Etiket: Muhafızgücü

  • Erkek Voleybol Şampiyonlukları

    Erkek Voleybol Şampiyonlukları

    Kadın voleybol şampiyonluklarından sonra sırada Fenerbahçe’nin belki de yakın tarihi süreçteki en cefakar/başarılı şubesinin başarıları; erkek voleybol şampiyonlukları var.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Not: Voleybolda olduğu gibi basketbolda da eskiden düzenlenen Türkiye şampiyonlukları yok sayılıyor. Bunların da çalışıldığı ve listeye alındığı günleri göreceğiz.


    Türkiye Şampiyonlukları

    • 11 – Eczacıbaşı
    • 9 – Halkbank
    • 5 – Fenerbahçe
    • 4 – Galatasaray
    • 4 – Arkas
    • 3 – İ.E.T.T.
    • 3 – Netaş
    • 3 – Arçelik
    • 3 – Erdemir
    • 2 – Ziraat Bankası
    • 1 – Muhafızgücü
    • 1 – Boronkay

    Türkiye Kupası

    • 8 – Halkbank
    • 4 – Netaş
    • 4 – Fenerbahçe
    • 3 – Eczacıbaşı
    • 3 – Arkas
    • 2 – Arçelik
    • 2 – SSK
    • 1 – Sönmez Flament
    • 1 – Ziraat Bankası
    • 1 – Spor Toto

    Şampiyonlar Kupası

    • 4 – Fenerbahçe
    • 4 – Halkbank
    • 3 – Ziraat Bankası
    • 1 – İstanbul Büyükşehir Belediye
    • 1 – Galatasaray

    Toplam Kupa Sayısı

    21 – Halkbank
    14 – Eczacıbaşı
    13 – Fenerbahçe
    7 – Arkas
    7 – Netaş
    6 – Ziraat Bankası
    5 – Galatasaray
    5 – Arçelik
    3 – İ.E.T.T.
    3 – Erdemir
    2 – İstanbul Büyükşehir Belediye
    2 – SSK
    1 – Muhafızgücü
    1 – Boronkay
    1 – Sönmez Flament
    1 – Spor Toto


    Türkiye Ligi Şampiyonlukları

    Türkiye Ligi SezonuŞampiyon
    1970-1971Galatasaray
    1971-1972İ.E.T.T.
    1972-1973İ.E.T.T.
    1973-1974İ.E.T.T.
    1974-1975Muhafızgücü
    1975-1976Eczacıbaşı
    1976-1977Boronkay
    1977-1978Eczacıbaşı
    1978-1979Eczacıbaşı
    1979-1980Eczacıbaşı
    1980-1981Eczacıbaşı
    1981-1982Eczacıbaşı
    1982-1983Eczacıbaşı
    1984-1985Eczacıbaşı
    1985-1986Eczacıbaşı
    1986-1987Galatasaray
    1987-1988Galatasaray
    1988-1989Galatasaray
    1989-1990Eczacıbaşı
    1990-1991Eczacıbaşı
    1991-1992Halkbank
    1992-1993Halkbank
    1993-1994Halkbank
    1994-1995Halkbank
    1995-1996Halkbank
    1996-1997Netaş
    1997-1998Netaş
    1998-1999Netaş
    1999-2000Arçelik
    2000-2001Arçelik
    2001-2002Erdemir
    2002-2003Arçelik
    2003-2004Erdemir
    2004-2005Erdemir
    2005-2006Arkas
    2006-2007Arkas
    2007-2008Fenerbahçe
    2008-2009İstanbul Büyükşehir Belediye
    2009-2010Fenerbahçe
    2010-2011Fenerbahçe
    2011-2012Fenerbahçe
    2012-2013Arkas
    2013-2014Halkbank
    2014-2015Arkas
    2015-2016Halkbank
    2016-2017Halkbank
    2017-2018Halkbank
    2018-2019Fenerbahçe
    2019-2020Yapılmadı
    2020-2021Ziraat Bankası
    2021-2022Ziraat Bankası

    Türkiye Kupası Şampiyonlukları

    Türkiye KupasıŞampiyon
    1988-1989Sönmez Flament
    1989-1990Eczacıbaşı
    1990-1991Eczacıbaşı
    1991-1992Halkbank
    1992-1993Halkbank
    1993-1994Netaş
    1994-1995Eczacıbaşı
    1995-1996Halkbank
    1996-1997Netaş
    1997-1998Netaş
    1998-1999Netaş
    1999-2000Arçelik
    2000-2001Arçelik
    2001-2002SSK
    2002-2003SSK
    2003-2004Yapılmadı
    2004-2005Yapılmadı
    2005-2006Yapılmadı
    2006-2007Yapılmadı
    2007-2008Fenerbahçe
    2008-2009Arkas
    2009-2010Ziraat Bankası
    2010-2011Arkas
    2011-2012Fenerbahçe
    2012-2013Halkbank
    2013-2014Halkbank
    2014-2015Halkbank
    2015-2016Yapılmadı
    2016-2017Fenerbahçe
    2017-2018Halkbank
    2018-2019Fenerbahçe
    2019-2020Yapılmadı
    2020-2021Spor Toto
    2021-2022Arkas
    2022-2023Halkbank

    Şampiyonlar Kupası

    Şampiyonlar KupasıŞampiyon
    2008-2009İstanbul Büyükşehir Belediye
    2009-2010Ziraat Bankası
    2010-2011Fenerbahçe
    2011-2012Fenerbahçe
    2012-2013Halkbank
    2013-2014Halkbank
    2014-2015Halkbank
    2015-2016Yapılmadı
    2016-2017Fenerbahçe
    2017-2018Halkbank
    2018-2019Galatasaray
    2019-2020Fenerbahçe
    2020-2021Ziraat Bankası
    2021-2022Ziraat Bankası
  • Canlı Yapraklar – IX

    Canlı Yapraklar – IX

    Fenerbahçe tarihinin hâmisi Dr. Rüştü Dağlaroğlu‘nun 1954-1955 yıllarında Akşam gazetesinde yayınlanan ve 1957 kitabının öncülü olarak yazılarını kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu‘nun müsaadesiyle sitemizde yayınlıyoruz. Huzurlarınızda “Canlı Yapraklar – IX” : 1924 yılından geliyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Spor Tarihimizden Canlı Yapraklar – IX

    1921 deki müracaatımız üzerine FIFA bizi 1923 Mayısında Cenevre’deki ilk toplantıda ittifakla üyeliğe kabul etmişti. Artık beynelmilel teşkilâta giren Türkiye için Olimpiyatlara katılmak imkânı sağlanmış oluyordu. Fakat bu iş için gereken para nereden temin olunacak ve bunu kim verecekti?

    İstiklal savaşından elde harap ve perişan bir yurt, çok fakir ve yorgun bir millet olarak çıkmıştık, Henüz kurulmuş Cumhuriyet hükümeti o müşkül duruma ve çok dar bütçesine rağmen gençliğin imdadına koştu ve Paris Olimpiyatlarına iştirak edebilmemiz için 50 bin lira verdi.

