Etiket: Selçuk Yula

  • Haydi Bastır Kanarya

    Haydi Bastır Kanarya

    Sezon 1981-1982… Bolu beraberliği ile başladık lige. Tatsızız. Ardından Sakarya’yı deplasmanda, Adanaspor’u da İstanbul’da aynı skorlarla 2-1 yeniyor, düzelir gibi oluyoruz. Bursa deplasmanında 2-0 mağlubiyetten 79 ve 80inci dakikalarda Bahtiyar ve Selçuk ile 2-2 beraberliği güç bela kurtarıyoruz. Ardından Adana Demirspor deplasmanında da 1-1 beraberlikle ayrıldıktan sonra “Yine bize mide kramplarıyla maç seyretme dönemine mi girdik?” diyoruz. Hâlbuki kadromuz çok çok iyi. İşte Galatasaray maçı da geldi çattı. İnönü Stadı’nda Osman Denizci’nin golünde Sarı Tuncay ve rahmetli Küçük Alper ile alt tribüne düşmemize neredeyse ramak kalmıştı. O galibiyetle keyfimiz yerine geldi. Gelmez mi? Haydi Bastır Kanarya!

    Kült Bir Tezahüratın Doğuşu

    Hafta içi yine iş çıkışı Çiçek Pasajı’ndayım. Kimseler gelmemiş yalnızım. Can sıkıntısından tezahürat için söz yazıyorum. O senelerde çok ünlü olan Gönül Akkor’un söylediği “Ağla gözlerim ağla” şarkı müziğine söz yazmaya başladım. Hem mırıldanıyorum, hem de aklıma söz geldikçe yazıyorum. Baktım rahmetli Küçük Alper de geldi, o da bana katıldı. Birlikte hem söylüyor, hem yazıyoruz. Farkında olmadan yılların klasiği olacak bir tezahüratı yazıyormuşuz. Enver abi geldi, Sabahattin baba geldi, Amigo Yaşar geldi. Hem yazıyor, hem öğretiyor, hem söylüyoruz. Maç günü için de kâğıtlara yazıp çoğalttık. Alışmıştık zaten çuvallarla konfeti getirmeye. 10-15 tane kağıda tezahüratları yazmaktan mı üşenecektik?

    Kanaryamın renkleri,
    Sarar bütün kalpleri.
    On birinle bin yaşa,
    Haydi bastır Kanarya!

    Selçuk sağdan kayıyor,
    Ortasını yapıyor,
    Osman golü atıyor.
    Haydi bastır Kanarya!

    Var mı bizden büyüğü?
    Varsa çıksın ortaya!
    Kralını yeneriz,
    Haydi bastır Kanarya!

    Bu bestemizi, başka arkadaşlarımız, ben Mart ayında askere gittikten sonra sözler ekleyerek uzatmışlar. İyi de yapmışlar.

    Kocaeli Maçına Doğru

    Bu yolculuğumuzda, Galatasaray maçı galibiyetinin keyfinden sonra, ertesi hafta Eskişehirspor’u Alpaslan’ın golüyle 1-0 geçerek sürdürdük ama sonra İzmir’de Göztepe’ye 2-1 mağlup olunca yine bize mide krampları, yine bize stresler.

    Peşinden Gaziantep’i 5-1 yenince derin bir oh çekmiştik ki bu sefer de Beşiktaş’a Mehmet Ekşi’nin golüyle mağlup olduk. Ankara’da Ankaragücü’nü 1-3, İstanbul’da Altay’ı da Tavşan Mustafa, Osman Denizci ve Selçuk Yula’nın golleriyle 3-0 yenince, artık o zamanın dişli takımlarından Zonguldak için “Deplasmanda yeneriz” hayalleri kurmaya başlamıştık. Ancak Fenerbahçe dengesiz sonuçlar almaya Zonguldak’ta 0-0 berabere kalarak devam etti. Diyarbakırspor’u İstanbul’da 2-1 yendik amma taraftarımızı dengesiz sonuçlara alıştıran kadromuzla bu sefer bizi Kocaelispor deplasmanı endişesi sardı. İyi takımdı Kocaelispor.

    Mart’ta askere gidince ”Yok yok, şampiyonluk maçına gelmek için izin isterim, vermezlerse firar ederim” diye düşünceler saplanmıştı. Aklımız bir karış havada, askerliği oyun zannediyoruz o aralar. Emirin demiri kestiğini daha sonra öğrenecektik.

    Fenerbahçe’den ayrılma hissi sarınca yolda bir mahzunlaştım. Kocaeli maçına giderken otobüste bunu fark eden Büyük Alper yanıma geldi, “Ne oğlum bu halin? Kız meselesi mi? Gönlü varsa kaçırırız ne dert ediyorsun?” deyince kendime geldim. Yok be kardeşim ne kız meselesi yahu? biz de müthiş takımız, kadromuz süper.  Rize’den gelen Arif, Osman ve Zafer var, Onur var, Güngör var, Alpaslan var, Erdoğan var, genç takımdan A takıma aldığımız Müjdat Yetkiner ve Tavşan Mustafa Arabacıbaşı var, İsa var, Bahtiyar var, Selçuk Yula var.

    Maç Günü ve Gol Düellosu

    Normal şartlarda yenmemiz lazım Kocaeli’yi. Geldik, stada girdik. Başlamasını bekliyoruz. Takımlar sahaya çıktı. Bizim tribün inletiyor stadı: “Fener buraya, Fener buraya.”

    Uzatmayalım, endişeli ve stresliyiz. Maceralı günümüz… Kocaeli maçı başlar başlamaz 10uncu dakika Selçuk ile öne geçtiysek de 17nci dakikada beraberliği sağladılar. 21inci dakikada da Ceyhun diye iyi bir oyuncuları vardı, onunla 2-1 öne geçtiler ve ilk yarıyı mağlup bitirdik. Gol düellosu başlamıştı. Tribünde gerginlik had safhada. En önde oturuyorum, içim içime sığmıyor. Yerimde duramıyorum. Arkadaşlarla türlü totemlere başvuruyoruz; artık her şeyden medet umar olduk.

    İkinci yarı başladı mağlup durumda olmamıza rağmen kontrolü ele alıp baskılı oynamaya başladık ama Kocaeli de boş takım değil. Top bir o kalede bir bu kalede. Her an iki takımdan da gol gelebilir. Kale arkasındaki deplasman tribününün en ön sırasında gerilmiş yay gibiyim. Bir orta geldi, aslan yelesi gibi saçlarıyla rahmetli Selçuk’un topa yükselip kafayı yapıştırdığını gördüm.  Goooll! 2-2 !

    Top filelere yapıştığı anda zaten zembereği boşalmış yay gibiydim. Fırlamışım yerimden. Stadın zeminine atlamış, gol sevinciyle sevgi yumağı oluşturan bizim futbolculara sarılmak için koşuyorum. Artık kendimde değilim. Gooll. O anda kendime geldim. Sahaya atladığım için 3 polis arkamdan koşmaya başladı. Çok çabuk düşünüp bir şekilde durumu kurtarmalıydım. Yakalarlarsa cop yemek var işin ucunda. Onlardan kaçar pozisyonda sahaya doğru koşmayı bırakıp, bu sefer o üç polisin üzerlerine doğru koşmaya başladım. Şaşırdılar. Yaş 19, sporcuyum atletik yapılıyım zıpkın gibiyim. Onlara beş adım kala kollarımı açarak üç polisin üzerlerine balıklama atladım, hepsini altıma aldım. Yerde yuvarlandık şöyle bir. Adamlara sıkıca sarılıp öpüyor, bir yandan da “Goolll !!! Goooolllll!!!” diye sesim elverdiği kadar bağırıyorum.

