyor fakat netice alamıyor.. Bu arada Fener iki gol yaptıysa da ofsayttan durduruldu. Oyun sonlarına doğru Bayram da sakatlandığından yerine Mehmet geçti. Bu arada bir korner oldu. Halit’in çok güzel attığı kornere bütün oyuncular birden çıktı. Kamil’le Samim kaleye yüklendiler ve top Samim’in kafasıyla içeri girdi.

    Altaylılar bu gole itiraz ettilerse de hakem kararında ısrar etti ve Altaylılar da sahayı terk ettiler. Oyun da zaten bitmişti.

    Tribünlerde ve sahada bir hercümerçtir gidiyordu. Fenerbahçeliler yarım saat kadar soyunma odasında kaldılar. Oyuncular polis ve jandarma kordonu altında otobüse gidildiği sırada, bazı taşkın seyircilerin taarruzuna uğradılar; güçlükle otobüse binildi. Otobüs mütemadiyen taşlanıyordu. Otobüste bütün oyuncular yere yatmış bir haldeydi. Otobüsün kırılmadık camı kalmadı. Futbolcularla biz bu şekilde otele geldik. Otelin etrafını da halk sarmıştı. Polis ve jandarmanın müdahelesiyle zorla içeri girildi.

    Bu arbedede Halit kulağına isabet eden bir taşla yaralandı ve tedavi altına alındı. Otel sabaha kadar inzibat kuvvetlerinin muhafazası altında kalacak.

    Sporcular odalarında kapıları kilitli olarak oturmaktadırlar.

    8 Mayıs 1950 tarihli Milliyet gazetesinden
  • Fenerliler Yunanlıları Nasıl Yendiler?

    Fenerliler Yunanlıları Nasıl Yendiler?

    Tuncay Yavuz, çok güzel bir işe imza attı ve 1931 yılında oynanan Fenerbahçe-Olympiakos maç yazısını Milliyet gazetesinde yazan Ali Naci Karacan’ın satırlarından buraya aktardı. Bu maça dair önemli bir olayı da “Özel Dosyalar” sayfamızda Barış Kenaroğlu‘nun araştırmacı kaleminden göreceksiniz. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Milliyet Gazetesi’nden

    (Fenerbahçe kulübü müessislerinden ve bu büyük gençlik müessesemizi senelerce idare eden Ali Naci Beyden, Olympiacos ile Fenerbahçe takımları arasında icra edilecek maçın tafsilatını “Milliyet”e yazması için rica ettik. Aziz arkadaşımızın bütün maçı bir sinema filmi gibi tasvir eden güzel yazısını memnuniyetle dercediyoruz.)

    İnsan Akını

    Saat on ikiden itibaren şehrin büyük caddelerinden Taksim’e doğru sel gibi bir insan akını başladı. Saat birde stadyum etrafındaki vaziyet, Talimhane meydanındaki meşhur Ben-A-mar sirkine ait mutat kalabalığı, geniş bir mürekkep lekesi yanında küçük bir nokta haline indirecek derece kesif bir halk vardı. Daha maça üç saat kala stadyumun önü, arkası, yan kapılarının bulunduğu uzun sokaklar, girilemez, geçilemez derecede dolup taşmaya başladı.

    Biletlerini alanlar iki resmi kapıdan, bilet almaya imkan bulamayanlar da eski Taksim kışlasının büyük maç günleri her biri gizli birer kapı rolünü oynayan sayısız, viran pencerelerinden içeri girmeye çalışıyorlardı. Bu mahşerin arasından nasıl geçtiğimi, metalden nasıl içeri girdiğimi ve nihayet nasıl yukarı balkona çıktığımı hatıra getirdikçe bir tarafımın nasıl olup da sakatlanmamış olmasına karşı hayretten hayrete düşmekteyim. Birbirine kenetlenmiş yüzlerce insandan mürekkep bir seyirci dalgasının arasında bir çöp parçası gibi tamamen iradesiz bir halde, evvela öne atılıyor, sonra bir polis ve jandarma reddine çarparak geri geliyor, daha sonra tekrar ileri geri gidiyor, nihayet kalabalığın müşterek hamlesi ile ileri atılıyorduk. Kadıköyünden stadyuma kırk beş dakikada gelmiştim. Büyük kapıdan balkona kadar, münakaşalar, gürültüler, itişmeler, kakışmalar, sıkışmalar ve mütemadi geri tepilmeler arasında tam bir saatte vardık.

