Etiket: Refik Kuntol

  • Çamurlu Yuvarlak Bir Şey

    Çamurlu Yuvarlak Bir Şey

    Fenerbahçe ile Altınordu, bir zamanların iki ezeli rakibi, 12 Aralık 1919 Cuma günü karşı karşıya gelmişler. Spor Âlemi dergisinde maçı yazan (muhtemelen Çelebizade Sait Tevfik Bey) topun aldığı hali “çamurlu yuvarlak bir şey” olarak anlatmış. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Birinci Küme

    12 Kanunievvel 335

    Altınordu 3 – 2 Fenerbahçe

    Bu oyun lig maçlarının en galeyanlısı ve en meraklısıdır. Çünkü birçok seneden beri bu iki rakip kulüp arasındaki oyunlar ya kavga ile neticeleniyor veyahut berabere kalıyorlardı, bugünkü maçta ise Altınordulular lig maçında oynatılmamasına karar verilmiş olan Hasan Bey’i bulundurduklarından bilmem acaba bu oyun da makbul addolunacak mıdır?

    Mahaza maçın tarz-ı cereyanını izah edelim: Hakem Sedat Bey idi. Muvaffakiyeti şayan-ı takdirdir.

    Takımlar hemen her iki kulübün en iyi oyuncularından terekküb ediyorsa da hepsi bir seviyede bulunmuyordu. Bu oyunda Altınordu’nun sağ ve Fenerlilerin de sol tarafı iyi ilerliyordu.

    (Oyun) başlangıcında gevşek olmakla beraber meraklı cereyan etti. Gerek Fenerliler ve gerek Altınordulular birbirlerini epeyce kurcalamaya başladılar. Fakat Altınordu müdafaası topu gayet iyi vurduklarından muhacimlere hemen muavinlerin yardımına ihtiyaç hissettirmeden yolluyorlardı. Tabii buna muavinler de inzimam ederek daha ziyade takviye ediyordu.

    Fenerlilerin müdafaa hattı kuvvetsiz idi. Muavinler çok gayret ediyor, yalnız İsmet Bey pek iyi oyuncu olmakla beraber asabiyeti dolayısıyla ziyade çalım yapıyor ve bundan dolayı bazı mühim sıralarda topu hasmına veriyordu.

    Fenerliler ilk partide sol tarafta verilen iyi bir pas ile kaptan Zeki Bey tarafından ilk sayı yapıldı, fakat Altınordulular da pek az sonra kale önünde karışıklık esnasında Hasan Bey’in kafasıyla topun rüzgar tesiriyle bir kısmı kaleye dâhil olması hakem tarafından gol addedilerek bir sayı mukabil taraf da yaptı. Ve birinci kısım hitam buldu.

    İkinci partide Fenerliler hücuma başladılar ve epeyce oyun şiddetini tezyid etmişti. Bu sırada uzun havaleli bir top ufak bir çalımla müdafileri geçilerek Fenerlilerden Alaaddin Bey tarafından gayet mühim ikinci sayı dahi yapıldı.

    Bundan sonra Altınordulular ziyade gayret etmesine mukabil Fenerliler de müdafaasını kuvvetlendirmek lazım gelirken bilakis daha açarak fazla sayı yapmak hevesine düştü ve zaten uzun vurulamayan top çamurlar arasında sürünmeye başlandı.

    Korner hattından çekilen toplar hep bu karışıklık esnasında içeriye atıldı. Ve şu suretle galibiyet Fener’de iken ikinci ve üçüncü sayıların yapılmasıyla diğer tarafa teveccüh etti.

    Artık hava kararmaya başlamıştı ve her iki taraf da yorgun bacaklarını çamurlu yuvarlak bir şeyin üzerinde hareket ettirmeye çabalıyorlardı.

    Neticede ikiye karşı üç ile oyun neticelendi.

    Bu maçta en iyi oynayan Fener’den Feyzi Bey’le her iki kulüpten Refik Bey’lerdir.

    Spor Âlemi – Numara:4


    Fotoğraflar: Spor Âlemi dergisinde Fenerbahçe’den Refik Kuntol, Altınordu’dan Refik Osman Top, Fenerbahçe’den Baron Feyzi ve Fenerbahçe’den İsmet Uluğ.

  • Ankara’da Bir Fenerbahçe Kulübü

    Ankara’da Bir Fenerbahçe Kulübü

    Öz Fenerbahçe dergisinin ilk sayısında Alaaddin Baydar imzalı bir yazı, Ankara’da bir Fenerbahçe kulübü kurulduğunu yazıyor; kurucuları, idare heyetini, yapılacak faaliyetleri ve kulübün Fenerbahçe Spor Kulübü ile ilişkisini açıklıyordu. Bu güzel teşebbüsün haberi, bize tarihten çok ilginç bir bilgiyi de beraberinde getirdi. Meğer Hıncal Uluç’un babası Fuat Uluç Fenerbahçeli ve Ankara Fenerbahçeliler Kulübü’nün de kurucu üyesi imiş. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Ankara’da Fenerbahçe Kulübü Kuruldu

    Ankara’da bulunan biz Fenerbahçeliler “Ankara Fenerbahçeliler Kulübü” adı ile içtimai ve sportif bir kulüp kurduk. Gayemiz daimi toplanabilecek bir lokal temin ederek hem aradaki tesanüdü kuvvetlendirmek ve hem de Fenerbahçeli gençlerin spor yapmalarını temin etmektir.