    Olimpiyatlarda katılacağımız 4 branştan biri futbol idi.

    Futbol memleketimizin en revaçta sporu olmak mevkiine yükselmişti. Türk gençlerinin ve bilhassa Fenerbahçe’nin karanlık mütareke senelerindeki fasılasız ecnebi zaferleri halkımız üzerinde futbola karşı büyük alâka ve sevgi yaratmıştı. İşte; bugün futbolun memleketimizde en çok sevilen ve alâka çeken spor olmasının ilk sebebini o karanlık işgal senelerinde milletimizin yegâne teselliyi o devrin ruhlu, azimkâr ve yenilmez takımı Fenerbahçe’nin düşman takımlarına karşı kazandığı zaferlerde aramak hakikatin ifadesi olur. Hatta Maarif Vekili merhum Necati Bey Olimpiyatlar tahsisatının ayrılması münasebetiyle Aralık 1923 te Türkiye Milli Olimpiyat Cemiyeti’ne yolladığı bir telgrafta (Gençlerimizin yabancı takımlar karşısında kazandıkları muvaffakiyetlerin Anadolu’da uyandırdığı memnuniyet) ten bahsetmekle devirdeki Fenerbahçe zaferlerinin tesir ve şümul derecesi hakkında mükemmel bir fikir vermişti.

    Türk gençlerinde futbola karşı görülen fevkalâde fıtri istidadın neticesi olan başarılar hakikaten iftihar olunacak derecede idi. Ecnebi takımlar Türk futbolcularının ferdi kudret ve kabiliyetleri önünde takdirlerini gizlemiyorlar, hele bu pür amatör gençlerin henüz bir antrenör yüzü görmediklerini öğrendikleri zaman hayretler içinde kalıyorlardı. Filhakika, o zamanlar fedakâr mensuplarının feragatli gayretleriyle bin bir yokluk içinde varlık yaratan kulüplerimiz için ecnebi mütehassıslara sahip olmak bir hayal idi.

    Futbolumuz yeni yeni, o da küçük bir yüzdelik olarak, bazı kulüplerimize para getiriyor, bununla da forma, pantolon, ayakkabı, top gibi bir takımın ilk ihtiyaçları ancak karşılanabiliyordu. Birinci lige dâhil ekseri kulüplerimiz için bile (antrenman) diye bir mevzu yoktu.

    Sahalara, on beş günde veya üç haftada bir maçtan maça çıkılırdı. Bir iki kulüp eğer haftada bir gün, o da bazı azalarıyla, antrenman yapmak mazhariyetine erişebiliyor idiyse onların da antrenörleri ya takım kaptanları veya daha yaşlı idealist bir ağabeyleri idi.

    Hulasa, amatörlük bütün ruh ve candan ihtişamıyla Türk futbolunda hâkimdi.

    Fakat fıtri istidat ve şahsi kabiliyetlerin ilk defa katılacağımız Olimpiyatlarda başarı için kâfi gelemeyeceği takdir olunuyordu. Türk futbolunu mütehassis bir ecnebi antrenör elinde ve metodik bir çalışma sonunda ferdilikten kurtarıp cemi bir spor hüviyetine sokmak artık bir vecibe olmuştu. Türk olsun, yabancı olsun her sporsever bunda gecikmenin günah olduğunda müttefiktiler.

    Futbol Federasyonu, 50 bin liralık tahsisatın da sağladığı imkânla, 1924 Paris Olimpiyatlarına gidecek kadromuzu seçmek ve ona ahenk ve beraberlik sağlamak için tecrübeli bir antrenör temini işine girişti ve Billy Hunter adlı 45 yaşlarında İskoçyalı bir zat 6 ay için angaje edildi.

    Hanter, milli takımdaki, 6 aylık müddetini ikmal ettikten sonra 4 yıl da Galatasaray’ı çalıştırmış ve bu kulübümüzü 4 yıl İstanbul şampiyonu yapmıştır. Bir ecnebi antrenörünün teknik kabiliyeti kısmen ve nispeten zayıf bir takımımızı çalıştırdığı müddet içinde mütemadiyen şampiyon çıkarması, Türk kulüplerinin ecnebi hocalara ne kadar muhtaç oldukları ve buna kavuştukları gün ne büyük muvaffakiyetler gösterebilecekleri hakkında mükemmel bir fikir vermiş ve bu tecrübeye bütün Türk kulüplerince 4 yıl gıpta ile şahit olunmuştu. 200 lira maaşına kesesinden ödemek suretiyle Hunter’ı 4 yıl Galatasaray’a kazandırmış olan prens Ali Haydar bey merhumun bu suretle Türk futboluna da ettiği hizmetin pek büyük olduğunu kabul etmek gerekir.

    Hunter İstanbul’a geldikten sonra bir müddet kulüplerimizin maçlarını seyretti. Müteakiben de yapılan seçme müsabakalarında hazır bulunup 30 kişilik bir kadro ayırdı. İşte, bu kadro 5 Nisan 1924 ten itibaren şimdiki Fenerbahçe stadında kampa alınmıştır.

    Antrenör Hunter ferdi kıymet ve kabiliyetlerini beğendiği fakat takım halinde zayıf bulduğu futbolcularımıza bu tarihten itibaren kampta bir ay ameli ve nazari dersler vermiş, ferdi ve cemi bütün antrenman şekillerini talim ve tatbik ettirdikten sonra kafile 8 Mayısta Paris’e hareket etmiştir.

    İşte, yukarıdaki resim futbol tarihimizin ilk milli takım kampında ilk ecnebi antrenör nezaretindeki çalışmaların bir sahnesini canlandırıyor. Hunter ortadaki beyaz pantolon ve beyaz gömlekli zattır. Top kontrolünü arttırmak için baytar Kâmil’e Fenerbahçe stadında şimdiki büyük beton tribünün arkasında direk talimleri yaptırmaktadır.

    Baytar Kâmil futbolümüzde (cambaz) lakabıyla maruf olup Fenerbahçe’nin Birinci Dünya Savaşından sonraki kadrosunda haf oynardı. Bilâhare, İstiklâl Harbine katılmak üzere, Anadolu’ya gitmiş, futbola Muhafızgücü’nde devam etmiştir. Seçme müsabakalarında antrenör tarafından beğenildiğinden kampa alınmıştı. Olimpiyatlara götürülen baytar Kâmil Milli Takımımızın 1924 şimal turnesinde Finlandiya ve Estonya’ya karşı soliç merkiinde ikl defa milli olmuş kıymetli futbolcülerimizdendir.

    Resmin sol tarafındaki sırtı dönük zat bilâhare Futbol Federasyonu Başkanlığı vazifesini yapan Altınordulu Hamdi Emin (ÇAP) tır. O sıralarda Federasyon ikinci reisi idi.

