Etiket: Müzdat Dağlaroğlu

  • Şehit Cevat Hüsnü Bey

    Şehit Cevat Hüsnü Bey

    Merhum Rüştü Dağlaroğlu‘nun “Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi” kitabında yer verdiği “Fenerbahçeli Şehitler” listesinde bir “Şehit Cevat Hüsnü Bey” vardı.

    Kendisi için yazılan “1922 yılında Cava adasında vefat etti” bilgisinin izini sürünce yukarıdaki fotoğrafı ve aşağıdaki belgeyi bulduk.

    Fotoğraf “Collectie Gelderland” sitesinden…

    Açıklamasında “Three people in an airplane on the Doesburgerheide near Ede Air Camp. The first lady is still unknown, the second is Mrs. G. Chr.Carley-de Boer and the third is Mr. Djevad Hüsnü, a Turkish instructor.” yazıyor. Tarih 1920 imiş.

    1922 tarihli belge ise T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri‘nden…

    Kulübümüzün kıymetli Yönetim Kurulu Üyesi sayın Bekir İrdem’e arz edilmek üzere, “Tarih, Müze Ve Arşiv Kurulu” Başkanı sayın Selman Arınç’a takdim ettiğimiz belge vesilesiyle, Fenerbahçe tarihinde bir “ilk”e daha imza atmakla gururluyuz.

    Ve tabii merhum Rüştü ağabeyin aziz hatırası ile beraber, geride bıraktıklarına gözünden iyi bakan Müzdat Dağlaroğlu ağabeyimize de armağan olsun.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Not: Sitenin bu yazıyı yazan admini “el yazısı Osmanlıca” transkripsiyonunda matbu kadar ileri değil, varsa hatalar affola :)


    Hariciye Nezareti
    Umur İdariye Müdüriyet-i Umumiyesi
    Umur Şehbenderi Müdüriyeti

    Aded 34962 219

    Dahiliye Nezaret-i Celilesi Canîb-i Âlisine

    Tayyareci Cevad Hüsnü Bey’in Vefat İlmuhaberinin İrsaline Dair

    Ma’rûz-ı Çâkerleridir

    Tayyareci Cevad Hüsnü Bey’in vuku-u vefatını mübin vefat ilmuhaberi Batavia baş şehbenderliği vekaletinden bilvürûd matviyyen taraf-ı âli-i asâfanelerine takdim kılınmış ol babda emr-ü ferman hazret-i men lehü’l-emrindir.

    Hariciye Nezareti Namına
    Müsteşar

    Şehit Cevat Hüsnü Bey
  • Kadıköy Life Röportajımız

    Kadıköy Life Röportajımız

    Ekip olarak bugünlere gelmemizi sağlayan, merhum Rüştü Dağlaroğlu başta olmak üzere, büyüklerimizi andığımız ve ilk kitabımızı konu alan Kadıköy Life röportajımız, derginin Temmuz-Ağustos 2022 sayısında yayınlandı. Keyifli okumalar.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    FenerbahceTarihi.org Kadıköy Life Röportajı

    • FenerbahceTarihi.org ekibine “Neden Fenerbahçe?” diye sormak olmaz… “Neden Fenerbahçe tarihinin bu bölümü?” diye soralım. 1907-1914 arasını yazmanızın sebepleri nelerdi?

    Bu sorunun cevabına Rüştü Dağlaroğlu ismiyle başlamamız gerek. Biz kendisi için “Fenerbahçe tarihinin bânisi” diyoruz. Zira 1919’dan itibaren yaptığı el emeği göz nuru çalışmaların temel ve öncü olarak Fenerbahçe tarihini bina ettiği tartışmasız bir gerçek!