    Ellerindeki coplar bir yana, biz bir yana savrulduk. “Neden atladın sahaya?” der gibi bakıp kibarca bir şeyler diyorlar ama ben duymuyorum bile. Goooollll. Gooollll aslanım benim, Selçuğum benim be!

    Adamlar baktılar ki bu adam deli :) Tribünün kapısını açtılar, “Çıkın yukarı kardeşim! Bu sefer bir şey yapmadık ama bir daha atlamayın, bu kadar sakin kalmayız” dediler ve beni tekrar içeri aldılar.

    Dört dakika sürmedi, Kocaelispor’da oynayan arkadaşım Zeki ile bir gol bulup 3-2 öne geçtiler. Mağlup duruma geçince tribünce tırnaklarımızı kemirmeye yine başladık. Dört dakika sonra bu defa Bahtiyar ile 3-3 yaptık. Kimin galip geleceği belli değil yine. Top bir onların kalesinde bir bizim kalemizde. Tavşan Mustafa Arabacıbaşı’nın süratiyle daha etkili ataklar yapıyoruz kaçan her gol pozisyonundan sonra ahlar vahlar eşliğinde saç baş yoluyoruz. Nihayet 89uncu dakikada Tavşan Mustafa’nın vuruşuyla bu defa topun, bize uzak olan kaleye girdiğini görünce rahatladık. “Tamam” dedik, “İnşallah bu sene şampiyon oluruz.”

    Ama olamadık. Ben askere gitmeden önce 5 puan farkla lider olduğumuz 1981-82 sezonun sonunda, 44 puanlı Beşiktaş’ın ardından 41 puanla 3.cü olarak bitirip, dengesiz başladığımız sezonu yine üzgün bitirdik. Kanaryamın renkleri bestemiz de, en nihayet 1982-83 sezonu şampiyonluğu göğüslemiş ve dalgalandırmıştı tribünlerimizi.

    Kocaeli maçında, ben 2nci golde sahaya atladım da 3üncü ve 4üncü gollerimizde atlayan olmadı mı? Ben bir daha atlamadım ama elbette atlayanlar oldu, ancak maalesef onlar benim kadar ucuz kurtulamamışlardı. Ne diyelim? Hey gidi gençlik işte…

    Selamlar, sevgiler Sarı-Lacivert günler…

    İzzet İsrael Benyakar / Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Haydi Bastır Kanarya

    Kocaelispor 3 – 4 Fenerbahçe:

    27 Aralık 1981 – Türkiye Ligi – İzmit İsmet Paşa Stadı

    Hakem: Talat Tokat

    Kocaelispor: Erhan Arslan, Zeki Kaya, Mahir Danabay, Yusuf Altıntaş, Bülent Gürbey (Murat Vatansever), Turgay Aksu, Senad İbriç, Mustafa Çapanoğlu, Orhan Görsen, Ceyhun Güray, Yaşar Altıntaş.

    Fenerbahçe: Nurettin Yıldız, Onur Kayador, Güngör Tekin, Alpaslan Eradlı, Erdoğan Arıca, Müjdat Yetkiner, Osman Denizci (Mustafa Arabacıbaşı), Zafer Dinçer, İsa Ertürk, Bahtiyar Yorulmaz, Selçuk Yula.

    Sarı Kartlar: Zeki (Kocaelispor), Erdoğan, Güngör, Alpaslan (Fenerbahçe)

    Kırmızı Kart: Yusuf (42) (Kocaelispor)

    Goller:  Dak.10 Selçuk (0-1), Dak.17 Orhan (1-1), Dak.21 Ceyhun (2-1), Dak.64 Selçuk (2-2), Dak.68 Zeki (3-2), Dak.72 Bahtiyar (3-3), Dak.89 Mustafa (3-4)

  • Büyük Fikret Röportajı

    Büyük Fikret Röportajı

    Rıdvan Yelekçi imzalı Büyük Fikret Röportajı, sporcu başkanların bakış açısını göstermesi açısından çok kıymetli. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Büyük Fikret Röportajı

    “Lefterlerin, Suatların, Metinlerin, Canların, Kadrilerin, Receplerin dönemi bana zevk veriyordu. Bunlar Türk futbolunun yüzünü ağarttı, Bugün ise oynadığımıza futbol demek için bin şahit lazım.”

    “Günümüzün futbolcusu kendine hiç bakmıyor. Örneğin, kendini yeni yeni toparlayan bizim Selçuk, Zonguldak maçı sonrası yanına gencecik Hasan’ı da takıp sabahlara kadar gece kulüplerinde eğlenmiş…”

    Fenerbahçe’nin sembolü Büyük Fikret’le oturup sohbet ettik. Her konuda konuştuk. Laf lafı açtı, sohbet de uzadıkça uzadı.

    Yaşını sorduk:

    “74 yaşındayım. İçki ve sigara kullanmam. Her sabah da idman yaparım. Yürümeyi çok severim. Kendimi bildiğimden bu yana Fenerbahçeliyim. Dördüncü takımda futbola başladım. A takımına yükseldim. Yıllarca oynadım.”

    “Bugünkü futbolcular?” deyince Büyük Fikret kızar gibi oldu.

    Bunlar futbolcu değil. Her şeyden önce kendilerine bakmıyorlar. Zonguldak maçını 5-0 kazandık. 1-0’lık sonuca bile razıydım. Maçtan sonra yeni yeni düzelmeye başlayan Selçuk’u yine bir gece kulübünde görmüşler. Üstelik yanına genç Hasan’ı katmış. Böyle futbolculuk olur mu?

    Teknik adam olarak görev yaptınız ve başarılı da oldunuz.

    Ben yıllarca kulüpte müdürlük görevinde bulundum. Teknik adamlar sezon ortasında kaçınca, takımı çalıştırmak bana düştü. Bir sene şampiyon kulüplerde 3. Tura kadar yükseldik ve MTK’ya (Macar) elendik. O MTK da finali oynadı. Ben istikbalimi futbolcunun ayağına bağlamam.

    Derwall’in yerinde olmak ister miydiniz?

    Önüme milyonları yığsanız, teknik adam olarak görev yapmam.

    Kulübün mali durumu nasıl?

    Şu anda 150 milyon lira borcumuz var. Buna mukabil de forma reklamından aldığımız, faizi dahil 110 milyon bankada bloke edilmiş vaziyette. Yani anlayacağınız, pek sıkıntımız yok.

    Siz jübile yaptınız mı?

    Yapmadım. Jübile şans işi. Lefter 42 bin lira ile futbola veda etti. Buna karşılık Fenerbahçe’de 2 yıl oynayan Büyük Mehmet 15 milyon aldı.

    Hangi devrin Milli Takım’ı başarılıydı?

    Bizden sonraki devrin Milli Takım’ı başarılı maçlar çıkardı. Lefterlerin, Canların, Metinlerin, Turgayların, Suatların, Kadrilerin, Receplerin oynadığı Milli Takım, Türk futbolunun yüzünü ağarttı.

