Etiket: Sabri Toprak

  • 35. Senesinde Fenerbahçe’nin Kuruluş Hikayesi

    17 Mayıs 1942 tarihli “Vatan” gazetesinde, “Bir Fenerbahçeli” imzasıyla Fenerbahçe’nin kuruluş yıllarının hikayesi… Böyle yazılar, unuttuğumuz insanları hatırlamak açısından önemli. Her bulduğumuza burada yer vereceğiz. Keyifli okumalar.

    * * * * * *

    1907 yılında idi. Türk spor semasında bir güneş doğdu. Kadıköy gençliği başlarında Ziya Nuri, Ayetullah, Enver, Asaf, Yahya olduğu halde Türk spor tarihinde şerefli sayfalar açan, bugün başlı başına bir tarihi olan Fenerbahçe’nin temelini attılar. Bu temiz yuvayı kurdular.

    Fenerbahçe’nin ilk kuruluş günlerinde büyük zorluklara rağmen yılmadan çalışan gençler, her türlü müşkülatı yendiler ve memleket sporuna bu eşsiz denecek yuvayı sarsılmaz bir cemiyet haline getirdiler.

    Fenerbahçe ismini Kadıköyü’nün, o tabiatın bütün güzelliklerini bir araya getirmiş Fenerbahçe’den, renklerini de o zümrüt çayırları süsleyen baharın ilk çiçeği papatyanın sarı-beyaz renginden aldılar.

    İşte bu arada merhum Galip’i, Fuat Hüsnü’yü, meşhur Hasan’ı, Hamit Hüsnü’yü, Tevfik Haccar’ı, Hasan Kamil’i, Kemal Aşki’yi, Mustafa Elkatib’i, Sait Selahattin’i, Yahya’yı Fenerbahçeliler arasına karışmış görüyoruz.

    Fenerbahçe Umumi Harp’ten evvel çok sıkıntı geçirdi. Fakat azimkar gençlerin çalışmasıyla bu buhranlara göğüs gerildi. Kemal Aşkı’nın verdiği bir tek kulübede çalışmalarına devam etti. Ve Moda, Kadıköy, Strugglers’ın yanında yer aldı.

    Fenerbahçe her gün daha kuvvetli bir hale geliyor ve yeni elamanları arasına alıyordu. Elkatip Mustafa’nın geceli gündüzlü çalışmasıyla Türk futbol tarihinde birer yıldız olarak parlayan Zeki’ler, Bekir’ler, Sabih’ler, İsmet’ler, Arif’ler, merhum Sırrı’lar, Ragıp’lar, Fenerbahçe kadrosunda yer aldılar.

    Biz yine Fenerbahçe’nin o şerefli tarihine geçelim : Fenerbahçe bu sırada bir buhran devresi geçirdi. Bekir ve Otomobil Nuri de dahil olduğu halde birinci takımın sekiz dokuz kişisi ayrılarak diğer bir kulübü tesis ettiler. Fakat bu buhran Fenerbahçe’yi sarsmadı. Bilakis daha ziyade çalışamaya sevk etti. İşte bu aradadır ki Fenerbahçe takımında yeni yıldızlar parladı.

    Umumi harp sıralarında idi, gençler memleket müdafaası için vatan sınırlarına koştular. Spor faaliyeti sekteye uğradı. İşte bu buhranlı devrede merhum Sabri Toprak’ı Fenerbahçe’nin başında görüyoruz. Bu büyük insanın himmeti ile Fenerbahçe bu arada yeni bir binaya da sahip oldu ve Kuşdili’ndeki yanan binaya yerleşti.

    Fenerbahçe asıl tarihini, o ölmez sevgisini mütareke yıllarındaki galibiyetleriyle yaptı. Sevgisini bir mezhep haline getirdi. Her önüne gelen ecnebi takımını yenerek spor tarihimizde şerefli sayfalar açtı.

    Fenerbahçe tarihinde Mustafa Elkatip’ten sonra merhum Mocuğu da unutmamak icap eder. Mocuk zamanın Mustafa’sı olmuştu. Onun çalışmasıdır ki Büyük Fikret, Muzaffer, Niyazi, Mehmet Reşat gibi futbol yıldızları parladı.

    Fenerbahçe futbolda olduğu gibi diğer spor sahalarında da başta yer aldı. Bilhassa teniste memlekete, merhum Galipleri, Suatları, Sedatları, Zekileri, Saitleri, Tevfikleri kazandırdı.

    Denizde, atletizmde de büyük muvaffakiyetler gösterdi. Fenerbahçe’ye hizmet edenler arasında merhum Sabri Toprak, sporcu Hariciye vekilimiz Şükrü Saracoğlu, eşsiz sporcu Galip, Ali Muhiddin Hacıbekir, Zeki Rıza Sporel, Hasan Kamil, Fuat Hüsnü, Hamit Hüsnü, Tevfik Taşçı, Hayri Celal, Muvaffak Menemencioğlu’nun isimlerini zikredebiliriz.

    Fenerbahçe tarihinde açılmış bir şerefli yaprak daha var. O da Ebedi Şef Atatürk’ün kulübü ziyaretinde hatıra defterine kaydettiği birkaç satırdır. Büyük kurtarıcı ihtisaslarını şöyle ifade ediyor:

    “Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta mazharı takdir olmuş bulunan asarı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbabı himmetini tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim”

    Fenerbahçe tarihini süsleyen şerefli sayfalar arasında Slavya, El-İttihad galibiyetleri ve daha bunun yüzlerca açılmış zafer sayfaları da vardır.

    Fenerbahçe’nin ölmez bir tarihi, şerefli bir mazisi var ve bundan sonra da daha bir çok sayfalar açılacaktır.

    Bir Fenerbahçeli

  • Burası Mustafa Kemal Paşa’nın Kulübü

    Burası Mustafa Kemal Paşa’nın Kulübü

    Başlık fazla mı iddialı oldu? Haklısınız. Fakat ne yapalım, gerçek bu! Burası Mustafa Kemal Paşa‘nın Kulübü.

    Altay’ı ziyaret etti…Güneş Kulübü’nü de… Karşıyaka’yı da… “Belgeli” ve “gerçek kişilerin hatıralarıyla sabit” ilk spor kulübü ziyareti ise Fenerbahçe’ye… Günün birinde, birisi densizlik edip “Paşam siz hangi takımı tutuyorsunuz?” diye sorduğunda (bu tip ulu orta havai muhabbetlerden hoşlanmadığı bilinen) o büyük insan “Böyle mevkilere gelmiş devlet adamları kulüpçülük yapmaz” demiş, doğrudur.

    Fakat bir gerçek var ki Mustafa Kemal Paşa; Atatürk…
    Fenerbahçe’yi kelimenin tam anlamıyla, seviyordu.

    3 Mayıs 1918…

    Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa, bir önceki geceyi Fenerbahçe Başkanı arkadaşı Sabri Bey’in evinde misafir olarak geçirdi. Öğlen saatlerinde de Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Kuşdili’ndeki lokalini ziyarete geldi ve burada saatlerce kaldı.

    Yalnızca 1 sene sonra millî mücadeleyi başlatmak için Anadolu’ya geçecek olan Atatürk, önce kulüp hatıra defterini imzaladı. Günün sonunda Elkatipzade Mustafa Bey’in idaresindeki futaya binip Sabri Bey’in Moda’daki evine geri dönmeden önce iskeleden kendisini uğurlayanlara dönerek “Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler dilerim” dedi.

    5-6 Haziran 1932 gecesinde, Fenerbahçe’nin zafer hatıralarıyla dolu olan bu lokal çıkan bir yangında kül olduğunda şüphesiz Gazi Paşa da çok üzüldü. 21 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 500 Liralık bağış haberi çıktı.

    Yangında yok olduğu düşünülen defter ise 7 Nisan 1944 Cuma günü, Vatan gazetesi genel yayın yönetmeni, büyük Fenerbahçeli “Con” Kemal Onan’ın masasında belirdi. Kimliği belirsiz biri defteri getirip bırakmıştı.

    Kim bilir, belki günün birinde o gün çekilen fotoğraflar, bir yerlerden çıkıverir.