    Kıymetli oğlu Müzdat Dağlaroğlu sayesinde rahmetli Rüştü ağabeyin müthiş arşivini görme şerefine de eriştik. Özetle, ruhu şâd olsun, eğer Rüştü Dağlaroğlu olmasaydı hiçbir şey mümkün değildi…

    Bize göre Fenerbahçe’nin kuruluş hikâyesinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülme sürecinde; toplumsal, politik hatta ekonomik olarak incelenmesi gereken özel bir anlamı var. Bu hikâye, farklı bakış açılarıyla değerlendirilip yeniden yazılması gereken tarihî meseleleri de içinde barındırıyor.

    Fenerbahçe tarihindeki birçok olayın bugün ‘mesele’ olarak değerlendiriyoruz çünkü döneme dair kaynaklar yetersiz ve yeni araştırmacıların birçoğu özgün bir inceleme yapmayı tercih etmiyor. Hâlbuki Fenerbahçe’yi kuran ve kuruluşunda pay sahibi olan insanların hayat hikâyeleri ve faaliyetleri, Fenerbahçe’nin kuruluşunu çok özel bir araştırma konusu haline getiriyor.

    Biz de bundan ötürü (Türk spor tarihinde belki de üzerinde en az çalışma yapılan dönem olan) Fenerbahçe’nin kuruluş yılları için araştırmalara başladık ve sonuç aldıkça kendimize bir yol haritası belirledik. Sonrasında bu haritadaki izleri takip ederek ilk kitabımız olan Fenerbahçe Tarihi Meseleleri-Kuruluşu yazdık.

    • Peki, FenerbahceTarihi.org ekibi nasıl kuruldu? Ne zaman bir araya geldiniz?  Bunca “ilk” denebilecek şeyi nasıl başardınız?

    Aşağı yukarı üç sene önce, henüz pandemi yokken bir araya geldik. Uzmanlık alanları Fenerbahçe tarihi olan, yaklaşık yirmi kişiydik. Bir şekilde birbirini tanıyan, bilen ama daha önce bu şekilde bir araya gelmemiş Fenerbahçeliler…

    Tek tek insanlara baktığınızda yüksek bir ifade gücü, keskin bir kalem, kusursuz bir hafıza ve takdire şayan bir organizasyon yeteneği görebiliyordunuz. Bunlara eski yazıları okuyabilmemiz ve yılların emeği ile toplanmış, adeta göz kamaştıran arşivler de eklenince daha ilk toplantıdan “Mutlaka bir şeyler yapalım!” kararı çıktı. Büyük bir heyecan içinde kalmıştık, diyebiliriz. Nitekim sonu çok güzel oldu…

    “Nasıl başardınız?” sorusuna gelince…

    Önce bir işbölümü yaptık. Dönemler, konular, bu kitaba da adını veren meseleler üzerinde yoğunlaşacak kişileri belirledik.

    Bir sonraki toplantıda masanın üzerinde onlarca sayfalık içerik duruyordu. Bu içerikler hakkında konuştukça, Fenerbahçe tarihine dair “Bu böyle!” denen birçok konuda işin aslının farklı olduğu ortaya çıktı.

    Tarih yazımını; belgelere dayanarak, belgelerin de “kaynak” statüsünde olup olmadığını özenle değerlendirerek yaptığımız için bu müstesna topluluk ortaya çıkan gerçekleri paylaşmakta bir sakınca görmedi. Ve böylece www.fenerbahcetarihi.org doğdu.

    Bu konuyu kitaba bağlarken şunu da itiraf etmemiz gerek: Tarihî meselelerin bu kadar ilgi çekeceği aramızdan kimsenin aklına gelmemişti. Mızrak çuvala sığmadı! Yazdıklarımıza değer veren, önemseyen kişiler, içeriği kitaplaştırma zamanı geldiğine bizi ikna ettiler. Buna göre yazılarımızı sınıflandırdık; Fenerbahçe tarihini dönemlere ayırdık. Kitabın zamansal sınırı da böylece belirlenmiş oldu.

    • Oldukça yüksek sayıda ve organik bir takipçi kitleniz var. Ayrıca akademisyenler ve tarih öğrencileri de sıklıkla sizinle iletişime geçiyorlar. Bu süreçleri nasıl yürütüyorsunuz?