    Balkona çıkıp etrafa bakınca müthiş kesafet karşısında “bu ne hal!” demekten kendimi alamadım.

    Kan Ter İçinde Tıklım Tıklım Bir Stadyum

    Saat tam dörtte stadyum içinde barınabilecek ne bir yer, ne bir pencere içi, ne bir ağaç dalı kalmamıştı. Muhakkak ki en kalabalık Galatasaray-Fener maçının üç misli halk vardı. Stadyumda yapılan en kalabalık ecnebi maçı bundan dört sene evvel Slavya-Galatasaray maçı idi. O gün kalabalık rekoru diye 12 bin kişi tespit olunmuştu. O izdiham ile dünkü kalabalığı mukayese edince Fener-Olympiacos maçında dün herhalde 15.000’den fazla seyirci vardı. Bazı zavallı seyirciler yer bulamayınca tribünlerin payandaları üzerine yerleşmişler ve oralarda, rafa konmuş saksı nevinden, yahut komik Şarlo’nun son filminde abideye takılması gibi garip oturuş vaziyetleri icat etmişlerdi. Hava o kadar sıcaktı ki seyircilerin yarıdan fazlası yeleklerini çıkarmışlar ve ellerindeki gazetelerden imal ettikleri yelpazelerine, güneşliklerine rağmen zırıl zırıl terlemeye başlamışlardı.

    Stadyum adam almayınca ve sığınabilecek hiçbir yer kalmayınca herkes birbirini dışarıda değil, içeride tazyike başladı. Duhuliye tarafı ile tribünleri ayıran taş duvar sallanmaya, balkonun altından piste çıkan orta kapı kabına sığmayan seyircilerin tazyiki ile çatır çatır çatırdamaya başladı. Nihayet sağ taraftan fasıla duvarı taş ve tuğla olmasına rağmen paldır küldür yıkıldı ve o taraftaki seyirciler bir kısmı – hikmette ki muvazene-i meyah kaidesine tevfikan!- tribün tarafına taştılar. Birkaç kere polis bu mahreci tıkamaya çalıştı amma mümkün olmadı. O taraftaki halka biraz fazla şiddetli bile davranınca genç talebe kümeleri durup durup bu tarafa aktılar ve nihayet duhuliye ile tribün arasındaki sınıf farkını fiilen ortadan kaldırdılar.

    Esasen nihayet yirmi sekiz bin kişi için yapılmış bir yere 15.000 kişiyi soktuktan sonra tribün, duhuliye saha kenarı diye mevkiler ayırmak -hasılat noktasından müessir olsa bile- intizam noktasından faideli olmazdı. Nasıl ki piste çıkan orta kapıdaki intizamsızlık, tam 24 polisin 3 metre genişliğinde bir kapıyı muhafaza için saatlerce uğraşması şeklinde dehşetli bir manzara halini aldı. Biletlerini alanlar kapının bu tarafından ellerini uzatarak ‘bırakın! Allah aşkına bırakın!’ diye bağırıyorlar, polisler ise kapının öbür tarafından: ‘Olamaz!’ diye haykırıyorlardı.