    Sağda baytar Kâmil’in idmanlarını dikkatle takip eden kendi talim sıralarını bekleyen iki genç futbolcu ise Fenerbahçe ve Milli Takımımızın meşhur sağaçıkları Bedri (GÜRSOY) ve Sabih (ARCA) dırlar. Bu iki fevkalâde açıktan Bedri (12), Sabih de (9) defa enternasyonal olmuşlardır.

    (Gelecek resim ve yazı: 32 yıl önceye ait bir Fenerbahçe – Süleymaniye lig maçıdır.)

    Rüştü Dağlaroğlu – 22 Mayıs 1954 – Akşam Gazetesi

  • Gazi’nin Fenerbahçe Kadrosu

    Gazi’nin Fenerbahçe Kadrosu

    1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk‘ün huzurunda maç yapmak için Bursa’ya giden Fenerbahçe takımında kimlerin olduğunu uzun zamandır arıyorduk. Meğer cevap burnumuzun dibinde, yine dönemin gazetelerinde imiş. Fenerbahçe tarihinde bir ilk’e daha imza atmanın gururuyla; huzurlarınızda Gazi’nin Fenerbahçe kadrosu…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Gazi’nin Huzurunda

    Fenerbahçelilerin Bursa’da İcra Ettikleri Maç

    Fenerbahçeliler Maçlarını Lütfen Seyreden Büyük Gazi’ye Arz-ı Tazimat Ettiler

    Büyük Gazi şerefine Fenerbahçeli futbolcularla Bursa muhtelit takımı arasında bir maç icra etmek üzere Fenerbahçelilerin dün sabah hareket ettiğini haber vermiştik. Fenerbahçeliler dün öğle üzeri Bursa şehrine vasıl olmuşlar ve orada Bursa mıntıkasına mensup sporcular tarafından istikbal edilmişlerdir. Fenerbahçelilerin “Kınalıada” vapuruyla icra ettikleri bu seyahate kulübün birinci, ikinci, üçüncü futbol takımları azasıyla tenis ve denizcilik şubesi mensupları ve kulüp müessislerinden yirmi kişi iştirak etmiş ve bu suretle Fenerbahçeliler altmış beş kişilik bir kafile teşkil eylemiştir. Bursa’da Fenerbahçeliler Bursa’da bulunan Ankara Muhafızgücü oyuncularının teşkil ettiği Ankara-Bursa muhtelit takımıyla karşılaşmışlardır. Bu maçta Fenerbahçe takımı şu suretle teşekkül etmiştir:

    Hüsnü, Füruzan, Suat, Ulvi, Ragıp, Selahaddin, Seyfi, Şekip, Sedat, Şahap, İhsan

    Birinci haftaymda Ankara-Bursa muhteliti bir gol yapmış ve ikinci haftaymda Fenerbahçe’den Sedat Bey bir gol yaparak maç beraberlikle neticelenmiştir.

    Gazi Paşa Hazretleri, dokumacılık fabrikasının vaz-ı esas resminde hazır bulunduktan sonra, Fenerbahçe-Bursa muhtelit maçına gitmek üzere elektrik fabrikasının ziyaretini vakt-i ahire talik ettiklerini Vali Bey vasıtasıyla bildirmişler ve Atıcılar’ı teşrif ederek futbol müsabakasını tribünlerin yanındaki mahal-i mahsustan temaşa buyurmuşlardır.

    Gazi Paşa Hazretlerinin idman mahallini teşrifleri esnasında Fenerbahçeliler tarafından müşarünileyhe arz-ı tazimat edilmiş ve otomobillerinin etrafını saran sporcularımız tarafından resm-i selam ifa olunmuştur. Fenerbahçeli gençler müsabakayı müteakip Mudanya’ya gitmişler ve geceleyin “Kınalıada” vapuruyla İstanbul’a avdet eylemişlerdir.

    2 Ekim 1925 – Akşam Gazetesi (Gazi’nin Fenerbahçe Kadrosu)


    Not: Fenerbahçe de birinci, ikinci ve üçüncü takımdan oluşan bir kadro olduğu için oyuncuları ancak tahmin edebiliyoruz. Muhtemelen Hüsnü Teoman, Füruzan Şansal, Suat Belgin, Ragıp Ziya Mağden, Şekip Kulaksızoğlu, Sedat Taylan ve Şahap Moltay olacak…

  • Ahmet Özkan Arşivi

    Ahmet Özkan Arşivi

    Türkiye’de kişisel arşivine sahip çıkabilmiş, daha doğrusu bunu önemsemiş çok az sporcu var. Fenerbahçe voleybol tarihinin önemli oyuncularından Ahmet Özkan da bu “az sayıdaki” büyük kıymetlerden biri… Kendisinin teveccühü sayesinde çok değerli fotoğraf ve gazete kupürlerine eriştiğimiz Ahmet Özkan arşivi, 1963 yılında masa tenisi ile başlayan bir sporculuk kariyerinin voleybolda ne denli zaferlere kavuştuğunu anlatan, müthiş bir kronolojinin kapısını aralıyor bize.

    Fenerbahçe’nin namağlup İstanbul ve Türkiye Şampiyonu Genç Voleybol Takımı’nın değişmez oyuncusu, akabinde A takımın yıldızı, millî sporcu ve Türk spor camiasının kıymetli bir yöneticisi olan Ahmet Özkan’ın arşivi de kayıplardan nasibini almış. Fakat geri kalan fotoğrafların bir gün ortaya çıkacağı ümidiyle, şimdilik aşağıda göreceklerinizi sizinle paylaşmaktan ötürü gururluyuz…

    Ahmet ağabeye bu kıymetli koleksiyonun dijitalleştirilmesine fırsat verdiği ve özellikle bizimle paylaştığı için bir kez daha sonsuz teşekkür ediyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Güncelleme: Aradan tam bir sene geçti ve kıymetli büyüğümüz Ahmet Özkan, bize, Fenerbahçe ve Türk spor tarihine elli kadar daha fotoğraf armağan etti. Hızlıca dijitalleştirip sizlerle paylaşmak istedik. Zamanla altlarına tek tek detayları da yazacağız. Ayrıca Ahmet Özkan’ın sevgili eşi, Fenerbahçeli voleybolcumuz Handan Mutluol Özkan’ın da iki fotoğrafı var arşivde. Bu çok güzel iki resim de ayrı bir sürpriz oldu bize… Tekrar sonsuz teşekkürlerimizle…


    Ahmet Özkan Fotoğraf Albümü

    Handan Mutluol Özkan Arşivinden

    Fotoğraflar

    Fotoğraf-1: T.C. Başbakanlık Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü – Erkekler Masa Tenisi Türkiye Birincisi   Kartı (Ön Yüz)

    Fotoğraf-2: T.C. Başbakanlık Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü – Erkekler Masa Tenisi Türkiye Birincisi   Kartı (Arka Yüz)

    Fotoğraf-3: 1966 Türkiye Gençler “Namağlup” İstanbul ve Türkiye Şampiyonu kadrosundan. Deniz Esinduy, Ahmet Tarlan, İsmail Vuran, Ahmet Özkan.