    Bu konu açılmışken Prof. Dr. Vahdettin Engin ve kıymetli eşi Emel Engin hocalarımıza minnettar olduğumuzu bir kez daha, öncelikle ve özellikle belirtelim… Her aşamada yanımızda oldular, yol gösterdiler. Kitabımız başta olmak üzere her şey, bizim olduğu kadar, onların da eseridir.

    Doğanay imzalı bir yazar, 1948 yılında “Saint Joseph Fenerbahçe’nin çekirdeğini vermiş okuldur.” cümlesini yazmış. Bizim çalışmalarımızın çekirdeğini verenlerden biri de Saint Joseph Lisesi tarihini yazan, rahmetli Demir Alp Serezli ağabeyimiz idi.

    Koleksiyonunu insanlara ve tarihe kazandırmak hususunda gösterdiği yücegönüllü tavrı, koleksiyonun kendisinden katbekat fevkalade olan kıymetli büyüğümüz Seyhun Binzet de bizim için adeta kadim Kadıköy’ün bilgi deryası oldu.

    Dediğiniz gibi birçok akademisyenler, öğrenci kardeşlerimiz, birbirinden kıymetli büyüklerimiz ve (şahsen tanıyalım, tanımayalım) çok verimli yazışmalar yaptığımız değerli takipçilerimiz var.

    Mamafih ilişkide olduğumuz isimlere bakınca “süreçleri yürütmek” diye bir şeye gerek kalmıyor. Biz yalnızca bilgilerin, belgelerin ve fotoğrafların arasında geziyoruz ve bunları muazzam bir keyifle bir araya getiriyoruz.

    Yola çıkarken web sitemizin “Hakkımızda” sayfasında şu cümlelere yer vermiştik:

    “Bizler, Fenerbahçe kongre üyeleri ve Fenerbahçeli tarihçiler olarak büyük bir eksiği gidermek için, bir çalışma grubu kurmaya karar verdik. Bizden başka gönüllülerin de desteğiyle uzun bir bilgi yolculuğuna çıkacak olan kalabalık bir ekip olarak, tamamlandığında (hiçbir karşılık beklemeden) Fenerbahçe Spor Kulübü’ne devredilecek detaylı bir ‘Görsel ve Yazılı Tarih’ çalışması yapmayı planlıyoruz.

    Bu organizasyon temel hedeflerinden biri de kendini Fenerbahçeli addeden herkesi Fenerbahçe tarihine sahip çıkmaya davet etmektir.  Fenerbahçemize gönül vermiş her bireyin fikrine ve projesine ihtiyacımız var. ‘Fenerbahçelilik Mirası’nda sizi de aramızda görmekten büyük keyif ve onur duyacağız.”

    Gelinen noktada, gerek takipçilerimizin bize gösterdiği ilgi ve sevgi, gerekse Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç’un ve kıymetli Yönetim Kurulu üyelerinin bizler hakkında gösterdiği teveccüh ve defaten söyledikleri güzel sözler bize müthiş bir motivasyon sağladı.

    Ulu Önder Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır” diyerek çizdiği yolda devam edeceğiz.

    Kadıköy Life Dergisi | Temmuz & Ağustos 2022 – Sayı 106

  • Fenerbahçe Hep Galip

    Fenerbahçe Hep Galip

    Yeditepe Yayınevi‘nden çıkan ve buradaki linkten satın alabileceğiniz “Fenerbahçe Tarihi Meseleleri | Kuruluş” kitabının önsözünü sitemizde yayınlıyoruz. Fenerbahçe Hep Galip!