    Deplasman Seyircileri

    Hele bu esnada Olympiakos ile gelen ve piste çıkmak isteyen Yunanlı seyirciler de epey müşkilata uğradılar. Oynayacakları maçın ehemmiyet ve azametini kalabalık arasındaki itişme ve kakışmalarla daha iyi anladılar. Hakikaten manzara ana baba gününden pek farklı değildi. Kimi: ‘Yahu biletim elimde kaldı, paramla içeri giremiyorum!’ diyor, misafirlerden biri de kapıyı tutmuş kendi arkadaşlarını içeri almak için boyuna:
    – Ela viresi
    – Siga vire pedyamu!
    – Diki maz! Diki maz! diye bağırıyor ve kalabalığın içinden denizde boğulan insanların feryadı kabilinden:
    – Pinkene! Pinkene!
    – Ekselihistiha! apistena pedamu!
    – Sasparakolo! Piso!
    diye tazalumlar işitiliyordu.

    Bu esnada sıcaktan zarıl zarıl terleyen ahali de -alay ihtiyacıyla- en küçük şeylerle eğleniyor, mesela bir sinek uçsa, kahkahadan kırılıyordu. Nasıl ki bir çocuğun boş sahanın ortasına attığı sarı bir oyuncakçı balonu ile – balon havada zıplayıp oynadıkça – halk da gülüp eğlenir. İşte Olympiacos maçı dün garson, berber ve daha binlerce Rum’un da dolup taştığı böyle mahşeri bir kalabalık, cehennemi bir sıcak ve halkın kesif kalabalıkla sıcağın biraz daha gerginleştirdiği derin bir heyecan halet-i ruhiyesi içinde icra edildi.

    Takımlar Sahaya Çıkıyor

    Saat beşte evvela Olympiacos takımı sahaya çıktı. Yazıldığı gibi arkalarında kırmızı-beyaz formalar vardı. Kapıdan girip kalabalığı görünce içlerinden biri iki elini yanaklarına götürüp:
    – Urre pedyamu! Ti kalabalikine! diye hayretini saklayamadı.

    Yunan takımı sahaya çıktıktan sonra parmaklıkların ve tribünlerin önlerine gidip halkı selamladılar ve çok alkışlandılar. Hemen arkalarından Fenerliler ortaya çıktılar ve “Yaşa, var ol, galibiyet isteriz’” seslerine karışan devamlı bir alkış tufanına tutuldular. Güneşin ışığı içinde sarı-lacivert formaları daha güzel parlıyordu. Onlar çelimli, cüsseli, çalak ve seri görünüyorlardı. Fenerlilerin yüzlerinde ise, kendilerini çeviren kalabalığın azametini görünce o derece azametli ve net çetin ve ehemmiyetli bir imtihana çıktıklarını daha iyi anlamış görünüyorlardı. Heyecandan renkleri solmuştu: Fakat hepsi de Yunan sporu gençlerinin en yüksek tezahürü karşısında ve aynı zamanda efendiliğinin tahmil ettiği ağır vazifeye layık olmak emeline er meydanına, ürkeklerin değil erkeklerin meydanına çıktıklarına bariz imanı gözlerinden taşıyor gibiydi. Bütün maç baştan sona kadar Türk’e yakışan misafirperverlik havası içinde, Fener’e yakışan centilmenlikle ve Türk gencinin galebe azmine herkesi hayran bırakan bir hava içinde cereyan etti ve her iki takım birbirleriyle karşılaşmaya hakikaten layık sporculardan mürekkep olduklarını bihakkin gösterdi.

    Nutuk ve bayrak teatisi gibi merasimden sonra para atıldı ve takımlar vaziyetlerini alınca Fener takımının:
    Natık
    Hüsnü-Ziya
    Cevat-Sadi-Reşat
    Niyazi-Alaeddin-Zeki-Muzaffer-Fikret
    şeklinde olduğu anlaşıldı. Fenerbahçe’nin mevcut anasırına ve bugünkü vaziyetine nazaran çıkarabileceği en kuvvetli takım da ancak bu olabilirdi. Buna mukabil Yunanılar da bizzat kendi taraflarının en kuvvetli şekilleri olarak tertip ettikleri kadro ile ortaya çıktılar. Bu kadro şu idi:
    Gramatupulos
    Curentes-Sofros
    Lokos-Pupolos-Koneros
    Terezokis-Tostos-Yorgos-Bailis-Seonudos

    İlk Devre Nasıl Oldu?