    Burası Fenerbahçe… Mustafa Kemal Paşa’nın kulübü… 3 Mayıs 1918’den sonsuza kadar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

  • Onları Tanımak Fenerbahçe Tarihini Bilmek Demek : Müessisler

    1932 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yayınlanan bir kitapçıkta Fenerbahçe’nin müessisleri, yani kurucuları tanıtılmış. O yıllarda toplam 62 kişi olan bu isimler alfabetik sırayla yazılmış. Çok önemli bir belge…

    * * * * * *

    1) Ahmet Nuri Bey (İbnirefik)
    Kulübe ilk senelerinde intisap etmiş ve hizmetlerde bulunmuştur. Muharrir ve müelliftir.

    2) Alaattin Esat Bey
    Ankara’da Yün-İş muhasebesinde memurdur. Küçük takımlarda yetişmiş, birinci takımlarda yetişmiş, birinci takımda senelerce oynamıştır. “Futbol Artisti” olmakla maruftur. Buraya gelen ecnebi takımlarının ve Avrupa turnesinde kendisini seyreden bütün halkın derhal nazarı dikkatini celbeden bir avcı hakimiyetine maliktir. On dört defa beynelmileldir.

    3) Ali Muhiddin Bey (Hacı Bekir Zade)
    Müessis âzâdan olan Ali Muhiddin Bey kulübün mâlî işlerinde çok çalışan ve kulübe büyük yardımlarda bulunanlardandır.

    4) Ali Naci Bey;
    Senelerce Türk matbuatında gazete sahipliği, başmuharrir sıfatıyla hizmet etmiş, Fenerbahçe’nin lehinde yaptığı neşriyatla esasen halk kütleleri arasında çok sevilen Sarı-Lacivertlilerin muhabbetlerini kalplerde kökleştirmiştir. Şimdi Anadolu Ajansı’nın Balkan mümessilidir.

    5) Arif Rıza Bey
    Küçük takımlarda futbola başlamış, sırasıyla birinci takıma kadar geçmiştir. Geçirdiği bir hastalık yüzünden istifade edilecek bir yaşta futbolu terk etmiştir. Liman şirketinde memurdur.

    6) Asaf Bey
    Deniz inşaat mühendislerinden olan bu zat kulübü ilk kuranlardan biridir.

    7) Bedri Hakkı Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda ve milli futbol ekibimizde oynamıştır. Kadıköyü’nde Altıyolağzı’nda diş doktoru.

    8) Cafer Ali Bey
    Senelerce birinci takım müdafaasında sarı lacivert forma için çok çalışmıştır. Milli takımda yer almış kıymetli futbolcularımızdandır. Eczacıdır.

    9) Celal Bey
    Kulübe bilahare intisap etmiş olmakla beraber çok hizmetleri görülmüştür. Elektrik şirketi memurin müdürüdür.

    10) Emin Ahmet Bey
    Seyrisefain sabık memurlarından

    11) Enver Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. Senelerce ecnebi mekteplerde Türkçe okutmuş, rüsumat müfettişliği yapmıştır.

    12) Enver Cemal Bey
    Büyükdere belediye muhasebecisidir.

    13) Fahir Bey
    Darülfünun kimya şubesinde asistandır. Üçüncü takımdan başlamış, birinci futbol takımında beş sene sol muavin oynamıştır.

    14) Fuat Hüsnü Bey
    Mütekait bahriye kaymakamı ve sabık üssübahri kumandanı. İlk Türk futbolcusu olmakla maruftur.

    15) Galip Bey
    Senelerce Fenerbahçe’de oynamış, emektar bir futbolcudur. Bütün gençler için numune olmaya layık bir spor adamıdır. Şimdi Fenerbahçe Stadı’nın müdürlüğü vazifesini kabul etmiştir.

    16) Hakkı Saffet Bey
    Kulübü ilk kuranlardan biridir. Emlak ve Eytam Bankası umumi müdürüdür.

    17) Hakkı Şinasi Paşa
    İstanbul mebusu. Kulübe çok hizmet etmiştir.

    18) Hamdi “Nebizade” Bey
    Kulübe değerli himmetleri dokunmuştur. Trabzon mebusudur.

    19) Hamit Hüsnü Bey
    Kulübün ilk inkişaf devrelerinde senelerce başta bulunmuştur. Doktordur.

    20) Hasan Kamil Bey
    Fenerbahçe’nin ilk takımlarında oynamıştır. Amerika’dan dönüşte uzun müddet Fenerbahçe’nin ve milli takımın kaptanlığını yapmış. “Dalgakıran” lakabıyla şöhret kazanmıştır. Standart Oil şirketinde memurdur.

    21) Hayri Celal Bey
    İdare heyetinde senelerce çalışmıştır ve umumi katiptir. Muhtelit mübadele komisyonunda memurdur.

    22) Hikmet Agah Bey
    İlk takımlarda sol açık oynamış ve bu mevkide senelerce rakipsiz kalmıştır. Rıhtım şirketinde memurdur.

    23) Hulki Bey
    Kulübün futbol ve hokey takımlarında uzun müddet çalışmış, denizcilikte himmeti görülmüştür. Emlak sahiplerindendir.

    24) Hulki Bey
    Ticaretle meşguldür.

    25) Hüseyin Hüsnü Bey
    Kulübe ilk intisap edenlerden olup şimdi Girit’tedir.

    26) Hüseyin Sami Bey
    Küçük takımları çalıştırmak suretiyle kulübün son yıldızlarını bizzat yetiştirenlerden ve kulübe büyük hizmetleri dokunanlardan biridir. İş bankası umumi müfettişidir.

    27) Hüsnü Bey
    Çok eski bir sporcu olan Hüsnü Bey kulübe cidden değerli hizmetler ifa etmiştir. Geyve kaymakamıdır.

    28) İsmet Salih Bey
    Futbol, teniz, denizcilik ve boks şubelerinde çalışmıştır. Zamanının en iyi futbolcularındandı. Senelerce Fenerbahçe’de ve milli takımda merkez muavin oynamıştır. Adana askeri hastanesi göz mütehassisidir.

    29) Kadri Celal Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda senelerce muavin ve müdafi oynamıştır. On bir defa beynelmileldir. Tütün inhisarı memurlarındandır.

    30) Kemal Aşkı Bey
    Kulübe ilk senelerinde girmiştir. İlk kulüp binasını Fenerbahçelilere tahsis etmiştir. Mühendistir.

    31) Kemal Cenap Bey
    Yeni, fakat çok yardım etmiş müessislerdendir. Memleketin en kıymetli profesör ve doktorlarındandır.

    32) Kenan Hasan Bey
    Çok çalışkan bir Fenerbahçelidir. Mütehassis röntgencidir. Yalnız Fenerbahçelilere değil, bütün sporculara yaptığı tıbbi yardımlar minnetle kaydedilecek kadar büyüktür.

    33) Lütfü Cemal Bey
    Futbol ve hokey takımlarında uzun müddet muvaffakiyetle oynamıştır. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    34) Mahmut Celalettin Bey
    Kulübe hizmeti çok dokunanlardandır. Sigorta işleriyle meşguldür. Neşe verici sohbetleri maruftur.

    35) Mazhar Bey
    Eski Fenerbahçelilerdendir. Bankacıdır.

    36) Mehmet Reşat Bey
    Futbol ve teniste çok çalışmıştır. İdare heyetinde muhasebecidir. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    37) Muhsin Yeğen Bey
    Mısır prenslerindendir. Futbol ve tenis şubesinde çalışmış, her sporda muvaffakiyet gösterenlerdendir.

    38) Mustafa Bey (Elkatipzade)
    Kulübün ilk kuruluş devirlerinde en fazla çalışanlardan biridir. Yalnız Fener’in değil, belki bütün Türkiye’nin en maruf futbolcularını yetiştirmiştir. Zeki, Bekir, Alaattin, Cemil, Haydar ve daha yüzlerce futbolcu onun teşvik ve himmetiyle yükselmiştir.

    39) Muvaffak Rıfat Bey
    Kulübe bir çok değerli hizmetler yapmıştır. Senelerce futbol ve bisiklet federasyonlarının başında çalışmış, halis ve eski bir sporcudur. Anadolu Ajansı Umumi Müdürüdür.