    Müessisler soyadı esas alınmak üzere alfabe sırasıyla:

    Arif Anıl (Belediye Reisi Muavini, Doktor), Alaaddin Baydar, Nasuhi Baydar, Kemali Beyazıt (Maraş Milletvekili), İhsan Ruhi Berent (Maden Tetkik Arama Genel Müdürü), Kemal Bora (Adliye Müfettişi), Sait Çelebi, Mecit Duruiz (İş Bankası Genel Müdürü), Müfit Elbir (S.K.F. Mağazası Sahibi), Nihat Esengin, Refik Kuntol (eski sol açık), Ragıp Ziya Mağden (eski sağ haf), Turhan Cemal (Devlet Demiryolları Cer Müfettişi), Niyazi Sel (eski sağ açık), Hasan Kamil Sporel (Zeki Rıza’nın ağabeyi, eski orta muhacim ve müdafi), Feridun Tokay (Gümrük ve İnhisarlar Zat İşleri Müdürü), Selahattin Görsem (eski mukavemet koşucusu), Ragıp Tüzün (Ankara Belediye Reisi), Yarbay Fuat Uluç, Nevzat Usberg’ten (eski sol açık) ibaret olup yirmi kişidir.

    İdare heyeti intihabı da yapıldı. Reisliğe Nasuhi Baydar, umumi katipliğe İhsan Berent, umumi kaptanlığa Alaaddin Baydar, muhasebeci ve veznedarlığa Hasan Kamil Sporel ve Müfit Elbir tayin olundu. Müessis heyet ve idare heyetinin ilk muvaffakiyeti güzel bir konser temin etmek oldu. Yeni Sinema’da, şehrin en mümtaz tabakasının iştirak ettiği bu müsamere fevkalade oldu. Büyük muvaffakiyet kazanıldı. Gerek maddi ve gerek manevi bakımdan…

    Müsamerenin tertip heyeti Nihat Esengin ve Kemal Tözem ve Sait Çelebi’den mürekkepti. Sanatkarlar konsere bilamenfaat iştirak etmek gibi Fenerbahçelilere karşı büyük bir jestte bulundular.

    Kıymetli sanatkar Mithat Fenmen, Enver Kapelman, Nihat Esengin güzel parçalar çaldılar. Sevinç Tevs iştirakiyle Nihat Esengin’in kıymetli caz orkestrası, Nevin Arınık, Azize Tözem’in alaturka şarkı türküleri ve nihayet radyo temsil kolunun güzide artistlerinin oynadığı güzel bir piyesle bu bulunmaz geceye veda edildi. Müsamereden sonra seyirciler gerek sanatkarları ve gerekse belli başlı Fenerbahçelileri hep tebrik ediyorlardı.

    İlk kuruluşta kulübe büyük menfaatler temin eden bu güzide sanatkarlarımıza ne kadar teşekkür edilse azdır.

    İkinci ve en mühim işimiz bina aramak oluyor. Binanın Fenerbahçe’nin şerefiyle mütenasip olması bittabi en büyük emelimizdir. Bu sebeple kiranın fazlalığına ehemmiyet vermiyor, binanın her cihetçe mükemmel olmasını istiyoruz. Bulduğumuz kaloriferli, bahçe içinde, münferit iki güzel ev için neticeyi pek yakında alacağımızı ümit ediyoruz. Parke döşeli salonlarında bilardo, pinpon, bezik, ve briç gibi oyunlar oynanacağı gibi konferans ve konserler de verileceği şüphesizdir. Kulübün büfesi için daha şimdiden birçok müracaatlar olmaktadır.

    Kulübün rengi sarı laciverttir. Rozeti aynen ana kulübünkine benzemekte yalnız dış dairenin beyaz kısmı üzerinde “Ankara Fenerbahçeliler Kulübü 1948” yazısı bulunmaktadır.

    Daha lokal açılmadığı halde üç yüze yakın azamız bulunmakta, spor şubeleri faaliyete geçtiği zaman bunun iki üç bine yükseleceği faal aza tarafından temin edilmektedir. Amatör maron’a katiyen müsaade etmeyeceğiz. Nim profesyonellik denilen bu halin kulüp sevgisini, spor ahlakını, civanmertliğini berbat ettiği malumdur. Kulübümüz azası spordan bir menfaat aramayacak, sporu spor için yapacaktır.

    Nizamnamemizdeki iki madde Fenerbahçe kulübümüzü doğrudan doğruya ilgilendirmektedir.

    Biri: “Fenerbahçe kulübünün hüviyet varakasını ibraz edenler Ankara’da bulundukları müddetçe Fenerbahçeliler kulübünün de azası sayılırlar”

    Diğeri: “Kulübün feshine karar verildiği takdirde kulübün bütün mal ve mülkleri İstanbul’daki Fenerbahçe kulübüne devredilir”

    Görülüyor ki isimde ufak bir tebeddül olmakla beraber iki kulüp arasında bir fark yoktur. Fenerbahçe Spor Kulübü namının yalnız İstanbul’da kalması tensip edilmiştir. Şu ve bu düşünce ile…

    Pek yakın bir istikbalde kulübün kendi malı bir binası ve spor sahaları olması emelimizdir. Bu olayı bütün Fenerbahçelilere ve Fenerbahçe’yi sevenlere tebşir ederim.

    Yazan: Alaaddin Baydar (Eski Fenerbahçe ve Millî Takım Sağ İçi)

    Ankara'da Bir Fenerbahçe Kulübü