Ağırlığı Selahattin Giz fotoğraflarından oluşan YKB arşivinde Fenerbahçe fotoğrafları birbirinden müthiş sahneleri gün yüzüne çıkarıyor. Bu arşiv araştırması esnasında bizden yardımını esirgemeyen Ayhan Uçar ağabeyimize sonsuz teşekkür ediyor, kendisiyle beraber çalışan ve aynı derecede bize yardımı dokunan büyük Fenerbahçeli merhum Abdullah Gül ağabeyimizi de saygıyla anıyoruz.
Zeki Rıza Sporel, idarecilik yıllarında Kadıköy’de saha kenarında.“Sarı Kanarya” Cihat Arman kaptanlığında Kadıköy’de.Fenerbahçe sahaya çıkıyor.Zeki Rıza Sporel, Hakem Şazi Tezcan ve Nihat Bekdik.Fenerbahçe ve Galatasaray takımları Kadıköy’de bir arada.Taksim Stadı’nda bir maç. Fenerbahçe kaptanı Zeki Rıza Sporel.Fenerbahçe-Hilal maçında!
Soldan sağa Elkatipzade Mustafa Bey, Şekip Kulaksızoğlu, Ragıp Ziya Mağden, Cafer Çağatay, Zeki Rıza Sporel, Sabih Arca, Alaaddin Baydar, Kadri Göktulga, Hasan Kamil Sporel, Bedri Gürsoy, Ömer Tanyeri ve Fahir Yeniçay.Rakibi seçemedik ama bizimkiler orada… Ömer Tanyeri, İsmet Uluğ, Bedri Gürsoy, Sabih Arca ve Alaaddin Baydar kadraja girenler.Muhtemelen bir Tıbbiye müsabakası… İsmet Uluğ Fenerbahçe formasıyla oralarda imiş. Sabih Arca birkaç sıra solda oturuyor.1934 yılı yıldönümü törenlerinde Zeki Rıza Sporel son kez takımının başında kaptan olarak sahaya çıkıyor…Meşhur Fenerbahçe-Slavya maçlarından birinde Taksim Stadyumu’nda…Taksim Stadı’nda kim bilir hangi rakibe karşı, flama değişimi…Yine bir flama değişimi… Bizimkilerden fazla futbolcu girememiş kadraja ama Muvaffak Menemencioğlu orada!Halit Deringör, yine bir sol çıkarmış, topu kaleye gönderiyor!Alışılmadık bir hediye :) Cihat Arman kahkahalara boğulmuş. Yüzler gülüyor! Esat Kaner, Lebip Elmas ve Fikret Arıcan diğer göze çarpanlar…İngiliz takımı Hurra çekerken bizimkiler “Ne oluyor?” dercesine :)Rakip gözükmüyor ama Slavya olduğunu tahmin ediyoruz. Zira Zeki Rıza Sporel beyaz “muhtelit takım” forması ile Taksim Stadı’nda…Taksim Stadı’nda bir derbi hatırası… Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel ve Galatasaraylı Nihat Bekdik, maç öncesinde…Fenerbahçe-Galatasaray ikinci takımları Kadıköy’de karşı karşıya… En solda Fenerbahçeli “Ceylan” Bedri Gürsoy.Yine Taksim Stadı, yine bir derbi hatırası… Yine Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel ve Galatasaraylı Nihat Bekdik.Fenerbahçe’nin ilk Türkiye şampiyonluğunu kazanan 1933 yılı kadrosu, en solda Teknik Direktör Jozsef Schweng ile.Taksim Stadı’nda bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı hatırası!Papazın Çayırı, Union Club, İttihat Spor Sahası ve Fenerbahçe Stadyumu… En müthiş resimlerinden biri.Fenerbahçe Stadı… Sene 1932… Birbirinden müthiş detaylar var fotoğrafta…“Bombacı” Bekir Refet Teker, seneler sonra Fenerbahçe formasıyla ve arkadaşlarıyla birlikte…Fenerbahçe ve Admira kaptanları… Bizim kaptan “Sarı Kanarya” Cihat Arman.Fenerbahçeliler, 1927 yılında Slavya Prag’ı yendikten sonra kulübün bahçesinde zafer pozu veriyorlar.Taksim Stadı’nda devre arasında limon yiyerek dinlenen iki müthiş Fenerbahçeli… Zeki Rıza Sporel ve Şekip Kulaksızoğlu.1933 yılı Türkiye güzeli Nazire Hanım, Fenerbahçe Stadı’nda başlama vuruşunu yapıyor. Alaaddin Baydar, Zeki Rıza Sporel ve Muzaffer Çizer santra noktasında…Fenerbahçe Taksim Stadı’nda sahaya çıkıyor! “Biz bu maçı alırız” özgüveni bir fotoğrafa bu kadar yansıyabilir.Havadan Kadıköy – 1 / 6Havadan Kadıköy – 2 / 6Havadan Kadıköy – 3 / 6Havadan Kadıköy – 4 / 6Havadan Kadıköy – 5 / 6Havadan Kadıköy – 6 / 6#TaraftarınFenerbahçeTarihi… Acaba kim bu fotoğraftaki ağabeyimiz.Fenerbahçe Stadı’nda istenmeyen olaylar. #TaraftarınFenerbahçeTarihi