    Bugün için ne diyorsunuz?

    Bugün biz futbol oynamıyoruz. Başka bir oyun oynuyoruz. Avrupalı da buna şaşıyor zaten.

    Ya futbolcu için?

    Dediğim gibi futbolcu kendine bakmıyor. Futbolcu her şeyi yapacak. İçki de içecek, hovardalık da yapacak, fakat bir ölçü dahilinde olacak. Ölçüyü kaçırıyorlar.

    Maça gidiyor musunuz?

    Zorla gidiyorum. Başkan olmasam gitmeyeceğim.

    Beşiktaş nasıl takım?

    Formda, biz de iyiyiz. Galatasaray kötü. Galatasaray’ı kupada elersek, büsbütün dağılırlar.

    Fenerbahçe’de başkanlığı siz mi arzuladınız?

    Kesinlikle hayır. Bir hafta evimin kapısını aşındırdılar.

    Basketbol şubesi için ne diyorsunuz?

    İyi gidiyorlar. Fakat masraflı bir şube. En son Koraç Kupası’nda kulüpten yine 20 milyon verdik.

    Son olarak söyleyeceğiniz?

    Futbolcu ve antrenör olarak Fenerbahçe’yi çok şampiyon gördüm. Bir de başkan olarak şampiyon görsem, gözüm açık gitmez.

    Röportaj: Rıdvan Yelekçi

  • 28’in Gol Kralları

    28’in Gol Kralları

    “Fenerbahçe’nin 28 Türkiye şampiyonluğunun en çok gol atan oyuncuları kimlerdi?” sorusunun yanıtını derleyelim, istedik. Huzurlarınızda 28’in gol kralları!

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    28’in Gol Kralları

    SezonGolOyuncu
    1932-193317Zeki Rıza Sporel
    1934-193513Fikret Arıcan, Muzaffer Çizer ve Namık Erbay
    1936-193719Esat Kaner
    1939-194051Melih Kotanca
    1942-194319Melih Kotanca
    1943-194431Müzdat Yetkiner
    1944-194531Melih Kotanca
    1945-194621Melih Kotanca
    1949-195024Lefter Küçükandonyadis
    1958-195919Şeref Has
    1960-196117Lefter Küçükandonyadis
    1963-196417Aydın Yelken
    1964-196512Ziya Şengül
    1967-19688Ogün Altıparmak
    1969-19707Ogün Altıparmak
    1973-197415Cemil Turan
    1974-197511Cemil Turan ve Osman Arpacıoğlu
    1977-197817Cemil Turan
    1982-198319Selçuk Yula
    1984-198514İlyas Tüfekçi
    1988-198928Aykut Kocaman
    1995-199622Elvir Boliç
    2000-200114Haim Revivo
    2003-200424Pierre Van Hooijdonk
    2004-200523Alex de Souza
    2006-200719Alex de Souza
    2010-201128Alex de Souza
    2013-201416Moussa Sow
  • Fenerbahçelilik Taksitli Bir Sevgi Değildir

    Fenerbahçelilik Taksitli Bir Sevgi Değildir

    1987-1988 sezon açılışında taraftar Selçuk Yula‘yı isteyip, Tahsin Kaya da olumlu cevap vermeyince stadyumda kıyamet kopmuş. İslam Çupi de aşağıdaki yazıyı kaleme almış. “Fenerbahçelilik taksitli bir sevgi değildir” diyor ve ekliyor:

    “Selçuk, Fenerbahçe taraftarı için, Fenerbahçe için neden bir ‘vazgeçilmez’ olsun?”

    Neresinden baksanız enteresan yazı. Nereden baksanız biraz da yakın tarih dersi.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Doğru Dürbünle Bakmak

    Fenerbahçe yönetimi ile o renkle gönüllerini boyamış, kafalarını sevgilemiş taraftarların bir süreden beri birbirlerine zehir zemberek öfke kurmalarının kökeninde yatan nedeni anlamak mümkün değil…

    Dünyanın hiçbir ülkesinde öfke freni ne kadar kopmuş olursa olsun, dengesizliği ne kadar densiz olursa olsun, taraftar denen kitle, tutuğu ve çılgınca sevdiğini ilan ettiği takımına bu ölçüde düşmanlaşamaz.

    Futboldaki profesyonellik, türlü çeşitli işletmelerde olduğu gibi, bir ticaret türüdür. Ticaret tanımının kodamanlaşmış kuralında alış da vardır, satış da…

    Dünya ve Avrupa’da futbol profesyonelliğini meslekleştirmiş, kurumlaştırmış ne kadar kulüp varsa, transfer ayı geldiğinde, hem “alış”la, hem de “satış”la iştigal eder.

    Kulüp yönetimleri ile, onların tayin ettikleri teknik kurulun yetkilerine mutlak biçimde giren bu tasarruf için, hiçbir Batılı seyirci çıkıp da seyirci kılığından sıyrılarak zebani kesilmez ve kendi yönetimine karşı futbolda “Haçlı Seferi” düzenlemez.

    Selçuk, Fenerbahçe taraftarı için, Fenerbahçe için neden bir “vazgeçilmez” olsun?

    Merak edip de Fenerbahçe’nin tarih yapraklarını şöyle geriye doğru karıştıran bir taraftar çıksa şunu görecektir ki, Sarı-Lacivertli takımın “satış albümü”nde Selçuk’tan çok çok daha değerli futbolcular, çeşitli tarihlerde “zaman aşımı”na uğrayarak, ellerini, ayaklarını ve gövdelerini başka formalara uzatmak çaresizliğine uğramışlardır.

    Dünyada hiçbir kulübün forması, hiçbir futbolcunun sırtında eskimez, hele Fenerbahçe forması asla…

    Ben Tahsin Kaya’yı eski günlerimde hiç tanımam. Fenerbahçe Başkanı olduktan sonra da, karşılıklı kelamın “k”sini bile ağızlarımızda dolaştırıp, bir yuvarlak masanın etrafında birer az şekerli kahve bile höpürdetemedik.

    Tahsin Kaya, “paralı başkan” gibi, Fenerbahçe’yi ekonomik yönden bir “kaybolmuş sokağa” satıran, çok eleştiri alan kızılca kıyametli bir 15 yıllık yanlışlığın son temsilcisidir.

    “Parayı bastır, başkan ol” demişlerdir, parayı bastırmış, Fenerbahçe’nin başkanı olmuştur.

    Bir buçuk yıl içinde, nerede ise, iki milyara varan bir mali külfetin tek muhatabıdır, Tahsin Kaya…

    Teknik yönetimin doğrultusunda doğruluğu ve yanlışlığı tartışılabilir transferler yapılmış, yenilenmiş bir Fenerbahçe, görkemli bir açılışla taraftarlara sunulmuştur.

    Peki siz ne yapmışsınız taraftar olarak? Yönetim Kurulu ile Başkan Tahsin Kaya’yı baştan aşağı sıvamışsınız. Protesto için sahayı bir bozuk para darphanesi haline getirmişsiniz. Sonradan Tahsin Kaya ile Aziz Yılmaz’ın sizler hakkında amiyane ve abuk subuk konuşması için adeta kendilerine çanak tutmuşsunuz.

    “Biz Galatasaray ve Beşiktaş taraftarı değiliz. Fenerbahçe lig şampiyonu olmak için 10-15 yıl beklemez” diyen sizler değil misiniz?