    40) Müfit Şevket Bey
    Bursa’da Doç otomobil şirketi acentasıdır.

    41) Nasuhi Esat Bey
    Kulübü ilk kuranlar meyanındadır. Senelerce İstanbul mıntıkasının başında ve futbol federasyonunda çalışmıştır. Ankara’da Emlak Bankası umumi katip muavinidir.

    42) Necip Bey
    Kulübü ilk kuranlar arasındadır.

    43) Ömer Nazıma Bey
    Almanya’da ticaretle meşguldür.

    44) Ragıp Bey
    Fenerbahçe’nin üçüncü, ikinci ve birinci takımlarında uzun müddet oynamıştır. Adana’da Ziraat mektebi mütehassıslarındandır.

    45) Sabih Fani Bey
    Hokey, birinci futbol takımlarında ve tenis ekibinde çalışmış eski bir sporcudur. Teknik bilgisiyle maruftur. Dört defa beynelmileldir. Milas Osmanlı Bankası muhasebecisidir.

    46) Sabri Bey
    Sabık Ziraat Vekili. Mebus. Kulübe en çok hizmeti dokunanlardan biridir. İlk teşekkül devirlerinde ve en müşkül zamanlarında kulübe yardım etmiş. Fenerbahçe’nin bugünkü kuvvetli halinde fiilen en büyük amil olmuştur. Her Fenerbahçeli onu daima minnetle yad eder. Bunun içindir ki Sabri Bey daima kulübün umumi reisidir.

    47) Saip Şevket Bey
    Sporda nazari ihtisasıyla tanınmıştır. Selanik Bankası hukuk müşaviridir.

    48) Sadi Hayri Bey
    Birinci futbol takımının orta muavinliğinde senelerce çalışmıştır. Müteahhittir.

    49) Sait Selahattin Bey
    Kulübün ilk takımlarından itibaren senelerce sol iç ve orta muhacim oynamıştır. Tenis ve avcılıkta şöhreti vardır. Orta Afrika’da avlanan yegane Türk sporcusudur. Deniz Ticaret Mektebi idman muallimidir.

    50) Sait Tevfik Bey (Çelebizade)
    Kulübe büyük hizmetleri dokunan, umumi harp senelerinde herkesin ümitsizliğe düştüğü fena şerait içinde en çok çalışan bir idarecidir. Otomobil ve radyo komisyonculuk ve ticaretle meşguldür.

    51) Selahattin Manço Bey
    İzmir’de memuriyetle iştigal etmektedir.

    52) Servet Bey
    İstanbul belediye mühendislerindendir.

    53) Süreyya Salih Bey
    İş Bankası levazım şefidir.

    54) Şakir Bey (Beşe Zade)
    Eski futbolculardandır. Kulübe fiilen hizmet edenlerdendir. Ticaretle meşguldür.

    55) Şefkati Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. İzmir’de emlak sahibidir.

    56) Şekip Mustafa Bey
    Kulübün küçük takımlarından yetişmiş bir futbolcusu ve birinci takımın eski kalecisidir. Zonguldak Madem Mühendis Mektebi muallimlerindendir.

    57) Tevfik Haccar Bey
    Eski ve kıymetli bir sporcudur. Tenis, futbol ve hokey şubelerinde, denizcilikte çalışmıştır. Atletizm federasyonu tenis komitesi reisidir. Kibrit şirketi emtia şefidir.

    58) Vasıf Bey
    Kulübe çok hizmeti görülen müessislerdendir. Roma sefirimizdir.

    59) Yahya Berki Bey
    İlk intisap edenlerden biridir. İdare işlerinde hizmeti görülmüştür. Ticaret ve zahire borsası memurudur.

    60) Zeki Rıza Bey
    Fenerbahçe’nin ve milli takımın senelerden beri kaptanıdır. En maruf futbolcularımızdandır. İyi bir tenisçidir. Milli Spor Mağazası’nın sahibidir.

    61) Zeki Mazlum Bey
    Sanayi Maden Bankası memuru.

    62) Ziya Bey
    Kulübün bir numaralı âzâsı ve ilk kuranların başında bulunan müessisidir. Böyle olduğu halde alfabe sırasıyla yazılan müessislerin en sonuna düşüyor.

  • Fenerbahçe Müessisleri

    Fenerbahçe Müessisleri

    1932 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yayınlanan bir kitapçıkta Fenerbahçe’nin müessisleri, yani kurucuları tanıtılmış. Farklı tarihlerde, farklı sayılarla yayınlanan bu liste, o yıllarda toplam 62 kişiden ibaretmiş. Bu isimler alfabetik sırayla yazılmış. Çok önemli bir belge…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    A-E Arası

    1) Ahmet Nuri Bey (İbnirefik)
    Kulübe ilk senelerinde intisap etmiş ve hizmetlerde bulunmuştur. Muharrir ve müelliftir.

    2) Alaattin Esat Bey
    Ankara’da Yün-İş muhasebesinde memurdur. Küçük takımlarda yetişmiş, birinci takımlarda yetişmiş, birinci takımda senelerce oynamıştır. “Futbol Artisti” olmakla maruftur. Buraya gelen ecnebi takımlarının ve Avrupa turnesinde kendisini seyreden bütün halkın derhal nazarı dikkatini celbeden bir avcı hakimiyetine maliktir. On dört defa beynelmileldir.

    3) Ali Muhiddin Bey (Hacı Bekir Zade)
    Müessis âzâdan olan Ali Muhiddin Bey kulübün mâlî işlerinde çok çalışan ve kulübe büyük yardımlarda bulunanlardandır.

    4) Ali Naci Bey;
    Senelerce Türk matbuatında gazete sahipliği, başmuharrir sıfatıyla hizmet etmiş, Fenerbahçe’nin lehinde yaptığı neşriyatla esasen halk kütleleri arasında çok sevilen Sarı-Lacivertlilerin muhabbetlerini kalplerde kökleştirmiştir. Şimdi Anadolu Ajansı’nın Balkan mümessilidir.

    5) Arif Rıza Bey
    Küçük takımlarda futbola başlamış, sırasıyla birinci takıma kadar geçmiştir. Geçirdiği bir hastalık yüzünden istifade edilecek bir yaşta futbolu terk etmiştir. Liman şirketinde memurdur.

    6) Asaf Bey
    Deniz inşaat mühendislerinden olan bu zat kulübü ilk kuranlardan biridir.

    7) Bedri Hakkı Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda ve milli futbol ekibimizde oynamıştır. Kadıköyü’nde Altıyolağzı’nda diş doktoru.

    8) Cafer Ali Bey
    Senelerce birinci takım müdafaasında sarı lacivert forma için çok çalışmıştır. Milli takımda yer almış kıymetli futbolcularımızdandır. Eczacıdır.

    9) Celal Bey
    Kulübe bilahare intisap etmiş olmakla beraber çok hizmetleri görülmüştür. Elektrik şirketi memurin müdürüdür.

    10) Emin Ahmet Bey
    Seyrisefain sabık memurlarından

    11) Enver Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. Senelerce ecnebi mekteplerde Türkçe okutmuş, rüsumat müfettişliği yapmıştır.

    12) Enver Cemal Bey
    Büyükdere belediye muhasebecisidir.

    F-H Arası

    13) Fahir Bey
    Darülfünun kimya şubesinde asistandır. Üçüncü takımdan başlamış, birinci futbol takımında beş sene sol muavin oynamıştır.

    14) Fuat Hüsnü Bey
    Mütekait bahriye kaymakamı ve sabık üssübahri kumandanı. İlk Türk futbolcusu olmakla maruftur.

    15) Galip Bey
    Senelerce Fenerbahçe’de oynamış, emektar bir futbolcudur. Bütün gençler için numune olmaya layık bir spor adamıdır. Şimdi Fenerbahçe Stadı’nın müdürlüğü vazifesini kabul etmiştir.

    16) Hakkı Saffet Bey
    Kulübü ilk kuranlardan biridir. Emlak ve Eytam Bankası umumi müdürüdür.

    17) Hakkı Şinasi Paşa
    İstanbul mebusu. Kulübe çok hizmet etmiştir.