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Özsöz

    Bundan tam iki yıl önce on yedi kişi bir araya geldi. Bu kişilerden bazısı birbirini daha önceden tanıyorken bazısı da o gün tanışmıştı. Ortak paydaları Fenerbahçe, uzmanlık alanları ise Fenerbahçe tarihi olan bu kişiler; 1959 öncesi şampiyonlukları için kapsamlı çalışmalar yapılması, Fenerbahçe’nin tarihine, uydurdukları yalanlarla saldıranlara karşılık verilmesi için anlaştılar. Bu on yedi kişi arasında ifade gücü kuvvetli, kalemi keskin, hafızası mükemmel, organizasyon yeteneği takdire şayan, yüzyıl önce yazılan yazıları okumada mahir, yılların emeği ile oluşturdukları arşivi göz kamaştıran insanlar vardı. İkinci toplantıda iş bölümü yapıldı. Dönemler, konular, bu kitaba da adını veren meseleler üzerinde yoğunlaşacak kişiler belirlendi. Üçüncü toplantıda, masanın üzerinde yıllardır yapılan araştırmaların bir sonucu olarak meydana gelmiş onlarca sayfalık içerik duruyordu. Toplantı boyunca bu içerikler hakkında konuşuldu. Fenerbahçe tarihi ile ilgili bilinen birçok şeyin aslında klişeden ibaret olduğu, işin aslının farklı olduğu ortaya çıkmaya başlamıştı. Tarih yazımını; belgelere dayanarak, belgelerin de “kaynak” statüsünde olup olmadığını özenle değerlendirerek yaptıkları için bu müstesna topluluk ortaya çıkan gerçekleri paylaşmakta bir sakınca görmediler. Böylece FenerbahceTarihi.org doğmuş oldu.

    İtiraf etmek gerekirse hazırlanan içerikler yayımlanmaya başlamadan önce, tarihî meselelerin bu kadar ilgi çekeceği aramızdan kimsenin aklına gelmemişti. Bir süre sonra deyim yerindeyse “mızrak çuvala sığmamaya” başladı. Yazdıklarımıza değer veren, önemseyen kişiler, bu yazıları kitaplaştırmanın zamanı geldiğine bizi ikna ettiler. Bu doğrultuda yazılarımızı sınıflandırarak Fenerbahçe tarihini dönemlere ayırdık. Bu ayrımın sonucunda elinizde tuttuğunuz kitabın da zamansal sınırı belirlenmiş oldu.

    “Fenerbahçe’nin kuruluş hikâyesinin, Tanzimat’tan Meşrutiyet’e kadar süren Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülme yılları içerisinde; toplumsal, politik hatta ekonomik olarak incelenmesi gereken özel bir anlamı vardır. Fenerbahçe’nin kuruluşu, farklı bir bakış açısıyla değerlendirilip yeniden yazılması gereken tarihî meseleleri de içerisinde barındırır. Fenerbahçe tarihindeki birçok olayın bugün ‘mesele’ olarak değerlendirilmesinin sebepleri, döneme ilişkin kaynakların yetersiz olması ve az sayıdaki araştırmacının ‘resmî’ tarih tezinden ayrılmamak konusunda gösterdikleri bilinçli çabadır. Fenerbahçe’yi kuran ve kuruluşunda pay sahibi olan kişilerin hayat hikâyeleri ve kuruluştan sonra geçen yıllardaki faaliyetleri, ‘Fenerbahçe’nin kuruluşu’nu özel kılan ana unsurlardır. Bu unsurlar, dönem için kalıplaşmış yargıların değişmesi ya da bazı ender durumlarda da desteklenmesi için Fenerbahçe’nin kuruluş tarihinin ana dayanaklarından birisi olacaktır.”

    Türk spor tarihinde, üzerinde belki de en az çalışma yapılan dönem olan Fenerbahçe’nin kuruluş yılları için araştırmalarımız sonuç vermeye başladıktan sonra önceki paragrafta okuduğunuz satırları kendimize yol haritası olarak belirledik. Haritadaki izleri takip ederek ilk kitabımız olan Fenerbahçe Tarihi Meseleleri-Kuruluş’u, internet sitemizde yayımladığımız içerikleri temel alarak yazdık.