    Bir talihsizlik eseri olarak Fener rüzgarı kaybetmiş ve daha büyük bir talihsizlik eseri olarak da aksi rüzgar bu  sıcak havada, birkaç dakikadan beri esmeye başlamış bulunuyordu. Yunanlıların aynı zamanda 4 numaralı küçük bir topla oynamak noktasında ısrar ettikleri de görülüyordu. Nihayet hafif münakaşa bizim dostane kabulümüzle neticelenerek düdük çaldı ve insanın asabını mahvı muzmahil eden heyecanlı maç cereyana başladı.

    Yunanlılar daha ilk hamlede hiç yadırgamamış, hatta karşılarındaki takım kadar bu sahaya sanki alışıkmış gibi oynamaya başladılar. Topa gayet muntazam vuruyorlar, aralarında gayet iyi anlaşıyorlar ve derhal buraya gelen ecnebi ekiplerin en iyilerinden biri oldukları intibaını uyandırmakta gecikmiyorlardı. Oyuna başladıktan sonra, daha beş dakika olmadan iki müessir akın yaptılar ve denebilir ki bizim takımın asabına hakim oldular. Yerini değiştiren takımların daima başına geldiği gibi yadırgamıyorlar, hatta adeta galiba dostluğa mugayir bir şey yapmış olmayayım endişesiyle nefesini tutarak, ses çıkarmaktan korkarak kendilerini seyreden halkımız arasında, kendi halkları arasında oynar gibi rahat oynuyorlardı. Bütün oyunlarına bir şuurun hakim olduğu aşikardı. Birbirleriyle mükemmel paslaşıyorlardı. Topu muntazam sürüşler ve güzel aldatışlarla kendi muhacimlerine verdikten sonra o hatta da sol açıkları, sağ içleri, merkez muhacimleri gibi çok düzgün ve sıkı şut çeken oyuncular ile yenilmesi güç bir rakip hissini uyandırıyorlardı.

    Maçın ilk on beş dakikası onların bu hakimiyetine mukabil bizim çocukların heyecanının fazlalığından bir çok falsolu hareketleri ile geçti. Mütemadi ıskalarız ve en mahir oyuncularımızın bile topa düzgün vuramayışı seyirciyi ne kadar endişeye düşürse yeriydi. Bereket versin ki onların bütün akınları dün hakikaten çok güzel oynayan, canla başla çalışan, birkaç muhakkak golü kurtaran Fener müdafileri Ziya ve Hüsnü’nün, Fener merkez muhacimi Sadi’nin, Fener sol müdafii Reşad’ın gayretleriyle tamamen akim kaldı. 15 dakika bu suretle bocaladıktan sonra Fener takımı müessir akmaya başladı.

    Yunan Kalecinin Hüneri

    Muhaccim hattında bilhassa Alaeddin ve Fikret’in bugün ve hiçbir fırsatı kaçırmamak için azami bir dikkat gösteren Niyazi’nin atılgan ve candan oyunları ile bir iki gol yapmak fırsatı çıktı ise de Yunan kalecisinin çok güzel oyunu sayı yapılmasına imkan bırakmadı. Ancak rüzgarın altında olmadığına ve karşı tarafa nazaran bizim binnisbe falsolu oynamaklığımıza rağmen oyunun beraberlik şeklinde cereyanı ikinci devre için ümit verici bir vaziyet idi. Birinci devre bu şekilde, mütekabil akınlar korveler, neticesiz şutlar, birçok tasalar ve sayısız çalımlar içinde durgun, hadisesiz geçti.