    Fotoğraf-4: Fenerbahçe İstanbul şampiyonu ilk altısı: Şemsi Üstündağ, Deniz Esinduy, Ahmet Özkan, Özcan Sarıtürk, Yüksel ve Gün Erte

    Fotoğraf-5: 1964-1965 sezonu Fenerbahçe Genç Voleybol Takımı. Soldan Sağa Üst Sıra: Nejat Çankaya, Gürhan Tükel, Işık, Yönetici Maral Yaşar, ?, Taner Ertuğ, Ahmet Özkan. Alt Sıra: İsmail Vuran, İbrahim Vuran, Ahmet Tarlan, Çetin, ?, Deniz Esinduy

    Fotoğraf-6: 1964-1965 sezonu. Fenerbahçe Genç Voleybol Takımı’nın 3-1 kazandığı Galatasaray maçı öncesi. Soldan sağa: Deniz Esinduy, İbrahim Vuran, Mehmet Toydemir, İsmail Vuran, Ahmet Tarlan, Ahmet Özkan

    Fotoğraf-7: 1965-1966 sezonu Fenerbahçe takım kaptanı Deniz Esinduy, Türkiye Gençler Şampiyonluk Kupası’nı alırken.

    Fotoğraf-8: 1965-1966 sezonu Haydarpaşa Lisesi okul takımı. Fenerbahçeliler: 3 Numara Sermet Hotiç, 10 Numara Ahmet Özkan, 6 Numara Deniz Esinduy

    Fotoğraf-9: Deniz Esinduy 1966 yılında ilk kez Millî takımda.

    Fotoğraf-10: 1966 İzmir Gençler Balkan Şampiyonası Kadın ve Erkek Milli takımları kamp esnasında.

    Fotoğraf-11: 1966 yılı Avrupa Gençler Şampiyonası’nda mola esnasında. Ahmet Özkan, Şemsettin Üstündağ, Özcan Sarıtürk, Deniz Esinduy.

    Fotoğraf-12: 1965-1966 sezonu İstanbul Şampiyonu Fenerbahçe Genç Voleybol Takımı. Soldan sağa üst sıra: Işık, Sermet Hotiç, Antrenör Hilmi Tükel, Mehmet Toydemir, İsmail Vuran, Ahmet Özkan. Alt sıra: Deniz Esinduy, Ahmet Tarlan, Orhan, İbrahim Vuran.

    Fotoğraf-13: 1967-1968 sezonu Fenerbahçe voleybol A takımı ilk altısı. Yüksel Doğan, Özcan Sarıtürk, Mehmet Toydemir, İsmail Vuran, Deniz Esinduy, Ahmet Özkan.

    Fotoğraf-14: 1969-1970 sezonu. Bir müsabaka sonrasında Muhafızgücü takım kadrosu.

    Fotoğraf-15: 1968-1969 sezonu Fenerbahçe A takım kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: İbrahim Vuran, Çetin, Gün Erte, Özcan Sarıtürk, Yüksel Doğan. Oturanlar: Şemsettin Üstündağ, Ahmet Özkan, Deniz Esinduy, Ahmet Tarlan.

    Fotoğraf-16: 1971-1972 sezonu. İETT-Kolej müsabakasından bir enstantane.

    Fotoğraf-17: 1966-1967 Fenerbahçe A takımı ilk altısı. Ayaktakiler: Özcan Sarıtürk, İbrahim Vuran, Mehmet Toydemir. Oturanlar: Deniz Esinduy, İsmail Vuran, Ahmet Özkan.

    Fotoğraf-18: 1967-1968 sezonu Fenerbahçe A takım kadrosu. Ayaktakiler: Ahmet Özkan, Çetin, Özcan Sarıtürk, Hilmi Tüker, Mehmet Toydemir, Yüksel Doğan. Oturanlar: İbrahim Vuran, Teoman Hakkut, Deniz Esinduy, İsmail Vuran, Şemsettin Üstündağ.

    Fotoğraf-19: Avrupa Gençler Şampiyonası’nda Macaristan’a giden Genç Erkek Milli Takım kadrosu.

    Fotoğraf-20: Soldan sağa üst sıra: Hilmi Tüker, Şemsettin Üstündağ, Özcan Sarıtürk, Yüksel Doğan, İbrahim Vuran, İsmail Vuran, Ahmet Özkan, Nusret Vuran. Oturanlar: Çetin, Nejat Çankaya, Ahmet Tarlan, Gün Erte, Deniz Esinduy, Mehmet Toydemir.

    Fotoğraf-21: Milli Takım kampında.

    Fotoğraf-22: 1965-1966 sezonu İstanbul ve Türkiye Şampiyonu Fenerbahçe Genç Voleybol takımı. Soldan sağa ayaktakiler: Mehmet Toydemir, İbrahim Vuran, Taner, İdareci Nusret Vuran, Ahmet Tarlan, Deniz Esinduy, Ahmet Özkan. Oturanlar: İsmail Vuran, Işık, Antrenör Hilmi Tükel, Orhan, Nejat Çankaya

    Fotoğraf-23:

    Fotoğraf-24: Voleybol liginde Beşiktaş ile zorlu bir mücadele yapacak olan Fenerbahçe voleybol takımı bir maçta önce görülüyor.

    Fotoğraf-25:

    Fotoğraf-26: 1967 senesi Fenerbahçe voleybol takımı. İstanbul Şampiyonu olan kadrosu.

    Fotoğraf-27: Soldan sağa ayaktakiler: Mehmet Toydemir, Deniz Esinduy, İbrahim Vuran, Ahmet Özkan. Oturanlar: Ahmet Tarlan, Hilmi Tükel, İsmail Vuran.

    Fotoğraf-28:

    Fotoğraf-29: Soldan sağa ayaktakiler: Deniz Esinduy, Nejat Çankaya, Hilmi Tüker, Sermet Hotiç, Ahmet Özkan, Mehmet Toydemir. Oturanlar: Taner Ertuğ, Ahmet Tarlan, İsmail Vuran, İbrahim Vuran.

    Fotoğraf-30: Voleybolda bütün rakiplerini geride bırakarak lider olan Fenerbahçe takımı, müsabakasından önce. (Foto: Baha Tunç)

    Gazete Kupürleri

  • Fenerliler Galip

    Fenerliler Galip

    Bundan 93 sene önce, 6 Aralık 1929 tarihinde Fenerbahçe Ankara’ya gitmiş ve Türkiye şampiyonu Muhafızgücü’nü 3-1 yenmişti. Daha önce Hakimiyet-i Milliye gazetesinden aktardığımız maçı İstanbul gazeteleri de “Fenerliler Galip” başlığıyla duyurmuş. Cumhuriyet gazetesinde ise maçtan sonra İsmet İnönü’nün, İsmail Hakkı Tekçe’ye “Niye böyle oldu?” diye sorduğu yazılmış. Güzel hatıra :)

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Muhafızgücünü Bire Karşı Üçle Mağlup Etti

    Müsabaka Başvekil Hazretleri ile Erkanı hükümet huzurunda samimi bir şekilde yapılmıştır.