    Bu gururda, bu güvende, Fenerbahçe’nin Türkiye’de “şampiyonluk için acele eden tek takım” olduğunda bir büyüklük asgari müştereki yakalamış bir taraftar, yeni bir mevsimin “balayı gününde” ekibine böyle davranma, davranmamalıdır…

    Fenerbahçelilik beşikten başlayıp, Fenerbahçeli olan ferdin ölümü ile mezara gömülen bir kara sevdadır. Bir Fenerbahçeli, “Ben filanca kişi kulübün başında ise, filanca futbolcu satılıyorsa, ben Fenerbahçeli değilim” diyemez. Çünkü Fenerbahçelilik, “taksitli bir sevgi” değildir.

    Şayet taraftarlar, benim yirmi yılda yaza yaza kelime bitirdiğim, “Önce parayı veren, sonra Fenerbahçe’yi borçlandırıp borcu tahsil edip giden” kişi oligarşisine bilinçlerini sivriltmişlerse, bu yönetim biçimini değiştirmenin yolu, açılış günlerini bozuk paraya boğmak, ikide bir idman sahasını ve sosyal tesisleri basmak değildir.

    Fenerbahçe’de “kişiler oligarşisi”nin tarihi pek eskidir. Bu tarih içinde nasıl ki, Emin Cankurtaran ve Ali Şen’ler birer kahraman değilse, Tahsin Kaya da bir “Fenerbahçe haini” değildir.

    Olaya böyle, doğru bir dürbünle bakmak gerek…

    İslam Çupi

  • Fenerbahçe Coştu

    Fenerbahçe Coştu

    15 Mayıs 1983 tarihinde oynanan Fenerbahçe-Sakarya maçından sonra İslam Çupi yine bir şaheser kaleme almış. İnsana “Fenerbahçe coştu da İslam Çupi coşmadı mı?” dedirtiyor. Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe Coştu

    Trabzon baskınından sonra, Fenerbahçe formasına “Made in Stankoviç” markalı bir sözname asılıyordu…

    “Takımımın bundan sonraki 6 maçı, birer finaldir…”

    Dünkü maçın 80. dakikasında yerini Önder’e bırakıp, pistte yürürken çılgınca alkışlanan o Müjdat isimli çocuğun mücadeleye doymamış halini yakalamışsanız dünkü müthiş Fenerbahçe’nin sahada gezdirdiği final terörünün öldürücülüğünü anlardınız… Futbol sahasını bir milyon noktalı bir alan farzederseniz, bir milyon noktaya da ayrı ayrı basan Müjdat, ayrıca çoğalttığı ayakları ile tüm Sakaryalı futbolcuları ikili mücadelelerde sokan bir engerek yılanı idi…

    Final maçları ayakları, adeleleri, yürekleri kemikleştirerek oynanır. Dünkü Fenerbahçe gibi… Final maçının futbolcuları hem kolektif anlayışta, hem ferdi maharette, bütün tahrip gücünü havalandırıp, rakibinin üstüne olanca acımasızlığı içinde yağdıran bir bombardıman uçağı gibidir. Tıpkı dünkü Fenerbahçe gibi…

    Finaller savaşlara benzer… Nasıl savaşların hatası, centilmenliği ve merhameti yoksa, final maçları da kadife eldivenlerle kartopu atılarak kazanılmaz, Fenerbahçe gibi oynayarak kazanılır…

    Maçın ikinci yarısında Haziran güneşi yemiş bir deniz anası gibi sahanın ötesinde, berisinde pelteleşen Sakaryaspor için ilk devre beraberlik ateşinin yakıldığı dev bir duman görüntüsü veriyordu.

    Şenol ve Ahmet’le patlayan kontrataklar, bir denizaltı torpilinin vızıltıları içinde Fenerbahçe defans sularını köpürtüyor, sol tarafta mütemadiyen açılan büyük anaforu Erdoğan bir türlü kapatamıyordu.

    Hele 36. dakikada bir kontratakta Şenol’un üst direkte patlayan vuruşu, acaba “tarih tekerrürden ibarettir” tiryakilerini nasıl düşündürecekti?

    Oysa “tarih tekerrür” etmeyecekti. Çünkü tarih tekerrür etse idi, Şenol’un vuruşu gol olacak ve Sakaryaspor geçen yıl Ali Sami Yen’de olduğu gibi rakibini belki yine 1-0 yenip, Fenerbahçe’yi ikinci kere şampiyonluktan edecekti…

    Fenerbahçe bana göre değil, ötekilere göre futbol güvenoyu almadığı ilk yarıda bile İstanbul’da oynadığı ölü maçların kefenini yırtmıştı…

    Ne var ki sahada uçurtma değil, adam kaldıran bir rüzgar delicesine esiyor ve Fenerbahçeli futbolcu gittiği her yerden daha yerleşmeden 10 metre gerisin geriye postalanıyordu…

    Rüzgarın forması yoktu ama, kendisi vardı ve Fenerbahçe’yi saatteki 10-15 kilometre hızı ile bayağı hırpalıyordu.

    İlk yarıda yarış arabası hızındaki topları kesmek toparlamak için rüzgarlı bayırda kelebek avcılığı yapan Alpaslan, Onur ve Cem ikinci yarıda maçı bitiren kahramanlar olarak final podyumuna çıktı.

    Alpaslan’ın attığı frikik golü, Sakarya kasasını açan usta bir maymuncuktu… Cem’in iğne deliğinden geçen çapraz golünün öncesinde Onur’un Ömer’e yaptığı pres vardı. Osman’ın nefis bir bilek hareketi ile Selçuk’a attırdığı üçüncü golün başlangıcındaki top, soliç boşluğundaki Osman’a Alpaslan’ın telgraf havalesi ile geliyordu…

    Bilen de vardır bilmeyen de… Ben bir bilineni, hem bilene hem bilmeyene bildiriyorum…

    Dünyada gözleri ile hem önünü, hem arkasını gören tek canlı bukalemundur…

    Osman dünkü oyunda işte bu mucizeyi yarattı. Sahanın hem arkasını, hem önünü, hatta sağını solunu, o da yetmedi trafik polislerini, Çamlıca tepesini, Kadıköy pazarını, Kalamış koyunu, gözlerinin içine alan bu usta, dünkü finalin en büyük dürbünü oldu…

    İslam Çupi / 16 Mayıs 1983 – Milliyet Gazetesi (Fenerbahçe Coştu)

  • Şampiyonluk Yüzüğü

    Şampiyonluk Yüzüğü

    1959 öncesi şampiyonluklar konusu, resmi makamlar nezdinde adeta rafa kalktı. Türkiye Futbol Federasyonu, arada sırada “Yakında açıklayacağız” diyor, fakat o yakın nasıl bir yakınsa, bir türlü vakti gelmiyor. Başvuran ve karşı çıkan kulüplerden de ses yok. Bununla beraber, biz konu hakkında araştırmalar yapmaya devam ediyoruz… Bu yazıda 28 şampiyonluğu kazanan 347 futbolcumuzun adı ilk kez bir arada listeleniyor. Yazımızın başlığı “Şampiyonluk Yüzüğü” oldu, çünkü bu zaferleri kazanan insanlara veya ailelerine birer zafer hatırası armağan etmenin, yaşayanlara sonsuz mutluluk vereceğini, vefat edenlerin ise ruhunu şâd edeceğini düşünüyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    28 Şampiyonluk

    Fenerbahçe’nin 28 Türkiye Şampiyonluğu’nu sitemizde tek tek incelemiştik. Aşağıdaki listede okuyacağınız isimleri, kazanılan şampiyonluklara göre ayırdık.