    18) Hamdi “Nebizade” Bey
    Kulübe değerli himmetleri dokunmuştur. Trabzon mebusudur.

    19) Hamit Hüsnü Bey
    Kulübün ilk inkişaf devrelerinde senelerce başta bulunmuştur. Doktordur.

    20) Hasan Kamil Bey
    Fenerbahçe’nin ilk takımlarında oynamıştır. Amerika’dan dönüşte uzun müddet Fenerbahçe’nin ve milli takımın kaptanlığını yapmış. “Dalgakıran” lakabıyla şöhret kazanmıştır. Standart Oil şirketinde memurdur.

    21) Hayri Celal Bey
    İdare heyetinde senelerce çalışmıştır ve umumi katiptir. Muhtelit mübadele komisyonunda memurdur.

    22) Hikmet Agah Bey
    İlk takımlarda sol açık oynamış ve bu mevkide senelerce rakipsiz kalmıştır. Rıhtım şirketinde memurdur.

    23) Hulki Bey
    Kulübün futbol ve hokey takımlarında uzun müddet çalışmış, denizcilikte himmeti görülmüştür. Emlak sahiplerindendir.

    24) Hulki Bey
    Ticaretle meşguldür.

    25) Hüseyin Hüsnü Bey
    Kulübe ilk intisap edenlerden olup şimdi Girit’tedir.

    26) Hüseyin Sami Bey
    Küçük takımları çalıştırmak suretiyle kulübün son yıldızlarını bizzat yetiştirenlerden ve kulübe büyük hizmetleri dokunanlardan biridir. İş bankası umumi müfettişidir.

    27) Hüsnü Bey
    Çok eski bir sporcu olan Hüsnü Bey kulübe cidden değerli hizmetler ifa etmiştir. Geyve kaymakamıdır.

    İ-N Arası

    28) İsmet Salih Bey
    Futbol, teniz, denizcilik ve boks şubelerinde çalışmıştır. Zamanının en iyi futbolcularındandı. Senelerce Fenerbahçe’de ve milli takımda merkez muavin oynamıştır. Adana askeri hastanesi göz mütehassisidir.

    29) Kadri Celal Bey
    Küçük takımlardan başlayarak birinci takımda senelerce muavin ve müdafi oynamıştır. On bir defa beynelmileldir. Tütün inhisarı memurlarındandır.

    30) Kemal Aşkı Bey
    Kulübe ilk senelerinde girmiştir. İlk kulüp binasını Fenerbahçelilere tahsis etmiştir. Mühendistir.

    31) Kemal Cenap Bey
    Yeni, fakat çok yardım etmiş müessislerdendir. Memleketin en kıymetli profesör ve doktorlarındandır.

    32) Kenan Hasan Bey
    Çok çalışkan bir Fenerbahçelidir. Mütehassis röntgencidir. Yalnız Fenerbahçelilere değil, bütün sporculara yaptığı tıbbi yardımlar minnetle kaydedilecek kadar büyüktür.

    33) Lütfü Cemal Bey
    Futbol ve hokey takımlarında uzun müddet muvaffakiyetle oynamıştır. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    34) Mahmut Celalettin Bey
    Kulübe hizmeti çok dokunanlardandır. Sigorta işleriyle meşguldür. Neşe verici sohbetleri maruftur.

    35) Mazhar Bey
    Eski Fenerbahçelilerdendir. Bankacıdır.

    36) Mehmet Reşat Bey
    Futbol ve teniste çok çalışmıştır. İdare heyetinde muhasebecidir. Devlet Demiryolları şeflerindendir.

    37) Muhsin Yeğen Bey
    Mısır prenslerindendir. Futbol ve tenis şubesinde çalışmış, her sporda muvaffakiyet gösterenlerdendir.

    38) Mustafa Bey (Elkatipzade)
    Kulübün ilk kuruluş devirlerinde en fazla çalışanlardan biridir. Yalnız Fener’in değil, belki bütün Türkiye’nin en maruf futbolcularını yetiştirmiştir. Zeki, Bekir, Alaattin, Cemil, Haydar ve daha yüzlerce futbolcu onun teşvik ve himmetiyle yükselmiştir.

    39) Muvaffak Rıfat Bey
    Kulübe bir çok değerli hizmetler yapmıştır. Senelerce futbol ve bisiklet federasyonlarının başında çalışmış, halis ve eski bir sporcudur. Anadolu Ajansı Umumi Müdürüdür.

    40) Müfit Şevket Bey
    Bursa’da Doç otomobil şirketi acentasıdır.

    N-Ş Arası

    41) Nasuhi Esat Bey
    Kulübü ilk kuranlar meyanındadır. Senelerce İstanbul mıntıkasının başında ve futbol federasyonunda çalışmıştır. Ankara’da Emlak Bankası umumi katip muavinidir.

    42) Necip Bey
    Kulübü ilk kuranlar arasındadır.

    43) Ömer Nazıma Bey
    Almanya’da ticaretle meşguldür.

    44) Ragıp Bey
    Fenerbahçe’nin üçüncü, ikinci ve birinci takımlarında uzun müddet oynamıştır. Adana’da Ziraat mektebi mütehassıslarındandır.

    45) Sabih Fani Bey
    Hokey, birinci futbol takımlarında ve tenis ekibinde çalışmış eski bir sporcudur. Teknik bilgisiyle maruftur. Dört defa beynelmileldir. Milas Osmanlı Bankası muhasebecisidir.

    46) Sabri Bey
    Sabık Ziraat Vekili. Mebus. Kulübe en çok hizmeti dokunanlardan biridir. İlk teşekkül devirlerinde ve en müşkül zamanlarında kulübe yardım etmiş. Fenerbahçe’nin bugünkü kuvvetli halinde fiilen en büyük amil olmuştur. Her Fenerbahçeli onu daima minnetle yad eder. Bunun içindir ki Sabri Bey daima kulübün umumi reisidir.

    47) Saip Şevket Bey
    Sporda nazari ihtisasıyla tanınmıştır. Selanik Bankası hukuk müşaviridir.

    48) Sadi Hayri Bey
    Birinci futbol takımının orta muavinliğinde senelerce çalışmıştır. Müteahhittir.

    49) Sait Selahattin Bey
    Kulübün ilk takımlarından itibaren senelerce sol iç ve orta muhacim oynamıştır. Tenis ve avcılıkta şöhreti vardır. Orta Afrika’da avlanan yegane Türk sporcusudur. Deniz Ticaret Mektebi idman muallimidir.

    50) Sait Tevfik Bey (Çelebizade)
    Kulübe büyük hizmetleri dokunan, umumi harp senelerinde herkesin ümitsizliğe düştüğü fena şerait içinde en çok çalışan bir idarecidir. Otomobil ve radyo komisyonculuk ve ticaretle meşguldür.

    51) Selahattin Manço Bey
    İzmir’de memuriyetle iştigal etmektedir.

    52) Servet Bey
    İstanbul belediye mühendislerindendir.

    53) Süreyya Salih Bey
    İş Bankası levazım şefidir.

    Ş-Z Arası

    54) Şakir Bey (Beşe Zade)
    Eski futbolculardandır. Kulübe fiilen hizmet edenlerdendir. Ticaretle meşguldür.

    55) Şefkati Bey
    Kulübü ilk kuranlardandır. İzmir’de emlak sahibidir.

    56) Şekip Mustafa Bey
    Kulübün küçük takımlarından yetişmiş bir futbolcusu ve birinci takımın eski kalecisidir. Zonguldak Madem Mühendis Mektebi muallimlerindendir.

    57) Tevfik Haccar Bey
    Eski ve kıymetli bir sporcudur. Tenis, futbol ve hokey şubelerinde, denizcilikte çalışmıştır. Atletizm federasyonu tenis komitesi reisidir. Kibrit şirketi emtia şefidir.

    58) Vasıf Bey
    Kulübe çok hizmeti görülen müessislerdendir. Roma sefirimizdir.

    59) Yahya Berki Bey
    İlk intisap edenlerden biridir. İdare işlerinde hizmeti görülmüştür. Ticaret ve zahire borsası memurudur.