Bundan iki ay önce Kadıköy Life dergisine, Fenerbahçe’nin Şampiyon Kızlarından Seta Yağcıoğlu hakkında bir yazı kaleme aldık. Önce o yazıyla başlayalım. Sonrasında Seta abla’nın bizlere emanet ettiği müthiş fotoğraf albümüne hep birlikte keyifle göz atalım. Çok yaşa Seta abla…
Erenköy Kız Lisesi’nden Fenerbahçe’ye Bir Spor Efsanesi
Bundan yaklaşık 70 sene önce Fenerbahçe’nin kadın basketbol ve voleybol takımlarını kurmak için çalışmaya başlayan Dr. Selim Çapa ve Tıp Fakültesi öğrencisi Ayten Salih Berkalp, önce Püzant Usta’nın kapısını çaldılar. Kendisi de sarı-lacivertli forma ile futbol oynamış, koyu Fenerbahçeli bir babanın “ele avuca sığmayan” kızı olan Seta, ilerleyen yıllarda önce babasını, sonra tüm Fenerbahçe camiasını gururlandıracak; Türk kadın sporları tarihine adını altın harflerle yazdıracaktı.
Takvim yaprakları 20. yüzyılın ikinci yarısını gösterirken, Türk kulüplerinde basketbol ve voleybol gibi branşlarda kadın takımlarının esamesi bile okunmuyordu. Çamlıca, Erenköy ve Kandilli başta olmak üzere kız liselerinde ise bu alandaki faaliyet en üst seviyeye ulaşmıştı. Okullar arası turnuvalar gazetelerde ve spor dergilerinde sütunlar dolusu habere konu oluyordu.
1954 yazına girilirken, Çamlıca Kız Lisesi mezunu, çiçeği burnunda Tıp Fakültesi öğrencisi Ayten Salih Berkalp, arkadaşı İnci Önen Bayburtluoğlu ile birlikte, Fenerbahçe’de bir kız takımı kurmak için harekete geçti. Adanmış bir Fenerbahçeli olan Dr. Selim Çapa sayesinde kısa zaman zarfında semeresini veren bu çalışmanın en önemli unsurlarından biri de Erenköy Kız Lisesi’nin yıldız sporcusu Seta Erdurmuş (Yağcı) idi.
Babası Püzant Usta’nın elinden tuttuğu gibi Kadıköy Halk Eğitim Merkezi spor salonuna götürdüğü Seta, meşhur Fenerbahçeli antrenör Önder Dai’nin dikkatini çekti ve takımın değişmez bir parçası oldu.
Hemen akabinde bir başka önemli spor siması Alaattin Güneş’in kurduğu Fenerbahçe voleybol takımında da pasör olarak oynamaya başladı ve sporu bırakana kadar bu formayı da kimselere kaptırmadı.
1956 yılında “Kürek takımı kuruyoruz” denildiğinde, yine akla gelen ilk sporculardan biriydi Seta… Beykoz yarışlarında 4 tek ve 8 tekte rakiplerini geçerek şampiyon oldular.
Hangi spor dalında sahaya çıksalar birincilik kupasını kazanıyorlardı. İş zamanla öyle bir hal aldı ki “Atletizm takımı eksik” deyip gündüz eve gelerek Püzant Usta ile beraber Seta’yı müsabakaya götürüyorlar, akşam şampiyon olarak eve bırakıyorlardı.
Kelimenin tam anlamıyla büyülü bir sporcu kadrosunun, rüya gibi yıllarıydı.
Seneler hızla geçti… Bir yol ayrımı gelip çatmak üzereydi… 1960 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray takımları, Türkiye Voleybol Şampiyonluğu için İzmit’te karşı karşıya geldiler.
Fenerbahçe takımı, şehrin Kimsesizler Yurdu binasında kalıyor, oradaki çocukların neşe kaynağı oluyordu. Fakat takım kaptanı Ayten Salih bu turnuvadan sonra Kıbrıs’a gitmek için Türkiye’den ayrılacağı için zaten buruk olan oyuncular, Fenerbahçeli idarecilerin yokluğu yüzünden gitgide daha karamsar bir hale gelmişti.
Arkadaşlarının bu ruh halini hisseden kaptan, acele bir telgrafla durumu kulübe bildirdi ve yönetim kurulundan “Lütfen maça gelmelerini” istedi.