    7 kere şampiyonluk kazanan 2,
    6 kere şampiyonluk kazanan 3,
    5 kere şampiyonluk kazanan 11,
    4 kere şampiyonluk kazanan 17,
    3 kere şampiyonluk kazanan 41,
    2 kere şampiyonluk kazanan 77,
    1 kere şampiyonluk kazanan 196 futbolcumuz var. Lafı fazla uzatmadan listemize geçelim…


    7 Şampiyonluk Kazananlar

    Esat Kaner

    Naci Bastoncu


    6 Şampiyonluk Kazananlar

    Cihat Arman

    Fikret Arıcan

    Fikret Kırcan


    5 Şampiyonluk Kazananlar

    Halit Deringör

    Lebip Elmas

    Melih Kotanca

    Murat Alyüz

    Müzdat Yetkiner

    Ömer Boncuk

    Selçuk Şahin

    Semih Şentürk

    Şeref Has

    Volkan Demirel

    Ziya Şengül


    4 Şampiyonluk Kazananlar

    Ali Rıza Tansı

    Alpaslan Eratlı

    Can Bartu

    Fazıl Arzık

    Hüseyin Yazıcı

    İbrahim İskeçe

    Lefter Küçükandonyadis

    Mehmet Reşat Nayır

    Ogün Altıparmak

    Osman Göktan

    Rüştü Reçber

    Selahattin Torkal

    Serkan Acar

    Şükrü Birand

    Yavuz Şimşek

    Yılmaz Şen

    Yüksel Gündüz


    3 Şampiyonluk Kazananlar

    Alex de Souza

    Ali Filibeli

    Atilla Altaş

    Birol Pekel

    Cem Pamiroğlu

    Cemil Turan

    Cevat Sayit

    Ercan Aktuna

    Ergun Öztuna

    Erol Keskin

    Fuat Saner

    Halil Köksalan

    Hazım Canıtez

    Hüsamettin Böke

    İsmail Kurt

    Kemal Aslan

    Marco Aurelio

    Mehmet Yozgatlı

    Mustafa Güven

    Muzaffer Çizer

    Müjdat Yetkiner

    Nedim Doğan

    Niyazi Gülseven

    Niyazi Sel

    Nuri Pekesen

    Onur Kayador

    Orhan Canpolat

    Önder Çakar

    Özcan Köksoy

    Özer Kanra

    Rebii Erkal

    Samim Var

    Sedat Karaoğlu

    Selim Soydan

    Serhat Akın

    Şaban Topkanlı

    Şevket Demirtepe

    Tuncay Şanlı

    Ümit Özat

    Yaşar Alpaslan

    Yorgo Angelidis


    2 Şampiyonluk Kazananlar

    Abdullah Çevrim

    Adil Eriç

    Adnan Tuncay

    Ahmet Erol

    Akgün Kaçmaz

    Ali Güneş

    Ali İhsan Okçuoğlu

    Arif Kocabıyık

    Avni Kalkavan

    Aydın Bakanoğlu

    Aydın Çelik

    Aydın Yelken

    Aykut Kocaman

    Basri Dirimlili

    Bekir İrtegün

    Bülent Büyükyüksel

    Caner Erkin

    Cristian Baroni

    Deniz Barış

    Diego Lugano

    Emin İlhan

    Emre Belözoğlu

    Ender Konca

    Engin Verel

    Erdoğan Arıca

    Ersoy Sandalcı

    Fabio Luciano

    Fatih Akyel

    Gökhan Gönül

    Halil Özyazıcı

    Hasan Özdemir

    Hayati Öney

    Ilie Datcu

    İsmail Alemdaroğlu

    İsmail Kartal

    Joseph Yobo

    Kemal Atakul

    Levent Engineri

    Mahmut Hanefi Erdoğdu

    Marcio Nobre

    Mehmet Topuz

    Mert Günok

    Murat Hacıoğlu

    Mustafa Kaplakaslan

    Muzaffer Ateşçi

    Naci Erdem

    Namık Erbay

    Necdet Çoruh

    Necdet Dalay

    Nedim Günar

    Numan Okumuş

    Numan Uzun

    Nurettin Yıldız

    Oğuz Çetin

    Olcan Adın

    Orhan Menemencioğlu

    Osman Arpacıoğlu

    Önder Mustafaoğlu

    Önder Turacı

    Özcan Arkoç

    Pierre Van Hooijdonk

    Rıfkı Pekşen

    Sabri Kiraz

    Selahattin Karasu

    Selçuk Yula

    Serkan Balcı

    Servet Çetin

    Süleyman Tekil

    Şenol Birol

    Şenol Çorlu

    Şeref Benibol

    Şükrü Ersoy

    Uche Okechukwu

    Yaşar Duran

    Yaşar Mumcuoğlu

    Yusuf Şimşek

    Zafer Göncüler


    1 Şampiyonluk Kazananlar

    Abdullah Ercan

    Abdullah Sakallı

    Abdülkerim Durmaz

    Ahmet Habiboğlu

    Ali Elgin

    Ali Nail Durmuş

    Alper Akıcı

    Alper Potuk

    Andre Santos

    Argun Nemli

    Aygün Taşkıran

    Bahri Kaya

    Bahtiyar Yorulmaz

    Basri Taşkavak

    Bedii Yazıcı

    Bilal Şar

    Birol Altın

    Bruno Alves

    Burhan Sargın

    Bülent Tanyeri

    Bülent Uygun

    Cahit Zeren

    Can Arat

    Celil Sağır

    Cemal Şıkak

    Cemal Uludağ

    Cemal Uzkes

    Colin Kazım Richards

    Coşkun Demirbakan

    Çetin Aktulgalı

    Dalian Atkinson

    Daniel Guiza

    Deivid de Souza

    Dirk Kuyt

    Durmuş Çolak

    Dusan Pesic

    Edu Dracena

    Egemen Korkmaz

    Elvir Baljic

    Elvir Boliç

    Emmanuel Emenike

    Emre Aşık

    Engin İpekoğlu

    Erdal Kocaçimen

    Erdi Demir

    Erdinç Sandalcı

    Ergin Parlar

    Erhan Albayrak

    Erhan Uyaroğlu

    Erol Bulut

    Eyüp Odabaşı

    Fabiano Lima

    Fabio Bilica

    Fahruddin Zeynelovic

    Faruk Hızer

    Feyyaz Uçar

    Fuat Güngör

    Füruzan Şansal

    Gökay İravul

    Gökhan Ünal

    Günaydın Özyurt

    Güngör Tekin

    Güray Erdener

    Hadi Tarlan

    Haim Revivo

    Hakan Bayraktar

    Hakan Tecimer

    Hakkı Pavli

    Halil İbrahim Kara

    Halil İbrahim Poçar

    Hasan Ali Kaldırım

    Hasan Vezir

    Hasan Yıldızeli

    Hilmi Ardağ

    Hilmi Atakul

    Hilmi Kiremitçi

    Hüseyin Çakıroğlu

    Ion Nunweiller

    Issiar Dia

    Ivailo Petkov

    İbrahim Aydın

    İbrahim Ejder

    İhsan Kavak

    İlhan Eker

    İlker Yağcıoğlu

    İlyas Tüfekçi

    İrfan Denever

    İsmail Güldüren

    İsmail Kurşun

    İsmet Saral

    Jes Högh

    John Moshoeu

    Kadri Aytaç

    Kamil Ekin

    Kamil Güvenal

    Kemalettin Şentürk

    Kennet Andersson

    Kerim Zengin

    Konur Alp Mutlu

    Lütfi Boyer

    Mahmut Aydın

    Mamadou Niang

    Mateja Kezman

    Mehmet Ali Has

    Mehmet Hacıoğlu

    Mehmet Topal

    Mert Meriç

    Michal Kadlec

    Milan Rapajic

    Miroslav Stoch

    Moussa Sow

    Muammer Oraman

    Muhammed Akarslan

    Muhammed İbrahimbegoviç

    Mustafa Arabacıbaşı

    Mustafa Doğan

    Mustafa Özer