    60) Zeki Rıza Bey
    Fenerbahçe’nin ve milli takımın senelerden beri kaptanıdır. En maruf futbolcularımızdandır. İyi bir tenisçidir. Milli Spor Mağazası’nın sahibidir.

    61) Zeki Mazlum Bey
    Sanayi Maden Bankası memuru.

    62) Ziya Bey
    Kulübün bir numaralı âzâsı ve ilk kuranların başında bulunan müessisidir. Böyle olduğu halde alfabe sırasıyla yazılan müessislerin en sonuna düşüyor.

  • Atatürk’ü Fenerbahçe’ye Getiren Başkan : Sabri Toprak

    3 Mayıs 1918 günü Mustafa Kemal Paşa, Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ziyarete gelmeden önce, geceyi Fenerbahçe Başkanı Sabri Toprak’ın evinde geçirmişti.

    Türkiye’nin, Kadıköy’ün ve Fenerbahçe’nin bu namus timsali ismi, 19 Şubat 1938’de hayatını kaybetti. Gazetelerde arkasından yazılanları burada derlemeye çalıştık. Keyifli okumalar.

    * * * * * *

    Sabri Toprak 1878 senesinde Saruhan’ın adı şimdi Turgutlu olan eski kasaba kazasında bir tüfekçi ustasının oğlu olarak doğdu.

    İlk tahsilini orada görürken gösterdiği zeka ve kabiliyet üzerine o zaman kasabada bulunan Haydar Rıfat ailesi tarafından Haydar Rıfat’ın tahsilde bulunduğu Darüşşafaka’ya sevkedilerek yerleştirildi ve burada her yıl daima sınıfının birincisi olarak 1313’de (1897) mezun oldu. O zamanlar Darüşşafaka’nın mütefennin mezunlarının tercihan Telgrafhane’ye ayrılmaları usuldendi. Bu suretle Posta ve Telgraf Nezareti’nin tercüme kalemine memur olan Sabri Toprak, bir taraftan da hukuk tahsiline devam ederek, oradan da şahadetname aldıktan sonra telsiz telgraf tahsili için Berlin’e gönderildi.

    Sabri, posta ve telgrafta vazife görürken iki arkadaşı vardı : Birinin adı Kemal, birinin adı Hamdi idi. Kemal’i politika alemi Kara Kemal olarak tanır. Hamdi de Sigortacı Hamdi denmekle maruf idi.

    Meşrutiyet, Sabri Toprak’ı Almanya’dan döndükten sonra Telgrafhane’de buldu ve kendisi Telgraf Mektebi Müdürlüğü’nü ifa ettikten siyasi hayata girerek “İttihat ve Terakki” namzedi olarak Saruhan mebusluğuna intihab edilerek Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın ikinci içtima devresine iştirak etti.

    Sabri Bey, bütün umumi harp senelerinde İttihat ve Terakki’nin Kadıköy Katib-i Mesullüğünü yaptı. Talat Paşa kabinesinin istifası üzerine toplanan son İttihat ve Terakki kongresinde işgal kuvvetlerine, saraya ve memlekete hakim olmaya çalışan menfi cereyanlara mukavemet etmek maksadıyla İttihat ve Terakki’nin temiz kalmış unsurlarından mürekkep olmak üzere kurulan Teceddüd Fırkası’nın başına geçti. Sabri Toprak, o zaman büyük bir tecellüd ve medeni cesaret göstererek saraya ve işgal kuvvetlerine dayanan mütareke hükümleriyle mücadele etti ve nihayet Damat Ferit hükümetinin emriyle 1919 senesi Mart ayında tevkif edildi. Bekirağa bölüklerinde ıstırap çekti. Malta’ya gönderildi.

    Ancak Sabri Bey merhum, Kadıköy İttihat ve Terakki mesullüğü esnasında bütün Kadıköy halkının muhabbet ve hürmetini kazanmış bir zat olduğundan böyle apansız tevkifi, muhitte derin bir teessür uyandırmış, Türk ve ecnebilerden mürekkep 500 kişi bir mazbata hazırlayarak bu hadiseyi işgal kuvvetleri kumandanı Amiral Calthorpe ile Damat Ferit hükümeti nezdinde şiddetle protesto etmişlerdi.

    Sabri Toprak Malta’da “Tel Örgüsü Hastalığı” denilen sinir rahatsızlığından uzak kalan pek az mahpustan biriydi. Daima neşesini ve latifeci tabiatını muhafaza eder, arkadaşlarının bedbinliğini dağıtmaya çalışırdı.

    Sabri Bey’in tevkifi üzerine Teceddüd Fırkası da dağılmış ve Damat Ferit hükümetiyle işgal kuvvetleri İstanbul’a tamamıyla hakim olmaya başlamışlardı.

    Anadolu’nun muvaffakiyetiyle Malta mevkuflarının tahliye olunan ilk kafilesi arasında esaretten kurtulan Sabri Toprak, Antalya tarikiyle Ankara’ya gelerek Posta ve Telgraf Umum Müdürlüğü ile vatana çok değerli hizmetler ifa etmiş ve ikinci intihap devresinden sonra hep Saruhan mebusu seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi Reis Vekilliği, Ziraat Vekilliği ve Bükreş sefirliği yapmıştı.

    Geçirdiği mahrumiyet ve ıstırap devirlerinin yadigarı olarak kalp rahatsızlığı çekerek, istirahate çalışıyordu. Bu halinde bile son demlerine kadar nasıl millî gaye uğrunda uğraştığını, Büyük Millet Meclisi’nde mevzzu bahsolunduğunu son zamanlarda yazdığımız takrir ve teklifleri gösterir.

    Sabri Toprak, çok basit bir hayat geçirdi. Bunu görenler, kendisini para arttırmaya çalışır bir adam zannederlerdi. Oysa eline geçen paranın yarısını arttıracak şekilde yaşar ve bu para ile yetimlere bakardı. Kendisi yetimlik acısı çektiği için hayatta tattığı en büyük haz, yetim kalplerindeki yaraları sarmaktı. Hayır işlerine olan bu yüksek alakasını adeta bir sır gibi gizli tutar, kazancının yarısını yetimlere bakmaya ayırdığını, bir-iki sıkı dostundan başka kimse bilmezdi.

    Sabri Toprak, kendisini ziyaret eden bütün arkadaşlarına, pek yakın bildiği ölümünden, uzak bir seyahate çıkar gibi bir tarzda bahsetmiştir. Bir arkadaşına demiştir ki:

    – Dünyaya ait emelimin hasıl olmasını isterdim. Keşke biraz daha para sahibi olsaydım! Üç yetimin tahsiliyle meşgul oluyordum. Tahsillerini ikmal etmelerine kâfi para bırakabilseydim çok mesut ölecektim.

    Ölümü, tabii bir hadise diye büyük bir sükunetle karşılayan ve trene binip seyahate gidecekmiş gibi dostlarına veda eden Sabri Toprak, ölümünden dört dakika evvel eski arkadaşı Nazım Bey’e şu sözleri söylemiştir :

    – Burada bana büyük bir sevgi ile baktılar. Hepsine bol bahşiş vererek gönüllerini hoş et..

    Ve bu sözleri söyledikten sonra gözlerini ebedi surette kapamıştır.

  • Atatürk’ü Fenerbahçe’ye Getiren Başkan

    Atatürk’ü Fenerbahçe’ye Getiren Başkan

    3 Mayıs 1918 günü Mustafa Kemal Paşa, Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ziyarete gelmeden önce, geceyi Fenerbahçe Başkanı Sabri Toprak‘ın evinde geçirmişti. Türkiye’nin, Kadıköy’ün ve Fenerbahçe’nin bu namus timsali ismi, Atatürk’ü Fenerbahçe’ye getiren Başkan, 19 Şubat 1938’de hayatını kaybetti. Gazetelerde arkasından yazılanları burada derlemeye çalıştık. Keyifli okumalar.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Sabri Toprak

    Sabri Toprak 1878 senesinde Saruhan’ın adı şimdi Turgutlu olan eski kasaba kazasında bir tüfekçi ustasının oğlu olarak doğdu.