    Ankara 6 (Telefonla) – Şehrimizde bulunan Fenerbahçe futbol takımı bugün Türkiye şampiyonu Muhafızgücü ile karşılaşmıştır.

    Havanın çok güzel olması bu mühim müsabakayı görmek üzere pek çok kimseleri müsabaka yerine toplamıştı. Seyirciler meyanında Maliye Vekili Saracoğlu Şükrü Bey’le Şurayı Askeri azaları ve daha birçok zevat vardı. Müsabakaya iki buçukta başlandı. Müsabakadan evvel Muhafızgücü tarafından Fenerlilere bir bayrak hediye edildi ve mutat merasim yapıldı.

    Fenerbahçe ilk dakikadan itibaren hakimane oynamaya başladı. Bir müddet sonra Zeki ilk golü yaptı. Oyun bu vaziyette devam ederken Fikret ikinci golü attı. Birinci devre bu suretle 2-0 bitti.

    İkinci devre başlangıcında Başvekil Hazretleri teşrif ettiler. Muhafız kıtaatı kumandanı İsmail Hakkı Bey’den vaziyeti sordular. İsmail Hakkı Bey “Maç samimiyet içinde devam ediyor” dedi.

    Fenerliler, ikinci devrede de gene hakimane oynadılar. Fakat birçok sayı fırsatları kaçırdılar. Mamafih Muhafızgücü’nün kaleci ve müdafileri Fenerlilerin birçok akınlarını durduruyorlardı. Bilhassa müdafileri Fener’in fazla sayı yapmasına mani oluyordu.

    Oyun ortalarında Muhafız’dan Besim bir gol yaptı, biraz sonra Zeki buna mukabele ederek Fener’in üçüncü golünü attı. Oyun bu suretle 1-3 Fenerlilerin galebesi ile neticelendi.

    Müsabakanın hitamından sonra İsmet Paşa İsmail Hakkı Bey’e “Netice niçin böyle oldu?” diye sordu. İsmail Hakkı Bey “Fenerliler üç aydan beri çalışıyorlardı. İstanbul’da Galatasaray’ı yenerek buraya kuvvei maneviyeleri yüksek olarak geldiler ve galip çıktılar.” dedi.

    7 Aralık 1929 – Cumhuriyet Gazetesi (Fenerliler Galip)

    Dünkü heyecanlı maçta şurayı askeri azaları ve mebus beyler
    Galip gelen Fenerbahçe takımı.
    Maçın en heyecanlı dakikası. Muhafız kalecisi topun girmesine mani olurken.
    Fenerbahçe ve Muhafızgücü birlikte.
    Maçı seyreden halk.
    Tarafeyn kaptanları ve hakem.
    Muhafızgücü reisi ve Fenerbahçe reisi.
  • Muhafıza Karşı

    Muhafıza Karşı

    Bundan 93 yıl önce Ankara turnesine çıkan Fenerbahçe’nin Muhafızgücü ile yaptığı maç nasıl bir öneme sahipmiş? Maçı kimler izlemiş? Bu soruların yanıtı bile 1959 öncesi şampiyonluklar meselesinde Fenerbahçe’nin hakkını almasına yeter! Bu haber sadece Fener Muhafıza karşı haberi değil, 1927 Türkiye Şampiyonu ile İstanbul’un en büyük takımı Fenerbahçe oynuyor… Keyifli okumalar….

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Galip Oldu

    Dün İstiklal spor meydanı Ankara sporunun tarihî bir gününü yaşadı.

    Fenerbahçe ve Muhafız Gücü kendilerini seyre gelen kesif bir halk kütlesi önünde güzel ve temiz bir futbol oynadılar.

    Hava çok güzeldi. Hafif bir rüzgâr esiyordu. Tribünler hıncahınç dolu idi. Bundan başka tel örgülerin etrafı binlerce meraklılarla çevrilmişti.

    Başvekil İsmet Paşa Hazretleri, Maliye Vekili Saraçoğlu Şükrü Bey, Ordu Müfettişleri Fahrettin, İzzettin, Sait ve Şurai Askerî Azasından Cevat, Yakup Şevki ve Büyük Erkâni Harbiye İkinci Reisi Asım Paşalar da maça gelmişlerdi. Daha birçok erkân ve ümera ve Meb’us Beyler de bulunuyorlardı.

    Tam saat dörtte sarı lacivertliler alkışlar arasında sahaya çıktılar. Arkadan kırmızı formalarile Muhafızlar göründü. Her iki taraf sürekli alkışlarla karşılandılar. Kaleler intihap edildi. Hakem Naim Bey oyun başlamadan evvel tenbihatta bulundu. Bayraklar teati edildi ve oyun başladı.

    Fener rüzgârı lehine almıştı. Takımlar şöyle teşekkül etmişti:

    Fenerbahçe: Hüsnü, Kadri, Füruzan, Ziya, Sadi, Mehmet Reşat, Fikret, Muzaffer, Zeki, Alaattin, Niyazi

    Muhafız Gücü: Vasıf, Cevat, Cevat, Necmi, Cemal, Sıtkı, Salahattin, Besim, Sedat, Sedat, Sırrı.

    Fener’in İstanbul’da Galatasaray’a çıkardığı takımdan yalnız Cevat Bey yoktu. Buna mukabil Muhafız Gücü, dün de yazdığımız gibi, Talat ve Nafiz Beylerden mahrumdu. Bir buçuk saat zarfında bu yokluk daima nazara çarptı durdu.

    Oyun Fenerbahçelilerin mütemadi hücümlarile ve Muhafızların müdafaasile geçti. Muhafız çok canlı ve fedakârane oynuyordu. Fenerlilerin mütemadi akınları, bu fedakâr müdafaa hattında kırılıyordu. İlk golü Zeki Bey, Fener lehine 38inci dakikada yaptı. Haftaymın hitamına doğru Fikret Bey, ikinci sayıyı kaydetti. Birinci kısım sıfıra karşı iki ile Fenerin galibiyetile neticelendi.

    İkinci haftaymın 22inci dakikasında Salahattin Bey, güzel bir pas verdi. Sedat Bey, bu pastan istifade ederek topu Fener kalesinin ağlarına attı. Bu gol iki tarafa da yeni bir kuvvet vermişti. Hücumlar daha sıklaştı. Etrafta heyecan arttı. Bu aralık Muhafız muhacimleri bir iki de fırsat kaçırdılar. Nihayet Zeki Bey üçüncü golü de yaptı ve on beş dakika sonra da oyun Fener’in galibiyetiyle bitti.

    Her iki taraf da çok muvaffakıyetli ve temiz bir oyun oynadı. Bu bir buçuk saatlik temiz mücadele, hemen herkese futbolu sevdirmiş ve daima bu gibi maçlar seyretmek arzusunu vermiştir.