Takım final maçına çıkmak üzere salona doğru yol alırken, içinde Fenerbahçeli idarecileri taşıyan araçlar da İstanbul’dan gelmiş, aynı istikamete doğru ilerliyordu. Onları ilk gören ve otobüsün içinde heyecanla ayağa fırlayan, takımın pasörü Seta oldu. Ayten Salih’in “Bu benim son maçım, bana son bir şampiyonluk hediye etmek istemez misiniz?” sözleriyle kupayı kazanan Fenerbahçeli sporcuların yorgunluğu ve gururu maç sonunda çekilen fotoğrafa olanca gücüyle yansımıştı.
1954-1960 yılları arasında düzenlenen toplam 21 İstanbul ve Türkiye şampiyonluğunun 19 tanesini Fenerbahçe Müzesi’ne kazandıran Fenerbahçe’nin kadın sporcuları, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler temenni ederim” sözünün en müthiş yansımalarından biri olarak tarihe geçtiler.
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Simla Türker Bayazıt, 2019’dan beri yapılan etkinlik ve organizasyonlar ile ilk kadın takımlarının hatırasına büyük bir zarafet ve özenle sahip çıkıyorlar.
Seta Yağcı hâlâ ele avuca sığmıyor… Ve takım arkadaşları ile birlikte Türk kadın sporları tarihinde bir öncü olmanın gururunu sonuna kadar hak eden sayılı isimler olarak zirvedeki yerlerinden bugünkü maçları izliyorlar. Sadece Fenerbahçe’nin değil, kadın takımlarının kazandığı bütün kupalarda kocaman bir payları var; çünkü bu yolu onlar açtı.
1957 gibi özel bir yıl, Fenerbahçe tarihinin en büyük hayal kırıklıklarından birine sahne oldu. Büyük bir coşkuyla yapılması beklenen törenler idare heyetinin aldığı kararlar yüzünden çok az kişiyle gerçekleştirildi. Yine de birbirinden güzel enstantaneler yaşandı. Fenerbahçe’nin 50. yıl törenleri I, detayları ile dönemin Cumhuriyet gazetesinden karşınıza geliyor.
Sertçe geçen rüzgara, kapalıca havaya, idare heyetinin yüksek fiyatla satışa çıkardığı biletler de eklenince merasim az bir seyirci topluluğu önünde yapılmak zorunda kaldı.
Saat 14:30’da merasim başladı. Önce Deniz Eğitim Bandosu olduğu halde bayrağı taşıyan Altan, flamayı taşıyan Karabelen, 50. yıl bayrağını taşıyan Ayten’i müessisler, idare heyeti, eski şampiyonlar, denizciler, basketbol ve voleybol kız ekipleri, voleybol ekibi, basketbol yıldız, genç ve (A) takımları boks, ping-pong takımları, atletizmin üç ekibi ve yıldız, genç ve (A) futbol takımları takip ettiler. Az olmasına rağmen, seyirciler tarafından hararetle alkışlandılar.
Konuşmalar ve Ödül Töreni
İlk sözü kürsüye gelen Vali ve Belediye Reisi Fahrettin Kerim Gökay aldı. Veciz bir hitabede bulunarak “Fenerbahçe Türk milletinin malı olmuştur, var olsun” dedi. Fenerbahçe’ye Vali ve Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin yolladığı buketler sunuldu.
Umumi Katip Ertuğrul Akça söz alarak Fenerbahçe’ye karşı gösterilen alakaya teşekkür etti. Merhum Ali Naci Karacan adına kulübe bir kupa hediye edildi. Galatasaray kulübü mümessili Semih Türkdoğan sarı-kırmızılıların bir buketini hediye etti. Hakkı Yeten de Beşiktaş adına tebrikatta bulundu.
Müteakiben Fenerbahçe’ye emeği geçmiş zevata törenle madalyaları verildi.
En enteresan tevzi en eski Fenerbahçeli Mustafa Elkatib‘e madalyası verilirken oldu. Emektar Fenerbahçeli ağlıyordu. İlk şampiyon takımın soliçi Sait Selahattin Cihanoğlu’na madalyasını Fenerbahçe’nin en genç futbolcusu Ergun Öztuna verdi.
Kızılay teşkilatı ise Fenerbahçe flamasına en büyük nişanını taktı.
Tekaütler Maçı
Program mucibince tekaütler maçı Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynandı. Eskinin şöhretleri klaslarını kaybetmediklerini saha yabancılığı çekmelerine rağmen Dolmabahçe’de de gösterdiler.
Hüsamettin, Lebip, Fazıl (Püzant), Necdet, Halil, Semih, Esat, Müzdat, Ahmet, Boncuk Ömer, Mehmet Reşat ve Bedri’nin yer aldığı Fenerbahçe takımı; Avni, Necmi, Reha, Celal, Eşfak, Musa, Cici Necdet, Selahattin, Fazıl, Danyal’ın oynadığı Galatasaray takımı ile Nurettin Otmar Savcı’nın idaresinde hakikaten çetin bir karşılaşma yaptılar. Bir penaltı kaçıran Galatasaraylılar sahadan 0-0 berabere ayrıldılar.