    İkinci Yarı

    İkinci devrede kaleler değişti. Fakat bu sefer de, demin talihsizlik eseri olarak çıkan rüzgar kesildi. Onlar müessir bir akın yaptılar, kalenin önüne geldiler ve orada, sol içleri üç dört metreden çok mükemmel bir gol fırlattı, topu auta atmak sureti ile – Bereket versin! – heder etti. 15.000 kişinin:
    – Ooooohhh! diye nasıl derin bir nefes aldığı görülecek şeydi. Halk, lisanıhal ile, Yunan sol içine, adeta:
    – Hay allah senden razı olsun! demek ister gibi garip bir ifade idi.

    Bunu müteakip Fenerliler tehlikeyi yakından duymuş adamların endişe ve heyecanlı daha düzgün daha canlı, daha azimkar oynadılar ve Olympiacos’un yaman bir kalecisinin muhafazası altına bırakılmış kalesine doğru akın üzerine akın yaptılar. Bu esnada Fikret’in cidden emsalsiz ve derin golü bu şutunu Yunan kalecisinin nasıl kurtardığına, kurtarabildiğine, hala kaleci kurşun gibi gelen topu yaman bir uzanışla direk hizasında ve havada yakaladı ve gol diye bağırmaya hazırlananların ağzı hayretten açık kaldı. Bunun arkasından Olympiacos kalesi gene sıkı bir akına uğradı ve bu sefer de Niyazi’nin tutulmaz bir kafa vuruşunu aynı kaleci aynı derece müşkül bir hareketle yakaladı.

    İkinci devrenin 35’inci dakikasında vaziyet bu şekilde cereyan ederken ve Yunanlı kaleci en sıkı şutları böyle tutup söndürüverirken herkese de:
    -Anlaşıldı, berabere kalacağız! fikri gelmeye başlamış gibiydi.

    Evet… Bu esnada, ümidin sallandığı bu sırada idi ki, Alaeddin ah canım Alaeddin! İkinci devrenin tam 38’inci dakikasında bizim kale önünden kaptığı topla kedinin makara ile oynaması kabilinden ve nasıl yaptığına bir türlü akıl ermeyen garip bir takım çalımlar yaparak ve karşısına çıkan Yunanlılar’ı geçip atlayarak, Olympiacos kalesinin 20 metre mesafesine geldi ve oradan, topu durdurtmadan (Yaradana sığındım!) diye öyle bir çekiş çekti ki topun Yunan kalesine girmesi ile Yunan kalecisinin kederinden düşüp bayılması ve ortalığın (gol!) diye bayram yeri gibi bir türlü sevinç çınlama sesleri arasında bir oldu.

    Kazandık!

    Stadyumda dünkü maçın 38’inci dakikasında tesadüfen bu tarihi manzarası görülecek şeydi ve denilir ki, Alaeddin o golü takımının yenme azmini birdenbire nefsinde canlandırmak suretiyle ve emsalsiz bir zafer hizile tahakkuk ettirdi. Çünkü bu kadar güzel bir gol, ancak o kadar yüksek bir duygu ve gayretin eseri olabilirdi.

    Hülasa efendim.. Yesü kederinden bayılan Yunan kalecisi ancak beş dakika sonra kendisine gelebildi ve oyunun mütebaki kısmı ümitsizliğe duçar olan Yunanlıların neticesiz uğraşmalarıyla geçerek Olympiacos cenapları Fenerbahçe’ye karşı 1-0 mağlup olarak sahayı – dostluk iyi amma, dayanamayıp bir haibü hasir kelimesi kullanacağım – terletip dün 15.000 kişilik münevver bir kalabalığın önünde Türk’ün göğsünü kabartacak derece yüksek oyun ve yüksek efendilik, centilmenlik gösteren Fenerbahçeli arkadaşlarımı candan tebrik eder ve Yunanlı dostlarımıza da:
    – Üzülmeyin dostlar – meşhur Slavya da bu takıma tıpkı sizin gibi 1-0 yenilmişti. Bu az bir teselli de değildir! derim..