    Dört bölümden oluşan kitabımızın ilk bölümü Fenerbahçe’nin kurucuları hakkındadır. Fenerbahçe’nin beş kurucusunun hayatını, bilinmeyenleri ortaya çıkaracak şekilde inceledik. Özellikle Enver Hoca (Yetiker) ve Nurizade Ziya Bey (Songülen) üzerinde yoğunlaşan çalışmalarımızın Fenerbahçe’nin bir kuruluş felsefesinin var olduğunu ortaya çıkardığını düşünüyoruz. İkinci bölümde ise kulübün basılı ilk tüzüğünü günümüz Türkçesiyle aktarıp tescil edilme tarihini belirlemeye çalıştık. Elde ettiğimiz belgelerin söyledikleri, dönemin bilinen siyasi şartlarıyla desteklenince karşımıza yepyeni bir hikaye çıkmış oldu. Üçüncü bölümde İstanbul’un kadim semti Kadıköy’ün Fenerbahçe tarihindeki yerini okuyacaksınız. İstanbul’da futbolun doğduğu topraklarda Fenerbahçe’nin büyüyüp geliştiği mekânların, ilk takımlarının top koşturduğu çayırların izlerini bulacaksınız. Kitabın son bölümünü portreler ve olaylara ayırdık. Bu bölümün iki özelliği var: İlki, Fenerbahçe’nin ilk yıllarının bilinmeyen karakterlerinin hikâyelerinin gün yüzüne çıkması. İkincisi ise, kitapta yer alan değerlendirmelerimizi oluştururken faydalandığımız kaynakları sizlerle paylaşmamız. Belirtmek isteriz ki bu kitap Fenerbahçe’nin kuruluş yıllarının olayları ve o dönemin kişileri için kesin yargılar içermiyor. Yazım dili olarak bunu iddia ettiği düşünülebilirse de kitabın önceliği, içinde yer alan belgelere dayalı tezlerle, Fenerbahçe’nin kuruluş dönemi üzerinde tartışmalar yapılmasını sağlamak.

    Tarih yazımı, şüphesiz devinim içerisinde. Her gün yeni belgeler, yeni kaynaklar tarihçilerin karşısına çıkabiliyor. Bu kaynaklar kimi zaman ortaya atılan tezleri destekliyor, kimi zaman da çürütüyor. Yapılacak olan bu tartışmaların bizleri yeni belge ve kaynaklara ulaştırmasını, yeni bilgilere ulaşarak tez-antitez-sentez formülüyle Fenerbahçe tarihinin bugüne kadar karanlık kalmış olan bu dönemini daha fazla aydınlatmayı amaçlıyoruz. Bu amaç spor tarihi üzerine çalışan ya da çalışmayı amaçlayan genç tarihçileri teşvik etmeyi de içerisinde barındırıyor.

    Kitap üzerinde çalışırken benimsediğimiz metot, yukarıda da belirttiğimiz gibi belge ve kaynaklara dayalı bir yazım yapmak oldu. Dönemin Osmanlıca gazeteleriyle devlet ve özel arşivlerde yapılan taramalar, daha önceden yazılmış tarihi kitapların ve anıların karşılaştırılması ve akademi etiği çerçevesinde eleştirilmesi, benimsediğimiz bu metodun temelini oluşturdular. Bu temeli oluştururken Türk spor tarihi yazıcılığının en büyük eksikliğinin, ülkede yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeleri gerektiği gibi dikkate almaması olduğunu düşünüyorduk. Döneme ilişkin yaptığımız kaynak taramaları ve okumaların bu eksikliği gidermesini amaçladık.

    Elinizde tuttuğunuz bu kitap, Fenerbahçe Tarihi Çalışma Grubu’nu oluşturan; Ziya Aktürer, Alp Bacıoğlu, Tapfereritter, Zafer Batık, İzzet İsrael Benyakar, Çağrı Çobanoğlu, Alp Eralp, Cem Ertuğrul, Barış Eymen, King Santillana, Barış Kenaroğlu, Haluk Kılıç, Adem Köz, Alican Küçükcan, Onur Tuncer, Okan Uzunkaya, Tuncay Yavuz, Bozkurt K. Yılmaz’ın çabalarıyla hazırlandı. Kitapta emeği geçenler olarak teşekkür etmemiz gereken kişilerin listesi hayli uzun.