    Naci Sarıtaş

    Naim Şukal

    Naki Kinezoğlu

    Nazım Kayar

    Necdet Erdem

    Nezihi Tosuncuk

    Nikola Lazetic

    Nikolas Anelka

    Niyazi Tamakan

    Nusret Özmengü

    Nüzhet

    Ogün Temizkanoğlu

    Oğuz Dağlaroğlu

    Okan Alkan

    Orhan Kapucu

    Osman Denizci

    Ömer Karabacak

    Özcan Kızıltan

    Özer Hurmacı

    Pierre Webo

    Radmilo Ivancevic

    Radomir Antic

    Rafet Atamer

    Rasih Minkari

    Raşit Karasu

    Raul Meireles

    Recep Biler

    Recep Nurcan

    Recep Ölmez

    Rıdvan Dilmen

    Robert Enke

    Sadi Çoban

    Safa Özyurt

    Saffet Akbaş

    Salih Uçan

    Samuel Holmen

    Samuel Johnson

    Sedat Bayur

    Selçuk Hergül

    Semih Arıcan

    Seracettin Kırklar

    Serdar Kesimal

    Serdar Kulbilge

    Serdar Şenkaya

    Sergiy Rebrov

    Serkan Özsoy

    Serkan Reçber

    Sertaç Olcayto

    Srebrenko Repçiç

    Stephen Appiah

    Stjepan Tomas

    Süleyman Köprülü

    Şenol Ustaömer

    Şevki Şenlen

    Tacettin Ergürsel

    Taci Ece

    Tarık Daşgün

    Tayfun Korkut

    Taygun Erdem

    Timuçin Çuğ

    Toni Schumacher

    Tuğrul Duru

    Tuna Güneysu

    Tuncay Becedek

    Turan Akra

    Turan Sofuoğlu

    Turgay Aksu

    Tümer Metin

    Uğur Boral

    Yakup Kordal

    Yaşar Yalçınpınar

    Yenal Kaçıra

    Yıldırım İper

    Zafer Dinçer

    Zeki Rıza Sporel

    Zeki Temizler

    Zihni Kanmaz

    Ziya Atamer

    Zoran Mirkoviç

  • Şenol Çorlu

    Şenol Çorlu

    Kamuran Tekil‘in senelerce çıkardığı, sonrasında ise Neriman Tekil‘in devam ettirdiği Fenerbahçe Spor Dergisi’nin Mayıs-Haziran 1987 sayısında konuklardan birisi de futbolcu Şenol Çorlu idi.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe’nin Acar Futbolcusu Şenol Çorlu

    1961 Ankara doğumlu, ilk, orta ve liseyi başkentte tamamladı. Futbola 1978’de Ankara Petrolofisi’nde başladı. Bir yıl sonra Orduspor’la mukavele imzaladı. 1981’de Sakaryaspor’a geçti. 3 yıl burada top koşturduktan sonra, 1984’de Fenerbahçe’ye transfer oldu. Bekar, annesi ile birlikte Erenköy’de kendi dairelerinde oturuyor.

    • Şenol, futbolu yaşantın içinde ne gibi bir etkisi oluyor?
    • Öncelikle şunu söylemeliyim. Futbolu çok seviyorum ve bu spor dalı tüm benliğimi sarmış durumda. Adeta futbolla yatıyor, futbolla kalkıyorum. Hayatımın her dakikası onunla kaim dersem, abartmış sayılmam. Futbolsuz bir yaşantının bana çok monoton geleceğini, onsuz yapamayacağımı kesinlikle söyleyebilirim.
    • Fenerbahçe bu yıl ligde de, kupada da havlu attı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
    • Bu yılki takımımız, kanımca önceki yılların gücünde değil. Teknik konulara değinmenin biz futbolcular için doğru olmadığına kesinlikle inanıyorum. Ancak şu kadarını söyleyebilirim. Takımımızdan ayrılmak zorunda kalan klas futbolcuların yanında, kiraya verilmeleri arzu edilen tecrübeli asların takımı çaptan düşürdüğü şahsi görüşümdür. Bu yılki başarısızlıklarımızın bundan kaynaklandığını tahmin etmek zor değil sanırım.
    • Yani Selçuk Almanya’ya, İlyas Galatasaray’a, Erdoğan Diyarbakır’a, Cem Sarıyer’e, Yaşar Malatya’ya gittikleri için mi bu duruma düştük demeye getiriyorsunuz? Peki, gelenler bunlara tercih edilmiş olmalı ki, bunlar tasfiye edildi, öyle değil mi?
    • Valla abi, yukarıda da bahsettiğim gibi teknik konulara değinmem doğru olmaz. Bu konudaki düşüncelerim, genelde kamuoyunun düşüncelerine uyuyor. Bu konuda söylenecek başka bir şeyim olmaz.
    • Konuyu değiştirelim ve şunu soralım. Anılarında iz bırakan bir maçın oldu mu?
    • İstanbul’daki 8-0’lık yenilginin rövanşını milli takımla Londra’da yaptığımız ve bu kez de 5-0 yenildiğimiz ilginç maçı unutamam. İlginçlik şuradan geliyor: Futbolun beşiği İngiltere’de ilk kez bir maça çıkıyordum. İngiliz oyuncuların bile parmakla sayılacak kadar az maç yaptıkları ünlü Wembley Stadı’nda oynama olanağına kavuşmuştum Sahaya çıkarken ayaklarımın titrediğini hissediyordum. 90 dakikayı nasıl tamamlayabildiğimi bir ben, bir de Allah bilir. Tüm maç boyunca ezilmediğimizi, zaman zaman İngiliz seyirciden alkış aldığımızı söyleyebilirim.
      Bir de, önceki yıl Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Bordo ile Fransa’da oynayıp 3-2 kazandığımız maçın anılarımda ayrı bir yeri vardır. Bu maçta iki şeyi unutamam. İlki, Selçuk’un attığı ilk golde İlyas’ın uzattığı şaheser pas. İkincisi, çok sıkışık bir pozisyonda ve çok zor bir durumda rahmetli Hüseyin’in attığı galibiyet golü. Bu nedenle, ebediyete göçen arkadaşımı, sevgili ağabeyimi bir kez daha rahmetle ve minnetle anarım.
    • En çok beğendiğin yerli ve yabancı futbolcular?
    • Bizden Sakaryaspor’dan eski arkadaşım B.Aykut, Metin (BJK), Uğur (GS), Yusuf (GS), Müjdat ve Abdülkerim.
      Yabancılardan, tek kelime ile hayranlık duyduğum iki kişi var : Liverpool’dan Ian Rush ve İspanyol Butragueno.
    • Avrupa’da hangi takımda oynamak isterdiniz?
    • Takım önemli değil. İngiliz takımlarının birinde oynamak isterdim.
    • Sinema ve tiyatro ile aran nasıl?
    • Her ikisini de severek izlerim. Ancak, her gün devamlı antrenman hafta sonu maçlar, deplasmanın devamlı yorgunluğu, bu iki sanat kolu ile ilgilenmemizi engelliyor. Bir de bunları izlemek konusunda televizyonun sağladığı kolaylık yabana atılmayacak bir olgu. Bu zevkimizi çoğu kez bu sihirli kutudan sağlıyoruz.
    • Kaç kez milli oldun?
    • 3 genç, 9 ümit ve 14 A Milli takımında yer aldım. Hesap edersek 26 kez milli oldum.
    • Futbol hayatının devamı süresince o şerefli formayı giymeni temenni eder, başarılar dilerim.