    Muhafızın noksan takımla aldığı bu netice ve Fenerlilerin muvaffak oyunu şayanı tebriktir.

    Çankaya-İmalatı Harbiye

    Fener-Muhafız Gücü maçından evvel hakem Sedat Bey’in idaresinde İmalatı Harbiye-Çankaya birinci takımları arasında bir müsabaka yapılmıştır. Birinci haftaymda Çankaya bir gol yapmış ve ikinci haftaymda İmalatı Harbiye bir golle İmalatı Harbiye beraberliğini temin etmiştir. Bu müsabaka çok güzel ve heyecanlı olmuştur. Kuvvetler mütevazin idi, İmalatı Harbiye geçen haftaki oyununu gösterememişti, Buna mukabil Çankaya çok canlı idi.

    Yarınki Maç İçin

    Mıntıka Merkez Heyeti Reisliğinden: 8/12/929 pazar günü icra edilecek Fenerbahçe-GençlerBirliği maçında o gün için tevzi edilmiş serbest duhuliye kartlarından maada hiç bir duhuliye kartı muteber değildir. Maç saat 14’tedir.

    7 Aralık 1929 | Hakimiyet-i Milliye Gazetesi


    Muhafıza Karşı
    Dünkü heyecanlı maçta Şurayi Askeri azaları ve Meb’us Beyler.
    Muhafıza Karşı
    Maçın en heyecanlı dakikası: Muhafız kalecisi topun girmesine mani olurken.
    Muhafıza Karşı
    Fenerbahçe ve Muhafız Gücü birlikte.
    Muhafıza Karşı
    Maçı seyreden halk.
    Tarafeyn kaptanlarile hakem.
    Muhafız Gücü Reisi ile Fenerbahçe Reisi
  • Türkiye Şampiyonu Unvanı

    Türkiye Şampiyonu Unvanı

    1959 Öncesi Şampiyonluklar” konusu her gündeme geldiğinde şöyle bir arşive dalıp çıkıyor ve her defasında daha da fazla şaşırıyoruz… Nedeni belli! Düşünsenize, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, adı “Türkiye Birinciliği” olan bir organizasyon düzenliyor. Kazanan “Türkiye Şampiyonu Unvanı” ile birlikte “Türkiye Şampiyonluğu Kupası” kazanıyor. Ama on yıllar sonra birileri çıkıyor ve “Bunlar sayılmaz” diyor.

    Bir belgeye dayansalar neyse… Tamamen bilgisizce ve art niyetli youmlar…

    Bin kere söyledik, tekrar söylüyoruz. Kanun, kararname, nizamname, talimatname, ne varsa Fenerbahçe’den ve 1959 yılından önce şampiyon olan takımlardan yana. 1959 öncesini inkar, devleti inkardır!

    11 Eylül 1927 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinden günün maçlarını ve Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı toplantısını anlatan haberin transkripsiyonu ile sizleri başbaşa bırakalım. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Muhafız Türkiye Şampiyonu Oldu

    Eskişehir-Karesi Üçüncülük Maçı

    Dün Türkiye Futbol Birincilikleri’ne devam edilmiştir.

    Evvela 14.00’de Eskişehir ile Karesi takımları çarpıştı. Bu maçın galibi Türkiye üçüncüsü olacağından maçın oldukça mühim bir kıymeti var idi.

    İlk haftaym Eskişehir’in galibiyeti altında devam ve bire karşı iki sayı yapan Eskişehirlilerin galibiyeti ile hitam bulmuş ise de herkes küçük Karesililerin ince ve gayet kibar oyun tarzlarına meftun ve galibiyetlerini temenni etmekte idi.

    Hakikat hal tezahüratına ikinci haftaym iptidasında gayet mahirane bir akınla küçük ve mahir Karesililer ikinci ve beraberlik sayılarını kaydettiler.

    Bundan sonra Eskişehirliler daha sert oynamakla mukabil tarafın kuvve-i maneviyelerini kırmak istediler ve bu esnada üçüncü sayılarını yaptılarsa da fütur getirmeyen Karesililer üçüncü ve bunu müteakiben dördüncü sayılarını yaparak hakları olan üçüncülüğü aldılar.

    Muhafızgücü-Altınordu Şampiyonluk Maçı

    Bundan sonra galibine Türkiye Birincisi unvanı mev’ud olan pek mühim maç başlamıştır. Bu maç finale kalan Muhafızgücü ile İzmir Altınordu arasında idi.

    İzmirlilerin takımlarını en kuvvetli bir şekilde çıkarmalarına rağmen Muhafız merkez muhacimi ve takımın gözbebeği Kamil Bey’den mahrum idi.

    Oyun tam 16.00’da başladı.. İlk dakikalarda Sudi Bey’den inkişafa başlayan hücum Selahaddin Bey’e ve Selahaddin Bey’in güzel bir ortalayışını müteakip Sedat Bey’in nefis bir şutu… Ağlar sallanıyor. Ve herkes bağırıyordu… Gol… Gol…

    Şimdi İzmirlilerde aşikar bir faaliyet var… Fakat oyunlarında ahenk yok. İncelik yok. Takım adeta ne yapacağını bilmiyor gibi… Bu esnada Sedat Bey ikinci golü kaydediyordu…

    İzmir müdafaasında harikalar yaratan orta muavin Şevki yalnız müdafaada muvaffak olmakla iktifa etmeyip takımına şahane bir şutla ilk ve son sayıyı kaydederken kendisinden çok şeyler ümit edebileceğini gösteriyordu.

    Hakimiyet hep küçük tarafta idi. İkinci haftaym esnasında Şekip Bey üçüncü ve Ali Bey’in kaçırdığı bir penaltıyı telafi için de yine Şekip Bey iki sayı yaparak Muhafızgücü 1’e karşı beş sayı ile İzmir’i mağlup ederek Ankara birincisi, Türkiye birincisine verilecek olan kıymetli kupayı Türkiye Birincisi unvanı ile beraber kazanmıştır. Muhafızgücü’nü takdir ve tebrik ederiz.

    Merkez-i Umumi İçtimaı

    Spor kongresinde intihap edilen merkez-i umumi dün öğleden sonra on dörtte İttifak merkezinde Ali Sami Bey riyasetinde ilk içtimaını akdetti.

    İçtimada Katib-i Umumi Kenan, Muhasip Hadi, Aza Muhsin, Münif Kemal, Ekrem, Futbol Federasyonu’ndan Şerafettin, Atletizm’den Burhanettin, Güreş’ten Ahmet Fikri, Bisiklet’ten Muvaffak, Atıcılık’tan Kemal Bey’ler bulunmuşlardır.