    İlk tahsilini orada görürken gösterdiği zeka ve kabiliyet üzerine o zaman kasabada bulunan Haydar Rıfat ailesi tarafından Haydar Rıfat’ın tahsilde bulunduğu Darüşşafaka’ya sevkedilerek yerleştirildi ve burada her yıl daima sınıfının birincisi olarak 1313’de (1897) mezun oldu. O zamanlar Darüşşafaka’nın mütefennin mezunlarının tercihan Telgrafhane’ye ayrılmaları usuldendi. Bu suretle Posta ve Telgraf Nezareti’nin tercüme kalemine memur olan Sabri Toprak, bir taraftan da hukuk tahsiline devam ederek, oradan da şahadetname aldıktan sonra telsiz telgraf tahsili için Berlin’e gönderildi.

    Sabri, posta ve telgrafta vazife görürken iki arkadaşı vardı : Birinin adı Kemal, birinin adı Hamdi idi. Kemal’i politika alemi Kara Kemal olarak tanır. Hamdi de Sigortacı Hamdi denmekle maruf idi.

    Meşrutiyet ve Hürriyet

    Meşrutiyet, Sabri Toprak’ı Almanya’dan döndükten sonra Telgrafhane’de buldu ve kendisi Telgraf Mektebi Müdürlüğü’nü ifa ettikten siyasi hayata girerek “İttihat ve Terakki” namzedi olarak Saruhan mebusluğuna intihab edilerek Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın ikinci içtima devresine iştirak etti.

    Sabri Bey, bütün umumi harp senelerinde İttihat ve Terakki’nin Kadıköy Katib-i Mesullüğünü yaptı. Talat Paşa kabinesinin istifası üzerine toplanan son İttihat ve Terakki kongresinde işgal kuvvetlerine, saraya ve memlekete hakim olmaya çalışan menfi cereyanlara mukavemet etmek maksadıyla İttihat ve Terakki’nin temiz kalmış unsurlarından mürekkep olmak üzere kurulan Teceddüd Fırkası’nın başına geçti. Sabri Toprak, o zaman büyük bir tecellüd ve medeni cesaret göstererek saraya ve işgal kuvvetlerine dayanan mütareke hükümleriyle mücadele etti ve nihayet Damat Ferit hükümetinin emriyle 1919 senesi Mart ayında tevkif edildi. Bekirağa bölüklerinde ıstırap çekti. Malta’ya gönderildi.

    Ancak Sabri Bey merhum, Kadıköy İttihat ve Terakki mesullüğü esnasında bütün Kadıköy halkının muhabbet ve hürmetini kazanmış bir zat olduğundan böyle apansız tevkifi, muhitte derin bir teessür uyandırmış, Türk ve ecnebilerden mürekkep 500 kişi bir mazbata hazırlayarak bu hadiseyi işgal kuvvetleri kumandanı Amiral Calthorpe ile Damat Ferit hükümeti nezdinde şiddetle protesto etmişlerdi.

    Malta Sürgünü

    Sabri Toprak Malta’da “Tel Örgüsü Hastalığı” denilen sinir rahatsızlığından uzak kalan pek az mahpustan biriydi. Daima neşesini ve latifeci tabiatını muhafaza eder, arkadaşlarının bedbinliğini dağıtmaya çalışırdı.

    Sabri Bey’in tevkifi üzerine Teceddüd Fırkası da dağılmış ve Damat Ferit hükümetiyle işgal kuvvetleri İstanbul’a tamamıyla hakim olmaya başlamışlardı.

    Anadolu’nun muvaffakiyetiyle Malta mevkuflarının tahliye olunan ilk kafilesi arasında esaretten kurtulan Sabri Toprak, Antalya tarikiyle Ankara’ya gelerek Posta ve Telgraf Umum Müdürlüğü ile vatana çok değerli hizmetler ifa etmiş ve ikinci intihap devresinden sonra hep Saruhan mebusu seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi Reis Vekilliği, Ziraat Vekilliği ve Bükreş sefirliği yapmıştı.

    Geçirdiği mahrumiyet ve ıstırap devirlerinin yadigarı olarak kalp rahatsızlığı çekerek, istirahate çalışıyordu. Bu halinde bile son demlerine kadar nasıl millî gaye uğrunda uğraştığını, Büyük Millet Meclisi’nde mevzzu bahsolunduğunu son zamanlarda yazdığımız takrir ve teklifleri gösterir.

    Nasıl Yaşadı?

    Sabri Toprak, çok basit bir hayat geçirdi. Bunu görenler, kendisini para arttırmaya çalışır bir adam zannederlerdi. Oysa eline geçen paranın yarısını arttıracak şekilde yaşar ve bu para ile yetimlere bakardı. Kendisi yetimlik acısı çektiği için hayatta tattığı en büyük haz, yetim kalplerindeki yaraları sarmaktı. Hayır işlerine olan bu yüksek alakasını adeta bir sır gibi gizli tutar, kazancının yarısını yetimlere bakmaya ayırdığını, bir-iki sıkı dostundan başka kimse bilmezdi.

    Sabri Toprak, kendisini ziyaret eden bütün arkadaşlarına, pek yakın bildiği ölümünden, uzak bir seyahate çıkar gibi bir tarzda bahsetmiştir. Bir arkadaşına demiştir ki:

    – Dünyaya ait emelimin hasıl olmasını isterdim. Keşke biraz daha para sahibi olsaydım! Üç yetimin tahsiliyle meşgul oluyordum. Tahsillerini ikmal etmelerine kâfi para bırakabilseydim çok mesut ölecektim.

    Ölümü, tabii bir hadise diye büyük bir sükunetle karşılayan ve trene binip seyahate gidecekmiş gibi dostlarına veda eden Sabri Toprak, ölümünden dört dakika evvel eski arkadaşı Nazım Bey’e şu sözleri söylemiştir :

    – Burada bana büyük bir sevgi ile baktılar. Hepsine bol bahşiş vererek gönüllerini hoş et..

    Ve Atatürk’ü Fenerbahçe’ye getiren Başkan, bu sözleri söyledikten sonra gözlerini ebedi surette kapamıştır.

  • Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe’de…

    Muazzam bir kuşağın, muhteşem insanlarıydı onlar. Pırıl pırıl gençler, erkân-ı harp subaylar ve Anadolu’nun askerleri yıllar süren seferberlik boyunca cephelerde eridi. Ülke işgal edildiğinde neredeyse bir avuç kalmışlardı.

    Mustafa Kemal Paşa… Samsun’a geçip millî mücadeleyi başlatmadan sadece bir sene önce Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Kuşdili’ndeki lokaline geldi, saatlerce kaldı. Olağanüstü zamanlardı. Orada olağan konulardan konuşulduğunu sanmıyoruz. Ama nelerden bahsedildi, hangi sohbetler döndü, bilmiyoruz.

    “Belki günün birinde, bir defterde, arşivlerden çıkacak bir günlükte okuruz” ümidiyle bekliyoruz. 3 Mayıs 1918 tarihinde, Sabri Toprak, Elkatipzade Mustafa Bey, Münir Nurettin Selçuk gibi birçok isim, o gün oradaydı.

    Mustafa Kemal Paşa kulübün hatıra defterine “Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan âsâr-ı mesaisini işitmiş, bu kulübü ziyaret ve erbâb-ı himmetini tebrik etmeyi kendime vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayıt ile mübahiyim.” satırlarını yazarken belki de onu izlemiş olan Münir Nurettin Selçuk’un, o günü de anlattığı kısa sohbetini dinlemek isterseniz sizi şöyle alalım.

  • Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe’de

    Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe’de

    “Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe’de” denince herkesin aklına bir fotoğraf gelir. Yanında mutat zevat, Fenerbahçe semtinde yürüyen Atatürk… O fotoğraf 1937 yılında çekildi… Oysa Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe Kulübü’nü 1918’de ziyaret etmişti.

    Muazzam bir kuşağın, muhteşem insanlarıydı onlar. Pırıl pırıl gençler, erkân-ı harp subaylar ve Anadolu’nun askerleri yıllar süren seferberlik boyunca cephelerde eridi. Ülke işgal edildiğinde neredeyse bir avuç kalmışlardı.