    Muhlis Algur / Fenerbahçe Spor Dergisi / Mayıs-Haziran 1987

  • Fenerbahçe’nin Yirminci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin Yirminci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 15 Ağustos 1984 tarihinde başlayıp 2 Haziran 1985’de biten Türkiye Ligi’nde, 34 maçta 18 galibiyet, 14 beraberlik ve 2 yenilgi alarak yirminci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Fenerbahçe adına sezonun gol kralı 28 maçta attığı 14 golle İlyas Tüfekçi oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin yirminci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye Ligi Maçları

    15.08.1984 / Zonguldakspor 0 – 1 Fenerbahçe

    26.08.1984 / Malatyaspor 0 – 0 Fenerbahçe

    02.09.1984 / Fenerbahçe 2 – 0 Ankaragücü

    08.09.1984 / Fenerbahçe 0 – 0 Kocaelispor

    23.09.1984 / Fenerbahçe 1 – 0 Bursaspor

    30.09.1984 / Galatasaray 1 – 1 Fenerbahçe

    07.10.1984 / Fenerbahçe 7 – 0 Denizlispor

    13.10.1984 / Fenerbahçe 1 – 0 Altay

    20.10.1984 / Fenerbahçe 3 – 3 Sarıyer

    04.11.1984 / Gençlerbirliği 1 – 1 Fenerbahçe

    18.11.1984 / Fenerbahçe 0 – 0 Trabzonspor

    25.11.1984 / Sakaryaspor 2 – 0 Fenerbahçe

    01.12.1984 / Fenerbahçe 4 – 0 Eskişehirspor

    09.12.1984 / Boluspor 0 – 1 Fenerbahçe

    16.12.1984 / Fenerbahçe 0 – 0 Beşiktaş

    23.12.1984 / Fenerbahçe 2 – 2 Orduspor

    30.12.1984 / Antalyaspor 3 – 4 Fenerbahçe

    20.01.1985 / Fenerbahçe 6 – 1 Malatyaspor

    27.01.1985 / Ankaragücü 0 – 0 Fenerbahçe

    03.02.1985 / Kocaelispor 0 – 1 Fenerbahçe

    09.02.1985 / Fenerbahçe 5 – 0 Zonguldakspor

    17.02.1985 / Bursaspor 1 – 0 Fenerbahçe

    03.03.1985 / Fenerbahçe 2 – 2 Galatasaray

    10.03.1985 / Denizlispor 0 – 0 Fenerbahçe

    17.03.1985 / Altay 2 – 2 Fenerbahçe

    23.03.1985 / Fenerbahçe 4 – 2 Sarıyer

    07.04.1985 / Fenerbahçe 4 – 1 Gençlerbirliği

    14.04.1985 / Trabzonspor 1 – 1 Fenerbahçe

    20.04.1985 / Fenerbahçe 1 – 0 Sakaryaspor

    05.05.1985 / Eskişehirspor 0 – 1 Fenerbahçe

    12.05.1985 / Fenerbahçe 3 – 0 Boluspor

    20.05.1985 / Beşiktaş 2 – 2 Fenerbahçe

    26.05.1985 / Orduspor 0 – 2 Fenerbahçe

    02.06.1985 / Fenerbahçe 3 – 1 Antalyaspor


    En Çok Forma Giyenler

    33 Maç : Dusan Pesiç, Müjdat Yetkiner

    32 Maç : İsmail Kartal

    31 Maç : Abdülkerim Durmaz

    30 Maç : Srebrenko Repçiç

    29 Maç : Şenol Çorlu

    28 Maç : Cem Pamiroğlu, İlyas Tüfekçi

    26 Maç : Hüseyin Çakıroğlu

    25 Maç : Yaşar Duran

    23 Maç : Erdoğan Arıca

    21 Maç : Önder Çakar

    18 Maç : Hasan Özdemir, Selçuk Yula

    16 Maç : Tuğrul Duru

    12 Maç : Sedat Karaoğlu

    10 Maç : Nurettin Yıldız

    7 Maç : Arif Kocabıyık, Engin Verel

    2 Maç : Birol Altın, Onur Kayador

    1 Maç : Turgay Aksu


    En Çok Gol Atanlar

    14 Gol :İlyas Tüfekçi

    10 Gol : Selçuk Yula

    8 Gol : Dusan Pesiç, Şenol Çorlu

    6 Gol : Srebrenko Repçiç

    5 Gol : Hüseyin Çakıroğlu

    3 Gol : Abdülkerim Durmaz, Hasan Özdemir

    2 Gol : Müjdat Yetkiner, Tuğrul Duru

    1 Gol : Cem Pamiroğlu, Engin Verel, Erdoğan Arıca, İsmail Kartal

    Fenerbahçe'nin Yirminci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin Yirminci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1961)

    Fenerbahçe’nin 12. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

    Fenerbahçe’nin 13. Türkiye Şampiyonluğu (1965)

    Fenerbahçe’nin 14. Türkiye Şampiyonluğu (1968)

    Fenerbahçe’nin 15. Türkiye Şampiyonluğu (1970)

    Fenerbahçe’nin 16. Türkiye Şampiyonluğu (1974)

    Fenerbahçe’nin 17. Türkiye Şampiyonluğu (1975)

    Fenerbahçe’nin 18. Türkiye Şampiyonluğu (1978)

    Fenerbahçe’nin 19. Türkiye Şampiyonluğu (1983)

  • Fenerbahçe’nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 29 Ağustos 1982 tarihinde başlayıp 18 Haziran 1983’de biten Türkiye Ligi’nde, 34 maçta 18 galibiyet, 13 beraberlik ve 3 yenilgi alarak on dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Fenerbahçe adına sezonun gol kralı 30 maçta attığı 19 golle Selçuk Yula oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin on dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye Ligi Maçları