    Dört saat süren içtimayı müteakip ber-vech-i ati mukarrerat ittihaz edilmiştir:

    1 – Gazi ve İsmet Paşa’lar hazeratına kongre kararı mucibince Kongre İkinci Reisi Muvaffak Bey riyasetinde ve merkez-i umumi azasından mürekkep bir heyetle bu hafta zarfında arz-ı tazimata gidilmesine;

    2 – Adana ve Mersin’in birbirinden uzaklığı ve ayrı vilayet olması her ikisinin de ayrı ayrı mühim birer spor inkişaf merkezi olmasına binaen iki mıntıka halinde teşkiline;

    3 – Divan-ı Temyiz’e taalluk edek nizamname maddesinin tadil ve mevki-i meriyete ve vaz’ına kadar geçen seneki divanın aynen ibkasına.

    4 – Olimpiyata gidebilecek idmancıların hazırlanmalarına medar olacak meblağın teşrinlere kadar tedarikine imkan görülemediği takdirde memleketimizin hüsn-i temsiline halel gelmiş olacağı mülahazası ile olimpiyat müsabakalarına adem-i iştirakimize;

    5 – Nizamname tadilatına müteallik takrirler madde-i hale konmak ve bir bir buçuk ay zarfında merkez-i umumiye iade edilmek üzere mütehassıslardan mürekkep bir encümene havalesine;

    6 – Heyet-i Müttehideler Merkezi Müdürlüğü’ne Şeref Bey’in tayinine karar verilmiştir.

  • Fenerbahçe’nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 7 Ekim 1945 tarihinde başlayıp 27 Ocak 1946’da biten İstanbul Ligi’ni 14 maçta 8 galibiyet, 5 beraberlik ve sadece 1 yenilgiyle Beşiktaş’ın arkasında ikinci tamamladı. İlk kez yapılan Milli Küme seçmelerine İstanbul Ligi’ni ilk dörtte bitiren takımlar katıldı. Burada 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak, Milli Küme maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, burada da 10 maçta 9 galibiyet, tek yenilgi alarak sekizinci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, 20 maçta attığı 21 golle Melih Kotanca oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin sekizinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    07.10.1945 / Fenerbahçe 1 – 2 Beşiktaş

    14.10.1945 / Fenerbahçe 2 – 1 İstanbulspor

    28.10.1945 / Fenerbahçe 1 – 1 Beyoğluspor

    04.11.1945 / Fenerbahçe 6 – 0 Süleymaniye

    11.11.1945 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    18.11.1945 / Fenerbahçe 3 – 1 Vefa

    25.11.1945 / Fenerbahçe 3 – 1 Beykoz

    16.12.1945 / Fenerbahçe 1 – 1 Beşiktaş

    23.12.1945 / Fenerbahçe 3 – 1 İstanbulspor

    30.12.1945 / Fenerbahçe 1 – 0 Beyoğluspor

    06.01.1946 / Fenerbahçe 4 – 0 Süleymaniye

    13.01.1946 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    20.01.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Vefa

    27.01.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Beykoz


    Milli Küme Seçmeleri

    03.03.1946 / Fenerbahçe 2 – 0 Vefa

    09.03.1946 / Fenerbahçe 2 – 0 Galatasaray

    10.03.1946 / Fenerbahçe 0 – 1 Beşiktaş

    17.03.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Beşiktaş

    24.03.1946 / Fenerbahçe 1 – 0 Vefa

    31.03.1946 / Fenerbahçe 1 – 1 Galatasaray


    Millî Küme Maçları

    06.04.1946 / Fenerbahçe 5 – 1 Göztepe

    07.04.1946 / Fenerbahçe 4 – 1 İzmir Kayagücü

    13.04.1946 / Fenerbahçe 3 – 0 Gençlerbirliği

    14.04.1946 / Fenerbahçe 4 – 0 Muhafızgücü

    20.04.1946 / İzmir Kayagücü 0 – 2 Fenerbahçe

    21.04.1946 / Göztepe 1 – 2 Fenerbahçe

    28.04.1946 / Fenerbahçe 3 – 1 Beşiktaş

    05.05.1946 / Gençlerbirliği 1 – 2 Fenerbahçe

    06.05.1946 / Muhafızgücü 0 – 4 Fenerbahçe

    12.05.1946 / Fenerbahçe 1 – 2 Beşiktaş


    En Çok Forma Giyenler

    28 Maç : Naci Bastoncu

    27 Maç : Ahmet Erol, Selahattin Torkal

    26 Maç : Murat Alyüz, Ömer Boncuk

    22 Maç : Erol Keskin

    21 Maç : Halil Köksalan

    20 Maç : Melih Kotanca

    18 Maç : İbrahim İskeçe

    15 Maç : Halit Deringör

    13 Maç : Cihat Arman, Halil Özyazıcı

    11 Maç : Sabri Kiraz, Samim Var

    7 Maç : Esat Kaner, Müzdat Yekiner

    6 Maç : Numan Uzun, Nuri Pekesen

    5 Maç : Adnan Tuncay, Argun Nemli

    4 Maç : “Büyük” Fikret Arıcan

    3 Maç : “Küçük” Fikret Kırcan, Şevket Demirtepe

    2 Maç : Necdet Dalay, Rıfkı Pekşen

    1 Maç : Kemal Atakul, Konur Alp Mutlu


    En Çok Gol Atanlar

    21 Gol : Melih Kotanca

    7 Gol : Erol Keskin

    6 Gol : Müzdat Yetkiner

    5 Gol : Halil Köksalan, Naci Bastoncu

    4 Gol : İbrahim İskeçe

    3 Gol : Halit Deringör, Murat Alyüz

    2 Gol : Halil Özyazıcı, Ömer Boncuk

    1 Gol : Adnan Tuncay, Ahmet Erol, Argun Nemli, Esat Kaner “Küçük” Fikret Kırcan, Samim Var, Selahattin Torkal

    Fenerbahçe'nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Sekizinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

  • Fenerbahçe’nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 1 Ekim 1939 tarihinde başlayıp 24 Mart 1940’da biten İstanbul Ligi’ni 18 maçta (biri hükmen) 14 galibiyet, 2 beraberlik ve iki yenilgiyle Beşiktaş’ın arkasında ikinci tamamladı. Böylelikle Milli Küme maçlarına katılmaya hak kazanan Fenerbahçe, burada da 14 maçta 11 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak dördüncü Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, kırılması güç bir rekora imza atan Melih Kotanca oldu… 25 maçta tam 51 gol buldu… Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin dördüncü Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Ligi Maçları

    01.10.1939 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    08.10.1939 / Fenerbahçe 4 – 1 Topkapı

    15.10.1939 / Fenerbahçe 3 – 4 Beşiktaş

    22.10.1939 / Fenerbahçe 5 – 0 Süleymaniye

    29.10.1939 / Fenerbahçe 1 – 1 Beykoz

    05.11.1939 / Fenerbahçe 1 – 0 Vefa

    12.11.1939 / Fenerbahçe 1 – 0 Kasımpaşa

    19.11.1939 / Fenerbahçe 3 – 0 İstanbulspor

    26.11.1939 / Fenerbahçe 10 – 0 Hilal

    24.12.1939 / Fenerbahçe 1 – 3 Galatasaray

    14.01.1940 / Fenerbahçe 4 – 0 Süleymaniye

    28.01.1940 / Fenerbahçe 4 – 0 Vefa

    04.02.1940 / Fenerbahçe 8 – 2 Kasımpaşa

    18.02.1940 / Fenerbahçe 8 – 0 Hilal

    25.02.1940 / Fenerbahçe 14 – 0 Topkapı

    10.03.1940 / Fenerbahçe 1 – 1 Beykoz

    17.03.1940 / Fenerbahçe – İstanbulspor (Hükmen)