    Ali NACİ

    Fenerliler Yunanlıları Nasıl Yendiler?
    Fenerliler Yunanlıları Nasıl Yendiler?
  • Bir “Zorunlu Bağış” Hikayesi

    Bir “Zorunlu Bağış” Hikayesi

    Salgın günlerinin gündem maddelerinden biri de toplanan bağışlar… Bağış toplamak, bundan 99 sene önce, tıpkı bugünkü gibi, devletin başvurduğu finansal çözümlerden biriydi. Başkent İstanbul’un içinde bulunduğu zor günlerde, Fenerbahçe’nin şampiyonluk maçından önce Dahiliye Nezareti’nden verilen talimat bir “zorunlu bağış” hikayesi olarak, bu yazının konusu oldu ve sizlerle buluştu.

    1921… Osmanlı İstanbul’u tarihinin en zor günlerini geçiriyordu. Dünya savaşından yenik çıkan ülkenin batısı şehir şehir işgal edilmeye başlanmıştı. 1919 Mayıs’ında İzmir ile başlayan işgal hareketleri, 1920 yılı başlarında Trakya’nın kademe kademe işgali ile devam etmiş, 16 Mart’ta ise başkent İstanbul ile sonlanmıştı.

    Osmanlı’nın 500 yıldır hüküm sürdüğü Rumeli topraklarında kayda değer sayıda vatandaşı yaşıyordu. Topraklar genişledikçe buralara yerleştirilen müslüman halk, toprak kayıplarından sonra Trakya üzerinden Batı Anadolu’ya ve İstanbul’a doğru göç etmeye başladılar. 1912 Balkan savaşlarından sonra başlayan bu göç hareketleri böylece 1920 sonrası işgal altındaki başkentin en büyük sorunlardan biri haline geldi. İstanbul’da çok sayıda Rumeli göçmeni perişan ve umutsuz halde, gelecek kaygısı ile yaşamaya çalışıyordu.

    İstanbul’da Göçmenler

    Devlet bu sorunu çözmek için bir organizasyon kurma ihtiyacı hissetti. Göçlerin kayda değer bir sorun olmaya başladığı 1912 yılında kurulan ve o günün içişleri bakanlığına bağlı çalışan “Muhacirin Müdüriyet-i Umumisi”; Anadolu’ya geri dönen ve “muhacirin” diye adlandırılan göçmenlerin barınmalarını sağlamak ve temel ihtiyaçlarını gidermekle görevli olan tek yetkili kurumdu.

    İstanbul doğal olarak ülke futbolunun merkezi konumundaydı. Futbol, savaş yıllarında ara ara sekteye uğrasa da insanların ilgisini hiç kaybetmemişti. 1921 yılında kulüpler şampiyonluk mücadelesini başlıca 2 ayrı organizasyonda sürdürüyorlardı. O sene, 1915’te oynanmaya başlanan “Cuma Ligi”nin 6. sezonuydu. Cuma ligi dışında kalan takımların oluşturduğu “Pazar Ligi”nin ise ilk sezonu oynanmıştı. Cuma Ligi’ni Galatasaray’ın önünde birinci bitiren Fenerbahçe ile Pazar Ligi’ni Beşiktaş’ın önünde tamamlayan İttihatspor “İstanbul Şampiyonu” olabilmek için mücadele edeceklerdi.

    İstanbul halkının merakla beklediği yılın spor müsabakasının, göçmenler için kaynak arayan “Muhacirin Müdüriyet-i Umumisi”nin dikkatini çekmesi çok zaman almadı. İşgal altındaki şehirde, devletin elindeki kısıtlı kaynaklar göçmenlerin ihtiyaçlarını gidermeye yetmiyordu. Para lazımdı ve o dönemde para bulmak gerçekten zordu. Bu şartlar altında Müdüriyet-i Umumi, maçın yapılacağı bugünkü Fenerbahçe Stadı’nın idare olarak bağlı olduğu Kadıköy’ün “Belediye Dairesi”ne resmi bir “tezkere” gönderdi. Tezkere, “Ahval ve hadisat-ı malum dolayısıyla dersaadete ilticaya mecbur olan miktarı pek mühim muhacirin-i islamiyenin ihtiyaçlarının esbabınca isti’mal etmek üzere” diye başlıyordu. Günümüz Türkçesi ile sözü edilmek istenmeyen toprak kayıplarından dolayı başkente göç etmek zorunda kalan müslüman göçmenlerin ihtiyaçlarının gereğince giderilmek için kullanılmak üzere zorunlu bir bağış emrini içeriyordu.