    29.08.1982 / Fenerbahçe 1 – 1 Antalyaspor

    12.09.1982 / Fenerbahçe 0 – 1 Adanaspor

    19.09.1982 / Fenerbahçe 2 – 0 Altay

    26.09.1982 / Samsunspor 1 – 2 Fenerbahçe

    03.10.1982 / Fenerbahçe 2 – 0 Kocaelispor

    10.10.1982 / Beşiktaş 0 – 1 Fenerbahçe

    17.10.1982 / Ankaragücü 0 – 1 Fenerbahçe

    23.10.1982 / Fenerbahçe 1 – 0 Gaziantepspor

    31.10.1982 / Fenerbahçe 2 – 1 Sarıyer

    21.11.1982 / Adana Demirspor 0 – 1 Fenerbahçe

    27.11.1982 / Fenerbahçe 4 – 2 Trabzonspor

    05.12.1982 / Sakaryaspor 1 – 1 Fenerbahçe

    11.12.1982 / Fenerbahçe 2 – 1 Zonguldakspor

    19.12.1982 / Mersin İdman Yurdu 0 – 0 Fenerbahçe

    26.12.1982 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    05.01.1983 / Fenerbahçe 1 – 1 Bursaspor

    09.01.1983 / Boluspor 0 – 0 Fenerbahçe

    20.02.1983 / Antalyaspor 1 – 1 Fenerbahçe

    06.03.1983 / Altay 1 – 0 Fenerbahçe

    13.03.1983 / Fenerbahçe 1 – 0 Samsunspor

    20.03.1983 / Kocaelispor 1 – 1 Fenerbahçe

    26.03.1983 / Fenerbahçe 1 – 1 Beşiktaş

    03.04.1983 / Fenerbahçe 0 – 1 Ankaragücü

    10.04.1983 / Gaziantepspor 0 – 1 Fenerbahçe

    16.04.1983 / Sarıyer 0 – 0 Fenerbahçe

    27.04.1983 / Fenerbahçe 2 – 0 Adana Demirspor

    01.05.1983 / Adanaspor 0 – 0 Fenerbahçe

    07.05.1983 / Trabzonspor 0 – 1 Fenerbahçe

    15.05.1983 / Fenerbahçe 3 – 0 Sakaryaspor

    22.05.1983 / Zonguldakspor 0 – 0 Fenerbahçe

    29.05.1983 / Fenerbahçe 3 – 0 Mersin İdman Yurdu

    05.06.1983 / Galatasaray 4 – 4 Fenerbahçe

    12.06.1983 / Bursaspor 1 – 2 Fenerbahçe

    18.06.1983 / Fenerbahçe 1 – 1 Boluspor


    En Çok Forma Giyenler

    34 Maç : Cem Pamiroğlu

    32 Maç : Alpaslan Eratlı, Arif Kocabıyık, Mehmet Hacıoğlu

    31 Maç : Erdoğan Arıca

    30 Maç : Selçuk Yula

    29 Maç : Müjdat Yetkiner, Özcan Kızıltan

    28 Maç : Osman Denizci

    27 Maç : Yaşar Duran

    25 Maç : Onur Kayador

    22 Maç : Mustafa Arabacıbaşı

    14 Maç : Muhammed İbrahimbegovic

    13 Maç : Sedat Karaoğlu

    10 Maç : Bahtiyar Yorulmaz

    8 Maç : Nurettin Yıldız

    5 Maç : Zafer Dinçer

    4 Maç : Hasan Yıldızeli

    3 Maç : Hasan Özdemir

    2 Maç : Fahruddin Zeynelovic, Mahmut Aydın

    1 Maç : Güngör Tekin, Sertaç Olcayto


    En Çok Gol Atanlar

    19 Gol : Selçuk Yula

    4 Gol : Mehmet Hacıoğlu, Osman Denizci, Özcan Kızıltan

    3 Gol : Cem Pamiroğlu

    2 Gol : Muhammed İbrahimbegovic, Müjdat Yetkiner

    1 Gol : Alpaslan Eratlı, Arif Kocabıyık, Onur Kayador, Zafer Dinçer

    Fenerbahçe'nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin On Dokuzuncu Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1961)

    Fenerbahçe’nin 12. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

    Fenerbahçe’nin 13. Türkiye Şampiyonluğu (1965)

    Fenerbahçe’nin 14. Türkiye Şampiyonluğu (1968)

    Fenerbahçe’nin 15. Türkiye Şampiyonluğu (1970)

    Fenerbahçe’nin 16. Türkiye Şampiyonluğu (1974)

    Fenerbahçe’nin 17. Türkiye Şampiyonluğu (1975)

    Fenerbahçe’nin 18. Türkiye Şampiyonluğu (1978)

  • Duvara Asmalık Yazı

    Duvara Asmalık Yazı

    Arşivde dolanırken, 1983 şampiyonluğundan sonra İslam Çupi tarafından kaleme alınan bir yazıya denk geldik. Kısacık, muazzam bir keyif anında yazıldığı belli olan ve onlarca benzeri gibi sizi alıp göklere çıkartacak bir Fenerbahçe yazısı. Tam duvara asmalık yazı…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    İstanbul Kenti mi, Fenerbahçe Şehri mi?

    İstanbul, İstanbul şehri değil de, sanki şehr-i Fenerbahçe…

    Kanaryalar Fenerbahçe diye ötüyor.

    Semtlerde, sayfiyede adada, Moda’da, mevsim sanki Sarı-Lacivert…

    Meyhanelerde kadehler Fenerbahçe’ye kalkıyor.

    Fenerbahçe Oktay Rıfat’ın;

    “Bu ne biçim meyhane.
    Apostol…
    Tabağımda gökyüzü,
    Kadehimde de bulut.”
    dizelerine sizlere ömür demiş. Yenisine mürekkep açmış…

    Bu ne biçim Fenerbahçe.
    Ali Şen…
    Tabağımda lig…
    Kadehimde
    Federasyon Kupası var…

    Fenerbahçe mi İstanbul’un, İstanbul mu Fenerbahçe’nin? Karışmış belli değil…

    İstanbul Fenerliliğini, Fenerbahçeliliğini yaşıyor, kime ne…

    Kanaryalar Fenerbahçe’ye ötüyor… Ona ne?… Saksağan ve sakaları sorarsanız haber fena… Göç ettiler?…

    İslam Çupi / Milliyet Gazetesi – 20 Haziran 1983 – Duvara Asmalık Yazı


    Notlar :

    1982-1983 sezonu şampiyonluğunu 34 maçta 18 galibiyet, 13 beraberlik ve 3 yenilgiyle, Trabzonspor’un iki puan önünde şampiyon tamamladık. Tam 24 oyuncunun forma giydiği yıl boyunca bütün maçlara çıkan tek isim Cem Pamiroğlu oldu. Selçuk Yula ise, diğer takım arkadaşlarının uzak ara önünde (30 maçta) 19 gol atarak Fenerbahçe’nin gol kralıydı.

    O sezon oynayan futbolcularımız şunlardı :

    Alpaslan Eratlı
    Arif Kocabıyık
    Bahtiyar Yorulmaz
    Cem Pamiroğlu
    Erdoğan Arıca
    Fahruddin Zeynelovic
    Güngör Tekin
    Hasan Özdemir
    Hasan Yıldızeli
    Mahmut Aydın
    Mehmet Hacıoğlu
    Muhammed İbrahimbegoviç
    Mustafa Arabacıbaşı
    Müjdat Yetkiner
    Nurettin Yıldız
    Onur Kayador
    Osman Denizci
    Önder Çakar
    Özcan Kızıltan
    Sedat Karaoğlu
    Selçuk Yula
    Sertaç Olcayto
    Yaşar Duran
    Zafer Dinçer