    Mustafa Kemal Paşa… Samsun’a geçip millî mücadeleyi başlatmadan sadece bir sene önce Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Kuşdili’ndeki lokaline geldi, saatlerce kaldı. Olağanüstü zamanlardı. Orada olağan konulardan konuşulduğunu sanmıyoruz. Ama nelerden bahsedildi, hangi sohbetler döndü, bilmiyoruz.

    “Belki günün birinde, bir defterde, arşivlerden çıkacak bir günlükte okuruz” ümidiyle bekliyoruz. 3 Mayıs 1918 tarihinde, Sabri Toprak, Elkatipzade Mustafa Bey, Münir Nurettin Selçuk gibi birçok isim, o gün oradaydı.

    Mustafa Kemal Paşa kulübün hatıra defterine “Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan âsâr-ı mesaisini işitmiş, bu kulübü ziyaret ve erbâb-ı himmetini tebrik etmeyi kendime vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayıt ile mübahiyim.” satırlarını yazarken belki de onu izlemiş olan Münir Nurettin Selçuk’un, o günü de anlattığı kısa sohbetini dinlemek isterseniz sizi şöyle alalım.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe’de

    Münir Nurettin Selçuk Anlatıyor

    Efendim bu çok mühim. Senesini hatırlayamayacağım fakat Birinci Cihan Harbi’nden sonra… Ben biliyorsunuz ki Fenerbahçeliyim. Ve eski Fenerbahçeli forvet olarak takımda da oynadım. Fenerbahçe Kulübü’nde arkadaşlarla otururken, bir gün Mustafa Kemal Paşa’nın kulübümüze şeref vereceğini söylediler. Bütün âzalar hazırlandık ve kendisini karşıladık. Saatlerce aramızda kaldı ve sevgiyle saygıyla kendisine lazım olan vazifemizi ifaya çalıştık. İlk defa olarak orada kendisini tanıdım. Hatta sonra maiyetinde bulunduğum zamanlar dahi bir gün kendisine bunu hatırlattım. Dedim “Paşam ilk defa sizi kulübümüze görmüştük aramızda ve güzel yüzünüzü ve büyük tesirinizi o vakitten duymuştuk” demiştim ve güldü “Aferin beni hatırladın o vakitten” falan diye de kendisi bizi şey etmişti, böyle sözleriye taltif etmişti

  • En Büyük Türk Sporcusu

    En Büyük Türk Sporcusu

    Yine mi Galip, demeyin lütfen. Onu okudukça hak vereceksiniz. Ragıp Ziya Mağden, 1961 yılında yayınladığı “Fenerbahçe Batamaz” isimli kitabının sonunda Fenerbahçe’den portreler verir. Bunlardan ilki Fenerbahçe’nin kurucusu, futbolcusu, kaptanı ve başkanı, yani her şeyi olan Galip Kulaksızoğlu’na dair. Evet, hatta en büyük Türk sporcusu… Keyifle okumanız dileğiyle…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçeli Galip

    Bana, “En büyük Türk sporcusu kimdir?” diye sorulsa tereddütsüz “Galip Beydir” cevabını verebilirim. Hakikaten onu yakinen tanıyıp da bu hükme varmayacak kimse pek bulunamaz.

    Uzun boylu, sağlam yapılı, kemikli, zayıfça yüzlü, enerji ve irade sahibi, çok iyi ve temiz kalpli, şövalye ruhlu bir insan olan Kulaksızzade  Galip Bey merhumu, bizler, bundan 30-40 sene evvel tanımış ve tartmıştık.

    Arı gibi çalışkan, dikkatli, yüksek seciyeli, kulübün menfaatleri bahis mevzuu olduğu zaman da onun uğruna dünyayı kırıp geçirmekte tereddüt etmeyen; vefakâr, doğru sözlü ve özlü; hepimize kanat germiş; âdil, ölçüsüz derecede büyük ruhlu bir Türk sporcusu idi O…

    Ve yine o zamanların “1” numaralı futbolcusu, hokeycisi, denizcisi, yelkencisi, kotracısı, kürekçisi de yine Galip Bey’di. İstanbul ve Fenerbahçe’nin o zamanki takımlarında daima yer alır; birinci sınıf oyunlar çıkarır; büyük takdirler toplardı. Zeki ve Alâ dahi onun kanadı altında yetişmişlerdi.

    O; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurucu ve koruyucularından idi. Temeli, direği, bel kemiği, umumi kaptanı, idarecisi, sporcusu, mutemedi, menajeri, her şeyi, her şeyi; sanki ruhu mesabesinde idi.

    Fenerbahçe topluluğundan yetişip de O’na imrenmeyen; onu takdir etmeyen; hatırasına karşı bağlılık göstermeyen bir tek kişi mevcut değildir.

    Sürekli Parlayan Bir Yıldız

    Hem düşünmeli ki Fenerbahçe Spor Kulübü, Sabri Toprak, Şükrü Saracoğlu, Vasıf Çınar, Hamit Hüsnü Kayacan, Ali Naci Karacan, Tevfik Taşçı, Mustafa Elkâtip, Sait Çelebi, Sait Selahattin Cihanoğlu, Hayri Celal Atamer, Hasan Kamil ve Zeki Rıza Sporel, Ali Muhiddin Hacı Bekir, Rüştü Dağlaroğlu, Kemal Onan (bizim Con Kemal), Fikret Kırcan vs. gibi müstesna kabiliyet ve liyakatte idareciler görmüş bir teşekküldür.

    Bunların arasında bu derece temayüz etmek, bu derecede kalp kazanmak; saygı ve sevgi toplamak her cemiyet adamının kârı olmasa gerek… Onun için, bu kadarını kısaca belirtmek yerinde olacaktır ki : Merhum Galip Kulaksızoğlu derecesinde bir kulübe fikren, hissen, ruhen, bedenen ve cismen bağlanmış insanların sayısı hakikaten çok azdır.

    Sosyal ve sportif sahalarda daima temayüz eden; yaşlı-genç herkesin derdi ile bizzat meşgul olan; herkese karşı mutlak bir ahlak, adalet ve dürüstlük içinde muamele eden; herkesin yardımına koşmaktan zevk duyan, böyle yaman bir spor büyüğünün her kulübe nasip olmasını candan dilemeliyiz.

    Zaten o; Ali Sami Yen, Beşiktaşlı Şeref merhum, Vefalı Saim ve Altınordulu Mahmut ağabeyler, Sait Çelebiler, Hamdi Emin Çaplar, Fethi Tahsinler, Yusuf Ziyalar ekolüne mensup bir insan-ı kâmildi. Hiçbir hasis menfaat O’na yaklaşamaz; onu sarsamaz; hak yolundan O’nu ayıramazdı. Son nefesine kadar Türk cemiyetine, Türk sporuna hizmet etmiş; büyük bir ahlak, fazilet ve feragat örneği halinde çalışmış olduğu içindir ki bugün bütün sporcular (yaşlı, genç, eski ve yeni) O’nu büyük takdir ve muhabbetle anmakta ve hatırasını taziz eylemektedir.

    Bir Kabristan Ziyareti

    Fenerbahçe Spor Kulübü; 50. yıl dönümü merasimine, Galip Kulaksızoğlu’nun makberesini ziyaretle başladı. Çok yerinde bir iş yapmış oldu. Ancak bu işin Büyük Galip’in hatırasına lâyık bir şekilde yapıldığı iddia edilemez. Şunun için iddia edilemez ki Galip Kulaksızoğlu’nun mezarını ziyaret faslı oldukça sönük geçmiş; kulüp namına özlü ve manalı bir konuşma dahi yapılamamış; ve Galip’i tanımayan kimselere de, O’ndan bahsetmek vazifesi verildiği için tören hayli tatsız geçmiştir. Bundan maada, 50. yıl töreninde Galip ağabeye ait hatıraların ve yazıların neşri bahislerine gereken önem de verilmemiş; Fenerbahçe’nin vaktiyle her şeyi olan, bir numaralı azası, en büyük Türk sporcusu Galip’in hatırası katiyen O’na lâyık bir şekilde anılamamış; Nasuhi Baydar, Tevfik Taşçı, Sait Selahattin, Hayri Celal Atamer, Kemal Onan vs. gibi O’nun en yakın mesai arkadaşlarından veya üstat kalem sahiplerinden istifade cihetine gidilmemiştir.