    Muhacirin Müdüriyet-i Umumisi, maçın göreceği ilgiden o kadar emindi ki, emrin yerine getirilmesi için gereken koşulları da tezkereye ekleyerek işi şansa bırakmak istemedi. “İttihad Spor ve Fenerbahçe Spor Kulüpleri’nce Kadıköy’de oynanacak müsabakanın hasılatından, müsabakanın icrasına imkan bırakacak derecede meblağın ayrılıp kalanının saltanat arabalarıyla nakledilmesi için icab edenlerin itası” cümlesi ile maçtan elde edilen gelirin, maçın oynanması için gerekli masraflar yapıldıktan sonra, önceden hazır edilecek saltanat arabalarıyla taşınması öngörülüyordu.

    Maç Günü

    Takımların şampiyonluk, devletin ise hasılat için sabırsızlıkla bekledikleri gün, 17 Ağustos 1921, gelip çattı. Maçı, Süleymaniye Kulübü’nden Zeki Bey idare edecekti. Fenerbahçe rakibi İttihatspor karşısına,  Şekip, Galip, Hasan Kamil, Fahir, İsmet, Ethem, Ömer, Boldin, Zeki Rıza, Alaeddin ve Sabih 11’i ile çıktı. Akşam gazetesinin haberine göre maçta “her taraftan gelip stadı dolduran binlerce kişilik büyük bir kalabalık” vardı. Muhacirin Müdüriyeti hasılat öngörüsünde haklı çıkmıştı.

    Sarı-Lacivertliler maça hızlı başlayarak ilk yarıyı Zeki Rıza’nın golleri ile 2-0 önde kapadı. İkinci yarıya hızlı başlayan taraf ise İttihatspor oldu. Maçtan sonra basının övgüsüne layık görülen Bekir, 5 dakika içinde attığı iki gol ile skoru 2-2’ye taşımayı başardı. Son yarım saate girilirken şampiyonluk maçı isminin hakkını verir hale gelmişti. Bu heyecan atılan bir golle son buldu. Dakikalar 77’yi gösterirken topu ağlara gönderen kişi Sabih, şampiyon ise maçı 3-2’lik skorla kazanan Fenerbahçe’ydi.

    Çok değil, 1900’lerin başında, oynayanların suçlu sayıldığı futbol artık devletin gerektiğinde bağış yoluyla gelirine ortak olduğu toplumsal bir öğe haline gelmişti. Spor tarihimizde tespit edilen ilk “zorunlu bağış”ın uygulandığı maçın taraflarından Fenerbahçe ise işgalin ilerleyen günlerinde sadece İstanbul halkına değil, tüm ülkeye umut veren mücadelesini sahalarda sürdürecek ve bu “umut mücadelesi” hiç bitmeyecekti.

    Barış KENAROĞLU / Bir “Zorunlu Bağış” Hikayesi

    Not : Aşağıdaki gazete kupürü maçın ertesi günü, 18 Ağustos 1921 günü yayınlanan Akşam gazetesinden… Soldaki fotoğraf Fenerbahçe’nin ağabey-kardeşi Hasan Kamil Sporel ve Zeki Rıza Sporel. Sağdaki ise İttihatspor’un Fenerbahçe çıkışlı müthiş futbolcusu “Bombacı” Bekir Rafet Teker.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Bir "Zorunlu Bağış" Hikayesi
    Bir “Zorunlu Bağış” Hikayesi