    24.03.1940 / Fenerbahçe 5 – 1 Beşiktaş


    Milli Küme Maçları

    31.03.1940 / Fenerbahçe 1 – 1 Galatasaray

    06.04.1940 / Altay 0 – 2 Fenerbahçe

    07.04.1940 / Altınordu 1 – 2 Fenerbahçe

    20.04.1940 / Gençlerbirliği 2 – 1 Fenerbahçe

    21.04.1940 / Muhafızgücü 2 – 2 Fenerbahçe

    27.04.1940 / Fenerbahçe 3 – 1 Gençlerbirliği

    28.04.1940 / Fenerbahçe 3 – 1 Muhafızgücü

    25.05.1940 / Fenerbahçe 9 – 2 Altay

    26.05.1940 / Fenerbahçe 7 – 0 Altınordu

    09.06.1940 / Fenerbahçe 3 – 2 Galatasaray

    16.06.1940 / Fenerbahçe 5 – 2 Vefa

    23.06.1940 / Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş

    30.06.1940 / Fenerbahçe 4 – 0 Vefa

    07.07.1940 / Fenerbahçe 5 – 2 Beşiktaş


    En Çok Forma Giyenler

    28 Maç : Cihat Arman

    27 Maç : “Küçük” Fikret Kırcan

    26 Maç : Esat Kaner

    25 Maç : Basri Taşkavak, Melih Kotanca

    23 Maç : “Büyük” Fikret Arıcan

    22 Maç : Lebip Elmas, Rebii Erkal, Yaşar Yalçınpınar

    19 Maç : Ömer Boncuk

    15 Maç : Ali Rıza Tansı, Orhan Menemencioğlu

    14 Maç : Faruk Hızer, Mehmet Reşat Nayır

    12 Maç : Naci Bastoncu

    10 Maç : Hayati Öney

    4 Maç : Bülent Büyükyüksel, Yorgo Angelidis

    3 Maç : Muzaffer Ateşçi

    2 Maç : Fazıl Arzık, İrfan Denever, Orhan Canpolat, Semih Arıcan

    1 Maç : Nazım Kayar, Nuri Pekesen, Taci Ece


    En Çok Gol Atanlar

    51 Gol : Melih Kotanca

    15 Gol : “Küçük” Fikret Kırcan

    14 Gol : Basri Taşkavak

    11 Gol : Yaşar Yalçınpınar

    8 Gol : Rebii Erkal

    7 Gol : “Büyük” Fikret Arıcan, Naci Bastoncu

    5 Gol : Esat Kaner

    1 Gol : Ali Rıza Tansı, Faruk Hızer, Nazım Kayar, Yorgo Angelidis

    Fenerbahçe'nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

  • Basketbolda İlk Türkiye Kupası

    Basketbolda İlk Türkiye Kupası

    Fenerbahçe, basketbolda ilk Türkiye Kupası şampiyonluğunu 1967 yılında yaşadı. Tapfereritter yarım asırı aşkın bir şampiyonluk hikayesi ile karşınızda…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    21 Mayıs 1967

    1966-1967 sezonu yeni bir soluk Türk basketbolunda. O zamana kadar sadece yerel ligler ve sonrasında Türkiye Şampiyonası düzenlenirken, o sezon hem “Deplasmanlı Türkiye Ligi” hem de “Türkiye Kupası” ihdas edilmiş.. 

    Lige katılım koşulları futboldaki Milli Küme ve (1959’dan sonraki) Milli Lig’in ilk sezonlarından farklı değil: Sporda en ileri vaziyetteki üç şehrin (İstanbul, Ankara ve İzmir) en başarılı takımları Lige dahil olmuş. Üç büyük şehir ile diğer şehirler arasındaki klas farkı kapanana kadar bu böyle olacak. 

    Türkiye Kupası’nda ise diğer vilayetlerden takımlar var, ancak “Deplasmanlı Lig”den daha az” deplasmanlı”.. İstanbul, Ankara ve İzmir, Anadolu kendi arasında elemeli oynuyor maçlarını. Fenerbahçe yenmesi gereken kim varsa onları yenip İstanbul birincisi oluyor: 3 Nisan’da İstanbul Grubu çeyrek finalinde İTÜ’yü 100-72, 4 Nisan’da yarı finalde Beşiktaş’ı 74-59 ve 5 Nisan’da finalde Galatasaray’ı 76-73’le safdışı bırakıyor Sarı Kanaryalar. 

    Yarı final eşleşmeleri şöyle: (İstanbul grubu birincisi) Fenerbahçe-(İzmir grubu birincisi) Altınordu ve (Ankara grubu birincisi) Muhafızgücü-(Anadolu grubu birincisi) Adana Karataş…

    O sezonun Lig şampiyonu Altınordu, 12 Nisan’da İzmir’deki ilk maçta 86-75 yeniyor Fenerbahçe’yi. Fenerbahçe’nin finale çıkabilmesi için rövanşta 12 fark atması lazım. İlk maçta 31 sayı atan Hüseyin Kozluca mağlubiyeti engelleyemese de, 19 Nisan’daki rövanşta 32 sayı attığı gibi takım arkadaşları da ona eşlik ediyor ve 88-71’lik galibiyet Fenerbahçe’yi finale taşıyor. 

    Final Maçı

    Final de yarı final gibi iki ayaklı. Rakip Muhafızgücü (askerliğini yapan basketbolcuları bünyesinde bulunduran dönemin kudretli kulübü).. 26 Nisan’da İstanbul’da oynanan ilk karşılaşmayı Fenerbahçe avantajlı bir skorla kazanıyor: 84-67.

    Kadro ve attıkları sayılar şu şekilde: Erdal Poyrazoğlu 24, Barış Küce 19, Ferhan Baras 19, Hüseyin Kozluca 18, Mehmet Baturalp 4, Güner Yalçıner.

    21 Mayıs’ta Ankara’da  oynanan rövanşta Muhafızgücü’nün 76-65’lik galibiyeti yetmiyor. Fenerbahçe’nin bu maçtaki kadrosu ve attıkları sayılar şu şekilde: Ferhan Baras 23, Barış Küce 19, Hüseyin Kozluca 10, Güner Yalçıner 10, Mehmet Baturalp 3.

    Fenerbahçe ilk kez düzenlenen Türkiye Kupası’nda şampiyon oluyor ve bir sonraki sezon da Türkiye’yi Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda temsil etmeye hak kazanıyor.

    Tapfereritter / Basketbolda İlk Türkiye Kupası

    Basketbolda İlk Türkiye Kupası