    Bizim halisâne temennimiz odur ki; bundan 50 veya 150 sene sonra Fenerbahçe Spor Kulübü’nün idaresini ele alacak olan kimseler bir daha böyle hatalara düşmesinler. Ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 50. yıl dönümündeki falsoları ve ihmâlkar hareketleri göz önünde tutarak; Fenerbahçe’ye emek vermiş; Fenerbahçe için canla başla çalışmış büyükleri anmak hususunda daha ihtiyatlı ve dikkatli hareket ederek, bizler gibi, hacîl ve mahcup bir mevkiye düşmekten yakalarını kurtarabilsinler. Galip Kulaksızoğlu ayarındaki büyüklerini, O’nun hatırasına hakikaten lâyık olacak şekilde ansınlar…

    Büyük ve vefakâr Türk sporcusu, Fenerbahçe’nin çok değerli ve mümtaz evlâdı Galip Kulaksızoğlu’nun hatırasına, eksilmeyip daima artan bağlılıklarımızın ifadesi içinde, binlerce selam, ihtiram ve imtinan…

    Ragıp Ziya Mağden – 1961

  • En Büyük Türk Sporcusu Fenerbahçeli Galip

    Yine mi Galip, demeyin lütfen. Onu okudukça hak vereceksiniz. Ragıp Ziya Mağden, 1961 yılında yayınladığı “Fenerbahçe Batamaz” isimli kitabının sonunda Fenerbahçe’den portreler verir. Bunlardan ilki Fenerbahçe’nin kurucusu, futbolcusu, kaptanı ve başkanı, yani her şeyi olan Galip Kulaksızoğlu’na dair. Keyifle okumanız dileğiyle…

    * * * * * *

    Bana, “En büyük Türk sporcusu kimdir?” diye sorulsa tereddütsüz “Galip Beydir” cevabını verebilirim. Hakikaten onu yakinen tanıyıp da bu hükme varmayacak kimse pek bulunamaz.

    Uzun boylu, sağlam yapılı, kemikli, zayıfça yüzlü, enerji ve irade sahibi, çok iyi ve temiz kalpli, şövalye ruhlu bir insan olan Kulaksızzade  Galip Bey merhumu, bizler, bundan 30-40 sene evvel tanımış ve tartmıştık.

    Arı gibi çalışkan, dikkatli, yüksek seciyeli, kulübün menfaatleri bahis mevzuu olduğu zaman da onun uğruna dünyayı kırıp geçirmekte tereddüt etmeyen; vefakâr, doğru sözlü ve özlü; hepimize kanat germiş; âdil, ölçüsüz derecede büyük ruhlu bir Türk sporcusu idi O…

    Ve yine o zamanların “1” numaralı futbolcusu, hokeycisi, denizcisi, yelkencisi, kotracısı, kürekçisi de yine Galip Bey’di. İstanbul ve Fenerbahçe’nin o zamanki takımlarında daima yer alır; birinci sınıf oyunlar çıkarır; büyük takdirler toplardı. Zeki ve Alâ dahi onun kanadı altında yetişmişlerdi.

    O; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurucu ve koruyucularından idi. Temeli, direği, bel kemiği, umumi kaptanı, idarecisi, sporcusu, mutemedi, menajeri, her şeyi, her şeyi; sanki ruhu mesabesinde idi.

    Fenerbahçe topluluğundan yetişip de O’na imrenmeyen; onu takdir etmeyen; hatırasına karşı bağlılık göstermeyen bir tek kişi mevcut değildir.

    Hem düşünmeli ki Fenerbahçe Spor Kulübü, Sabri Toprak, Şükrü Saracoğlu, Vasıf Çınar, Hamit Hüsnü Kayacan, Ali Naci Karacan, Tevfik Taşçı, Mustafa Elkâtip, Sait Çelebi, Sait Selahattin Cihanoğlu, Hayri Celal Atamer, Hasan Kamil ve Zeki Rıza Sporel, Ali Muhiddin Hacı Bekir, Rüştü Dağlaroğlu, Kemal Onan (bizim Con Kemal), Fikret Kırcan vs. gibi müstesna kabiliyet ve liyakatte idareciler görmüş bir teşekküldür.

    Bunların arasında bu derece temayüz etmek, bu derecede kalp kazanmak; saygı ve sevgi toplamak her cemiyet adamının kârı olmasa gerek… Onun için, bu kadarını kısaca belirtmek yerinde olacaktır ki : Merhum Galip Kulaksızoğlu derecesinde bir kulübe fikren, hissen, ruhen, bedenen ve cismen bağlanmış insanların sayısı hakikaten çok azdır.

    Sosyal ve sportif sahalarda daima temayüz eden; yaşlı-genç herkesin derdi ile bizzat meşgul olan; herkese karşı mutlak bir ahlak, adalet ve dürüstlük içinde muamele eden; herkesin yardımına koşmaktan zevk duyan, böyle yaman bir spor büyüğünün her kulübe nasip olmasını candan dilemeliyiz.

    Zaten o; Ali Sami Yen, Beşiktaşlı Şeref merhum, Vefalı Saim ve Altınordulu Mahmut ağabeyler, Sait Çelebiler, Hamdi Emin Çaplar, Fethi Tahsinler, Yusuf Ziyalar ekolüne mensup bir insan-ı kâmildi. Hiçbir hasis menfaat O’na yaklaşamaz; onu sarsamaz; hak yolundan O’nu ayıramazdı. Son nefesine kadar Türk cemiyetine, Türk sporuna hizmet etmiş; büyük bir ahlak, fazilet ve feragat örneği halinde çalışmış olduğu içindir ki bugün bütün sporcular (yaşlı, genç, eski ve yeni) O’nu büyük takdir ve muhabbetle anmakta ve hatırasını taziz eylemektedir.

    Fenerbahçe Spor Kulübü; 50. yıl dönümü merasimine, Galip Kulaksızoğlu’nun makberesini ziyaretle başladı. Çok yerinde bir iş yapmış oldu. Ancak bu işin Büyük Galip’in hatırasına lâyık bir şekilde yapıldığı iddia edilemez. Şunun için iddia edilemez ki Galip Kulaksızoğlu’nun mezarını ziyaret faslı oldukça sönük geçmiş; kulüp namına özlü ve manalı bir konuşma dahi yapılamamış; ve Galip’i tanımayan kimselere de, O’ndan bahsetmek vazifesi verildiği için tören hayli tatsız geçmiştir. Bundan maada, 50. yıl töreninde Galip ağabeye ait hatıraların ve yazıların neşri bahislerine gereken önem de verilmemiş; Fenerbahçe’nin vaktiyle her şeyi olan, bir numaralı azası, en büyük Türk sporcusu Galip’in hatırası katiyen O’na lâyık bir şekilde anılamamış; Nasuhi Baydar, Tevfik Taşçı, Sait Selahattin, Hayri Celal Atamer, Kemal Onan vs. gibi O’nun en yakın mesai arkadaşlarından veya üstat kalem sahiplerinden istifade cihetine gidilmemiştir.

    Bizim halisâne temennimiz odur ki; bundan 50 veya 150 sene sonra Fenerbahçe Spor Kulübü’nün idaresini ele alacak olan kimseler bir daha böyle hatalara düşmesinler. Ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 50. yıl dönümündeki falsoları ve ihmâlkar hareketleri göz önünde tutarak; Fenerbahçe’ye emek vermiş; Fenerbahçe için canla başla çalışmış büyükleri anmak hususunda daha ihtiyatlı ve dikkatli hareket ederek, bizler gibi, hacîl ve mahcup bir mevkiye düşmekten yakalarını kurtarabilsinler. Galip Kulaksızoğlu ayarındaki büyüklerini, O’nun hatırasına hakikaten lâyık olacak şekilde ansınlar…

    Büyük ve vefakâr Türk sporcusu, Fenerbahçe’nin çok değerli ve mümtaz evlâdı Galip Kulaksızoğlu’nun hatırasına, eksilmeyip daima artan bağlılıklarımızın ifadesi içinde, binlerce selam, ihtiram ve imtinan…

    Ragıp Ziya Mağden – 1961