    Her yazdığımız yazıyı titizlikle okuyan, bize yol gösteren, öğrencisi olmaktan gurur duyduğumuz Saygıdeğer Hocamız Prof. Dr. Vahdettin Engin ve kıymetli eşleri Emel Engin Hanımefendi’ye; eşsiz koleksiyonundan faydalanmamıza izin veren, sohbetiyle yolumuzu aydınlatan değerli büyüğümüz Seyhun Binzet’e; spor tarihi üzerine çalışmalarıyla bize ilham veren Prof. Dr. Erhan Afyoncu Hocamıza, Murat Bardakçı’ya; bizi her fırsatta yüreklendiren Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı Hocamıza; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün tüm çalışanlarına; Yapı Kredi Bankası Arşivi’nin değerli yöneticileri Abdullah Gül ve Ayhan Uçar’a; İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Furkan Sevim’e; kataloglarını hizmetimize sunan İBB Atatürk Kitaplığı Müdürü İrfan Dağdelen’e; Malta Ulusal Arşivi görevlileri Charles Farrugia, Leonard Callus ve Melvin Caruana’ya; Dr. Sinan Genim’e; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu mensubu Dr. Hüseyin Kıyak’a; Ayetullah Bey’in fotoğraflarının bu kitapta ilk kez yayımlanmasına izin veren, kurucumuzun değerli akrabaları Mehmet Auf ve eşi Ebru İpek Auf Hanımefendi’ye; Lale Atman Hanımefendi’ye; Enver Yetiker’in fotoğraflarını tarihe bu kitap vasıtasıyla kazandıran, kurucumuzun değerli torunları Ayşe Bertülin Kenter ve Rona Bandar Hanımefendilere; Fenerbahçe’nin erken dönemiyle ilgili arşiv belgelerini bizlerle paylaşan Melih Şabanoğlu’na; doğru bilgi ve belgeye ulaşmamızda yardımlarını esirgemeyen, her zaman yanımızda olan Fenerbahçe camiasının değerli üyeleri; Belgin Beşe Aral Hanımefendi, “Paşalı Birol” Vecdi Teker, Acar Yıldız, Aydın Temizer ve kıymetli eşi Nazan Aksoy Temizer Hanımefendi, Bülent Batu, Cahit Binici, Cem Argun, Cafer Çağatay’ın torunu Jale Çağatay Hanımefendi, Sporel ailesinin kıymetli mensupları Dilara Sporel, Emine Sporel Özakat ve Feyhan Sporel Hanımefendiler, Ali Muhiddin Hacıbekir’in torunu Nazlı İmre Hanımefendi, bizlere gösterdiği teveccühten her zaman onur duyacağımız Müzdat Dağlaroğlu’na teşekkür etmeyi borç biliyoruz.

    Bugün aramızda olmayan iki ismin; kitabımızı göremeden aramızdan ayrılan, “Kadıköy’ün BelleğiDemir Alp Serezli Ağabeyimizin ve Türk spor tarihçiliğinin sembol ismi Dr. Rüştü Dağlaroğlu’nun manevi şahsiyetleri önünde de saygıyla eğiliyoruz. Bu birbirinden değerli kişilerin Fenerbahçe tarihine yaptıkları katkıları, geleceğin tarihçilerine aktararak bu borcu bir nebze de olsa ödeyebildiğimizi düşünüyoruz.

    Ve Galip… Galip Kulaksızoğlu…

    Bu kitabın sayfaları arasında adına rastlayıp hakkında yazılanları okuduğunuzda kitabımızı ondan başka birine ithaf etmenin zaten mümkün olmadığını sizler de düşüneceksiniz. İyi okumalar…

    Fenerbahçe hep Galip…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Grubu

  • Kim Kimdir?

    Kim Kimdir?

    Türk spor tarihinin en büyük sorunlarından biri fotoğrafların teşhisi. En büyük soru ise aynı başlıktaki gibi : Kim Kimdir?

    Yukarıdaki fotoğrafı Twitter hesabımızda yayınladığımızda açıklama olarak şunu yazdık:

    “Büyük ihtimalle bir spor bayramı… En sağda Muvaffak Menemencioğlu, yanında Zeki Rıza Sporel, biraz ileride Fuat Hüsnü Kayacan ve Elkatipzade Mustafa Bey. En solda Ali Sami Yen, arkalarda ise Con Kemal Onan ve Nihat Bekdik göze çarpıyor.”

    Sağ olsun, kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu mesaj attı ve yanlışlarımızı düzeltti. Aşağıda mesajını aynen yayınlıyoruz. Gerçekten çok faydalı bir bilgi. Keşke bütün fotoğraflar için aynısını yapabilecek bir zamanımız, fırsatımız olsa…

    Daha aşağıda ise dönemin Akşam gazetesinden fotoğrafın özeti var.

    “8 Haziran 1947. Fenerbahçe Stadı. Fenerbahçe-Galatasaray spor bayramı. Ön sıra soldan : Ali Sami Yen, Dr. Ömer Seyfettin Yalkın, Saim Gogen, Elkatipzade Mustafa, Dr. Hamit Hüsnü Kayacan, Vildan Aşir Savaşır, Zeki Rıza Sporel, Muvaffak Menemencioğlu. İkinci sıra soldan : Füruzan Şansal, Mithat Ertuğ, Übeyid Çınar, Vahyi Oktay, Asaf Çınar, Mehmet Nazif Gerçin, Av. Ramiz Bakanoğlu, Hasan Kamil Sporel. Con Kemal’in sağında Suphi Batur, Hasan Kamil’in iki arkasında yüzü yarım gözüken beyaz ceketli Ulvi Yenal. Mehmet Nazif’in (papyonlu) arkasında Niyazi Sel. Nihat Bekdik’e benzettiğiniz kişi Suphi Batur. Fuat Hüsnü değil Hamit Hüsnü.”

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe-Galatasaray Bayramı

    Fenerbahçe-Galatasaray kulüpleri senelik bayramlarını dün Fenerbahçe Stadı’nda kutladılar. Memlekette en fazla sevilmiş olan iki kulübümüzün bayramı hep birlikte tesidetmek için stada her zamanki gibi kulüplerin taraftarlarından mürekkep büyük bir kalabalık toplanmıştı. Merasime saat 14 te geçit resmiyle başlandı. Deniz bandosunun temposuna ayak uyduran gelmiş geçmiş bütün Fenerbahçeli ve Galatasaraylıların iştirak ettiği bu geçit resmi çok muntazam ve heybetli oldu. Önde saçları beyazlanmış, göbeklenmiş idareci ve mütekait sporcular, ortada kulüplerin atlet, denizci, basketbolcu, boksör ve futbolcuları muntazam bir yürüyüş yaparak şeref tribününün önünde yer aldılar.

    Şanlı bayrağımız direğe çekilirken hep birlikte İstiklâl marşı söylendi. Bundan sonra Galatasaray’ın 1 numaralı âzası Ali Sami Yen mikrofon başına gelerek Galatasaray’ın kısa bir tarihçesini yaptı. Ve iki kulübü birbirine yaklaştıran sebepleri saydı. Fener sahasının Türk sporunda oynadığı rolden bahsetti. Zaman zaman alkışlarla kesilen bu nutka, Fenerbahçe’nin reisi Muvaffak Menemencioğlu mukabele etti. Ve bu suretle bayramın merasim programı nihayetlenmiş oldu. Bundan sonra müsabakalara geçildi.